Zoom yorgunu musunuz? Amerikalılara inat, henüz aşılanmadıysanız da keyfini çıkarın…

28
Reklam

Bayram geldiği gibi geçti gitti; bugün son gün. Ramazan da bir çırpıda gelip geçti; sanki 30 günlük bir manevi maraton değilmiş gibi…

Oysa bayramlarda aile olarak bir araya gelir, büyükler ve küçüklerin birlikteliği bayram günlerini sıradanlıktan uzaklaştırırdı. Ziyaretleşilir, sosyalleşmenin bütün güzellikleri o vesileyle yaşanırdı.

Sohbetler…

Her bayram günü ziyaretlerde konuşulmasını arzu ettiğim konuları bilgi notu biçiminde yazar, bayramın ardından kendi sohbetlerimizin ana başlıklarını okurlarla paylaşırdım.

Şirket-içi haberleşme, ders yayını için kullanılan ‘Zoom’ programı yukarıda saydıklarımın yerini aldı.

Ailemizin bireyleriyle yan yana, aynı sofra başında, kucaklaşarak buluşamadık; ya ne yaptık? 

Zoom üzerinden uzun sohbetler yaptık. 

Programı kullanıma sokan ve bu sayede milyar dolarlara sahip hale gelen kişinin –Eric Yuan– geçenlerde “Zoom yorgunuyum” yakınması gündeme düştü. Korona günlerinde 24 saatin büyük bir bölümünü, eskiden karşı karşıya gelerek görüştüğü kişilerle kendi buluşu program üzerinden konuşarak geçiriyormuş… Bir gün arka arkaya tam 19 Zoom görüşmesi yapmış…

Reklam

Artık ‘Zoom fatigue’ (Zoom yorgunu) diye evrensel bir deyim bile var.

Çoklu görüşmeler ayrı bir programa ihtiyaç duyulmadan cep telefonlarının kendi programları üzerinden de yapılabiliyor. Mesafeleri ortadan kaldıran bir yenilik bu. Manevi alanda özellikleri bulunan kişilere atfedilen eş-zamanlı olarak farklı mekanlarda bulunma üstünlüğü (eskiler buna ‘tayy-i zaman tayy-i mekan’ derlerdi), günümüzde cep telefonu veya tabletler sayesinde herkes için geçerli.

Teknoloji sayesinde yalnızca iki farklı yerde değil çok değişik yerlerde bulunuyormuş gibi oluyoruz.

Mesafe ve zaman zihinlerde varlığını sürdürüyor, gerçekte ise bizden binlerce kilometre uzakta yaşayan ve kimi henüz güne gözlerini açmış, kimi yatmaya hazırlanan yakınlarımızla, biz İstanbul’da öğle yemeği sonrası kahvemizi içerken, zamansız ve mekansız görüşmeler yapıyoruz.

Korona salgınını geride bırakıp normal hayatımıza geri döndüğümüzde öncesine ait pek çok kabulümüzle birlikte alışkanlıklarımızın da büyük çapta değiştiğini fark edeceğiz.

Değişenler yanında değişmeyen alışkanlıklar da var.

Etrafımdaki herkes -tabii ben de-, öncesinden başlayarak bayram günlerini, kafası bozulunca eski yol arkadaşlarına söz bombardımanını yeni teknoloji üzerinden yapan bir kabadayının anlattıklarına şaşkınlığımızı birbirimize aktararak geçirdik.

‘Kabadayı’ demem, kendisinin devlet tarafından kullanılan ‘suç örgütü lideri’ sıfatından hoşlanmaması yüzünden…

Reklam

Sadece hoşlanmamakla kalmıyor, o sıfatı kullananlara, isimlerini de vererek, hoş olmayan sözcüklerle itiraz da ediyor.

Eski alışkanlıklarımız depreşmiş durumda. ‘Derin devlet’, ‘Susurluk’, hatta ‘Ergenekon’ gibi unutulmaya yüz tutmuş kavramlar yeniden tedavüle girmiş bulunuyor. En çok kullanılan sözcüklerden biri de ‘Mafya’

Bürokratik geçmişinde emniyet genel müdürlüğü, siyasi hayatında içişleri ve adalet bakanlıkları, parti genel başkanlığı bulunan bir muhterem, son tartışmalar sırasında, ‘suç örgütü lideri’ sıfatından hoşlanmayan kabadayının kendisine yönelttiği bir büyük ticari işletmeyi üzerine geçirme suçlamasına, “Biz burada olmasaydık Mafya gelirdi” karşılığını verdi.

Hangi Mafya mirim?

Suç örgütü lideri’ olduğu için cezaevinde yatarken kendisine özel afla oradan çıkması sağlanan bir başka kabadayı da herkese yerini bildiren bir bildirge ile atışmalara katıldı. İstediği, mevcut Ak Parti-MHP cephesine bir dönem daha iktidarın verilmesi. Milli gelirimiz o zaman 12 bin dolar olacakmış. 

[Fert başına milli gelir ülkemizde birkaç yıl öncesinde 12 bin dolara yaklaşıyordu; şimdilerde 8 bin dolar kadar. Geriye gidiş var. 2023’ten sonraki dört yılda geriye gidişin duracağına ve eski güzel günlerin yeniden yaşanacağına dair tek umut kabadayının vaadi. Bir fikir versin diye MetroPoll araştırma firmasının son (Nisan 2021) anketinden bir sonucu yukarıda bulacaksınız. AK Parti’ye oy vermişlerin yarısı bile ekonominin iyi yönetilmediği kanaatinde.]   

Ülkedeki medya düzeninin ‘halkın haber alma hakkı’ ile ilgisiz hale geldiğinin farkında olmayanlar, günlerdir süren kabadayılar arası atışmaların, yayınlanan dört videonun 10 milyon kişi tarafından izlenmesinin, onlar üzerinden kopan fırtınanın kendilerini ‘merkez medya’ ilan eden gazeteler ve TV kanallarında suskunlukla geçiştirilmesini fark ettiler.

‘Merkez medya’ olduğunu sananlar şu sıralarda daha önemli bir konuyla ilgililer. Onlar sayesinde, dünyanın en sözüne sadık, kimsenin partisine ihanet etmediği, bugün söylediğiyle birkaç gün önce söylediği birbiriyle çelişmeyen politikacılarının ülkemizde ve iktidar cephesinde bulunduğunu öğrenmiş olduk. 

Korona yüzünden, iki aşımı da olduğum halde, dışarı çıkmama izin verilmediği için şapka takma fırsatına da malik değilim; başımda şapkam olsaydı, şu son tartışmalar üzerine gazetelerde ciddi ciddi bu izlenimi veren yazılarla okur karşısına çıkan, muhaliflerle İsrail’in Mescid-i Aksa saldırısı arasında irtibat kurulmasını sağlayan yazar ve yorumculara o şapkamı çıkartırdım.

Saygımdan elbette.

İsrail’in ‘Kadir Gecesi’ öncesi başlattığı saldırılar da Ramazan bayramlarının bir başka vazgeçilmezi. Bu defayı da boş geçmedi İsrail. Gazze’den gönderilen ev yapımı bombaları anında işlevsiz hale getirecek sürekli övünülen ‘Demir Kubbe’ füze savunma sistemini ilk bir-iki gün çalıştırmayarak kendi halkını da korkuttu İsrail yönetimi. O bir-iki günde ölen ve yaralanan İsraillilerin varlığı, İsrail’in hava saldırılarında Gazze’de 150’ye yakın Filistinli’nin hayatını kaybettiğini unutturmaya yetti.

Bu bayram da eski bayramlar gibi olsaydı, sohbetler daha samimi olacaktı.

Turistler geldiğinde kendilerini “Keyfini çıkar, ben aşılandım” maskesiyle karşılayacak servis elemanlarını gören yabancılar herhalde hayli keyifleneceklerdir.    

Amerikan Washington Post gazetesinin bir editörü, en yukarıya koyduğum fotoğrafı gördüğünde “Halkının henüz yüzde 13’ünü aşılayabilmiş bir ülkenin böyle bir reklama başvurması ‘sömürge zihniyetini’ akla getiriyor” tepkisini mi vermiş? 

Bayramımızı zehir etmekte üstüne yok bu gazetecilerin…

ΩΩΩΩ

Reklam

28 YORUMLAR

  1. Boncuk dizmek, sayı saymak gibi yarı eğitilebilir geri zekalılara kazandırılan becerilerin geliştirilmesi için ideal veriler sunan bu türden anket çalışmalarının kimi yorumcular tarafından havada kapışılmış olması hiç şaşırtıcı değil; çünkü noktalı virgüllü, küsuratlı sayısal değerleri alt alta, olmadı üst üste yazıp çizip toplayıp çıkarmayı çok seviyorlar…
    Ama;
    Dünya 5ten büyüktür!
    veya
    One minute!
    desek, tüm bildikleri sayıları unutuveriyorlar:)

  2. Netenyahunun Yahudiler’e yutturamadığı bu son olayi gelmiş geçmış liderlerin
    yaptıklarını yutturabildikleri sıradan Araplar ile günümüzdeki Araplar arasındaki farkı şimdiki gizli dost açık düşman menfaatçı ve koltuk dûşkün Erdoğanda dahil liderlerin gerçek yüzlerini bu son oayi ile daha iyi görüp bilen sıradan vatandaşlardan oluşan Araplar nasıl karşılıyor ve onlara inaniyorlarmı? Kesinlikle inanmiyorlar!
    Ama bizim cahil kesim özeliklede havuz ve troller ana dilleri olan Türkçe lehçeleri dahı anlamzlarken birde gidip sosyal medyada kendi reklamlarını yapmaları’de aci bir komedi.

    “AA’nın Mescid-i Aksa’daki Erdoğan protestolarını ‘tezahürat’ gibi sunmasına Arapça bilenler’in tepkiler büyüyor
    AA, Twitter üzerinden ‘Mescid-i Aksa’da ‘Erdoğan’ sloganları’ başlıklı bir video Mescid-i Aksa’daki Erdoğan protestolarını ‘tezahürat’ gibi sunmasına tepkiler büyüyor.

    Mescid-i Aksa’da “Biz buradayız sen neredesin Erdoğan” sloganı atılınca. Anadolu Ajansı o videoyu ‘tezahürat’ gibi sunmuş.

    AA, Twitter üzerinden ‘Mescid-i Aksa’da ‘Erdoğan’ sloganları’ başlıklı bir video paylaşmış

    Arapça bilen kullanıcılar, sloganda, “Biz buradayız sen neredesin Erdoğan” dendiğini, dolayısıyla övgü değil eleştiri içerdiğini aktarmişlar ve tepki vermişler.

    “Hüda Kaya sosyal medya hesabından, “Mescidi Aksa’da bayrak açtırarak, çarpıtma haberler servis ederek, “Filistinin yanındayız” diyerek, yanlarında olunmuyor maalesef.

    “Biz buradayız Erdoğan nerede” sloganları atılıyor. Bugün ne der ne yapar bilmiyoruz. Ama yarın “direnirken bana mı sordunuz” der, onu biliyoruz.” ifadelerini kullandı.

    • Nurdan abla sürekli bir yutmak, yutturmak çabası içersinde görüyorum sizi:
      “Netenyahunun Yahudiler’e yutturamadığı bu son olayi gelmiş geçmış liderlerin
      yaptıklarını yutturabildikleri…”
      Nedir bu ısrarla size yutturmaya çalıştıkları şey biraz açar mısınız? Katı, sıvı, gaz..?

  3. ABD’li Yaudi Bernie Sanders’ın NEw York Times yazdığ yazısinin tercümesinin kopisi!
    ××××××××
    Vermont Senatörü Demokrat Bernie Sanders, İsrail’in Filistinlilere yönelik politikalarına karşı ABD’nin rotasını değiştirip tarafsız bir yaklaşım sergilemesi gerektiğini ifade etti.

    Demokrat Vermont Senatörü Bernie Sanders, New York Times (NYT) gazetesinde İsrail’in son günlerdeki saldırılarına yönelik ‘ABD, Orta Doğu’da Yansız Bir Yaklaşımı Desteklemelidir’ başlıklı bir makale yayınladı.

    İsrail ile Filistin arasında yaşanan her çatışmada, yıllardır aynı ‘İsrail’in meşru müdafaa hakkı’ söyleminin dillendirildiğini hatırlatan Sanders, “Peki, ‘Filistin halkının hakkı nedir?’ sorusu neden hiç sorulmuyor? Ve neden İsrail ve Filistin’deki şiddeti, yalnızca İsrail’e roketler düşerken fark ediyor gibi görünüyoruz?” diye yazdı.

    ‘Kudüs’te Filistinli aileler, uzun yıllardır tahliye tehdidi altında yaşıyor’

    Sanders, Hamas tarafından fırlatılan roketlerin kabul edilemez olduğunu ancak bugün yaşanan çatışmaların bu roketlerle başlamadığının altını çizerek şöyle devam etti:

    “Kudüs’ün mahallesi Şeyh Cerrah’taki Filistinli aileler, zorla yerlerinden edilmelerini kolaylaştırmak için tasarlanmış yasal sistemde uzun yıllardır tahliye tehdidi altında yaşıyor. Son haftalarda, aşırılık yanlısı yerleşimciler onları tahliye etme çabalarını yoğunlaştırdı. Ve trajik bir şekilde, bu tahliyeler daha geniş bir siyasi ve ekonomik baskı sisteminin sadece bir parçasıdır.”

    İsrail’de Başbakan Benyamin Netanyahu hükümetinin Filistinlileri ötekileştirerek iki devletli çözüm olasılığını engellemek için yasa dışı yerleşim politikalarının peşinde koştuğunu söyleyen Sanders, “İsrail, barış ve adalet yerine, o topraklarda eşitsiz ve demokratik olmayan kontrolünü sağlamlaştırıyor” değerlendirmesinde bulundu.

    ‘Rotamızı değiştirmeliyiz’

    Vermont senatörü, yeni ABD Başkanı Joe Biden’ın şimdi dünyaya adalet ve demokrasi temelli bir yaklaşım sergileme şansı olduğuna işaret ederek, “Rotamızı değiştirmeli ve sivillerin korunmasına ilişkin uluslararası hukuku destekleyen ve güçlendiren tarafsız bir yaklaşım benimsemeliyiz” çağrısını yaptı.

    ABD’nin İsrail’e her yıl yaklaşık 4 milyar dolar yardımda bulunduğunu hatırlatan Sanders, Netanyahu hükümeti ile onun demokratik olmayan ve ırkçı davranışlarını artık savunmayı bırakmak gerektiğini kaydetti.

    Sanders, yazısını şu ifadelerle noktaladı:

    “ABD’nin İsrailliler ve Filistinliler için geleceği inşa etmelerine yardım etmede önemli bir rol oynayacağına kuvvetle inanıyorum. Ancak ABD küresel sahnede insan hakları konusunda güvenilir bir ses olacaksa, politik olarak zor olsa bile uluslararası insan hakları standartlarını tutarlı bir şekilde korumalıyız. Filistin haklarının önemli olduğunu kabul etmeliyiz. Filistinlilerin yaşamı önemlidir.”
    ×××××××

    • anlatıcı anlatmış anlatmış mış..
      dinleyen: bitti mi diye sormuş. oysaki çok önemli şeylermiş anlatılan.
      dinleyen sormuş:yemek ne nezaman yiyeceğiz acaba?
      ”bu işlerden sağ kalan olursa! yurt dışına pasaportsuz kovalanan Filistinlilerden ne kadarı dönebilecek? dönebilirlerse nereye hangi şartlarla yerleştirilecek?
      kendi yurtlarında asli vatandaş mı yoksa azınlık mı olacaklar?
      bi deyiver hele.

  4. Fehmi beyin bugünkü, yazısı, bana 5 yıl önce okuduğum Isabel Wilkerson’ in “The Warmth of Other Suns:” 3 siyahın acıklı gerçek hayat hikayelerini anlatan bir kitap, ABD Siyahları’nın asırlardır uğradıkları haksızlık ve çektikleri çileleri 20. Asırda doğup büyümüş, 21 asrı’da oy verdiği Obama’nın senetör seçildiğini gördükten sonra ölmüş Idami gibilerinin gerçek hayat hikayelerini 600 + sayfalık bir kitap’a sığdıran yazarı, ​hatırlattı.
    Herkes yazı yazabilir, önemli olan kitaplara sığmayacak konuları bir sayfada anlatabilmek.

    Sayın Koru, Bu yazısı ile İsrail ve Hamas liderleri’nin birbirlerini yaşatmak ve koltuklarını korumak için nasıl canavarlaştıklarını tek satırla anlatiyor.

    Türkiye’nin halı ortada olmasına rağmen anlayamiyanlar veya anlamak istemiyenler içinde güzel örnekler veriyor fakat bizdeki okumayi ve düşünmeyi sevmiyenler içinde değil Fehmi Koru, Cebrail AS dahi mesaj getirse onlar Cebrail’e değıl taraf oldukları havuz veya muhalefet’e ve liderlerine inanırlar.
    Son Filistin saldırısı olayını önceden hem İsrail basını hemde barış için çalışan dernekler Netenyahu’nun savaş çıkaracığını hem sosyal medyada hemde gazetelerinde açık açık yazdılar, madem bizim havuz ve liderler bu kadar Filistini düşüniyorlardi’iseler neden zamanında gereken adımlar atmadılar? Atmazka çünkü bunlar koltuklarını barışla değil savaşlarla koruyorkar.

    Aşı konusuna gelince, bayramda konuştuğum akrabaların söyledikleri beni şok etti. Heleki BioNTech, Pfizer vaccine için atilan iftirallar ilede iyce şok oldum. Genetiği boziyormuş.. onun için çin aşisi yaptıracakmiş.
    bunu söleyen Prizer aşısı yaptırmiş doktor olan kardeşimin eşi doçent doktor olan yiyenimin’de annesi,oliyor
    Kendileri Ailece korona oldular.
    Kardeşime aşı yapmışlar geline 6 ay sonra yapılacakmiş. Türkiyenin halkına ve haline bakarmısınız! İlk korona aşısını bulan ve miliyonlarca insana yapılmış aşıda şimdiye kadar ilk günlerde hafif yorgunluk ve başağrısı haricinde herhangi bir vaka görülmedi ve 12 yaşındakilerede aşılanması için onay çıkti ve şimdi 6 ay 12 yaş arasi olanlar için kılınik deneylere başlandı.
    Tabii işin içinde Türk bilim adami var ve Türkiyeye aşı maliyetine beş kuruş kar almadan 60 miliyon doz vermek istediği için rantcilar iftir atmaları gayet normal. Çunkü onların cebine para girmiyecek.Şu an Bilim adamlarımız’ın zindanlarda çürütülmesi yanında Prize aşi ile hastalikları yenen Dünyaca ünlü mütavazi doktora çamur atmalarını hayrami yoralım. Tabiiki hayır olsa olsa Şer olur.

    Ben 31 Marta ilk 22 Nisandada 2.dozu oldum ilkine gittiğimde Moderna aşısı yapiyordular ben onu istemedim Öğlenden sonra Prizer aşısı geleceğini sõylediler geri geldim ve öğlenden sonra tekra gidip aşiyi yaptırdım.
    Nedenini sorduklarında North America ilaçları bana alaji yaptığını söyledim gerçektende öğle. Zaten kendim hiç ilaç kullanmam. 2.doz
    aşiyi olduktan sonra yemek yiyince doymaya başladım.Õnceden hıç doymiyordum. Şimdi çok şükür doyuyorum. Hayret az yememe rağmen son dozdan sonra 1 buçuk kg aldım.
    Not: kardeşimin eşi beni dinler 6 ayı dolduktan sonra Pfizer aşısı olacak.

    • Nurdan abla “aşiyi olduktan sonra yemek yiyince doymaya başladım.Õnceden hıç doymiyordum. Şimdi çok şükür doyuyorum. Hayret az yememe rağmen son dozdan sonra 1 buçuk kg aldım.”
      Bence ramazan boyunca mideniz küçülmüştür ama aynı anda kilo almış olmanız düşündürücü bence…

  5. Anketörler formatları gereği belli sayıda aynı şahıslar üzerinden değişiklikleri değerlendirirler. Bu yüzden derin dalgaları ve tusunamileri göremezler. Kaç tane iktidar partisi tusunami yedi ve baraj altında kaldı unuttunuz mu. Milletimiz vurdumu çok sert vurur elinin ayarı bozuktur bu biline güçlülerce.

  6. Babacan’ın sözünü ettiği iki toplantıya CHP, İyi Parti, Saadet Partisi ve HDP’nin temsilcileri katılmıştı. Gül’ün adaylığı üzerinde tam mutabık kalınmıştı ki aradan birkaç gün geçtikten sonra Meral Akşener “Aday olacağım” diyerek bombayı patlattı. İttifak şaşkına dönmüştü. Bunun üzerine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu mecburen Muharrem İnce’yi son anda aday göstermek zorunda kaldı.
    Oyunu bozan kişı Koray Aydın mış. Ama onlar Ümit Özdağ’ı harcadılar. Koray Aydın ı harcayamamışlar.
    Bakalım ipin ucunu çektikçe neler gelecek?

  7. Ekonominin iyi yönetilmediğini düşünenlerin oranı % 25 fakat ülkeyi yöneten AKP nin oy oranı % 30–35 arasında sizce oturup düşünülmesi gereken bir durum değil mi ?
    Anladık ülke ekonomi de dip peki muhalefet in oyu yukselmez mi böyle bir ortam da ?
    AkP nin % 2 -3 lere inmesi gerekir oysa düşmüyor çünkü alternetif yok çapsızlar ordusu muhalefete çöreklenmiş sen ana muhalefetsin % 25 çakılı oyun 1 puan artmaz mı kardeşim. YOK YOK YOK .
    Çünkü proje üreten yok çözüm sunan yok .
    Çok basit bir çözüm sunayım size .
    İsmi lazım değil bakkal zincir marketlerin 10 ar bin şubesi var ülkede bunlar eski Bakkal esnafını yok ettiler .Adım başı her mahallede 3 er 5 var.
    Ey muhalefet bir proje üret tüm bu ismi lazım değilleri şehir dışına taşımayı taahhut et onlara eskiden olduğu gibi şehrin dışında izin ver mahalle arasındaki izinleri kaldır.
    Türkiye çapında en az 50 ila 100 bin arasında yeni bakkal izni ver bu grub a iş imkanı tanı en az amcası , dayısı , oğlu gelini ile al san 1 milyon ekstra oy . İnsanına iş üret garip gurabaya aş üret .
    Başka proje sana : Türkiyede özellikle trakyada dönüm başına tarlalarda organik madde oranı 0.7 birim dir bu Avrupa da 3-4 dür. Yıllar önce ise 7 idi ülkemizde .Sen dönüm başına 300 kilo buğday alırken Avrupalı dönüm başına en az 1.5 ton alıyor.
    Şimdi köylünün önünde 4 kaat 5 kat fazla gelir elde etmesini nasıl sağlarsın.
    Proje : Türkiyede kaç işsiz Ziraat mühendisi var en az 30 ila 50 bin arasında .Peki kaç köy var Türkiyede 18 bin köy var her köye ve ya 3-5 köye bir işsiz ziraat mühendisi zimmetle maaşlarını her hane 50 ila 100 lira aylık ödeyerek versin . Bilinçsiz yapılan tarım bilgili mühendislerin yönlendirmesiyle bilimsel olarak yapılsın . Adam toprak tahlilini yapsın , toprağa göre ürün çeşidini belirlesin ve geliri 3 5 kat artsın .hem ülke kazansın hem köylü kazansın .Zor mu bunu organize etmek asla zor değil ama düşünecek , planlayacak akıl edecek adam lazım .
    Ey muhalefet bak sana oy getirecek çok basit 2 çözüm daha onlarcası binlercesi var
    ama sen neyapıyorsun hİÇ koca bir hiç. Yaptığın tek şey iktidarı kötülemek . Proje üret
    çözüm bul. benden tavsiye yoksa birkaç 10 yıl daha muhalefette olursun

  8. Sen hangi yüzyılda yaşıyon.
    “ASIL KAVGANIN HİLAL İLE HAÇ ” diyorsun.

    Asıl kavga Yöneticilerin menfaat ve çıkarları, Pastadan ne kadar Pay alma kavgası.

    Din savaşları geride kaldı.

    Avrupada çoğu belediyede müslüman başkanları olduğunu biliyoruz. Sen ise belediyelerde kürt başkan olmasına bile tahamülün yok. (Bir belediye başkan yanlış yapıyorsa Suç yüklemeden bağımsız mahkemeler karar vermeli, siyasilerin uyduruk suçlamaları değil.)

    Avrupada kişileri dinine göre değerlendirme yok. Hiristiyan zannetiğin Genelde çoğuda ateist veya deist.

    Seninde hangi dinde olman onlar için önemsiz. Doğrumusun , dürüstmüsün, işin düzgünmü onlar önemli.
    onlar Allahın şu sözüne uymuşlar “Dinde zorlama yoktur” Bakara 256

    Biraz belgesel izlersen bunların yaşantılarını görürsen anlarsın sana tavsiyem DMAX kanalına bak
    .
    İşleri, Ticaretleri Düzgündür.

    Biz ise Kandırmaca, şaşırtmaca yapıyoruz.

    • Osmancım bu ifadelerine kanıt olabilecek bi avrupa ülkesi söyler misin bana:
      “Avrupada kişileri dinine göre değerlendirme yok. Hiristiyan zannetiğin Genelde çoğuda ateist veya deist.”
      Avrupalılar da bunu biliyor mu; yani aslında dinsiz olduklarını; yoksa sallıyor musun?

      “Seninde hangi dinde olman onlar için önemsiz. Doğrumusun , dürüstmüsün, işin düzgünmü onlar önemli.” buyurmuşsun da;
      bunu nasıl anladın ki?
      Bir avrupalı için senin ne olduğundan çok dini inancın önemlidir/belirleyicidir!
      Hatta sayıp döktüğün erdemler sıradan bir avrupalı için önemli değildir(değersiz demiyorum) normalde herkesin öyle olduğu düşünülür zaten…
      Ama eğer siyah saçlı ve esmerseniz işte o zaman bu erdemlerin de tümü geçerliliğini kaybeder, işinizi nasıl yaptığınız filan kimsenin umrunda olmaz; hepsi bu.
      Bilip bilmeden atıp tutmayalım lütfen!

      • biraz daha çaba gösterirsen şu dış tollerden bile bu köşeyi kurtaracaksın icabında. 🙂
        bozuk saat bile bir defa doğruyu gösterir
        osmanın saat çöp zaten.
        şu dış güçler hakkında tespitlerini: en doğrusundan en hakikisinden hatta en gayretlisinden iç hatlar için de yapsanda,
        bizde biraz şu trol zevzekliklerinden kurtulsak artık hagayret!
        Tanrı aşkına.

        • Birader hemen alttaki elemanın yorumuna koydum istediğiniz “iç hatlar için de tespitlerimi”
          İnşallah istifade edersiniz ama bu zevzeklikle de biraz zor sanki…

  9. Sevgili Fehmi Bey,
    Galiba boşa kürek çekiyoruz. Buraya nasıl geldiğimi izah edeyim kısaca. Malum sizin de bahsettiğiniz bir Mafya/Kabadayı (adı her neyse) düzeni var. Anlaşılan o ki ülkeyi bir mafyalar konsorsiyumu yönetiyor son yedi-sekiz yıldır. Biz bunu biliyor ve söylüyorduk ama kimse inanmıyordu. Neyse ki şimdi kendi aralarındaki çıkar çatışması işi açık etti. Ancak, bir tanesi bile normal bir ülkede hükümeti yıkabilecek bu açıklamalar bizde kimseyi yerinden etmedi. İktidara oy veren kitle (AKP ve MHP tabanı) zaten en baştan efsunlu olduğu için onların bu konuları görmeleri mümkün değil. Beni esas bu fikre sürükleyen Halk TV’nin bir haberi oldu. Halk TV ilginç bir muhalif kanal, bir ara CHP’nin resmi yayın organı idi, hala öyle mi bilmiyorum. Bilenler yazarsa öğrenmiş oluruz.
    Malum M. Ağar diye bir zat var, eski bakan ve parti başkanı. 28 Şubat ve 27 Nisan döneminde nerede durduğu malum ve aynı zamanda Erdoğan’ın yakın dostu. Tabii bu dostluk bizi ilgilendirmez, Allah muhabbetlerini artırsın. İlginç olan Ağar’ın bunca ağır bagajı varken, bunların üstüne güncel olarak tartışılan birçok iddialar varken Halk TV’nin bulduğu başlık: Mehmet Ağar Fethullah Gülen’i ziyaret etmiş. Bakın gördünüz mü bizim acar Kemalist ve sosyal demokrat halkçı kardeşlerimiz ne korkunç bir suçu açığa çıkarmışlar. Her ne kadar kanunlarda böyle bir suç olmasa ve konu da bu olmasa bile al sana nur topu gibi bir gündem. Tıpkı Ergenekon davalarında yaptıkları gibi konuyu özenle sulandırıp saptırmayı başarıyorlar. Eh sözde muhalif olanı böyle olursa gerisini siz değerlendirin.
    Ben bu mafya tartışmasının ne zaman diğer muhalifimsi partilere sıçrayacağını (hatta HDP’ye bile) bekliyorum. Acaba onların bu mafyalarla nasıl bir ilişkisi vardı? Yoksa da oluşturulamaz mı? Ayrıca sanırım onlar da Halk TV gibi keşiflerle konuyu aydınlatacaklardır.
    Bu arada bahsi geçen bir nolu Mafya liderinin bir itirafı da beni şaşırtmadı. Bir trol ordusu ile kamuoyunu manuple ediyorlarmış, bunu da “sirkatin söyleyen hırsız misali” S. Soylu’ya saydırırken anlattı. Biz burada ve diğer mecralarda yazan ve konuşan trollerin uslubundan onların mafya bağlantısını zaten anlıyorduk. Bu da resmi itiraf oldu.
    Hep söylüyorum ya “derin” devletimizin her yerde elemanları vardır diye. Muhalefet partilerinin bundan mahrum kalacağını düşünmek abes olurdu. Haydi hepimize kolay gelsin.

    • Sayın hakan çakan dün kendince sanki beklenmedik bir duruma işaret etmiş:
      “Ben bu mafya tartışmasının ne zaman diğer muhalifimsi partilere sıçrayacağını (hatta HDP’ye bile) bekliyorum. Acaba onların bu mafyalarla nasıl bir ilişkisi vardı? Yoksa da oluşturulamaz mı?”
      İsterseniz bi deneme yapalım:
      “…eski bakan ve parti başkanı. 28 Şubat ve 27 Nisan döneminde nerede durduğu malum…” dediğiniz zatı muhteremin 367 krizinde nerede durduğunu ise nedense belirtmeyi unutmuşsunuz; pek öyle “dostça” bir tutum sayılmazdı heralde?
      Nitekim kendisi tunceli nazımiye nüfusuna kayıtlı bir bürokrat eskisidir ve doğrudan dersimli kemalin de hemşehrisidir, hatta belki akrabasıdır da; çünkü aynı kültür çevresinden geliyorlar:
      Eski hdpli, chpli k.genç ve yine kılıçdarın halaoğlusu(hüseyin..?) tunceli mebusu bilmem kimin olduğu gibi…
      Yani öyle “bu mafya tartışmasının ne zaman diğer muhalifimsi partilere sıçrayacağını (hatta HDP’ye bile) bekliyorum. Acaba onların bu mafyalarla nasıl bir ilişkisi vardı? Yoksa da oluşturulamaz mı?” diye kara kara düşünmeye, kırk dereden su getirmeye gerek yok!
      Dersimin dağlarını delik deşik edip kimyasallarla bombalayan soysuzlarla, mapusdamındaki mahkumları zehirli gazla boğarak diri diri yakan emniyet bürokrasisi ve sivasta, çorumda, maraşta canlara kıyan gladyo elemanları birbiriyle yedi göbekten ilişkilidir, akrabadırlar.
      İtirazı olan?

  10. Babacan halk tvdeki sözlerinin arasında “Gül’ün ortak aday olarak gösterilmesi gerekiyordu ama olamadı. Bu yüzden ülkemiz 5 yıllık bir fırsatı kaçırmış oldu” dedi.
    Şimdi, Ali bababacan seçimlerin 2023 de olacağını öngörüyor, erken seçim olmayacağını söylüyor. diyebilirmiyiz.
    Sonraki 5 yıl için yine Abdullah Gül ün aday olması gerektiğini düşünüyor, diyebilirmiyiz.
    Bu açıklamaları ile kendi partisinin ayaklarına sıkmadı mı.
    Bir parmak şıkırtısıyla ” Game over “

  11. Bu gün dünkü fıkramıza devam ediyoruz yani fıkranın ikinci taksidi var !
    —-
    Kayınvalidesini döven adamı yargılayan hakim, olayın şahidi olan Temel ile Dursun’a , ” Madem ki olayı gördünüz , neden yardım etmediniz ” diye çıkışınca Temel ile Dursun ,
    – Haçim beg, herif çok rahat idu daa.. ! Pizden yardum mardum istemedi çi ! diye cevap verirler.
    Böylesine salakça ve adeta dalga geçer gibi bir cevaba çok sinirlenen hakim bağırır,
    – Kardeşim, siz ne diyorsunuz ! Ben kadına neden yardım etmediğinizi soruyorum !
    Durumun tersliğini kavrar gibi olan Temel ile Dursun bu sefer de şöyle cevap verirler,
    – Haa.. anladum haçim beg ! E piz karinun ne suçi var pilmeyuruk çi ! Hemi de piz oni karisu sanduk daa.. ! Araya niye cirelum !
    Filistin’in ne suçu olduğunu dünya bilmiyor ! Bir tek İsrail biliyor ! Dünya ayrıca Filistin’in şamar oğlanı oluşunu da artık tamamen kanıksamış !
    İnşallah gelecek seneki bayramda buluşmak üzere hoşça kalın

  12. Fehmi bey” Onlar sayesinde, dünyanın en sözüne sadık, kimsenin partisine ihanet etmediği, bugün söylediğiyle birkaç gün önce söylediği birbiriyle çelişmeyen politikacılarının ülkemizde ve iktidar cephesinde bulunduğunu öğrenmiş olduk.” derken Babacandan bahsediyor herhalde.

    Mesele babacan olunca fehmi bey den bu kadar yorum kafi. Babacanla ilgili bu hassasiyet biraz garip.

    Fehmi bey, Ali babacanın açıklamalarını nasıl değerlendiriyor. Fehmi bey e göre Babacanın açıklamaları siyasi tarihimiz açısından da ilginç değil mi? Bu göbeğinde olma durumu size de ilginç gelmedi mi. Önümüzdeki günlerde bu göbek tartışması baya gündemi meşgul edeceğe benziyor.Sonra niye görenedim diye hayıflanabilirsiniz.
    Size garip gelmedi mi Fehmi bey.Babacan,ın açıklamaları.

  13. Sayın Ağar’ın kastettiği mafya bence PKK mafyası.
    Ortamı müsait bulduklarında hemen haraç toplamaya başlıyorlar.
    Ortamın müsait hale gelmesi de bazılarının buna izin vermesi sayesinde oluyor.

  14. Havaalanından yada sınırdan girerken geleni kontrol edersen:
    kendi halkın ülken için tedbir almış olursun. (cümleyi kesiyorum).
    bazı ülkeler ne tedbir alıyorsa biraz baksak onlara yetecek aslında.

  15. Korono aşılarındaki riskler ve güvenirlilik sorunu:

    Birçok kişi yakında koronavirüse karşı aşı olmayı umuyor ancak aşı konusunda çekinceleri de var. Aşıların hızlı geliştirilmiş olmasından ötürü güvenilir olup olmadığı ve yan etkilerinin yeterince araştırılıp araştırılmadığı konusunda tereddüt yaşıyorlar. Dw.com.

    İngiltere ve ABD merkezli birçok medya kuruluşu, Oxford aşısının verileriyle ilgili sorunlar olduğunu ifade etti. Dile getirilen sorunlar aşının güvenli oluşuyla ilgili değil, ne kadar etkili olduğuyla ilgili.cnnturk.com

    AstraZeneca’nın beyin zarı iltihaplanmasına neden olduğu iddialarının ardından, bu kez yeni teknoloji olan mRNA sistemi ile üretilen Pfizer/Biontech’te kriz patladı.
    Kalp kası iltihaplanması olanların yaşı ise 30’un altında ve tamamı da erkek. Kalp kası rahatsızlığı, tehlikeli bir hastalık ve kalp hücrelerine zarar veriyor.

    Türkiye’de de kullanılan Çin yapımı corona virüsü aşısı ile ilgili bir açıklama Çin’den geldi. Çin devlet kuruluşu Hastalık Kontrol Merkezi’nin  Başkanı Gao Fu bugün bir açıklama yaparak Çin’in geliştirdiği corona virüsü aşılarında “bir problem” olduğunu ilk kez itiraf etti.
    Çao Fu, Çin’in geliştirdiği corona virüsü aşılarının etkisini artırmak için aşıları karıştırmayı ve aşıların dozlarında değişikliğe gitmeyi düşündüklerini duyurdu.sozcü.com.

    Dünya Sağlık Örgütü (WHO) , AstraZeneca’nın Oxford Üniversitesi’yle birlikte geliştirdiği Covid-19 aşısının kanda pıhtılaşmaya yol açtığı korkuları nedeniyle durdurulmaması gerektiğini, buna yönelik bir işaret olmadığını açıkladı. bbc.com.

    Türk bilim insanı Prof. Dr. Uğur Şahin’in kurucu ortağı olduğu BioNTech ve ABD’li Pfizer tarafından geliştirilen yeni tip corona virüs aşısının -70 derecede saklanması nedeniyle lojistik sorunlar ortaya çıkmaya başladı. İspanya Sağlık Bakanlığı, aşının diğer partilerine ilişkin teslimatların sekiz Avrupa Birliği (AB) ülkesinde geciktiğini duyurdu.ntv.com.

    Saygılar.

  16. Ben ankete bakmam anket benim olmayınca 🙂
    -mevcut iktidardan/iktidardakilerden ümidi kesmişler, vazgeçmişler mi?
    -muhalefettekilerden birşey bekliyorlar, bir umut/umutları varmı?
    (sadece anketin rakamlarına bakarım. bu soruların cevabı varmı diye)

  17. ne gündem varsa hepsini bir yazıda toplamış sayın koru.
    her bir satırı ayrı zengin olmuş gerçekten.
    ben ekonominin iyi yönetildiğinin düşünen %24,6 ya takıldım.
    bu nasıl bir zeka mirim?
    düşünmek büyük külfet olmalı.
    ya da iki anketçi gördüler dalgalarını mı geçiyorlar? herhalde öyledir.
    2018 bu ülkede pek çok şeyin olumlu yönde değiştiği/değiştirilebileceği bir yıl olabilirdi, nitekim oldu da, ama olumsuz yönde.
    umutlarımız bir başka bahara kaldı.

    ticari işletmeyi üstüne geçirmekle suçlananın “biz buralarda olmasaydık mafya gelirdi” demesi bir motto gibi.
    ülkenin bütün kaynaklarına ve parasına çökmüş kişilerin
    “biz olmasak dış güçler ülkeyi ele geçirir” algısını yerleştirmesi gibi.
    siyasilerin silah arkadaşlarının mafya olduğu, özel aflarla hapislerden çıkarıldığı ülkelerde bayramların onların beyanlarıyla ve hesaplarıyla şenlenmesine şaşmalı mıyız? ben bir şeye şaşıracaksam her türlü underground yapılarla birlikte olanların sonra nasıl olup ta bunu muhalefete yamandıklarına, muhalefeti akraba çıkardıklarına şaşırıyorum, pes. bu durumda muhaliflerle israilin mescidi aksa saldırısı arasında ilişki kurulması kurgulanmasa resim eksik kalırdı zaten. mevcut durumun kotarılması başka türlü mümkün olmuyor demek. ekonominin iyi yönetildiğini düşünen % 24,6 resmin bütününü görmek istiyor olmalı, düşünmesine yardımcı olduğu kesin.
    turizm bakanlığının efsane çalışmasına diyecek bir şey yok. apar topar o da kaldırıldı galiba. yine maksat hasıl olmuş olmalı.
    durumun ne denli içler acısı olduğu 75,4 tarafından görülmüş olmalı.
    bence daha fazla film çevirmesinler artık.
    helallik istesinler ve müsade.
    didem kuz
    ddm

  18. Bir bayramı daha geride bıraktık .Hüzünlü bir bayram dı.Evimizden çıkamadık sevdiklerimize sarılamadık .Filistinden gelen şehit haberleriyle de sarsıldık üzüldük kahrolduk.Farklı bir yönden bakarsak bu bayram turnusol kağıdı gibi bazı gerçekleri
    yüzümüze çarptı. DemOkrasiden , özgürlükten insan haklarından bahseden ülkelerin
    bu tanımlardan ne kadar uzak olduğunu gördük . Çocuklar katledilirken meşru savunma hakkı diyen ABD , geçmişte yaptıkları soykırımın , yahudileri fırınlarda yakıp sabun yapan
    Almanyanın Avusturyanın eski utançlarını unutturmak için Katil israile nasıl sahip çıktığını gördük.Her daim ülkemize gösteri ve yürüyüş özgürlüğünü ihlal ettiğimizi söyleyip bizi azarlayanların , nasıl çocuk katillerini telin edecek gösterilere izin vermediğini gördük.
    İçimizdeki israillilerin ( tc vatandaşları müslümanlar ) yaşananları normal karşılayıp hatta İsrail i tebrik ederken nasıl ikiyüzlü ve hain olduklarını gördük.
    Umarım bu yaşanalar Mısır ın Arabistanın fas ın vb gözlerini açar da yaptıkları hatadan derhal geri dönerler.
    özellikle şunu da gördük ki Türkiye olarak savunma sanayimizi neden güçlendirmemiz gerektiğini bir kez daha anladık. Siyonistlerin katillerin ve destekçilerin bir sonraki adımının neler olabileceğini bir kez daha teyit ettik.
    ASIL KAVGANIN HİLAL İLE HAÇ , HİLAL İLE DAVUD UN YILDIZI ARASINDA OLDUĞUNU BİZLER BİLİYORDUK DA UMARIM BAŞKALARI DA ANLAMIŞTIR.

Yoruma kapalı.