Cumhurbaşkanı seçimine partiler liderleriyle katılırsa.. seçim sonrası cümbüşe hazır olun…

68
Reklam

Seçime hangi partilerin girebileceği konusunda önem taşıyan verileri Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tutuyor; ancak oradan gelen listeyi gözden geçirip son şeklini vermek Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) görevi.

Başsavcılık YSK’ya listeyi göndermiş; o da bu konudaki açıklamayı yarın yapacakmış…

Aklı başındaki herkesin umudu, açıklanacak listede İYİ Parti’nin adının bulunması…

MHP anlaşılabilir sebeplerle İYİ Parti’nin yer almadığı bir seçim arzusunda; MHP yönetiminde yer alanlar bu arzularını ifade etmekten geri durmuyorlar. AK Parti’den de, herhalde ‘stratejik ortak’ hatırına, “Katılamasa daha iyi” anlamına çekilebilecek açıklamalar geliyor.

Yetkili ağızların “Kuralları değiştirecek ve bunun için yasa çıkaracak değiliz”dedikleri duyuluyor.

Geçmiş ve bugün

Oysa, Ak Parti’nin kendisi de, geçmişte, hukuki ayak oyunlarıyla, seçim yarışının dışında tutulmak istenmişti.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başvurusuyla Anayasa Mahkemesi, AK Parti’nin kapatılması konusunu görüşmüş ve bir tek oy farkıyla ‘kapatmak’ yerine maddi cezalar uygulama kararı vermemiş miydi?

Hukukun silah haline gelmesi demokrasiler için iyi bir tercih değildir.

Reklam

Kaldı ki, toplumda karşılık gören bir siyasi çizginin önünün partisi kapatılarak kesilmek istenmesi günümüz şartlarında sonuç da vermiyor; YSK “Katılamaz”sonucuna varsa bile İYİ Parti’nin seçime katılma hakkı bulunan partilerden birinin listesinden göstereceği adaylarla seçim yarışına girmesi mümkün.

Başka bir parti kurup yoluna devam ediyor önü kesilen siyasi çizgi.

İYİ Parti’nin esas sorunu YSK’nın getireceği yasaklama değil, kurucu liderinin cumhurbaşkanlığına adaylığını koymasıdır…

Şaşırtıcı gelmiş olabilir, ama biraz sabırlı olmanızı tavsiye edeceğim.

Akşener ve Kılıçdaroğlu aday olur ve yarışırsa

AK Parti’nin itibar ettiği kalemler ve yorumcular cumhurbaşkanlığının tek kişinin hakkı olduğuna inanıyor; sadece inanmakla kalmayıp sonucun o şekilde tecelli etmesi için bayağı mesai de harcıyorlar.

İstedikleri, her partinin kendi içinden bir adayla seçime girmesi ve mümkünse genel başkanlarını bu yarışa sokması…

Meral Akşener adaylığını açıklayınca, en çok sevinen onlar olduysa, bundandır.

Kemal Kılıçdaroğlu’nu da cumhurbaşkanı adayı haline getirebilseler misyonları tamamlanmış olacak.

Reklam

Parti başkanlarının aday olarak girdikleri seçimde sandığa “Bugün seçim olsa” sorusuna cevap teşkil edecek oylar düşecek ve büyük ihtimalle ilk turda, ama mutlaka ikinci turda, AK Parti ile MHP’nin adayı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan seçimi kazanmış olacak.

O yolla yalnızca cumhurbaşkanlığı seçiminin sonucu garanti edilmiş olmayacak, seçim sonrasında muhalefet partilerinin içlerini yeniden dizayn etme fırsatı da yakalanmış olacak.

Cumhurbaşkanı adayları milletvekili olamayacakları için…

Milletvekili olmayan liderlerin partinin başında kalabilmesi hayli zordur; partiler de dirliklerini koruyamazlar.

İYİ Parti ve Meral Akşener bunu nedense düşünmüyor.

İddialı olmak, iddiasını seçime yansıtmak siyasette iyi bir şeydir, buna hiç kuşku yok, ancak seçim de aritmetik işidir. Kimin, ne kadar oy alabileceğini, ipi göğüsleyip göğüsleyemeyeceğini hesap etmek sanıldığı kadar zor değildir.

Tek bir partinin adayının sandıktan galip çıkması söz konusu olacaksa 24 Haziran’da, hepsinin genel başkan düzeyinde adaylarla seçime katılmaları durumunda, o kişi AK Parti’nin adayı olabilir ancak.

İkinci turu ve muhalefet cephesinin o zaman oyunu ikinci adayda yoğunlaştırmasını beklemek, hayali fazla zorlamak anlamına geliyor.

Hesabı iyi yapmak lazım

Yeni kurulmuş bir partinin, lideri milletvekili de seçilememiş olacağı için, seçim sonrası türbülansa girmesi kaçınılmaz.

Bu yazımı isterseniz saklayın, Akşener’in aday gireceği seçimden sonra İYİ Parti’de yaşanacaklar sırasında çıkarıp bir daha okursunuz.

Hesabı İYİ Parti için yaptım, ama CHP için de aynı durum söz konusu. CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu hesabı yaptığı anlaşılıyor. CHP 16 Nisan referandumunda sandığa yansıyan ‘Hayır’ oylarını daha da yükseğe taşıyacağına inandığı bir aday arayışında ve bunu belli ediyor.

Bulur, bulamaz, kazanır sanılarak aday yapılan kişi başarılı olur olamaz, bunlar ayrı birer konudur; ancak muhalefet açısından doğru olan, bunu sağlamaktır.

Çok önceden burada ifade etmeye çalıştım: Genel seçimler partiler arası, cumhurbaşkanı seçimleri ise güçlü adaylar arası yarışlardır; cumhurbaşkanı seçilecek kişinin seçimden sonra kendisini iyi hissetmesi için de dişli bir veya iki adayla yarışması daha doğrudur.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da herhalde bunu ister.

Seçimin sonucu, adayların kişiliği yüzünden, henüz sandık başına gitmeye iki ay varken bugünden belli olacaksa, bunun adına seçim denilebilir mi?

Ben de ne tuhaf sorular soruyorum, değil mi?

ΩΩΩΩ

Reklam

68 YORUMLAR

  1. Sevgili Fehmi, hergece hayranlıkla kanal 7 ekranlarında izledigimiz şahsınızın,nasıl olup da mahalleyi terkedip,muhalefete suffle vermeyi adet haline getirdigini gerçekten anlamakta zorlanıyorum ! Lütfen daha açık ve net olunuz ve bu manasız davranışınızın gerçek sebebini açıklayınız ! Bu millet makul kürt halkı da dahil , katil terör örgütünün destekçisi sol cepheye içinde degil Meral-Gül karışımı, kim olursa olsun oy vermez!Neden bu ÇOK ÖNEMLİ konuyu es geçiyorsunuz? Şahsıma cevap da verebilirsiniz.

  2. Kimdir bu sempatik yüz, eli kınalı,
    Avucunda ay-yıldız, dalgalanmalı !

    “Dalgalan ey elbayrak”, fikren orjinal
    Öyle fikirler var ki, nal topluyor nal !
    ……
    Kızlarımız sosyetik, eller ojeli,
    Ve delikanlılar var, kulak küpeli !

    İşbu babaanneler, örnek olmalı,
    Sosyete marka gençler, örnek almalı!

    *******

  3. Hep aynı şeyi yapan ama farklı sonuç almayı bekleyen insana ne denir?
    15 senedir her seçimde oy verip iktidar yaptığımız AKP ne yaptı?
    Kendi tankımızı mı üretti?
    Kendi uçağımızı mı üretti?
    Yerli ve milli otomobil fabrikası mı açtı?
    Faizi mi kaldırdı?
    Dış borcumuzu mu sıfırladı?
    Tam tersine faizler her geçen gün yükseliyor enflasyonla birlikte.
    Dış borcumuz 390 milyar doları aştı.(Devlet garantili özel sektörün dış borcu hariç)
    Birlik beraberlik diye diye tam tersine halk ikiye bölündü.
    Sadece halk değil aileler bölündü.
    Komşular birbirinin yüzüne bakmaz selam vermez oldu.
    Bir zamanlar dost olduğumuz tüm komşularımızla didişiyoruz.
    Komşuları bırakın tüm dünya ile didişiyoruz.
    Herkese ayar veren ama kendisi ayar tutmayan yöneticilerimiz var.
    Artık değişimin zamanı gelmedi mi?

    • Ekonomiden hiç ama hiç anlamıyorsun ve bilgin olmayan konuda fikir üretigini zannediyorsun!O üretilen tankları topları gözüne sokamadıysak biz ne yapalım!Agzı olan konuşuyor!Dış borcun milli gelire oranı enaz hatta Abd” daha az olan bir ülke oldugumuzu bilmiyorsan biz ne yapalım?Sanki çevremizdeki ülkelerde olanların bir haçlı işgali oldugunu göremiyorsan biz ne yapalım?Hdp nin hain pkk yı pohpohlayan ve ordan güç devşiren bir parti oldugunu anlamadıysan biz ne yapalım?Allah izan ve insaf versin.Nokta !

      • ……..
        Bırak Alla’sen iskemleden desteksiz atmayi..,
        Biz ve ABeDe arasinda mukayese yapmayi!

        Onların hic degilse teknolojisi, üretimi var,
        Gayri safi milli hasılasi biliyor musun ne kadar?

        Söylesene faizler ne alemde, T.L. ne degerde?
        Onlarda pek yok, bizde yolsuzluk var her yerde!

        Hata üstüne hata, bakalım hesabı kim verecek
        Başka ülke bulamadın mı, mukayese edecek?
        …….

  4. Sayın Koru milletvekili borsasındaki çapraz kurları soruyoruz ama yayınlamıyorsunuz…

    Yoksa milletvekili kurları yabancı istihbarat teşkilatlarının alanına girdiği için mi?

  5. H. Gayret
    22 Nisan 2018 at 14:57
    Birlesiiin! Birlesiiin! Ne de olsa kufur tek millettir:) hulle yapiiin, hulle yapiiin! Olmadi takiyye yapiiin! Eh yine tayyip beye mecburuz anlasilan:)
    Bu yorum yüzeysel bir yorum değil.
    Fitne.
    Harici mezhebinin zihniyeti hortlamis.
    Sandıkta görüşümü ifade edeceğim.
    RTE olmazsa küfre giriyorum

  6. Ben hergün sabah namazından sonra ilk işim bu sitedeki yorumlarín bazılarını okumak oluyor.
    Bugün genelde milletin yorumlarının altina yorum yazan h gayretin yorum yazdığıní görünce, birden şaşırdım hayırdır inşAllsh dedim ve okudum….
    Aaaa 6 saatte neler olmuş.
    Bu olanlar batan bir gemiyi kurtarmak için Türkiyenin mozaiklerini oluşturan halk tek tek bir vucut olmuş ve “Diktatörlüğe” dur demek için o gemiyi kurtarmaya karar vermişler.
    H gayretin paniklemesi onun içinmış çünkü bundan böyle troller’in de rizki kesileceğiniden dolayi imiş.
    Kılıçdaroğlu ve CHP bu hareketi ile koltuk derdinde olanları fena halde kızdırdı.
    Demeçler başlamış. Ne zamandan beri demokrasi için fedakarlık yapanlar siyasete ahlaksızlık kategorisine giriyor.
    CHP, SP, İP, ve HDP bunlar mi demokırat?yoksa 16 senede Adelet ve Kalkinma Psrtisinin esas kurucusu ve TC ye hizmet edenleri devre diş bırakıp birakmakla kalmayan trolleri vasıtası ile baski uygulayıp iftiralarla tek adam rejimini millete yutturanlar mi demokrat?

    • Milletten yüzbinlerce oy alarak seçilen milletvekillerinin bir emirle başka partiye geçmesinin demokrasiyle değil tek adam rejimiyle alakası kurulabilir ancak.
      İp zaten seçime girebiliyor ve kendi genel başkanı da dün bunu açıkladı zaten.
      Açıktan ve şeffaf olarak partiler arası ittifak yapma imkanı varken, kapalı kapılar ardında hangi pazarlıkların sonucu olduğu bilinmeyen bir şekilde, gece yarısı telefonlaşarak alelacele böyle eski Türkiyeye ait bir biçimde, memnuniyetsizlikleri istemedikleri yüzlerinden belli olan milletvekillerini zorlayarak utanacakları bir duruma düşürmenin halk nezdinde ve seçim sandığında bir karşılığı mutlaka olacaktır.

      • Kapalı kapılar ardında sözünüz garip geldi. Cumhur ittifakida kapali kapilar ardindaydi. Erdoğan ile bahceli baş başa görüşmüşlerdi. Anlaşmalarin ne olduğu millete soylenmedi tek soylenen ittifakin kurulacak oldugu ki bunlar gayet normal siyasetcilerin hic birinin kapali kapi ile acik kapidan konuştuklari birbirini tutmaz.

        Ayrica bu vekil geçişini güneş motele benzetmekde çok garip. Hani referandum sirasinda bu tarz anlaşmalar artik olmicak deniyordu. Ya referandumda boyle seyler olmicak diyerek yalan konuşuyordunuz yada simdi benzeterek iftira atiliyor.

        Acikcasi hep inandigim şey SİYASET=YALAN. ve bu ülkeye yalancıdan hayır gelmez.

      • Necip bey,
        “demokrasiyle değil tek adam rejimiyle alakası kurulabilir ancak” denecek olaylar;
        Milyonlarin oyunu almis bir basbakanin bir gecede gorevden alinmasi,milyonlarin oyunu alan belediye baskanlarinin tehditle istifa ettirilmesidir bence,sen ne dusunursun bu konuda?Liderin takdiri der gecer misin yoksa?
        Danisikli hileyle, super baskin secim ilan eden Erdogan ve Bahcelinin kurdugu ittifakin ne kadar seffaf oldugu da ayri bir tartisma konusudur ayrica.

        • Bir cumhurbaşkanının hukuken ve siyaseten altındaki kadroyu değiştirmeye hakkı varsa bunu yapmak tabii ki onun takdirindedir Erhan bey. Tabii Chp de Kılıçdaroğlunun yaptığı gibi ,sen git artık şu partinin milletvekilisin demekle başbakanı görevden almak aynı durum ise ,ona bir şey diyemem. Ama bence elmayla armut gibi iki farklı şeyi karşılaştırıyorsunuz. Kılıçdaroğlu kendine bağlı bir görevliyi istediği gibi değiştirebilir, ama partisinin bir milletvekiline sen git şu partiye üye ol diyemez. Fikir namusu diye birşey var benim değerler sistemimde. Kendi partisinden disiplin nedeniyle bir milletvekilini atmak için bile belli kurallara uymak zorundaysa, başka partiye zorla göndermenin de bir kuralı olması gerekir. Siyasetçiler tabii ki kendi aralarında birşeyler konuşup planlayabilirler ama bunlar milletin önüne çıktıklarında açıkça anlatabilir ve ikna edilebilir olmalıdır. Ben bu olayda böyle bir yan göremiyorum. Partisinin seçime katılabildiğini dün Akşenerin kendisi zaten açıklamıştı. Milletvekili transferi denilen eski yöntemin kullanılmasının pratik bir gereği de yoktu yani.
          Tüm muhalefet partileri ve Kılıçdaroğlu erken seçim yap, er meydanına gel diye haykırırken demek ki Erdoğanın erken seçim yapmayacağına güveniyordu ve samimiyetle konuşmuyorlardı öyle mi. Sizin erken seçime bakışınızdan bu düşüncede olduğunuz çıkıyor. Eğer böyle değilse, erken seçim yapılmasını, istenilenin kabul ettirildiği şeklinde algılamanız ve sevinmeniz gerekirdi.
          Benim gördüğüm cumhur ittifakı 15 temmuzdaki isyana karşı sokaklara çıkan Akp ve Mhpli normal vatandaş arasında organik olarak kuruldu, çünkü o gece sokaklarda darbeye karşı koyanlar olarak sadece birbirlerini gördüler. Siyasiler de tabandaki bu işbirliğini resmiyete döktüler. Bu kadar açık ve şeffaf. Muhalefet neden kendi arasında bu açıklıkta bir işbirliğini göğsünü gere gere yapamıyor ve açıklayamıyor ki? Esas tartışılması gereken bu bence. Diğer birçok konu siyasetin meşru stratejileri, taktikleridir ve vatandaş bunların varsa faturasını sandıkta keser zaten.

    • Demokrasi icin asil fedakarlik 15 aylik maasa elveda diyebilmektir! hos bu secimde 600 mebus secilecek, sofraya 50 mebus daha ekleniyor yani…

    • Çukur siyasetini savunan ve terör örgütünün desteginde seçimlere giren HDP yi de demokrat saydın ya yazıklar olsun sana sanırım biryerlerden suffle alan birisin!

  7. İktidarın muhalefet partilerinin başkanlarını aday olmaya zorladığı düşüncesi bana da mantıklı geliyor. Ayrıca, hiç de yanlış bir (tabii pratik sonucu anlamından bahsediyorum yoksa ahlaki açıdan değil) düşünce değil. Gerçekten de her parti lideri aday olduğunda, bunun, görünen duruma göre sonucu şu şekilde oluşacaktır: en fazla oyu tayyip erdoğan, sonra da kılıçdaroğlu alacaktır. En çok oyu alan 2 adayın yarıştığı ikinci turda ise kılıçdaroğlunun hiçbir şansı olmayacaktır çünkü muhafazakar kesimin en azından önemli bir bölümü kılıçdaroğluna oy vermeyecektir. Bu durum da nerdeyse seçim sonucunu garanti kılıyor.
    Zaten uzun bir süredir, bunun altyapısı hazırlandı. Nerdeyse doların 4 lira olmasından bile kılıçdaroğlunu sorumlu tutuyorlar. Daha doğrusu, “dış güçlerin oyunu”, “spekülasyon” açıklamalarının dışında, yapılan propaganda şu: “kılıçdaroğlu olsa durum daha kötü olurdu”, “bunlar çok beceriksiz” vb,. Böylesine doldurulmuş olan muhafazakar kesimden kılıçdaroğlunun oy alması çok zor.
    Yani bu durumda, iktidarın esas hedefi, parti liderlerinin adaylığından çok, kılıçdaroğlunun aday olmasıdır. Onlar da biliyor ki, kılıçdaroğlunun hiçbir şansı yok. Zaten normalde kılıçdaroğlunun %50’yi geçmesi mümkün değilken, bu ön hazırlık ile kaza olma ihtimali bile kalmadı.
    Diğer parti liderleri ise, iktidar için, ikincil öneme sahip rakiplerdir. Bununla birlikte, meral akşenerin en çok oyu alan ikinci aday olması durumunda ise “beyaz toroslar”, *15 bin faili mechul” vb. yarası kaşınacaktır. Ayrıca mhp kökenli olması da bir başka propaganda malzemesi. Bu nedenle kürt ve sol kesimden oy alma ihtimali düşüktür. SP liderinin ise sivas, madımak otel şaibesi vardır. Muhafazakar kesimden oy alsa bile sol kesimin buna ikna olması zor olacaktır.
    Bunlar zaten, her normal insanın düşündüğü, fehmi beyin ise bir süredir dile getirdiği sorunlar. Bu nedenle fehmi bey “solak boksör” benzetmesini yapıyor. yani muhalefete, iktidarın bu oyununa gelmemesi tavsiyesinde bulunuyor.
    Zannediyorum chp’de bu durumu biliyor ki, şu ana kadar kılıçdaroğlu aday olmadı. Olacağını da zannetmiyorum. Belki kendi içlerinden bir aday çıkarabilirler. Ancak ben aday belirlemenin “muhafazakar kesimin kabul edebileceği aday” kıstası ile yapılmaması gerektiğini düşünüyorum. Benim tercihim önseçimle belirlenmesidir.
    Bunun dışında, şu ana kadar (siyaseti yakından takip etmiyorum hatalı olabilirim) bildiğim kadarıyla 3 kişinin adaylığı açıklandı: 1: Levent Gültekin 2: Meral Akşener, 2: Recep Tayyip Erdoğan.
    Yani iktidarın ilk tercihi değil, ikinci olarak tercih ettiği kişi adaylığını açıkladı. Burda iktidarın seçimi erkene almasında akşenerin adaylığını engelleme gibi bir düşüncesinin olmadığını da vurgulamam gerekiyor. Tam tersine kılıçdaroğlu olmazsa akpyi kurtaracak ikinci kişi akşenerdir. gerekçelerini yukarda belirttim.
    Bu noktadan baktığımızda akşenerin adaylığını açıklaması bir hatadır. Ancak, olayın farklı boyutları da var. Mesela, akşener, adaylığını açıklamasa idi, iyi parti olarak topluma bir umut veremeyecekti çünkü akşener haricinde iyi partiyi toplumda kabul ettirecek hiçbir unsur yok. Ne proğram, ne ilke, ne mağduriyet vb. tek bir şey var. “kurtar bizi bacı” sloganı. zaten akşener de bu stratejiye uygun olarak davranıyor.
    Bütün bunlar düşünüldüğünde, fehmi beyin, bunların dışında aday belirlenmesi gereğine vurgusunun önemi ortaya çıkıyor. gerçekten de bu üç liderin haricindeki bir kişinin aday olması gerekiyor ki tayyip erdoğan karşısında şansları olsun. Abdullah Gül gibi, Abdüllatif Şener gibi adaylar, ikinci tura kalırlarsa erdoğan karşısında şanskları olur.
    Ben, ise seçimin kazanılması gibi kısa vadeli hedef peşinde koşmuyorum. Daha önce açıkladığım “önseçimle belirlenen veya bağımsız adaylara oy verilmesi gerekir” düşüncemle uyumlu olarak, şu ana kadar açıklanan adaylardan Levent Gültekin’e oy vereceğim. başka adaylar ortaya çıkarsa yine aynı kıstasa göre yeni bir değerlendirme yapacağım. yani kıstasım, parti veya kişiden ziyade, önseçimle aday olması veya bağımsız aday olmasıdır. Demokrasinin bu şekilde geleceğine inanıyorum.

    • Öncelikle yukardaki yorumumda bir yanlış ifadeyi düzeltmek istiyorum. “Tam tersine kılıçdaroğlu olmazsa akpyi kurtaracak ikinci kişi akşenerdir” ifadesi ile anlatmak istediğim, üzerine propaganda yapabileceği ve belli bir kesim üzerinde etkisinin olabileceğği ikinci kişiyi vurgulamak istedim. Yoksa akşenerin aday olması durumunda akpnin kazanacağını anlamına gelmiyor. Bu etkinin ne kadar olacağı, iyi partinin ya da muhalefetin bu etkiyi tolere edip edemiyeceğini gibi etkenler sonuç üzerinde etkili olacaktır. Akşenerin ikinci tura kalması durumunda, kazanma ihtimali, kılıçdaroğlunun ikinci tura kalması durumundaki kazanma ihtimalinden daha fazladır.
      Chpli 15 vekilin iyi partiye geçmesi ise, bir anda bir hava oluşturdu. Bu durum, yani chpli milletvekillerinin iyi partiye geçmesi, akşenerin adaylığını açıklamasının sadece iyi partinin toplumda kabul görmesi için zorunlu bir adım olmanın ötesinde, chp, sp ve iyi partinin ortak kararı olabileceğini de düşündürüyor. Akşenerin adaylığı, muhalefetin ortak kararı olmuş olsa bile, bu mutabakat bir basın toplantısı ile açıklansaydı, 15 vekilin iyi partiye katılması kadar toplumda etki uyandırmayabilirdi. 15 vekilin iyi partiye katılması hem akp ve mhpde, hem de muhalefette çok büyük etki oluşturdu. Öncelikle, fehmi korunun deyimiyle, solak boksörün hamlesi gibi oldu. Devlet bahçelinin konu hakkında yaptığı açıklamanın altına hürriyette yapılan 115 yorumdan sadece 1 tanesi bahçeliyi desteklerken, kalan 114 yorum, 15 vekilin iyi partiye katılımını destekler mahiyette. yine akpnin hürriyette yayınlanan açıklamasının altına yapılan 190 yorumdan 180’i de bu katılımı destekler mahiyette. İşin daha da önemli kısmı, bu desteklerin içeriği.
      mesela bir tanesi, ak partinin açıklamasında geçen “makul chpliler bu olayı kabul etmiyecektir” mealindeki cümlesine atıfla, “Chpliyim ve bu olayı destekliyorum. galiba makul değilim” yorumunu yazmış. Bir başkası ise “Daha önce MHP dışında kimseye oy vermemiş biri olarak şimdi en CHPli benim, yaşasın CHP-İYİ ittifakı,…” yazmış. Yani sadece desteğin çokluğunun ötesinde bir durum var ki o da, muhalefette, akpnin iktidardan gidebileceğine ilişkin ortaya çıkan umut. Yani bu durum, şu ana kadar, chp tarafından (belki bütün muhalefet olarak demek lazım), yapılmış en etkili hamle.

      • Hamza bey sizin dediklerinize MHP ve CHP lilerın 99% katılıyor.
        Tebrikle çok güzel analız etmişsınız.

  8. Dün 83 yorum yayınlanmış. Bazı yorumcuların yorumlarının altında “Yorumu Cevapla” butonunu göremedim. teknik bir sıkıntı mı yoksa editörün tercihi mi ayırtedemedim. Umarım teknik bir sorun nedeniyle öyledir. Bazı okurların yorumlarının altında da “yorumu cevapla” butonu olmuş olsaydı 86’ya çıkacaktı.
    Mutlaka konunun günceğlliğinin yorumların bu kadar fazla olmasında etkisi vardır ancak esas nedenin, insanların burda tartışma ortamı bulması olduğunu düşünüyorum. Umarım bu özelliğe halel gelmez. 3 okurun yorumlarının altında cevap butonunu görememek beni kaygılandırdı.

    • Bu konu benim de dikkatimi cekti. Cevap şeklinde yapilan yorumlar her defasında aşağıda saga dogru kayıyor. Bunun da format olarak bir limiti olması gerek şeklinde düşündum. “Yorumu Cevapla” butonunun olmamasi cevap vermeye kesinlikle bir engel degil. Bir ust kademedeki “yorumu cevapla” butonuna basarak cevabinizi istediginiz kişiye yonlendirebilirsiniz. Şahsen ben oyle yaptim!!

  9. AG, RTEnin Truva atı. Değilse bile bugüne kadar RTEye ne muhalefeti oldu ki karşısına çıkacak ne diyecek nasıl oy isteyecek.

    • Abdüllatif Şener,İdris Naim Şahin,Hüseyin Çelik,Bülent Arınç,Ali Babacan nasıl yapıyorsa öyle.

  10. Secimler 15 ay erkene alindi diye mebus maaslaridan biraz tasarruf olur, onunla da bu secimleri finanse ederiz demistim ama simdi chp den aksenerin partisine gecen mebuslarla mecliste grup kuracaklari icin iyi parti de milyarlarca lira secim yardimi alacaktir! Sagolsun firildaklar, gitti paralar! Paylasim sirasinda kavga cikarsa bilmem ama alacaklari parayla mapus damindaki darbecileri en az 15-20 sene finanse edebilirler… Artani da karar gastesinin olsun:)

  11. Birlesiiin! Birlesiiin! Ne de olsa kufur tek millettir:) hulle yapiiin, hulle yapiiin! Olmadi takiyye yapiiin! Eh yine tayyip beye mecburuz anlasilan:)

    • küfür tek millettir ,diyene bakin nasilda kizdiklarina islami bir hüküm giydiriyorum. ?bu ha gayret islam hukumlerine ve bu arada ahirete dogru adim atmalar,ha gayret

      • Sasirmayin,islamcilik denen şey, tam da budur.
        İslamciligin kesinlikle,iddiasinin aksine,dindarlikla ya da muslumanlari ve İslami hakim kilmakla ilgisi yoktur.Islamcilik bir ideolojidir,malzemesi ise din ve dini hassasiyetlerdir.Islamcilik ideolojisi bunlari istismar ederek kendine guc devsiren bir ideolojidir.Diger bircok ideoloji gibi dayandigini iddia ettigi degerleri de kolaylikla yok sayar ve kolaylikla bu dayanak yaptigini iddia ettigi degerlere sirtini donuverir.Cunku bu degerler bir aractir,argumandir iktidarina hizmet ettigi kadar baglayicidir.Fakat Islamcilik bir yonuyle diger zalim ideolojilerden daha tehlikelidir.Soyle ki; mesruiyetini ve gucunu ilahi kaynaga dayandirir ve bu suretle karsisindakinin sadece maddi varligini ve bu dunyasini degil ahiretini de ipotek altina alir,karartmakla tehdit eder.insanlara,zulumleri karsisinda siginacak bir Allah ve din bile birakmaz.Zalimdir,firsatcidir,suclayicidir,yok etmeye hazirdir.Diger tum zalim ideolojiler gibi,ama ahiret kapisinin snahtarini da kendisinin elinde oldugunu iddia eder.Iktidar icin muthis kullanislidir.

    • H.Gayret,Ahireti tapulayan birilerinden bahsediyordun asagida.Bu kadar cabuk kendinle celismen hic yakisik aliyor mu?

    • Böyle bir yorumu yazana dinci denir.
      Dinci: Bir menfaat karşılığı dini kullanana dinci denir.
      Yani Allah ile aldatan kişi.
      Dinbaz da diyebilirsiniz.

  12. Ust akil yine devrede demek, eski turkiyeye ozgu alicengiz oyunlari! Aksener icin mebus borsasi kurulmus:) 100bin imza bulup aday olcaana kapat 15-20 mebus olsun bitsin! E tabi parlamenter sistemin nimetleri iste boyleydi, insan bu sistemden vazgecer mi?

  13. Daha onceki yorumumda da belirtmistim;

    Secimlere en az 3 secilebilme potansiyeli olan aday katilmali.Bu sekilde secim ikinci tura kalir.Muhalif adayin kazanabilmesi ikinci tur secimlerde mumkun olabilir.
    Meral hanim aday olacagini zaten acikladi.Ilk turda %20-25 bandinda bir oy alabilir.Ancak ikinci tura kalirsa Erdoganin gerisinde kalacagi muhakkak.Meral hanim neticede ulkucu kokenlidir Kürt kokenli vatandaslarimizin oyunu alamaz.Kürt kokenli vatandaslarimizin oyunu alamayan hicbir muhalif adayin sansi yoktur.Gercek bu ve buna uygun strateji belirlemek gerekir.
    Abdullah Gul ise, henuz aday olacak mi belli degil.Ancak,Abdullah Gul potansiyel olarak ve ulkenin icinde bulundugu sartlarda,ozellikle 2.turda,secilebilme ihtimali Erdogandan da fazla olan tek kisidir.Abdullah Gul devletin icine dustugu ve toplumda rahatsizlik uyandiran belli konulari duzeltecegine iliskin olarak bir plan aciklarsa(meclisin temsil yetkisini guclendiren,temsilde adaleti saglayan-barajin dusurulmesi, gucler ayriligini saglikli sekilde duzenleyen,etkin ve seffaf bir denetimi saglayan,adalete olan guveni yok eden siyasi etkiyi ortadan kaldiran v.s duzenlemeler) toplumun yarisindan daha fazlasina umut olur ve en kuvvetli secenek haline gelir.
    Abdullah Gul,bu sekilde,hem icinden geldigi gelenege mensup insanlar,hem Kürt vatandaslarimiz,hem parlamenter demokrasi taraftarlari,hem liberal kesim ve hem de Erdoganin tek muktedir tarzi denetimsiz ve frensiz yontemlerinden ve bu yontemlerin ulkeyi icine dusurdugu durumdan rahatsizlik icinde bulunan vatandaslardan oy alir ve bu oran %60 civarindadir .Abdullah Gul’un bu sekilde aday olmasi,hem toplumu rehabilite etme,hem de yeni Turkiye diye diye yikilmanin esigine getirilen devlet sistemini islah etme bakimindan buyuk bir hizmet ve nimet de olur.
    Abdullah Gul,secilememe, rezil olma,hain sayilip iktidarca dusman sayilma gibi dusuncelerle aday olmaktan kacinmamalidir(boyle yaklasimlar dillendirildigi icin deginme ihtiyaci duydum).Kimse secime girip secilemedi diye rezil olmaz.Ayrica,kim aksini soylerse soylesin,Abdullah Gul,asil buyuk gunah kecisi olarak kullanilmak uzere zaten Erdogan’in ajandasinda bas sayfadadir,hedeftedir.Erdoganin ittifak tercihleri ve onumuzdeki donemin gidisatina gore Abdullah Gul mutlaka hedef haline getirilecektir,Erdogan’in siyaseti budur,cok ornegi vardir ve olacaktir.Dolayisiyla Abdullah Gul’un hain ilan edilecek diye aday olmaktan kacinmasi kendisine bicilen bu kadere riza olur.
    Abdullah Gul,en bastan itibaren,muhalefetin, uzerinde uzlasilan tek adayi olmak icin de israrci olmamalidir.Kendisinin ikinci tura kalmasi buyuk ihtimaldir ve ikinci turda bu ittifak zaten gerceklesecektir.
    Abdullah Gul,belki de, bir partinin digrudan adayi olmaksizin bagimsiz olarak adayligini ilan etmeli,mitinglerde ve secim calismalarinda parti ya da partilerin calisma ve isbirliklerinden faydalanmalidir.
    Ben bu yaklasimla Abdullah Gul’un en kuvvetli c.baskani adayi olacagina inaniyorum.

  14. yazilara bakıldığında insanların ilke bazindaki görüşlerin (kişisel olmamalı)’nin saygınlığına denecek bir söz yoktur.fakat bunun dışında bir görev,misyon (militanlik) ve menfaati gözeten muhalefetin hafifligini de göz ardı etmemek gerekir.yillarca kotuledigi, uluslararası karanlik delhizlerin bir uzantısı olarak gördüklerini bir kırılmayla(herhalde ihtida değildir)tam tersi şeyleri soylemeye sürüklenmesi insanın inandırıcılığıni alip götürmektedir.Bu dünyadaki izdüşüm peki ahiretteki pek çetin olani dusunmek insanı kendine getirir inşaallah…

    • Ahiret konusunu tapulamis sumuklu psikopat, zombiler burayi da orayi da parsellemis yani:)

      • h.gayretin bu ölçüsüzlüğünü ve dünyanın anlamını ve önemini hatirlatan ahireti hatirlatmamiz beyimizin(bayan da olabilir?)zoruna gitmiş anlaşılan.farkli fikirleri kendine yakışan bazi ayıp nitelemelerle mahkum etmesi kendinden baskasina yasam hakki tanimayacak bir ideoloji taşıdığını gosteriyor, yazık

        • h.gayret in okuduğunu anladığını zannetmem?. çünkü tamemen sayin yazara bir eleştiri babında bir yorum yapmıştım,bu arada yazara da teşekkür etmek isterim,elestirimi yayınladığı için (kavgada yumruklar sayılmadığı ? için eski yorumları (ingilizle baslayan)yayınlanmamasini da not ettiğimi bilmesini istedim

        • Farkli fikirleri olanlarin milletin tepesine f16 larla, tanklarla nasil bombalar yagdirdigini hatirlayinca insanin cok daha farkli nitelemeler yapasi geliyor ama neyse!!! Maalesef yasam hakkini coktan kaybetmis sehitlerimizin kani hala kurumadi… Nobetteyiz:)

      • Yukardaki,”Birlesiiin! Birlesiiin! Ne de olsa kufur tek millettir:)” seklinde kopardigin vaveylaya bakilirsa asil senin zihniyetin tapulamis ahireti.Hem de partiye verilen oy karsiligi tapu dagitiyorsunuz.
        Bosuna dememisler demek ki; Kisi kendinden bilir isi.

  15. Bazı yorumcular sürekli seçim hilesinden
    bahsediyor.Bana göre bu iddia fasa-fiso.
    Çünkü her sandıkta özellikle büyük partilerin (Ak Parti,CHP,MHP,HDP…) görevlileri bulunur.Sandıklar hepsinin gözünün önünde açılır.Sandıklar açıldığında vatandaşların bile oy sayımını izleme imkanı var.Sandık başkanının sağında ve solunda değişik partilerden 2 katip sürekli hangi partiye oy çıktığını işaretler.İkisinin birbirini tutması gerekir.

    Oy kullanan seçmen sayısı ile oy kullanmayanların toplamı o sandıktaki seçmen sayısına eşit olacak.Partilere verilen oyların toplamı kullanılan oy sayısına eşit olacak.Bu şekilde tutulan
    tutanağı partilerin temsilcileri imzalayacak ve her birine birer tane verikecek.Bir tanesi
    de sandık alanına asılacak.Parti temsilcileri bu tutanakları kendi partilerine
    teslim ederler.Ayrıca bir tanesi de seçim kuruluna verilir.

    Dolayısı ile her parti seçimin sonucunu
    kendisi hesaplar

    Bu kadar sıkı bir denetim varken hile yapmak isteyen çıksa bile hile yapamaz.
    Bir parti değil,hiç bir parti hile yapamaz.

    Ancak Güneydoğu’da PKK’nın vatandaşa baskıyla bir partiye oy verdirdiği söyleniyor.OHAL sayesinde bu da asgariye
    inebilir,bölge halkı daha serbest oy kullanabilir.

    Bütün bunları memuriyet hayatımda bir
    çok kez sandık kurulunda bulunduğum için biliyorum.

    Bazıları kaybedeceklerini anlayınca
    şimdiden bahane aramaya başlamış
    görünüyorlar

    Yenilen pehlivan güreşmeye doymaz diye boşuna denilmemiştir.

    • Ne yapar eder yine biraz oylarini kaybederler, bi ara istanbulda secim sandigini mi bulamadi, oturdugu adres mi sahteymis neydi su genel mudurun adi? Kullanamadigi oyu calindi diye veryansin ettiydi:)

  16. Erken seçim kararı almak yeterli çoğunluğa sahip parti ya da partilerin Anayasal hakkıdır.Anayasal bir hakkın
    kullanılmasına ayak oyunu denemez.

    Öte yandan siyasette her partinin kendi çıkarını düşünmesi normaldir.İyi parti
    bir adım atacağında Ak Parti’nin çıkarını mı düşünür?

    Ak Parti’nin itibar ettiği kalemlerin memleket için faydalı olacağını düşündükleri kişinin seçilmesi için
    çalışmaları da çok doğal.Nitekim F.Bey
    de onların seçilmesini istedikleri kişinin
    seçilmemesi için çalışıyor;arkadaşı
    Gül’ün aday olması için kalem oynatıyor.Gül’de uzlaşılmazsa ona benzeyen birinin adaylığını öneriyor.

    Yazının son bölümünden muhalefetin güçlü bir aday çıkaramamasının sorumluluğu da iktidara yükleniyor gibi bir
    anlam çıkıyor. “Sonucu önceden belli olan seçime seçim denilebilir mi” denilerek.

    Ne yapsın Ak Parti,muhalefete güçlü bir aday mı buluversin?

  17. Fehmi bey AG ü aday göstermeye ne kadar da meraklı ve istekli. Ama sayın AG acaba PKK lılarla ve diğer terör yanlıları ile olmayı ne kadar göze alabilecek ve bunu vicdan muhasebesinde kendisine nasıl hesap verebilecek zaman içinde göreceğiz. Kanaatim AG bey sizden çok daha düşünceli ve vatanseverdir Fehmi bey

    • Evet AG bir vatanseverlik yapsın ve aday olmasın. Vatan sizden susmanızı bekliyor hep zaman yaptığınız gibi sayın G. Lütfen katkı yapmayın sesinizi de çıkarmayın. Vatana hizmet böyle olur. Kenara çekilin bakayım. Ne münasebetsiz insanlar var tövbe tövbe. Adamın kulağına kar suyu kaçırmaya çalışıyorlar. Kulağı hasta zaten.

  18. Seçim sonucunun neredeyse yüzde yüz belli olması, insanları ve partileri böyle takla atmak, şapkadan tavşan çıkarmak zorunda bırakıyor.
    Seçim sonucunun belli olması 550 milyon oy pusulası basılmasından dolayı değil tabii ki. İsterse 550 milyon değil 550 milyar yedek oy pusulası basılsın, seçimde 50-55 milyon kişi fiilen oy kullanacak ve sandıklara bu kadar oy girecek. Sandık kurullarında neredeyse her partiden birer sandık görevlisi bulunacak ve bu görevlilerin sadece bir teki bile işini düzgün yaptığı zaman, sandık sonucunda hiçbir hile ve değişiklik olamaz. Partilere de verilen sandık sonuç tutanakları partiler tarafından matematiksel olarak toplandığında YSK nin açıkladığı seçim sonuçlarını birebir tutmak zorundadır ve tutar. Kısaca her parti sandık görevlisi vasıtasıyla sandık ve sonuç güvenliğini garantiye almış durumdadır. Bu tür bahaneler yapacak başka şeyi kalmamışların başarısızlık sığınağından başka birşey değildir ve millet bunları şimdiye kadar dikkate almadığı gibi bundan sonra da almayacaktır.
    Sonucun belli olmasının esas sebebi halkın çoğunluğunun 15 yıldır Erdoğanı lider tayin etmesi, her seçimde ve her badirede de arkasında durmasından dolayıdır.
    Bu liderliğe aday olabilecek bir kişi ortada olsaydı bizi de farkederdik. Muhalefeti ve akıldanelerini takla atmak, şapkadan tavşan çıkarmak zorunda bırakan da bu kesin liderlik pozisyonunun değişmemiş olması.
    Fehmi beyin de savunduğu ve belli çevreler tarafından oluşturulmaya çalışılan en son strateji, Chp, İp, Sp, Hdp ve bilumum partilerin hiçbirinin kendi adaylarını çıkarmaması ve Abdullah beyin partisiz tek aday olarak Erdoğanın karşısına çıkması. Sanırım Gül de yalnızca böyle bir durumda yani partisiz ve Erdoğana karşı tek aday olma durumunda adaylığı kabul edecek. Akp nin kurucusu ve o partiden bakanlık, başbakanlık ve en son da cumhurbaşkanlığı yapmış biri olarak diğer küçük partilerden birinin adayı olmayı kabul etmemesi bence de normal bir tutum. Böyle bir durumda millet beni göreve çağırdı deyip Erdoğanla teke tek ve denk bir pozisyonda mücadele eder ve başarısız dahi olsa prestijinde bir kayıp yaşamaz, hatta kazanamaması durumunda Tayyip kardeşim kazandı, partim kazandı ve benzeri düşünceler ve söylem içine bile girebilir.
    Ancak bu strateji karşısında en büyük engel adaylığını taa parti kurmadan evvel açıklayan, hatta aday olmak için parti kuran Meral Akşenerdir. Akşener neden parti kurdu, Mhp yi yani cumhur ittifakını bölmek için. Ama şu anda gelinen durumda cumhur ittifakını bölen en önemli faktör kendisi oldu, bakalım büyük iddialarını bırakma durumunda kalıp adaylıktan vazgeçebilecek mi, göreceğiz önümüzdeki günlerde. Sanırım bu stratejide en çok zorlanılan kısım, Akşeneri Abdullah Gülün lehine adaylıktan çekilmeye razı etmek olacak.
    Erken seçim ilanının oyunları bozan bir satranç hamlesi olması bu durumdan kaynaklanıyor. Cumhur ittifakı karşıtı cephenin oyun planı Erdoğanın karşısına çok aday çıkartarak Akp den oy kopartıp seçimi ikinci tura taşımak ve burada yenmek idi. Önümüzdeki 1,5 senelik süreçte bunu işleyecekler, ekonomik operasyonlarla bir kriz durumunu belirli bir süre oluşturacaklar, her parti ayrı ayrı mücadele eder görünümde olduğu için bir cephe oluşturulduğu dikkati çekmeyecek, Erdoğana her kesimin karşı olduğu şeklinde bir demokratiklik imajı oluşturulacak, dış politikada ülkemizi dolayısıyla Erdoğanı zorlayacak manipülasyonlar yapılarak dışarıda da işler kötüye gidiyor ve sebebi Erdoğan algısı yaratılacaktı. Erdoğanın sözüne güvenilir olması bu çevrelerin en büyük güvencesiydi ve bu yüzden erken bir seçim yapmayacağına yüzde yüz inandıkları için rahatça erken seçim istiyor, hodri meydan çekiyorlardı.
    Ama 2 ay içinde gidilecek erken seçim bütün bu hesapları bozdu, hatta kendi aleyhlerine çevirdi. Ekonomik, siyasi ve dış politik algı operasyonları için süre kalmadı Şu anda çok aday çıkarmak, ortalıkta adam gibi aday olmadığı için Erdoğana yarıyor ve ilk turda kazanmasını neredeyse garantiliyor. Çok aday olduğu takdirde Gül aday olmuyor ve Akşener adaylıktan çekilmezse bu plan da işlemiyor.
    Diyelim ki Akşener adaylıktan vazgeçti, diğer hiçbir parti de aday çıkarmadı ve Erdoğanın karşısına Abdullah Gül tek aday olarak çıkartıldı. Bu durumda benim görüşüm sonucun yine değişmeyeceği, hatta Erdoğanın olabilecek en yüksek oran ile başkan seçileceğidir. Çünkü asıl varken kimse vekili tercih etmez. Milletin Abdullah beyi Erdoğana karşı tercih etmesini gerektirecek bir durum olduğunu düşünmüyorum.
    Seçim sonuçlandığında Abdullah bey de artık Akpnin kurucusu, Erdoğanın kardeşi , Akp nin eski bakanı, başbakanı, cumhurbaşkanı Abdullah bey değil, Erdoğanın yendiği diğer beylerin yanında bir Abdullah bey olur. Tabii ki tercih kendisinindir.
    Görelim mevlam neyler, neylerse güzel eyler.

    • Güzel bir yorum. Ancak bir nokta hatalı bence. İktidar dahil kimse bu seçimin 2019 da yapılacağına inanmıyordu. Erken olacaktı kesinlikle hatta yerel seçimden önce olacağı mutlaka kesindi. Yani muhalefet rahatdı bu yüzden bekliyordu söylemi yanlış. Muhalefet hakikaten beceriksiz santranç oynamayı hiç bilmiyor ve tıkanmış durumda. Ustaya diyecek bir şey yok. O her zaman bir adım hatta bir kaç adım önde. Bükemediğiniz bileği …

      • Nadir bey ben Erdoğanın normal şartlar altında seçimi zamanında yapmayı tercih edeceğini düşünüyorum. Ama özellikle bir kısım dış destekli iç muhalefetin normal olmayan durumlar oluşturmasına karşı da tabii ki planları hazırdı ve gerekince uyguladılar. Zaten referanduma sunulan değişiklik paketinde erken seçim olasılığını mümkün kılan hükümler de mevcut idi. Ama akşamki konuşmasında kendisi de belirtti bir aşamaya kadar dişini sıkmaya niyetliydi. Fakat muhalefet erken seçimi yoğun dillendirince seçime gitmemek de kaçmak olarak algılanacağı için, bu sefer doğal olarak muhalefeti terse yatıracak bir sürede erken seçime dönmesi bence de doğru bir davranıştı. Ayrıca yazımda da belirttiğim gibi ülkemiz için esas risk seçime kadar dışarıdan yapılabilecek provokasyonlardır. Mesela S400 ler için ülkemize bir yaptırım, Yunanistanla bir çatışma , Akdenizde Abd veya Fransa ile bir askeri gemi problemi ve benzeri bir olay ile dışarıdan ülkemize dolayısıyla Erdoğana karşı bir baskı oluşturulabilir ve bunun müsebbibi sadece Erdoğan algısı yaratmayı deneyebileceklerdi. Döviz üzerindeki oyunlar zaten başlamıştı. Ama 2 ay süre bu oyunları sonuçsuz duruma düşürdü. Ustanın elini muhalefetin öpmesini boşuna beklemeyin. Bizde öyle bir anlayış yok maalesef. Bükemediği bileği öpecek olan Erdoğana düşman olan batılı ülke ve siyasiler olacak. Çünkü onlar sonuna kadar deneyip beceremediklerinde yenildiklerini kabul etmeyi ve çark edip birlikte çalışmayı becerebilecek kadar akıllı ve menfaatlerini bilen konumdalar. Saygılar.

        • Diğer komplo teorileri gibi döviz üzerine oyun söylemine de katılmıyorum. Türkiye her yıl 40-50 milyar dolar bütçe açığı veren bir ülke. Bu para gelmeyince doların yükselmesi de normal. Ürettiğimiz tükettiğimiz belli. Bunun dışında bir oyun yok.

    • Halkin sapkadan ne cikaracagi da pek belli olmaz, secim kimse icin garanti degildir yani…

  19. Parti başkanlarından üçünün adaylığı daha önce belli olmuştu.Diğer 3 Parti CHP , SP , HDP ise henüz adaylarını açıklamadılar.HDP nin adayı içerde olduğu için sazı tekrar ele alacağını sanmıyorum . Onun yerine sazı Kılıçdaroğlu devralıp aday olursa da 2. turda Sn.Cumhurbaşkanı karşısında şansı olabilecek Sn.M.Akşenere yazık olacak.Çünkü Kılıçdaroğlu aday olduğu anda aynı gün Sn.C başkanının tekrar seçilmesi garanti olacak , hatta bu durumda seçime bile gerek yok aslında.Sonuç şimdiden belli zaten net skorla %70 e %30 . 10 Aralık’ta kongresini yapan İYİ Partinin seçime katıl masında hukuken bir engel yoktur. Ancak Statüko tarafından ,Başsavcı Abdurrahman Yalçınkaya gibi o günlerde Ak Partiyi kapatmakla görevlendirilip Google dan delil toplayarak bunu yapmaya kalkan zavallıların yapmaya çalıştığı gibi hukuksuz bir şekilde İYİ Partinin önünü kesmeye çalışmak , Ak Parti’nin artık eskiden müşteki olduğu şeyleri başkaları için tezgahladığının en bariz delili olacak. Bir de bunu devletin bekası için yaparlarsa , vah devletimin haline. Hukuk herkese lazım . Artık hukuku siyasetin sultasından kurtarmamız lazım. Ülkemizde geçmişte olduğu gibi günümüzdeki en önemli sorunlardan biri bu. Herkesin güvenip sığınanileceği bir Hukuk sistemine ekmek – su kadar ihtiyacı var bu milletin.Sn.Abdullah Gül”ün adaylığının gerçekleşmeyeceğine inanıyorum. Siyasetin şu anki dili ve jargonu bunu engeller . Bu dil ve jargona aslında kişilik olarak buna uygun olmadığını bildiğim Sn.Akşenerin uyum sağladını görüyoruz. Umarım başarılı olur ve siyaset dili ve jargonunu da tekrar olması gerektiği yere oturtur.

    • CHP li 15 vekilin iyi Partiye geçerek , İYİ Partinin önüne bariyer koymak isteyenlere karşılık verilmesiyle CHP nin C.başkanı adayının Sn.Akşener olduğu çıkarımını yapmamız mümkün. CHP Sn.Akşeneri destekleyecek , Sn.Karamollaoğlu da desteklerse bunu yeni C.başkanımız Sn.Meral Akşener olabilir. Böylece Kılıçdaroğlunu rakip olarak görüp bir kez daha tuş etmek isteyenlerin planı bozuldu .

  20. Abdullah Gül neden sessiz hala. Akp o kadar belli ediyor ki abdullah gül rahatsızlığını. Bence bir an önce adaylığını açıklamalılar.

  21. Meral Akşener’in şansı yok ama Abdullah Gül’ün şansı var. Fehmi Bey, eskiden daha objektif yazılar yazardınız….

  22. RTE ve AG arasında bir yarışı kim kazanır sizce? İkisi de CB’de denendi. Hala AG aday olsun diyenler var ve bana çok saçma geliyor. Konuşmaya bile korkan bir siyasiden lider olamaz. Nokta.

    • Buradan da şuna geliyoruz. Muhalefet aday bile çıkarmaktan aciz. Çoktan havlu attılar. Terlemediler bile. İktidar sözcülerinin dediği gibi bunlar tembel ve hiçbir şansları yok. Böyle muhalefet olduğu sürece iktidar güle oynaya çok seçim alır. Seyredin görün.

      • Muhalefetin tek umudu var. Ekonomik bir kriz çıksın ve iktidar sırası kendisine gelsin. O durumda bu beceriksizlerin ülkeyi yönetmesini beklemek de ayrı bir garip durum. Muhalefetin görevi denetim olmalı. Denge denetim çok istiyorlar ya. İlkeler diyorlar ya. Hani neyi denetlediler? Öyle bir becerileri bile yok. Kafaları bir şeye çalışmayan bir meclis dolusu bordrolu tembel bunlar. Boşuna besliyoruz. Meclis sayısı en fazla 100 milletvekili olmalı. Parmak kaldırmak için oy alan bir sürü adamı beslemek zorunda değiliz. Adlarını bile kimse bilmiyor. Geçen bir kadın milletvekili çıktı CB’na aday oldu bir de. Ne hakla? Bugüne kadar adını bile kimse duymamış ne yüzle aday oluyorsun demezler mi?

    • Konuşmaktan mı korkuyor.
      Muhalefet partilerinin Ekmeleddin vakası yaşatmasından mıı korkuyor
      Meral hanım ısrar ederse çıkması boşuna.
      Konuşmasıda boşuna
      Netice olmayacağını gördüğü için konuşmuyor
      Şartlar elverişli olmadığı için konuşmuyor
      Akıllıca hareket ediyor

  23. “Genel seçimler partiler arası, cumhurbaşkanı seçimleri ise güçlü adaylar arası yarışlardır” ifadenize gore baskanlik sistemi tamamen kurusallasmis diyebiliriz. Rakip aday adayi olarak en dislisi kilicdaroglu, artik gerisini dusunmek bile istemiyorum. Ama bir babayigit cikarsa milletimiz ona da bi kulak verecektir:)

    • Seçime iki ay kalmış. Daha bir babayiğit çıkacak da falan da filan. Gerçekten komedi bu muhalefet. Daha doğrusu trajikomik. Neyse bari az gülelim. Acıklı acıklı.

  24. Onlar (havuz ve AKP lilerin çoğunluğu) seçim demiyorlarki! onlar 24 Hazirana “Kurtuluş” savaşı diyiyorlar.
    Bundan böyle 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın yerini 24 Haziran Zafer bayrami alacak.
    Geriye iki şey kaliyor bir gazi únvani vermek, iki RT Atatürk olarak ismini değiştirmek.
    Meclis sıkı ise bunlari yapmasın.
    Gúlencilerin başına gelenlerin aynısı onlarında başına gelir.
    Gülencilere dediğini hatırliyalım, ne demişti?
    Okullarınızda “İslam dúnyasına benim halife olabilmem için lobi yapın.”
    Onlar bu teklifi red edince neler olduğu ortada iken Milletin vekillerinin onun emrinden çıkmalari mumkunmu?
    Bunu bilmemize rağmen genede İnsan şu soruyu sormadan edemiyor.
    Bu zaferinizden o kadar emin olmanızın sebebi ne?
    Yoksa sebebi 50 veya 60 miliyon seçmenler için hazırlanan 550 milyon oy pusulalarímı?

    • Teklif güzelmiş. Fetö neden kabul etmedi bu teklifi? Başka adayları mı vardı acaba halifelik için 🙂 Nurdan yiğidi öldür hakkını yeme. Muhalefet aday bile göstermekten aciz. İktidar kazanacağından neden emin olmasın? Şu anda tek adaylı bir seçim var görünüyor. Diğerleri hakikaten güven vermiyor. Daha ortaya çıkmaya cesaret edemiyorlar. Siyaset cesaret ve çalışma işi. Bunu beceren tek kişi var maalesef. Başka aday olmaması Türkiye demokrasisi için ciddi bir kayıp.

      • Onu bana sormsyın Gülenin CNN e verdiği raportajı dinleyin.
        Bir de ben yalancíların ve milleti kandıranların sözlerine inanmiyorum
        Hakan Atilla bey onların rüşvetlerini ve Hayırsever iş adamları yüzünden 105 yılla yargílaniyor.
        Hani 17/25 Aralık darbeydi.
        Benim gibi vatandaşların verdiği vergilerin rüşvet ve ABD avukatlari ve mahkeme masraflarına gitmesi de cabası.

    • Konuşmaya bile korkan bir eski siyasi neden aday olacak biri bana açıklasın. Hangi özelliği onu aday yapıyor. Çok güzel sustuğu için mi? Hangi konuda hangi cin fikri var? Bilen var mı? Bu nasıl bir komedidir.

      • H.Gayret’e yardıma yardıma gelmişsin anlaşılan. Abdullah Gülün fikirlerini görüşlerini devlet adamlığını bütün baskılara trollerin hakaretlerine rağmen herkes biliyor. Sizin buraya A.G ismi geçti mi kırmızı görmüş boğalar gibi saldırmanızdan bile belli oluyor A.G kalitesi. Siz kendi komedinizi oynamaya devam edin ki mamalarınız kesilmesin.

Yoruma kapalı.