Referandum günü canınızı sıkmak istemezdim.. ama tarihi bilmezsek hep şaşırırız..

4
'Çok tartışılacak harita'..
Reklam

Herhalde referandumla ilgili yoğunlaşma sebebiyledir; yoksa Milli Gazete’nin fotoğraflı haberini Barzani Ailesi’ne yakın Rudaw sitesinin sağladığı bilgiler ile geliştiren Hürriyet’in başlığı bu denli havada kalmazdı.

“Çok tartışılacak fotoğraf: Harita başında” başlıklı haber..

Fotoğrafta, Irak’ın kuzeyindeki bölgenin cumhurbaşkanı Mesut Barzani ve bölge yönetiminin dışişleri bakanı Falah Mustafa ile İngiltere dışişleri bakanlığının Ortadoğu ve Afrika’dan sorumlu devlet bakanı Tobias Martin Ellwood ve İngiltere’nin Bağdat büyükelçisi Frank Baker bir harita üzerinde çalışırken görülüyor..

Churchill’in hıçkırığı

Öyle bir fotoğrafın biraz daha eskisine bir yerde rastlamadım, ama gözümde canlandırabiliyorum: Yıl 1921.. Sir Winston Churchill.. Kahire’de.. İngiliz yönetiminin karargâh olarak kullandığı otelde.. elinde cetvel.. önüne Ortadoğu haritasını açmış.. yeni ülkelerin sınırlarını çiziyor…

Sıra tarih boyunca hiç var olmamış Ürdün’e ve onun doğuda Suudi Arabistan’la arasındaki sınırına geldiğinde.. biraz önce mükellef bir sofradan kalkmış olan Winston Churchill’i hışkırık tutuyor ve elindeki cetvel.. harita üzerindeki çizgiyi çizerken kayıyor..

İşte Ortadoğu haritası ve işte sağ aşağıda ‘Churchill hıçkırığı’….

İnanmadıysanız Ortadoğu haritasının o kısmına bakınız…

Araplar o kısmı bugün bile ‘Hâzukat Winston’ (Winston’un hıçkırığı) diye anar…

Ortadoğu’da hâlâ süregiden sorunların temelinde İngilizlerin çizdiği o harita yatar…

Reklam

Hürriyet’in ‘çok tartışılacağını’ sandığı haritayı da yine İngilizler mi çizecek?

O başlığın sebebi, herhalde, referandum kampanyası sırasında çıkan AB üyesi ülkelerle sürtüşmelerde sürekli Türkiye’nin yanında görüntüsünü vermiş İngiltere’nin böyle bir işe soyunmasının getirdiği şaşkınlık olmalı.

Türkçesi bizlerden farksız ve sosyal medyayı fazlasıyla esprili kullanan İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore’a beslenen sempati de o şaşkınlığa yansıyorsa hiç şaşırmam.

Ne yapalım dünyamız böyle bir dünya…

MI5.. MI6.. ve Fransa ile İngiltere..

Geçen hafta bir AVM’deki kitapçı zincirlerinden birine ait bir mağazada son çıkan eserlere göz atarken, İngilizce bölümünde, daha önce haberdar olmadığım ‘A Line in the Sand’ (Kumda Çizgi) ile karşılaştım.

Yazarı James Barr tarihe meraklı bir meslektaşımız. Daily Telegraph’tan bir gazeteci.

454 sayfalık eserde Ortadoğu’nun İngilizler eliyle yeniden oluşturulduğu dönem anlatılıyor.

Kitabın en başlarında daha önce sorulsa da cevabı alınamayan bir soru karşılığını buluyor.

Reklam

Şu soru: “Filistin’de kendi devletlerini kurmak üzere örgütlenmiş Yahudi teröristlerin İngiliz yönetimini sona erdirmek üzere sahneledikleri eylemleri kim finanse ediyor, onlara silâhları kim sağlıyordu?”

Barr’ın ‘Yahudi terörist örgüt’ diye andığı Hagana örgütü idi; örgütün en görkemli eylemi de, 22 Temmuz 1946’da İngilizler’in Filistin’de karargâh olarak kullandıkları King David Oteli’nin bombalanması…

Değişik milliyetlerden 91 kişi hayatını kaybetmişti o eylemde…

Hagana örgütünü kim finanse ediyor, militanlarına silâhları kim veriyordu?

Yazar, 2007 yılında, daha önce günyüzü görmemiş bir belgeyle karşılaşır; daha doğrusu yukarıdaki soruya cevap teşkil eden birkaç cümleyle…

İngiliz istihbarat örgütü MI5’ın bir görevlisi 1945 yılında Ortadoğu’yu dolaşmış, dönüşte dış istihbarat birimi MI6’ten bazı ajanlarla da görüşmüş ve izlenimlerini bir rapor haline getirmiş…

Raporda dikkat çeken cümleler şunlar:

“Teröristler Fransızlardan destek alıyor gibi. (..) Biz ‘çok gizli’ bazı kaynaklardan Fransız görevlilerin bölgede Hagana’ya gizlice silâh sattığını öğrendik; ayrıca Filistin’de huzursuzluk çıkarma niyetleriyle ilgili raporlara da ulaştık.”

Bilindiği gibi, Birinci Dünya Savaşı sırasında, İngiltere Fransa ile el ele vererek sonunda Osmanlı Devleti’nin tarihe karışmasını getirecek bir işbirliği ile Ortadoğu’yu birlikte yeniden dizayn etmişlerdi.

‘Sykes-Picot anlaşması’

İngiliz ajanın raporunu yazdığı sırada (yıl 1945) Fransa Nazi işgali altındaydı ve İngiliz askerleri Fransa’nın işgalden kurtulması için Almanlar ile savaşıyordu…

“Biz” diyor Barr, “Fransa kurtulsun diye savaşır ve ölürken.. güya müttefikimiz olan Fransızlar.. İngiliz askerleri ve görevlilerini Filistin’de öldürsünler diye.. Yahudi teröristlere gizlice arka çıkıyorlardı.”

Fransa İngiltere’ye bunu yaptı da.. İngiltere başkalarına hiçbir yanlışlık yapmadı mı?

Geçmişte yaptıysa.. bugün de.. müttefik bildiklerine yapamaz mı?

Harita çizmek İngilizler’in eski meşgalesi…

En tepedeki fotoğrafa bir de bu bilgiler ışığında bakın.

ΩΩΩΩ

Reklam

4 YORUMLAR

  1. Sayin Koru, “Barzani bolgesi’nde Bagimsiz Kurdistan niye kotu bir sey olsun?

    – Insani acidan bakarsak, sayica bu kdar cok ve bir cok bolgede cogunluk olan bir grup insanin, kendi istekleri dogrultusunda, bagimsiz olmasi yadirganabilir mi?
    – Bu isin onunde zaten durulabilir mi? En nihayetinde olacak. Akintiya karsi kurek cekmek akillica degildir. Hele ki akinti kimi guclu ulkelerin de destegi ile siddetleniyorsa.
    – Bagimsiz Barzani Kurdistan’i Firat’in Dogusun’daki Kuzey Sureye’deki Kurt Bolgelerin’de de soz sahibi olur, artan imkanlari ve prestiji ile. Bu da Turkiye’nin avantajinadir.
    – Bagimsiz Barzani Kurdistani ile Turkiye’nin bolgedeki ekonomik etkinligi ve elde edebilecegi fayda artar.
    – Etkisi bir nebze kistlanan YPG daha kolayca “aktif dusman” kategorisinden cikartilabilir.
    – Butun bunlarin olumlu psikolojik etkileri ve akillica yaklasimlar ile Turkiye kendi “Ic Kurt Meselesini” cozum yoluna koyabilir ki bence Turkiye’nin farkli bicimde en onemli meselesi budur.
    – Bagimsiz Kurdistan’a verilecek destek Turkiye’nin Suriye meselesinde de elini guclendirir. Orta vadede muhtemelen Halep’i de kapsayacak kuzey bolgesinde soz sahibi ve daha da onemlisi yeniden yapilanmanin oncusu olabilir.
    – Bati ile iliskilerde yeni bir sayfa acilir. Turkiye’nin yonu Bati’dir. Bu tarihin ve cografyanin cizdigi kaderdir. Gercekci bir alternatifi yoktur.

    Kisacasi, bu olumsuz bir durum degil tam tersine bir firsattir. Boyle durumlarda “Turgut Ozal olsa ne yapardi?” diye sormak bize pusula olabilir.

  2. Bugün 16 Nisan. Rüyamda Hayber Kalesi’ni gördüm. Kalenin bir kısmı kesilerek alınmıştı veya şeffaflaşmıştı. Sabah namazına uyandım ve namazda dua ettim.
    “Sen alemlerin Rabbi olan dolayısıyla bizim de Rabbimiz olan Allah’a dua ediyorum. Bizi (Türk Milleti’ne ) müstakim sırata hidayet et. Rabbimiz, bize hidayet ettikten sonra kalanlarımızı zayi etme. Rabbimiz takatimiz olmayan yükü bize yükleme. Rabbimiz Allah’ı ve ahireti inkâr eden Sermaye ile savaştayız. Bize Nusret et. Hannasın vesvesesinin şerrinden sana sığınıyoruz.” dedim.
    Bu duamı yaptıktan sonra yatak odama geçtim, Kur’an’dan bir sahife ile istihare ettim. Allah 344 ve 345 sahifelerinde bana cevap verdi.
    “Hiçbir ümmet ecelini ne öne alabilir ne de geciktirebilir.” Sermaye ve AK Parti ecellerini bekliyor.
    – Ümmetiniz bir tek ümmettir ve ben Rabbinizim, bana ittika edin. Siyasetlerini paramparça ettiler. Her grup kendisinde olandan ferah içinde. Bir zamana kadar onları kendi hallerine bırak.
    – Rabbinin ahiretinden müşfik olanlar, hayırda müsaraat ederler, orada sabıktırlar. Onlar onlarla uğraşmazlar. Kendi işlerine bakarlar.
    -Biz kimseye yapamayacağı işi teklif etmeyiz. Adil Düzen Partisi’ni kurun, başaracaksınız.
    – Eğer hak onların hevalarına tabi olsaydı semavat ve arz fesada giderdi. Başaramayacaklar.
    – Sen onlardan haraç istemiyorsun. Söylediklerinde çıkarın mı var?
    – Sen onları müstakim sırata davet ediyorsun. Söylediklerin doğru, devam et.
    – Ahirete iman etmeyenler yoldan sapıyorlar.
    Ben bunları yazdıktan sonra Fehmi Koru’nun yazısını okudum. O konuda söyleyeceğim bir sözüm de yoktur. Seçim yasağı kalktıktan sonra yayınlanmak üzere yoruma bu yazımı gönderiyorum.

    • Sayın Süleyman hocamız, Hayırdır inşAllah. Sayın Karagülle, aslında sizin dün gördüğünüz ruyanizda şemsiyenizin kayıp olması ve yerine sizin olmayan şemsiye gelmesi buna rağmen siz kendinizinkini aramaniz, ve bulmamış olmanız rüya tabirleri​ne göre sizin şemsiyenizin kayıp olması daha hayırlıdır çünkü esas sizin layık olduğunuz diğer şemsiyedir. Yıllarca sizin (bizlerde dahil) millete ve vatana faydalı olduğunu bildiğiniz ve inandiğiniz kimselerin zararlarından kazasız belasız kurtulmuş oldu ğunuzu size rüya yolu ile bildirildiğinin bir delilidir. Allah rüyalarınız hayırlara vesile eder İnşAllah.
      Allah CC çenesi laf yapanın değil elleri doğru işler yapanın yardimcisidir.
      Saygılar Allah’a emanet olunuz.

  3. Fehmi bey, galiba konu bulmakta sıkıntı çektiniz ve bugün ki “referandum günü çanınızı sıkmak istemezdim…..” yazınız çok anlamlı gelmedi bana. Birileri hatıralara bakamaz mı? Bu bakanın “Barzani” olmasının neden rahatsız edici olduğunu anlamakta güç. Daha bir ay önce buradaydı. Size tavsiyem korkular ie taşıyan, sürekli ülke bölünecek paranoyaları pompalayan diğer yazarların sendromuna kapılmayın. Şimdiye kadar sürdürdüğünüz mantıki duruşunuzu sürdürün.

Yoruma kapalı.