Trump'ın suyu ısındı. Onun gitmesi ve yerine Pence'in gelmesi iyi mi? ABD bunu tartışıyor…

29
Reklam

Donald Trump ile yardımcısı Mike Pence Türkiye’yi tehdit eden açıklamalarıyla ülkemizde gündemde ya, aynı ikili bir başka ülkede daha benzer endişelerle gündemin ilk sıralarında yer alıyor.
ABD’de.
Trump ülkenin seçilmiş başkanı, Pence de yine ülkenin seçilmiş başkan yardımcısı… ABD anayasasına göre, ikisi de halk tarafından seçildiği için, başkana bir şey olduğu ve yeri boşaldığı takdirde yerini yardımcısı alıyor.
John F. Kennedy suikasta uğradığında Lyndon Johnson, Richard Nixon istifa ettiğinde de Gerald Ford onların yardımcıları olarak boşalan başkanlık koltuğuna oturmuşlardı.
Amerika şimdi “Trump hakkındaki devlet soruşturması Kongre tarafından görevden alınması ile sonuçlanırsa onun yerini Pence alacak; acaba Pence’in başkan olmasındansa Trump’ı yerinde mi tutsak?” sorusunu ciddi ciddi tartışıyor.
Hangisi daha kötü, Trump mı yoksa Pence mi? Al birini vur ötekine hesabı…
Dünyanın en güçlü ülkesi sayılan Amerika’nın geldiği yere bakın.

D’Antonio’nun Pence ile ilgili kitabı..

Tartışmayı başlatan henüz piyasaya çıkmamış, raflarda yerini bu ayın sonunda alacak olan bir kitap: Michael D’Antonio ile Peter Eisner‘in kaleme aldıkları ‘The Shadow President: The Truth About Mike Pence’ (Gölge Başkan: Mike Pence Hakkında Gerçek)…
D’Antonio daha önce ‘The Truth About Trump’ (Trump Hakkında Gerçek) başlıklı bir kitapla Trump‘ın başkanlığının neden ülke için tehlikeli olduğunu etraflı bir biçimde anlatmıştı; şimdi sıra onun gitmesiyle önü açılacak Pence‘le ilgili kitapta…

Donald Trump gidiyor mu?

Robert Mueller‘in ABD başkanının Rusya ve Putin ile kabul edilemez ilişkiler içerisinde bulunduğu ve bu sebeple Moskova tarafından seçimde yardım gördüğü iddialarıyla ilgili devlet soruşturmasını tamamlamak üzere.
Devlet soruşturmasını yürüten özel savcının “Başkan görevden alınmalı” tavsiyesini yapması üzerine, anayasaya göre, Kongre, başkanın yerinden alınması sürecini başlatmak zorunda.
Beklenen Mueller‘in o tavsiyeyi yapması.
Mueller‘in raporunu açıklayacağı önümüzdeki günlerde beklenen bir başka gelişme daha var: Bob Woodward‘un Trump ve kadrosunu mercek altına aldığı kitabı çıkacak…
Yönetime en keskin darbeyi indirecek ayrıntılar içereceği şimdiden konuşulan o kitap da Eylül ayı ortalarında (11 Eylül) kitapçı raflarında yerini alacak.
Kitapla başkan devrilir mi? Devrilir.
Bob Woodward 1970’lerde Nixon‘un başkanlıktan istifasını getiren Watergate skandalını ortaya çıkaran iki Washington Post gazetesi muhabirinden biriydi (diğeri Carl Bernstein). İkili, Beyaz Saray’ın gizlemeye çalıştığı, Nixon‘un yalanlarla başından def etme yolunu seçtiği skandalı gün gün işleyerek büyük bir gazetecilik olayına imza atmışlardı.
Woodward o günden beri Beyaz Saray’a kim gelmişse daha çok onun ve ekibinin yanlışları üzerinde duran kitaplar yazıyor. Hışmını üzerine çekmek istemeyen başkanlar, en ideal çareyi, kendisine istediği bilgi ve belgeleri sağlayarak onun işini kolaylaştırmada buluyorlar.

Bob Woodward’un yeni kitabı..

Clinton, Bush ve Obama bunu yaptılar. Trump ve ekibi ise Beyaz Saray’ın kapılarını Woodward‘a sımsıkı kapamış durumda. ‘Fear: Trump in The White House’ (Korku: Trump Beyaz Saray’da) adını taşıyan kıpkırmızı kapaklı kitabın yayıncısı, “Woodward’un Trump Beyaz Sarayı içerisinde yaşanan korkunç hayatı sergileyeceğini” duyurmuş bulunuyor.
Mueller raporu, Woodward kitabı beklenen etkiyi gösterir ve Kongre Trump‘ın Beyaz Sarayı boşaltmasıyla sonuçlanacak süreci başlatırsa…

Hangisi daha kötü, Trump mı, Pence mi?

New York Times‘ın (NYT) yazarı Frank Bruni daha önce Trump’la ilgili kitap yazmış olan ‘Pence’ kitabının yazarı D’Antonio‘ya bu soruyu yöneltmiş. Aldığı cevaba göre, Trump direnmez, kavgaya girişmez, zaten canı da sıkılıyor, bunu fırsat bilir ve ayrılır…
Ayrılırsa Trump, onun boşalttığı yeri Pence dolduracak.
Sorun da burada. D’Antonio‘ya -ve Bruni‘ye- göre Pence başkan olunca ABD’nin teokratik bir devlet görüntüsüne bürünmesi kaçınılmaz. Kısa sürmüş Indiana Valiliği döneminde, Pence, o eyaleti tarihinin en Hıristiyan yönetimine kavuşturmuştu. Tam bir kaba softa ham yobaz örneği Pence.
Kitaptan bir bölüm:
“Pence kendisini ve yoldaşı Hıristiyan savaşçıları baskı altında bir grup olarak görüyor. Onun gelecekle ilgili umudu, seçilmiş bir millet olarak, muhafazakar Evanjeliklerin sonunda düşmanlarını yenmelerini ve bir Hıristiyan milleti yaratmalarını sağlayan bir lidere sahip olacaklarıdır.”
Evanjelik… Hıristiyan Milleti… Düşmanlar…
Kulağa hiç hoş gelmiyor.
Frank Bruni‘nin henüz çıkmamış kitapla ilgili NYT yazısı arkasından bir tartışmayı getirdi. Gazeteye görüşlerini aktaran okurlardan bazısı “Trump hiç değilse bilinen bir şer, aman Pence olmasın” görüşünü açıklarken, Indiana eyaletinden yazan biri, “Trump iyi ki onu yanına aldı da biz burada kurtulduk” demekte…
Tepkiler genellikle “Al birini vur ötekine” cinsinden…
Pence şimdi Türkiye’yi hedefine koymuş görünüyor, papaz Brunson burada yargılanmaya devam ettiği müddetçe de tehditlerini artıracak gibi. Hani birileri “Pis kokular geliyor, sanki papazın gönderilmesi istenmiyor gibi” diyorlar ya, Pence‘in karakterine uygun bir tez bu.
Bilin istedim.
ΩΩΩΩ

Reklam

29 YORUMLAR

  1. ABD Başkan yardımcilarınin yerine kimlerin atandıklarına ve nasıl atandıklarına dair Tarihi bilgiler.
    George Clinton who served under both Thomas Jefferson and James Madison; Elbridge Gerry who served under Madison; William R. King who served under Franklin Pierce; Henry Wilson who served under Ulysses Grant; Thomas Hendricks who served under Grover Cleveland; Garret Hobart who served under William McKinley; and James Sherman who served under William Howard Taft.
    When Harry Truman succeeded Franklin D. Roosevelt as president in 1945, the vice presidential office remained vacant for four years.
    After the assassination of John F. Kennedy, there was no vice president from November 22, 1963 until Hubert Humphries’ inauguration January 20, 1965.
    July 6, 1965 – The 25th Amendment is sent to the states and is ratified on February 10, 1967.
    1973 – Gerald Ford becomes the first vice president chosen under the 25th Amendment after Vice President Spiro T. Agnew resigns.
    1974 – After Richard Nixon resigns and Ford assumes the presidency, Ford nominates Nelson Rockefeller to be vice president.
    View on CNN

  2. Dünyadan Beyin göçu İthal edip teknoloji ihrac eden bir ülkenin batacağıni tahmin ederlerken. Eti dahi ithal eden bir ülkenini geleceğin Dünya lider ülkesi olacağına gerçekten inaniyorlarmi? Eğer inaniyorlarsa o mücizeyi bizimlede paylaşsalar iyi olur.

    • Nurdan hanım ülkesinin batacağı tahmininden çok alınmış anlaşılan. Araplar da bitiyor Nurdan hanım , ABD nin 19 trilyon dolar haraç alıp , kılıç dansı yapacağı bir Arap zenginliği de kalmayacak. Herkes kendi derdine düşecek . ABD rüyası bitti . Uyanın artık .

      • A aa, olur mu musa bey? Vaktiyle mehdi hazretleri “dünya gemisinin kaptanı amerika, biz de orada yerimizi almalıyız” diyerek hicret edip güvertedeki kaptanın paçasına yapıştı ya! Bi yeşil kart alabilmek için abd ye ne istedilerse verdiler ya! Haşhaşilerin böylesine taptığı bi gücü senin iplememen haddine mi düşmüş, hemen biat etmen gerekirken kalkmışsın bir de çöktü de bitti de diye özgüven gösteriyorsun! Korksana, pısıp, geri çekilip, haddini bilip, dizini kırıp mevlam neylerse falan gibi şeyler desene! Yoksa maazallah yeşilkartlar iptal edilirse nerelere gideriz? Haksız mıyım şair bozuntusu h.k.?

    • Et ithal etmekte ne varsa? Bak kendin söylüyorsun, abd de beyin göçü, sakatat falan ithal ediyormuş! Şimdi onlar da batmış mı oluyor yani?

  3. Trump mı Pence mi Bence Trump çünkü amerikaya savaş açsanız herhalde bu manyakların Amerikaya verdiği zararları veremezsiniz. Gidişat oldukça kötü yavaş yavaş amerikayı çöküntüye sürüklüyor.
    Düşünün Türkiye de darbe yaptırmış bir şahsı saklayıp besliyor ver deyince bin dereden su getiriyor.Sonra çıkıp adaletin yargıladığı bir papazı vermedin diye Türkiye ye saldırıp 2 bakana yaptırım uyguluyor ( gerisi yolda )Temel yasası adalete mudahale olmayan bir ülkenin lideri sana dönüp adalete mudahale et diyor.Ha vermezsen seni mahvederim.
    Durum oldukça ciddi hani eceli gelen it cami duvarına işermiş ya tam buna göre bir deyim.
    Görelim bakalım mevlam neyler , neylerse güzel eyler.

    • Irakta, Suriyedeki müslümanlardan ne kadar farkımız var da “Mevlam” diyorsun? Savaşın çıkacağına doğru Iraklı Saddam TV karşısındaa namaz kılarken poz veriyor ve bu bütün savaşların anası olacak Yanki’yi hüsrana uğratacagız diyordu. Beşir Esad da ha keza, sonunda n’oldu?

  4. ?H Gayret, Hamza beyin yazdıklarının hangisi yalanki!!! ben eleştireyim.?
    Size göre 2×2=5 ettmadiğini yazdığı içinmi eleştirdiğim yanilgisina kapılıp mutlu oldun ? maalesef mutluluğun uzun sürmedi.
    Ben Hamza beyin orumlarınada Fehmi beyin yazıları kadar önem verip okurum,ayni zamandada çokta faydalanırım.
    Gerçekten siz robot trollerden misiniz?Hamza beyin yazisini okudunmu yoksa bugünkü eline tutuşturulan bir yorumu? Eğer okuduisen bravo anlayışına hayran kaldim,?… Yalniz bu yaziniz benim zihnimi kurcaliyan soruma cevap oldu.
    Bende kendi kendime diyiyordumki galiba Türkçeyi unutmuşum bu troller onun için bana saldırıyorlar AKP dünyada hiç bir dahinin yapamiyacaği bir olaya imzatti.
    Sanki bu trolleri 50 yil yerin altında eğitip robolaştirip Dünyaya ihraç ettmiş aslinda sizin gibi parazitlere dünyanin değil DİKTATÖRLERİN ihtiyacı var.

    • Nurdan hanım övücü sözleriniz için teşekkür ederim. Ben h.gayrete eğlence olarak cevap yazıyorum. Yazılanları kesinlikle anlamıyor. Onun için ciddiye almaya değmez.
      Bu arada dolar 5 tlyi geçti. 2-3 ay sonra türkiyede insanlar birbirinin boğazına sarılacak. Türkiyenini durumu gerçekten çok kötü. Bu durum görülmüyor mu yoksa başka bir nedenle mi başka şeyler görülmüyor bilemiyorum. Seçimlerden çok önce de, seçimlerden hemen önce de bunların olacağını defalarca yazdım. Ben yorum yazarken sadece verilere bakarak yorum yazmıyorum, olumsuzlukların pek çoğunu toplumda canlı olarak görüyor, bir kısmını da bizzat hissediyorum. Onun için bu kadar emin yazıyorum.
      – ayrıca saldırıda ölen anne ile bebeği ve buna yönelik tepkileri de ayrıca ele alacaktım. Fakat günlük yaşamın zorunlulukları nedeniyle fırsat bulamadım. Bernar bey ve sadece vatandaş değinmişler. Ancak daha epey yazılacakların olduğunu düşünüyorum. Amerikadaki duruma ilişkin yapılan değerlendirmeler için de, ilk önce bizim düşünce sistematiğimiz nedeniyle birşeyler yazmak istiyordum. Umarım sonra da olsa, yazma fırsatı bulurum.
      Esen kalın

      • Teşekürler Hamza bey,
        Evet maalesef birilerine halan daha davul zurna az geliyor, batan gemiden sağ çıkacaklarına inaniyorlar.
        Ben ölen bebek ve annesi için yorum yazdım fakat yayınlanmadı, insan yapilan yalnışlari görünce kızgınlıkla sansür e takilan yorumlar yazabiliyor galiba benim yorumumda onun için yayınlanmadı.
        Gerçekten içler acısı Aslanlar bile yavru geyiklere kiymiyorlar kendilerini insan yerine koyup insanlıktan nasibini almayınların gücü ancak bebeklere yetiyor. Ölenlere Allah’tan Rahmet geride kalanlara sabir dilerim.
        Sağlıcakla kalin.

        • 15temmuzda alçaktan uçuş yapan aslan1-2-3 diye kod adı kullanan f16 pilotları da 50den fazla polisimizi öldürüp kundaktaki bebeleri de ‘kıyamayıp’ yetim bıraktılar nurdan!!! Yaratan allah, intikam vakti geldiğinde bize engel olmaz inşallah!!! 1e 10 can isteriz! Minik uçak da alıcı kuşlar gibi havada döneleyip duruyor…

        • Kendi çocuklarını şişme botla meriç nehrine salıveren melunların zaten allah belasını vermiş! şu aşağıda şarap tanrısı mıdır, sommelier midir nedir, iyi ingilizce bilen (senin gibi:) bi yorumcu var, aupair olarak kalan çocukları bana bırakabilirsiniz falan diyordu geçende, olmazsa ona da bi sorarsınız. Umarım chpli konya mebusu latif abi gibi sadece şarabın tadından başka her şeyini biliyordur, yoksa bebeleri ayyaş eder o! Hem çalış hem gez diye abd ye gidip shellde tuvalet temizleyiciliği yapan adam gelmiş burda yorum döşeniyor:)))

  5. Nixon’un yerine geçen Gerald Ford halk tarafından seçilmiş bir başkan yardımcısı değildir. Daha önce görevden alınan Agnew’un yerine atanmıştır.

  6. PKK’lı teröristler, astsubay eşini ziyaretten dönen anne ve 11 aylık bebeğini katlettiler. Allah belalarını versin, döktükleri kanda boğulsunlar.
    HDP milletvekili Ahmet Şık’ın bu düşkünlerden”katil” diye söz etmesi, “failin kim olduğuna, siyasi kimliğine bakarak pozisyon alanlar da kana ortaktır” demiş olması önemli. PKK cinayetlerini yarım ağızla, usulen kınayan HDP’nin sefil yöneticilerinden kendisini ayrıştırması doğru tavır.

  7. A.B.D.İSRAİL BİZİ RUSYAY LAMI YOLA GETİRİYOR ACABA?
    VEYA BİRAZ DAHA NAZİK SÖYLERSEK RUSYAYLA MI İSTEDİĞİNİ ALMAYA ZORLUYOR?

  8. Hakkari de 11 aylık bebek ve annesini şehit eden PeKaKa lı teröristlere lanet okuyor ve terörü bitirdik bitiriyoruz diyerek hala Kandildeki terör yuvasını yok etmeyenleri kınayarak söze başlıyorum.
    Hani seçimlerden hemen önce Kandile harekat başlatılmıştı.
    Ne oldu o iş?
    Sürekli esen gürleyen ama bir türlü yağmayan yağamayan bir ekip yönetimde.
    Halkımız da esen gürleyen ama yağmayan havaları severmiş meğer.
    Fehmi Bey diyor ki, Pence mi Trump mu?
    Bize ne Pence den Trump tan.
    Hangisi olsa bizim için farketmez.
    Obama varken farklı mıydı sanki?
    Adamlar önce kendi milletini düşünüyor.
    Önce Amerika ve menfaatleri gelir diyor.
    Hem esiyor hem gürlüyor hem de yağıyorlar.
    Ya bizimkiler…
    Sıkıştılar mı, bize mi sordunuz oralara giderken deyip işin içinden sıyrılıyorlar.
    Milletimiz de dün ne diyordunuz bugün ne diyorsunuz filan diye sorgulamıyor.
    PKK ve Fetö işbirlikçisi ilan ettikleri ve 35 yıl hapis istemiyle yargılanan Papazı ev hapsine çıkardılar.
    Fetöden 7.5 yıl 15 yıl 17 yıl alanlar bile şartlı tahliye ediliyor.
    Öte yandan yeniden milletvekili seçilmesine rağmen 5 yıl 10 ay ceza (O da kesinleşmemiş) alan Enis Berberoğlu içeride tutulmaya devam ediliyor.
    Sonra da bağımsız yargı…
    Kim inanır.

  9. EKSEN KAYMASI OLABILIR MI?
    Tez -antitez bütün karşıtlar birbirini tetikler.
    Dünyada (geçici olduğuna inaniyorum)bir aşırı milliyetçilik ve aslında ikiz kardeşı sayılan teokratik söylemlerin;
    hakim rüzgarları altına girdi ve girmeye devam ediyor.
    Biryerde bunlardan birisi yükselmeye başlayınca birçok yerde bu akımları tetiklediği görülür.
    Kimse kendini başkasından aşağı kabul etmez doğal olarak.
    Dünyada dini motıfler biryerde uç vermeye başladığında heryerde farklı inanişların önalmaya başladığını görürüz.
    Gelişen dünya şartlarında bu akımlar uzun sürmeyecektir.
    Sadece insanların belleğinde geçmişin acı tecrübeleri için bir ders olacaktır.
    F.K. bey bizim yapamadiğimizi yapıyor sağolsun binler teşekkürler.
    Kitapları veya makelelerı ile Dünyada büyük etkileri olan bilge insanların eserlerını okuyarak günümüz ve gelecekte ki öngörülerimizin isabet kabiliyetini artırıyor.
    Bize Dünyayı iyi okuyabilen ve bizi aydınlatan yazarlara ihtiyacımız var.
    Dedikoducu lara değil.
    Herkes heryerde istediğini yazamıyor.
    Yazarın etkisi oranında özgürlükleri kısıtlanmaya çalışılır işine gelmeyenler tarafından.
    Pratikte maaş aldığınız yer tarafından .
    Maaş almiyorsanız reklam verenler tarafından.(maddi engeller koyarak)
    Ben istediği mi ve gerçek bildiklerimi yazarım dediğinizde bu yazılar birilerine zarar verdiği düşünülürse.
    Yukardakı medeni kisitlamalar devreye girer olmadı ziyaret edilirsiniz.
    Size yumuşak karnınız nereler anlatılır.
    Hassas olduğunuz ve bu işlerle ilgili olmayan sevdiklerinizin mağdur olabilecekleri anlatılır.
    Kendiniz için cesur olabilecekken sevdikeriniz işin içine alınınca tereddütleriniz artar genellikle.
    Biz yinede fazla detaya girmeden herkes aklı ölçüsünce anlayacağı fazla zülfüyare dokunmadan özellikle yabanci kaynaklardan bize işik tutmanızı isteriz.
    Eksen kayması demiştik.
    Biz Rusyaya yanaşırken aslında dolaylı yoldan A.B.D. NİN ortaklığını perçinliyoruz.
    Çok yakın gelecekte İsrailin organizatörlüğünde Rusya Amerika ile aynı kulvara girmek zorundadır.
    Günün şartları böyle şimdi.
    Devasa Çin nin kuşatılması gerekiyor.Başka kimsenin şansi yok.
    Rusya yeni bilgi çağını pas geçti.Doğal kaynaklarıyla geçinen bir gelişmekte olan ülke statüsünde kalmıştır.
    Uluslararası finans kuruluşlarının edilgeni durumundadır.
    Çin eski bir medeniyet,Teknoloji ve finansta pes etmiyor.Devasa nüfusu nu müthiş şekilde üretimde kullanmaya devam ediyor.Bilgi çağını yakalamış,Halkın yaşam standardı çok geride olması en büyük avantaji.Zenginleştikçe gelir adaletsizliğinden istikrari bozulmazsa en öne geçecek.
    A.B.D. kaçınılmaz olarak ikinciliğe düşeçeğinden emin.
    Bunu ne kadar geçiktirebilirimin yollarını arıyor.
    Bu kertede ne yaptı yaptı.
    Ticaret savaşları nı ne kadar erken başlatırsa o kadar ikinciliği geciktirebilirim diyor.
    A.B.D. halkının en büyük handikapı aşırı lükse alışmasıdır.Herzaman standardını yükseltmek zorundadır.
    Halkına buna anlatmak imkansızdır.(siz devletiniz en büyük mu olsun istersiniz ,yoksa kişisel geliri en yüksek mi).Yanı en büyük dünya devleti çin vatandaşı mı yoksa en çok kişisel geliri olan isviçre vatandaşı mı?
    Evet A.B.D. halkı kişisel tüketim olarak daha uzun süre bir numarada kalacaktır.
    Devletler muvazasında güç dengelerinde ikinciliğe daha erken düşecektir.
    Onun için halkın standardı düşmesin diye koruma duvarları inşa etmek istiyor.
    Kurnazca dünyadaki akıllı insanlara kapım sonuna kadar açık diyor.
    Biliyorku ülkeyi bu duruma getirenler akıllı göçmenler.
    Tarih boyunca Musevileri takıp edin.
    Museviler nerede tezgah açmışsa orası abad olmuştur.
    Nereyı terketmeye başlamışlarsa orasının artık posası kalmış demektir.
    Ülke yönetimlerine gelince; her ülkenin güç odakları,akıllı idarecileri elitleri veya moda deyımle üst aklı eski tabirle derinleri kendileri için en uygun olanı yapacaklardır.
    Her zamanda yapmışlardır.
    Demokrası aslında güç odaklarının ortak çıkarlarının bileşkesi değilmi.Kavga hiçbirimize yaramaz.
    Her güç sahibi gücü ölçüsünde pastadan payını alma işi için yapılmış zimmi bir antlaşma değil mi?
    DÜNYANİN GİDİŞATI TEK KÜLTÜRE DOĞRUDUR.İNSANLAR DAHA KOLAY İRTİBAT KURDUKÇA (ÖNLENEMEZ)
    KÜLTÜRLERİN ORTAK ALANLARI HER GEÇEN GÜN ARTACAKTIR.
    SAVAŞLARIN ANLAMSİZLİĞİ DAHA ÇOK ORTAYA ÇIKACAKTIR.
    Dünya hepimizin diyenlerin sayısı daha çok artacaktır.
    Ejderhanın gözü birkere açıldı artık.
    Sonuç olarak en az haftada birgün F.K.bey den yabanci önemli bir kaynaktan bize işik tutmasini cani gönülden istiyorum.
    Belkı meramı mı daha az yazarak anlatabılme seviyesine gelirim.

    • Genelde düşünce benzerlikleri oldukça fazla (ABD’nin direkt olmasa bile bizimkilere göre tatteravallinin öbür ucunda olan Rusya’yla anlaşarak Turkiyeyi temsil eden Erdoğanı yola getirebilir konusu buna dahildir). Ancak bazı ayrıntılarda önemli farklılık da var. Uzun vadede bir dünya birliğine gidiliyor olduğu doğrudur. Bu doğal olarak materyalizmin en gelişkin olduğu ülkelerin önderliğinde yapılmak isteniyor. Ve bunların kültürel ağırlığı/etkisi gelişen teknolojilerle daha da kolaylaşıyor. Dünya birliğine doğru gidişte en önemli direnç noktalarında biri DiNlerin kitleler özerindeki etkileridir. Bizim bu konuda önemli bir avantajımız varken bunu bırakın dünyayı aramızda dahi dezavantaj olarak görenler çoktur. İman-Akıl sentezi gözlüklerinden bakanların sayısı arttıkça avantaj olduğu ortaya çıkacaktır. Bugün için teokratik dediğiniz söylemlere Akıl-İman sentezi pek yansımıyor (bütün kapasite çokçası ezbere dayandığı için kaale olanların sayısı fazla değil). Dünya birliğe giderken manevi temsiliyette Tevhid DiNine bugünkü bakış açısıyla bakıldığı sürece ve bu düşük bakış acısıyla bu dışlandığı sürece direnç daha da direnç kazanacaktır, muhtemelen dünya kültürel birliği-insanlık medeniyeti yerini savaşlara/yıkımlara bırakacaktır belki de İlahi müdahele ile dünyanın sonu gelecektir…
      Değinilecek daha başka noktalar da var, ancak vaktim bu kadarıyla sınırlı. Ayrıca, ABD/AB sadece akıllı insanlara değil parası yüklü olanlara kapım açık diyor… Bu ayrıntıyı da kabul edin bari, ‘şirk’ konusuna değindiğimde topu taca atmıştınız! (A. Serdar da klasik bir direnç noktası olarak kendini ortaya koymuştu)….

  10. Ford ABD nin seçilmemiş atanmış ilk başkanıdır.skandal başlayınca önce seçilmiş Başkan yardımcısı Spinoza istifa etti nıxon yerine fordu atadı.sonra kendiside istifa etmek zorunda kalınca hiç oy almamış ford Başkan oldu nixonu affetti ve Başkan yardımcısını atadı ülkeyi 3 yıl, 1986 ya kadar halktan hiç oy almamış iki kişi yönetti.

  11. ABD’de Çatışma
    ABD’de:
    1) Rockefeller ile Rothschild arasında çatışma vardır.
    2) Amerika’da Devletler ile Sermaye arasında çatışma vardır.
    3)Amerika’da Hristiyanlarla Yahudiler arasında çatışma vardır.
    4) Amerika’da beyazlarla siyahlar arasında çatışma vardır.
    Bunlar bilinen çatışmalardır.
    5) Şimdi bir de İngiltere ile Amerika arasında çatışma olduğu söyleniyor.
    6) Pentagonla Beyaz Saray arasında çatışma var deniyor.
    Ben, içten içe ABD de Hıristiyan sermayesi ile Yahudi sermayesinin çatışması vardır diyorum. Dünyaya hükmeden Yahudi Sermayesi’nin yanında Hristiyanlar da devreye girmiş ve Sermaye sahibi olmuşlardır. Trump bunun sembolüdür. Bunlar arasındaki çatışma Hıristiyanlarla Yahudiler arasındaki çatışma şeklinde ortaya konmuştur. Koru’nun yazısından anlıyorum ki başkan ve yardımcısı kötü kimseler değildir. Sermaye onları kötü olarak takdim ediyor.
    Sonunda Sermaye, Yahudi Sermayesi yenilecektir. Hıristiyanlar galip geleceklerdir. Kur’an’ın bildirdikleri bu. Buna göre ben içimden Trump’u destekliyorum. İslamiyet ve Türkiye aleyhinde olmadıklarını zannediyorum. Gelecekte Trump veya yardımcısı Müslümanlarla bir olacaklar sanıyorum. Papa ile de iyi olacaklardır. Ortodokslarla da iyi olacaklar ve Sermaye def olup gidecektir.
    Sermaye aklını başına toplamalıdır. Tezvir ve iftira ile dünyanın idare edilemeyeceğini bilmelidir. Sorunu askerler çözer. Pentagon “Git” dese Trump gider. Pentagon “Kal” dese kalır. Kal diyeceklerini sanıyorum.

  12. ABD’NİN SONUNUN BAŞLANGICI
    ABD’de başkan kim olursa olsun İsrail’e endeksli politikalar devam etmektedir.Bu eskiden de böyleydi , şimdi de böyle . Pence veya Trump hiçbir şey fark etmez. Farkedecek tek şey ABD’deki huzursuzluğun aratarak artık bu ülkenin süper güç olmaktan çıkacağı gerçeğidir. Zaten ÇİN ekonomik büyüklük olarak ABD’yi geçmiş durumda. ABD’yi yıkacak en önemli parametrelerden biri de Türkiye gibi bir ülkeyi kaybetmek olacaktır. Aptalca, YOBAZ evanjelik politikalar nedeniyle İsrail’in güya güvenliği için Teröristlerle müttefik olmayı yeğleyen bir ABD artık Türkiye’yi kaybetmiştir, işin ABD açısından daha da kötüsü , Türkiye ABD’nin karşısındaki bloğa ( Rusya – Çin ) iyice yakınlaştırmıştır. Bazı arkadaşlar bunu Türkiye için çok kötü bir şey olduğunu düşüneceğini tahmin ediyorum , ancak bu durum tarihi bir dönüm noktası olacaktır. En önemli etkisi de ABD’nin artık dünya jandarmalığı’nı bundan sonra hem ekonomik sıkıntıları hem de jeopolitik kayıpları sebebiyle artık yapamayacak olmasıdır. Artık ABD son gücünü , İsrail’in Ortadoğu hakimiyeti’ne hibe edecek YOBAZ ların yönetiminde batışa doğru gidiyor. Türkiye’siz bir NATO da daha zayıflamış , muharip kara gücünün önemli bir kesimini kaybetmiş daha etkisiz bir yapı olmaya mahkum olacaktır. Bunlar hem ülkemiz için hem de dünya için hayırlı gelişmeler gibi görünse de ABD’nin dünya jandarmalığının ve süper gücünün sona ermesiyle oluşacak dünya dengelerinde ÇİN hakimiyeti bundan sonra asıl düşünülmesi gereken konular / problemler arasında ilk sırada yer alacaktır. Ülkemizde bu olayların iç politikada değerlendirilmesi konusunda çok farklı değerlendirmeler yapılabilir. Bir kısım arkadaşlar bu durumun Türkiye’yi yönetenlerin başarısı gibi bir rüzgar oluşturmaya çalışırken , bir grup da Türkiye’nin ekseninin kaydığını , Batı bloğundan ve ABD’den kopmanın bir hata olduğundan bahsedebilir. Burada ben bu iki görüşe de katılmam , olan durum şudur : ABD oluşan bu konjonktürde oyun kurucu en önemli aktördür , biz ise savunmada bir ülkeyiz. Yani olayları kurgulamayan ama kurgulanan tuzaklardan etkilenen bir ülkeyiz. Hem de bir müttefik ( ! ) ülkenin ülkemizin altını oymaya çalıştığını gördüğümüz için ülkemizi savunuyoruz. SAVUNMAYA da devam edeceğiz. ABD ‘ ye teslim olmayacağız. ABD kendi sonunu hazırlayacak , çıkarmaya çalıştıkları APTAL ARMAGEDDON savaşını çıkarmayı başarırlarsa rezil olacaklardır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Ancak ÇİN tehlikesi ve hegomonyası ABD hegomonyasının yerini alacak ve dünya artık ABD belasından kurtulduk diye sevşnecekken bu sefer ÇİN belası ile uğraşamak zorunda kalacaktır. Bu konuda kitaplarını okuduğum bir yazar kitabında şöyle diyor : ” C PLANI
    Yeni Dünya Düzencileri “C PLANI’NI” devreye sokacaklardır.
    * Rusya yeniden bir kutup seçilmeli.
    * Dünya iki kutuplu olmalı.
    * Daha sonra Rusya, AB, ABD ve küresel güçler birleşip Tanrı ve Tanrısızlar Savaşı’nı tetiklemektir.
    * Burada Tanrılılar kutbunda Hıristiyan, Musevi ve Müslümanlar; Tanrısızlar kutbunda ise Çin ve Hindistan yer alacaktır.
    * Müslümanlara bu davada ileri uç askerlik yaptırılacak ve bu savaşta Hıristiyanlar ve Museviler egemenliklerini kurup İslam’ı da böylelikle eritmek -sözde- isteyeceklerdir.
    ( Alıntı : Oktan Keleş , Melekler Ağlarken )”
    Küresel Güçlerin Bir Planı Var Elbet , Türk Devleti’nin de bir planı vardır.
    EN DOĞRUSUNU ALLAH CC. BİLİR.
    Allah Ülkemizi Düşmanlarımızın Şerrinden Korusun , Birlik Ve Beraberliğimizi Bozmasın. AMİN.

  13. Uzaktan izleyebildiğimiz kadarıyla Abd iki ayrı gücün büyük çekişmesini yaşamakta. Bu çekişmenin bu kadar hissedilir olmasının sebebi, sanırım Abd nin dünya çapındaki toplam gücünün artık diğer karşıt güçler tarafından dengelenebilmesinden kaynaklanıyor.
    Daha önceki dönemlerde de muhtemelen Abd içinde güç savaşı yaşanıyordu, ancak Abd nin dünya çapındaki mutlak üstünlüğünden dolayı bu çekişme sadece kendi içlerinde kalıyor, Abd nin dünya politikasına etki etmiyordu.
    Dünyada bölgesel de olsa başka güçlerin ortaya çıkması ve bu güçlerin kendi aralarında yaptıkları işbirliklerinin Abd yi dengeleyebilecek, hatta yer yer onu geçecek seviyeye gelmesi, Abd içindeki güç çekişmesinde dış aktörlerle işbirliğini gerektirince, Abd nin iç işleri ve çekişmeleri de dünyayı daha çok etkiler hale geldi.
    Şangay Beşlisi, Brics ülkeleri, Astana inisiyatifi, Brexit, Rusyanın Abd seçimine karışması, Abd-Çin-AB ekonomik savaşları ve benzeri pekçok olay ve kavramı bu çerçevede düşünüp anlamlandırmak gerekir.
    Dünya bu tür çekişme ve işbirlikleri üzerinden en sonunda bir dengeye gelecek ve bir müddet bu dengede gidecek.
    Bu dengelenme sürecinden ülkemizin daha güçlenerek ve kazançlı çıkması için, TC Devleti, başkanlık sistemi vasıtasıyla kendini yeni dengeye daha uygun bir şekle dönüştürüyor. Bunun sonucunda ülke olarak kazanımlardan hep birlikte faydalanacağız. Ancak bu düzenin istenen faydayı sağlamasının tek yolu içeride birliğimizi hakkıyla tesis ederek, hep birlikte ortak hedef ve amaçlara odaklanmak. Ben başkanın ve icracı bakanların toplumun birliğini sağlayacak tavır ve davranışları göstermeye başladığını hissediyorum. Toplumun bazı kesimleri de bunu farkedip, pozisyonlarını ülkenin ortak menfaat ve hedeflerine göre ayarladıklarında, dünya 21. yüzyılda bir Türk mucizesini konuşur duruma gelebilir.

  14. dolar 4.93 tlden merhaba dedi.
    – doğalgaza konutlarda %9, işyerlerinde %14 zam geldi
    – elektriğe konutta %9, işyerlerinde %14 zam geldi.
    – milletin sırtından geçinen yandaşlar harici 3. kişilere duyurulur.
    – Bu durumun brunson krizi ile alakası var mı bilemiyorum ya da trumpın amerikada zor durumda olması ile…
    – İnsan beşer, arasıra şaşar. ben de tayyibin, “yetkiyi verin faizin nasıl ineceğini görün” sözü ile bu durumun bağlantısı olduğundan bile şüphelenme gafletinde bulunuyorum.
    – Acaba doğalgaz ve elektriğe gelen zamlar nedeniyle amerikalılar çok mağdur olmuş mudur?
    – Trump gider, pence gelirse elektrik ve doğalgaza tekrar zam gelir mi yoksa zammı geri mi alırlar?
    – Ben de çok gereksiz saçma sapan şeylerle uğraşıyorum. halbuki trumpın zor durumda olması gibi çooook önemli memleket meselemiz var. Allah trumpı başımızdan eksik etmesin. o olmasa yazacak, okuyacak, dertlenecek birşey bulamıyacağız

    • neyse iş bölümü yapıp, konuyu tatlıya bağlayalım:
      fehmi bey türklerin yakıcı bir sorunu olan trumpın sıkıntısını yazsın, ben de bize biraz lüks olan, amerikalıları yakinen ilgilendiren enflasyon, cari açık, dış borçlar, ölen “fetöcü bebekler”e cenaze arabası verilmemesi, yasal sendikaya üye olan insanların bebekleri ile birlikte cezalandırılması, yargısız infazlar, infazlı yargılar, batan şirketler, dönen çekler, devleti haraca bağlayanlar, “…bunu 9 kişiye ulaştırmazsan nah şuraya yazıyorum, evin yanar, komşu teyze görmüş, birisi 8 kişiye ulaştırmış onun bile elektrik kontağından evi küle dönmüş” diyenler, 2×2=5 eder diyenler, dünya ile rakamları toplanamıyacağını bile bilmeyip, 5’in dünyadan büyük olduğunu zannedenler, kendisinin herbirşeyden çaktığını zannedenler vb. gibi konularda yazayım.
      – Böylece amerikalılar da, dünyada kimsenin kendi sorunları ile ilgilenmediği gibi bir terkedilmişlik duygusu, bir mazlumluk, gariplik yaşamazlar.

      • Hamza bey, sizin bu yazınız bizim için söylene deyimi hatırlatiyor. “Herkes gider mersine biz gideriz tersine.”?

  15. Trump çırpındıkca batiyor.
    Keşke 11 Eylül, 2001den hemen sonra
    Trump başkan olsaidi.
    Onun sayesinde ABD medyası Müslümanlara terörist demiyor, unuttu hattata halkıda neredeise kendilerini Müslümanlarin koruma görevlisi olarak atiyacaklar.
    Trump biraz daha kalsa Müslümanlar için daha iyi olur.
    ABD ye kim Başkan olursa olsun kanunlar onu kısıtlar.

Yoruma kapalı.