ABD’de başkan, senatör, vali ve büyükelçi düzeyinde mektup arkadaşlarım var

24
Reklam

ABD’nin 45. başkanı Donald Trump ile aramızda ciddi bir sorun var. O benden kendisine bağışta bulunmamı istiyor, göndereceğim her doları 6 ile çarparak değerlendireceğini özellikle belirtiyor, ben sesimi çıkarmayınca bir daha, bir daha bastırıyor…

Şaka yaptığımı sanıyorsanız yanılıyorsunuz; böyle bir sorun gerçekten yaşanıyor.

İyisi mi, en baştan anlatayım.

Biliyorsunuz, hemen her görüş sahibinin kullandığı sosyal medya mecrası Twitter, kendisinden en çok yararlanan siyasi kişi sayılabilecek Trump’ı, hem de henüz başkanlıktan ayrılmamışken, platformdan ihraç etti. Gece yatarken, sabah gözünü açtığında bile Twit atıyor ve o yolla hem ülkesinin hem de dünyanın gündemini mesajlarıyla belirliyordu Trump; birdenbire bu imkandan mahrum kalıverdi.

Seçimi kaybetmesini kısmen de olsa Twitter yasağına -daha çok da ‘fake news’ (çakma haber) kaynağı diye suçlayageldiği medyaya- bağladığı biliniyor.

Trump başkanlıktan düştükten ve gözünü bir sonraki seçimde aday olup yeniden Beyaz Saray’a taşınmaya diktikten sonra, medya konusunda derhal kolları sıvadı.

İşe önce sosyal medyayla başladı. ‘TruthSocial’ (TS) adıyla kendine özel bir sosyal haberleşme ağı oluşturarak… 

Aynı Twitter gibi görüş açıklama platformu TS. Ondan farkı, her başvurana kendisinden yararlanma izni vermiyor. Üye olabilmek için başvuruluyor, bir süre beklenildikten sonra platformu kullanma izni çıkıyor.

Reklam

İzin verilmeyenler de oluyor mudur, bilmiyorum.

Kendisi Twitter’ı kullanabiliyor iken arkasına takipçi olarak takılmış, görüşlerini o yolla ilk elden izleyebilmiştim. TS ile yeni bir çıkış yaptığını öğrenince o programı da iPad’ime indirip üyelik başvurusunda bulundum.

Birkaç gün bekledikten sonra başvurum kabul edildi.

Trump’la ve ekürisiyle sorunum da bundan sonra başladı.

Üyelik başvurusunda bulunulduğunda bir e-posta adresi verilmesi gerekiyor. Az kullandığım ancak yaygın kullanıma açık bir e-posta adresim var, başvururken onu yazdım.

Mübalağa ettiğimi sanmayınız, ardından tam bir mesaj yağmuruna tutuldum; şimdi her gün -evet her gün- 30 ile 50 arasında değişen mesaj alıyorum. 

Genellikle bana ‘Fellow Conservative’ (Muhafazakar Dost) diye hitap eden kısa-uzun mesajlar…

Halen Kongre’de senatör veya Temsilciler Meclisi üyesi bulunan ya da seçimlerde aday olmak üzere şimdiden çalışma başlatan Trump destekli politikacılar ile TS sayesinde mektup arkadaşı haline geldim.

Reklam

Ne yalan söyleyeyim, Amerikan sisteminin ve bu arada politikacılarının nasıl çalıştığını görmek için bundan daha iyi bir fırsat olamazdı diye düşünmeden edemiyorum.

Kevin McCarthy..

Kevin McCarthy mektup arkadaşlarımdan biri. Kendisi Temsilciler Meclisi’nde Cumhuriyetçi Parti’nin grup başkanı. 57 yaşında. İş insanı. 2013 yılından beri Kongre’de. 

McCarthy bana en son gönderdiği mesajına şöyle başlıyor:

“Hey Muhafazakar Dost, çok meşgul olduğunu biliyorum, fakat görüşünü almak için yine de seninle temasa geçmek istedim. 2022 Cumhuriyetçilerin öncelikleri resmi yaz anketi için tek tek 50 öndegelen yurtsever seçtik, onlardan biri de sensin.”

Benden vakit geçirmeden linkini gönderdiği ankete katılmamı istiyor McCarthy.

Ne çare beklemeye devam edecek.

Cumhuriyetçi Parti’ye uzaktan bile olsa sempatiyle bakıyor değilim, ABD vatandaşlığım yok, beni nasıl ’50 öndegelen yurtsever’ arasına seçebildiler, anlamakta zorlanıyorum.

Yoksa bana gönderdiği mesajı binlerce başka kişiye de göndermiş midir McCarthy? Herhalde göndermiştir.

Nikki Haley ve yeni çıkan kitabı..

Trump’ın ülkesini Birleşmiş Milletler’de büyükelçi olarak temsil etmek üzere atadığı Nikki Haley ile de kanka-kanki durumundayız. O da yine ‘Muhafazakar Dost’ unvanımla gönderdiği mesajıyla, uygun olabileceğimi düşünerek, kendisinin oluşturduğu Büyükelçi Çevresi (Ambassador’s Circle) programına beni davet etmekte.

Davetinin kişiye özel olduğunu özellikle belirtiyor Nikki Hanım.

Eski CIA başkanı ve eski dışişleri bakanı Mike Pompeo..

Mike Pompeo’yu hatırlarsınız sanırım. Trump’ın iş dünyasından seçip önce CIA’in başına (2017-2018), sonra da dışişleri bakanlığına getirdiği (2018-2021) Pompeo. O da 16 ay içerisinde ABD’yi batırdığını söylediği Joe Biden’i durdurmak için benden yardım istiyor. Hemen harekete geçmez isek elde ülke kalmayacağını özellikle belirterek…

Kasım ayında yapılacak seçimde ‘yurtsever muhafazakarların’ seçilmesini sağlayarak bunu birlikte yapacakmışız…

Beklediği, kampanya için bağışta bulunmam…

“Geleceğimiz için mücadele ediyoruz” demeyi unutmamış mesajının sonunda Pompeo.

Teksas valisi Gregg Abbott..

Teksas valisi Gregg Abbott da benden ilgi bekleyenler arasında. Trump’ın Meksika sınırına dikmek istediği duvarda bayağı mesafe alınmıştı, ancak Biden gelince devlet desteğinin kesildiği ve projenin aksadığı anlaşılıyor. Gregg benden devletin kestiği miktarı tamamlama çabasına katkıda bulunmamı bekliyor.

Hem de hemen.

Trump’ın kendi adını taşıyan oğlu –Donald Trump Jr– da önümüzdeki bir saat içerisinde -mesajın içine her saniye tık tık atan geriye sayım da koymuş- başvurursam, babasının kaleme aldığı, kendisinin imzalayacağı ve kağıt kıtlığı sebebiyle sınırlı sayıda basılmış kitabı alabileceğimi duyuruyor mesajında.

Benim aklım ise Jr’un babasında. Donald Trump’ın bana dün ‘Son Teklifim’ başlığıyla gönderdiği ve yollayacağım her doların 6 ile çarparak değerlendirileceğini söylediği mektupta… 250 dolar gönderirsem 1750 dolar kendisi verecek, 25 dolar gönderirsem 175 dolar…

1 doların burada 17 TL’ye dayandığını duymamış Trump herhalde.  

Mektup arkadaşlarım kusura bakmasınlar, hiçbirinin davetine katılamayacağım gibi beklentilerine de cevap veremeyeceğim.

ΩΩΩΩ

Trump’ın mesajı:

Nikki Haley’in daveti:

Reklam

24 YORUMLAR

  1. Hayret yaa! laz aşağı laz yukarı! Oldu olacak bir liste çıkar belirleyici ve ikna edici ol işte bu de. Bu halinle siyasetine ırkçılık katmış durumdasın. Siyasal İslamcılık derken şimdide Siyasal ırkçılık! yours truly bu da seninkisi oluyor. Laz müheahhit laz müheahhit yetti yaa. Aman dikkat et biri arsa gibi eline geçirirse üstüne hemen bir bina dikerler… Göklere çıkarılmağa çalışılan İmamoğlu da öyle değilmi hem laz, hem müteahhit, hem belediye başkanı ve hemde daha büyük oynama sevdalısı. Benim laz muhalefetim iyidir ses etme havasında ona bir diyeceğin yokmu?

  2. BAZI MEKTUPLARA CEVAP VAR
    İmralı’ya gönderilen bir mektuba.
    Seçim sath-ı mailine girilen bir süreçte, ekonominin nebatî hayatta olduğu bir dönemde.
    Bebek katiline özgürlük eylemiyle, son mektubu ne kadar iyi okuduklarını ve son mektuba ne kadar önem verdiklerini gösterdiler.
    Neden son mektup diyorum?
    İlk mektup hangi ilimizde okunmuştu?

  3. Sayın yazar
    Bunlar sizi tanıyor.
    Siz onları tanımıyormusunuz?
    En büyük yurtsever listesine girmişsiniz daha ne istiyorsunuz.
    Hakikaten çok başarılı. Elin gavuru hakkını veriyor. Vermeyenler utansın.

  4. Kazandıklarında green kart vermeye söz verirlerse kendileri 6 dolardan 510 milyon doları, abd nüfusu da 85 milyon insanı birden kazanır:))

  5. Fehmi bey! Amerkalılar seçecekleri siyasetcilere durmadan para yardim ediyorlar.
    Onlar bizimkilerın tam tersini yapiuorlar. Oylari satın almiyorlar bilakis seçmenlerinden oyla birlikte üstede para aliyorlar. Hangi aday adayı daha fazla para toplarsa partililer õn seçimde genelde ona oy veriyorlar
    Dilencilikte benim diyen dilenci ABD li siyasetciler’in ellerine su dôkemez.
    Ben geçen seçimlerde kredi kartıma telefon ettim “Ben bu dilencilerden baş edemiyorum dayanamayip yardim ediyorum, ödeme yapmayın talimati verdim.
    Talimat verince mecburen bağiş yapmadım.

    Trump ve ekibi sanki ben RPye üyeyimişım gibi banada
    e-mail gõnderip Biden ve aday adayını kötüliyerek para istiyorlar bende hemen onlari engelliyorum.
    Trump son 10 ayda $6 veya 7 miliyar yardım toplamış.

    Sayın Korunun sayesinde! Ak troller kabak gibi ortaya çıkıyorlar. ELLERINE tutuşturulan yazıları yazarın yazısını dahi okumadan konu ile uzaktan yakından alakası olmamasına rağmen iftira ve yalanlarįnı siteye aktariyorlar.

  6. Batılının her bir yaptığını ağzımız açık izleriz. Kendimiz aynısından yapmak yerine ondan almayı bile tercih ederiz.
    Seçim sistemini sol gösterip sağ yumruk yerleştirdiler ama,
    Seçimin finansını nasıl sağladıkları o işlerin nassı olduğunu biz her nedense bilemeyoz?
    Daha neleerr neler..

    • Davutoğlu temiz siyaset demişti de ağzına tıkadılar lafı ve kapı önüne koydular. Hatta iktidar, böyle olursa ben parti il başkanı bile bulamam diye de itiraf etmişti, nasıl pis bir siyaset yaptıklarını. Utanç verici, ülke adına yüz karası. Dünyanın en fazla devlet ihalesi alan 10 müteahhitinin beşi Türkiye’de diye Dünya Bankası ilan etti. Rezillik ayyuka çıkmış artık. Ama bunlarda en ufak bir yüz kızarması yok. Troller de bizi kandıracaklar güya. Yok düne kadar her şey iyiydi, Gezi çıktı, Ukrayna savaşı çıktı falan. Dünya ilan etmiş sizin neden fakir ve rezil olduğunuzu. Başka ispata gerek var mı?

    • Neler! neleri bilmiyorsunuz! Fakat burada ahkam kesmeyi iyi biliyorsunuz. ABD de durmadan seçim yapılıyor ve masrafı halk ve iş adamları karışıyor.
      Öyle bizdeki gibi yağlı ihaleler almiyorlar.
      Örnek: Amazonun sahibi Trump’ı hiç sevmez ve partisinde oy vermez kendisi DPli fakat Trump’ın kapaniyasına $700 miliiyon bağış yapmıştı.
      BAKIN DÜNYANIN EN ZENGİN ADAMLARINDAN BİRİ. Adamlar akkılı ABDde 2 parti var ikisininde sıradan hal ve iş adamları kontrol ediyorlar. Bizdeki gibi yapmıyorlar.
      Bence Sn, Koru’nun sitesine ahkam kesmeden önce internetten konu hakkında bir az araştırma yapın sonra yorum yazın.
      Çünkü yazarın okuyucuları’nın çoğu ahkam kesi’ğiniz ülkelerde yaşıyor.

      • Nur hn kesmek biçmek neyimize biz terzimiyiz dictatormüyüz. Öyle bir densizlik yaparmıyız. Biz okumayı değil bizzat trollerin o ülkedekilerin araştırmalarını ninni gibi dinlemeyi seveyoz.
        Kılıçdaroğlu nu da o yüzden tek başına çıkarmadılar yola sanırım, hep beraber hep birlikte!.. hak hukuk liyakat vesaire..
        Tek başına evde (pardon evde tek duramıyor selbisiz) korkmasın diye +5 koymuşlar yanına işte🤗. Geliyor yavaaş yavaş. Yolda İmam eşliğinde belkide.. elde bayrak aheste aheste..
        Bir kimse aptallık yapar mı gel seni kontrol edelim diye!

  7. Sayın Koru’ya, seҫtiği bu önemli konu iҫin teṣekkürler, tebrikler.

    Insanları yönetenler iҫin algının ҫok önemli olduğunu hepimiz biliriz.

    Her ҫağda, her yönetim sisteminde toplumda algı yaratma konusunda dahiler oluyor.

    Bir birlerinin deneyimlerinden de karṣılıklı olarak faydalanıyorlar.

    Bunlar, insanları algıya inandırmak iҫin herseyi, her türlü yalanı mübah görüyorlar.

    Vatan, din tehlikede derler ama tehlikeyi oluṣturan da kendileri. Bunlar iҫin koltukarını korumak herṣeyden daha önemli.

    Sosyal medya sayesinde algı oluṣturmak ҫok kolaylaṣtı. Bir saniyede milyonlarca insana ulaṣmak mümkün.

    Ulaṣılanların arasında gören körlerle, duyan sağırların sayısı ülkeden ülkeye dağiṣiyor.

    Ҫocuklarını, her gördüklerine ve duyduklarına inanmadan önce sorgulayan insanlar olarak yetiṣtiren toplumlar bu tehlikeye daha dayanıklı gibi.

    Algı salgınına karṣı etkili ilaҫ/aṣı sorgulayan insan yetiṣtirmek galiba.

  8. Her ülkede iyi , dürüst insanlar varken kötülerde var.
    Yukarıda ABD’de Geçenleri anlattığınız AKP zihniyetiyle bir farkı yok.

    Allah Dünyayı Kötülerin şerrinden korusun Her ülkenin, iyi insanlarının yolunu açsın.

  9. İktidar millete eyyy çekiyor durmadan. Bu milletin cebinden kestiğiniz vergileri gittiniz Amerika’ya peşin peşin verdiniz F-35 uçağı alacağız diye. Uçakları da vermediler, projeden de attılar. Eyyyy iktidar müsvettesi. Git hesap sorsana washingtona. Parasını verdim uçaklar nerede diye. Bize eyyy çekeceğine git parasını verdiğimiz uçakları al. Beceremiyorsan da çek git. (Bu kısım Babacan’dan kopya 🙂 )

    • Dünyanın gidişatına bakarak söyleyebiliriz ki, 2023 seçimleri bu mandacı zihniyetle bir hesaplaşma olacak. Mandacılık, geçen sürede “vekil devlet” modeline dönüştü. Dün Amerikan mandası olmak isteyenler bugün Amerika adına hareket eden “vekil devlet” olmaya çabalıyor. Amerikan Başkanı Joe Biden’ın çerçevesini çizdiği siyasi hedef için bir araya gelen 6’lı masadan da “milli” bir refleks beklemesin kimse. 6’lı masa, Amerika adına burada “vekil aktör” olmaya çalışıyor; hepsi bu!

      • Valla iktidarı verdik bu yolsuz takıma. Elini tutan yok. Tek başına, hatta tek adam olarak iktidar. Bütün yetkiler elinde. 2023’ü niye bekliyoruz ki. İktidar beceriksiz kifayetsiz muhteris. Yemekten başka derdi yok. Kendine ve laz müteahhitlerine. İcraata gelince görüyoruz, F-35 konusunda sus pus. Çeksene bir eyyyy. Atla uçağına gitsene Beyaz Saray’ın kapısına. Boş lafları geçelim. Mühlet doldu. Bavulları toplasın bir an önce, 1100 odalı sarayı toplamak zaman alır.

  10. Biz de ‘ Hayırdır inşallah ‘ diye yazıyı sonuna kadar okuduk , ancak maalesef vaktimiz boşa gitti!
    Ülkemizde dağlar kadar mesele varken bir de Conilerle mi uğraşacağız; siz de boşverin Fehmi Bey !
    Ne halleri varsa görsünler!

  11. Seçim kanununda yapılan değişiklikle, küsurat partilerinin çanına ot tıkandı. İyi de oldu; zira bindelik oranlarda oy alabilen küçük partiler, kendilerini nimetten zannediyor ve büyük kitle partilerini parmaklarında oynatabiliyorlardı.
    İşte bakın; adı sanı belli olmayan, Demokrat Parti diye suni bir oluşumun başkanlığını yapan kişi (Gültekin Uysal), aldığı yüzde 09 (binde dokuz) oyuna bakmadan, ahkâm kesebiliyor. Girdiği Millet İttifakı’na, (artık ne katkı verebilecekse) cumhurbaşkanı adayı dayatıyor ve bu cümleden olarak, belirlenecek adayın, ‘Yirmi yıllık AK Parti iktidarlarında sorumluluk üstlenmemiş olmak’ şartını ileri sürebiliyor.

    Bu şarta rağmen, aynı masada oturmaya devam eden Davutoğlu ile Babacan’ın bu sığıntı ve emre amade hallerine ne demeli? İçlerindeki Erdoğan kini ile hangi çukura düştüklerinin farkında bile değiller.
    Gültekin Uysal’a bunu, listesinden seçime gireceği İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener söyletiyor. Çünkü bu cümlenin altında, yalnızca Ali Babacan’la Ahmet Davutoğlu’nun adaylığı çizilmiyor, Abdullah Gül de saf dışı bırakılıyor. Esamisi okunmayan küsurattan olan bu parti, bu şekilde dayatabiliyorsa asıl gücü elinde bulunduran ve anahtar rolü oynayan HDP neler dayatmaz?
    Malum önceki seçimlerde de Abdullah Gül’ü yine Meral Akşener kabul etmemişti.
    Aynı Akşener’in partisinden bir kişi çıkıp; ‘Kılıçdaroğlu’nun Aleviliğini ileri sürüp en güçlü adayı saf dışı bırakmak için şeytani yollara tevessül edebiliyor.
    Yeni kanunla, partilerin milletvekili çıkarabilmeleri için, ya yüzde 7’lik barajı aşmaları ya da barajı aşan başka bir partinin listelerinden seçime girmeleri gerekiyor.
    Başka bir partinin listesinden seçime girmek, her iki parti için de sıkıntılı bir durum. Bir genel başkan, sığıntı gibi, başka bir partinin listesinden seçime girerse kendini ve tüzel yapısını (partisini) zora sokar, seçmeni olabileceklere güvensizlik aşılar.
    Bundan dolayıdır ki Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu 3. bir ittifakı dillendiriyor.
    Seçim hesaplarında, Millet İttifakı, sözde güçlendirilmiş (ne demekse) Parlamenter Sistem’e geçmek üzere işbirliği yapmış. Böyle söylüyorlar ve bunu iddia ediyorlar.
    Oysa tamamen boş konuşuyorlar, dedikleri şeyin olmasının pratikte imkânı yoktur. Boş bir hayal üzerinden milleti kandırıyorlar.
    Dikkat buyurunuz; farz-ı muhal onların dedikleri Parlamenter Sistem olsa, yüzde 35-38 dolayında oy alabilen parti tek başına iktidar olur. Bu da, yapılan tüm anketlerde AK Parti’den başkası değildir.
    Millet İttifakı, bu denli söylem ve iddialarıyla, gerçekte AK Parti’nin ekmeğine yağ sürüyor ve onu ilelebet iktidarda tutmak istiyor.
    Ama reel politik, gerçekler hiç de öyle değil; faraza Millet İttifakı’nın adayı cumhurbaşkanı olursa asla mevcut sistemden vazgeçmez, geçemez.
    Mevcut Başkanlık Sistemi’ni değiştirebilmek için 400 milletvekilinin oyuna ihtiyaç var; 360 milletvekilinin oyuyla da ancak halkoyuna başvurulabilir. 360 milletvekili çıkarmak bir mesele, öte yandan halkın ne diyeceği ayrı bir meseledir. Zira daha dün millet ak dediğine bugün kara der mi?
    Her şey onların istedikleri şekilde gitse bile, bu, seçim üstüne seçim demektir, bu da bu milletin taş üstüne taş koyamadan, en az beş yılını çalmak demektir.
    İşte Millet İttifakı denilen muhalefet grubu, olmayacak bu işe amin diyorlar.
    Niyetleri düzgün ve bu millete hizmet amaçlı olsa mevcut sistemle süratle iş yapıp hizmet üretirler ama dedik ya, niyet bozuk!
    İddia ettikleri gibi, AK Parti kötü işler mi yaptı? Buyurun, siz düzeltin ve iyilerini yapın!
    Bu sistem (Başkanlık Sistemi) size, bu denli hizmet imkânını veriyor, neden topu taca atıyorsunuz?
    Bu niyetle, elbette akıbet de bozuk!
    Ne diyelim, kendi düşen ağlamaz!

  12. Maşallah kimsenin sizi övmesine gerek yok gece rüyada bile abd sayıklıyorsunuz herhalde.

    • Herkesin aynı rüyayı yada kabusu görmesi gerekmez mi? Milyar milyar dolarlar verdik ABD’ye F-35 projesi için. Tapusu bizde olan uçakları vermediler, üstüne projeden de attılar. İktidar kulağının üzerine yatıyor bir şey olmamış gibi. Çünkü yüzü yok. Ne gidip hesap soracak cesareti var. Millete ve muhalefete burada eyyyy çekmek kolay kendi yandaş medyasında. Git ABD’ye hesap sorsana. Arkasında kimse yok çünkü, üç beş yolsuz laz müteahhiti dışında.

  13. Geçen yılın ağustos ayına kadar hayat pahalılığı yoktu. Türkiye son 20 yılda hizmet bakımından cumhuriyet tarihinin en iyi dönemlerini yaşadı. Okul, hastane, yol, köprü, hızlı tren, altyapı, savunma alanında müthiş işler yapıldı. Bunlar yapılırken muhalif medya ne güzel yaptınız dedi mi? Demedi.

    Şimdi de eleştiriyor. Eleştirebilir. Bugünkü enflasyonun bir kısmı pandemi, bir kısmı Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, bir kısmı da hükûmetin kur politikasından kaynaklı.

    Peki muhalif medya bu duruma rağmen eskiden yapılan iyi işleri övdü mü? Hayır. Şimdi hükûmeti eleştiren TÜSİAD zenginliklerine zenginlik katarken Başkan Erdoğan’ı övüyor muydu? Hayır.

    Medya ve belirli bir kurumlar dünyanın her yerinde aynılar. Kendi görüşlerinden oldu mu çıt yok, zıt oldu mu her şeyi söylüyorlar. O yüzden inandırıcı değiller.

  14. Amerikalılar uzaktakileri bile dost edinmek istiyor ve çevrelerine davet ediyorlar. Ya bizim laz müteahhit çevresi (circle -or circus- of laz contractors), onlar kimseyi aralarına almıyorlar. Kurmuşlar bir tezgah, ihaleler bir ona bir öbürüne, aynı ahbap çavuşlar arasında dönüp duruyor. Arada da duyuyoruz uzak adalardan valideleri aracılığı ile mahduma bahşiş gönderiyorlar, 200 milyon dolardık canım, bişi değil. Orada bir ihale kanunu var, eyyyy yolsuz takımı. Delik deşik ettiğiniz kanun. Ama dinleyen kim. Ülkeyi soymaya ve yolmaya yeminli bu tayfa. Ama her saadet zinciri bir yerde kopuyor. Az kaldı.

Yoruma kapalı.