Annelerin eylemi HDP’yi ürkütmemeli; siyasi partiler sorun çözmek için varlar…

43
Reklam

Anneler kutsaldır beyler…

Çocukları dağa kaldırılmış bir grup anne HDP’nin Diyarbakır il merkezi önünde eylem yapıyor. İstedikleri, PKK tarafından dağa götürüldüğüne inandıkları oğullarının/kızlarının eve döndürülmesi… İçlerinden biri emeline ulaştığı için diğerleri de kendi çocuklarının eve dönmesi için umutlular…

Onların bu eylemi 1995 yılından beri yüzlerce kez tekrarlanan ‘Cumartesi anneleri’ eylemleriyle karşılaştırılıyor. Özellikle de destekçiler yönünden. Siyasiler ve yorumcular arasından, “Cumartesi annelerine kol kanat gerenler neden Diyarbakır’da HDP il merkezi önündeki eyleme sessiz kalıyorlar?” diye  soranlar çıkıyor.

Böyle bir ayrıma gerek yok. Anneler her zaman haklıdır çünkü.

Anneler haklıdır

‘Cumartesi anneleri’ haklıdır. Kim vurduya gidenler yanında akıbeti hakkında hiçbir bilgi bulunmayan yüzlerce evladın acısını yüreklerinde duyan anneler onlar… Türkiye’nin en kara günlerinde faili meçhul cinayetlerde hayatlarını kaybetmiş çocukları için her Cumartesi günü İstanbul/Galatasaray’da buluşuyor ve sessizce oturuyorlar.

Devletin kendilerine anlayışla yaklaşmasını, çocuklarının akıbetini öğrenmeleri için gayret gösterilmesini istiyorlar. Evlatlarının hiç değilse ziyaret edebilecekleri bir mezarı olsun beklentisi içerisindeler.

Meşru bir beklenti bu.

Reklam

HDP binası önünde çocuklarını bekleyen anneler de haklıdır. Dağa giden çocuk onların evladı. Dağa gidenlerin sonunun ne olacağı belli değil; en ciddi ihtimal, devlet güçleriyle bir çatışmada hayatlarını kaybedecek olmaları…

Anneler çocuklarını gencecik yaşta ölsünler diye doğurmuyor.

Onlar da bunu önlemek için eylemdeler… Evlatlarının kendilerine geri gelmesini sağlamak amacıyla yapıyorlar eylemlerini… HDP’den medet umdukları için o partinin il binası önündeler…

HDP şaşkınlık alametleri yansıtıyor. HDP adına konuşan birilerinin annelere “Gidin eyleminizi devlet binaları önünde yapın” dediği biliniyor.

Ne kadar yanlış.

Tam tersine, HDP o annelere eylemlerini kendi binaları önünde yaptıkları için teşekkür etmeli ve gereğini yerine getirmek üzere samimi bir çaba göstermeli.

Siyasi partiler toplumu temsil eder. Oy aldıkları kitlelerin dertleriyle ilgilenmeleri ana görevlerindendir partilerin. Diyarbakır HDP’nin en çok oyu aldığı illerimizden; yerine kayyım atanana kadar Diyarbakır’ın seçilmiş belediye başkanı HDP’liydi.

Diyarbakırlı anaların kapısını çalacakları ilk yerin HDP binası olması bu bakımdan doğal.

Reklam

Ayrıca HDP’nin anaların şikayet ettiği konuya başkalarından daha sıcak bakmaları için geçerli bir sebebi de var: Tarafı oldukları sorunun siyasetle çözüleceğini ispatla mükellef HDP’liler… 

Çocuk yaşta dağa götürülmüş kişilerin annelerine geri getirilmesi ispatla mükellef oldukları siyasi tavır için de gerekli. Bu konu da siyasetin alanına giriyor çünkü.

HDP ürkekliğinin sebebi

HDP çocukların dağdan getirilmesinde çözümden yana tavır alırsa bu onu terör örgütüyle irtibatlı veya iltisaklı yapmaz mı?

Sanıyorum, HDP’de yaşanan ürkekliğin altında bu soru yatıyor. 

“Araya girer ve hele çocukların dağdan inmesini sağlarsak PKK ile içli dışlı bir görüntü verir miyiz?” ürkekliği bu.

Tedirginlik duymaya gerek yok. Anaların yüreğinin soğutulmasını sağlayacak her adım bir siyasi partinin -HDP’nin- varlık sebebini daha da güçlendirecektir. Kim ne derse desin.

HDP bu konuda tek başına hareket etmek istemiyorsa sorunun çözümü için başka partilerle temasa geçip daha geniş bir platform oluşturmaya çalışabilir. ‘Anneleri evlatlarına kavuşturma platformu’ içerisinde yer almak, yer alan partiler için, demokratik siyasetin kanallarını güçlendirmeye de yarayacaktır.

Platform oluşursa, ilk yapacağı iş, çocukları dağa götüren süreci sona erdirmeyi amaçlayan bir ortak bildiri üzerinde mutabakat sağlamak olmalı. 

Diyarbakır’daki annelerin eylemi, birkaç çocuğun eve dönmesini sağlamak yanında Türkiye’nin her tarafındaki annelerin çocukları için duydukları tedirginliğin sona ermesini de getirebilir.

Çatışma dönemini geride bırakabiliriz.

Annelerin temiz yüreği buna kâdirdir.

Siyasi hayatın içinde yer alanların yüreği buna elverir mi?

Esas soru budur.

HDP kapısında bulduğu bu sorunu ‘devletin oyunu’ veya ‘kışkırtılmış insanlar’ gibi basit gerekçelerle görmezden gelmek yerine, o anneleri ve onlar gibi yüz binlerce anneyi rahatlatacak bir süreci başlatmak için fırsat olarak görmeli.

Çocuklar dağdan insin, anneler yavrularına kavuşsun ve anlamsız çatışmalar bitsin.

Devletin başlattığı ‘açılım’ başarılı olamadı, sivil siyaset başarı için kolları sıvamalı.

Annelerin gözyaşları bunu sağlama potansiyeline sahip.

ΩΩΩΩ

Reklam

43 YORUMLAR

  1. “…Nitekim Meral Akşener de örtük biçimde olumsuzlayarak bile olsa bu eylemlerin HDP için taşıdığı önemi görmüş: “Evlatlarımızı korumak ve kollamakla görevli bir devlet varken, vatandaşı bir siyasi partiden talepte bulunmak zorunda bırakmak ciddiyetsizliktir, yönetim zafiyetidir. O annelerin vicdanı üzerinden kurgu yapanları uyarıyorum; annelerimiz, devletin kapısı yerine parti kapısına gittikçe o partiye “Devlet” misyonu biçiyorsunuz.” Görünen ise biçilen rolün, devlet misyonu değil ama HDP’nin siyasetin başat aktörü olduğu yönünde. HDP Kürt siyasetinin başat aktörü ve Türkiye siyasetinin vazgeçilmez parçası. Eylemler, bugün değilse yarın bu gerçeğin kabulüne hizmet edecektir…” Berrin Sonmez

  2. her eyleme salata lafını duyup elinde hıyarla koşan sayın MAHMUT TANAL bey i bu eylemlerde Diyarbakırlı annelerin yanında görmek istiyoruz.AYIP OLUYO ALIŞTIRDINIZ BİZİ HER EYLEMDE SİİZİ GÖRE GÖRE

  3. ebu sufyan musluman olmus ve Resulullah la akraba da… gerçi cahil oldugunuz icin agababalariniz kulağınıza ufurdukleri bilgileri de karistiriyorsunuz.kiyametin kopacagi donemleri anlatmak istediniz de karistiriyorsunuz zaten burdan feticu oldugunuzu nerden anlasiliyor diyeyim de cunku feto bazi siyasilere kullandi sizde arkadan….sorununuz zaten bu Kur’an’a,sunnete icmaya ve dört mezhep imamlari gibi ilmiyle amel eden âlimlere degil …

  4. Çocukları dağa kaldırılmış bir grup anne HDP’nin Diyarbakır il merkezi önünde eylem yapıyor. Bu eylemi devlet planlamış ve teşvik etmiş olsa dahi, annelerin samimiyetinden bir şey eksilmez.

    HDP yöneticileri haklı olarak “Gidin bu eylemi devlet binaları önünde yapın” deseler de, neden bu eylemi başka parti binaları önünde değil de HDP binası önünde yapıyorsunuz diyemezler.

    HDP’nin durumu ağlar mısın güler misin kabilinden. Türkiye partisi olup PKK’ya karşı çıksa can güvenliği terör tehdidinde olacak. PKK’ya daha fazla yanaşsa AYM kapatacak ve çoğu ağır hapis cezaları alacak.

    Türkiye’de kayda değer manada bir Kürt sorunu yok. Fakat bazılarına göre Kürtlerin bir devlet sahibi olamama sorunu var. Bu sorun da doğal olarak kimseyi ilgilendirmiyor, tabi ki bölge üzerinde hesapları olan emperyal güçler hariç. Milliyetçi Kürtlerin bir kısmı tarihte hep olduğu gibi kendi güçlerine dayanarak değil, kendilerine ‘söz veren’ bazı emperyal ülkelere güvenerek ayaklanıyorlar. Sonuç da hep hüsran oluyor. Görebildiğim kadarıyla Kürtlerin Türklerden başka gerçek dostu yok ve pek çoğu da bunun farkındalar. HDP sorunlu, bu doğru ; fakat HDP=PKK değildir. Biraz sabır, bence Devlet de CHP de doğru olanı yapıyor.

  5. Anket sonuçları.
    Uzun yıllar sonra ilk defa: CHP birinci parti
    9 Eylül 2019 Türkiye
    cumhuriyet.com.tr

  6. Fehmi Bey nasıl bir romantizm içindesiniz ki , PKK nın eleman sağlayıcısı HDP den , ana kuzularını dağdan indirmelerini bekliyorsunuz ? Çok beklersiniz . Kurt kuzuyu kapmış , siz kuzuyu geri getireceğini zannediyorsunuz . Bekleyin bakalım .

  7. fehmi bey bugün önemli bir konuya değinmiş. Maalesef ki, çok yoğun olduğum için gerekli değeri gösteremedim.
    – Öncelikle şunu belirtmek istiyorum:
    – Türkiyede, hepimiz aynı kaldığımız sürece, bütün kalbimizle istesek bile, hatta demokrasi için canımızı versek bile, bu ülkede demokrasi olmaz. Bu ülkede bilim olmaz, bu ülkede din olmaz, bu ülkede ahlak olmaz, bu ülkede hukuk olmaz, bu ülkede adalet olmaz.
    – Çünkü biz, düşüncelerimiz, duygularımız, fikir yürütmemiz, davranışlarımız ile, aslında haksızlığa, adaletsizliğe, hukuksuzluğa, baskıya, zulme neden oluyoruz.
    – Bu nedenle de, biz değişmek zorundayız.
    – Biz, öylesine bir değişim geçirmeliyiz ki, davranışlarımız, duygularımız, düşüncelerimiz, hakkımızı ararken ileri sürdüğümüz argümanlarımız vs vs. haksızlığa değil, adalete, hukukun üstünlüğüne, özgürlüğe, insan haklarına, sevgiye, barışa destek olsun.
    – Barış yanlısı ya da savaş yanlısı olmaktan bahsetmiyorum. Biz, hepimiz barış yanlısı olsak bile, barışı savunurkenki davranışlarımız, tavırlarımız, ileri sürdüğümüz argümanlarımız, duygularımız ile aslında savaşa destek veriyoruz.
    – Bu nedenle, ülkemizde, iyi birşeylerin olması için, iyi birşeylerin tarafı olmak yetmiyor, büyük bir dönüşümü gerçekleştirmemiz gerekiyor.
    – Fehmi beyin, daha önceki, bir yazar ve amerikan tarihinden örnekler vererek, “her zaman umut vardır” mealindeki yazısında da aynı vurguyu yapmıştım:
    – İngiltere, almanya, amerika gibi ülkelere ve orda bahsi geçen yazara bakıp “her zaman umut vardır” demekten ziyade, o toplumların o müthiş dönüşümü yapma becerisini görmek gerektiğini belirtmiştim.
    – mesela amerikada, siyahların ayrı otobüslere binmek zorunda olduğu günlerden, bugün siyah başkan seçebilen bir ülke dönüşümünü gerçekleştirmişler.
    – İngiltere, fransa, almanya, amerika gibi ülkelerin sosyal ve siyasal yaşamlarına gözattığımızda, aslında bizim ilk görmemiz gereken nokta burasıdır.
    – Bizim de, gerçekten birşeyler başarabilmemiz için, dönüşmeyi başarmamız lazım.
    – Yıllardır, pkknın tahakkümü altında siyaset yapmaya çalışan kürt partilerinden bir tanesi olan hdp, selahattin demirtaşın, “seni başkan seçtirmeyeceğiz” açıklaması ve sonrası izlenen politika ile bir dönüşümün kapısını araladı.
    – Bu kapı, ırkçı bir parti olmaktan, demokratik bir partiye açılan kapı. bu kapı, kürk partisi olmaktan türkiye partisi olmaya açılan kapı. bu kapı, kürt sorununun terörle çözülmeye çalışılmasından, kürt sorununun siyasi yöntemle çözümüne açılan kapı.
    – İşte, aralanan o kapı, hdpyi %10’ün üzerine çıkartarak, türkiyede, artık, siyaseti belirleyen bir güç haline getirdi. Kürtleri, türkiye siyasi yaşamında önemli bir noktaya getirdi.
    – Hdp, bu dönüşümü yapmadı. sadece kapı araladı. Sadece aralanan bir kapının getirdiği yararlar bile, dönüşümün ne kadar etkili ve önemli olduğunu yeterince ortaya koyuyor.
    – Bu arada, aralanan bu kapının hem devlette (akp-mhp kliğinde), hem de pkkda neden olduğu kaygıyı ve aralanan kapıyı kapatma çabalarını da bu arada gördük.
    – O zamandan beridir, hdpnin dönüşüm sancısı sürüyor. O dönüşümü bir türlü gerçekleştiremedi.
    – Şimdi, hdp, yeni bir aşamada. bu dönüşümde bir adım daha atma veya geri adımdan birisini seçecek.
    – Eğer, o dönüşümde bir adım daha atabilirse, hem ülkedeki terör sorununun bir adım geriletilmesi hem de demokrasinin bir adım ilerlemesinde önemli bir mesafe alınacak.
    – Yani hdp, şu an, türkiye siyasetinde, en önemli unsurlardan bir tanesi.
    – Yani hdpnin omuzlarında tarihi bir sorumluluk var. Umarım bu sorumluluğunu layıkı ile yerine getirebilir.
    – bu dönüşümde yeni bir adım atabilmesi, ezberlenmiş korkuları ve kaygıları aşabilmesi, şablon düşünceleri aşabilmesi ile mümkün.
    – Son somut gelişmelere göre bunu uyarlayacak olursak. Öncelikle, kayyım atamalarına karşı politikasında, alışılmış ezberlerin (sokak gösterileri, suçlu duruma düşecekleri pozisyonlara girmeleri vs) aşılması, diğer siyasi unsurlarla işbirliği içine girmesi, demokrasi ve hukuk temelli söylemler vs., dağa çıkan çocukların ailelerine karşı, “devlet yönlendiriyor gerekçesi ile dışlayıcı tavır içine girmemesi, tam tersine sahiplenmesi (fehmi korunun önerisinde olduğu gibi) vb. çok önemli.
    – bu arada, hdpliler tüsiadı ziyaret ettiler. bununla ilgili bir t24 yazarı yorum yazdı. yorumu okuyamadım. Ancak hdpnin bu girişimi önemli.
    – Öncelikle bir düşünce değişimi göstergesi. sonra da, demokrasi mücadelesinde bir işbirliği arayışı olması açısından önemli.

  8. Çözüm nedir?
    1- Yüz lojmanlı apartmanlar yapıp barış semtleri oluşturmalıyız. Terör örgütlerine o semtleri teslim etmeliyiz. Gidin ora yerleşin demeliyiz. Sizin semtinizin içine girip size karışmayacağız demektir.
    2- Hammaddeyi tüccarlarımızdan alın ve mamul maddeleri tüccarlarımıza satın diyeceğiz. Böylece çalışarak yaşamaya başlamaktadır. Sadece semt dışına çıkmayın. Çıkanı bulursak öldürürüz deriz.
    3- Ondan sonra barış müzakereleri başlayacak. Hakemlerin kararlarını kabul ederek barışalım diyeceğiz. Hakemlerden birini biz seçeceğiz. Hakemlerden birini de onlar seçecektir. Başhakemi onlar seçecektir. Hakemler ne karar verirse ona uyacağız.
    4- Bu semtlere taşınmayan kimselerin listesi hakemlerden oluşan yargı tarafından tespit edilecektir. Hakemini seçmeyen veya seçemeyenin hakemini davacı hakem seçer. Hakemler kararı ile terör olarak tespit edenlere çağrı yapılır.
    5- Gelmezse kanı heder olur. Herkse onu öldürebilir. Kimse ona davacı olmaz.
    6- Öldüren olmazsa ödül konur. Öldürene ödül verilir. Onlar birbirini öldürürler ve bizim yüz lojmanlı apartmana sığınırlar. Ödül de almış olurlar.
    Devlet af çıkararak HDP’li siyasileri affetmeli. Öcalan’ı serbest bırakmalı. Ondan sonra HDP’lilerle anlaşır. Yüz lojmanlı sığınak apartmanlar inşa eder. Uygun yerler inşa eder. Kontrol alanı olan yerler inşa eder. Oraya bir HDP’li oturtur. O dağlardaki asileri oraya davet eder. Altı ay sonra da tek terör bırakmaz.
    Biz size çözüm üretiyoruz. Siz inat edip dinlememeye devam edin. Kur’an “Sonra onların helakına yer ve gök ağladı.” diyor. Bizden söylemek.

    • Hammadde , uyuşturucu imalatı için yetiştirilen Hint keneviri ve bilumum uyuşturucu imalatı için kullanılacak kimyasallar mı Süleyman Bey ?

  9. Ahmet Türkten “TERÖRIST OLURSA”Türkiyeyi 500,000 000 000.00 borca sokanlardan vede yandaş müteahhitlerin tren yolu yerine yaptikları ölüm yolu katliaminda ölenlerin cenazeleri gömülmeden, Sultanliği ilanında toplar atilip “DÜNYAYA YENI BIR TÜRK MODELİ yerli milli yemekler eşliğinde adate ölenlerın ölumunü hiçe sayara veya onlari adamdan saymayarak zafer sarhoşu yaşayanlardan ne olur?

  10. İyi Niyet Kime Kısmet

    “Diyarbakır da genç bırakmadınız, kimi mezarda kimi mahpusta” diyor Kürt anne. Bu söz pkk yı yıkacak sözdür. İha lardan sihalardan daha kuvvetli. Dün de bir anne “HDP kandildir” dedi. Bu sözler gerçeklerin kürtler tarafından anlaşılmaya başlandığını gösteriyor.
    Tüm bunlar ortada iken Hdp ye normal siyasi parti muamelesi yapmak, gibi kabul etmek zulümdür. Herkes biliyor ki dağdaki teröristin ovadaki moral ve stratejik lojistik ortağıdır hdp li belediyeler ve meclisteki parti. Böyle bir terörle mücadele sürdürülemez. Gençler ölür, zulüm yürür.

    • Sayin hd!
      “Diyarbakır da genç bırakmadınız, kimi mezarda kimi mahpusta” diyor Kürt anne. Bu söz pkk yı yıkacak sözdür. İha lardan sihalardan daha kuvvetli. Dün de bir anne “HDP kandildir” dedi”

      Bu sözleri soyleyene değil soyletene bakın.
      Bu anneler tam bir akp trolleri.
      Peki bunlar! 40 yıldir neredeimişler? Çocukları dağa çıktiğinda gelip meclisin önunde HDP bizim çocukları dağa çıkartti diye bir saat dahi otursaidiler, o zaman inandırıcı olurdular. Peki şimdi ne olduda? AKP nin oyunçaği ve savunucusu oldular.

      Kayyimlarla 6 miliyon seçmenin oyunu hiçe sayın, sonrada “O” bölge halkıni trolleriniz vasitasi ile birbirine düşurmeye çalişin.
      İşte bunu bu sefer başaramayacaksıniz.

      HDP DE ÖMER FARUK GERGERLIOĞUL gibileri varken ALLAH CC onlara kurulan Tuzaklari tuzak kuranların kurduklari tuzaklarada kendilerinin sonunu getirecektir.

    • “Bu sözler gerçeklerin kürtler tarafından anlaşılmaya başlandı.

      Bu sözler gerçekten Kürtler tarafindan anlaşılmişsa! O zaman HDP ıçin zafer. 18 yildir Türkiyeyi yönetenler için kâabus demektır.
      Çünkü bu tip hesap hükümetlerden sorulur….!!!!! Siyasi partilerden değil.

      Bunca genç yok olurken Hükumet ne yapiyordu? uyuyormuydu?.

      Bahçeliye, eyyy bahçeli cesaretin varsa güney doğuya git diye bar, bar bağırdıği halen daha kulaklarda çınliyor.
      Oralarda mergi mergi diyerek halay çekenlerinde hayaleri gözlerimizde canlaniyor.

  11. Koru, ne de olsa bir yazar. Gene, Hayal Dünyası kuruyor galiba. Yahut
    da HDP’nin ne mal olduğunu biliyor, bir daha tescillenmesini istiyor.
    HDP’nin münkir eşbaşkanı Gülten kışanak, ” biz sırtımızı dağa yaslııyoruz ”
    diyordu. Bu ifade HDP’nin Dağdakiler (kandildekiler) in desteği ile ayakta durduğunun
    GÖRÜNEN apaçık bir göstergesi idi.
    Geçen haftalar HDP binası önünde eylem yapan kadınlardan bir tanesinin
    çocuğunun göndettirilmesi de HDP ile Dağdaki teröristlerin NE DERECE bağlantılı
    olduğunu açıkça ortaya sermiştir.

    Altan Tan, Celal Doğan gibi tabela-vitrin kürtlerini bir kenara bırakırsanız,
    saf-kan HDP’li yöneticilerde Vatan, din, iman sevgisi yoktur. Bu Devlete bilerek Vergi
    de hiç vermezler. Bunlar HİNÇAK ERMENİ Komitacılarından FARKSIZDIR. Çünkü, Vatan
    sevgisi İMANDANDIR.
    Mes’ele, Vatan ve Din sevgisi ile meşbu (dolu) müslüman kürtleri
    bu VATANSIZLARA YEM etmemek (te) dir. Bunun için Doğu MEDRESElerine aleniyet,
    meşruiyet ve RESMİYET tanınması şarttır.
    Halk dinini, örfünü rahatça, inandığı şekilde yaşama imkanına kavuşturulmalıdır.
    Hatta,” Halk Oylaması ” uygun görürse, madem ki, ” egemenlik kayıtsız-şartsız milletindir”
    tekke ve zaviyeler yeniden açılmalıdır. Bu teklifi duyan kimseler, demokrasiyi, özgürlüğü
    samimiyetle savunuyorsa, kırmızı görünce apışan Öküzlerin durumuna düşmemelidir.
    Doğu insanı müslümandır. Çok kişinin ve Osmanlı tebasının itiraf ettiği gibi,
    bu Milletle irtibatları İSLAM üzerinden sağlanmiştır. Bölünmenin, parçalanmanın, ayrılmanın
    önünü samimiyetle almak istiyenler bu gerçeği bellemeli ve ona teslim olmalılar.
    “sen türksün, türk tebasısın” diye kestirip atmakla bu iş çözülmez. Sinekleri öldürmekle
    bataklık kurumuyor. Adamı anasından tekrar doğutturacak değilsiniz ya. Güney-Doğu
    insanının dinine, örfüne-adetine dokunulmamalıdır. Biz bu işin içinde yaşıyoruz, canlı
    şahidiyiz. Türk-kürt Osmanlıdan beri – Cumhuriyetin ilk yıllarında da – geçinip gidiyorduk.
    Aksi takdirde, RÜZGAR eken, FIRTINAYI biçmeğe hazır ve alışkın olmalıdır.
    T.C. Hükimetleri bu RAddeden sonra Doğu için samimi bir İslam ve Demokrasi yaklaşımı
    içerisine bürünmeli. “Ben benim, ben kimim”, demek, böbürlenmek çözüm getirmez,
    getirmiyoor da. Bu kadar gencin mukadderatı ABD ve AB’in insafına bırakılmamalı ;
    iki taraflı bu kadar insanın ölümüne, genç kadınların dul kalmalarına bile bile seyirci
    kalınmamalı; memleket evlatları bu İÇ ve DIŞ gavurların insiyatifine bırakılmamalı.
    Bu cür’et ortaya konmalı ki, bu Cumhuriyeti kuran M:Kemal Paşa da, mezarında
    daha fazla ızdırap çekmesin.

    • Bu sorunu cozecekse kurtler cozecek bu hdp mi olur sivil toplum mu olur bilmem bildigim tek sey Sn Korunun dogru bir cikis ile HDP yi goreve cagirmasidir.

  12. TERÖRÜ BİR GÜNDE ÇÖZEBİLİRİZ.
    İslam Dinini hakem kabul edelim. Veya yeryüzündeki herhangi bir dini veya bir dünya görüşünü… Türk ve Kürt şahinleri hariç. Zira ikisi de bizden değil…
    Türkler, 96 yılda Kürtlere bir Alay Komutanı dahi vermemiştir. 358 generalden bir Kürt yok. Müsteşar, Büyükelçi de yok. Okullarda ikili öğretim var. Geleceği parlak fakülteler yok. Köy yakmalar, faili meçhul cinayetler duruyor. Hain, nankör ve kro da cabası.
    Kürtlere gelince… PKK ve APO, kırk yıllık savaşta kırk metre karelik bir dükkan bile alamadı. Bir keleşle Kürdistan mı kurulur ! Kurtuluş savaşını verenler kendi halkı gibi yaşar. Müslüman Kürtlerin haklarını sosyalist sistemle çözmek mümkün mü ?
    Olan olmuş. Peki, nasıl çözelim…
    Herhangi bir dini veya dünyanın akil insanlarını hakem kabul edelim. İngilizler ve Rusların daha önce idare ettikleri Halklara verdikleri hakların YARISINI verin. Türkler ağabey, Kürtler de kardeş olsun.
    Bütün kötülüklerin temelinde kötü niyet vardır. İyi niyetle herşey çözülebilir. Vesselam.

    • 8.cumhurbaşkanı Turgut Özal Kürt’tü . Eski Maliye bakanı Mehmet Şimşek Kürttü . İsmet Paşa Kürttü . Sen neden bahsediyorsun birader ? Kürtler bu ülkede en yüksek makamlara gelmişlerdir . Lütfen bir şey yazarken düşünün de yazın .

      • İsmet Paşa ve T.Özal Türk, Mehmet Şimşek Kürt kökenlidir. Kürt kökenli vatandaşlarımızdan çok sayıda bakan, vali, büyükelçi, müsteşar, albay v.b. olmuştur ve olacaktır.

  13. Kamuoyu nezdinde sıkışan hdp ye destek vermeler filan (neymiş annelere destek verirse pkk ile baglantisi çıkacakmış filan pkk nin bile aklına gelmeyecek sinsilikler ) tamda İngiliz sinsiligini akla getiriyor.ne dersiniz..ha bir de her konuda konuşan gül vb lerinin de bu suskunluğu da ingiliz disiplinine benziyor

    • A.Gül’ün her konuda konuştuğunu da nereden çıkarttınız, uydurmayın. Tam tersine az konuşur. PKK, FETÖ benzetmeleri bıktırdı da şimdi de İngiliz benzetmesi mi çıktı. Ben size güzel bir benzetme sorusu sorayım. Ebu Süfyan’a en çok benzeyen günümüzdeki Türk siyasetçi kimdir acaba?

      • ebu sufyan musluman olmus ve Resulullah la akraba da… gerçi cahil oldugunuz icin agababalariniz kulağınıza ufurdukleri bilgileri de karistiriyorsunuz.kiyametin kopacagi donemleri anlatmak istediniz de karistiriyorsunuz zaten burdan feticu oldugunuzu nerden anlasiliyor diyeyim de cunku feto bazi siyasilere kullandi sizde arkadan….sorununuz zaten bu Kur’an’a,sunnete icmaya ve dört mezhep imamlari gibi ilmiyle amel eden âlimlere degil …

        • FETÖ ithamı yapmadan bir fikir ortaya koyamıyorsunuz. Diğer yandan Ebu Süfyan’a da muhabbet duyduğunuz belli. Dolayısıyla onun günümüzdeki benzerlerine de muhabbet duymanız normaldir.

          • ebu sufyan musluman olmus ve basta resulullah sav ve ashabi onu bagirlarina basmış, Resulullah sav onun icin kötü bir sözü yok.

  14. takipteyiz.ayni sinsilikle,ayni mukabiliyetle…neymiş hdp Annelere yardim edemezmiş.yoksa pkk ile irtibatlı olduğu çıkacakmış filan

    • “takipteyiz” takipte olsaniz ne yazar?
      F.K sitesinden çoook troller ve “DİŞ ” Gösterenler geldi geçti. Onlar şimdi troller mezarlığında, diş gösterenlerde birbirlerini yiyiyiorlar.

      • buyuk ihtimalle erkeksin.klasik feto taktiği.. sayın yazara sözüm anlamadığım sen nrrden çıktın ya…yazari on yıllardır taniriz,okuruz..ondaki degismeleri sormamizdan size ne..

        • büyük ihtimalle kadınsın.klasik ebu süfyan taktiği…sayın yorumcuya sözüm anlamadığım sen nrrden çıktın ya…reisi on yıllardır tanırız, okuruz..ondaki degismeleri sormamizdan size ne..

    • benden öğrendiğini papağan gibi bana satma..pardon sahi siz düşünmüyor aklinizi, iradenizi okyanus ötesine vermistiniz demi..

  15. yine hinlik yapan yapmış.Bu kadar laf, söz arasında şeytanın ancak aklına gelecek, HDP lileri bile şaşırtan pkk ile bağını akla getirecek filan sozler gercekten size yakışırdı.tam ingiliz siyaseti..ama müslümana yakalandiniz.sirtimizi pkk ya pyd ye … filan dayadik diyen yönetici kimdi sahi fehmi bey? sizi sobeleyen,boşa çıkartan kimdi? yorumu yayinlamazsiniz xaten de olsun bir musluman olarak sobeleme görevimi yaptim,yapiyorum

    • ben pek benzetemedim. daha çok bir faşiste benziyorsun. “faşistten de müslüman olur” diyorsan, “yanlış düşünüyorsun, müslüman müslümandır faşist ise faşisttir” derim.
      çünkü bütün dinler insana iyi olmasını söyler, senden ise sadece zehir çıkıyor.

      • feto artığı sen nerden çıktın.varmisin sen ve agababalarinla islam konusmaya… Kur’an,sahih sunnet ve ondort asir icma dogrultusunda ehlusunne cemaat anlayisiyla sizin bidat islam anlayışınız…haşa Allahla konuştuğunu soylersin,sizin gibi cahiller yillarca peşlerine takildunuz.nurdan bey ,pardon kimsen seni de

    • “HAY MAŞALLAH MÜSLUMANA BAKIN” ağzindan bal akiyor…..!!!!!! Tamda Korunun dünkü yazisinda anlattığı müslumanlardan.
      Fehmi bey,bugün! Kanla beslenenlerı fena halde köpür müüüşşş.

      • ben elhamdülillah muslumanim ben kendimce yazara sorular ,degerlendirmeler filan yapuyorum.araya insanca girseydiniz..herneyse gercek yüzünüz cikiyor ya…eskiden neydi o silah bilmezler,karinca incitmezler, kafirlerle diyalogcular gerci yine kafirlerle diyalog devam da muslumana düşmanlık had safhada

  16. Doğru ve yanlış o kadar çok birbirinin içine girdi, dallanıp budaklandı ki ne doğru ne yanlış ayırmak gerçekten çok zor. Şehit olan sayısız asker, polis, sivil insanımız kadar ölen teröristlere de hep üzüldüm. Karar merciinde olanlara ya da örgütün üst kademelerinde keyif çatanlara değil, evlerinden küçücük yaşta kaçırılan dağlarda beyni yıkanarak militan olarak yetiştirilen, aslında pek fazla seçeneği olmayan nice gencecik yaşta ölenlere.
    hdp çözüm üretebilir mi?
    Hayır.
    İsterler mi bilmem, hdp içinde bunu gerçekten isteyen bir azınlık, aklı yüreği kanlı olmayan bir grup insan kuşkusuz vardır ama isteseler de çözemezler. Baş yürü demese ayak yürüyemez istediği kadar yürümek istesin. Çünkü kendilerinin de gerçekte saklamadıkları gibi organik bağları kürt halkı ile değil, pkk ile.
    Bir terör örgütü ise uluslararası bir yapının organıdır, var olmasını ve var kalmasını maddi manevi pek çok parametre belirler. Bu parametreler gerek legal gerek illegal pazarlıklarla değişir. Pkk bugün varsa bir/bir çok çıkar grubunun ihtiyaç duyduğu şeye/şeylere hizmet ettiği için vardır. Bu çıkar gruplarının ihtiyaç duyduğu şeylere hizmet edenler sadece terör örgütlerinde ve onların siyasi uzantılarında değil_maalesef_devletin içinde, siyasette, yargıda, basında, orduda_maalesef_her yerde. İçerden verilmedikçe dışarıdan ne kadar çok destek alırsa alsın bir terör örgütü yaşayamaz.
    Öte yandan oturma eylemi yapan annelerin aile çevresi, yakınları, akrabaları, komşuları ve diğerleri toplamda 6 milyon insan çocukları kaçıran, onları eylemlerde kullanan, genç yaşta ölmelerine hiç aldırmayan pkk nın siyasi uzantısına oy veriyor bu uzantı da devletten para alıyor, devletin parasını, malını örgüt için kullanıyor, uluslararası platformlarda örgütü temsil ediyor, milletvekilleri bagajlarında örgüte silah taşıyor, milleti tükürükle boğmaya kalkıyor falan falan.
    Ne doğru ne yanlış anlamak gerçekten zor, gerçekten çok karmaşık, olan sadece o annelere, o gençlere olmuyor, hepimizin geleceğine oluyor, kendi ellerimizle kendi geleceğimizi karartıyoruz.
    Soru basit,
    Pkk bir terör örgütü mü değil mi?
    Soru basit,
    hdp pkk bir organı mı değil mi?
    Basit soruların her zaman basit cevapları olmuyor işte.

  17. belediyeye gönderilen para Türkiye ile savaşana gidiyor parasal destek kanunda karşılığı……Kayyum atanıyor talimat isteyene fondan yardım yapacaksınız fondan yapılan yardımdan bir kısmı gidiyor…..ana dil yasak olamaz fıtrata aykırı ana dilde eğitim olmaz ortak dilde olur Devlet kendi dilinde ve başka devletlerin dilinde yayın yapar devlet olmamışlara devlet muamelesi yapamaz……Okullarda bir hoca ikna yoluyla dağa gitmemeleri için nasihat etse karşılığı ölümcül dayak ….
    Kanlarıyla mücadele eden şefkatli kahraman komutanların kayyum atanması lazım. O şefkatli komutanların bu işin üstesinden kansız geleceği bilindiği için önce onlar öldürüldü. Savaşla devlet kurma gündemden kalkmıştır. Beyin ve alın teri ile kurulacak devletin sınırları yok böyle bir devletin zararı ise çok az.

  18. Çocukları dağda olan Analara Türkiye genelinde vatani görevi yapan askerlerin analari ve diğer analarda, katılarak gençlerin yaşamasi için oturma eğlemi değil hepsi birlikte Kandile yürüsün ve ordakı çocuklari ellerinden alsinlar.

    Kadınlar ellerinin hamurlu parmaklarıni, evletlarıni kurbanlik kuzu gibi kullananların gözlerine soksunlarkı, onlarında dünyaları kararsın ve süçları cezasıs kalmasın

    Eğer bütün anneler birleşirse o zaman “KADIN GIBI KADIN” olurlar ve barışı analar sağlar. Çünkü PKK yı bitirmek istemeyenler sürekli barış masalarını devirenlerdır ve savaştan nemalanlardır.
    Allah analari ağlatanların planlarını başlarina geçirsin ve aynısınide onlara başina versin.

    Kim bilir belkide, HDP yi Birileri tuzağa düşurmek için plan yapti fakat gidişat öğle gösteriyorki, o tuzak kuranların başlarinda parçalanacak.
    Her şer sanılan işte bir hayir vardir onu bizler bilemeyız. Belki bu kayyimlar bu savaşi bitirmeye vesile olur. İnşallah.

    Not:Kadın gibi kadın! Deyimi,Ocak yazarlarindan cesur,çalişkan ve zeki kizimiz Adelinaya aittır.

  19. Said Sefa YouTube’da anlattı: PKK’nın dağa kaçırdığı polisler ve subaylar çok uzun zamandır esir durumundalarmiş. Devlet kaçırılan polis ve subayları PKK’nın elinden almak için herhangi bir eylemde bulunmayınca PKK esirlerin konuşturulduğu videolar yayınlayarak devlet sivil bir ekip göndersin elimizdeki esirleri alsin diye haber yapmış aradan uzun zaman geçmesine rağmen bir girişimde bulunulmamış. Benim önerim HDP bir sivil ekip oluşturarak hem polis ve subaylarimizi hemde kaçırıldığı iddia edilen gençleri ailelerine kavuştursun. Barış ve çözümden yana olmak bunu gerektirir.

    Bir de dünkü yazının hangi amaca hizmet ettiğini ben anlayamadım, anlayabilen okurlardan biri buraya yazarsa ben de anlamış olurum. İsmaillerin Saymazların saya saya yazıp konuştukları ve yüzyıllardır da bilinen bir konuyu Fehmi Koru gibi bir yazı üstadının böyle bir zamanda gündemine almasını hakikaten anlayamadım. Yoksa ETÖgillerin bir iki gündür “mahkeme ETÖ’nün olmadığına hükmetti tamam da Fehmi Koru ve Abdullah Gül ne olacak? Onlar hala konuşmadilar” türü haberleriyle bir ilgisi olabir mi? acaba üstadı da mı konuşturdular diye düşünmedim de değil? Hayır konuşulmayacak bir konu olduğundan değil bu çok vahim olayların yazıdaki anlatımını üstatvari bir tarzda bulmadığımı ifade etmek istedim sadece.

  20. HDP bunu yapmak istese, yapmak istediğinin gerçekleşmesine izin verilir mi? Hiç sanmıyorum.

    Annelerin, evlatlarının gencecik yaşta dağa çıkarılmasının HDP’nin eliyle olduğu iddiası var. Bu doğru ise -ki, bu yüksek bir ihtimal- yaptığının tersini ondan, HDP’den beklemek saflık değil mi? Belkide bu yüzden anneler HDP’nin kapısını aşındırarak devletin olaya müdahil olmasını amaçlıyor, onu harekete geçirmeyi umuyorlar.. ya da devletinin evladını getirip eline teslim edeceğine olan inancını yitirdiğinden HDP’nin kapısını aşındırıyorlar. Annelere bunu reva görmek ne uçsuz-bucaksız bir vicdansızlık!!!

    Baştaki soruyu tekrar sorar isek; HDP bunu yapmak istese, yapmak istediğinin gerçekleşmesine izin verilir mi? Bu sorunu ilk elden cevabı Koru’nun yazısı içerisinde mevcut: “Gidin eyleminizi devlet binaları önünde yapın”.
    Cevaptan da anlaşılacağı üzere HDP’nin kendi içinden bir ret cephesi (şahinler) bunun olmasına karşı çıkacaktır..bir de örgüt ayağı var bunun.

    “Şahinler” sadece örgüt ve HDP’de konuşlu değil; bir de devlet içinde yerleşik olanları var.

    Meselenin çözüm ayaklarından birisi, hatta en önde geleni devlettir.

    Çözüm sürecinde, sürecin sona ermesinde, herkes karşı tarafı suçluyor. Aslında tarafların şahinlerinin “ortak hareketi” meseleyi içinden çıkılmaz hale sokmuştur. Yaşananlar malum…

    Muhterem Taha Akyol’un bir tespiti aklımın bir köşesinde hep asılı durur: “Türkiye’nin bölünme sorunu yoktur, bölünememe sorunu vardır”…Doğru; bu sorunu(!) kimsecikler çözemiyor..40 yılı aşkındır arkasında onca güç (devlet) olmasına rağmen PKK bile…

    Bu devletimizin elini güçlendiren bir argüman… Daha demokratik daha insancıl bir yaklaşım ile iç içe geçmiş, etle kemik gibi; aynı inancı paylaşan (seküler olan kadro değil tabi) insanımızı kaynaştırmak, ona aidiyet bilincini aşılamak en başta devletimizin görevidir.

    Adil gelir dağılımını sağlayarak, bölgesel gelişmişlik farkını en aza indirerek, adaleti tesis edip hukuk içerisinde güvenliği sağlayarak başlamalı bu işe devlet.

    Yoksa, zavallı anneler, neden kendini inkar eden bir HDP’nin kapısına diz çöksün ki!

Yoruma kapalı.