Ebu Gureyb skandalını faş eden Amerikalı gazeteci yine önemli bir kulis haber patlattı; içinde Türkiye de var…

13
Reklam

İhtiyar bu defa da ülkesini -ABD’yi- sallayacak bir kulis habere imza attı, ama yazısı oradan çok burada -Türkiye’de- gündemi belirleyecek gibi…

Yukarıda kendisinden ‘ihtiyar’ diye söz ettiğim zihni çok genç bir Amerikalı gazeteci.

Adı Seymour Hersh ve 86 yaşında…

Meslek hayatının ilk yıllarında, Amerikan ordusunun Vietnam’da işlediği bir katliamı –My Lai katliamını– haberleştirerek savaşın üzerindeki koruma zırhını delmesiyle şöhret bulmuştu.

O haber Hersh’e 1970 yılında ilk ödülünü –Pulitzer– getirdi.

Bütün dünyanın kendisini tanıması ise, Irak’a Saddam Hüseyin’i devirmek için saldıran Amerikan ordusunun, orada yerli halka yaptığı zulümleri, fotoğraflarla da belgeleyerek, haberleştirmesiyle 2004 yılında olmuştu.

Ebu Gureyb cezaeviyle ilgili yayınıyla…

Amerikan siyasetini en iyi bilen ve kitapları hep çok satanlar listesinde yer alan bir yazardır Hersh.

Reklam

Gazetecilik anılarını da ‘Reporter: A Memoir’ (Gazeteci: Bir Hatıra Kitabı) adıyla 2018 yılında yayımladı.

New York Times sonrası New Yorker dergisinde yazarken de, ardından yazılarını yayımlattığı London Review of Books’a (LRB) geçtiğinde de, her yazdığı ses getirdi; ancak pek çok tepki de çekti. Yazdığı yerleri terk etmek zorunda kalması aldığı sert tepkilerden…

Üsame bin Laden’in Pakistan’ın Abbottabad kentinde öldürülmesini dönemin ABD başkanı Obama’nın bakanlarıyla birlikte izlediği fotoğrafı görmeyen yoktur (2011). Hersh, olaydan iki yıl sonra, o görüntüyle ilgili “Büyük bir yalan, tek kelimesi bile doğru değil” tespitini paylaştı; gerçeği anlattığı yazısı New Yorker tarafından reddedilince onu LRB’de yayımlattı.

Sonradan aynı adla kitaplaştırdığı 10 bin kelimelik ‘Üsame bin Laden’in Öldürülmesi’ (The Killing of Osama bin Laden) başlıklı yazıda, Üsame bin Laden’in (ÜbL) aslında 2006 yılından beri Pakistan gizli servisinin elinde bulunduğu, Pakistan ve Suudi Arabistan’ın ABD’den gizleyerek ÜbL üzerinden el-Kaide ile pazarlık yürütttüğü, CIA’nin bunu ve adamın tutulduğu yeri 2010 yılında Pakistanlı eski bir istihbarat elemanından öğrendiği, operasyon ardından da ÜbL’nin cesedinin söylendiği gibi denize atılmadığı, üzerine açılan ateşle paramparça edildikten sonra parçaların operasyon dönüşü Hindikuş dağları üzerine fırlatıldığı bilgisi yer alıyor.

Büyük bölümü sonradan doğrulanmış bilgiler bunlar.

Lafı uzatmayayım, Seymour Hersh, her yazısı ses getirmiş bir gazeteci.

Washington’da bulunduğum bir sırada birlikte kahve içerken de kendisine haber aktarıldığına bizzat tanık olmuştum.

Son kulis haberi, ABD’de yakınlaşan başkanlık seçimiyle ilgili.

Reklam

Hersh’e göre Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı Donald Trump oluyor ve başkan yardımcısı adayı olarak da yanına sürpriz birini alıyor.

Demokrat ünlü bir ailenin ferdini…

Robert F. Kennedy Jr amcası John F. Kennedy ile..

Teksas’ta bir suikasta uğrayarak hayatını kaybeden başkan John F. Kennedy’nin yeğeni Robert F. Kennedy Jr’u…

Robert F. Kennedy Jr’un aynı adı taşıyan babası da ağabeyi gibi bir suikasta kurban gitmişti.

Trump-Kennedy rekabeti karşısında Joe Biden’in yeniden seçilme şansı olmayacağını, hatta böyle bir tabloyla gidilecek seçimde Kongre’deki çoğunluğu da Trump’ın partisinin kazanacağını öngörüyor Hersh.

Önemli bir kulis bilgisi bu.

Yazıda Biden’in böyle bir gelişme karşısında elini güçlendirme girişimini, İsveç’in NATO üyeliğine itiraz edegelen Türkiye’nin sonunda itirazını kaldırarak sağladığını belirtiyor Hersh. Bir kaynağı kendisine Biden’in bu sonucu elde etmek için Türkiye’ye İMF’den 11-13 milyar dolarlık bir kredi açılacağı sözünü verdiğini söylemiş…

“F-16 konusunda kolaylık değil, esas konu bu” diyor Hersh

Bizim gazeteler Hersh’in yazısındaki ABD seçimiyle ilgili kulis bilgisine hiç kulak vermeyip yazının sadece Türkiye ve İMF’den kredi bölümü üzerinde yoğunlaşıyorlar.

Doğal bu, ama bence kaynağı Hersh’e eksik bilgi vermiş…

Türkiye’ye kredi desteği doğrudan İMF’den gelmeyecek; hiç değilse ben İMF ile anlaşma yoluna gidileceğini sanmıyorum. Ancak Türkiye’nin ihtiyacı olan -muhtemelen 11-12 milyar dolardan da fazla- kredi, İMF ile uzlaşmaya varılsaydı hangi şartların yerine getirilmesi gerekiyorsa o şartlarla, bir başka yönden gelebilecek.

Körfez bölgesinden…

Bakalım hangimizin tezi doğru çıkacak: Türkiye Hersh’in beklediği gibi İMF ile anlaşma mı yapacak yoksa öngördüğüm üzere İMF şartlarıyla başka bir yönden mi krediye kavuşacak?

Merakımın nasıl sonuçlanacağını ben de merak ediyorum.

ΩΩΩΩ

Reklam

13 YORUMLAR

  1. Kulis bilgisi ABD kamuoyuna verilmiş bir mesaj, bize değil.
    F-16 konusunda kolaylık sağlanması Biden’i zor duruma sokar ve gelecek seçimlerde de elini zayıflatırsa diye IMF konusu gündeme getirilmiştir. F-16 konusunda tepki gelirse (ki gelecektir) topu IMF’ye atarlar. Dolaylı olarak da Körfez’e.
    Buradaki önemli nokta gazeteci Hersh hangi tarafta Biden tarafında mı? yoksa Trump’un partisi tarafında mı? Öngörüsü Trump’ın partisinin kazanacağına yönelik olsa da ben Biden’i desteklediğini düşünüyorum. Yoksa bu kulis bilgisini niye paylaşsın.

  2. Fehmi Bey, yine yanlış ata oynamışa benziyor. Geçen hafta Nato toplantılarında Türkiyenin olumlu siyasi manevralarını anlamamışa benziyor. Cumhuriyet ve Sözcü yazarlarıyla yarışıyor. Fehmi beyin bu durumu biraz kronikleşti.

     ABD’li gazeteci Seymour Hersh, “The Red Line and The Rat Line” (Kırmızı Hat ve Gizli Hat) adlı makalesinde;

    “Suriye’de düzenlenen kimyasal saldırının arkasında Türkiye hükümetinin olduğunu” “sarin gazıyla yapılan saldırının, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve jandarmanın bilgisi dahilinde El Kaide bağlantılı El Nusra Cephesi tarafından gerçekleştirildiği” de yazmıştı.

    Bu adam ,Pulitzer ödüllü ha. O’na göre.

    • Sen bundan ne anladın peki, adamın güvenilmez olduğunu mu anladın?

      Türkiye Suriye’ye kendi çıkarları için girmedi, NATO’nun çıkarları için girdi. Türkiye Suriye’de işlediği günahları NATO adına işlediği için BM veya AİHM Türkiye’yi yargılamıyor. NATO Türkiye’nin çıkarlarını savunan asker ve bürokratları tasfiye etmek için 15 temmuzu planladı. Tasfiyeleri yaptı ve sadece vatan hainlerini devlet kadrolarında tuttu. O hainlerle şimdi Türkiye’yi istediği gibi yönetiyor.

      Dünyada azıcık kafası olan herkes bunu böyle biliyorken senin bunu illa da söyletmen gerekmiyordu biliyor musun!

      • Başkan Erdoğan’ın kararlı tutumuyla başlatılan FETÖ ile mücadele hız kesmeden devam etmelidir. Zira mahut örgüt, ‘takiye’ yaparak gözden ırak görülse de gerçekte, hemen her yerde tüm canlılığıyla hayatını sürdürmektedir.
        Sittin senedir, devletin tüm kurum ve kuruluşlarının kılcallarına değin sinsice nüfuz eden, tıpkı ‘Haşhaşi’ (Hasan Sabbah’ın gözü dönmüş suikastçıları) bir yapıdan bahsediyoruz.
        Bunların ne denli canavarca ruh taşıdıklarını 15 Temmuz 2016 gecesi gördük.
        Seçimlerde oy verdikleri Kemal Kılıçdaroğlu’nun iktidara gelmesini büyük bir hevesle beklediler. Yurtdışındakiler, Türkiye biletlerini bile almışlardı. Sabırsızlıkla Başkan Erdoğan’ın gitmesini bekliyorlardı. Ama bilindiği gibi hevesleri kursaklarında kaldı.
        Bu seçimler sonucunda, bir beş sene daha, inlerinde sürüngen hayatı yaşamaya mahkûm oldular.
        Ne diyelim; şeytan azapta gerek!

      • Baran bey sahi şu askeri helikopterimizle yunanistana firar eden ve sığınma hakkı verilen tiyatrocularımıza ne oldu, hala turnedeler mi?
        Onlar neyse de, natonun kucağında oturup inzivaya çekilen elemanlar da mı bu nato planında figüran, yoksa öylesine sallıyor musun?

  3. Bu ülkenin taa 10 yıl önceden ımf yada körfez her nerdense para kaynaklarını ayarlıyor olması gerekirdi. Tek söylenen: imf öcü! oldu hep. (Birde faiz nass!!).
    Babacan döneminde paranın har vurup harman savurulduğu dönemde bir politik kurnazlıkla ufaktan enflasyon başlamalıydı;
    Tam tersini yaptılar “1₺=1$” piskevit hesabına kanıp simbadın halısına bindiler veee şimdide cezveden (pardon demlikti galiba) cin olup çıkmaya çalışıyorlar!😂😂
    O LAMBAYI TUTAN ELLER ŞAM ŞEYTANI OLMUŞLAR HEP BERABER (doğulusu batılısı müslümanı yahudisi hristiyanı yaaa na’ber).

    • Ne günlerdi be…
      FETÖ kumpası- MİT Tır’ları davasından ceza almış CHP’li vekil için “hak hukuk adalet” deyip taa Ankara’dan İstanbul’a yürüdü. Maraton Kemal unvanını aldı!..
      Sen misin yürüyen!..
      Tanju Özcan çıktı Bolu’dan yola, “adalet ve değişim” diyerek Ankara’ya Bay Kemal’e yürüdü.
      Erdoğan’a ‘diktatör’ diyordu.
      CHP Genel Merkezi’nin önünde “diktatör Kemal” diye bağırdı CHP’liler…
      Ne demişler?..
      Yürürsen yürürler sana!..
      ‘Diktatör deme’, seçimi kazanana, gün olur ‘diktatör derler’ her seçimi kaybedip koltuğu bırakmayana!..
      Bi’de; “O kadar yürürsen, yollar aşınır!?..” var…
      Bundan sonrasını bağlayamadım. Yazı burda biter!..

  4. RTE. , bizleri , nice nice sürprizlerle şaşırtmadı mı , bakarsın bu da olabailir!
    Da benim aklıma başka bir şey geldi ; sahi seçim öncesi yeri göğü
    inleterek bu CeHaPe hakkında LGBT.sinden Kandil’ine kadar yapılan envai türlü suçlamalar ne oldu , hangi deliğe girdi !
    Seçimin kazanılmasıyla birlikte bütün bunlar yer yarıldı da yerin dibine mi girdi !
    Haa.. demek ki bunlar külliyen yalanmış !

    • Sakin ol şampiyon! Ne deliği ne süpürmesi? Seni gören de iktidar chp ile istikşafi koalisyon filan kuruyor zanneder:))))

    • Ekranlarda tartışılıyor.
      Canan Kaftancıoğlu “olduğu kadar zekanızı konuşturmayı deneseniz eminim daha başarılı olursunuz” ifadesiyle Ekrem İmamoğlu’na “geri zekalı” imâsında bulunmuş.
      Sebep?
      -İmamoğlu “erkek olsa başka türlü konuşurdum” diyerek Canan Kaftancıoğlu’nu hedef almış.
      Seviyeye bakın.
      Boş yere “Kılıçdaroğlu Türkiye’deki siyasal muhalefetin erişebileceği zirvedir” demiyorum.
      Yalandan “değişim” masalları anlatmasınlar.
      Böyle kadroya öyle lider az bile!

  5. Ben de düşünüyorum ki Türkiye’ye verilen söz kredi sözü değil, olsa olsa ticari yatırım sözü verilmiş olabilir. Türkiye’nin acil döviz ihtiyacını karşılama sözü verilirken kredi sözcüğü kullanılmış olsa bile bu söz yatırım vadine dönüşür ve ticari yatırım şeklinde gelir eğer gelirse.

    Ticaret savaşlarında hiç bir ülke eline kelepir fiyatlardan satın alma fırsatı geçmişken bu fırsatı kıredi vererek heba etmez çünkü.

    Bakınız Almanya’nın bile ağzı sulanmış, Alman başbakanı çok ümitliymiş:

    https://www.karar.com/dunya-haberleri/almanyadan-turkiye-aciklamasi-ab-ile-yakinlasmadan-umitliyim-1768711

  6. Sürekli yalan dolan haberlerle tanınmış bilmem hangi gastecinin gündüz düşlerine mi kaldık yine? Kimisi elektrikli testereyle doğranırken kimisi de işte böyle “iliştirilmiş” ödülleri topluyor demek:)

Yoruma kapalı.