Ekrem İmamoğlu önümüzdeki yerel seçimde nasıl birine karşı yarışacağını biliyor mu?

25
Reklam

Bir TV haber programında, AK Parti’nin de adayını ilan etmesi sonrası, İstanbul belediye başkanlığı yarışı üzerine konuşurken, Murat Kurum’un şanslı bir insan olduğunu söyledim.

Yarışta da şansını artırabilir onun şanslı biri oluşu…

Programı izleyen bir dostum, “Siyasette aklın yeri var, şansın yeri yok” diye itiraz etti.

Siyaseti bilen pek çok yorumcunun da o dostumun görüşünde olduğunu sanıyorum.

Ben ise, bir insan şanslıysa politikada o şansıyla daha kolay başkalarının önüne geçebilir diye düşünüyorum. 

Merakımdan, bu yazıya oturmadan önce arama motorunda bir araştırma yaptım, acaba konuya ilişkin bir kitap, bilimsel araştırma veya makale var mıdır, bulup okumak amacıyla…

Araştırmam bir sonuç vermedi. Herhalde konuyu araştırmaya değmeyecek kadar anlamsız bulmuş olmalılar…

Oysa…

Reklam

Fazla uzaklara gitmeye gerek yok; bizim siyasi tarihimizin en göze batan birkaç figürü bile şanslı bir insanın başına talih kuşu konabileceğine örnek teşkil edebilir.

Turgut Özal sözgelimi…

Bilen biliyor, uzun yıllar devlete yüksek memur olarak hizmet ettikten, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı (DPT) yaptıktan sonra ABD’ye gidip Dünya Bankası’nın bir yan kuruluşunda çalışmıştı Turgut Özal

Dönüşünde siyasete ilgi duyduğunu belli etmiş, 1977 yılında yapılan ilk genel seçimde Necmettin Erbakan’ın başkanı olduğu Milli Selamet Partisi’nden İzmir’de milletvekili adayı olmuştu.

Şansı yaver gitti, az bir oy farkıyla seçimi kaybetti.

Biliyorum “Seçimi kaybetti” diye biten bir cümlenin “Şansı yaver gitti” diye başlaması anlamsız bulunmuştur.

Oysa, o seçimde MSP’den milletvekili seçilseydi, Turgut Özal da, 1980 yılı 12 Eylül’ünde gerçekleşen askeri darbe sonrasında, Erbakan ve partisinin milletvekilleri gibi, sadece siyasetten yasaklı hale gelmeyecek, muhtemelen birkaç yılı hapiste geçirecekti.

Korkut Özal MSP milletvekili olarak hapis yattı, siyasetten mahrumiyet yaşadı.

Reklam

Turgut Özal ise, 12 Eylül öncesinde Süleyman Demirel’in başbakanlığı sırasında DPT ve Başbakanlık müsteşarlıklarını üstlenmiş, darbe sonrasında da askerler kendisini Bülent Ulusu başbakanlığında kurulan hükümette onun yardımcısı olarak atamış, siyasi sisteme izin verildiğinde, kurduğu Anavatan Partisi ile seçimi kazanınca önce başbakan sonra da cumhurbaşkanı olmuştu…

Buna ‘şans’ demiyeceğiz de ne diyeceğiz?

Şansı yaver giden siyasilerden biri de, şu an Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan Tayyip Erdoğan

O da 1991 yılında yapılan genel seçimde İstanbul’dan milletvekili adayı olmuş, ilk görünüşte seçilip mazbatasını da almıştı.

Fakat onun da şansı yaver gitti ve o seçimde tercih sistemi olduğu için, listede onun bir altında bulunan aday Tayyip Erdoğan’dan fazla tercih oyu alarak Meclis’e girme hakkını kazandı. Tayyip Erdoğan kaybetti

Milletvekili olamayan Tayyip Erdoğan sonraki ilk yerel seçimde oyların yalnızca dörtte birini alabildiği halde İstanbul’a belediye başkanı olmayı başardı.

Sonrası biliniyor.

Önce başbakan, sonra da cumhurbaşkanı oldu Tayyip Erdoğan

Bence çok şanslı bir politikacı AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan

Tıpkı Turgut Özal gibi…

Ya Murat Kurum?

CV’sine bakınca ne kadar şanslı biri olduğu görülebiliyor.

Üniversitede önce beğenmediği bir bölümü kazanmış, oradan esas istediği inşaat mühendisliğine yan geçiş yapmış… Toplu Konut İdaresi’nde (TOKİ) memurken, kısa süre sonra başkanlığına gelmiş. Oradan da ilk kurulan Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’ne bakan olarak yan geçiş yapmış. Dört yıllık bakanlığı ardından TBMM’ye milletvekili olarak geçmiş…

Şansa bakın…

Karar vericiler AK Parti adayı olarak İstanbul’a onu tercih ederken şansını da göz önünde bulundurdularsa şaşırmam. 

Ekrem İmamoğlu, yalnız iktidarın muazzam medya gücüne karşı ve “İstanbul” dendiğinde ilk akla gelen isim olan Tayyip Erdoğan’la yarışmayacak, karşısında her bakımdan şanslı biri olduğunu da bilmeli.

Murat Kurum’un bu seçimde en büyük şansı, şanslı biri oluşu…

Ne dersiniz politikada şansa yer var mı, yok mu?

ΩΩΩΩ

Reklam

25 YORUMLAR

  1. Murat Kurum’un bu seçimde en büyük şansı, şanslı biri oluşu…
    Ne dersiniz politikada şansa yer var mı, yok mu?
    😂😂😂ya bu kadar ters bakılabilir mi?
    esas şanslı olan Ekrem….18 yıllı bir yıpranmışlık ve kutsal ittifak sonucu başkanlığı şansı yaver giderek almış..😂😂ama şanslı olan başkası….
    Ama şansı da bir yere kadar….
    aslında inancımıza göre şans yok.hersey kader ile takdir edilmiştir..ekremin kazanması şans da değil…2023 seçimlerinin kazanılmasının garantisi idi.kader böyle planladı…Ekrem İst kazandığı için Erdoğan 2023 seçimlerini kazanıldı…eğer ekrem belediye başkanlığında gerçekten başarılı olsa idi yüzde 200 enflasyonda… hayat
    pahalılığı…bir sürü gereksiz göz boyamak ićin çarçur edilen bir sürü boya icraat yapan bir iktidara karşı büyük bir başarı sağlamıştı.mayısta….yani şans yok..kader var…hemde göklerden gelen bir kader….

  2. AÇLIK YENİR Mİ?
    Birçok şey yenir de “açlık” yenir mi?
    Vegan, vejeteryan vs bir çok beslenme tarzı var.
    Uzun uzun serbest ve yasak listeleri var.
    “Made İn Anadolu” daha doğrusu yerli ve milli bir
    ” diyet” programı icat edilmiş.
    Yandaş medya ifşa etti:
    “Açlık ömrü uzatıyor” muş.
    Açlığı yiyen ilk ve tek vatandaş.
    Açlık “diyeti”!
    Gerçekte neyin diyeti?
    Tabii ki, ilkesizliğin, omurgasızlığın diyeti.
    Tabii ki, ikiyüzlülüğün diyeti.

    • “Açlık”, kurufasulye-nohut gibi temel gıdaları ihmal etmeden almış olmak şartıyla (birçok alternatifi varken et oburluk asla şart değil) gerçekten ömrü uzatır (kanıtlanmış bir durum, bilmiyorsan). Ancak, ülkemizde siyasi olarak “şişko dobişko” biri kalkıp millete “açlık ömrü uzatıyor, iyi yoldasınız. Allah uzun ömürler versin” derse o başka birşeydir….

  3. Anlattiğiniza göre, bahsi geçen liderlerin hep suyun hızlı aktığı yerde bulunup menzile ulaşması şansmı acaba. Bir görünmeyen olabilirmi! Sn Murat Bey’in bu hızlı yükselişinin sırrıda şans değilde yeni Turkiyenin elitzmi olabilirmi.
    .

  4. Konuyu herkes Kurum üzerinden değerlendirme hatasına düşünüyor.
    Öte yandan İmamoğlu rakibim onun ağası demeye getiriyor!
    Demem şu ki, aga ne derse o olur lafı ülkemizde meşhurdur..
    Öyleyse, Aga ne düşünüyor, ne diyor? Önemli olan budur🤗.
    -İstanbul’da kim kazanırsa siyaset ona göre mi ŞEKİLLENECEKTİR!!!???
    -tüm Türkiye yi yerelde alıp ta!..
    İstanbul’da kazanamayan bir Akparti nin yolu nereye çıkacaktır?
    -İstanbul’da kazanan RTErdoğan coşan ekonomi ile NEREYE KOŞAR!!!???

  5. “Herşey çok güzel olacak” demişlerdi.
    Oldu mu olmadı mı.
    Bakalım İstanbullular nasıl karar verecek.

  6. akıl ve şans birbirinin yerini almaktan çok biraz birbirini tamamlar olmalı değil mi?
    bana kalırsa siyaset ne akıllının ne şanslının yeri.
    bu kadar büyük veballerin altına ne akıllı ne şanslı insanlar girer. makamının hakkını verenler müstesna.
    bu seçimde devletin imkanlarını kullananlar daha şanslı üstelik yurt dışında geçen seçim için kurulan 15 yeni sandığa yine yenileri eklenir mi bilmem öte yandan kaybedenlerin de sonraki dönemlerde farklı bir şansları oluyor o da bir gerçek. bazen kayıplar kazançları getirir, bazen kazançlar kayıpları gerektirir.
    kim daha şanslı göreceğiz ama halkın şansının pek açık olmadığını görmek için zamana ihtiyacımız yok, kim kazanırsa kazansın önümüzde hayli sıkıntılı bir süreç bulunuyor neredeyse her konuda.

    • Sıkıntıyı büyük şehirlerdeki insanlar çekiyor.
      Metro yapılması gecikiyor, su barajları hatalı veya SU istimal ediliyor ve iski skandalı hatıralarımız canlanıyor yeniden😡.
      HERŞEY GÜZEL OLACAK derken…
      Kanun çıkarmak için bile arkadan dolanma yasayı birkez çiğnemeden bişey olmaza!..
      getiriyorlar bazen☹️.
      Yeni seçilecek muhtar ne diyor:
      (Metro yapacam demiyor!) trafik sorununu çözecem diyor!!!
      Kanal açıp açmayacağını 6 köprü daha borçlanıp borçlanmayacağımız BİLİNMİYOR!
      Şu kulıçtaroğlunun yatacak yeri yok!
      Şu çoluk çocuğun eline bıraktı kocca şehirleri iyi mi ..

      • ülkenin kimin ellerine bırakıldığına bakarsak ve sonuçlarına
        yatacak yeri olan mı var?
        iş kılınçdaroğluna gelene kadar…
        zilyon yıl geçer yaşlılar ölür çocuklar büyür…

    • Bana kalırsa siyaset ne akıllının ne şanslının yeri.
      bu kadar büyük veballerin altına ne akıllı ne şanslı insanlar girer.
      👆👏

  7. Özer İyibaş 11 Ocak 2024 De 08:56

    İBB gelir gider tablosu karmaşık demek, hadi siz anlamadınız hiç mi bir yakınınız, arkadaşınız yok sorabileceğiniz hilbertin 15. problemi değil ya bu sonuçta. pes demediğiniz zaman yerim dar, yanım dar diyorsunuz.
    2020 nin çiçek yolma eleştirisinden sonra 2021 bütçesinden bir esinti getirmişsiniz bu seferde. sayın göksu, onyıllardır istanbulu yönetmiş kendi partisi ve lideri zamanında kaç milyon imara aykırı yapıya imza atılmış, hangi çarpık kentleşme projelerine izin verilmiş onun bilançosuna baksaydı önce. ya da siz bakın, belki karmaşık ya da karmaşıklaştırılmış bulmazsınız. belki o zaman değil istanbul ülkenin her tarafı talan edilmiş ranta açılmışken panoların yerine ne gelecek sorusunu öncelikli sorun olarak görmezsiniz. ben de yolsuzlukla mücadele sözü verilmişti, vaat edilen mücadele nerede diye soruyorum. hepimizin soruları var.
    icra-haciz meselelerini ben bilmiyorum, buradaki konu icra-haciz değil zaten, kendi belediyelerinden alacaklı kalmamış ta İBB nin alacaklısına yetişmişler meselesi olsa gerek. kendi borç batağında belediyelerinin borçlarını düzenlemek dururken.
    fetö mücadelesi zamanında akp yi desteklediğim yüzlerce yorum duruyor sitede. kim gelse daha iyi yönetir derken savunageldiğim mevcut muhalefet partilerini kast ediyorum doğal olarak ” yok ben bu söyleminizden fetö bile daha iyi yönetir demek istiyorsunuz anlıyorum” kafasındaysanız parlak zekanız ve paşa gönlünüz bilir tabi.

    burası Kur’an tartışma yeri neden değil, miting alanları Kur’an sallama yeri olduğu bir ülkede nasıl değil? bence en doğru yerlerden birindeyiz.
    konuya ehil olmadığınız için belki, okuduğunuzu anlama konusunda sorunlarınız var bu link Kur’anda başörtüsü olduğuna ilişkin kendince bilgi veriyor oysa ben yorumumda bununla ilgili kuranda baş örtüsü var ya da yok diye bir görüş bildirmedim, ben yorumumda başörtüsüyle ilgili bir emir olmadığını söyledim. bu “başını ört” emri olmadığı anlamına geliyor. linkte de açıkladığı üzere ilgili ayette emir yakayı yani göğsü örtmekle ilgilidir ki yorumumda da buna işaret etmiştim.
    Kur’an da başörtüsü olup olmadığı benim yorumumla ilgisiz başka bir tartışma konusudur. ben öncelikli tartışma konularının ahlak, etik, adalet, iyilik, doğruluk, dürüstlük gibi Kur’an da başörtüsünden çok daha net yazılmış ve defalarca tekrarlanmış kavramlar olması gerektiğini anlatmaya çalıştım yorumumda
    sadece ve basitçe.

    • Cerbeze yoluna sapmanız cevap yazmamı anlamsızlaştırıyor. Nasıl olsa siyaseten neyin nasıl değerlendirildiğini sandık sonuçları ortaya koyuyor/koyacak.

      Şu mübarek gecede cevap yazmamın yegâne sebebi, sadece Allahu Teâlâ’nın rızası için islâmın tesettür emrini sulandırmanıza sessiz kalmamış olmaktır. Nasibi olanlar için bir başka açıklayıcı link:

      https://sorularlaislamiyet.com/blog/kuranda-basortusu-emri-yok-mu

  8. Anlaşılan işimiz şansa kaldı. Ancak Murat Kurum şanslı da olsa İstanbullu şanslı olmayacak. Kazandığı zaman tam gaz rant,……İstanbul’luya da yaşanmaz bir şehir. Ama biz yine de Allah’tan hayırlısını isteyelim.

    .

  9. Özal’ın da RTE’nin de “şansı” arkalarında ABD’nin olması değil mi?

  10. Ben seviyesiz bulduğum için siyasi konulara pek girmem.
    Ancak kanaatim olarak şu kadarını söylemekle yetineceğim; Imamoğlu, zaten pek başarılı olamadı ( ama montaj ama şu ama bu !) , bir de diğer parti destekleri bu sefer yok , seçimi rakibine yaptırabilir!
    Şans işine gelince ; Fehmi Beyin verdiği örneklerde
    uzunca bir süreç var , haliyle içinde şans da var , burda öyle bir durum yok ki ?

  11. Sol tarafımda İstanbul’a hizmet aşkıyla yanıp tutuşan amma velakin bir türlü istediğini yapamayan, yaptırtılmayan!..
    Aynı zamanda tüm Türkiye genelinde hizmet için hazırlık yapan, planlar kuran, hatta bazılarına göre diş güçlerle bile işbirliği içinde!! B.başgan Adayı var.
    Sağ yanımda İstanbul’da istediğini yapacaksın! İstediğin gibi çalışacaksın! İstediğini üreteyeceğiz!!! Beraber yiyemesekte !…
    Bir rakip aday daha var🤗.
    Üstelik karşısında RTE gibi bir siyasetçi yok!
    Yanında muktedirler kesimi sayılan hükümet (hatta belkide devlet demek yanlış olurmu bilmem) var görünüyor 👀. Görünmüyor öyle!!..
    Görünen köy kılavuz isteermi söyle 🤔.

    • Hayalleri çiçek falını bırakıp, KKILIÇDAROĞLU nun yaptığı gibi masaya yatırıp açalım haritayı.
      Bi de ne görem👀, İBB meclisin çoğunluğu iktidar güçlerinde😯.
      Gidiyor İstanbul’un metrosu treni yolu köprüsü hatta hastanesi birer birer!!
      Niçin acaba????
      İllede ben hizmet edeceemmm bana ne bana ne.. ıııııı oynamam bak!
      Demem o Kİ,
      İstanbul eski İstanbul değiilll…
      Partiler eski parti deil!
      Meral ablanın son kıvraklığıyla, sağ çıktı 80’lere.
      Allah sonumuzu hayr’eyleye.
      (Üçaylara girildi yüce Rabbim versin hayırlısı neyse, hangisiyse🤗).

  12. Haber kaynağı dostunuzu değiştirmenizi tavsiye ederim. Pek tutturamıyor artık.

  13. kesinlikle var. Ama imamoglu daha sansli biri gorunuyor. partiler bir adayi cikarirken o adayin insan uzerinde olusturdugu etkiyi goz onunde bulundurmalidir. bu suur alti etkiyi gormeyen partiler ve adaylar istedigi basariyi yakalayamaz. ornek sinan ogan ve kilicdaroglu yuz hatlari itibariyle sinan ogan artist etkilicigine sahip iken kilicdaroglu itici bir yuz etkisine sahipti. bu etki sinan ogan a en az %3 etki + getirdi. Ata ittifakinin oy orani %2.2 idi sinan oga %5 ten fazla oy aldi. yani ittifakin disinda soylem ve yuz etkilesimi genc olmasi oylarini %3 daha fazla arttirdi. ayni durum kilicdaroglunda %5 goturdu. secimi kilicdaroglu bu nedenle kaybetti.
    Adaylar sunu bilmelidir. sonucu soylem ve yuz etkilesiminin getirmis oldugu guven etkisinin birlesimi ozellikle kararsiz kitle uzerinde ciddi bir etki yaparak belirlemektedir. adaylara tavsiyem bu mevzuyu iyi calissinlar. benden soylemesi.
    siyasi etkilesim olarak sunu soyleyebilirim. erdogan in son secimi bu nedenle gistermis oldugu aday gidecek liderin adayi oldugu icin kabul gormeyecek. imamoglu ise gelecek liderin kendisi ve kendi adayi secmen psikolojik olarak gidecek lidere degil gelecek lidere yonelir. imamoglu bu yonden avantajli bir avantaji daha var oda halihazirdaki baskan olma avantaji. bu etkeni erdogan kullanarak ardişık olarak secimleri kazandi. ama artik kaybediyor. cunku secmen nezdinde bu onun son donemi. murat kurum.yuz etkilesimi fena degil ama dezavantaji kendisini aday gosteren liderin son donemi olmasi ayrica ekonomok kriz en cok istanbul u etkiliyor. bu durum secmen nezdinde ak parti adayi icin dezavantaj. ama kurumun caliskanligi kendisi icin ciddi avantaj. imamoglunun dezavantaji ise kendisinden kaynaklanan bi durum olarak hedefi Turkiye ama bu hedfine ulasmasi icin yol istanbul dan geciyor. imamoglu onceki secimdeki gibi yeni aday olmus gibi hiper mitingler yaomak yerine super olarak sokak sokak pazar pazar halka dokunarak dolasmalidir. o zaman ciddi farkla %60 la kazamir. bu durum kendisini otamatik olarak muhalefetin ortak adayi yapar. O zaman Turkiye de degisimi yapabilir ve hizlandirabilir.

  14. Hımm
    Durum biraz karışık, sadece politikada değil başka alanlarda da başarılı olmak için şansa ihtiyaç vardır.

    Yazıdan çıkardığım sonuç ise; Şanslıysa, seçimi kazanacak ancak daha şanslıysa, kazanamayacak.

  15. HAYRETI MUCIP 10 Ocak 2024 De 10:28
    ……
    Sonrasında, o rektörler, bedeli ne olursa olsun sonuna kadar direneceklerdi, havlu atıp bıraktılar , bu olmadı!

    Yorumu Cevapla

    -Makamında bir konuyla ilgili hatalı olduğu halde sorumluluğunu kabul etmeyip istifa etmemek için direnme bizimkilere mahsus bir şeydir. Bu, Batı’da çok nadirdir çünkü istifa etmeğe zorlanan kişi için birçok alternatif vardır. İstifa etse “işin ehli” olduğu için bir başka işe kayar ve hayatına üretken olarak devam eder. Bizde makamlara getirilen kişiler işinin ehli olmadığı için istifa etse genellikle başka bir iş bulamaz. Bunun endişesiyle koltuğuna, hak etmediği halde sıkı sıkı sarılır, yanlışı savunur ama genelde istifa etmez. Tabi bir de onu o makama getiren kişinin etkisiyle bizim gibi kutuplaştırılmış bir ülkede “inatlaşma” sonucunda istifa etmeme durumu vardır.

    Ehliyet ve onur sahibi olan bir makam sahibinin bir ihmalinin veya hatasının olduğu durumlarda o kişi istifa eder. İşin ciddiyetine göre durumunu kamuya izah eder özür diler ya görevinde kalır ya da yine özür dileyerek istifa eder. ABD’deki rektörler bunlara birer örnektir. Mahalle baskısı arttığı bir ortamda kendilerini destekleyen insanlar pek kalmamışsa (bizde halk arasındaki bir tabirle “… pekala öyleyse sizin eşeğiniz kancık olsun..” der) istifa ederler..

    ABD’deki mahalle baskısı genellikle hayatta kalmanın masrafı ağır olduğu için gelir kaynağı iş kapılarını kapatmakla ilgilidir. Öğrencileri de böyle sindirmeğe çalıştı yahudi lobileri. Örneğin, “Gazzedeki katliamı durdurun” şeklinde pankart açan öğrencileri belirleyip 4.sınıfta iş teklifi almış olanları iş tekliflerini iptal ettirdiler. Mahalle baskısı dediğim organize büyük bir ağ. Para olan her köşede, her taşın altında bir yahudi vardır genelde. Ancak, yahudiler pek düşünmüyorlar temelde insani yönden haklı olanları bu tür haksız cezalandırmalar ve yasaklarla daha çok radikalize ediyorlar. Bunun bir geri tepmesi sonucu antisemitist üretiyorlar. Para tanrılarına fazla güveniyorlar anlaşılan…

    • Sayın H.B.
      Önce yorumuma ilgi duyduğunuz ve cevabınız için teşekkür ederim .
      Benim , rektörlerin direnmesi gerektiği hakkındaki görüşüm, onların haklı olduğu varsayımına göredir , aksi halde tabii ki dediğiniz gibi hareket edilmelidir .
      Yani haksız olanın onuruyla , şerefiyle istifa etmesi ne kadar erdemli ise haklı olanın da direnmesi onun onurunun haysiyetinin bir gereğidir , değil mi ?
      Selamlar saygılar

      • Sn Mucip: ABD’de ve eşdeğeri birçok “Batı”lı ülkede, Rektörler seviyesi dahil eğitimli kesimde çokçası “Akl”a ve nefse/menfaate dayalı bir hak ve haklılık kavramı ağır basmakta. Haklı olanın direnmesi için “Hak ve Batıl” ikilisindeki “Hak”ka güvenmesi ve inanması lazım. Bu, bizim coğrafyamızdaki dindarların çoğunda pek bol da onlarda henüz pek yok. Bizde olan da “Akıl*İman Sentezi”iyle ulaşılan değil maalesef çokçası ezberine olan. Diğer taraftan bunun simetrisinde, “Laik” marka olan diğer cenahta da ezberine ve hatta bazen körkütük denebilecek önyargılarla karışık biçimde olan. Neticeten, onlar da “Rahmetli”nin ürünü, ulusal nefsi öne alalım daha iyi yapalım derken adeta göz çıkaranlar. Tabi bütün bunlar “Akıl*İman Sentezi”ne göre böyledir. Selam ve saygılarına bil mukabele….

  16. BAZILARININ ŞANSI, ÜLKEMİZİN ŞANSSIZLIĞI.
    Daha doğrusu ülkemiz adına tam bir kâbus.
    Tersi de olabiliyor.
    Sayın KORU hayatın sürprizlerinden bahsediyor.
    Bir genelkurmay başkanı( H.Ö.) üsteğmenliği sırasında bir sınavda başarısız olduğu için genelkurmay başkanı olduğunu, bahsettiği sınavda başarılı olması halinde ileride genelkurmay başkanı olması ihtimalinin bulunmadığını anlatmıştı.

Yoruma kapalı.