Bizde, siyasi partilerde, zamanı geldiğinde “Benden bu kadar” diyerek ceketini alıp koltuğunu terk eden lider pek çıkmıyor; koltuğuna yapışıyor lider, yerini bir başkasına bırakması için ya daha önemli bir yere gelmesi ya da …
Hatta bazen daha önemli bir yere gelenin bile parti başkanlığını bırakmadığı oluyor…
CHP delegesi dün gece pek becerilemeyeni yaptı, partisinin genel başkanını değiştirdi.
Bu başarıda en büyük payın sahibi olan yeni genel başkan Özgür Özel’i tebrik etmek gerekir.
Kemal Kılıçdaroğlu ikinci tura kadar direndi ama o turda Özgür Özel’in 812 oyuna karşılık ancak 536 oy alabildi.
[İlk turda Özel 682, Kılıçdaroğlu 664 oy almıştı; Özel 2 oy daha almış olsaydı, seçim ilk turda bitecekti.]
CHP’de liderin delegeler eliyle değiştirilmesi ilk kez olmuyor. 12 Mart (1971) askeri müdahalesinin kendisine karşı yapıldığını söyleyip partinin genel sekreterliğinden istifa eden Bülent Ecevit, bir yıl sonra yapılan (7 Mayıs 1972) CHP Kurultayı‘nda, müdahale sonrası kurulmuş askeri hükümete bakan veren İsmet İnönü’nün karşısına çıkıp delege eliyle genel başkan seçilmeyi başarmıştı.
İnönü 14 Mayıs 1950 genel seçimini kaybedip cumhurbaşkanlığını terk etmek zorunda kaldığında bile, kurucusu olduğu partinin liderliğini bırakmamıştı.
Özgür Özel delegeler önünde yaptığı konuşmada bolca Ecevit’e atıfta bulundu zaten.
Ecevit ile Özel arasında önemli bir benzerlik var: Özel de Ecevit gibi iyi bir hatip. Kitleler önünde konuşurken düzgün cümleler kurabiliyor, karşısındakileri etkileyebiliyor. Dünkü başarısında kurultay konuşmasının payı yüksekti.
Şimdi ne olacak?
Ne olacağının bazı ipuçları yeni genel başkanın konuşmasında vardı.
Uzun konuşmasında, Özel, yalnızca CHP’ye genel başkan olmayı hak ettiğini değil, ülkeyi 22 yıl yöneten iktidarın sonunu getirebileceği hissini de delegelere verebildi. Sanıyorum, Özgür Özel, AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın karşısında ciddi bir rakip olduğunu ispatlamaya çalışacak.
Önümüzdeki dönem daha yıpratıcı bir CHP muhalefeti görebileceğiz.
Adaylığını ilan ettiği ilk günden beri kullanmaya başladığı ‘değişim’ sloganı herhalde bundan sonra da sıkça tekrarlanacak. Değişim de, en elle tutulur haliyle, bugün yapılacak Parti Meclisi (PM) üyeleri seçimi sırasında Özel’in isim tercihinde görülecek.
PM üyelerinin yenilenmesini, Kılıçdaroğlu’nun yakın mesai arkadaşlarının -hatta bütün kadrosunun- partinin görünür yerlerini terk etmeleri izleyebilecek. Özel konuşmasında bunun sözünü verdi.
Tabii Kılıçdaroğlu dönemine damga vuran, CHP’yi eli seçimlerde ona oy vermeye gitmeyen daha geniş kitlelere açmak için benimsenmiş yöntem de tarihe karışacaktır…
Helalleşme…
‘6’lı masa’ kavramıyla ünlenen ittifaklar…
Özde CHP’li olmayan isimlerle yol arkadaşlığı…
Bütün bunlar tarihe karışacak…
Geriye, iki yoldan biri kalıyor:
Kemal Kılıçdaroğlu CHP’si öncesinin ’28 Şubat dönemi’ ile özdeşleşen yönelişi…
Bülent Ecevit’in önce ‘ortanın solu’, daha sonra da ‘demokratik sol’ kavramlarıyla CHP’yi çekmeye çalıştığı -ve başaramadığı- kulvar…
Hangisi: ‘Ulusalcı’ yöneliş mi, ‘sosyal demokratik’ yol arayışı mı?
Tabii bir de, Özgür Özel’in genel başkanlık arzusunu destekleyen İstanbul’un Büyükşehir belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ‘değişim’ sözcüğüne yüklediği anlam var.
İmamoğlu, ‘Oksijen’ gazetesinde ‘Türkiye için yeniden…’ başlığı ile yayımlanan manifestosunda, CHP’yi 2010 öncesinin ‘Ulusalcı’ yöneliş veya 1970’lerin ‘sol’ arayış günlerine döndürmeyi değil, çok daha farklı bir yola yerleştirmeyi teklif ediyordu.
“Önümüzdeki dönemde hatalarımızdan dersler çıkarıp milletimizin değişim arzusunu hayata geçirecek bir siyaset inşa etmek zorundayız. Bunun için yeni yaklaşımlar, yeni bir dil, yeni kadrolar, yeni bir örgütlenme, kısaca yeni bir siyaset gerekiyor. Ancak tazelenmiş, cesur ve dönüştürücü bir siyasetle bu karanlık tünelden çıkıp Cumhuriyetimizin kuruluş amacı olan medeniyet sıçramasını gerçekleştirebiliriz.’’
Üçüncü bir yol…
Tanım cazip ama CHP’ye tam uymuyor. CHP’nin sahip olabileceği bir kimliğe de benzemiyor. Zaten bu sebeple de, manifestosunu okuduğumda, şu tespitte bulunmuştum:
“İş yeni parti kurmaya kadar varır mı? / Elde yeni bir partinin programına yeterli malzeme teşkil edebilecek bir metin var ama Ekrem İmamoğlu işi o noktaya kadar vardırır mı, doğrusu bilemiyorum. / Deneyebilir.”
Lafı uzatmaya gerek yok, olanın özeti şu: Özgür Özel dünkü zaferiyle zoru başardı.
Umarım, başarısı ‘Pirüs zaferi’ olmaz.
[Vikipedi ‘Pirüs zaferi’ kavramını şöyle tanımlıyor: “Pirus zaferi, kazanan üzerinde o kadar yıkıcı bir etki yaratan bir zaferdir ki, bu durum neredeyse bir yenilgiyle eşdeğerdir. Böyle bir zafer, gerçek anlamda bir başarı duygusunu yok eder veya uzun vadeli ilerlemeye zarar verir. Bu deyim, Makedonyalı Pyrrhus’un sözüne dayanır.”]
ΩΩΩΩ
Hani olduğu gibi bildiğimiz / şahit olduğumuz tarihi bir kayıt varya;
– Putperest hamurdan bir put yapar imiş,
– Daha sonra, acıkınca (put’un hiç bir menfaatine hizmet edemediğini anladığında),
– Hamurdan putu, pişirip yermiş.
=================================================
– İsmet (geldi ismet, gitti kısmet), cumhuriyetin kazanımları…
– DSP Karaoğlan, kıbrıs fatihi, halkçı / dürüst adam
(kendisi iyi çevresi kötü, ama bakkal dükkadını teslim etsen işletmezez),
– SHP İnönü (tutti furitti, demir-el ile),
– Baykaaaal.. (cenazesinde kaç cehapeli var idi ki acaba)
– Pirom, demokrat dedem, gandi Kemal, akil (?!) adam.
Şimdi sıra, KK dan sonra, ÖÖ de, du bakali nolcek.
‘MAZBATADAN SONRA GENEL BAŞKANIMIZLA GÖRÜŞECEĞİZ’
Özel, Kılıçdaroğlu ile devir teslim yapılıp yapılmayacağına ilişkin, “Şimdi bugün kongreyi tamamlayacağız. Bugün Parti Meclisi’nden sonra 48 saatte itiraz süresi doluyor. Ona göre, mazbatanın ne zaman verileceği belirginleştikten sonra Sayın Genel Başkanımız ile görüşeceğiz. Elbette bir devir teslim olacak. Sayın Genel Başkanımızın biriktirdiği tecrübesi, bize sürekli bir iletişim kanalı olarak her zaman açık olacak. Türkiye’yi yönetmeye layık gördüğümüz ve her 2 kişiden neredeyse birinin desteğini almış Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun deneyimlerinden birikimlerinden yararlanmayı sürdüreceğiz” diye konuştu. (DHA)”
AL BİRİNİ VUR ÖTEKİNE!
“Helalleşme…
‘6’lı masa’ kavramıyla ünlenen ittifaklar…”
yan yattı diyerek hemen enseyi karartmayın,
kimsenin kimseyle helalleştiği yoktu zaten, seçim döneminde seccadelerin üzerine basıp sırıtarak poz vermek dışında…
‘6’lı masa’ deseniz asıl şimdi yoğun bakımdan çıkmış oluyor, yakında tekrar kurulur, çünkü chp yönetimi artık madam maralın arayıp da bulamadığı elemanların eline geçmiş oldu, istanbul ve ankara ittifakı çantada keklik sayılır, (izmirde ise halen iyipin bir tavşan adayı var ibb için)
Pkk/hdp oyları ise havada karada yine chp adaylarına gider…
Dediğim gibi, içiniz rahat olsun:)
Chp “kurultayı”nı tavşan aday kazanmış, hayırlı uğurlu olsun…
Değişen ne olur, hiç!
Önümüzdeki yerel seçimlerde istanbul ve ankarayı ellerinde tutmaları da artık iyice zorlaşmış oldu,
halbuki dersimli kemal her iki şehirde de oyları iyice yükseltmişti, yazık…
Eğer gerçekten bir değişim var mı yok mu onu yerel seçimlerden sonra anlarız,
KILIÇDAROĞLU KAZANACAĞI SEÇİME GİRMEZ
Sosyal medyada Özgür Özel’in CHP genel başkanı seçilmesi ile ilgili çok ilginç görüş ve değerlendirme gördüm.
Bana göre en ilginci şu idi:
“Kemal Kılıçdaroğlu kazanacağı seçime girmez”
Özgür Özel’den de bir şey beklemiyorum.
Sadece yine de beklemek istiyorum.
Söylem bazında zaten mangalda külün zerresi kalmadı.
Söylem değil “eylem” bekliyorum.
En geç 10 gün içinde yaptı-yaptı.
O koltuta japon yapıştırıcı var.
Bir oturdunmu kaldırabilene aşkolsun.
Erdoğanın tasfiye tesviye ede ede bitiremediği 28 Şubatçı ulusalcılar kendi köşelerine çekilecek değiller ya elbette CHP çatısı altında güç toplamaya çalışacaklardır. Böylece Erdoğan’a da dilediği gibi İslami cemaatleri konsolide imkanı sunup cemaatlerin tabanına ekonomik zorlukları unutturacaklardır.
İttifak ve itilaf devletleri veya partileri bakalım 3.dünya savaşından nasıl çıkacaklar!
Başkaldırı
Cumhuriyet Halk Partisi “kendi özünden kopmamak… Siyaset üretmek… Solu derleyip toparlamak” yerine… Milliyetçi ve muhafazakâr sulara yelken açtı.
Asıl oy deposundan… Asırlık kökünden uzaklaştı.
Kendi tabanının güvenini kaybetti.
Bel bağladığı “sağ seçmenden” ise umduğunu bulamadı. CHP’nin “DNA’sıyla…
Kimyasıyla… Makine ayarları ile” oynandı.
Kim/kimler akıl verdiyse… 100 yaşındaki CHP “arabeskleşti.”
Kurultay… Bir anlamda… “Arabeskleşmeye başkaldırıydı.”
Özetle
Karga… Kekliği taklit ederken kendi yürüyüşünü şaşırmış.
Y-CHP’nin hali, tavrı, yanılgısı tam da bu.
Muhafazakâr seçmen… Milliyetçi seçmen… “Hakikisi” varken, “Çakmalığa” özenen CHP’ye ne diye oy versin?
Fehmi bey hadi gene iyisin pohpohladığın kazanmasını çok istediğin ama hep kaybeden Kemal gitti.Yeni biri geldi.Bundan sonra hergün methiyeler düz de belki bir işe yarar.CHP iktadırını rüyanızda bile göremezsiniz.
şimdi bu yorumuma bazıları dellenecek ama😂…..Ayasofya fatifi Fatih Tayyip Erdoğana karşı olanların akıbetleri kötü oluyor…bak Erbakan ve partisine..veya babacana ..Davutoğlu veya güle….fetöye…. byby Kemal’e ..adam bu son seçimim dedi onuda kaybetti..ne hazin son😂 anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az …..
Herkes kendi küçük kırallığını istiyor, demokrasi istemiyor. Örneğin darbeden miras siyasi partiler yasası parti başkanına geniş tek adam yetkileri veriyor ve tüm partiler bunu tepe tepe kullanıyorlar. Kılıçdaroğlu da isteseydi yada yanındakiler buna zorlasalardı partiyi anti-demokrat bir şekilde, Akp ve diğer benzerlerinde olduğu gibi, tam kontrol altında tutup başka hiç kişiye geçit vermezler, tek adam karışısına bir tane başka aday çıkartmazlardı. Akp de hep böyle oluyor mesela. Hafif birisi varlık gösterdimi canına okuyup partiden atıyorlar. En tantanalısı elleri ile atadıkları başbakan Davutoğlu’nu başkanın işaretiyle devirmeleridir mesela. O yüzden kurultaylar hep tek adam-adayla yapılıyor. MHP’de devlet karşısına Akşener hem de delegelerin imzasını alıp çıkınca, onu partiden atmak için iktidar da seferber oldu, Yozgat mahkemelerinden genel kurul iptal kararı çıkarttılar, partiden attıkları gibi hakkında olmadık çirkin iddiaları yandaş medyalarında çarşaf çarşaf yayınladılar. Buna da ileri demokrasi falan diye isim uydurmuşlar.
Demokrasilerde asıl belirleyici olması gereken millet siyasetten, yani gerçek demokrat siyaseten, çok uzak olduğu için ve siyaset yamyamların eline bırakıldığı için tabandan böyle bir demokratik değişim isteği de gelemiyor. Kendi elleriyle belirledikleri delegeler dönüp onları seçiyor falan.
Sonuçta ülkemizde siyaset pis iş, profesyonel kartvizitli siyaset erbabına teslim edilmiş durumda. Bu siyaseten demokratik değişimler, ülkenin gelişimine katkı verecek çözüm ve yönetimler çıkmasını beklemek de anlamsız. Çıksa çıksa yandaş çetelere ihale çıkar.
O yüzden ülkenin siyasetinden ve yönetiminden umutlu olmak için fazla bir sebep yok. 100 yıldır aynı haltı yiyorlar. Niye bu haltı yedik diye dönüp soran da yok.
“HANÇERLENMEK”
CHP’nin kurultayını işlerin yoğunluğu sebebiyle biraz göz ucuyla takip edebildim. Kılıçdaroğlu’nun “Beni asıl üzen omzumdaki yük değil, sırtımdaki hançerlerdir.” ifadesi dikkatimi çekti. CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olduğunda Muharrem İnce’nin yaşadıklarını düşündüm. Acaba empati yapmış mıdır?
Burada asıl dikkat çekici olan sırtından hançerlenme meselesinin CHP’de yaygınlaşmış olması, bu yüzden kurultayı kimin kazandığından çok, “bu CHP kimin umudu olur” sorusuna kafa yormak gerekiyor.
Terörist elebaşlarının umudu olan,
Hizipler ve kavgalarla anılan,
Belediyelerde iflas etmiş (İspark nasıl iflas etmiş olabilir, hâlâ anlayabilmiş değilim)
Bir CHP’nin halkın umudu olması gerçekten zor. Ben İmamoğlu’nun yanında Mahmut Tanal oturuyordu yazayım, gerisini siz hesaplayın.
Neyse CHP seçmeni en doğrusunu bilir.
Yerel seçimde kararını verir.
Merhum Erbakan CHP’yi kastederek “bunların kökü bereketsiiizzz!” derdi.
CHP Türkiye tarihini, kültürünü, millî hedeflerini ters okuyan bir kültür odağıdır. Gelişmeyi engellemek, özgürlükleri boğmak, toplumu sürüleştirmek, devlet iradesini küreselcilere teslim etmek, seçkinci güruhu milletin başına bela etmek başat görevleridir. Partideki aktörlerin kişilik özellikleri hiç önemli değil. Hepsine aynı beyin monte ediliyor, hepsi Türkiye’yi tökezletip gemleyerek bozguna uğratmakla görevlidir. Özgür de gelse, köle de gelse, hatta Engin de gelse bir şey değişmez.
Rahmetli Erbakan’ın onu sırtından hançerleyenler için söylediklerini de unutmamak lazım tabii. Merhum haklıymış demekten başka bir şey kalmıyor. Demokrasinin tabutuna çivi çaktı bu ihanet çetesi. Çok uyardı ama dinleyen olmadı.
[…] *Bu yazı fehmikoru.com adresinden aynen alınmıştır. […]
Gece yarısı bu durum da idi CeHaPe zihniyeti: (bende bu tespiti yaptım.
“5 Kasım 2023 De 01:27
Tahmin ettiğim gibi Ö.Özel yeni başgan.🤗
Bu sadece bir başkan seçimi mi olacak? PM ve CeHaPe zihniyetinin değişime uğrayıp uğramayacağının bilinmediği, bilinemeyeceğini söyleye bilirim.🤔
TR siyaseti anasını dişiden babasını erkekten belirleme alışkanlığı edindi😂😂.
Yaa şunun iki şeyslisi yok mu? Olmaz mı??🤣🤣🤣.
Belediye başkanı başka partiden meclis üyeleri rakipten😯😯😯
Maalesef bu da böyle olacak!!!!!☹️
Veee değişim kadük kalacak!😡
(Çünkü godamanlar öyle diyo!! -diyecekler- tahminim🤗)😡.“
-Yazarın da temennisi ile,
KKILIÇTAROĞLU arkadaşlarını da alıp ..
Teşekkür ederiz tüm MİLLET olarak🤗.
-“Önümüzdeki dönem daha yıpratıcı bir CHP muhalefeti görebileceğiz.” diyelim bizde😊.
(Kazanırlar mıııı… kazanamazlar mıııı beni ırgalamıyor şahsen 😡.
Varlıkları muktedirlere meşruiyet kazandırıyor (du)!-ilgisi buydu bende)🤔.
İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerin kaybedilmesi mümkündür: 2053’te😊 aynen temenni edenlerin temenni ettiği gibi.
Cumhur ittifakının doğru adayı ile!..🤔
-İstanbul’da İmamoğlu hem Başgan adaylığını hemde İstanbul’da kazanmayı garantiledi🤗.
Bir başka şeyi daha garanti ettiği bilinmiyor henüz (kendisi de dahil😂😂😂):
CB adaylığı’nı!…
BAY BAY KEMAL
“Eşşekten düşmüş hıyara dönmek” diye bir tabir var, ama elbette seni tanımlamıyor. CHP eşşek değil, sen de haşa huzurdan hıyar değilsin.
Bir kâbus yaşadığına eminim. Çok yazdım, dinlemedin. Sırtından hançerleyenlerin yalakalıklarından kurtulamadın. Hesap uzmanı olmak onurlu bir statüdür, oraya ulaşmak da başarıdır da…yani eğer yetkinliğinle kazandıysan.
Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisini okusaydın bilmem ki faydası olur muydu? O mebzul yalanlarına inanmaya hazır kitleyi bile inandıramadın. Çünkü tutarlı değildin. Sabah bir türlü akşam iki türlü konuşmak siyaset değil.
Cumhurbaşkanı olmak için CHP’yi ezdin. Propaganda yalanları sandıktan çıkmayınca da beklentilerini yükselttiğin kitle çıldırdı.
O zamanlar sana yazdım, “seçim gecesi yanında psikiyatr olsun” dedim. Oturduğun yerden ayağa kalkacak mecalin olmayacağı belliydi. Oysa sen bakanlık dağıtıyordun. Sahi kazansaydın Engin Özkoç’u bakan yapacak mıydın? Özgür’ü?
Cumhurbaşkanı olmak istediğin devletin kurumlarını itibarsızlaştırmaya çalıştın. “Sarayın hakimleri, sarayın öğretmenleri, sarayın sanatçıları…” neydi öyle. Neredeyse “bana oy vermeyeneler or, ort, ortamın çocuklarıdır” diyecektin. Öyle ya, özgür seçimde ancak sen kazanırdın. Olmadı, şimdi Özgür kazandı.
Hiç aldırma.
Sen zaten Baykal’ın binek taşı olarak konumlandırılmıştın. Küresel dostların, FETÖ, HDP seni makyajlayıp ambalajlayıp CHP’nin başına getirdiler. 13 sene genel başkanlık yaptın. Bu promosyon sana fazlasıyla yeter.
Fakat İstanbul ve Ankara’ya ettiğin kötülük mezarda seni nasıl bulur bilmem.
Cumhurbaşkanı yardımcısı adayı yaptığın ortakların bugün bari derdine ortak olsalar…ama olmazlar. Düşenin dostu olmaz. Politikada düşenin dostu hiç olmaz. İnönü’yü, Ecevit’i, Baykal’ı hatırla.
Olan oldu ama, ABD’de yediğin hamburgeri unutacağını sanmıyorum. Başka ne yemiştin? Şunun şurasında İtalya’ya gidip bir pizza yemek kalmıştı, Ekrem ham armut gibi boğazına durdu.
Canın sağolsun, gelirsen lahmacun ikram ederiz. Keyfine bak.
İzmir marşıyla gelmişti… 22 Mayıs 2010… “İzmir’in dağlarında çiçekler açar.”
Ve… Bir Manisa türküsü ile gitti… 5 Kasım 2023… Gün doğmadan:
“Dam üstünde kestane,
Oğlan gider askere Varın söylen zabite,
Ona versin teskere.”
Ailesi ile birlikte sağlıklı bir yaşam diliyoruz.
sira degismeyenlerin degismesinede gelecek. cunku toplumsal bir degisim baslamis durumda. bu ulkede maalesef 70 li yillarin zihin yapisina sahip partiler cogunlukta ve etkililer. halktan kopuk liderler maalesef partilerini geriye goturuyor.
genc bir lider olarak olarak ozgur ozel in yolu acik olsun.
Nihayet değişim başladı. Cumhuriyetin kurucu partisinden. Tebrikler. En çok Erdoğan üzülmüştür bu değişime diye düşünüyorum.
CHP, isimlerle değişmez.
CHP’nin, Batı güdümünden çıkıp milletimize ait bir ana muhalefet partisi olabilmesi için iki değişime ihtiyacı var.
Birincisi, öyle laf olsun torba dolsun diye değil, milletimizin mana köklerine bağlı olduklarını samimiyetle ortaya koymalıdırlar. Dinimizle barışık olmalıdırlar. Dindarlarla, imam hatiplerle, Kur’an kurslarıyla, Diyanet’le uğraşmayı bırakmalıdırlar.
İkincisi, milli dış politikayı savunmalılar. Suriye, Libya, Azerbaycan, Kıbrıs, Doğu Akdeniz’de devletimizin karşısında değil, yanında olmalılar.
Özgür Özel gibiler, “Hamas, terör örgütüdür” dediği sürece CHP asla değişemez.
Ukrayna- Rusya savaşında, “yerimiz, ABD’nin yanıdır” diye saçmaladıkları sürece bu kurultayların hepsi eski hamam eski tastır…
CHP, milletle barışmadan değişemez.
Siyaset oy toplama amacıyla yapılmamalı sadece. Doğrular da söylenmeli. Millete goy goy çekerek yapılan siyaset ile geldiğimiz yer demokrasisiz tek adam rejimi. Hamas elbette bir terör örgütü. Filistin halkına hiç bir koruma sağlamadıkları ve ölüm yağdırdıkları gayet açık. Elebaşları terör eylemi sırasında İstanbul’da kutlama yaptıkları için de sınırdışı edildiler iktidar tarafından. İsrail”in terörist olması terör ile cevap vermeyi gerektirmiyor. Bu her türlü haklılıklarını da yok ediyor zaten. Bu insanlık dramına daha fazla savaş isteği ile cevap vermek yerine barışçıl çözüm için çalışmak Filistinliler için tek çözüm. Daha fazla savaş daha fazla ölümden başka bir şey getirmeyecek, herhangi bir zafer de mümkün değil. Hamas’ın zafer vizyonu Yahudilerin yok edilmesi, bu sadece başka bir milletin acısını vaadediyor. Milletle barışık olmak gibi toptancı siyaset maalesef ülkeyi tek adam rejimine getirdi. Yerli milli dini yaklaşımlar ülkeyi daha demokrat değil daha tek sesli ve sonuçta çözümsüz ve çaresiz bırakıyor. Ülkeyi bu yanlış yoldan döndürmek için CHP seçeneklerden birisi. Umarım daha demokratik bir Türkiye için çalışırlar. Otokratisiden kurtulmak için tüm güçlerini ortaya koyar ve demokratik bir güç odağı oluşturabilirler.
Günün fıkrası😂😂😂😂
Nasreddin hoca birgün …
Nihayet değişim başladı. Cumhuriyetin kurucu partisinden. Tebrikler. En çok Erdoğan üzülmüştür bu değişime diye düşünüyorum. dedi….adam tamamda hocam ya tutmazsa deyince ….hoca da kazanın doğurduguna inanıyonda öldüne niye inanmiyon dedi..
Ben akşam kurultayla hiç ilgilenmedim , Özel’in kazandığını da şimdi öğrendim, vatana millete hayırlı uğurlu olsun !
Ancak Bay bay Kemal için de bir çift söz etmek gerekir ; CB. seçimini kaybettikten sonra bu tekmeyi yemeden şerefiyle,
onuruyla , çekilmesini bir türlü bilemedi , beceremedi ve o da dün saydığım önceki GB.lar gibi kulağından tutulup bir kenara atıldı!
Siyaset demek ki insanın basiretini gerçekten köreltiyor !
Özgür Özel için hayırlı uğurlu olsun dedim ama bu CeHaPenin başına kurucusu olan Atatürk de gelse adam olacağını sanmıyorum !
Seçilmek de seçilmemek de demokrat siyasetin bir gereği. Hep seçilenler utanmalı aslında. Yada parti kurultayına hep rakipsiz gidip tek adam olarak tekrar tekrar seçilenler utanmalı. Kılıçdaroğlu seçilemeyince onursuz bir şekilde koltuğundan tekmelenip atılmış olmuyor. Demokrat bie seçim sonrası yerini başka bir adaya bırakmış oluyor. İstifa etseydi elbette daha şık olurdu. Ama öyle bir gelenek yok bizde. Sonuçta CHP’de azda olsa demokrasi kırıntısını görebiliyoruz. Ya öbür faşist partiler.
Genel olarak gayet tabii ki sizin dedikleriniz de
doğrudur yani farklı yönlerden bakarak katılmamak mümkün degil .Ancak siz de kabul edersiniz ki birbirinden çok farklı bazı istisnai özellikleri olan durumlar da var, yani hepsini aynı potada değerlendiremeyiz.
İlahi ender bey:
“Kılıçdaroğlu seçilemeyince onursuz bir şekilde koltuğundan tekmelenip atılmış olmuyor.”
YA NE OLUYOR?
[…] Fehmi Koru […]
Özgür Özel siyasi tarihimizde benzeri nadir bulunan bir zafer kazandı.😂😂😂😂😂😂yine çoook güldüm…ya illa bı heyecan…sanki yeni bir başlangıç ve umut ümit kıpırtıları..benzeri nadir bir zafer …….😂byby Kemal’in aslında taaa ilk seçim yenilgisinde gitmesi gerekli idi….ve byby Kemal’in karşısında kim olursa olsun kazanması gerekli idi….ne benzeri nadir bı zaferi….. bakalım yeni CHP ne olacak…. aslında o kadar çok şey belirsiz ki..CHP liler neyi seçtiklerini bile bilmiyorlar..sadece seçim yenilgisi sonrası tepki oyu ile değişiklik yaptılar….mesele yeni yönetimi n HDP siyaseti ne olacak…Libya tezkereler Ukrayna Filistin dış politika fikirleri ne???? iç siyasette ne düşünüyolar..en önemlisi HELALLEŞME ye devamm mı?😂😂bende ne diyom😂😂😂hoş CHP seçmenikim olursa olsun yine oy verir….iki laiklik bi atatürk birazde gerecilik yobwzlık de oylar çantada😂…
birde hangi CHP olursa olsun eskiyeni😂 bu %521 lik sistemde. HDP yede iyi partiyede sağ muhafazakar seçmene mahkum….o yüzden bayağı eğlenecük..😂
Buradaki Chpli arkadaşların yeni başkanlarından dolayı kendilerini tebrik ediyorum. Gerçi çoğu Chpli değil ya olsun. En azından Chp den baya bir milletvekili tırtıkladılar. İşe yaradılar yani.
Yeni başkana hoşgeldin diyorum da metak ettiğim, bu sefer Özgür özel ne verecek.
Özgür Özel, geçtiğimiz yerel seçimler öncesinde de çiftçiye traktör sözü vermişti. Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “İnanamayacaksınız ama CHP’den her çiftçiye bedava traktör” yazmıştı.
Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi de Halk TV yayınında konuşan Özel, “Diyoruz ki tamamen yoksula ve hiçbir geliri olmayana her ay bir tam cumhuriyet altını vereceğiz. Geliri asgari ücretin altındaysa yarım altın vereceğiz. ” demişti.
Artık başkan
Ağanın elinden tutulmaz
Yeni yerel seçim geliyor. Merakla bekliyoruz Özgür Özel bu sefer ne sözü verecek.
Cumhurbaşkanlığı seçiminden ve daha önceki tüm seçimlerden sonra Kılıçtaroğlu hep şu açıklamalarda bulunmuştu:
“Seçimi kaybetmedik, sadece biz kazanamadık.” diye diye gemisini yürütmüştü. Bütün seçim sonuçlarının başarısızlığını perdelemişti. Chp seçmenlerine 12-13 seçim yedirmişti bu söylemlerini. Chp li seçmenler de kuzu kuzu, tıpış tıpış yemişti bunları. Chpliler nasıl dayandı bu adama hala anlamış değilim. Chp nin yarısı hala bu adama kurultayda oy verebiliyor.
Acaba bugün de aynı söylemlerini tekrarlar mı. ” Ben kaybetmedim, sadece kazanamadım”
Gemi karaya oturdu Bay Kemal.
Güle güle Bay bay Kemal.
Bay bay Gandi Kemal
Bay bay Ülkücü Kemal
Bay bay Mücahit Kemal
Bay bay Seyyid Kemal
Bay bay Heval Kemal
Vah vah Kemal
KURU GÜRÜLTAY!
CHP’nin kurultayı ile ilgili CHP’li hukukçu Uğur Poyraz “kim seçilirse seçilsin ben heyecanlanmıyorum. Yüzde 90 elim kırılsın der yine CHP’ye oy verir. Bizim seçmen kitlemiz bilimsel şunsal, bunsal değildir. Zaten ilimle, bilimle de tarif edilemiyor ne ekolümüz ne siyasetimiz. Çünkü biz akıldan çok gönülle bağlıyız” demiş.
Uzatmasına gerek yoktu aslında.
“Kuru Gürültay” demesi yeterliydi.
Yoruma kapalı.