Filistin sorunu ve tarafları.. Ne haldeydiler, Gazze’deki dram sırasında ne haldeler?

37
Reklam

Türkiye, Gazze’de yaşananlar konusunda rahatsızlığını dışa en fazla vuran ve kitle kıyımının durdurulması için hükümeti ve halkıyla en fazla gayreti gösteren ülkelerden…

Hükümet, başta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olmak üzere, bütün unsurlarıyla, Gazze’den dünyaya yansıyan insanlık dramının sona erdirilmesi için her türlü çabayı sarf ediyor. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir yandan sözlü tepkilerle dünya kamuoylarını savaşı durdurma konusunda etkilemeye çalışırken, bir yandan da konunun taraflarıyla ve soruna çözüm bulunmasında katkısı olabilecek devlet ve kurum başkanlarıyla görüşüyor. 

Dışişleri bakanı Hakan Fidan bir zamanlar Henry Kissinger’in ABD adına yürüttüğü türden bir mekik diplomasisini Türkiye adına sürdürüyor. Her gün bir başkentten sesini duyuruyor bakan Fidan

En son Sağlık bakanı Fahrettin Koca da Gazze’de en temel ihtiyaçlardan mahrum olarak yaşam mücadelesi veren bebeklerle ilgili tedbirler konusunda devreye girmeye hazır olunduğunu açıkladı.

İktidarın ortağı MHP’nin genel başkanı Devlet Bahçeli de, muhalefetten Saadet ve Gelecek partilerinin de sahiplendikleri, Gazze’yi ve Gazzeliyi savunan, çatışmaların kısa sürede sonlandırılması için Türkiye’nin görev üstlenmesi gerektiğini belirten açıklamalar yaptı.

Halka gelince… Her gün ülkenin bir yerlerinden İsrail’in saldırılarına karşı protesto gösterisi haberi geliyor. Kanaat önderleri, kafası karışık küçük bir grup müstesna, konuyu bütün boyutlarıyla ele alan yazı ve yorumlarla Filistin ve Gazze’ye sahip çıkıyor, İsrail ve ona destek veren Batı’nın yaklaşımını kıyasıya eleştiriyorlar.

Geçmişte de böyleydi.

Reklam

Ülke yönetiminde bulunmuş sağ-sol hemen bütün siyasi iktidarlar, Filistin-İsrail ihtilafında, Filistin’den yana tavır belirlemişlerdir.

12 Eylül (19870) sonrası askeri yönetim döneminde, İsrail’in aşırılığını protesto etmede, İsrail’i ilk tanıyan Müslüman ülke olduğu halde, Türkiye’nin İsrail’deki diplomatik temsili başkatip düzeyine indirilmişti.

Elbette AK Parti iktidarı döneminde Filistin’e bu ilgi daha da arttı.

Tayyip Erdoğan henüz başbakan iken katıldığı Davos toplantısında, aynı panelde konuşmacı olarak bulunan İsrail’in o zamanki cumhurbaşkanı Şimon Peres’in yüzüne karşı, “Siz insan öldürmeyi iyi bilirsiniz” bile dedi.

Yakın siyasi tarihe ‘One minute krizi’ olarak geçen 29 Ocak 2009 olayı…

Bu da Türkiye’yi Filistin konusunda ilgili taraflar arasında farklı bir konuma yerleştiriyor.

Vaktiyle ‘Filistin davası’ olarak söz edilen konuya en sıcak bakan ülkedir Türkiye…

İsrail’i resmen tanımada erken davranan dönemin (1948) yönetim kademesi bile, bu kararlarını, Filistin konusuna sahip çıkma amacıyla gerekçelendirmişlerdi.

Reklam

Genel olarak İslam ülkelerinin konuya yaklaşımları ise, ilgilerinin başlangıcı ile sonrası arasındaki fark sebebiyle, Türkiye’nin tavrının tam tersidir.

Yahudi Milli Konseyi’nin İsrail devletinin kuruluşunu ilan etmesinin -tarihi: 14 Mayıs 1948- hemen ardından, yeni kurulan devletle sınırı bulunan Arap ülkeleri -Mısır, Suriye, Ürdün ve Irak- Arap Birliği örgütünün bunu ‘savaş sebebi’ ilan etmesi ile birlikte, askeri harekat başlatmışlardı.

Aynı ülkeler tarihe ‘Arap-İsrail savaşı’ olarak geçen iki savaşın daha tarafıydılar (1967 ve 1973).

Mısır’da Enver Sedat önce Kudüs’ü ziyaret etti (19 Kasım 1977), sonra da ABD’nin gözetimi altında Camp David’te İsrail ile barış sözleşmesi imzaladı (17 Eylül 1978).

Ürdün’de, şimdiki kralın babası Kral Hüseyin de, yine ABD gözetiminde, Washington’da, İsrail’in o zamanki başbakanı Yitzak Rabin ile el sıkışarak barış antlaşması imzaladı (25 Temmuz 1994).

Eskiden İsrail ile savaşmış iki ülkenin -Mısır ve Ürdün’ün- devreden çıkması sonrasında geriye kalan iki ülkenin -Irak ile Suriye’nin- ve bu arada İsrail ile sınırı bulunmadığı halde her üç savaşa silah ve mühimmat yardımı yapmış olan Libya’nın başına gelenleri ise biliyoruz. 

Her üç ülke bugün kendi iç sorunlarıyla baş etmek zorundalar.

Arap-İsrail savaşlarının başlamasını sağlayan 1944 tarihinde kurulmuş Arap Birliği örgütü varlığını günümüzde de sürdürüyor, ama varlığı ile yokluğu arasında pek az fark var. Gazze’de yaşanan insanlık dramına, günler sonra, üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarını Kahire’de toplantıya çağırarak tepki verdi Arap Birliği örgütü. 

Toplantıda neler konuşulduğunu, nasıl bir karar alındığını araştırdım. Fas, Ürdün, Cezayir dışişleri bakanları Gazze’de yaşananları doğru yansıtan ateşli konuşmalar yapmışlar; ancak toplantıdan, Gazzelilere, “Sakın evlerinizi terk etmeyin” tavsiyesi dışında bir karar çıkmamış.

Ne çıkması beklenebilirdi ki?

Soruna ister istemez taraf olan Batı ülkeleri ile, bazılarına Türkiye’nin de üye olduğu Batılı kurumlar ise, başlarda İsrail’e ilgilerini utangaç tavırla sürdürür, Filistin sorununun çözümüne de sureta katkıda bulunmaya çalışırlarken, bugün, neredeyse bütünüyle, Gazze’ye, Filistin’e ters bakar, İsrail’in her yaptığına sahip çıkar bir tavır içindeler.

Türkiye’nin çabaları böyle bir ortamda nasıl bir sonuç verecek, doğrusu çok merak ediyorum.

ΩΩΩΩ

Reklam

37 YORUMLAR

  1. “Evlerinizi terketmeyin, ölüme mahkum olun. Alın size biraz da silah, savaşın ölene kadar. Bu doğru bir yaklaşım değil” demiş Ender. Bu kaşarlanmış konuya, Ortadoğu gibi beylik bir yerde, DiN’i açıdan bakmamak bir eksikliktir.

    Evet, bu görüş madalyonun bir yüzünü yansıtır. Çünkü buna göre insan hayatı değerlidir. Bu hayatın kaybı, iki karış toprağı elinden çıkarmamak için değmez. Ancak, madalyonun bir başka yüzünün yansıttığı bir kültür var. Bu coğrafyada müslümanların hayatı ucuzdur. Diğerleri kadar kandan, ölümden korkmaz ki bu da “ölüm yok olmak değildir” inancı ile beslendiğinden olsa gerek. Yukarda gördüğümüz alıntılanan fotoğrafta yahudiler yaşıyor olsaydı, böyle bir dram onların başlarına gelmiş olsaydı onlar ilk fırsatta taraftarlarınca tahliye olurdu, sahiplenirdi. Çünkü, bu diğer kültürde insan hayatı müslümanlarınkinden çok daha kıymetlidir. Yahudiler devlet olarak güçlü oldukları tarihi bu dnemde bir zamanlar kendilerine reva görüleni tüm dünyaya göstere göstere başkalarına yapıyorlar.

    Tanrı (Allah’tan başka olmayan, yegane olan) yahudileri bu şekilde imtihan ediyor ve Ortadoğudaki icraatlarıyla şu ana kadar içlerinden çıkan gelmiş geçmiş onca peygamberin, örneğin; Hz. İbrahim, Musa, Davud, Süleyman.. ve İsa’nın yüzkarası durumundalar. Bugün zulmettikleri başkaları aslında bir zamanların amca çocukları. İşte din farkı böylesine temel bir davranış biçimi doğurabiliyor.

    Bu iki kesim arasında somut olarak görünen o ki para, mal, dünya hırsı kimde daha fazlaysa büyük ihtimalle “nefs”ine uyan, iblisin vesvesesine açık olarak yönetilen odur. Komşularına bu zamana kadar yaptıkları muamele ayni coğrafyadaki genişleme ihtirasları da manevi olarak aynı kaynaktan beslendiklerini gösteriyor. Yazık!

    Peki, nihai analizde çözüme katkıda bulunabilecek ve bütün dünyanın hayrına olabilecek seçenek nedir?

    • Yıllardır ve yüzyıllardır süren bu insan kıyımına son vermek için tek çözüm Filistinlilerin o topraklardan çıkarılmalarıdır. Mevcut durum Hamas ve terör üretiyor. Başka iyi bir durum üretmesi imkanı da yok. Bunu yapmak zor olmasa gerek. Filistinliler yaşanabilir ortama taşınmalılar. Müslümanlar gaz petrol zengini. Dünyanın lüksü içinde onlar yaşıyor. Katarlar Dubailer Suudiler. Yedikleri önlerinde yemedikleri arkalarında. ABD istese bu çözüme zorlayabilir hepsini. Türkiye de destek versin. Biz 5 aldık, siz de iki milyon alın. Hadi bakalım görelim ne kadar müslümansınız. Hepiniz kendinize müslümansınız biliyoruz ama dünya da bilsin.

    • Çağımızın hız ve hazdan ibaretleşmiş, insansızlığa doğru koşan hüsran deviniminde, hala bir sorusu olan, hala insanlığını yitirmemiş, hala çözüm arayan, hala dayanışmaya, insanlığın barış, refah ve huzuru paylaşabileceğine inanan, öleceğini bilen ve dünyaya da bu yüzden tapmayan bir İslam alemi var…

      Sonra… Mesela Güney Amerika halkları var. Yeter Artık diyen bir Afrika var. Çin var. Rusya var. San Francisco liselerini Filistin için ayağa kaldıran kızlar var. Harvard Üniversitesi’nde Gazze’nin yanındayım diyen gençler var… Fransa ayağa kalktı. Filistin bayrağı taşımaları yasaklandığı için, aynı renkleri taşıyan İtalyan bayrakları ile Gazze’nin yanındayız diye caddeleri dolduran Hindistan Müslümanları var… Batman var, Urfa var, hele Diyarbakır var…

      Gazze’de vefat eden çocuklar ve kadınlar, şehadetten ve cennetten bahsediyorlar. Gözleri göğe bakıyor hepsinin. Onları bombalayanların dünyada kurmayı hedefledikleri krallık ise, çok affedersiniz, keneften aşağı, pislikler içinde…

      Bizim ölünce gideceğimiz ahiret dediğimiz bir yer var. Onların ise yok! Zombiler gibi, kendilerini çok taptıkları dünyaya zincirlediler… Öyleyse gözlerini toprak doyursun!

  2. Amaricadada Filistin için yürüyüşler var. Yönetime Hesap soruyorlar İsraille bir olma diyorlar.
    İsrailli siyonisler Yahudileri temsil etmez
    Hamas Filistinleri temsil etmez.
    Siyasal İslamcılar Gerçek müslümanları temsil Etmez.
    Demokratik olmayan Batı yöneticileri Vicdanlı Hiristiyanları Temsil etmez.
    https://www.youtube.com/watch?v=Ei_7INAhngM

    • Netanyahu’nun akıbeti

      Son günlerde İsrail yönetiminin Hamas’la savaşmak yerine sivilleri hedef alan tutumu tepki topluyor. 7 Ekim sabahı dünya kamuoyunda İsrail lehine oluşan algı kayboluyor.
      Mevcut atmosfer bundan sonra İsrail’in işgal ettiği topraklara “yerleşimci” taşımasını zorlaştırabilir. Şiddet sarmalı İsrail’i dünyanın en güvensiz yerlerinden biri haline getiriyor. Üstelik tersine göç artabilir ve İsrail’deki aşırı sağcı politikalar iflas edebilir.
      Netanyahu kısa vadede siyasi ömrünü güçlendirmek için bir fırsat yakaladığına inanıyor. Ancak yakın tarih gösterdi ki İsrail siyaseti her savaştan sonra bir lideri tahtından ediyor.
      İsrailliler kalıcı bir huzur istiyorlarsa Likut hareketi yerine daha ılımlı, liberal, sol partilere yönelmek zorundalar.

  3. “kitle kıyımı” derken soykırım kelimesini yumuşatmak mı istedin?
    Türkiye İslâm âleminin ba’sü ba’del mevtini sağlayacak. Bu kıyam sabahtan akşama olmuyor. Belki 10 yıllar geçecek, ama bir gün bir İslâmî bilinç patlaması olacak ve İsrail’in demir kubbesi paramparça olacak. İsrail’in faşist katillerini ve işbirlikçisi haydutları koruyan hiçbir zırh kalmayacak.
    Komünizm, Faşizm, Nazizm gibi şizofrenik ideolojiler kusan, 1.ve 2. Dünya savaşlarında kuduran ve çok sayıda bölgesel savaş çıkaran Batı’yı hâlâ bir medeniye havzası zanneden dünya kamuoyları artık biraz daha netleşiyor.
    İkircikli kıvırtmalara lüzum yok. Kimse kıyamete kadar yaşamayacak. Daha açık tavır geliştirmek lâzım. ABD’ye de, AB’ye de, İsrail’e de, işbirlikçilerine de düşmanız.

  4. Şimdi bu yazacağım bazılarına çok saçma ve siyasi gelebilir ama ………… nasıl ki Erdogan onca olumuz ortamda (enflasyon %200 ,deprem olmuş 50 bin şehit,milyonlarca mağdur,karşıda iç ve dışta görülmemiş bir ittifak, ekonomi berbat,salgından çıkılmış ve kaç senelik olumsuzluk pompalamaları ve 20 yıllık bir yıpranmıslığa ramen ve tamamen bu iş bitmiş hicbir ümit kalmamıs muhalefet %60 ile alıyor duygusu hakim iken Allah tekrar zafer ihsan etti..aynen filistin de de inş yine böyle olacak..ama bir şartlaki…bizde bu dış destekli ittifaka karşı ülkem insanı birleşti…sağcısı solcusu dindarı ülkücüsü kürtcüsü demokratı cemaatcisi tarikatcısı….yeterki müslüman ülkeler olarak birleşip ittihad edelim..onca olumsuzluklar Allahın izni ile hayra tebdil edilir…

  5. “Toplantıda neler konuşulduğunu, nasıl bir karar alındığını araştırdım. Fas, Ürdün, Cezayir dışişleri bakanları Gazze’de yaşananları doğru yansıtan ateşli konuşmalar yapmışlar; ancak toplantıdan, Gazzelilere, “Sakın evlerinizi terk etmeyin” tavsiyesi dışında bir karar çıkmamış.

    Ne çıkması beklenebilirdi ki?”

    70 senelik bir kavga filistinliler evlerinde bekleyerek nasıl biter?

    insanların aklına ilk, islamda hicret müessesesi yok mu, afrikalılar pakistanlılar afganlar iranlılar muhacir olma hakkına sahip de filistinlilere neden bu hak tanınmıyor cevap verilmeyen sorusu geliyor

    bunu saray güdümlü medyada sorduğumuzda sansurleniyoruz. milyonlarca mülteci barındıran türkiye 2,5 milyon filistinliyi de alsa batar mi Ya da filistine en yakın müslüman ülkeler filistin nüfusunu paylaşsalar?

    israilin filistinlilere yaptığını öz kendi vatandaşlarına yapan ülkelerin sözlerine kim itibar eder?

    kudüs terkedilemez, mescidi aksa kafirlere bırakılamaz mı? peki, kabeyi yıkanlar müslüman değiller miydi?

    zülüm soz konusu olduğunda dünyada temiz tek bir ülke bile yok, zaten yaşanan da bir zülüm yarışından ibaret değil mi? bütün dünya insanları zulmü en derinden hissedecekleri güne kadar zülüm devam edecek gibi görünüyor.

    • Filistin’de yaşananlar büyük sonuçlar doğuracak…
      Tıpkı tarihte olduğu gibi…
      Tarihi birçok kere küçücük bir toprak parçasında yaşananlar değiştirdi.
      Daha doğrusu, krizdeki sistemin bütün enerjisi küçük bir alanda yoğunlaşır ve patlama orada gerçekleşir…
      Geleneksel güç anlayışına göre analiz yapanların bu gerçeği görme şansları yok.
      Daha açık bir ifadeyle konuşalım mı?
      Sistemin egemenleri tarafından oluşturulan kavramlar ve akıl yürütme sistematiği, yani ezberler bizzat körlüğün sebebi olabilir.
      Jeopolitik denklemler değişiyor.
      Yavaş yavaş yeni güçler ortaya çıkıyor.
      Fakat bu güçlerin yükselişini tam olarak görebilmek için elimizdeki kavram setini en azından yeniden tanımlamaya ve ezberleri aşmaya ihtiyacımız var.
      Sistemin kendi içinde bir çatışma yaşandığını hepimiz biliyoruz.
      Filistin bu çatışmayı daha da hızlandıracak!
      Amerika düzleminde ele alalım söz gelimi konuyu…
      ABD’de son yıllarda yaşanan siyasi gelişmeler ideolojik düzlemde seyrediyor.
      Zaten, kriz dönemlerinde ideolojik tartışmalar baş gösterir.
      Aslında finans kapitalin dönüşümüyle de alakalı bu durum.
      Geleneksel güç denklemi dediğim bu.
      Bugün finansın verimliliği ve büyüme sorununu aşmak için ABD’nin oluşturduğu maliyet ciddi anlamda tartışılıyor.
      ABD’nin borçlarının dünya ekonomisine doğurduğu maliyetler de diğer bir tartışma konusu.
      Dolayısıyla finansal elitlerin bir kısmı, Amerika’nın maliyetini artık yüklenmek istemiyorlar.
      Amerika’nın gemisine bakıp topluma korku üfürenlerin göremediği gerçek de bu.
      Hiçbiri kalkıp da Amerika’nın yangına niye benzin döktüğünü sormuyor, soramıyor.
      İsrail kapanına neden düştüğünü, neden bir devlet gibi değil de örgüt refleksiyle hareket ettiğini bir türlü idrak edemiyorlar.
      Edemezler, çünkü ezberler değişime karşı kör eder.

  6. Dün Mısır’da yapılan toplantıda , yayımlanacak ortak bildiride bile bir anlaşma sağlanamadı!
    Bu arada bir devlet büyüğümüz ! ise kendine has ültimatomu patlatmış ; “Türkiye , 24 saat ıçerisinde ateşkes sağlanamazsa üzerine düşen sorumluluğun gereğini yapmalıdır ” !?
    Velhasıl kelam bizler dahil bütün dünya hacı cavcav !
    Filistin göz göre göre katlediliyor!
    Zavallılar tamamen Allah’ın merhamet ve magfiretine kaldı !

  7. 1-)İslam alemi Filistin de (sayısı önemli değil) bulunan masumların zalimlere yem olmasını seyrederken, timsah gözyaşları döküyor.😡
    2-)Hristiyan haçlı kalıntıları ise BİLİNMEYEN! bir bilgi ve zorlamayla ZALİMİ DESTEKLİYOR!😡😡.
    3-)iran ise cephe gerisinden dürbünü takmış beline …👀☹️
    Tepeden bakan ne görüyordur acaba?
    Putin mi korkmuştur? Biden mi mahalle nin deli kann lısı eline kan bulaşmışı kimse bilemiyor!
    Kudüs ün statüsü hali şekli durumu ne olmalıdır?
    Nasıl olmalıdır ki, tüm dünya inanç dünyasının mıknatıs gibi kendine çeken Kabe’si, Vatikan’ı olsun???🤔🤔🤔

    • Dikkatinizi çekmiştir, bu savaşların arkasında küresel sermaye var ve büyük medya da onların elinde. Bu güç nedeniyle aradan 30 yıl geçse bile ABD başkanları ve medyası yalan söylemeye devam ediyor. Farkında olmadıkları ise bu güç zehirlenmesinin sonuna geldikleri. Artık eskisi kadar etkili değiller ve yalanları da anında yalanlanıyor. Çünkü hem medya mecraları çeşitlendi hem devletler eskisi kadar bilgi akışını yönlendiremiyor hem de dünya kamuoyu olup bitenlerin farkında.

      • Arkasında SERMAYE olduğu sırıtıyor.
        O malum. Para Akdeniz kıyılarından yayılıyordur muhtemelen Avrupa’ya. Ceo lar kim, kim katıyor paralarına para? Kudüs’ü sahiplenler tabi ki..
        Not:güç te bitmez sermaye de onlarda!
        İnanmayın şu batı bitiyor çöktü nato gidecek mermer ocaklarına gibi safsata salatalarına. Söyleyen satmak istiyor müşteri arıyor elindeki kalmış salatalıklara.
        Gazzenin kontrolünü tümden EN AZ İNSAN ZAİYATIYLA TESLİM EDERLERSE!!! Filistin lililerede bir çare bulunur belki sağ kalanlar için en azından!
        Yok bizi yok edemezsiniz!!! Bir tek Filistin li kalmayacak!!! Eeeee…!!!!
        Hamas humus tas tarak iranı vesaire si o zaman gideriz bırakırız derlerse!…
        Yandı keten helva. İstailinde ekmeğine sürülür halis muhlis tereyağ😡.

    • Bugün Müslüman aleminde İsrail’e en sert biçimde karşıtlık gösteren İran değil mi?

      Oysa, Yahudilerin M.Ö. 6. Yüzyılda Kral Nebukadnezar tarafından Babil’e sürgün gönderilmesine müteakip, neredeyse altı yüzyıl sonra onları yeniden özgür kılan ve yeniden Kenan diyarına dönmelerine imkân sağlayan Pers-Med Kral’ı Kiros’tur. (Bazı kaynaklara göre Kiros Hz. Zülkarneyn’den başkası değildir.)

      Persler/Farisiler ataları Kiros’un işlediği günahın kefaretini ödemeye çalışıyor olmasınlar! Daha doğrusu genleri onları böyle bir vadiye taşımış olmasın?

      Ya da; itikatlarının önemli bir cüzü gereği takiye mi yapıyorlar…

      İkincisi; Müslümanların tarihine baktığımızda bir-iki istisnai durum hariç, Batı’daki gibi Yahudilere karşı insanlık dışı uygulamalar sergilenmediği gibi onları büyük sürgüne ve katliama da tutmamıştır.

      Oysa biz biliyoruz ki; Hz. Muhammed, Medine Sözleşmesi’ne aykırı hareket ettikleri için Medine ve çevresinde yaşayan Yahudi kabilelerini sürgüne göndermiştir.

      Bugün Müslümanların yaşadıkları, Yahudi İsrail karşısındaki çaresizlikleri; Peygamberlerinin sünnetini takip etmemeleri nedeniyle uğradıkları bir uyarı, bir ceza olmasın?

      • İranın kimseye minnet ettiği yada duyduğu görülmemiştir. İsrail ile en iyi anlaşabilecek (bu coğrafyada) İran’dır!
        Ama lakin, kankilik ile tası tarağı mitili atamaz Akdeniz kıyılarına iran!!
        Natanyahu nassıl ki hamasın füze atması için istihareye yatıyorsa,
        Muhtemelen İran da sahillerde dalganın eksik olmaması için dua ediyordur🤗
        Hamas hizbullah gider sindirilir,
        İran gider!
        Pkk ypg vs çökertilir,
        Batının kolu kanadı kesilir fakat!..
        Batı artık sana ne batırır ?
        Onu Allah bilir 😡.

  8. BU ORTAMA ERDOĞAN İLE GİRMEK
    Dünyada konjonktür fena halde sıkıştı. Ukrayna ateşiyle Karadeniz sıcakken Akdeniz de kaynamaya başladı. Konjonktür bu denli sıkışmışken Türkiye’nin Erdoğansız ilerlemeye çalıştığını düşünmek bile bir kâbus gibi.
    Düşünsenize Batı medyasının yılın en önemli seçimi olarak not ettikleri seçimi Erdoğan kaybetmiş. Olacakları şöyle bir hayal edelim.
    Rusya ile bağlar çoktan kopmuştu. Şimdi biri Filistin’i biri İsrail’i tutuyor olurdu. Öbürü Gazze’ye otobüs tutup Suriyeli savaşçı sevkiyatı yaparken diğeri İran’a destek mesajları açıklıyor olurdu.
    MİT, toprak satan Filistinlileri destekleyen sosyal medya kullanıcılarını kamplara toplamış gaz odalarında öldürüyor olurdu.
    Koltuklar, anayasa kitapçıkları, yumruklar havada uçuşuyor olurdu.
    Macron’dan ayar yerken PKK ve Suriye’nin kuzeyindeki enikleri, içeride sırtını kendilerine yaslayan işbirlikçileriyle işgale hazırlanıyor olurdu.
    Bankalar kredileri geri çağırıp şirketleri batırıyor olurdu.
    Şirketler işçileri çağırıp tazminatsız kovuyor olurdu.
    Depremzedeler çadır dahi bulamıyor olurdu.
    Karabağ, Gazze’den beter olurdu. Kıbrıs Rum’a meze karşılığı peşkeş çekilirdi. Bedelsiz değil hani.
    Enerji kısıntılarına uğrayan ülkede üretim durmuş olurdu.
    Ve daha neler neler.
    Bugün 100 yıllık serüveninde en güçlü konumuna ulaşmış olan Türkiye, tarihte hiç olmadığı kadar acze düşerdi.
    Türk milleti böyle bir millet işte. Hepsinin farkındaydı. Türk’ün aklıyla devlet aklının nasıl örtüştüğü ortaya çıktı.

    • Erdoğan ülkeyi yaşanmayacak bir yere çevirdi son 20 yılda. AB çizgisinden, demokrasiden başlayarak sonunda yerli milli dediği ama açıkça antidemokratik, yasakçı, keyfi bir yönetim tarzına ülkeyi getirdi ve artık gideceği bir yer de kalmadı. Bazıları hala eskiye döneceği beklentisinde. Tüm göstergelerde ülke olarak kaybetmiş durumdayız. Enflasyonda, fakirleşmede, yolsuzluklarda dünya şampiyonluğuna oynuyoruz. En son AB raporuna göre AB’ye iltica başvurusunda Türkler ikinci sıradaymış. Devlet aklına Erdoğan’ın teslim olduğu doğru. Ancak bu devlet anlayışı daha önce şikayet ettiği, bir süre dövüştüğü, sonunda seve seve teslim olduğu devlet aklı. Şimdi herkese yerli milli diye satmaya çalışıyor. Ama hepimiz bu aklı iyi biliyoruz. Despot, özgürlüklere karşı, insan haklarına aykırı, kanun anayasa tanımayan bir devlet aklı bu. Bir başsavcı bu düzeni HSKY’a şikayet etti. Hemen haber karartıldı ve savcının başına ne geleceği hepimizin malumu. Evet aradığınız buydu herhalde, buldunuz, layıksınız.

      • Ender kardeş , tamam işte , bütün bunları yine Reyiz düzeltecek evelallah !
        Bizim akıllı seçmenin %52 si bunun için oy verdi ya !
        Oyyy oyy!

      • Erdoğan ülkeyi yaşanmayacak bir yere çevirdi son 20 yılda. AB çizgisinden, demokrasiden başlayarak sonunda yerli milli dediği ama açıkça antidemokratik, yasakçı, keyfi bir yönetim tarzına ülkeyi getirdi..😂😂😂ender hala akıllanmamışsın…en sevdigim ve bize lazım olan muhalif kafa…hala AB kutsayan bir kafa😂😂😂😂halkın %52 seçtiği insanı keyfilik ile 😂😂😂😂😂😂😂devam canım …..

    • ümmetin lideri dünya lideri
      esenyurt düşerse kudüs düşer diye seçim sloganları vardı.
      ne oldu üst perdeden pek ses çıkmıyor.
      arasıra gürleyen birine hadi çizmelerini giyde gazzeye gidelim desen uçağa binmekten korktuğu için atla deve ile gitmeye kalkar.yok belki resim çektirdiği bisikletini kullanır.
      bu ülke dünyadaki tüm ağırlığını kaybetti.
      mavi marmarada on vatandaşımızı katleden israile gıkımız çıkmadı. gazzeye gidecektik
      ne oldu masal oldu.üç beş milyona açtığımız davadan vazgeçtik.
      kaşıkçı cinayeti failleri 15 temmuz finansörleri ile can ciğer kuzu sarması durumdayız.
      uzmanlık alanım ekonomi sözünün sonucu ortada.
      iktidarın ilk yılında dolar 1,10 şimdi 30 tl ye dayandı.
      dış borçlar iç borçlar 10 kat arttı.
      market pazar akaryakıt yangın yeri.
      anca dünya beşten büyüktür diye masal kitapları yazılsın.
      adaletin başsavcıların ihbarları ile koktuğu bir ülke burası.
      ekonomisi bitik yoksulluk had safhada dolandırıcıların iktidar yanlılarının üç beş maaşla keyif sürdüğü kamu özel sektör ortaklığı ile yapılan projelerin 10 kat pahalıya mal olup doğmamış torunlarımızın sırtına borç olarak yüklendiği.pudra tozu çekenlerin lüks arabalarla poz verdiği bir ülke burası.
      hala o olmasaydı diye güzelleme yapmıyormusunuz.Allah sizin gibilere basiret versin.

      • Damatcığım…sizler gibi muhalif kafarın anlamadığı şu…pkk ile kandil ile ittifak yapan bir muhalefete bu millet geçit vermez.siz dolar zam pasta diyerek mide icin muhalefet edebilirsiniz ama bu asil millet evet demez.ndefigin gibi aç kalır ezilir ama sizin gibi mideyi doları tercih etmez..fark bu…ama anlayacağini zannetmiyorum..mayıstan itibaren 5 ay gecti hala ayin ezberler..Allah sizin gibilere basiret versin

      • Damat….hala o olmasaydı diye güzelleme yapmıyormusunuz.Allah sizin gibilere basiret versin. Diyorsun…ya seninde destekledigin muhalefet seçim sonrası dediya..İyiki seçimi kazanmadık..Allah ülkeyi korudu “diye…sizin kafa şuna çalışıyor..var olan ve herkesin bildigi ve oy verdigimiz halde bizimde sikayet ettigimiz şeyleri muhalefet ve siyaset namına ezber yapiyorsunuz.canım senin dedigin seyleri bizde biliyoruz.ama sen bana erdogandan daha iyi bir lider ve muhalif göster….bırak at gözlügünü ve ezberi…kim var…..meral mi…babacan davut mu..temel reis mi..yoksa by by kemal mi…..mufalifligimiz aklın önüne geçmeyecek..Allah basiret versin.

    • KATLİAMLARLA ÇİZİLEN HARİTA!
      İsrail’in, bir devlet terbiyesine, aklına sahip olmadığı Gazze saldırıları ile bir kez daha tescillenmiştir. 1947’den beri katliamlarla çizilen o meşhur yeşilli beyazlı haritanın meşruiyeti yoktur. İsrail, son katliamlarıyla savaşın da raconuna halel getirmiştir. Çözüm; Türkiye, Rusya ve yerine İran’ın öncülüğünü yapacağı ülkelerden birinin ya da ikisinin garantörlüğünde iki devletli yapıyı ‘Kenan ülkesi’nde kurmaktır. Filistin devletinin kurulmasından sonra Kudüs’ün Doğu ve Batı diye bölünmesiyle bölgede barış tesis edilebilir. Ama her halükârda bu çözümde de İsrail’in; dünyanın daha iri kıyım güçleri tarafından sürekli denetlenmesi şarttır. İsrail, Batı’nın şımartılmış çocuğudur ve Batı’nın da İsrail-Filistin meselesinde hakkaniyetli davranmasını beklemek safdilliktir.
      Bütün savaş ilkelerinin yerle yeksan edildiği Orta Doğu’daki bu güncel savaşın, bir bölgesel Armageddon, bir son savaş olması bölgenin de, dünyanın da hayrınadır. Aksi seçenekte dünya savaşı riski artar.

  9. Netanyahu, Hamas, Hizbullah, ve Babaları İran o bölgede olduğu mudetçe, Ortadoğuya barış ve huzur gelmez.
    Tek bir umut var oda Netenyahu def olup giderse. İki tarafın birlikte hareket ettikleri kendi deyimleri ile “Katil, hırsız, ve bölücu Netanyahudan kurtarabilirse iki halkın birbirleri ile sorunları olmadığı için barış içinde yaşarlar. Tabii silah tücarlari rahat bırakırsa. Son savaşın fitilini çeken Netayahunun can simidi
    Filistinlilerin baş belası Hamas yok olursa.
    O bölgenin bizde dahil şansızliğı eli kolu uzu İrana komşu olmakn.
    Hamas İsraile saldırdığı gün hamas taraftarları bayram ediyordular.
    Bizim Türkiyede bol bol palavra atıp etrafına göstermelik tehditler savuriyor.

    • İsrail’in anladığı tek şey kuvvettir.
      Aslında Türkiye’de Başkan Erdoğan, Mısır’da Muhammed Mursi cumhurbaşkanı seçildiğinde İsrail’i korumaya programlı emperyalist çevreler telaşlandılar ve her ikisini de indirmek için harekete geçtiler.
      2013 yılında Mısır’ın bütün şehirlerinde muhalifleri sokaklara döktüler, Türkiye’de de Gezi olaylarını başlattılar. Her iki ülkede de hedef, cumhurbaşkanlarını indirmek ve İsrail’in güvenliğini sağlamaktı.
      Mısır’da başarılı oldular!
      Aslında bugün Mısır’ın başında Mursi olsaydı, Gazze’de bu katliam yaşanmazdı. Çünkü Mısır ile Türkiye el ele verince İsrail’in direnme gücü kalmayacaktı.
      İsrail uluslararası karar, ceza ve kınamalardan zerre etkilenmiyor, anlayacağı tek şey kuvvettir!
      Sözün kısası çare var ama çareye evet diyebileni ara ki bulasın!
      Evet, şimdi bile Mısır ve Ürdün yönetimi Türkiye ile ciddi bir işbirliği içine girseler, ciddiyetlerini gösterseler, Gazze’de katliam anında durur!
      Girerler mi?

    • “Filistinlilerin bas belasi Hamas”
      Hamas=Filistin
      keske azicik bilgi ve fikir sahibi de olsaniz

  10. Evlerinizi terketmeyin, ölüme mahkum olun. Alın size biraz da silah, savaşın ölene kadar. Bu doğru bir yaklaşım değil. Soruna çözüm bulmak için kimse savaş dışında bir çözüm bulmak istemiyor. Eğer barış olsa bile Gazza yaşanılabilir bir yer değil. Küçük bir alana sıkıştırılmış 2 milyon mülteci dışardan destekle hayatlarını sürdürmeye mahkum bırakılıyorlar. Bu uzun vadede her zaman problem üretecek bir ortam. Bundan vazgeçmek ve o insanları başka bir ülkeye taşımak gerekiyor. Zaten mülteciler. Neden şartları zorlamak yerine daha yaşanabilir bir çözüm bulunmasın.

    • Sen Fatih’ten daha tehlikeli olmuş sun ender.
      O hiç olmazsa dalgacı mamut takılıyordu. Sen .. sen…. :(((
      Madem gazze bir avuç topraktı.. israili Amerika lısı bilimum tüm avrupa niye hücum ediyor buraya??? Kaç gr murdar et düşecek ki onlara???
      Niye demiyorsun:
      “İsrail tüm filistini kontrolü altına almak istiyor “ direneni ezmeye karar verilmiş!!!😡
      Öyleyse onlara bir yer yaparsın kudüste!!
      Evlerini işyerlerini ayarlarsın,
      Nüfus kayıtlarını FİLİSTİN li diye kaydedersin! Tüm ranttan pay verip tazminat ödersin!!!
      Daha sonra mı?
      FİLİSTİN DEVLETİNİN KURULMASI İÇİN SEN ENDER PARDON ÖNDER OLURSUN🤔.

  11. SURİYE’YE NİYE GİRDİK ?
    Sadece ve sadece ister senayo, ister tiyatro, ister proje ile isterse can sıkıntısını gidermek için olsun, Filistin’i yerle-bir edenler “istedi diye” girmedik mi?
    Yalan mı?
    “İnsanlardan bazıları da vardır ki, inanmadıkları halde “Allah’a ve ahiret gününe inandık” derler” Bakara-8

    • Sen girmeseydin birileri girecekti..
      taa.. Mersine kadar durdur durdura bilirsen😡.
      Burda söylenmeyen, Amerika Eş başkan ararken, senin coğrafyandan çift elini kaldıran(lar) hayli fazla olmuş olabilir mi acaba? Biden de kart horoz tabiiki, parmağını ağzına sokup ooooo yaptıktan sonra!..😂🤣😂🤣

    • Dünya yavaş yavaş Filistin diye bir ülkenin ve Filistinliler diye bir ulusal halkın var olmadığına ve olamayacağına inandırılıyor.
      Yok edilen sadece Filistin halkı değil. Aynı zamanda Filistin kelimesini de hafızalardan silmeye çalışıyorlar. Bu nedenle Gazze’deki vahşette Filistin halkı ifadesi olabildiğince az kullanılıyor.
      Siyonist barbarlığın Filistinlilere yönelik topyekûn imha harekâtı bilinçli bir şekilde “İsrail ile Hamas arasındaki bir savaş” diye manipüle ediliyor.
      On yıllardır etnik temizliğe maruz kalan Filistin halkının hakkını savunan Hamas kötülüğün kaynağı olarak tasvir edilirken işgalci ve soykırımcı İsrail ise masum, mağdur ve saldırıya uğrayan taraf şeklinde resmedilerek aklanıyor.
      Fakat İsrail ve Batı ne yapsa da şimdiye kadar hedeflerine ulaşamadı. Zira Filistin kelimesi her dile geldiğinde şizofrenik ve histerik Siyonist zihniyeti hafakanlar basıyor. Çünkü ‘Filistin’ kelimesi tek başına İsrail’in kimyasını altüst etmeye yetiyor.
      Çünkü bu kelime İsrail’in Nazist, ırkçı, katliamcı ve işgalci politikalarını simgeliyor. Dünyaya ve tarihe Siyonistlerin kirli sicillerini ve insanlık suçlarını hatırlatıyor. Filistinlileri ve Filistin toprağını haritadan ve tarihten silseler de Filistin kelimesini kalplerden ve hafızalardan silemiyorlar. İşte bu yüzden İsrail ne yapsa da ne kadar vahşileşse de sonunda ‘Filistin’e kaybedecek.

      • Aylan bebeği kim katlettiyse, Gazze’deki bebeğin katili aynıdır.
        Sadece tetikçisi farklı.

    • “Y.K.
      22 Ekim 2023 De 02:30
      SURİYE’YE NİYE GİRDİK ?”
      Elcevap: babamızın malı değil mi, gazzeye de gireceeez!!!!

      • Haklının hakkını alacağı zalimin zulmünde boğulacağı günler yaklaşıyor. Bir kuru temenni değil bu!
        Her yere bakın… Avrupa’daki meydanlara…
        ABD sokaklarına. Uzak Asya’ya, Avrupa’ya…
        Hepsinde “yeter artık” kararlılığı…
        Hepsinde adalet çığlığı…
        İnanç, ırk, renk, yaşam tarzı farkı olsa da insanlık ortak paydasında bir büyük ittifak kendiliğinden kuruluyor.
        Yüreklerde… Zihinlerde…
        Bugün sloganlarda ama yarın mutlaka yönetimlerde.
        Şimdi bu kıvılcımları körükleme vaktidir.
        Dayanışmayı sınırsızlaştırmanın mücadelesini ortaya koyma vaktidir.
        Dünya’nın neresinde siyonist çeteye başkaldıran birileri varsa onlarla el ele tutuşma vaktidir.
        Vazife bizde.
        Bir kez daha: ÇARE TÜRKİYE UMUT ERDOĞAN…

Yoruma kapalı.