Gariban bir takım devleri yendi.. Muhalefet güçlü iktidar karşısında aynı başarıyı gösterebilecek mi?

20
Reklam

Pek çoğumuz şu sıralar dünya kupasına takılmış durumda. Şimdilerde günde üç maç var; yakında sayı ikiye, daha sonra da bire düşecek ve nihayet 32 ülkeden birinin takımı kupayı kazanacak…

Katar’da olunca kimseler ilgi göstermez sanılıyordu, tribünler aksini söylüyor.

“Maçlar başlasın, itirazların sona ereceğini göreceksiniz” diyenler haklı çıktı.

Futbol aynı zamanda farklı bir sektörü de besliyor: Kumar sektörü… Dün yapılan bir maçta güçlü bir takımın kazanacağı üzerine iddiaya girenler büyük kaybettiler…

Suudi Arabistan takımı, turnuvanın şampiyon namzedi Arjantin’i yendi.

Messi’li Arjantin’in kadrosunda yer alan oyuncuların hepsi, yerel sahalarda becerilerini ispat ettikleri için Avrupalı takımların ilgisini çekip yüksek transfer ücretleri alarak ülkeleri dışında top koşturmaktalar. Hepsinin piyasa değerini alt alta topladığımızda dolar cinsinden milyarlar ediyor.

Buna karşılık, Suud kadrosu, ülkenin tek bir takımı üzerine kurulu ve oyuncuların hiçbirinin dünyada piyasa değeri yok. 

Davut ve Calut olayı gibi. Güçsüzler takımı, devleri yendi.

Reklam

Maçları izlerken zihnim ülkemiz siyasetinde olduğu için, yenileceğine herkesin iddiaya girdiği bir takımın bütün iddiaların üzerine oynandığı rakibini ağır bir yenilgiye uğratmasını da zihnimde bizdeki siyasete uyarlamadan edemedim.

Turnuva bir Arap ülkesinde -Katar’da- oynanıyor; bu sebeple çevre ülkelerden gelen futbolseverler tribünlerde kalabalığı teşkil ediyorlar. Suudi Arabistan takımı da bu sayede Arjantin karşısında izleyici desteğine sahipti. Oyunculara manevi destek için avuçlarını parçalayana, sesleri çıkmayana kadar tezahürat yapan izleyicilerden Arap olanlar -büyük ihtimalle Arap olmayan Müslümanlar da- Messi sevgisine rağmen Arjantin’i değil, hiçbirini tanımadıkları Suudlu oyuncuları teşvik ettiler maç boyunca…

Bu önemli.

Ancak daha önemlisi, karşılarına çıktıkları takımın devlerden oluştuğunu bilerek hazırlanmış Suudlu oyuncular ile onları hazırlayan teknik direktörün maça verdikleri önemi sahaya yansıtmalarıydı.

Maçın yarısında, formaları ve kadrosundaki tanınmış yüzleri bilmeyen izleyici, hangi takımın güçlü Arjantin, hangisinin yenilmesi mukadder sayılan Suudi Arabistan olduğunu karıştırabilirdi.

İlk yarıda güçlü takımı sürekli ofsayta düşürerek atılan golleri geçersiz saydırabildi Suudlular; ikinci yarının başlarında arka arkaya iki sayı kaydedip sonrasında kalelerini gole kapatmayı başardılar.

Arjantin takımının nafile çırpınışlarına tanıklık ettik.

Tamam da, siyaset bunun neresinde?

Reklam

Maçı seçim süreci, tribünlerdeki seyircileri seçmen, takımları sandıktan en çok oyu alarak çıkmak isteyen partiler olarak düşünelim.

İki takım yerine bizde kendisini iktidar görmek isteyen iki ittifak var.

Futbol maçı galip gelmek için, seçimin amacı da iktidar olmak…

Tribünlerde oturup maçı izleyenler gibi, siyasi kadroların dışında kalan bizler de, partilerin seçim öncesi kampanyalarını izlemekteyiz.

Her ne kadar muhalefetin seyircilere-seçmenlere verdiği mesaj bu seçimi kendilerinin kazanacağı iddiası olsa da, bizdeki siyaset denkleminde güçlü olan taraf, iktidar.

Kolay değil, 20 yıldır bu seçime hazırlanıyor iktidar cephesi. Elinde cepheye sürebileceği malzeme çok fazla. Bir değil tam on seçimi -siyasi maçı- kazanarak bugüne geldi iktidarın büyük partisi; ortağı olan parti de ülkede en uzun süreyle varlığını sürdüren bir siyasi çizginin temsilcisi.

Muhalefet cephesi ise, liderleri ara sıra bir masada buluşan altı parti ile onların araya mesafe koydukları birkaç başka partiden oluşuyor.

Altı partinin altısı da farklı niyet ve hedeflere sahip.

Vaatler her iki cephe tarafından birbiri ardına sıralanıyor; ancak iktidarın geçmişe dayalı bir gücü var, muhalefetin vaatleri ise ispatlanmak için seçimden muzaffer çıkmayı gerektiriyor.

İktidar cephesi, bana göre, pek çok yönden Arjantin milli takımı gibi…

Messi’si bile var: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan

Suudi Arabistan milli takımını andıran muhalefet ise…

Karşılaştırmanın burasında benim zihnimde oynattığım film kopuyor.

Arjantin – Suudi Arabistan milli maçında zayıf görülen takımı güçlü rakibi karşısında muzaffer yapan özellikler, bunun sebebi.

Teknik direktörün uygulamaları için oyuncularına çizdiği ve provasını antrenmanlarda yaptırdığı stratejiye uygun taktikler, seyirci desteğini de arkasına almış Suudi Arabistan’ı Arjantin karşısında başarılı sonuca taşıdı.

Gazetelerin hafta sonu eklerinin bulmaca sayfalarında, birbirinin aynısı gibi duran, ancak üzerinde oynanarak birkaç noktası farklılaştırılmış iki fotoğraf sunulur ve okurlardan iki fotoğraf arasındaki çok ince farkları bulması istenir.

Şimdi sıra, futbol ile bizim siyaset ortamı arasında kurduğum görünür benzerliklere rağmen aslında varlığı hissedilen farkları bulmakta.

Bizdeki siyasi ortamda muhalefette eksik olanlar çok belirgin.

Ortak bir strateji yok, sadece iddialar ve vaatler var. Taktikler ise yalnızca iktidar cenahında kendisini belli ediyor.

Seyirciler -seçmenler- biraz umut aşılanabilse desteklerini verebilecek durumda; ancak yenilecek tarafı tutmak da istemiyorlar. Suud takımının stratejiye bağlı taktikleri, Katar’da, seyirci kitlesini “Bu takım kazanır” noktasına ve oradan da motivasyonu artırmaya götürdü.

Umut verici motivasyon eksikliğini henüz giderebilmiş değil muhalafet cephesi.

“Yaparız, ederiz” ile olmayacağı belli; daha fazlası için her şeyden önce eksiğin ne olduğunu görmek şart.

Eksik ne?

Belki bir başka maçı izlerken o da aklıma gelir.

ΩΩΩΩ 

Reklam

20 YORUMLAR

  1. Sayın yazar “Altı partinin altısı da farklı niyet ve hedeflere sahip.” diyor ama bu savını neye dayandırıyor meçhul?
    Zillet partilerinin hepsi de aynı, hangisinin diğerinden ne farkı olduğunu biri açıklasın?
    En önemli benzerlikleri de omurgasız ve koltuk düşkünü oluşlarıdır…
    İtirazı olan?

  2. CHP’li Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Karar vericilerden bahsetmişti. Dün veciz yorumlarına bir yenisini ekledi
    Genel Başkanımız aday olmayacaksa tabii diğer arkadaşlar gibi ben de yarışta olmak isterim. demiş
    “Ne olacak bu muhalefetin hali” Halk zaten bunlara güvenmiyordu. Siyaset garibanları da birbirine hiç güvenmiyormuş zaten

  3. İMAR BARIŞI
    Herkesle kavga edenler depremle barış yapıyorlar.
    Herkesle barış, depremle savaş(mücadele) yerine.
    17 Ağustos deprem felâketi ve birçok tarihi deprem yaşamış ülkemizde “İmar Barışı” düzenlemesi yapıldı.
    Bu yasayı çıkartan parti vatansever olacak, eleştirenler hain.
    Bir de deprem münasebetiyle “sayın bakan” muhabbeti var.
    Yani neredeyse bakanlar gelmese deprem daha devam edecekti diyecekler
    Bu sonuca neden olar için bu vesileyle tapınma seansları düzenleniyor.

    • Dün gece bir sarsıntıyla uyandım, deprem olduğunu en derinden hissettim, beni uyandıracak kadar sallandı bina epey de uzun sürdü. Panikle ayağa fırlayıdıktan sonra sarsıntının tahrip etkisi olmadığını düşünüp oturarak bitmesini bekledim. Ağustos depremine gece mesaimi bitirip eve giderken yakalanmıştım. Binalar üstüme devrilmeden kendimi açık alana atmak için attığım deparı hiç unutamam.

      Deprem paylaşımlarına soruşturma başlatmışlar:)

  4. Gariban bir takım devleri yendi dimi, kulağa hoş geliyor. Burdan cumhur ittifakına ve muhalefete gönderme yapıyor Fehmi Koru. Bence benzetmek istediklerine tersinden bakmak gerekir. İktidarın elinde sadece yaptığı hizmetler ve halkın oy gücü var. Muhalefete gelince, ABD ve tüm batı, Londra merkezli ekonomik kıskaç, terör unsurları hepsi muhalefetin yanında. Dünya güç odaklarına bakın türkiyeyi eskisi gibi kontrol etmek isteyen güçlere ve aparatlarına bakın ve şu soruyu sorun, önümüzdeki seçimde tüm bu güçler kimin kazanmasını istiyorlar.
    Bu sorunun cevabı Fehmi Korunun yazı başlığını daha iyi anlamamıza katkı sağlayacaktır. Gariban bir takım devleri yendi.

    • Oooo Metin bey hoş geldiniz! hoş geldiniz de geç kaldınız bu mesele günlerce haftalarca tartışıldı burada siz kaçırmış olmalısınız. Yoksa bu diş güçler meselesi hala anlaşılamamışsa geçmiş olsun ülkeye diyorum. Bence Cumhur ittifakının paydaşlarının ve destekçilerinin hiç biri anlamış gibi görünmüyor.

      Dış güçler iktidarda kim varsa onunla iş yapar bunu bir anlayın artık!

  5. “Messi’si bile var: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan…”
    bizim messili takımın başarıları;

    dünya yüksek enflasyon 3. lüğü,
    arjantini geçme başarısı…
    sefalet endeksi 1. liği,
    risk endeksi cds 4. lüğü,
    nijeryayı geçme başarısı,
    küresel refah endeksi 96. sırada
    en huzurlu ülke 145. sırada
    basın özgürlüğü 151. sırada
    İnternet kısıtlaması 13. sırada
    ölümlü iş kazaları 9. sırada
    avrupa da 1. sırada
    2021 yılı 1382 kişi.
    hangi endekse baksanız ilkel afrika kabilelerinin gerisindeyiz,
    paramız bütün zamanların en büyük değer kaybını yaşıyor,
    bütün zamanların en başarısız dönemi.
    muhalefet daha kötü yönetilemez dese bile doğru olduğu için yeterli bir umuttur.
    zaten bu bitmiş bir maçtır.
    sayın erdoganın çalmadık kapı bırakmaması yeterli ipucu vermiyor mu?
    bazen gücü elinde bulundurmak yetmez,
    güç elindeyken kimler gitmedi.
    başka bir maç izlerken düşünmek lazım.

    • FB-GS derbisi oynanıyor.
      O da ne!
      Hakem bir takımın formasını giymiş.
      Bu maç 2018 yılından beri seyrediliyor.
      Muhalefet partileri bile “Parti Genel başkanı” yerine
      tarafsız olduğunu düşündükleri sıfatı kullanıyor.

  6. Ülkemiz hiç bir konuda ders çıkarma ve gereğini yapma yetisine sahip değil. Kısaca öğrenemiyor. Düzce depremi bir kere daha hatırlattı bunu. İstanbul depremini de aynı duyarsızlıkla sadece bekliyoruz. İnşaatçı iktidarın karnesi yine bozuk.

    • üjbej katlı bina yapmış, pencere balkonunun kenarını da öyle bir süslemiş ki (kavis vermiş) gören lüküs bina sansın!
      ilk sarsıntıda balkon çökmüekten beter, birinci kattan çizgi herşeyi gösteriyor zaten!
      binayı ağırlaştıracak, dayanıklılığı nı azaltacak ne varsa hepsini uygulamışlar!
      kum nereden, çimento.. araştır da!.. no’lcek?
      altına bir de yıkama yağlamacı mermerci sanayi yok sanki, açan şt’mi, sorumlu varmı ki?
      hadi onu geçtim, izni veren kim ki?!?!?!?!?
      denetim, denetleyen!?!?;?;???
      tahtadan nerdeyse baraka türü bişeyi üst üste koy, ilk afette fırtınada çatısı da beraber ….
      amaaaannňn… boşver.

  7. Ben maçı seyretmedim ; Arjantin’in iptal edilen gollerinde gerçekten oflu sait var mıydı, bilmiyorum .
    Bu işte bir bit yenigi olmasın, yeşil petro dolarlara hakemler tav olmasınlar ???
    Yoksa hacı hocanın üflemesiyle mi bu mucize oldu , doğrusu anlayamadım !

  8. kur faiz enflasyon üçlüsü gibi. hangisi en sarsıcı acaba? hangisi en etkili? kim kimi yener?
    fitbol tv kumar yarış işleri kefere işi derdi eskiler!
    ve bizleri uzak tutmaya çalıştılar hepberaber.
    ama, lakin..
    şeytan galip geldi her defasında. Tanrı kızgınlığını yeryüzünü sallayarak belli etti her defasında!!! fakat,..
    peki eksiğimiz ne?
    piyango çıkar çıkmaz, ilk iş karıyı boşamak çoluk çocuğu bırakıp tek başına…
    sonrada adamın çöplükte açlıktan …
    (çok duyduk bu hekayeleri)
    faizi enflasyonu pahalılığı kuru dizginleyebilmek için önce parası olanı dizginleyebilmenin yolunu bulmak gerektiği gibi!..
    önce insanı dizginleyebilirmiyiz ki?
    deprem.. çöplükte yatan.. kar etmez hiçbiri!
    ya ne yapmalı insan? neylesin sana Tanrı?
    önce hayatı pahalılaştırıp, sonra para mı verse,
    önce parası olana kağıt basıp parasını mı alsa,
    önce kanun çıkarıp gecekondusuna kat mı attırsa, yoksa 30 kat mı yukarı çıksa,
    ne yapsak nafile!…..

  9. Mahçupyan iddiasını yenilemiş Serbestiyet’te. İktidar ve avanesi yeni ittihatçılığa oynuyorlar. İktidarın Türkiye Yüzyılı mesajını da bu çerçevede değerlendirmiş ve doğru görünüyor. Derin devletin yana döne vardığı yeni strateji bu. Saha sürdüğü oyuncular da malum. Muhalefet bu kartı görmez ve karşı hamle yapamazsa yine başa dönmüş olarak tıngır mıngır bu yolda sürünmeye devam edeceğiz. Yeni bir durum yok, en başa geri döndük. Tek millet, tek bayrak, tek adam falan. Yani yalan dolan.

  10. ZAYIF TAKIM HANGİ TAKIM

    Biliyorsunuz eski ABD başkanı Trump “Türkiye ekonomisini mahvettim gene mahvederim dedi” Sonraki başkan Biden muhalefete destek vererek Tayyip Erdoğanı indireceğiz” dedi. Bunu diyen abd 50 gün de bir Türkiye kadar büyüyen, katrilyon dolarlık bütçesi olan bir ülke. Bunun yanında en büyük çilesi Erdoğanla görüşmek olan bir Fransa başbakanı var. Bunun yanında başta yunanistan olmak üzere almanya ve diğer avrupa ülkeleri de erdoğanı indirmek istiyor. Buna yerli mafya ve terör örgütlerini de ekleyin. Birde yüzbin sosyal medya maniplatörü barındıran dünyanın her yanına yayılmış ibadet saikiyle ak parti ile mücadele eden fetö yü ekleyin.
    Bu telaş niye anlamıyorum, yukarıdaki güce dağ olsa dayanmaz. Dedikleri gibi ıslak terliği bile başkan olarak seçtirebilirler ama masa6 dan aday olarak ıslak terlikten daha ehveni olmadığı için bir umutsuzluk yılgınlık seziyorum. Yapmayın böyle 3 aralıkta kapı aralanacak türkiye ışıklanacak. Neyse en azından sayın yazar erken seçim kehanetini tekrarlamaktan vazgeçti.

    • bugün karşısında diye yazdıklarınızın neredeyse tamamı yakın zamana kadar akp için oy topluyordu ya da destek oluyordu. mafya meydan meydan, fetö kapı kapı, teröristler ekran ekran akp için oy istiyordu, ranta dayalı ilişkiler bir seyirde gitmez bazen iyi bazen kötü olur, kararsız olur.
      batı hiç bir zaman akp iktidarının gerçekten karşısında olmadı ve soruyorum neden olsun?
      ekonomi gerçekleri yani verileri bize yaşadığımız buhranın nedeni olarak ekonomimize saldırıları değil yanlış politikaları yapılan akılalmaz israf ve rantı gösteriyor,
      dolayısıyla sefalet endeksinde 1. sıradayız, düşman batı daha ne istesin?
      akdenizde kimler gaz arıyor ve bizim gemimiz nerede mesela???
      medyanın % 90ı hala milletin parasıyla akp güzellemesi yapıyor. siz bir kaç medya hesabı yapıyorsunuz güya 100.000 hem de sosyalmedya yasağı ve sansürü rağmen.
      bir boşanma davasına bile sansür geliyor, altından çıkanlara bakınca insan şaşıyor.
      asıl işaret etmeniz gereken ama unuttuğunuz belki görmek istemediğiniz dağ olsa dayanmaz dediģiniz şeyi söyleyeyim;
      çekilen halk desteği.
      akp başta dindarlar, halk oyunun ve desteğinin neredeyse yarısını kaybetti. iktidarı bu yüzden kaybedecek.
      halk destek verdiği sürece ne bir iç ne bir dış güç yönetimi değiştiremez aynı şekilde halk destek vermezse hiç bir iç ya da dış güç birilerini yönetime getiremez.
      bunun tek yolu zor kullanmaktır, darbedir o bile işe yaramadı sonuçta.
      bence boşuna iktidarı kaybetmenize neden, bahane, suçlu aramayın.
      gerçeklerle yüzleşin.

  11. Sayın Koru, şayet seçimi altılı masa kazanırsa hdp “belediyelerin ve iller bankasının bağlı olduğu” çevre şehircilik bakanlığı ile diyanet işleri başkanlığını istiyormuş. ne diyorsunuz bu konuda? iyi ki polisin bağlı olduğu içişleri ile askerin bağlı olduğu milli savunma bakanlıklarını istemiyorlar 🙂

  12. 1990 lardan beri sizi takip ederim.
    Bugüne kadar belki istediklerimi yazdığınızdan, belki siyasi tutumumuzdan belkide muhalif oluşumuzdan uyustuk.
    Son dönem uyum sorunumuz var. Ancak bu uyum sorunu Chp ve siyaseti üzerinden değil de, yakınlarınızın siyasi muhalefetinden gibi bir ima olusturdunuz bilesiniz
    Ben bir okurum ve düşüncem bu.
    Artık uzun soluklu değil günü kurtarma amaclı yazılarınız bolca.(İktidar- muhalefet iliskisi üzerinden)
    Sizden Suudi Arabistan ile Arjantin analizi yaparken isler çorba oldu demenizi beklerdim.
    Tek atımlık barut gibi Suudlar.
    Gelecek vaadleri yok.
    Futbolu güzellestirmeleri bejklenmiuor.
    Arjantin elenirse, bi adım sonra dünya kupası zevksiz hale gelebilir.
    Beklentinin aksiyonlusu beklenmez suudlardan da ondan.
    Bizim muhalefeti Suudi takımına benzetip oradan da mutlu bir dünya kupasına meyletmek…
    Siz bu sonucu çıkarmadınız belki ama, yazılarınız her gecen gün daha dar ufuklu olmaya basladı. ( Bana göre)
    Siyasette, hatası olan, yönetim zaafiyeti olan, halkına umut aşılayamayan mutlaka dinlenme odasına çekilmeli.
    Ama Suudi Futbol Milli Takımı örneğinde verdiğiniz geleceği umut vaad etmeyen bu muhalefet alternatifiyle mi?

  13. sayın Koru, sizde Abdullah Gülü alın demediğiniz kalmış, okurları niye bu kadar küçümsüyorsunuz, maç olayına gelince, 100 maçtan birisi o şekilde sonuçlanır, 99 maç güçlü takımın lehine biter, bu maçın sonucuda yavaş yavaş belli oluyor, çok ümitlenmeyin derim

  14. Bizdeki maç farklı gücsuz takım da laf çok yaparız ederiz ama taktik yok kondisyon yok ayrıca maç içersinde surekli kavga var ve pas vermiyorlar.Sonuc hezimet gibi gözüküyor teknik drektör çapsiz futboldan anlamıyor .Skor mu 11-0 herhalde.

Yoruma kapalı.