Mısır’la Türkiye yeniden yakınlaşırken.. CB Erdoğan’ın Rabia Meydanı önünden geçerkenki hislerini merak ediyorum…

17
Reklam

Türkiye ile Mısır arasında sağlam ilişkiler bulunmasını, iki ülkenin pek çok alanda işbirliğine gitmesini sağlayacak anlaşmalar imzalanmasını kim istemez?

Dün, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Mısır’ın başkenti Kahire’deydi; Devlet Başkanı Abdülfettah el-Sisi tarafından havalimanında karşılandı ve ülkeler arasında değişik alanlarda işbirliğini güçlendirecek anlaşmalar imzalandı. 

İki ülkenin cumhurbaşkanları, yeni oluşturulan ‘Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin iki yılda bir dönüşümlü olarak ülkelerinde yapılacak toplantılarında eş-başkanlığı üstlenecekler.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmada, yanında bulunan Mısır Cumhurbaşkanı el-Sisi için “Değerli kardeşim” sıfatını kullandı.

Acaba bu görüntüden kimler üzüntü duymuştur?

Üzüntü duyanların bizim ülkemizde az olduğunu sanıyorum; şaşıranlar ise herhalde pek çoktur.

Son 12 yılı, ülkemizin yönetiminde yer alan siyasi elitlerin, Mısır ve özellikle de dün kendisinden “Değerli kardeşim” sıfatıyla söz edilen Mısır devlet başkanı hakkında ağza alınmayacak sıfatlarla andıkları hala kulaklarımızda.  

Çok yakın zamanlara kadar…

Reklam

Başlangıçta haklı eleştiriler söz konusuydu. Mısır’da demokratik yöntemle seçilmiş bir iktidarı, hükümette bakan olarak bulunan Gen. el-Sisi bir darbeyle yerinden etmiş, seçilmiş cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi ve siyasi kadrosunu hapse göndermişti.

Darbelerden çok çekmiş bir ülkenin yönetiminin Mısır’daki darbeye karşı çıkması doğaldı.

Eleştiriler orada kalmadı, her geçen gün, ay ve yıl ile biraz daha koyulaşarak devam etti.

Mısır’la bütün ipler koparıldı.

Böyle bir politikadan ne umulduğunu bilmek zor, ancak umulanın gerçekleşmediği bugün ortaya çıkan tablodan anlaşılabiliyor.

Ortadoğu’yu biraz tanıyanlar, bu bölge ülkeleri arasında en önemlisinin Mısır olduğunu bilirler. Tarihi açıdan da, Türkiye’nin bölgede en iyi anlaşabileceği -ve çoğu zaman anlaştığı- ülke de Mısır’dır.

Mısır olmaksızın ne savaş olabilir bu bölgede ne de barış…

Rejimler arasında ciddi farklılıklar yaşandığı dönemlerde de, Mısır’da yönetimde bulunanların, Türkiye’nin izlediği politikalara bakarak kendilerine yön belirledikleri görülmüştür.

Reklam

28 Şubat’a doğru gidilen süreçte, askerlerin zorlamasıyla, hükümetin İsrail ile askeri eğitim konusuyla sınırlı bir anlaşma imzalaması gündeme geldiğinde, Mısır yönetimi, Ankara’ya derhal dışişleri bakanını göndermiş, ardından da bizzat devlet başkanı ülkemize gelerek yapılmak isteneni anlamaya çalışmışlardı.

Mısır yıllar önce İsrail ile anlaşma imzalayan ilk Arap ülkesi olduğu halde…

Bunu, o günlerdeki Mısır büyükelçisinin, ülkesi dışişleri bakanı Amr Musa Ankara’ya geldiğinde kendisiyle görüşmemi sağladığı, Devlet başkanı Hüsnü Mübarek’in gelişi sonrasında da bilgilendirdiği için yakından biliyorum.

Mısır dışişleri bakanı, “Türkiye İsrail ile anlaşma imzalayacak diye telaşlanmış görünüyorsunuz, iyi ama, İsrail ile yıllar önce anlaşan ülke değil misiniz?” soruma, “Biz onlarla savaşmayacağımıza dair anlaştık, sizin ise İsrail ile geniş kapsamlı bir anlaşma imzalamanızdan söz ediliyor” cevabını vermişti.

Necmettin Erbakan’ın başbakan olarak çıktığı Ortadoğu gezisinde uğradığı Kahire’de, beklendiğinden daha iyi karşılandığını da hatırlıyorum (1996).

[Amr Musa, birkaç yıl önce anılarını Arapça olarak yayımladı. ‘Kitabiyye’ adını taşıyan kitapta Mübarek’in Ankara temaslarında konuşulanlar ve yaşananlar ayrıntılarıyla anlatılıyor.]

Önemini iyi bilecek kadar stratejik değerlendirme yapabildiği için, İsrail, Filistin sorununu savaşsız ve çıkarına uygun zeminde çözme arayışı içerisine girdiğinde, kendisine muhatap olarak Mısır’ı seçmiş ve ilk ayrı barış mutabakatı için Enver Sedat’ı iknaya çalışmıştı. ABD’nin davetiyle Camp David’te yapılan Begin-Arafat görüşmesi sonunda imzalanan sözleşme Filistin sorununu bir başka platforma taşımıştı (1978).

[O yılın Nobel barış ödülü Menahem Begin ile Enver Sedat’a verilmişti.]

Türkiye Mısır’ı karşısına aldığı 12 yıl boyunca, bölgesel sorunlarla karşı karşıya kaldığında yanında bulmak isteyeceği en önemli stratejik ortağından mahrum kalmış oldu.

Yine de sonunda doğru olana ulaşıldı ya, bu önemli.

Mısır’la ilgili eski söylemi kalıcı sandıkları için, şimdi benimsenen yeni politikayı kavramakta zorlanacaklar, bu yeni adımı bir yandan öbür yana savrulmak olarak görüp şaşıracaklar herhalde olacaktır.

Eski politikayı geniş kitlelere benimsetenler, o tercihi vaktiyle neden yaptıklarını ve yeni politikaya şimdi neden sarıldıklarını o insanlara izah etseler iyi olacak.

ΩΩΩΩ 

Reklam

17 YORUMLAR

  1. 2019 yerel seçim sloganı sisi yemi Binali ye mi.
    2024 yerel seçim öncesi mısır ziyareti değerli kardeşim sisi.
    Başımız dönüyor ülkece vertigo krizine yakalandık.

  2. İDEOLOJİ Mİ ? PARA MI?
    Mursi ile ideolojik yakınlık olması için öncelikle ortada bir “ideolji”nin olması gerekmez mi?
    Tek ideolojisi para olan birileri şayet Mursi’yi destekliyorsa mutlaka parasal bir çıkarı vardır.
    Mursi için bu kadar feryat ettiklerine göre, sadece umdukları soygun hasılatı değil, önemli bir miktar “kapora” da gitmiş anlaşılan.
    Mursi’nin hayata geçiremediği yargılanmama garantili soygun projeleri önemli bir ipucu verebilir.

  3. NATO’nun resmi internet sitesinde genişleme politikaları başlığında dünya ülkelerinin grup halinde şeması bulunuyor. bu şemada Ortadoğu ülkeleri arasında tek NATO ülkesi Türkiyedir ve Ortadoğu ile ilgili genişleme politikaları Türkiye merkezinde yürütülür. buna göre İsrail bir NATO ülkesi olmadığı için Türkiye üzerinden yönlendirildiği anlaşılabilir.buradan da Ortadoğu’yla ilgili her gelişmenin mutlak biçimde Türkiye’yi etkilediği anlaşılabilir.

    yani.. ?

    yanisi şu, ulu bilge reyiz anlamsız bir şey yapmaz, o bir şey diyorsa mutlaka bir anlamı vardir:…cümlenin devamı tehlike arz ettiği için gülme efekti koyup bitiriyirum:)))

    • Tam detaylara biz sade vatandaş aklımız ermiyor. Ama okuyabildiğimiz;
      Doğudan gelip batıya bir OK! gibi giden (pardon demir yolu paralel iki ok gibi gider! paralel şeylerde hep sıkıntı yaratıyor siyaset ve ülke halkına) yol hakkında bir gelişme de var gibi zengezur koridoru!.. hatta Emirlik Bağdat vesaire derken!..🤗
      Bu işi özgür gibi ağzı süt kokanlar çözecek değil ya:))

      • ahaberin aktardığına göre zengezur koridoru ile ilgili yol çalışmaları İran yönetimiyle anlaşma sonucu başlamış olup yol inşaatı hızla devam etmekte. Azeri vatandaşları da bu bilgiyi teyit ediyorlar kizilelmayı en çok NATO mu ister yoksa Rusya veya çin mi? burası benim hiç anlamadığım bi konu.

      • benim çoğu kez ayirdedemediğim meselelerden biri de NATO batı bloğu organizasyonu mu yoksa rus-cin ortak organizasyonu mu:)))

  4. misir ve suriye ulkemizin yoneticilerinin yanlislari yuzunden erken ve ölü dogan bi demokrasi sureci yasadilar. bizimkiler yanlislarini kabul etme cesaretinde degiller maalesef olan Mursi ye oldu. milyonlarca masuma oldu. Ama yanlisi bile kabul etme erdeminde olmayanlar hala bir yerdeler ve konusabiliyorlar. MALESEF…

  5. Lider, 50-100 yıl sonrasını gören, sabah söylediğini öğleden sonra inkar etmeyen ya da tersini söylemeyen, etrafında danışabileceği makul mantıklı işinin ehli kişileri bulunduran, oy için nabza göre şerbet demeyen, nokta kadar menfaat için virgül gibi eğilmeyen, bir saniyesine dahi hükmedemediği hayat için fırıldak olmaya gerek yok diyebilen, dik durabilen, doğru söyleyen vicdanlı kişilerin vasfıdır.

  6. Hergün burada Reise övgüler düzen laf söyletmeyen Reisçiler nedense bugün ortada yoklar. hayırdır yazacak iki kelime yorumları da mı yok.
    Dünyada bu kadar çok u dönüşü yapmasına rağmen gene de el üstünde tutulan başka bir Reis var mıdır?

  7. Yanlış ata oynamak diye bir şey var.
    Bile bile lades demek ise hezimet!
    Karşındakinin kim ne olduğuna bakacaksın önce. İsrail (arkasındakiler belli). Mısır (senin için Afrika ticareti için çok önemli).
    Birde saman altından su yürütmek tabii!
    Güney sınırımızdaki keferenin maşalarının bakın yaptıklarına; hertürlü melanet orda.
    Sahibi? BELLİ DEĞİL! çıkıp benim itim demiyor HİÇKİMSE!!!😡
    Sen na’pıyorsun?
    (Açıktan bağırıp çığırarak hemde☹️).

  8. mürsi, seçimle geldikten sonra ilk işlerinden biri olarak refah sınır kapısını açmış, filistinlilerin nefes almasını sağlamaya çalışmıştı, halka karşı da daha adil davranacaktı ama bir mekanizma var işte, iyi insanlar koltuklarında kalamıyorlar nitekim mürsi insanlara yardım ederken öldü. sisinin ilk işlerinden biri de refah kapısını kapatmak oldu. sisi debdebe içinde yaşarken halk yoksulluk içinde yaşıyor öyle ki soyulan mezarların içinde toprak altında barınıyor halkın bir kısmı.
    bu darbe sadece mısır halkına değil, coğrafyamıza da yapılmış hain bir darbeydi,
    ve o dönem için gerçekten her şekilde kınanmayı hak ediyordu,
    lakin sayın korunun da işaret ettiği gibi mısır orta doğunun başat ülkesidir ve realite denen bir şey var. yapılan ne kadar kabul edilemez olsa da ülke çıkarları önceliklidir, ama hiç bir karşılığı ve faydası olmadığı halde karşı tutum arabesk bir şekilde kuşkusuz iç siyasete yönelik yıllarca uzatıldı ve akdeniz ve libya başta pek çok konuda sıkıntılara ve maddi olarak büyük kayıplara neden oldu ve bugün işte aynı kişi “değerli kardeşim” mi oldu? şimdi rabia nerede?
    bugün israilin işlediği insanlık suçlarına karşı bi yandan müthiş tepkimizi gösterirken bir yandan ticaretimiz ve gemilerimiz tıkır tıkır işlemeye devam ediyor mesela.
    “Mısır’la ilgili eski söylemi kalıcı sandıkları için, şimdi benimsenen yeni politikayı kavramakta zorlanacaklar, bu yeni adımı bir yandan öbür yana savrulmak olarak görüp şaşıracaklar herhalde olacaktır.” diyor sayın koru,
    kimsenin artık bir şeye şaşırdığını sanmıyorum hatta makul bir şey bulabilirsek şaşarız herhalde. kim, ne bekleyecek zaten…

  9. Ne oldum deme ne olacam de
    Gibi mukayeseler yapar bizim gibi inançlı insanlar genelde!…🤗

    • Bop eşbaşkanı diyordun, yine dersin, olur biter!
      Kesin “İnançlı insanlar” böyle mukayese yapar:)

  10. Gayet tabii ki Sisi’nin askeri bir darbeyle yönetimi ele geçirmesi tasvip edilemez, ona karşı CB.nin soğuk ve mesafeli davranması bir yere kadar anlaşılabilir. Ancak bunu günlük politikalara alet etmek ,sürekli gündemde tutmak , aşağılama vesilesi yapmak yakışmaz ve ayıptır !
    Üst düzeydeki siyasî ilişkiler gergin olmakla beraber alt kademedeki devlet kurum ve kuruluşlarının ilişkileri pekâlâ devam edebilirdi , ancak o da olmadı, çünkü bizdeki devlet tamamen şahsım devletine dönüştüğü için kurum ve kuruluşların hiç bir inisiyatifi kalmadı.
    Şimdi ise her şeyi bir yana bırakıp beyaz sayfa açıyoruz ve biz buna devleti yonetmek diyoruz !
    Kargalar gülmeyip ne yapsınlar !!!

  11. Natoya girerken ya da koreye asker gönderirken kim kime neyi izah etmiş de bu hükümet arabın çorabın hesabını size verecek, kafaya bak?
    İstediğimizle görüşür istemediğimizle döğüşürüz noolmuş?

    • Binali ye mi vereceksiniizz sisi ye mi diye sormuşlardı meydanlarda seçmene.
      Bizde binaliye verdik.
      Bu defa kime ne verecez?
      (Bu arada binali maden işlerine bakarmış zaten oyumuzda boşa gitmiş)
      Ben ne sisiyi ne de imamgilleri sevmem napiimm şimdi?

      • Valla ben Hızır gibi sizin imdadınıza yetiştim işte !
        En iyisi Ataman’a verelim !

Yoruma kapalı.