You are currently viewing Hayretler içerisindeyim: Hazine ve maliye bakanı Nureddin Nebati’nin kıymetini bilmeyenler var… 

Hayretler içerisindeyim: Hazine ve maliye bakanı Nureddin Nebati’nin kıymetini bilmeyenler var… 

  • Post author:
  • Post category:Kulis

Pek çok sabah, gazete mütalaa girişimimde karşıma çıkan en önemli haber, cumhurbaşkanı imzasıyla değişik devlet kurumlarına yapılan atamalarla ilgili oluyor.

Bu sabah da öyle oldu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan onlarca ülkedeki büyükelçiyi görevden almış, onların yerlerine yeni isimleri atamış; bu arada aynı kararnameyle bakanlıkların çeşitli birimlerine de çok sayıda atama yapılmış…

Kimileri fena halde üzülmüş, kimileri de sevinçten uçar hale gelmiştir bu insanların…

Herhalde hepsi yapılan işlemi hak etmiştir.

‘Devlet’ denilen kurum ile ilgili en eski belgelerden günümüz siyaset bilimcilerinin eserlerine kadar konu ne zaman ele alındıysa, liyakatin önemine mutlaka atıfta bulunulduğu görülür. Liyakatin önemsiz sayıldığı devletlerin çöküşünün kaçınılmaz olduğuna dair fikir beyan etmemiş filozof yoktur.

Konu bir süredir hazine ve maliye bakanı Nureddin Nebati yüzünden benim de gündemimde.

Ülke gündemi hayli zamandır ekonomiye kilitli olduğu ve vatandaşlar geçim derdine düştükleri için, konunun birinci el sorumlusu olan bakan ne derse kulak veriliyor, çıktığı TV programları dikkatle izleniyor.

O da, sağolsun, görev tanımında “Vatandaşları her fırsatta aydınlatmak, piyasaları rahatlatmak, geleceğe umutla bakılmasını sağlamak, yerli ve yabancı yatırımcıları teşvik etmek” ibareleri bulunduğu için olacak, her fırsatı değerlendiriyor.

İşini iyi de yapıyor.

Derdini en güzel anlatan bakanların başında Nureddin Nebati geliyor…

Nedense ara sıra gazetelerde yerini kaybedeceği, hatta ekonomi alanında sözcülük görevinin bir başka devlet görevlisine verildiği gibi haberler çıkıyor ya, siyasi gelişmeleri yakından izlemeye çalışan, bu arada ekonomi alanında yorumlar yazıp konuşmalar yapan kim varsa, hepsi, böyle bir ihtimali eminim tedirginlikle karşılıyordur.

Eminim öyledir.

Kendi hesabıma Nebati Bey’in bakan olmadığı bir siyasi hayatı bugünkünden çok daha fazla çekilmez bulurum.

Gözleri ışıl ışıl bir bakanımız onun sayesinde var. Yine onun sayesinde, ekonomiyle her gün ilgilenmek yerine, ara sıra gözlerimizi kapatmamız ve altı ay sonra uyanmaya kendimizi ayarlamamız gerektiğini biliyoruz. Bizler de onunla birlikte uyumaktayken Rusya Ukrayna’ya saldırmışsa ve ülke ekonomisi türbülansa girmişse, o türbülansın getirdiği sıkıntıların önemsenmemesi gerektiğini de ondan öğreniyoruz.

Az bir olay mı bu?

“Enflasyon mu?” dediniz, iyi ama hayat pahalı hale gelmişse sebebi belli işte…

Hem Nebati Bey’in, değişik ortamlarda, enflasyon oranları azmış, herbiri yüzde 7 veya 8 gibi yüksek oranda enflasyonla baş etmek zorunda kalmış ülkelerin bakanlarıyla karşılaştığında, içinde bulunduğu hükümeti tam da o konuda övmeyi başarması az bir olay mı?

Batılı bakanlar yüzde 7-8 kadar enflasyon yüzünden sokağa çıkamazken, bir tek o devletin bir kurumunun -TÜİK’in- yüzde 79.6 olarak açıkladığı hayat pahalılığına rağmen insanlarla karşılaşmayı göze alabiliyor ve bunu iftiharla kamuoyuyla paylaşabiliyor… 

Hadi söyleyin bakalım, Nureddin Nebati’den başkası tarafından yapılabilir miydi bu?

Nureddin Nebati’nin bu başarısını anlattığı TV programında, hemen ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a atıfta bulunması da cesaret işiydi doğrusu…

Yabancı bakanın, kendi sorumluluğunun onun tarafından hatırlatılmasından sonra, yüzü kızarmış olmalı.      

Aralarında geçen mükalemeyi öğrenince onun namına benim bile yüzüm kızardı.

Ülkemizi yurtdışındaki toplantılarda temsil ederken karşılaştığı “Türkiye’de enflasyon üç haneliye yaklaştı” cümlesiyle muhabbet açmaya çabalayan yabancı bakanı payladığını anlattığı TV programının o bölümünde, Nureddin Nebati’nin gözleri her zamanki gibi ışıl ışıldı.

Vatandaşlar kendisini takdir ediyor ve onun “Sabredin” tavsiyesine karşılık olarak “Yeter ki, sizler bu sorunun üstesinden gelebilin” temennisini tekrarlıyormuş…

Korkusuzca karşılarına çıkan bakanla, o temenniyi aktaran vatandaşların dalga geçtiğini ima edenler de var; o tiplere bakanlar ne yapsalar yaranamıyorlar. Öküzün altında buzağı arayan kişilerden ne hayır beklenebilir ki zaten?

Üslubu açık, anlaşılabilir biri bakan Nebati. Başkaları gibi üstü örtük veya aleni tehditler savurması yok. Daha da önemlisi, pek çok politikacının tersine, Nureddin Nebati’nin içi-dışı bir…

Geçenlerde, AK Parti iktidarının bir bölümünde partide sorumluluk taşımış biriyle konuşurken, Nureddin Nebati’yi eski günlerden tanıdığı gündeme geldi. Fazla uzaklarında olmayan biriymiş. “Üç dönem milletvekiliydi, Berat Albayrak bakanken o da yardımcısıydı; tanınması doğal” dedim.  

Ben bunları söyleyince, uzun yıllar AK Parti’de sorumluluk taşımış o kişinin, hayretler içerisinde kaldığını fark ettim.

“Milletvekili miydi, üstelik bakan yardımcılığı da yapmıştı ha?” demesini yadırgadım. 

Onun üzerinde hiç iz bırakmamış olmasına bu defa ben hayret ettim.

Bakanlık dönemi zihinlere kazılacaktır, işte buna eminim.

Her sabah benim gibi gazetelerde çıkan atamalarla ilgili kararnamelere biraz da “Nureddin Nebati görevden alındı mı?” merakıyla göz atanlar olduğunu biliyorum.

Tam tersine, ben böyle bir gelişme olabileceği tedirginliğiyle o tür haberleri okumaktayım.

Ne de olsa kadir bilir biriyim ve değerden anlama konusunda da iddialıyım.

ΩΩΩΩ