Devlete başkanlık eden biri hazineyi soyar, altın külçelerini İsviçre’ye kaçırır mı? Buna inananlar çıkmış…

17
Reklam

Nijer’de yaşanan askeri darbe yüzünden dikkatim Afrika’ya yönelince, daha önce pek önemsemediğim yan bilgiler de karşıma çıkıyor.

Eğlenceli olduğu kadar da düşündürücü bilgiler…

Gana da Afrika’nın batısında bir ülke. 

Vaktiyle Portekiz’in daha sonraları İngiltere’nin sömürgesi olmuş, bağımsızlığına kavuştuktan sonra, kendisine liderlik etmiş politikacıların ve işlerine geldiğinde darbelerle sisteme müdahale eden askerlerin ayak oyunlarına sahne teşkil etmiş bir ülke…  

Bağımsızlık sonrası dönemin en etkin ve renkli politikacısı Kwame Nkrumah 1957 yılında  başbakanlığı üstlenmiş, sonradan da kendisini cumhurbaşkanı seçtirerek ülkesinin ve Afrika kıtasının güçlü lideri haline gelmişti.

Cumhurbaşkanı seçildikten sonra ilk yaptığı da muhaliflerine soluk aldırmayacak bir otoriterliği ülkeye dayatmak olmuştu. Gana onun döneminde tek parti devleti haline dönüşmüş, Nkrumah da ‘ebedi lider’ ilan edilmişti.

Askerler onu 1966 yılında bir darbeyle koltuğundan ettiler.

Lenin ödülüne layık görülmüş, Rusya -o dönem Sovyetler Birliği- yanlısı Nkrumah Afrika’da geçen yüzyılın devrimcisi olarak hala yad edilmekte.

Reklam

Darbenin ardından ülkesini terk etmek zorunda kalan Nkrumah ilk birkaç yılını komşu Gine’de, sonraları da Londra’da geçirdi. Batılı istihbarat örgütlerinin kendisine yönelik muhtemel kumpaslarından kuşku duyunca, görüşlerine sempatiyle bakıldığını bildiği Romanya’ya gitti. Birkaç ay sonra da, 1972 yılında, Bükreş’te hayata veda etti.

Beni güldüren, yeni çıkan bir kitapla ilgili bir değerlendirme yazısında okuduklarım oldu.

Adamın biri Nkrumah’ın adını kullanarak pek çok insanın parasını çarpmış…

Ganalı adam. Adı John Blay-Miezah. O sıralarda -1970’lerde- Amerika’da yaşıyormuş ama kısa bir süre Gana’dayken Nkrumah’ın yanında bulunmuş. Ölümünden hemen önce Bükreş’te birlikte olduklarını ve son aylarını Nkrumah ile paylaştığını söylemekteymiş…

Vefat 1972’de olmuş ve hemen ardından o sıralarda 30’lu yaşlarında olan Blay-Miezah Nkrumah’ın son nefesini verirken kendisine emanet ettiği bir vasiyetini etrafla paylaşmaya başlamış.

Anlattığı, Gana’da yaygın biçimde zaten konuşulan bir konuymuş: 1966’da kendisini koltuğundan eden darbeye muhatap olmadan hemen önce, elinin altındaki mücevherler, elmas ve pırlantalar ve nakit paralar ile birlikte 30 bin külçe altını Gana’dan İsviçre’deki bankalara aktarmış Nkrumah. Kendisini devirenlerin ülkeyi soyacaklarını düşündüğü için yapmış bunu düşürülen lider. Amacı, bu servetin Gana’yı kalkındırma projelerinde kullanılmasını sağlamakmış. Uygun bir zamanda ülkesine dönecek ve güven altında tuttuğu paraları getirtip o projelerde kullanacakmış Nkrumah.

Ölmeden önce, güvendiği kişi olarak hemşehrisi Blay-Miezah’a, bir tek ona, İsviçre bankalarındaki hesapların numaraları ile şifrelerini emanet etmiş… 

Blay-Miezah etrafa bunu duyururken, paraları bulunduğu yerden getirene kadar sürecek birkaç hafta -belki birkaç ay- günlük masraflarını karşılamasına yarayacak şekilde desteğini esirgemeyeceklere, bu hamiyetperverliklerinin karşılığı olarak, bankalardaki paraların bir bölümünü teklif etmekteymiş…

Reklam

Onun bu cömert (!) teklifinin üzerine kimler atlamamışlar ki…

Tabii önce Ganalılar…  

İngilizler… Amerikalılar…

Bir dönem ABD’de adalet bakanlığı yapmış John Mitchell’in dul eşi bile cömert destekçiler arasına katılmış…

Neredeyse 20 yıla yaklaşan bir süre içerisinde Blay-Miezah bu hikayesiyle epey para toplamış…

Yöntemi basit adamın: Bir yerde kendisini tanıtıp Nkrumah’ın sakladığı hazinenin uygulayıcısı olduğunu kabul ettirdikten ve yatırımcılardan birkaç haftalığına olduğunu söyleyerek para topladıktan sonra, onları parayı bölüştürmek üzere Gana’ya, İsviçre’ye, Londra’ya çağırıyor ve ortadan kayboluyormuş…

Bir başka yerde yeniden aynı işi yapmaya devam ediyormuş…

Hatta birkaç kez ağır hasta olduğu numarasıyla yatağa da düşmüş. Yatırımcıları kendisini görmeye geldiklerinde ölüm döşeğinde yattığını düşünmüşler. Biri cebinden çıkardığı bir tomar parayı üzerine koyduğunda, çarşafın altından elini çıkarıp parayı kapmış Blay-Miezah.

Sülün Osman’ın ABD ve İngiltere’deki benzeri gibi biri Blay-Miezah. Sülün Osman Galata köprüsünü pazarlıyordu heveslilere, bu da Gana’nın hazinesini…

Gana hükümeti sonunda Blay-Miezah‘i yargılayıp dokuz yıla mahkum etmiş de dümeni o noktada kesilmiş…

Okurken güldüm.

Devlet başkanlığı yapmış birinin ülkesini onbinlerce külçe altını yurtdışına kaçırıp soyabileceğini düşünen yerli-yabancı yatırımcılar…

Gülmeyip de ne yapacaktım…

ABD’yi Gana’da temsil eden büyükelçi Shirley Temple, dışişleri bakanı Henry Kissinger’a bu dolandırıcılığı rapor ederken, ‘‘Yaptığının dolandırıcılık olduğuna inananlar bile, Blay-Miezah’ın anlattığının doğru olması durumunda aptal yerine konulacaklarından endişeliler’’ diye de not düşmüş.

Nasıl olur da gülmem…

Yepoka Yeebo’nun bu dolandırıcılık olayını anlattığı ‘Anansi’s Gold’ kitabını ilk fırsatta okuyacağım.      

ΩΩΩΩ

Reklam

17 YORUMLAR

  1. GARANTİLİ SOYGUN SÖZLEŞMESİ
    Garibim Nkrumah’ın aklına gelmeyenler:
    1–Yargılanmama garantili soygun projeleri.
    2–Ulusal yargı yetkisini “tahkim” kamuflajıyla Londra’ya devredip “yerli ve milli edebiyatı ” yapmak.
    3–Cürm-ü meşhut(suç üstü) yapanları, vatan haini terörist ilan etmek

  2. hiç de gülünecek ciddiye alınmayacak bir durum değil.
    devri iktidarlar değiştiğinde kimlerin İsviçre bankalarına kimlerin kıyı bankalarına aktardıkları
    yurt içindeki gizli devasa kasalarında neler sakladığı ortaya çıkar.
    İsviçre bankalarına devlet yönetenlerin her türlü devlet ihalesinden aldıkları komisyonları nasıl aktardıkları onlarca yabancı filme konu olduğunu seyredip gördük.
    Gana devlet başkanının da muhakkak bu bankalarda kefen parası vardı.
    Ama artık öldüğünden o paralar bankanın olmuş oldu.
    devlet memuru, bakan, milletvekili maaşı ile gemi filoları sahibi nasıl olunur insanın aklı almıyor değil mi.
    bu ülke de hayaller bazıları için gerçek olur.
    ev kirasını nasıl ödeyeceğim çocuklarımı nasıl okula göndereceğim ay sonunu nasıl getireceğim düşünceleri ile hayal kurmanın bile lüks olduğu ülke burası.
    ve artık doktor bile dövüyoruz diyenlerin hayallerinin gerçek olduğu bir zaman da yaşıyoruz.
    Çinliler birine kızdıklarında ona ilginç zamanlarda yaşayasın derlermiş.
    Aç kalsam da muhalefete oy vermem diyenlerin duaları kabul oldu.
    İnsanların elleriyle işledikleri yüzünden karada ve denizde fesat çıkar; Allah da belki dönerler diye yaptıklarının bir kısmını böylece kendilerine tattırır. Yeryüzü, üzerinde taşıdığı sayısız nimetler ve güzelliklerle insana emanet edilmiştir.(RUM SURESİ 41.AYET)

  3. Fehmi bey, böyle asparagas haberlerin herzaman alıcısı olur merak etmeyin.
    Fetö kendi kitlesine, Erdoğan gemilere altınları doldurdu kaçacak tiyatrosu oynadı alıcısı Chp seçmeni oldu. Sonra Man adasını gündeme getirdiler, sonra 128 milyar yalanını yedirdiler, sonra Sedat pekere sığındılar, sonra göçmenlerle ilgili Abd ile anlaştılar dediler, yangınları bahane edip devlet yok dediler, depremi bile kullandılar, daha neler neler.
    Seçimlerde milletçe cevabını verdik. Şimdi hallarine gülüyoruz tabi.

  4. Buna resmen hayal satmak denir. Olmayan bir şey üzerinden bu satışı yapsaydı kandırılana saf diyebiliriz. Ancak doğru olması durumunda bu alışverişin gerçekleşebileceğine inanana ise rahatlıkla aptal diyebiliriz.

    Bu hayal satmalar ülkemizde de sık karşılaşılan bir durum. Sahte Şeyhlerin, dervişlerin, üstadların, gavsların sözümona hazinelerinden veyahut iktidarların, güç, kudret, mülk sahiplerinin mülkünden pay almak isteyenler. Hatta geçelim bunları Allah’la aldatanlar.. Malesef ve ne yazık ki üzüldüğümüz konular.

    Yirmi dört asırdır değişmeyen tasnife göre:
    Varlığın 4 mertebesinden bahsedilir.
    1-Ayni (varlığın kendisi) 2-Zihni (kavram/imgesi) 3-Lafzi-Lisan (sözcük) 4-Hatti (yazı).
    Ateş yakar, aydınlatır, bu gerçek varlıktır.

    Varlığın kendisini hissedenin aldatılması kolay olmaz. Benim yorumlarda negatif kullanımlarım yozlaşmalara, hakikatin önündeki engellemelere, asli kavramlarla sahtecilik üretenlere karşı dikkat çekmektir. (Kendimi de dahil ediyorum. Aldanıyoruz malesef)

  5. Sayın Koru,
    Fetöcüler de 15 Temmuzda (darbeyi gerçekleştirebilselerdi) Tayyip Erdoğan altınlarla kaçarken yakalandı diye ortalığa asparagas haber yaydıklarında da gülecek miydin……?

    • Ne yani şimdi reyiz kara gün için hiç mi önlem almamış, sadece İstanbul’da 1,5 milyon konut yapmak kaçınılmaz bir mecburiyet dedi daha dün, eğer kenara bir kuruş bile koymadıysa hangi parayla kimin parasıyla bir buçuk milyonunu İstanbul’a 2,5 -3 milyon konutu da depremzede illere yapacak?

      Bence reis bu pröceler için bir kaç trilyon dolar güvendiği ülkelere çıkarmış olması lazımki o paraları getirip dün vadettiği ve yapılması kaçınılmaz bir mecburiyet gördüğü konutları yapabilsin. De.. işte o paralar tekrar Türkiye’ye gelir mi acaba?

      Hadi diyelimki Amerika’nın en pahalı semtinde diktiği gökdelene müşteri buldu, Moskova’daki Türk cumhuriyetlerindeki camiileri kime satacak, Londra sokaklarına gömülen paraları sahibi olan müteahhit getirirmi geri?

      • Sn baran afrikada inananlar kendini ifşa etmemiş sen niye ediyorsun.
        Rivayetlerin birinde Reis bey 20 milyar doları uçağa koyu rusyaya kaçırdı diyorlardı demekki sende buna inandın .tabi inanalara şunu sormak lazım 20 milyar dolar nakit nasıl toplanır nerede saklanır ve kaç m3 yer kaplar .Bu hesabı yapmışlardır mutlaka .
        Aman açık etmeyin kendinizi sonra yazar gibi size de gülerler

        • Haznenin soyulmasını bilemem sonuçta hazine müdürü-bakanı değilim ama milletin feci soyulduğu bir gerçek Ahmet bey! Nasıl soyulduğumuzu da mı düşünmeyelim!

  6. Devlete başkanlık eden biri hazineyi soyar, altın külçelerini İsviçre’ye kaçırır mı? Buna inananlar çıkmış…
    Bu neki
    😂😂Rahmetli Menderesin üniversite ögrencilerini kıyma makinesinde öğüttüğüne mi inanan…
    Erdoganin S400 leri kendini korumak icin saraya konuslandıracağını mı savunan..
    Ayakkabu kutuları ile yolsuzluk yapan Halkbank yetkilisine inanan..
    Koskoca başkana sadece tekefondaki SIFIRLADIN MI? Kelimesine dayanarak yolsuzluk yaptığına mı inanan…
    9 seçim kaybedip 2023 seçimlerinde hala secimi kazanacağina inanan…
    Pkk ve kandilin by kemale ve millet ittifakına destek açıklamasına ramen hala böyle bir şey yok diye söyleyen ve hala hdp ile ittifak yapılmadına inanan😂
    Hem 10 seferdir oy verip hemde oy verdigi adama erdoganin adami diyene mi!!!
    O kaadaaar çoook ki..hangisini yazayım.bizdeki bu inanalara göre Devlete başkanlık eden biri hazineyi soyar, altın külçelerini İsviçre’ye kaçırır mı? Daha mantıkli degilmi..daha inandırıci degilmi.devlete baskanlik yapan biri hazineyi soyamaz mi😂😂😂😂😂😂😂

  7. HERKES BAŞKASININ PUTUNA İBRAHİM

    Öyle söylüyorsun ama siz de kılışdaroğlunun yurtdışına kaçırılan 408 milyar dolar masalına inanmış hatta bizi de inandırmıştın. Daha da ilginci kemal iktidarı kazanınca telefonun başına geçecek “alooo ben kemal geliyorum” diyecek, mafyalar korkudan bu paraları getirip devlete teslim edeceğine de inanmıştı millet ittifakının müsait kitlesi.

    Seçim geçti, niçin siz gazeteciler, siyasetçiler kemal bey madem kuruş kuruş, isim isim bu milyar dolarların kimler tarafından çalındığını biliyor madem biliyor ver bu isimleri bize demiyorsunuz. Yoksa 408 MİLYAR DOLAR çok az bir para mı geliyor size. Millet ittifakı seçmeni, ortakları kemalin yakasına sarılmalı; ver şu isimleri demeli. Akpartinin bu paraların peşine düşeceğine inanmasalar bile milletin bu soyguncuların bilmek hakkı değil mi? Yoksa kemal hepinizi kandırdımı, bunu da sorun bizi kandırdın mı deyin. Nasıl bir ülke burası ya. Biri muhalefet lideri diyor ki 408 milyarın yerini biliyorum diyor kimse sormuyor nerede diye.
    Acil isim isim kuruş kuruş açıklasın.

    • Aman sende bu 408 milyara inandım deme .Türkiyenin toplam devlet borcu bunun 3 te 1 i
      Kılıçbey e inanıp sizi kandırdıysa siz hesabını sorun .Ama sayı saymasını biliyorsunuzdur herhalde 40 milyar dolar bugune kadar yapılan ihale tutarlarının kaç katıdır acaba bunu bir araştırın derim.

  8. Bu yazı da tam ‘her kuş bitti bir hacı leylek kalmıştı’ misali olmuş, hayırdır inşallah !
    Memlekette her şey güllük gülistanlık da bizim mi haberimiz yok !

  9. Bu ülkede şunlar olur derdim. Dünyada da oluyormuş😂. Sülün osman hikayesi doğrudur. Havuzun içine saklamak doğrudur. Küplere konup içine kül vb ile koyarsan birşey olmaz teknik bilgileri parası pulu olmayanın dahi bildiğini biliyorum.
    Sonra onu taş içine yerleştirilmiş süsünü yutuptan izliyoruz.
    Devleti yönetenlerin böyle şeyler yapmayacağı aşikar, fakat devleti, hazinesini soyanların?!?…
    Bir zamanlar mahkeme kayıtlarına düşen yolsuzluk hikayelerinde, rüşvetin belgesi olur mu? P.z.venk! olayı meşhurdur. Çalınan para kaldıysa devlet bulur yerine kor🤗.
    Heleki bundan sonra!😂🤣😂🤣🤣🤣
    Eninde sonunda!… mutlaka!.😡.

  10. 8,5 MİLYAR DOLAR=5 TIR ALTIN
    Altının kuyumculardaki gramı şu an 1.713 TL.
    Dolar kuru 27 TL
    1 ton altın 63 milyon 444 bin 444 dolar ediyor.
    8,5 milyar dolar 133 ton 975 kg altın ediyor.
    Bir tırın yasal istihap haddi 27 ton.
    Yani 8,5 milyar dolar eşittir 5 tır altın.
    Değil vatandaş bir çok üniversite mezunu
    ” milyar doların” korkunç bir rakam olduğunu bilmiyor.
    Gelelim 8,5 milyar dolar(5 tır altın)olayına.
    Bir ülkede, sadece bir olayda(bir ambargo ihlâlinde)
    sadece bir kişinin aldığı rüşvet.
    Böyle bir soygunu gerçekleştiren biri bunu ört-bas etmek için neler yapabilir?
    Ağır ceza mahkemelerinde, sırf 5-10 bin TL’lik hırsızlıkların tanığı olduğu için öldürülen, yüzlerce tanık cinayeti dosyası var.

    • 12 Eylül 1980 darbesinin “cuntacıbaşı”larından biri olan, dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya;
      TIME dergisi tarafından “dünyanın en zengin 22 generalinden biri”, “Ortadoğu’nun ise en zengin generali” seçilmişti.
      Dile kolay!
      “20 milyon dolar”lık kişisel serveti vardı.
      Servetini;
      “F-16 savaş uçaklarının alımında yolsuzluk” yaparak elde ettiği söyleniyordu. Söylentiyi doğrulayan ise, bizatihi;
      F-16 savaş uçaklarının üreticisi Amerikalı Martin Lockheed firmasıydı.
      Buna rağmen, Şahinkaya “yolsuzluk”tan hiçbir zaman yargılanmadı.
      12 Eylül’den yaklaşık 30 yıl sonra hâkim karşısına çıktığında ise, yalnızca “darbecilik”ten yargılandı.
      “Müebbet” hapis cezasına çarptırıldı. Rütbeleri sökülerek, “orgeneral”likten, “er”liğe düşürüldü.
      2012’de, yargılandığı mahkemede, aylık gelirinin 6 bin 800 TL olduğunu iddia etti.
      Bu cevabı “ikna edici” bulmayan Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin talebi üzerine, MASAK; Şahinkaya’nın mal varlığını araştırdı.
      Mahkeme heyeti haklı çıkmıştı…
      Şahinkaya’nın; dava başlamadan önce banka hesaplarından para transferleri yaptığı belirlendi.
      Şahinkaya;
      9 Temmuz 2015’te, hesabını vermediği büyük bir yükle bu dünyadan göç etti.
      Yaşadığı 90 yıllık hayatı boyunca bir insan evladı karşısına çıkıp da;
      “servetinin kaynağı nereden geliyor?” diye soramadığı için,
      20 milyon dolarlık servetin hesabı mahşere kalmış oldu.

Yoruma kapalı.