İktidar yeniden kulvar değiştiriyor gibi.. Sürpriz gelişmelere hazırlıklı olalım 

33
Reklam

Arkadaşım, radyoda haberlere kulak verirken ilk önce gündeme taşınan konunun ülkemizi ziyaret eden Hollanda başbakanıyla ilgili olduğunu fark edince dönüp bana şu soruyu sordu: ‘‘Bunlar birbiri ardına ülkemize neden geliyor?’’

Haklı bir soru.

Önce Birleşik Arap Emirlikleri’nden veliaht prens geldi.

Ardından bir dizi Batılı ülke politikacısı sökün etti.

İsrail cumhurbaşkanı..

Almanya başbakanı…

Yunanistan başbakanı…

Hollanda başbakanı…

Reklam

Unuttuklarım bile olabilir.

Yakında uluslararası bir zirve için Avrupa’ya gelecek olan ABD başkanı Joe Biden de, rutinini bozup ‘‘Bir de Ankara’ya uğrayayım’’ derse hiç şaşırmayacağım…

Tek taraflı bir ilgi de değil bu. Değişik bakanlar da eş-zamanlı olarak daha önce hüsn-ü kabul göstermeyen ülkelere gitmeye başladılar.

İyi de neden?

Daha doğru soru şu: Ne oluyor?

Galiba iktidarın büyük ortağı AK Parti yeniden kulvar değiştiriyor…

Kulvar değişikliği belirtileri iktidarın küçük ortağı sözcülerinin söylemlerinin sertleşmesine sebep oluyor.

AK Parti ve hükümet sözcüleri ise söylemlerini yumuşatmaya başladı.

Reklam

Ortaklardan biri söylemini yumuşatırken diğeri neden sertleşiyor olabilir?

Esas üzerinde durulması gereken soru bu.

Galiba iki parti ortaklığı bitirmeye hazırlanıyor…

Şaşırdığınızı görür gibiyim.

Daha önce de böyle bir ihtimalden kuşku duyuyordum, kuşkum Mecis’te bu hafta komisyonlarda görüşülecek olan yeni seçim yasasının içeriği açıklandığında arttı.

Özellikle de 1980 sonrasında her seçimde uygulanan yüzde 10 barajının yüzde 7’ye indirileceği ilan edilince…

Yüzde 7 MHP için riskin en az olduğu seçim oranı…

Kamuoyu yoklamaları bir süredir MHP’nin muhtemel oyunu yüzde 10’un altında gösteriyor. Yüzde 10’nun altında ama yüzde 7’yi aşabilecek gibi…

Seçim yasasını hazılayanlar ittifak içerisinde yer alan partilerden ittifakın sağladığı kolaylığı kaldırdılar. Her parti her seçim bölgesinde aldığı oya göre milletvekili çıkarabilecek; artık oydan yararlanılamayacak.

Barajın önemi kalmadı gibi bir şey.

Öyleyse neden baraj oranı düşürüldü?

MHP seçime Cumhur İttifakı’ndan değil de yalnız başına gireceği için olmasın?

AK Parti ile hükümetin yeniden farklı bir kulvar arayışına girmesi başka dengeleri de etkileyebilir.

Yönetim kadrolarından yeni politik kulvara uyumlu olamayacaklar ile yeni söyleme uygun olanlar yer değiştirebilirler mesela.

İçişleri bakanının Adana’daki güvenlik güçlerinin sertçe müdahale ettiği gösteriye dair ilk açıkladığı görüşler ve verdiği tepki ile daha sonra söylediği ‘‘Maalesef orantısız güç kullanıldı’’ cümlesi farklı ve bu fark muhtemelen o arada yaptıkları bir değerlendirmenin sonucu olabilir.

Ben başka sürpriz gelişmeler de bekliyorum.

Ne gibi?

Acele davranmak istemem; size de tavsiyem gelişmeleri sabırla beklemeniz.

ΩΩΩΩ

Reklam

33 YORUMLAR

  1. Yüzbinlerce insan zulme uğradı, saçma sapan gerekçelerle terörist ilan edildi. Bir kere çıkıp da siz ne yapıyorsunuz demediniz. Yıllarca bu insanın gazetede yazılarını okuyup durduk

    Bir şehit torunu

  2. Nedense, Fehmi Bey’in bu yazısı bana geçmiş bazı yazılarında zikrettiği “gulampâre sarması” denen kavramı hatırlattı. AKP iktidar gemisinin MHP’nin top atışlarıyla sulara gömüleceği günlere az kalmış görünüyor.

  3. Araba devrildikten sonra yol gösteren çok olurmuş. sebilürreşad ise araba devrilmesinden önce istikameti pusula gibi ak godamanlara der ki: Zail iktidarı zayi edip ziyana uğramanıza az kaldı. Milletin güleceği günler yakın, haliyle gayba uğrayacağınızı düşünerek kaygı bozukluğu yaşıyorsanız normaldir. Makam mevki elden gittikten sonra Ankara’ da kimsenin telefonlarına çıkmadığından yakınan devrik beldebaşkan gibi olmamak ve ağır bir devri sabık yaşamamak adına eski bir arkadaşınızın reis ül cumhur olmasına ve bu vesile ile milletin dahi yüzünde güller açmasına vesile olmak istemez misiniz? Sizi ve bizi buluşturacak ortak aday için artık saha kenarında yedek kulübesine bu kadar göz gezdirmek neden? Biliyorum en çok korktuğunuz, telaffuz edemediğiniz o üç harfli ancak Temel Reyiz yakında söyler. Korkunun ecele faydası yok, gülmek size
    bile yakışır.Teemmel

  4. Türkiye’yi nasıl bir gelecek bekliyor? Buraya yazılan yorumları da göz önüne alarak daha çok sürüneceğimiz açık. Maalesef gerçekleri acı da olsa kabul etmeliyiz. Burada her konuda nefret kusan gayretli, fatih edalı serdarlık toslayan trolleri dikkate almayalım. Onlar zaten birer robot mesabesindedirler.
    Makul olması beklenen muhalif görünümlü yorumcular (tıpkı muhalif görünen muhalefet parti temsilcileri gibi), iktidarın kendilerine çizdiği alanda güvenli bir muhalif görünümü sergiliyorlar. Böyle bir muhalefetten ne beklenir? Bunlar iktidar olsalar daha beter işler yapmayacaklar mı? Açıkca emin değilim.
    Dün Adana’da yaşanan devlet terörü konuşulurken ddm adlı (görünüşte) muhalif dostumuz sazı alıp AKP ve Perinçek ekinin ürettiği “fetö”, “soru çalma” falan yalanlarını bihakkın içselleştirip konuyu çözdü. Bu sözde muhalif ve insancıl dostlara ne desek bilemiyorum. Bir kişi yada gruba iktidardakiler terörist deyince onlar terörist olmaz. Aynı iktidar size de benzer şeyler söylüyor. Niye onları alıp benimsemiyorsunuz? Bugüne kadar bir tane bile soru çalma iddiasıyla ceza alan yok. Binlerce kişiyi bununla suçlayıp sonra da sözde örgüt üyeliğinden cezalandırdılar. Güya muhalif medya da iktidarın kendilerine servis ettiği yalanları virgülüne dokunmadan servis ettiler. Bu kadar açık ikiyüzlü bir yaklaşımla muhafazakar kitleler size nasıl güvenecek? İşinize gelince hükümet doğru söylüyor, işinize gelince yalan söylüyor.
    Geçiniz. Önce dürüst olun, sonra diğer konuları konuşalım.

    • oldu bitti gayrete de, size de yorum beğendiremem zaten,
      iyi yorumdan anlayan var da ben mi denk gelmiyorum değil mi?
      efendim, muhalefette, muhalif gazetelerde ve de eksik kalmamak üzere ben de muhalif değilmişiz de muhalif görünümlüymüşüz de aslında iktidara çalışıyormuşuz falan da,
      sebeb?
      fetö diye bir terör örgütü olduğunu düşünüyormuşuz,
      soru çaldığına inanıyormuşuz.
      buna da iktidar söylediği için inanıyormuşuz,
      soru çalan yokmuş, olsaymış yargılanırlarmış.
      kusura bakmayın ama deli kızın çeyizi tadında, normalde daha eli yüzü düzgün yorum yazardınız, madem ben de sizi makul olmaya çağırayım.
      işime gelince hükümet doğru söylüyor, işime gelince yalan söylüyor söz konusu olabilir mi? bir iktidarın her şeyi doğru söylemesi mümkün olmadığı gibi her şeyi yalan söylemesi de mümkün değil. ben kendi inandığım doğrulara uyanları desteklerim, kim olursa olsun, kaldı ki akp iktidarıyla benim şahsi hiç bir derdim sorunum yok, kişisel bir meselem hiç yok öyleyse doğru bulduğum bir şeyi neden desteklemeyeyim, yanlış bulduklarımı da neden eleştirmeyeyim kimse babamın oğlu da değil sonuçta.
      benim ne olduğum, ya da nasıl göründüğümün adımın hakan ya da didem olmasının ne önemi olabilir, kendi düşüncelerimi yazıyorum, doğrularımı paylaşıyorum, çok net bir dil kullandığım yüzlerce yorumum var,
      evet, fetönün terör örgütü olduğuna,
      soruları çaldığına inanıyorum.
      bir dini cemaatin devletin kadrolarına doluşmasına,
      kod adlı müritlerin olmasına,
      oldukları her yere kendi insanlarını doldurmasına,
      kendilerinden olmayanları dışlamalarına,
      sahip oldukları gücü siyasi amaçlar için kullanmalarına,
      topluma maddi, manevi zarar vermelerine,
      dinler arası diyaloglarına,
      elbette karşıyım, her zaman da karşı olacağım.
      içselleştirip, çözdüğüm bir konu bu.
      mücadeleye ilişkin eleştiriler olabilir,
      yanlışlıklar, haksızlıklar, hukuksuzluklar tartışılabilir,
      ama güzelleme yapacaksanız, geçiniz.
      asıl siz dürüst olun.

    • Misafir diyorki soru çalan bir tane eleman yok. Peki sana soru çalan itirafçılarının pişmanlıkları sana anlatılsa ikna olurmusun Feto cemaatini bırakmaya, tövbe edermisin, pişman olurmusun. Kıvırmayacaksın ama.

      Cemaatin yüzde doksanının bunları bilmiyor oluşu, yeni yeni öğrenmeye başlayışı veya duyduğunda inanamayışı, bu işin yapılmadığının kanıtı değildir. Cemaatin dual yapısının kanıtıdır. Küçük ama çekirdeği teşkil eden, Hareket’in geri kalanından ayrışmış, bambaşka gündemleri olan ve yapıp ettiklerini en başta da cemaatin bu geri kalan diğer büyük parçasından gizleyen bir başka yapılanmanın kanıtı.

      2005 ile 2013 yılları arasında sınav sorularını çalıp üyelerine dağıtan kripto elemanlar, örgüt mensubu kişilerin sınavlarda iyi yapmalarına vesile oldular.

      – Kpss sınavında 17894 kişi tesbit edilmiş.soru çaldığını itiraf eden kişi sayısı 433
      -Kpss Eğitim bilimleri 13421 kişi tesbit edilmiş 875 i karı kocanın sınavları birebir aynı.
      Soru çaldığını itiraf eden kişi sayısı 112

      – Polis Akademisi’nde 2012 yılı sınavında 269 kişi tesbit 30 kişi itirafçı
      -2009 Polis koleji sınavında 310 kişi. 19 kişi itirafçı
      -2009-2010-2011 Polis memurluğu komiser yardımcılığına yükselme sınavında 3205 kişi tesbit. 336 kişi itirafçı.

      -2010-2011-2012-2013 yıllarında Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan Meslek Memurluğu Sınavı ve Konsolosluk Memurluğu Sınavı (toplam 8 sınav) soruşturmalarında 371 kişinin soru çaldığı tespit edildi. 25 şüpheli itirafçı olmuş.
      – 2012 yılı Kaymakam adaylığı giriş sınavına ait soruşturmada 212 şüpheli tespit edildi. Yakalanan 114 şahıstan 8 şahıs itirafçı oldu.

      2012 yılı Avukatlar için Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylığı Sınavı soruşturmasında 45 Hâkim, 10 Cumhuriyet Savcısı ve 31 -Avukat olmak üzere toplam 86 şüpheli belirlendi. Yakalananlardan 3 kişi soruları sınavdan önce gördüklerini ve buna aracı olan şahısları itiraf etti. 
      -TSK tarafından yapılan harp okulları ve meslek mülakat sınavlarında 20 mülakat komisyon üyesinden 19’u tutuklandı. 8 i itirafçı. Mülakatçılar bile fetöden.

      Zaman gazetesinde görev yapmış bazı dürüst gazeteciler bile soru çalan cemaat üyeleriyle yaptığı görüşmeler bile var.

      https://youtu.be/4mcLtwwcZL4

      • Sınav hırsızlığı veya sahtekarlığıyla ilgili olarak verdiğiniz ayrıntılı bilgileri beğendim, teşekkür ederim ; misafir arkadaş herhalde bunlara bir cevap lütfeder .
        Ben izninizle bunlara bir de Kuleli Askeri lisesinde galiba 1984 senesinde – yıl konusunda tam emin değilim- giriş sınavında 400 adayın bütün soruların cevabın doğru olarak vermesi ve birinci olması rezilliğini eklemek isterim !
        Yine bildiğim kadarıyla göstermelik bir soruşturma yapılıyor ve bir kaç kişi diskalifiye edilerek konu kapatılıyor.
        İşte o zaman Kuleliye giren o öğrenciler 30 sene sonra general oluyorlar ve 15 Temmuz darbe teşebbüsünde bulunuyorlar!
        Yaaa…. misafir kardeş, buralarda mısın !

    • Kamerada darbe yaparken yakalanan asker bu ben değilim diyor.
      Komutanını darbederken görüntüsü olan tabikat zannettip o yüzden darbettim diyor.
      soruların nasıl çalındığı ,öğrencilerin nasıl sınava sokulduğu yüzlerce itirafçı itraf etmiş
      Şimdi sen soru çalınmadı deyip birde millete robot falan demene tabi ki şaşırmıyoruz.
      Sizin namsunuza haçlılar bile birşey yapmıyor.
      Ben ne desem size etki ederki.
      ama Allah size zaten gerekli cezayı vermiş.Yaptıklarınızın cezasını vatansız,ezansız ve haçlılar ile öleceksiniz.
      Ben saf hapislerde çürüyen Anadolu çocuklarına acıyorum.
      Yoksa sizin gibiler zaten bu ülkeye misafir idiniz şimdi de haçlı memlketelerinde sadece sosyla alemden misafir oluyorsunuz

  5. Gerçekte bir kulvar değişikliği olduğunu düşünmüyorum. Ne yani, Türkiye, Suriye’de ve Libya’da yalnız başına mı hareket etti?

  6. Babacan önceki gün bir gazeteye röpartaj vermiş. Geçen haftada Suriyelileri göbdereceğim diyen Kılıçtaroğluna “Palavra” atmasın demişti.

    Meğerse hiçbir hazırlıkları yokmuş.
    Cumhur ittafıkanın bir hamlesiyle 6 lı ittifak toz duman. Oysa daha düne kadar ‘erken seçim, derhal seçim’ gibi laflar ediyor, afişler astırıyorlardı.
    Güçlendirilmiş parlamenter sistem olacak diye tutturdular.Biri başbakan oluyordu, öbürü sembolik cumhurbaşkanı. Aslında hiçbir konuda anlaşamadılar lakin anlaşmış gibi poz verdiler. Hem zaten millet de güçlendirilmiş-müçlendirilmiş pek oralı olmadı, ilgi duymadı, dönüp bakmadı.

    Meğerse ‘henüz daha vakit varken millet ittifakının şunları bunları yapması gerekiyormuş’!Demem o ki eli kulağında millet ittifakı içinde kılıçlar çekilir, kavga gün yüzüne çıkar.
    Dediydi dersiniz!

    Ben başka sürpriz gelişmeler de bekliyorum.
    Ne gibi?
    Acele davranmak istemem; size de tavsiyem gelişmeleri sabırla beklemeniz.

  7. Rusya-Ukrayna savaşı, dünyanın salgın sonrası içine düştüğü ekonomik sıkıntıyı daha net bir şekilde gözler önüne serdi.Sokaktaki vatandaş enerji fiyatlarının, akaryakıt fiyatlarının, gıda fiyatlarının neden böylesine yükseldiğini biliyor.
    Bir şey daha biliyor!Böylesine fırtınalı bir denizde gemiyi rotasından milim şaşırmadan, sapasağlam yoluna devam ettiren güçlü bir kaptanı var.
    Dahası bu hakikati artık inkâr edemeyen bir dünya.Hal böyle olunca muhalefetin elindeki tek sermaye ‘Erdoğan düşmanlığı’ da para etmiyor artık.

  8. Kadınlarla ilgili görüşleri El Kaide’ye yakın ama eylem tarzları FETÖ’ye paralel olan bu grubun en rahatsız edici tarafı ise temiz İslam dinini kendi kirli emelleri için kullanmak istemeleri. Onun için eylem alanı olarak camileri seçiyorlar, onun için eylemlerinde başörtülü kadınları ön plana çıkarıyorlar. Aynen FETÖ’nün ve haricilerin tarzı. CHP’liler bu grubu çok sever. Alparslan Kuytul’un avukatları ile CHP grubunu ziyaretleri sırasında tanımıştık. Ama kapalı olmayan kadınlar için söyledikleri sözleri duysalar, eğitim çağındaki kız çocuklarının kıyafetleri için yaptıkları iğrenç benzetmeleri dinleseler biz kimi savunuyoruz diyebilirler.Ama demezler. Erdoğan’a düşmanlar ya.

  9. Muhaliflere desteği ile bilinen Metropoll Araştırma iktidar yanlısı bir araştırmacı değil. Araştıracaklara başta söyleyeyim zahmet etmesinler. Fehmi bey de sürekli Metropolu örnek gösterirdi ne hikmetse bu sefer atlamış belli.

    -Hep tencerenin götürmeyeceği iktidar yoktur deriz. Ama Özer Sencar bunun bir noktaya kadar geçerli olduğunu söylüyor. Muhalefet, ekonomideki kötüleşmeyi görüp Erdoğan’ı yeneceğini düşünüyorsa hayal görüyor. Çünkü Türk halkı ekonomideki kötüleşmeyi bir süredir satın aldı diyor.

    -Seçimler normal zamanında yapılsa dahi muhalefetin önümüzdeki aylarda örneğin haziranda adayını açıklaması gerekiyor. Seçimlere hazırlanmak için bu süre ancak yeter. Çünkü karşılarında 10 yıldır aday olan bir Erdoğan var. Erdoğan bir seçim kazanma ustasıdır diyor.

    -Son birkaç aydır yaptığımız araştırmalarda AK Parti’nin oylarındaki gerileme durdu. AK Parti’nin oyları son birkaç aydır daha aşağıya inmiyor. Mart ayında yaptığımız araştırmaya göre, şubat ayına göre Ukrayna Savaşı’nda izledikleri politika nedeniyle hem Erdoğan’ın hem AK Parti’nin üç puanlık artışını tespit ettik.diyor
    – Anlayacağınız geliyor gelmekte olan diyor

  10. -Kuytulun devlet karşıtı söylemi, darbecileri ve Fetöyü savunmaya bunun yanında birçok milli meselede Türkiye düşmanlarını tercih etmeye kadar ulaşmıştır.

    – Mitinglerine katılanlara “Peygamberimiz de mitinglerimize katılıyor” propagandası size neyi hatırlatıyor.

    -15 Temmuz’u “Hayırlı olsun” diye karşılayan Kuytulcuları Fetöcülerin sevmesi gayet normal.

    – Provokasyon ayarlı bu gösterilerin amacı büyük gürültü koparmak ve bunun üzerinden de dindar-muhafazakâr kesimi AK Parti ve Erdoğan aleyhinde etkilemek.

    -Erdoğan karşıtı ittifakın topyekûn Alparslan Kuytul’un arkasında olması ve destek çıkması şaşırtmamalı tabii. Herkes siyaset yapıyor neticede. Erdoğan ve AK Parti aleyhinde yürüyebilecek her propagandaya omuz veriyorlar.

    Kuytul ve ekibine verilen görev belli.

    -Her söze Akpartinin zulmü 28 şubatçıları geçti diye söze başlıyorlar.

    – Sosyal medyada Fetöcüler “bakın bize yaptılar herkese zulum yaptılar diyerek Kuytulcuları örnek gösteriyorlar.

    -Etrafında topladığı kalabalığı düzenli olarak her hafta sokağa dökerek sürekli polisle karşı karşıya getirmeye çalışan Alparslan Kuytul’un amacı ne ki.

    -Her hafta kadın ve çocukları önde tutarak niye eylem yapıyorlar.

    -Alparslan Kuytul’un, her hafta taraftarlarıyla birlikte sokağa dökülmesini “hak” “hukuk” arayışıyla izah etmeye kalkışmak tam bir aymazlıktır.

    -Kimse darbe şakşakçılarını, FETÖ yancılarını büyük bir “adalet savaşçısı” olarak pazarlamaya kalkmasın; zira canını hiçe sayarak ölümüne darbecilerin üzerine yürüyen bu millet, gerçek hoca ile sahte kahramanları birbirinden ayırt edebilecek bilince sahiptir. 

  11. Peygamber Efendimiz, 628 yılında gördüğü bir rüya üzerine ,henüz düşman olan Mekke’li müşriklere rağmen Kabe’ye umre ziyareti yapmaya karar verir.
    Savunma amaçlı silahlarını da yanlarına alarak 1500 kişilik bir kuvvetle yola çıkar. Mekke yakınlarında Hudeybiye denilen yerde mola verirler.
    Bu durumdan haberdar olan müşrikler ,Peygamber Efendimizi kesinlikle Mekke’ye sokmak istemezler .
    Çeşitli temas ve görüşmeler, tartışmalar neticesinde aralarında bir antlaşma yapmaya karar verirler.
    Yazılı olarak yapılan ve karşılıklı olarak yetkililerin imza altına aldığı antlaşma , müslümanlar açısından görünüşte , oldukça ağır hükümler içermektedir .
    Buna göre bu umre ziyaretinden vazgeçilecek ve ayrıca müslüman olup da Medine’ye Peygamber Efendimize sığınacak Mekke’li müşrikler de kabul edilmeyecek ve Mekke’ye iade edilecektir.
    Bu iade şartı ,başta Hz.Ömer olmak üzere bir çok sahabenin çok ağrına gider , sert tepkiler gösterirler , hatta Peygamberimize itiraz edecek olurlar .
    Peygamberimiz , ‘ Allah mutlaka bizimle beraberdir, bize yardım edecektir’ diyerek tepkilere karşı çıkınca daha fazla ileri gidilmez ve konu böylece kapanır .
    Bu antlaşma yürürlüğe girdikten sonra gerçekten müslüman olup Medine’ye sığınmaya gelen Mekke’liler , Peygamberimiz tarafından antlaşma gereği kabul edilmezler .
    Bunun üzerine , yeni müslüman olanlar da Medine yakınlarında çok uygun bir yerde kendilerine yeni bir yerleşim yeri oluştururlar .Gün geçtikçe çoğalan buradaki yeni müslümanlar , zamanla bir güç haline gelir ve Mekke’li müşriklerin ,Mekke -Hicaz yolundaki ticaret kervanlarına baskınlar yapmaya başlarlar.
    Başlangıçta müslümanların aleyhinde imiş gibi gözüken ‘iade şartı’ bu şekilde ve zamanla tamamen müşriklerin aleyhine döner.Hal böyle olunca da müşrikler bu maddenin hemen
    uygulamadan kaldırılmasını teklif ederler .
    Fehmi Beyin yazısının , her ne kadar ana konusu ‘AKP nin kulvar değiştirme ihtimali’ ise de
    Ukrayna savaşı başladığından beri Türkiye’ye yapılan yabancı ziyaretler açısından bendeniz de bu kıssayı anlatmayı uygun gördüm ; tabii ki bu konunun enine boyuna tartışılacak başka bir çok yönleri olduğunu da biliyorum , o da ayrı bir husus !
    Selamlar,iyi günler

  12. Bak yine suyu bulandırma çabaları .
    Daha geçen hafta savaş başladı Türkiye yalnız ne yaptığını bilmiyor diyordunuz.
    2 haftada Türkiye ye gelip el öpmeyen lider kalmadı.Arabuluculuk hatta garantörlük için adı geçen çok az sayıdaki ülkelerin başında
    Şimdi başka bir yerden suyu bulandırmak için 2 hafta önce yazdığınızı unutmuşsunuz.

    Batı bükemediği eli öpüyor diyelim.

    Bakın Dünyada ki gelişmelere Katar ı Trump ın emri ile ablukaya alan Arap çeteleri Türkiye kormusasıda ki küçücük ülkeye Türkiye sayesinde birşey yapamayınca hepsi tıpış tıpış gitti barıştı.

    Doğu Akdeniz de petrol arayacağım ,İsrail doğalgazını da buradan geçireceğim deyen Franda,ABD,israil ,Yunanistan Türkiye savaş gemilerini gönderince “Bu hat hayata geçemez ” deyip Rusya gazına alternatif olan Israil gazını ne olur Türkiye den geçirelim diye el öpmeye geldiler .Ha yeni Israil cumhurbaşkanın da iki devletli çözüme sıcak bakan biri olduğunu unutmayın.
    Libya da ağırlığımızı hiç anlatmayayım

    BEA yine trump gidince yalız kaldı önce Katar la arasını düzeltti sonra bizle.
    Almanya,Hollanda vs onları saymıyor Merkel İstanbul u su yolu etmişti.Şimdi Hollanda.Sırada ABD var .

    Frana Libya da ve Doğu Akdeniz de tehditler savurdu öylece kaldı.Libya bütün dünyaya karşın bizde

    Yani o tehdit edenler tek tek hizaya geldi.Bakın en son ABD doğu akdenizdeki gaz hattından vazgeçti.

    Her gün biri el etek öpmeye gelirken ,Bütün ümitleri Biden e bağlamışların işi zor be .
    Artık Bahçeli niye TBB ye saydırıren RTE ondan önce saydırmadı.1 hafta oldu niye görüşmediler. buralardan su bulanacak da Biden araya girecek .

    Ümit fakirin ekmeği.Çözülmeyin bir sonraki bahara seçim var gidecekler. Seçim Yaz olduğunu biliyorum .Alışılmış replik işte “Bahara gidecekler” çözülmeyin Biden sol ayağını önce attı bu ona işaret 🙂

  13. Desenize Dış güçler nakaratı söyleyenler,

    Şimdi Dış Güçlerin Elini öpme durumuna gelmişler.

    • Haa komiksiniz bak bakalım dış güçler mi el öpmeye geliyor el öptürmeye mi

      • Gelen dış kuvvetlere özellikle Katar ve Araplara verecekleri boğaz manzaralı toprakları ve yunanlara verecekleri adaları göstermesin?

        Nede olsa Hazinede para kalmamış İthalat için döviz lazım.

        • Sizin ABD den aldığınız gibi herkes gelip ev alır ki Türkiye de satın alınan tüm emlak Almanya Türklerin aldığının 1/10 u
          Ama ada vermeye gelince onu reisten kimse alamaz kendinizin Haçlılar ile ilişkinixle karıştırmayın

          Ha konu dış güçlerin gelip el öpmesi idi
          Konuya cevap veremeyen ya millet aç der
          Ya Arap der. Derde der

          Dış güçler yani sizin namusunuza dokunmayan Haçlılar el öpmeye geliyor konu bu

  14. günün konusuna, anlam ve önemine geleceğim de,
    sık sık hepimizin üzerinde durması gereken büyük sorunlarımız var,
    et, balık kurumu et ve tavuk ürünlerine % 48 zam yapmış.
    zam oranlarına bakar mısınız?
    düşünmemiz lazım değil mi böyle oranda bir zam için neyi ne kadar bilerek ya da bilmeden yanlış yapmak gerekiyor ve ne kadar uzun bir süre boyunca
    tahammül edilmez elektrik, benzin, gıda fiyatlarından sonra zaten çok pahalı olan ete % 48 ile gelen zamla halkın ete erişimi mevcut politikalar sayesinde iyice zorlaştırılmış oldu. katar ve irana giderek artan miktarlarla et ihraç ediyoruz, yeterli sayıda hayvanımız olmadığı için de yüksek kurlardan et ithal ediyoruz.
    sonuç, erişilemez et fiyatları, 1 kilo kıyma 80 tl nin üstünde
    türk halkı et yemesin zaten, neyine
    evini ısıtamasın bir odasında otursun,
    50 tl benzin hesabını yapsın. refah onun neyine…
    halkına karasevdalı olmak böyle bir şey…
    tuik 25 aydır kırmızı et istatistiklerini açıklamıyormuş, açıklasa ne olacak?
    ülkede hiç bir veri gerçeği yansıtmıyor ki.
    bakınız pek çok ülke gıda ürünlerinde ihracat yasakları getiriyor, en son aklımda kalan, cezayir. yağ, şeker ve buğday ihracatını yasakladı,
    bizim hayvan sayımız belli değil, buğday üretimiz yetersiz, kendimize yetmiyor.
    son 20 yılda buğday ekilen alanlar % 25 azaldı, dahası 2022 yılında buğday üretim alanlarında yaklaşık %10-15 arasında başka ürün ekimine doğru kayma olduğunu söylüyor uzmanlar yani rekolte daha da düşecek. pek çok ülkenin buğday ithalatına getirdiği yasakların devam edeceğini ve ülke sayısının artacağı ön görülürse durumun ciddiyeti hakkında herkesin aklını başına alması gerekir.
    et alamayan insanlar, 200 liracık verip çanakkale köprüsünden geçecekler, geçmezlerse yine de ödeyecekler, et alamadıkları gibi süt, peynir, yoğurt ve yakında domateste alamayacaklar, dev projeleri ödemek için ekmek bile bulamayacaklar. bu güzide şirketlerimiz de çocuklarına süt alamayan insanlardan gelen dolara endeksli tatlı gelirlerini yıllar boyu tıkır tıkır alıp, vergi kaçırarak değil ama vergiden kaçınarak adalara, modalara götürüp keyfederler artık.
    yandaş gazetelerimiz de vatansever gazetecilerimiz, bizim imanımız var, biz patates-soğan yükseldiği için -sanırsın her şey tepe taklak olmamışta sadece patates soğanın fiyatı artmış -hükümetimizi satmayız derler -bir de üstüne utanmadan sıkılmadan dünyada et fiyatları artıyor derler- bu iç paralayıcı vicdan tırmalayıcı martavalları joyce bile bu kadar güzel yazamayacağı böyle sözcük oyunları kıvıramayacağı ve tabii nasssla soslayamayacağı için yine çocuğuna süt alamayan insanların paralarıyla fonlanan gazetelerinden bu veciz ifadelerine karşılık yüklü maaşlarını alıp, onlar dahi keyfederler.

    seçim kanunundaki değişiklik kuşkusuz iki partinin anlaşmasıyla şekillendi, ben naçizane ayrı partiler olarak seçime gitmekten çok sanki tek liste gidecekler gibi anladım, bazı anlaşmazlıklar olursa işin nasıl şekilleneceğini hep birlikte izleyeceğiz. millet ittifakı bir kaç gün içinde toplanıyorlar, seçim değişikliğine ne tür bir karşılık vereceklerini de yine hep birlikte göreceğiz. erken seçimin yasa değişikliği ile rafa kalktığı düşünülüyorsa da muhalefetin aldığı tavır cumhur ittifakına beklediği sonucu vermezse ve anketlerde de bunun sonuçlarını görmezse bir baskın seçime gidebileceğini düşünüyorum.
    ete %48 zam gelen bir ülkede hangi değişiklik iktidarı kurtarır???
    halk maddi ve manevi kayıpları bakımında her geçen gün hatta saat bir önceki halini arıyor olduğu gibi, iktidar ve cumhur ittifakı da kendilerini terk
    eden oylar bakımından her geçen gün bir önceki günü oyunu arıyor kuşkusuz.
    iki tarafta kaybetmeye devam edecek görünüyor şimdilik.
    herkes adına çok yazık.

  15. HOŞ GELİŞLER OLA

    Gelişmeleri sabırla bekleyin diyor yazar. Gelişmeleri geliştiğinde öğreneceksek okumanın yazmanın, yazarları muhabirleri takip etmenin ne anlamı var. Samsundan istanbula giden otobüs Gerede yakınlarında mola verdiğinde tesadüfen aynı masaya düşse ilk 5 dakika içinde birbirine düşüp kanlı bıçaklı olacak 6+1 muhalefet lideri uzun zamandır el ele kol kola toplantılar yapıp kamuoyuna biz geliyoruz diye gülücükler dağıtırken iktidar ortağının bir bakışından cesaret bularak sayın yazarın turpun büyüğü heybede diye müjdeler vermesi neyi nesi.
    Benim bir sözüm de uzun süren iktidar döneminde bazı uygulamalardan şikayet edip bir ders vermek amacıyla muhalefete oy verecek yada iktidara oy vermeyecek vatandaşlara. Sanıyorsunuz ki zaten muhalefet bir şey yapamaz, eline yüzüne bulaştırır memleketi batırır, millet gerçeği görüp tekrar ak partiye oy verir. Öyle olacağını zannetmiyorum. Baksanıza gelmiş geçmiş en başarısız, likayat sıralaması yapılsa 18 milyonluk şehirde 18 milyonuncu olacak kişi gençlere bedava içki dağıttı diye, içtiği şarabın tıpa açma parasını millete ödetti diye en parlak başkan olarak muhalifler tarafında pırıl pırıl parlatılıyor. Emin olun meral canan ikilisi iktidara gelince her şey çok güzel olacak. Mazotmu çıkıyor “mal mısınız siz bütün dünyada çıkıyor” diyecekler. Yağa zam mı geldi. Kör müsünüz ukraynada savaş var diyecekler, şeker mi kalmamış, başta recep ivedik olmak üzere hep bir ağızdan şekerin ne kadar zararlı olduğunu dinleyeceğiz. depomu 1000 liraya doldurdum diye ağlayan gökan oha elektrikli araba diye bir şey var duymadınız mı diyecek. Falan filan yani. Neyse yani muhalifler ak partiyi devirdikleri için karınları doyacak, Erdoğan olmadığı için içlerinin sıcaklığı ile ısınacak. Işıklar içinde uyu Türkiyem.

    • enteresan bir tespit değil mi?
      6 kişinin geçinemeyeceği düşündüren nedir?
      geçmişte pek büyük sorun yaşamamış olduklarına göre gelecekte yaşayacaklarını neden düşünelim?

      erdoğan-bahçeli anlaştıktan sonra
      birbirlerine edilmedik hakaret bırakmışlar mıydı, ben eksik kalmış bir hakaret, edilmedik suçlama, yakası açılmadık ima kalmadı diye hatırlıyorum, yanlış mı hatırlıyorum?
      yıllarca birbirlerine rezilce haykırmadılar mı?
      ne oldu?
      kaç senedir anlaşıp, koklaşıp gidiyorlar işte.
      bir diğer ortak perinçek mesela.
      erdoğanla çok mu iyi anlaşıyorlardı, bahçeli ile çok mu dosttular?
      peki onlar arasında edilmedik hakaret kalmış mıydı?
      ne oldu?
      kaç senedir gizli kapaklı geçinip gidiyorlar işte.
      tansu çillere ne diyelim?
      yıllarca onun dönemini kötülediler mi kakalamadılar mı?
      ne oldu?
      meydanlarda yanyana kolkola
      şimdi parti kurup kardeşlik yapacaklar değil mi?
      dünün bebek katili öcalangiller kanl teröristler değil miydi?
      ne oldu?
      hidayete erdiler cumhur için oy toplamaya çalıştılar,
      bahçeli öcallanlarla biraraya geliyor da,
      erdoğan, bahçeli, perinçek, çiller, öcalanlar biraraya geliyor,
      gül gibi geçiniyor da
      bizim değerli muhalefet liderlerimiz neden bir araya gelmesinler,
      neden gül gibi geçinmesinler?

      Mazotmu çıkıyor “mal mısınız siz bütün dünyada çıkıyor” diyeceklermiş,
      ülkede mal çok olmasa dünyada benzinin artış oranı ile türkiyedeki artış oranının arasında dünya kadar fark olduğunu bunun da önemli kısmının yükseltilen kura bağlı olduğunu anlar, gösterdiği tavır nedeniyle gelecek iktidar buna cesaret edemezdi, mal çok olmasa ülke bu acınacak durumda olur muydu zaten?
      bugün mal değiliz demeyen yarın hangi yüzle diyecek?

      uçaklarda gazetecilere dağıtılan pahalı şampanyaları kendi ceplerinden ödeyen varmış gibi eğlenen gençlere dağıtılan bir kaç kasa birayı mı sorun edeceğiz?
      neredeyse bütün anketlerde halkın CB adayı olarak ilk sıralara çıkardığı, en başarılı belediye başkanları sorulduğunda birinciliklere yerleştirdiği sayın imamoğlunun acısını unutturamayacağı zaferiyle gittiği yerlerde halkın yoğun ve sıcak ilgisine neşesine bakarsak sadece anketlerde değil, gönüllerde de her geçen gün yükseliyor,
      bu durumda böyle yükselişte olanlar 18 milyonun sonuncu ise her geçen gün düşüşte olanlar 90 milyonun kaçıncısı acaba?

  16. kusura bakma hakikatları değil arzularını yazmışsın, bizim gibiler Ak Partinin yanında MHP yi her zaman ikinci parti olarak desteklemişizdir. Ak Partinin iktidar partisi olarak daha yumuşak tavır takınması Türk Tabibler Birliğinin MHP nin söylediği gibi bir kuruluş olduğuna inanmadığı anlamına gelmez. Boşuna milletin aklını karıştırmaya kalkıyorsun ancak Devlet gibi Devlet Bahçeli sağ duyulu insan olarak memlekette hainler çoğaldıkça her zaman Ak Partisinin arkasında olacağına eminiz. Bunu sen de göreceksin. Boşuna ümitlenme!!!!

  17. Erdoğan mühaliflerin dengesini bozdu kağıt üzerindeki partileriniz duman oldu eyvahki eyvah.

  18. İşte böyle yazılar isterük. Yurtiçinde olan bitenide yurtdışından esintileri de görüp hissediyor halk damarına kadar da..
    Eniştesinin niye öptüğünü…
    Kim kimin menfaatine kürek çekiyor
    Kimler nerelere kazma sallıyor
    Kim kimin uşaklığına soyunuyor
    Kim elini ovuşturup köşede bekliyor
    Bu gariban millet inan herşeyi herkesten iyi görüyor, biliyor, ama çözmeye aklı ve eğitimi yetmiyor!😠

  19. Birilerinin kulvar değiştirdiği kesin. Yarın da Belçika’ya gidiyormuş. Kimse kabul etmiyordu, kimse de gelmiyordu Batı’dan. Bir anda yüzünü batıya döndü bizimki. Şimdi yandaşlar da 180 derece çark edecekler. Bakın ne batı ve İsrail güzellemeleri başlıyor şimdi. Bunlarda birazcık dürüstlük, doğruluk, tutarlılık aramayın. Hepsinin yolu belli. Birinin peşine takılmışlar gidiyorlar. Akıl da yok düşünmek de yok. Dün ne yediklerini bile hatırlamazlar. Yandaşlar hadi bekliyoruz. Gecikmeyin, çarklar dönsün. Geriye marş marş.

  20. 90’lı yıllarda Fehmi Koru Amerika halkının vicdani politik durumunu izah ederken kalbi kararmış ve şiddeti normal kabul eden kitle tanımını yapardı. Şiddeti bilmem ama vicdani politik olarak Koru’nun en önemli gördüğü nokta liderlerin Türkiye’ye gelmesi sebebiyle iktidarın küçük ortaklarının söylemlerini sertleştirmesiymiş. Miş miş de miş miş. Bu çok önemliymiş. Hatta önümüzdeki günlerde ayrılıklar olabilirmiş. Her paragrafın başına sinsice gizlenmiş bir “ah keşke” temennisi var. Tüm yazı miş ile mış arasında. Keşke….

  21. Blr partinin başkanı Adana’da göstericilere karşı yapılan polis şiddeti üzerine bu şiddeti savunmuş ve şöyle demiş: “Türkiye, çadır devleti, muz cumhuriyeti, kabile yapılanması, yolgeçen hanı, keyfi yetenin, kafası bozulanın, canı sıkılanın meydanlara çıkıp izinsiz ve kanunsuz gösteriler yapacağı bir ülke değildir, olması da mümkün değildir.”

    Kendisini muz gibi nimetten sayan bu içi geçmiş siyasiye hatırlatılması lazım, Anayasa’ya göre herkes izinsiz, canı çektiği gibi toplanabilir, gösteri ve protesto yapabilir. Ancak faşist muz cumhuriyetlerinde bu hak yoktur. Bu siyaseten vakti çoktan geçmiş kişi açıkça anayasayı hedef almakta ve tüm vatandaşların hakkını gaspetmekten bahsetmektedir. Kendisine derhal dava açılmalı ve anayasayı ortadan kaldırmaya teşebbüsten yargılanmalıdır. Demokrasiyi bu şekilde sürekli tehdit etmek cevapsız kalmamalıdır.

  22. İktidar 2023’ü kazasız atlatmak peşinde. HDP ile birlikte. Anketlerde MHP oylarındaki düşüş 3. defa Cumhurbaşkanlığını değil, Kaynak aktardıklarını Korumak peşinde. Ilımlı İslamcılar diye tanımlanan KÜRT seçmeni devşirmek için farklı senaryolar üretiyor. Kısacası AKP kendi menfaati için her şeyi yapar. Dün FETO ile iş tutanlar, Ortasında van munitle dereyi geçenler, Bundan sonra yarın HDP seçmenine partiniz kapatılıyordu. Biz kapattırmadık diyecekleri zemini hazırlıyorlar. Emeklilerden umudu kestiler. Birkaç maaş alanlar dışında kimse iktidarı desteklemiyor. %51 ile %30 lar arasında çok fark var. Makarna ve kömürcüler ile Çiftcilerden de umudu kestiler. Artık oy deposu olarak sadece vatandaşlık verdikleri Suriyeliler var. Müslüman Ülkelerin Halifesi olması hikayesi de tutmadı. Başörtüsü diye diye geldiler. Ellerine geçen fırsatta Kuytulcuları Jopladılar. Bu davranışlar Çöküşün ayak sesleri. Allah sonumuzu hayr eylesinç ”Hiö kimse kınadığı olaylarla imtihan olmasın”

  23. NAMAZI BİLE BIRAKTI
    Geçen yıl bir arkadaşımın işyeri komşusu ile tanışmıştım.
    Baktım ki sıkı yandaş. Lâf anlayacak hali yok. Siyasi konulara hiç girmedim.
    Zira, kendisini bir partili, hatta parti liderinin ismiyle “T…..çiyim” diyerek tanıtıyordu.
    Geçen gün arkadaşıma, özellikle son ekonomik gelişmelerden sonra komşusunun durumunu, daha doğrusu duruşunu sordum.
    Cevabına ben de şaşırdım. Bir kısmına da ciddi şekilde üzüldüm:
    “– Senin haberin yok galiba. Komşumun işyerine iki ayda 18.000TL elektrik faturası geldi. Komşum sadece partisini ve liderini bıraksa iyi. Bu parti nedeniyle namazı bile bıraktı.”
    Bu tablodan biz haberdarız da, ülkeyi yönetenler ve destekçilerinin haberdar olmaması mümkün mü?
    Tabii ki, önlem almaya çalışacaklar.
    Ancaaakkk, bu saatten sonra hepsi nafile.
    “Çürük tahta çivi tutmaz, yırtık don dikiş tutmaz”

Yoruma kapalı.