İktidarların sonunu getiren bir sebep olarak korona virüsü.. Bizde iktidar oyuna mı geliyor?

34
Reklam

Amerika’da Donald Trump’ın sonunu rakibi Joe Biden’in genç, yakışıklı, bilgili, deneyimli, iyi konuşan biri olması getirmedi. Biden ununu elemiş eleğini asma vakti gelmiş biri. Oğlu Hunter’ın yediği naneler bile seçmenin ona oy vermemesi için yeterli bir sebepti. Trump’ın “Hile yapıldı, aslında ben kazandım” diye deli danalar gibi dolaşmasının en önemli sebebi, 80 milyondan fazla seçmenin nasıl olup da öyle birine oy verdiğine şaşırması… 

Biz burada “Nasıl oldu da 75 milyona yakın Amerikalı Trump’a oy verdi?” merakı yaşarken, Trump ve yanındakiler de Biden’in aldığı oyun çokluğuna şaşırıyor.

Donald Trump’ın sonunu korona virüsünü ciddiye almaması getirdi. Yanında taşıdığı uzmanların uyarılarına aldırmaz görünmesi, maske karşıtlığı, hastalığı sonrasındaki anlamsız çıkışları, her geçen gün en yakınlarına kadar uzanan ölümcül tehlikeyi ellerinin değeceği somutlukla algılamaya başlayan insanları ona oy vermemeye sevk etti. Partisi tabanından onu yerinden edecek kadar insan, korona tehlikesini ciddiye aldı ve bir önceki seçimde ona oy verdiği halde, bu defa oyunu rakibi için kullandı. Ekonomide inanılmazı başardığına inandığı, dış politika tercihlerinde kendisini takdir ettiği halde… 

Kamuoyu yoklamaları, ona oy vermeyen seçmenlerden önemli bir bölümünün Trump’ın ekonomi yönetimini ve dış politika çizgisini beğendiğini gösteriyor.

Virüs bitirdi Trump’ın yeniden seçilme şansını…

Acaba korona virüsünün olumsuz etkisini başka ülkelerde de görür müyüz?

Mesela Türkiye’de ve AK Parti üzerinde?

AK Parti ve pandemi

Reklam

Dünyanın bir pandemi tehdidi ile karşı karşıya olduğunun Türkiye’de de fark edilmesinden sonra iktidarın en akıllıca tavrı, güvenilir bir kişiliğe sahip sağlık bakanı Prof. Fahrettin Koca’yı sözcü haline getirip her akşam kitlelerin karşısına çıkarmasıdır.

Kamuoyuyla paylaşılan bazı bilgilerin doğru olmadığı söylentilerine rağmen, geniş kitleler, bakanın açıklamalarını fazla sorgulamadılar. Vaka sayısının uzun süre saklanması, sayıların açıklanmasının yeniden başlaması ile ölüm rakamlarının da artışa geçmesi bile bu güveni tam zedelemedi.

Ancak alttan alta bir rahatsızlık da hissedilmiyor değil.

Özellikle de ilan edilen tedbirlerin zamanlamasından kaynaklanıyor rahatsızlık. Tedbir almakta geç kalınıyor; o yüzden de alınan tedbirler beklenen sonucu getirmiyor. Açıklanan rakamlar doğru kabul edilse bile, o rakamlarla da Türkiye korona ile mücadelede en başarısız ülkeler sıralarında yer almaya başladı.

Güncel tabloya göz atıldığında “En başarılı biziz” iddiası havada kalıyor.  

Aşı ve siyasi risk

Aşı konusu daha da önemli.

Bütün dünya şu günlerde çok önceden verdikleri aşı siparişlerini teslim alma hazırlığında. Ülkelerin çoğu Batı kaynaklı aşıları kullamaya karar verdi; en gözde olan aşı da iki Türk bilim insanının ürünü. Bu yeni bir teknikle üretilmiş bayağı ucuz bir aşı ve satın almada yarışan ülkelerin sağlık camiası da o aşıya güveniyor.

Reklam

Türkiye’de ise iktidar aşı için farklı bir tercihte bulundu. Daha önce karşılaşılmış başka salgınlarda denenmiş ve Covid-19 için de iyileştirici özelliğe sahip olması beklenen Çin’de üretilmiş aşı bizlere uygulanacak.

Çin aşısının denekler üzerinde yeterince denenmemiş olması, fiyatının fahişliği ve verilen sipariş sayısının ihtiyacın üçte birini bile karşılamaktan uzaklığının getireceği sakıncalar bir tarafa, yapılan tercih siyaseten olağanüstü riskli.

Bir an için Çin aşısına karşı çıkanların tek tek sıraladıkları mahzurları göz ardı edelim ve daha çok siyasi risk üzerinde duralım.

Şu aşağıdaki soru üzerinde uzunca durup düşünmenizi istiyorum: 

“Türkiye ABD, AB ülkeleri ve pek çok başka ülke gibi Batıda üretilmiş aşılardan birini tercih etmiş ve sözgelimi iki Türk’ün ürettiği 50 bine yakın insan üzerinde denenerek yüzde 90’ın üzerinde başarılı bulunmuş aşı bizde de kullanılmış olsaydı, virüsün olumsuz etkilerinin o aşıya rağmen devam etmesi durumu ortaya çıktığında herhangi bir siyasi sorun yaşanır mıydı?”

Aşı fos çıksaydı?

Sonuçta Amerikalılar, Almanlar, İngilizler, İtalyanlar ve daha bir çok ulusun insanları gibi bizler de ilaç firmalarını suçlardık.

Aynı soruyu, tercihte yalnız kaldığımız Çin aşısı için sorduğunuzda konunun siyaseten ne kadar riskli olduğunu hemen anlayacaksınız.

Üreticisinin kim olduğu bile bilinmediği için Çinli şirketi ya da Çin devletini suçlayamayacağımıza göre, suçlayıcı parmaklar doğrudan Çin aşısını tercih eden yetkililere çevrilecektir.

Tercih edilmiş aşının diğerlerinden müthiş pahalı oluşu gibi ayrıntılar da o zaman daha fazla göze batacaktır.

Siyasi risk: İktidarın sonu

ABD’de, Trump, ekonomi yönetimi ve izlediği dış politika sebebiyle kendisini beğendiği halde virüsü ciddiye almaması yüzünden kızdırdığı kendi partisinin tabanından rakibe kaçan oylarla başkanlığı kaybetti.

Bizim seçmenlerin de içine düşürüldükleri sağlıklarını tehdit eden durumda ülke ekonomisini ve iddialı dış operasyonları düşüneceklerini sanmam, can her şeyden azizdir çünkü; ancak o iki konuda iktidar kendisini savunmakta zorlanabilir.

Virüs mücadelesinde başarısız olmuş bir ülkenin ekonomisinin ne hale düşebileceğini düşünebiliyor musunuz? Turist gelir mi öyle bir ülkeye, yabancı sermaye kapısını çalar mı?

Hani hep uyarıldığımız ‘dış parmaklar’ gerekçesi var ya, iktidara karşı iyi hisler beslemedikleri her geçen gün daha güçlü biçimde hissedilen ABD ve AB’den birbiri ardına yaptırım kararları çıktığını da bu hesaba ekleyin…

Oyuna mı gelindi yoksa?

CHP’nin iktidar ne yaparsa yapsın kendisini o yapılanı en şiddetli biçimde eleştirmeyle görevli bilen bir yetkilisinin Çin aşısı reklamına soyunduğunu görünce bu konu aklıma geldi.

İktidar cephesinin itibar ettiği gazeteler birinci sayfalarından, televizyon kanalları da ana haberlerinden CHP’li yetkilinin sözlerini değerlendiriyorlar.

Muhalefet cephesinde iktidar oyununa meraklı birileri var gibime geliyor.

Nihayet iktidar oyununun tavlaya değil satranca benzediğini fark etmiş birileri…

Erken seçim için “Haziran 2021” tarihi de verilmeye başlandı bu arada.

Christian Science Monitor dergisi her yazının girişine “Bu yazı neden yazıldı?” başlığı altında bir kısa özet sunuyor. 

Kıssadan hisse gibi.

Benim bu yazımın kıssadan hissesi şu: Trump’ın sonunu getiren korona virüsünü şaka gibi görenler ile sağda-solda sirkülasyona sokulmuş akıl almaz hikayelerle kafalarını bozanları bu yazıyla uyarmak istedim.

ΩΩΩΩ

Reklam

34 YORUMLAR

  1. global covid -19 pandemi komplosu, bir gercegi cok net bir sekilde gosterdi.iran dahil hemen hemen tum devletler emperyalist kapitalist sistemin bir şubesi gibi hareket ediyor.tek merkezden idare ediliyorlar,aynen bir şirketin şubeleri gibi.hepsi içerden ele geçirilmiş.kendilerine emredilen uygulamaları harfiyyen yerine getiriyorlar.global sistem ,corona pandemisi uydurarak global bir diktatorluge geçiş yapıyor.corona yalanları ,yasaklar,aşılar hepsi global faşizmin ayak sesleri.bu çok net gözüküyor.

  2. Amerikalardan Kanadalardan yalanlar yazanlar bir de kendi gibi düşünmeyenlere hakaret edenler. Utanır yüzünüz kalmamışsa size ne denebilir ki. Burada güya ifade özgürlüğü için yazılar yazıyorsunuz siz daha elinizde bir fırsat yokken aykırı sese hakaret ediyorsunuz. Fırsatınız olsa bir kaşık suda boğarsınız. Hangi yüzle eşitliği demokrasiyi savunuyorsunuz. Amerika kıtasından yazan abla() biden güzellemesi yapıyorsun hayırdır ya, biden daha önce neyi vardı ki biden güzellemesi yapıyorsun burda. Size hayırlı olsun bize bir faydası yok zira. Daha önceki amerikan başkanları gibi. Ha tabi size faydası var olmaz mı. O destek verecek tayyibi devireceksiniz daha. Utanmadan bir de tiyatro diyorsun 15 temmuza. Sen oynuyorsun gayet güzel tiyatroyu. Aha şimdi oynadığın şeyin adı Türkiyede tiyatro. Orda ne biz bilmeyiz. Bittabi yeni yönetmeniniz de yeni sahne açacak sizler için. En iyi ihtimalle enayisiniz. Tayyibi deviren güç sizi köçek yapar oynatır bunu görmüyormusunuz. Hadi sizin akıl kirada da sizi yönetenler de mi kör.

    • “Haçlılar namusunuza dokunmaz” diyen namussuzlardan(!) ne bekliyorsun.
      Namusları ve şerefleri CIA ye teslim ve onun emrinde saklanarak ölecekler.
      Asabiyetleri bu yüzden boşver hem çalsın hem oynasınlar

  3. Bu ne ya
    Bu kadar mı gerçekler ters düz edilir
    Sözcü gibi ultra muhalif bir gazete de çıkan aşı haberlerini bile okusanız gerçekler bu kadar ters düz edilmemiş
    Haşhaşi ordusuda sığındıkları ülkelerden veryansın ediyor konunun önemi yok

    Ne diyeyim dünyanın merkezi tam burası çalın oynayın

  4. Uygur Türklerine zulüm eden bu şerefsiz Çin’den aşıyı neden alıyoruz, batıdan alalım. İki askerini düşürdük diye Ruslar bizden basit bir ticaret ürünü olan domatesi bile almadı.Bizim binlerce soydaşlarımız , müslüman kardeşlerimiz, zulüm altında inlerken çine karşı hiç bir yaptirimimiz yok.

  5. Trum Dostlarını koruyor, ve gider ayak Türkiyeye uygulanacak yaptırım Tasarısını veto edeceğini Twitter hesabından duyurdu.
    Ne olduğunu hatırliyalım.

    ABD Temsilciler Meclisi ve Senato’nun silahlı kuvvetler komiteleri 740 milyar dolarlık savunma bütçesine onay vermesi, Türkiye’ye yaptırım uygulanmasının önün açmıştı.

      • Kendisini ve ailesını kanundan kaçırmak için, olabilir.
        Trump’ta insanlık hariç herşey mevcüt. Hırsızlık dolandırıcılık, yalancılıkta en az 10 tane doktora yapmış kadar bilgili.
        Dünyanın başından bir bela gidiyor darısı diğer belaların başına.

  6. Halka hızmet edenler, Din, Milliyet, ve Cinsiyetleri ile yaparlarsa o zaman o ülke batar.
    Yücler Yücesi,Yaratıcımız: Yarattıklarına İrk, renk, cinsiyet, ana baba seçme hakki vermemiştır. Bu insan oğlunda ve hayvanlarda’da bõyledir.
    Yalniz Hayvanlarla aramızda olan fark, Akıl,fiziksel ve seçme özeliklerimzdır.
    Onun için Din İman ve yaşam konusunda bir çok sorumluluk
    ile burlikte insan oğlun’u özgür bırakmıştır..

    Peki biz insanlar bu sorumlukkarı ne kadar yerine getiriyoruz?

    Bu sorumluklar’a uymaları gerekenler Mââlesef zerre kadar uymuyorlar.
    Bunların başında Siyasetçiler, ve
    Bası yani Gazeteciler, geliyor.
    Bunun en bariz örneğine’de bu salgında şahit oluyiruz..
    Bunu dahi siyasete ve idolojılerine alet ediyorlar.
    Şu an bu bizde tavan yapmış durumda.
    Bunun tehlikelerini bildiği için pandeminin dünyaca ÜNLÜ bilim insani Uğur Şahin iki gün önce
    Sağlığı siyasete alat etmeyin diye dünyayı uyardı.

    Bizdeki yazar ve gazeteci bozmaları! Biraz Fehmi Koru ve Ahmet Nesin’den meslek öğrensinler.
    Şu an Dünya kiprit kutusunun içerisinde herşey göz önunde jeryan ediyor.
    Bazi yazar bozmalari sahtekar ve ceplerini düşūnen siyasetçilerin kalem şörlüğünü yapiyorlar..ve halen
    daha Kominst veya Faşistlekle insanların kafasını karıştırmaya devam ediyorlar.

  7. R.T.Erdoğan siyasi hayatı boyunca ‘yalan söylemeden doğruları söylememe’ konusunda ne kadar becerikli bir siyasetçi olduğunu gösterdi. Bunun dışında azımsanmayacak sayıda yalan da söyledi.

    Siyaset zor iştir, hemen her politikacıda benzer özellikler görülebilir. Fakat şüphesiz ki bunun makul bir ölçüsü vardır ve Erdoğan bu makul ölçüleri aşırı bir şekilde aşmıştır.

    Birçok konuda halkın gerçekleri görmesi kolay olmaz hatta seçmenin çoğunluğu için bu mümkün değildir. Fakat bazı konularda uzun süre gerçekleri saklamak mümkün olmaz. Bunlardan birincisi halkın bizzat yaşadığı ekonomik sıkıntılardır ve giderek halk fakirleşmektedir. Yakında açıklanacak asgari ücrette de bunu göreceğiz. 2021 yılının öngörülen enflasyonu üzerinden bir artış yapılacaktır ve ilk defa ciddi bir tepki oluşacaktır.

    Bazen de korona pandemisi gibi olaylar bir süre sonra halktan gizlenemez hale gelir. Zira tıpkı ekonomi gibi pandemi de halka doğrudan dokunmaktadır.

    Ekonomik sıkıntılar ve salgın hastalıklar ‘değerli yalnızlık’ argümanı ile açıklanamayacak gerçeklerdir. Diğer yandan ‘yalan söylemeden doğruları söylememe’ taktiği de bir işe yaramaz. Cumhur İttifakı iktidarı artık çözüm üretemeyecek bir aşamaya gelmiştir. Bu aşamaya, gerçeklerin gücü adına Nirvana’ya ulaşmak da denebilir.

  8. Burdaki bazı yorumcular,ABD seçim sistemi ve seçmen hakkında bilip bilmeden yorum yaziyorlar.

    Trump gibi 71 kez iflas etmiş devlete 5 kuruş vergi vermemış sadece deli değíl tam sapik bir mahluk.

    O seçmenlerin maddi yardımí ile başkan oldu, onun seçmenleri genelde mafya vari zenginler ve 100,miliyon úzerinde kendi meshebinden oluşan irkçí beyazlar.

    ABD’de siyasetciler; bizdeki gibi milletin vergileri ile kendi seçmenlerine seçim meydanlarínda çay makarna dağízmazlar.
    Aksine her miting’de úlke çapında siyasetcilerın kendi seçmenler para bağışlar.
    Bu seçimde Biden ve demokırat adaylara rekor seviyede bağíş yapıldı. Trumpa’da zengin iş adamları tek başlarına 200, miliyon ve üzerinde para bağíşlarken,síradan seçmenleride zaten halen daha bağíşliyirlar.
    Biden içinde Amazon ve Sítarbaks gibi şirketler ve seçmenler bağíşladı.

    Peki Trump kazanmadíğínı bile bile neden halen daha mahkemelere falan baş vuruyor, bir eyalette 3 kez oyları saydırt’masının sebebi gider ayak seçmenlerini soymak, çünkü bu masrafların tamamí seçmen bağíşlarından ödeniyor. Şu an elinde 170 miliyon nakıt yardım parasí var ve onu iç etmekle suçlaniyor.
    Joe Biden Dúnyada demokirası ile yönetilen halklari ve idarecileri tarafından sevilen ve sayıgı duyulan Dürüst ve mütavazi biri.

    Ekibindeki gönülü çalışanlari yapacağı ve yaptığí işler hakında e posata aracılığı ile bilgilendiriyor

    Ben de onun ekibindenim, şahit olduğum kadarí ile dürüst merhametli kibar ve saygılı bir insan.
    Eğer öyle olmasaydı 78 yaşındakı birisini Dünya lideri bir úlkede halk başkan yaparmıydı?
    Trump’ın tahrip ettiği Dünyayı ancak tecrübeli ve barş sever bir politikacı başarabilir.

    Not: ABD de eski başkanlar arasında
    dürstlúğú ve sempatılığı ile ençok sevilen ve taktir edilen Obama ve onu ekibi.

    • Nurdan hanım!
      Benim ABD seçmeni ile ilgili satın alınmadan kastım salt ekonomik göstergeye göre oy kullanıp kullanmadığı idi. Ekonominin iyi olması da dikkate alınabilir. Ancak bunu nasıl olduğunun da kritik edilmesi gerekmez mi? Örneğin gelir artışı var , ancak bu torunların borç hesabına yazılıyor mu?
      Bir de Georgia eyaletinin senatör seçimleri ile ilgili tahminimiz nedir?

      • Y.K. Bey! Ben yukardaki yazıyı sizin yazınıza cevap olarak yazmadım.
        Sizin yazınızda zaten belirtmişsınız bu seçimlerde genelde Zenciler ve Latın amerkalılar’a 2, iki ibucuk miliyon para teklifleri yaptığı ortaya çıktı
        Belki birileri almıştır oda sır reklam ile Latino ve Zencileri kandırmak için, bu tip uşkağıtcılar epeyce fazla.

        Zaten geçen seçimlerde Trump kazanmadı Rusya ve ekibinin hilleleri ile elektroniç oylari çaldılar.
        Genelde, Cumhurriyet’ci Başkanlar oy çokluğu ile değil elektronik oylar ile kazaniyorlar.

        Bu sistemden dolayı, Hilleri Trump’tan 3 miliyon daha fazla oy almasına rağmen seçimi kayıp etmişti.

        Georgia’ia eyaletne gelince! Orda bu seçimlerde ilk kez 18,000 genç seçmen oy vermış ve bunların
        büyükk çoğunluğu Biden taraftarı.
        Birde ABD seçmeni genelde parti değil adaylara oy veriyorlar.
        Georgia senetör adaylarına baktığımız zaman Trump benzeri kadın adayın karşısındaki adayın şansı daha fazla gibi.
        Eğer seçmenlerin hepsi oy verirse ordada demokıratlar kazanır eğer seçmenler sandığa gitmezlerse karşı taraf daha şanslı olur.
        Çünkü, Cumhuriyet’ci seçmenler hiç bir seçimde fire vermeden sandığa gidyorlar.
        DP seçmenleri bu konuda çok tembeller.
        Latinolar ve zenciler bunların başında geliyor.
        Seçim Hille’sız olursa büyük bir ihtimal’le
        ÎnşAllah DP adayları kazanır.

        .Burada, hem genel hükümetin hemde Eyaletlerin senetörler olsun millet vekilleri olsun, hafta sonlarını bölgelerinde seçmenleri ile geçirirler ve onların sorunlarını çözerler.
        Her bir birey , rahatlıkla seçtiklerine ulaşa biliyor, zaten onlar yıllık ne yaptıklarını bölgelerine mektupla bildiriyorlar.
        Ayrıcada Hepsının bölgelerinde ofisleri var, istiyen istediği zaman gider ve sorunlarını iletır.
        Bir’de bunlar her ay bir gün seçmenlerle bir araya geliyorlar.

  9. S-400’ler Rusya’dan siyasi bir karar ile alınmıştı. Covid-19 aşısının da Çin’den alınmasında siyasi karar etkili olmuş olabilir. Zira Çin aşısı en ucuzu değil, hatta pahalılar arasında. Bir de Çin ile yapılan swap anlaşması ile ödemeler Yuan üzerinden yapılacaktır belki de. Malum MB net rezervleri eksi elli milyar dolara dayandı. Artık işimiz Çin’e ve Katar’a kaldı!

  10. Fehmi Bey,
    Güzel bir atasözümüz var: “Leyleğin ömrü…!” Son günlerde üst üste yazılarınızla bu atasözüne örnek oluyorsunuz. Tayyip bey, sizi şimdilerde unutulup giden Abdullah Gül veya rahmetli Özal gibi muteber bir muharrir kabul edip yanında taşısaydı, böyle düşünebilir miydiniz?
    Bu çizgi de yazılarınız tersinden okunuyor. İnsanlar Corona 19 mücadelesinde verdiğiniz ABD örneği de dahil asla sizin gibi düşünmüyorlar. Corona 19 musibeti günlerinde yönetimde Tayyip değil de senin düşündüğün birisi, A. Gül veya Bakiyetüssuyuf Kemali Sani olsaydı bu ülkenin hali ne olurdu?

  11. dünkü yazıyla bağlantılı olarak iktidarların sonunu getiren öncelikli sebebin, güven duygusunun azalması olduğunu söyleyebilirim. ülkemizi konu edersek korona virüs salgınında gerçek rakamların saklanmış olması ölüm oranları bu denli yüksek bir küresel pandemi de korkunç bir yanlış olmasının yanı sıra
    hepimize “rakamlar saklanıyor” gerçeğini de bir kez daha gözler önüne serdi.
    ihaleler, anlaşmalar, büyük alımlar devlet sırrı olarak saklanıyor, enflasyondan işsizliğe kadar gerçek rakamlarla da bir şekilde oynanıyor. önümüzdeki günlerde içine girmekte olduğumuz süreç nedeniyle yolsuzluk konularının çok daha yoğun ve sert bir şekilde gündeme geleceği kesin.
    insanların hizmetlere bile neredeyse hiç güveninin kalmadığını aşı tartışmalarındaki önemli bir bölümün, aşının gerçek fiyatı ve biz kaça alıyoruz başlığında tartışılmasından anlıyoruz, hayatlarımızı ilgilendiren bu kadar önemli bir konu da bile alımda yine yolsuzluk mu yapılıyor meselesine kafa yoruyoruz, ne kadar yazık.

    bu arada sayın korunun bu yazının neden yazıldı sorusuna binaen bir başlangıç yapayım, üzerinde düşünülmesi gereken her bir konuyu tek tek açarak ta bu sürece destek vereyim isterim.
    halkına karasevda duyduğunu söyleyen bir iktidar ne yapar?
    mesela vergide adalet sağlar.
    sağlamış mı?
    devletin önemli bir gelir kaynağı olan kurumlar vergisi % 40 lardan %23 lere kadar çekildi, hatta 20 ler konuşuluyor. öte yandan bu süreçte ötv ler % 20 lerden %130 lara kadar çıktı. bu ne demek? kurumlar vergisi şirketlerden alınıyor, ötv ise halktan. yani iktidar, şirketlerden ve kurumlardan vergi almak yerine vergi yükünü daha çok halka yüklüyor. dünyada en pahalı benzini, doğalgazı, otomobili, teknolojiyi türk halkı kullanıyor.
    bir türk vatandaşı bir otomobil alırken dünyadaki en yüksek vergiyi ödemektedir.
    iyi ve güzel şeyleri makul fiyatlara kullanmak bir vatandaşlık hakkı ve özgürlüğü olmalı değil mi?
    iktidarların temel görevi de bu hakkı halkın elinden almak, kendilerinin akıl almaz boyutlarda kullandığı lüksü onlardan esirgemek değil, bunu bir hak olarak vermektir.
    öte yandan,
    madem vergi de ağır yük halkın omuzlarına yükleniyor o zaman da sosyal adalet gereği halka adil paylaştırılması gerekmez mi?
    TÜRK-İŞ araştırmasına göre, 2020 Kasım ayında dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 2.516,67 TL,
    bu ülkede asgari ücret 2,324 tl.
    bir sonraki yorumda detaylandırayım.
    geniş bir zaman ayırayım.

    • didem kuz 8 Aralık 2020 At 13:30
      … „dünyada en pahalı benzini, doğalgazı, otomobili, teknolojiyi türk halkı kullanıyor.“…

      Yukarda yazdığınız, dünyada en pahalı benzin, geçimini TL ile sağlayanlar için. Siz de zaten bunu kastediyorunuz.

      Arabasıyla Türkiye’yi gezen Avrupalı bir turist için ise Türkiye’deki benzin bugün Avrupa Birliğindeki en ucuz benzin (0,75 Euro).

      Yüksek kurun etkileri…

  12. fehmi bey! öncelikle insan kılıklı malların okurlar arasına sızdığına dair istihbarat raporları var.
    – bu konuda sizi uyarayım önleminizi alın.
    – burayı da kendilerinin sevdiği lağıma çevirmeye çalışıyorlar.

  13. 1-Trump sadece ruh sağlığı bozuk biri değil, aynı zamanda kriminal bir vakıadır. Trump ile ABD üzerinde sosyal-syasal bir deney yapıldığını düşünüyorum. İnsanların parayla satın alınabilirliği, sınırları ve yöntemleri konusunda. Aslında ABD seçmeninin de ciddi oranda satın alınabilir olduğu ortaya çıktı. Trumpın sadece ekonomiye göre ciddi oy alması bunu gösteriyor. Biraz da hamaset sosu iş tamamdır. Ancak sınır ve yöntemde ABDde makarna paketinin ters tepeceği ortaya çıktı. Malum bir zenci vatandaşın sert tepkisi sosyal medyaya yansıdı.
    2-Sağlık bakanımız konusunda; ilk günkü eşime de
    açıkladığım değerlendirmem” kendi sesini duymaya duyarlı” olduğu yönünde idi.İkinci gün ise aynı saç şekli (ki ayna karşısında enaz yarım saat durmayı gerektirir) ve aynı giyim tarzı ile algıya aşırı önem verdiği yönünde oldu.
    Bu kadar yanlış bilgi veren birine, hala güvenen varsa bu kendi problemidir diyemiyorum. Bu tavırdan kaynaklanan faturaları hepimiz ödüyoruz.

  14. Yukarıdaki yorumu okuyunca insan üzülüyor .çin aşısı başarısız olursa AKP iktidarı kaybeder tıpkı trump ın coronadan seçimi kaybettiği gibi.
    Aşı başarısız olursa ölebilecek insanların sayısı niteliği vs aklımıza gelmiyor onu dert edinmiyoruz varsa yoksa AKP nasıl gider ? gider mi gitmez mi ?
    Sn Koru meselenin bu yönünü ele almadan direkt olarak AKP ye bağladığınız için size sitemlerimi iletiyorum. Yıllardır sizi okuyan bir okuyucunuz olarak sizi protosta ediyorum. Lütfen hala seçim konularını gündeme getirip insanların kafalarını gereksiz şeylerle meşgul etmeyelim. Peki AKP gitti ya sonra ne olacak kim yönetecek ülkeyi. hatırlarsınız 1980 öncesi siyasilerin beceriksizliği dirayetsizliğinden hergün onlarca kişi ölüyor du.Lütfen hatırlayın bunları . Gündemimiz seçim değil AŞ İŞ EKMEK PARASI .
    Sizi yazılarınızdan tanımasam AŞI BAŞARISIZ OLSUN DA AKP GİTSİN DİYE DUA EDİYORSUNUZ SANACAĞIM.

  15. Sokağa çıkma yasağı olmayan bir saatte etrafta fazla kişi yokken sahilde yürüyen adama maskesi niye burnunu örtmüyor diye ceza verilirken, AVM lerde adeta omuz omuza alışveriş ve gezmelere bir şey diyen yok. Yalnızca İstanbul’da iki milyon olduğu söylenen yabancıların sokaklarda cirit atmasına laf yok, sokakta evine ekmek götürmek için yumurta satan kadının yumurtaları zabıtalarca yerlere atılıyor. Çoğunun testi pozitif çıkmış köylüler karantina altına alınacakları haberini nereden aldılarsa cümbür cemaat köyü terk ediyor. Kısaca bize de bu iktidara da bir şey olmaz. Tek ümidimiz vurdumduymaz, kural tanımaz cahil halkımızın ve yöneticilerimizin koronaya yakalanıp; sağlıklı düşünenlere, kurallara uyanlara daha yaşanılır bir ortam bırakmalarında.

    • Yahya bey bu devirde sokak ortasında yumurta satan da mı varmış? İbb imamının her şey güzel olacak deyip durduğu buymuş demek ki…

      • Ha Gayret bey, bir vatandaşın sokakta bir şey satması ülkenin genel durumunu gösterir. Her kavşakta arabalara askıntı olan yerli yabancı çapulcular gibi. Çapsız imamı desteklediğim için yazıyor değilim bunu. Hep yapageldiğiniz gibi sapla samanı karıştırmayınız diye yazıyorum.

  16. Sayın yazar
    “ABD’de, Trump, ekonomi yönetimi ve izlediği dış politika sebebiyle kendisini beğendiği halde virüsü ciddiye almaması yüzünden kızdırdığı kendi partisinin tabanından rakibe kaçan oylarla başkanlığı kaybetti.” buyurmuşlar;
    Demek ki neymiş; abd seçimlerinde başat faktör ekonomi falan değilmiş!!!
    Ki tramp oylarını arttırdığı halde kaybetmiş sanki, daha önce de rakibinden az oy aldığı halde başkan olabilmişti; kısmet işte, bu sefer iyi kaybedememiş anlaşılan…
    Bu yönüyle de biraz ibb seçimlerine benziyor aslında; oylarını arttırdığı gibi belediye meclisinde de çoğunluğunu koruyan iktidarın başkanlığı kaybetmesi gibi!
    Hangisi hangisini tetikliyordu artık ben de karıştırıyorum, sayın yazar kendi savını bi hatırlatırsa sevabına; türkiyede denenmiş test edilmiş uygulamalar abd ye mi uyarlanıyordu, yoksa oralarda pişirilen usuller bize mi dayatılıyordu neydi?

  17. Özgür Özel’in Çin aşısı reklamına soyunması bana da ilginç gelmişti.

    İyi de, Özel’in şahsında Çin aşısını olumlamış ise ana muhalefet partisi CHP, iktidarın bu hatasına ortak olmuş olmaz mı? Erken olması muhtemel bir genel seçimde seçmen, “bizi bu hallere siz birlikte düşürdünüz, siyasi ikbal hesaplarınıza bir sağlığımızı alet etmediğiniz kalmıştı” der mi der. Bu hesap hatasına, çiçeği burnunda yeni siyasi partiler, farkında iseler, sevinmiş olmalılar.

    Eğer Özgür Özel’in aşı reklamı CHP’nin bir seçim politikası ise, bunun ilk seçimde CHP lehine bir sonuç alıcı etkisi olacağını pek sanmam. Türkiye’nin “muhalefetsizlik” sorununa sadece yanlış bir aşı tercihi çare olmaz ki. Daha köklü sebepleri var muhalefet yoksunluğunun.

    Hem yeni sistem ve hem de muhalefetin içinde bulunduğu durum, mevcut iktidara
    -olumsuz yığınca sorunlara rağmen- muhalefet partilerden herhangi birini bir alternatif olarak sunmuyor henüz. Muhalefet partileri, karşısındaki Cumhur İttifakına karşılık tek tek, parçalı göründüğü için seçmen de parçalı duruyor ve ittifak edemiyor. Her şeye rağmen seçmeni de ittifak yapacak bir pozisyona sokmak gerekiyor.

    İktidar ve ortakları açısından durum oldukça zayıf gözüküyor ve gün geçtikçe oy oranı aşağıya iniyor. Buna rağmen muhalefet partilerinde de bir oy artışı gerçekleşmiyor ve kararsız seçmen oy oranı neredeyse 1. sıraya oturacak.

    Bu tablo ortada iken ve muhalefetin bir kanadı erken seçim istediği, diğer bir kanadı da erken seçim tarihi verdiği halde, nasıl iktidar olunacağını ve iktidar değişikliğinin nasıl gerçekleşeceğini seçmene açıklayamıyorlar.

    Kaldı ki; uzunca zaman iktidarda kalmış olmanın, kalıcı sorunlar biriktirdiği gibi kalıcı bir kemikleşmiş ideolojik seçmen yapısını/miktarını da barındırıyor iktidar partileri.
    Parlamenter sisteme yeniden dönülecekse eğer, çeşitli ittifak modelleriyle hükümet kurmaya en yakın yine şu anki iktidar partileridir çünkü; mevcut muhalefet partileri tek başına olmayı çok seviyor.

    Trump’ı koltuğundan eden pandemiye olan duyarsızlığı idiyse de seçmen gideceği adresten de yoksun değildi, Trump’ın rakibine gidiverdi hemen. Biz de öyle mi; seçmen hangi partiye gideceğini şaşırmış durumda çünkü; ortada yığınla adres var.

    Hem iktidar partileri ve hem de muhalefet partileri için net bir tablo sunmuyor seçmen davranışları. Eğer seçmen eğilimleri iktidar partilerine net bir fotoğraf sunuyor olsa idi çok yakın bir zamanda erken genel seçim kararı alınabilirdi; o tablo net olmadığından iktidar uzatmalara oynuyor.

    Bu süreçte Bahçeli kendi kalesine gol atmazsa eğer 2023’ü bekleyeceğiz gibi görünüyor.

  18. Hükümet yetkilileri aşıyı bulan çiftle beraber görünmek istediklerini ilettiler ama aşı sahipleri etik değerleri gereği bunu kabul etmeyince avrupanın sıraya girdiği aşıları almaktan vazgeçtiler.

  19. Bu yazının neden yazıldığını CHP’li politikacının da Çin aşısını övdüğü cümleyi görünce anlamıştım, çünkü belki de Üstad henüz uykudayken Emre Uslu’nun şu vidyosunu izlemiştim:

    Watch “ERDOĞAN’IN PANİĞİ: “BATI CHP’Yİ İKTİDARA GETİRECEK”” on YouTube
    https://youtu.be/SRZ5Ro5f5xI

    Benim sorum şu Erdoğan yönetimi Çin aşısından vaz geçebilir mi? yani CB Erdoğan’ın böyle bir gücü var mı?

    Benim Türkiye’de Kore’yi Kuzey Kore ve Güney Kore olarak ikiye bölen bir politika izlendiğine dair ön kabulüm var. bunun için iktidarı güçlendirmek muhalefeti de desteklemek gerekir ki; hem iktidar hem de muhalefet destekleniyor kanaatindeyim. yoksa benimki bir şom ağızlılıktan mı ibaret.

    meraklısına Korenin nasıl bölündüğüne dair bilgiye wikipedya’da ki linkleri takip ederek kolayca ulaşılabiliyor.

    • Baran bey sn.bernarın yokluğunda uçan kuştan medet misali firari güvercinlerin videolarıyla avunuyorsun bakıyorum! Güneş gözlükleri gözü korur…

    • Emre Uslu tezini, Türkiye’nin seçmen yapısını vurgulayarak, yüzde 70 muhafazakar seçmenin CHP’ye oy vermediğini/vermeyeceğini söyleyerek çürütüyor zaten. Geriye Biden’in Türkiye muhalefetini güçlendirmenin yolu olarak CHP-HDP ve belki de diğer irili ufaklı partilerin buna eklemleyerek parlamenter bir sitemde ancak böyle bir bloku iktidara taşımak kalıyor ki, bu da çok zor.

      Çok zor çünkü; oy oranını artıran tek gözde parti İyi Parti ki, CHP-HDP ittifakını oluşturacak HDP taleplerine karşılık İYİ Parti bu blokun karşısında yer alacak ve CHP içerisindeki ulusalcı kanatta aynı minvalde pozisyon alçaktır. Yani CHP bu şekliyle iktidara zor taşınabilir. Biden, aynı zamanda Türkiye’deki hangi sistemden yanadır; CHS’den mi Parlamenter sistemden mi, bunu açıklamış değil.

      Biden, parlamenter sistemden yana ise, Türkiye’yi bu sisteme yeniden geri döndürecek ancak iktidar partilerinin kararı olacaktır.. henüz onlardan böyle bir işaret yok.

      ABD ve AB, Türkiye’de çalışacağı hükumeti kendi politik çıkarlarına bakarak ve bunu elde edeceği gerçekliği göz önünde bulundurarak seçmeye çalışır. Diktatör diye bildiği, tanıdığı Sisi ile çalıştığı gibi.

      Hem ABD hem AB yaptırımlarının gündemde olduğu bu hengamda Batı, Erdoğan hükumetini birlikte çalışmaya zorluyor, olmazsa belki ona karşı muhalefeti destekliyor alternatif olarak. Ama bu alternatifi CHP-HDP üzerinden oluşturmaya çalışması seçmende ters teper, milliyetçi/muhafazakar cepheye hayat öpücüğü sunar.

      Biden, mezkur projesini zamana yayarak gerçekleştirmek isteyecektir; CHP’den ziyade daha demokratik ve Batıcı olan, hem ekonomist hem de Batılı sermaye çevrelerince tanınan, hükümet edebilecek tecrübesi de olan Babacan, Batının Türkiye ile ilişkilerinde iyi bir seçenek olarak görülüyordur. Bu yüzden, Türkiye’nin daha demokratik Batı ile entegre bir şekle bürünmesi için Biden’in, Türkiye’deki muhalefeti güçlendireceğini ben Babacan üzerinden okuyorum.

      Sizin de belirttiğiniz gibi ne yardan ne serden vazgeçmeyi istemeyen Batı, hem muhalefeti hem de iktidarı şimdilik aynı düzeyde tutmaya çalışıyor. Ta ki, Babacan biraz daha tüyleninceye kadar.

  20. Birkaç ay önce 2021şubatında ancak aşı alınabilir deniyordu, erken alındı diye mi risk. Ahirete inanmayan biriminin aşıyı dört gözle beklemesini örnek gösteriyorsunuz.

Yoruma kapalı.