Kılıçdaroğlu’nun sürprizlerle dolu gezisi bana CHP’lilerle gittiğim iki gezide yaşadıklarımı hatırlattı

19
Reklam

CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD gezisini onunla birlikte giden gazetecilerden takip edeceğimi belirtmiştim ya, öyle de yaptım. 

Dün, CHP liderine eşlik için Türkiye’den giden gazetecilerden birinin, yorumcusu olduğu kanalın canlı yayınına bağlanarak ziyaretle ilgili izlenimlerini anlatmasını izlerken, ne kadar şaşırdığımı tahmin edemezsiniz.

Yaşadıklarını acı acı anlatması gerekirken tatlı tatlı anlatıyordu çünkü.

Kendimin yine bir CHP genel başkanı davetiyle katıldığım 2007 yılındaki Münih gezisini hatırlamadan edemedim.

Baykal ile Münih’te

Deniz Baykal, her yıl geleneksel olarak yaptığı toplantılarına Türkiye’den iktidar partisinden bakanları çağıran Uluslararası Güvenlik Konferansı’na, o yıl CHP lideri olarak kendisinin konuşmacı olarak davet edilmesini haklı olarak önemsemişti.

Zaten Almanya’daki Türk gazetecilerin gezisini yakından takip edeceğini bildiği halde, konuşacağı oturumu izlemesini arzu etttiği Ankaralı iki gazeteciden biri olarak benim de yanında bulunmamı istemişti.

Sadece konferansa katılmadım, CHP liderinin Münih’teki bütün temaslarında hemen yanı başında bulundum. 

Reklam

Kendi partilileriyle yaptığı özel-resmi toplantılarda da…

Yeni Şafak gazetesinde yazıyordum o zamanlar…

[Geziye ben kendisinden birkaç saat sonra katılabilmiştim; onun da seyahat ettiği ilk uçağı kaçırdığım için… Havaalanına gitmiş, valizimi de vererek uçuş kartımı da almıştım, her zamanki ihtiyatımla iki saat önce… Otururken aklıma pasaportumdan vizemi sorgulamak geldi. Meğer üç yıllık vizemin süresi iki hafta önce bitmiş… Valizim geri geldi, şehre indim, Almanya büyükelçiliğinin konsolosluk bölümü o arada vizemi yeniledi, heyecanlı birkaç saat geçirdikten sonra havaalanına tekrar döndüm ve bir sonraki uçakla Münih’e gidebildim. CHPli görevliler beni karşılayıp otele bile uğratmadan Baykal’ın Almanya’daki partililerle buluştuğu mekana götürmüşlerdi.]   

CHP lideriyle aynı otelde kalmıyorduk, ancak mesaimiz her sabah, Baykal ve CHP milletvekili Mehmet Sevigen’le onların otelinde kahvaltıda buluşmayla başlıyordu.

O gezi her bakımdan dolu dolu geçmişti benim için…

Yazılarım tanığımdır. [Birini okumak istersiniz diye buraya aldım.]

Kılıçdaroğlu’nun gazetecilere sürprizi

Gezisini izleyen gazeteciler ikinci gün Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir sürpriziyle karşılaşmışlar…

Reklam

Boston’daki gezinin bilimsel ağırlıklı bölümü bitmiş, o gün uçakla Washington’a geçmişler…

Uçakta bütün gazeteciler varmış, ama o da ne, sabah kahvaltıda buluştukları ve sorularına cevap da vermiş olan genel başkan aralarında yokmuş…

Washington’a vardıklarından nice sonra, gezinin belki de en renkli bölümünde bizzat Kılıçdaroğlu tarafından kendilerine haber atlatıldığını öğrenmiş gazeteciler…

Onlar Washington’a giderken Kılıçdaroğlu Boston’dan New York’a ulaşmış ve orada, Türken Vakfı tarafından yaptırılmakta olan Manhattan’daki dev binanın önünden Türkiye’ye Twitter üzerinden mesajlar geçmemiş mi?

ABD’ye yanında götürdüğü gazeteciler de bu renkli olayı cep telefonlarına inen Twitter mesajlarından öğrenmişler…

Ne büyük sürpriz olmalı gazeteci grubu için…

Aynı yorumunda, gazeteci, Kılıçdaroğlu’nun çeşitli kurumlarda yaptığı konuşma ve görüşmelerine kendilerilerinin alınmadığını da anlattı.

Öğrencilerle görüşmüş Kılıçdaroğlu, o toplantıya Türkiye’den gelen gazeteciler alınmamış… 

Gazeteciler görüşmede neler konuşulduğunu YouTube videosundan izlemişler; seyahatin safahatını Türkiye’den izleyen bizler gibi… 

Bir-iki sivil toplum kurumunda kendisi için düzenlenen toplantılara da katılmış CHP lideri, galiba Türkiye’den kendisiyle birlikte ABD’ye giden gazetecilerin oralarda bulunmalarına da izin verilmemiş…

Ne kadar garip…

Yorumcu gazeteci bu durumu fazla dert etmez görünüyordu.

Olay bana daha eski başka bir gezide yaşadıklarımızı hatırlattı.

Hikmet Çetin ile Orta Asya’dayım

Sene 1992. Aylardan Şubat. İktidarda DYP-SHP koalisyonu var. Dışişleri bakanı birkaç yıl sonra CHP’ye genel başkanlık da yapacak olan Hikmet Çetin. Sovyetler Birliği tarih sahnesinden çekilmiş, ortaya çıkan yeni coğrafyada Orta Asya’daki Türk cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını ilk tanıyan ülke Türkiye olmuş…

Hikmet Çetin, o cumhuriyetlerin başkentlerine atadığı büyükelçileri yanına alarak altı günlük (28 Şubat – 6 Mart) bir geziye çıkmıştı.

Yanında götürdüğü az sayıdaki gazeteciler arasında ben de vardım.

Daha gezinin ilk durağında bir olay yaşandı.

Grubumuzdan Hürriyet’in diplomasi muhabiri tamamen kendi kabahati yüzünden bir haberi atlamış oldu. 

Azerbaycan’daydık ve bakan ülkenin başbakanıyla görüşmekteydi. Biz gruptan üç gazeteci, diğerlerinin “Gitmeyin, bizi almıyorlar” uyarılarına rağmen başbakanlık binasına gittik, kimse bizi engellemedi, bir kapıyı açtık, a bir de ne görelim, başbakan-bakan ve heyetlerinin üyeleri toplantı halinde değiller mi?

Çıkacak olduk. Başbakan Hasan Hasanov’un “Mahzur yok, otursunlar” davetiyle görüşmeleri baştan sona izledik. Doğal olarak bu olay ertesi gün yazılarımıza da yansıdı.

Atlatma olayında bakanın hiçbir günahı olmamasına rağmen, ertesi günden başlayarak, gezi Hürriyet’te olumsuz biçimde haber olmaya başladı.

Diplomasi muhabiri kendi kabahatini bakana eziyet ederek telafi yoluna gitmişti.

İkinci günden başlayarak, bakan da, kendisiyle uçağında götürdüğü gazeteci grubu arasına mesafe koyma ihtiyacı duydu doğal olarak…

Merak bu ya, “Acaba” diyorum, “Kılıçdaroğlu’nun ABD gezisinin ilk gününde de bizim Azerbaycan’da yaşadığımıza benzer bir şeyler mi yaşandı?”

[Hükümetin en izlenmeye değer üyesi Dr. Nureddin Nebati de şu sıralarda ABD’deymiş. Onun gezisini nasıl izleyebilirim, bilmiyorum.]

ΩΩΩΩ  

Reklam

19 YORUMLAR

  1. Kılıçdaroğlu nun kendi partisindede sürpriz sürpriz üstüne..
    vekil seçiyor partili seçmen..
    üç vakte kadar bile beklemeden..
    seçilmiş partilisi üç parti değiştiriyor üçü üç yerden..🙁😯🙂
    seçmen na’psın
    başgan ne’tsin
    parti ne desin🙃.
    “gezi” kelimesi deyince..
    birşeyler geliyor milletin aklına herhalde
    ya ağaç değil diyorlar..
    ya gezmeye gidiyoz aslındeyu kandırıyorlar..
    bundan sonaa .
    asparagas haberler de yassah olacak sanırım
    hadi bir yere kıpreşinde görelim bakalım👀.
    gerçek neyse o:
    “gezmek istiyorum” de benim canım 🤗.

  2. celebi nereye giderse oranin sonu geliyor. ilginc bi adam soyadini evliya celebiden almis olmali
    seyahat ya RESULLAH DEMIŞ OLMALI

  3. NEDEN ABD YÖNETİMİ İLE GÖRÜŞMÜYOR Kİ?
    Taa ABD’ye kadar gidiyorsun yönetim ile görüşmüyorsun.
    Neymiş?
    Troller ne dermiş.
    Troller güçten anlar.
    Görüşebiliyorsan Biden ile görüş.
    Troller sövgüyü bırakır, övgüye başlar
    Bakarlar ki pabuç pahalı, derhal tornistan.
    BU NE REAKSİYONER TUTUM?
    Herşey yandaşa endeksli.
    Bu durumda sizin ne yapacağınıza yandaş karar vermiş olmuyor mu?
    Zaten bu süreçte, böyle düşük profilli bir geziyi olsa olsa yandaşlar organize edebilirdi.
    Hem etliye sütlüye dokunmayan, hem yandaşlara “ABD icazeti” malzemesi verebilecek bir gezi.
    Gar katliamı yıl dönümünde Ankara Tren Garı’nda olmak gerekmiyor mu?
    Sansür yasasını protesto için Toplumsal Muhalefet eylemi gerekmiyor mu?
    Yandaşın ne diyeceğini ben size söyleyeyim:
    –Siz ne yaparsanız yapın, yandaş,
    “muhalif olan herkesin sülâlesine saydıracak.”

  4. Baran beye teşekkür ediyorum;
    Mehmet Ali Çelebi’ye Ergenekon mağduru olduğunu hatırlatıyorsunuz. Sayenizde öğrenmiş oluyor adamcağız. Ama o da size, “Beni mağdur edenlerle kol kola giren, hatta iç içe geçen Millet İttifakı’yla işim olmaz!..” demeye getiriyor neden anlamak istemiyorsunuz?

  5. Kemal bey iyi yapmış. Ak trollerden gazetecı olmaz. Erdoğan Trump’ın davetlisi olarak gittiğinde Beyaz sarayda Basın toplantısına benzer toplantıda sözüm ona gazteci hanım Trumpa sorua sormuştu Trump’da onu parti sözcüsü zannetmışti. O kadının yerine ben utandım.
    Kemal bey, Türkev vakfının Havuz cularını yanında götürüp kendisini rezilmi edecek.

    Dün ABD de çalışan sözüm ona Dr. Ünvanın açik kimliği okumuş Ak trollerden birisi Kılıçdaroğlunu bir yerlere ocu bucu yaftalamak adına Twit atmış.
    Bende ona iki tweet attim, 1. Sinde haddini bildirdim ikincisindede bu Tweeti yazdım hemen teeetini sildi. AK trolde olsa Türkiyeli olduğu için şikayet etmeye gönlüm razı olmadı.

    Ona yazfığım yazi
    “#2. Sizin yaptığınız bu paylaşım ABD YASALARİNA GÖRE SUÇ. Ne biliyorsunuz herhangi bir suikast ihbari almadığını?ABD de yaşiyorsunuz fakat Erdoğanın tetikçiliğini yapiyirsunuz.”

    • Kemal Bey niçin Pensilvanya’ya uğramadı? Niçin Pensilvanya şeytanının malikanesi önünde bir video çekmedi?
      Niçin ‘Ey Amerika bu şeytanı bize teslim et’ demedi?
      ‘Diyebilir mi’ dediğinizi duyar gibiyim.
      Doğru, diyemez.
      Kayıp sekiz saati izah edebilir mi? Edemez!
      Niçin yanında götürdüğü gazeteciler dışındaki arkadaşlarımızı programlarına almadı? Çünkü alamaz!
      Dün demiştim, Kemal Bey’e vize çıkmış. Yahut icazet. Şimdi sırada iki Avrupa başkenti var. Londra ve Berlin.
      Az daha unutuyordum. Meral Akşener’de de tuhaf bir yumuşama hali görüldü. Cumhuriyet Gazetesi yazdı. İl Başkanları toplantısında Kemal Bey’e yeşil ışık yakmış.
      Ey Amerika! Sen nelere kadirsin!

      • çok iddiaya girme derim ben
        bak adamın kafası atar
        kahvaltıyı pensilvanyada yapar😂
        ilk soru:
        ne zaman gelcen?
        ilk teklif:
        gel seninle beraber ..
        uçağa binek..
        Adana’ya gidek..
        ya gelirse!!!🙁🙁🙁🙂🙂😯😯😯😦😦😦😂😂😂😭😭😭😭

    • Kemal Bey ABD’de ter dökerken CHP kanalı Halk TV’de Ayşenur Arslan bir çuval inciri berbat ediyor haberi yok. Ayşenur Hanım yer sofrasında yemek yiyenleri aşağılarken CHP yandaşı Metin Akpınar da yüzde 51’e cahil diyor. Kendisini de aminoasit ilan ediyor. Tabii CHP’lileri de.
      Şaka gibi!
      Kemal Bey sizinkiler aminoasitlik yaptığı sürece işin zor bilesin.
      Hey Allah’ım!
      Şu yazıp çizdiğimiz, konuştuğumuz konulara bakın hele.
      Milleti aşağılayarak iktidar olunmaz, olunamamıştır. Görünen o ki CHP’nin tek tipçi zihniyetinde, dayatmacılığında hiçbir şey değişmemiş. Aşağılamaya, ötekileştirmeye devam.
      Hiç değişmiyorlar. Nasıl değişsinler ki?
      Bu kadar dinozoru beslemeye, alkışlamaya, yüceltmeye devam edersen olacağı bu.
      Neyse, şu Kemal Bey ABD’den bir dönsün hele de bakarız sonrasına.

    • Nurdan abla yazıyı okumadınız galiba, yazarın bahsettiği elemanlar zaten karar gastesinden, i.kiraz mı neymiş adı…

  6. Saygın Koru ,

    Hayat birbirine benzer olaylar ile iç içedir. Arif olan anlar demişler.

  7. eski CHP de ne yapardınız yeniler ne eder beni ırgalamaz.
    iktidardakiler ne yapıyor! yani yönetenler bizi nassı yönetiyor? ben ona bakarım.👀
    &görüşmelerde kayıt şahit var mı?!?
    &devlet ajansı kayıtta mı?!?
    ayrıca,
    yanında gezen dolaşan devlet adamı yetkilisi partilisi!…
    son söz:
    muhalefetin gezisi, özel medyanın (tabiki devlet ve hükümet ajansları da zaten olmalı) kendi stratecisi😊.
    kendi bilecekleri iş.
    her yiğidin bir yoğurt tatlısı vardır mutlaka 🤗.

  8. KILIÇ BEY !!!!!!Pazartesi günü Boston’da MIT ve Harvard ziyareti vardı. Ama aynı zamanda resmi tatil olduğundan bu okullar da kapalıydı. Oradaki öğrencilerle bir buluşma organize edilmemiş, sadece denk gelinmiş. Neden tatil günü okula gidildi? ABD’de tatil olduğunu bilmiyorlarmış.!!!
    İŞTE BUNLAR ÜLKEYİ YÖNETECEK .NEDEN HALK HALA AKP YE GÜVENİYOR BUNLARDAN MEDET UMMUYOR HERHALDE ANLAŞILIYORDUR.

    • ABDde yaşiyorum bende bilmiyirdum. Nedenine gelince ABD nin esas sahipleri Kolombonun abdya ayak bastığı Ekimin 2. Pazartesi
      gününü tatil olark kabul etmiyorlar onlar için o gun karagün oluyor. Zaten halkta kutlamiyor.
      Siz birazda reisin gafları ile dalga geçseniz sizin için daha iyi olur.

  9. Siyaset kapalı kapılar arkasında değil meydanda yapılmalı. Açık ve şeffaf olmalı. Erdoğan 20 yıldır muhalefet partileri liderlerinin karşısına çıkamıyor. Akredite etmediği gazeteciler karşısına da çıkamıyor. Birkaç yandaş gazeteci karşısına çıkarsa da prompterden okuyor. Böyle siyasetçi mi olur. Buna demokrasi mi denir. Kılıçdaroğlu ve diğer muhalefet partileri artık bu ezberi bozmalı. Batılı demokrat siyasetçiler gibi gerçek reel siyasetin içinde olmalı, şayet Başkan olacaksalar ve adaysalar. Artık sıkıldık bu eski moda, ezberci, prompterci, bağıra çağıra siyaset yaptığını zanneden basit kasaba politikacılarından. Biraz dünyaya baksınlar. Kılıçdaroğlu iyi yerden başladı ama eski moda davranmaktan vazgeçmeli.

    • Ender bey hem “Siyaset kapalı kapılar arkasında değil meydanda yapılmalı.” diyorsun hem de “Kılıçdaroğlu iyi yerden başladı ama eski moda davranmaktan vazgeçmeli.” diyorsun;
      iyi güzel de abd gezisinde uçağı bırakıp gastecileri atlatıp çölün ortasından geçen karayolunda bir arazi aracıyla arazi olmak nasıl bir şeffaflıktır, nasıl iyi bir başlagıç oluyor ki?
      Dönüşteń çölün ortasındaki tex-mex barlardan birinde buluştuğu yüzleri maskeli elemanlar bana bazı tapeler kasetler verdi yine diye ortalığı birbirine katarsa noolacak?
      Çamur siyasetinden de sıkılmadın mı biraz?

    • CHP Lideri bir dış gezi yapamaz mı? Elbette yapar. Üst düzey görüşme yapar mı? Kesinlikle yapabilir. Ancak bunun yolu reklam ajansı aracılığıyla randevu istemek değildir. Partinin dış ilişkilerden sorumlu kurmay ismi (Ünal Çeviköz mesela) Washington Büyükelçimiz Murat Mercan’la temas kurar, bu ziyaretin çerçevesini Devletin bilgisi dahilinde şekillendirir. Örneğin, siz Temsilciler Meclisi Başkanıyla görüşme talep ettiğinizi bildirirsiniz, konu başlıklarını da her iki devlete iletirsiniz, sohbetin içeriği yine sizde kalır. Bunun yolu budur…

      • Erdoğan memurlarına Kılıçdaroğlu için görüşme ayarlartır mı, hadi randevu almalarına müsade etti diyelim Erdoğan için görüşme ayarlayamayanlar Kılıçdaroğlu için nasıl ayarlayacak bu bir.

        İkincisi de, koskoca devlet Kemal Kılıçdaroğlu’nun sekreteri mi de randevu işleriyle uğraşacak. Kemal bey kendi ekibine randevu aldırsa bütün görüşmelerini de gazeteciler an an saat saat takip edip haberleştirse hem devletin hem de milletin bilgisi dahilinde olsa olmuyor mu.

  10. “Yorumcu gazeteci bu durumu fazla dert etmez görünüyordu.

    Yaşadıklarını acı acı anlatması gerekirken tatlı tatlı anlatıyordu çünkü.

    Merak bu ya, “Acaba” diyorum, “Kılıçdaroğlu’nun ABD gezisinin ilk gününde de bizim Azerbaycan’da yaşadığımıza benzer bir şeyler mi yaşandı?”
    BU GEZİDE
    “Diplomasi muhabiri kendi kabahatini bakana eziyet ederek telafi yoluna gitmişti” DİYEBİLECEĞİNİZ TÜRDEN BİR TEPKİ/YAYIN DA GÖRÜLMEDİĞİNE GÖRE DURUM BİRAZ DAHA FARKLI GALİBA…
    BUNDA MERAK EDİLECEK NE VAR ALLAAŞKINA, BÜYÜK İHTİMAL GANDİ KEMAL UÇAĞI KAÇIRMIŞTIR:)
    SEÇİM SANDIĞINI BİLE BULUP OY KULLANAMAYAN BİR LİDER TASLAĞINDAN DA BAŞKA NE BEKLENİR Kİ?
    ALLAHTAN BİR DE NEVADA ÇÖLLERİNDE KAYBOLUP GİTMEMİŞ, HEPSİNE BÜYÜK GEÇMİŞLER OLSUN!!!!
    O GASTECİ TASLAĞI DA ORALARDA UYGUN FİYATA BİR AYFON FİLAN ALABİLDİYSE BELKİ ONUN İÇİN ÖYLE BALLANDIRA BALLANDIRA PAYLAŞIYORDUR DURUMU,
    EH GÖREVİNİ DE LAYIKIYLA YAPMIŞ ANLAŞILAN,
    KAHVE DÖVÜCÜNÜN HINK DEYİCİLERİ…

Yoruma kapalı.