Mehmet Şimşek’in ilk icraatı ‘refah’ yolunda bir adım sayılabilir mi? Kuşkularım var… 

30
Reklam

“Dağ fare doğurdu” diyen de var, “Başlangıç için umut verici” diyen de…

Merkez Bankası’nın Para Politikası Kurulu (PPK), dün, sürekli düşürülmesine alıştığımız faizin oranını %8,5’tan %15’e çıkarma kararı aldı. Kararın açıklanması sonrası yapılan yorumlar hayli karışık. 

O karışıklıktan benim çıkardığım sonuç şu: Ekonomiyi sıradan vatandaştan daha yakın takip edenler kararı tatmin edici bulmadılar…

Hayal kırıklığı TL’nin dolar karşısında kısa sürede %4 kadar değer kaybetmesine yol açmış görünüyor.

Kararı veren PPK üyeleri, kararlarına eşlik eden açıklamalarında, faiz artırımının bundan sonra da devam edeceği imasında bulunuyorlar.

Benim kanaatim şu: PPK dün faizi %15 oranına değil de daha yüksek bir orana artırma cesareti göstermiş olsaydı da, kararları tepkiyle karşılaşacak, piyasalar dünkü kadar olmasa bile yine de olumsuz tepki verecekti.

Türk ekonomisinin sorunu vaktiyle ‘faiz’ ile yakından irtibatlıydı belki, ancak sorun aradan geçen süre içerisinde devasa boyuta ulaştı. Faizde indirim-bindirim ekonomide var olan sorunu ne artırır ne de ortadan kaldırır.

Dünkü karar, yeni hükümetin hazine ve maliye bakanı Mehmet Şimşek’in görevi üstlendiği gün yaptığı, amacın ‘refahı artırmak’ olduğu ve bunun yolunun da ‘rasyonel politikalardan geçtiği’ vaadine yine de ters düşmeyen bir ilk adım. Esas bundan sonra temel sorunun çözümü için neler yapılacağına bakmak gerekiyor.

Reklam

Refahın artırılması için atılması gereken pek çok adım var.

Faizin artışı muhalefeti yeniden ‘nass’ konusunu hatırlatmaya sevk etti.  

“Nass nerede kaldı?” diye soruluyor…

Aslında, Türkiye’de yaşanan ekonomik sıkıntılara dikkatle yaklaşıldığı takdirde, ‘nass’ ile ifade edilen ‘faiz’ ile resmi olarak uygulanan faiz arasında bir ilinti bulunmuyor.

Enflasyonun resmen %50 civarında olduğu bir ülkeyiz ve bunun altındaki her faiz oranı ‘nass’ ile kastedilen dini yasağın dışında kalır.

Bir yönüyle, din/ler/in ‘faiz yasağı’ ile önüne geçmek istediği ne ise, Türkiye’de tahammül edilemez boyutlara tırmanan enflasyon tam da onu yerine getiriyor.

Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yaparak…

Yoksulluğu yaygınlaştırarak…

Reklam

Paradan para kazanmanın adıdır çünkü faiz.

Önceki hükümet döneminde devreye sokulan ‘kur korumalı mevduat’ (KKM) uygulaması böyle bir formüldür. Parası olanlar KKM sayesinde kısa sürede mevcut paraları kadar bir getiriye kavuştular.

Merkez Bankası’nın 27 hafta boyunca uyguladığı düşük oranda faiz, yine Merkez Bankası’nın teşvikiyle bankalar tarafından müşterilerine teklif edilen KKM yanında çerez parası gibi kalmaktaydı.

Galiba yeni dönemde o yanlışlıktan dönülecek.

‘Nass’ konusuna önem verenler, hükümetin 1,5 yıl boyunca uygulanan vahim KKM yanlışlığından dönmesi gerçekse, bunun için bayram edebilirler.  

Faiz konusunda hassasiyeti bulunan kişiler ve çevreler dikkatlerini enflasyon üzerinde yoğunlaştırmalı, onun mümkün olduğu kadar aşağıya indirilmesi için verilecek bir mücadeleyi desteklemelidirler.

Enflasyon nasıl aşağıya indirilebilir?

Bu soruya cevap teşkil edecek tek bir formül var: Ekonominin yapısal sorunlarını çözmek ve ülkeyi yeniden demokratik zemine geri döndürmek…

Demokrasi konusunda girilen yanlışlardan dönülmezse, ekonomi görece olarak rayına oturmaya başlasa bile, beklenen ideal sonuç olan ‘refaha’ ulaşılamayacağı bilinmelidir.

Mehmet Şimşek herhalde bunu bilir.

Peki yapabilir mi?

Onun görev süresinin başlangıcında alınan ilk ekonomik karara yöneltilen tepkilere bakılırsa, bu soruya hemen “Yapabilir” cevabını vermek çok zor. 

ΩΩΩΩ

Reklam

30 YORUMLAR

  1. ekonomide su akar yolunu bulur bir şekilde piyasalarda denge sağlanır. Bundan sonra akparti için önemli olan belediye başkanı adayları. Eğer tepeden inme adaylarla seçimlere gidilirse Akparti için İstanbul ve Ankara’yı almak zor olur. yerel seçimlerde bakanlık başbakanlık vb. heyecanı sönük kişileri aday gosterilirse kazanmaları zor. vatandaş genel seçimlerde terörle işbirliği nedeniyle muhalefete oy vermedi ama yerel seçimlerde akpartinin gözünün yaşına bakmaz karnı tok sırtı pek adaylara oy vermez. benden söylemesi. istanbul için aday olmayı en fazla hak eden Tevfik Göksu dur. ve aday yapılmazsa Akparti nin kazanmascok daha zor olacaktir İnşallah Reis bunu dikkate alır…

  2. Sayın yk “Bu iktidar hukuka döndüğü gün, iktidarda bir gün bile kalamaz.” buyurmuşsunuz da, tahminen ne kadar zaman sonra bu öngörünüz vuku bulabilecektir acaba?
    20 yıl sonra, 30 yıl sonra?

  3. Refahı artırmak nassı olur? Muktedirler neyi neylerse güzel eyler?🤔 memoli
    Faizi 19’a çıkaramaz mıydı?ı, ı IHHHH!!
    çıkaramazdı😊. O zaman dümenin başına geçmiş olurdu🤗.
    Millet kazanır mıydı? Millet yine kaybederdi😡. İttifaklıda olsa ittifaksızda.!
    Peki şimdi kim kazandı? Kazanıyor??
    Muhalefet başına sorun🙂 onuda.
    Benim gördüğüm,
    Parasına para katmayı bekleyenler!😡,
    Umutları suya düştü 😂
    Emekliler! Mi dediniz?
    Valla 2000 yattı k.baş 7000 dedi satıcı😯
    Emekli 15 bine niye hayır dedi?!?! Ermedi benim aklım,
    O da cabası.😯🙃🤔

  4. yazar ekonomiyi değil çıkarları gözeterek beyanda bulunmuş nass ile faiz arasında ilinti yok demiş yani bilinen gerçeklerden uzaklaşıp uydurduğu yalanları kanıksamamızı istiyor doğrular sadece yazar ve çevresini oluşturan sermaye ve siyasilerin gücüne güç katacak doğruları benimseyip kendi haklarımızı ve menfaatlerimizden uzaklaşmamızı hedeflemiş…

    yapısal sorunlar reformlara değiniyor herkes nedir bu yapısal reformlar… ülkenin fabrikalarını yabancıya satıp yabancıların ülkemiz kaynaklarını ucuza aldıkları fabrikalarla avrupa piyasasına yaptıkları ihracat sayesinde kendi enflasyonlarını regüle etmesi mi 1 lt yağı 5 eur lara çıkmış iken gelip türkieydeki yağ fabrikalarını satın alarak 10 cente mal ederek yağ litre fiyatını 1 eur lara geri çeken avrupamı yoksa fabrikalarını satan türkiyemi kalkındı bunu anlayabilecek bir halk kitlesi varmı ? yok tabiki…

    yanı sıra ingiltere ile yapılan swapların ülke ekonomisinin aleyhine çalıştığını bankalara gayrimenkul sertifikası alım zorunluluğu getirilmesinin çapraz olumsuz etkilerini değinmek gerekmiyor mu

    devlet planlama teşkilatı ne iş yapıyordu diyenler bildiklerinden değil niyetlerinden konuşuyordu, ekonominin temel yapısı senin el yeteneğin zeka yeteneğin fikri mülki hakların ne kadar gelişmiş ise köylerinde tarımsal kooperatiflerin ne kadar gelişmiş ise çiftçiyi üretim kabiliyetine geliştiren sanayide iş yetneği kabiliyeti gelişen markalarını yaratabilen teknolojiyi keşfeden kullanan ticaret o kadar çok katma değer kazandırırsın sahip olduğun kamu ikjtisadi teşekküllerin ve lokomatif firmaların ülkenin dört bir köşesinde be dinamizmi ülke menfaatine kullanarak sermaye kazandırır ki bu durum öle değil ne yazıkki tamamen yabancı sermayenin sömürüsü altındayız ve faiz artırmayla azaltmayla dövize yön verilebileceği sanılan ahmaklık içindeyiz…

  5. BUGÜN DE DOLAR YAKILDI MI?
    Gün içinde 25,73 TL “yi gören dolar kuru, an itibariyle 25,07 TL ‘den işlem görüyor.
    Arka kapının çalışıp çalışmadığını kimse bilmiyor.
    Çalışmış ise hangi kur üzerinden, kimlere ne kadar satış olduğunu da bilen yok.
    Kısaca eski tas, eski hamam.
    Tabii ki, terleyenler de eskiler.

    • -Türkiye bankalar birliği başkanı açıklanan parasal sıkılaştırma kararının konuşulduğu toplantıdan çok verim almış, çok faydalı bir toplantı olduğunu söylemiş.

      – az önce tivitır allamelerine göz gezdirdim, en sert yorum şöyle; “6 ayı bulmaz, Eylül Ekim gibi MB kasası iflasını açıklar. Vaziyet alın bir yıl içinde erken seçime gidebilirler.”

      – “maliye bakanı Mehmet şimşek yanına CB yardımcısı Cevdet Yılmaz’ı da alarak BAE’ne para bulmaya gitti.”

      -“12 temmuzda Amerika enflasyonu açıklanacak, enflasyonun çakıldığı ortaya çıkacak ve Fed sert açıklama yapacak, bağımsız MBankacılığı böyle bir şey.”

      Bu da benim yorumum:

      oyunun adı küresel ekonomi savaşları ise ve Türkiye çarkı çevirebilecek kadar kaynak bulmakta zorlanıyor ve parasal sıkılaştırma politikası uygulamaya başlamışsa (ki bu zorunluluk haber altı okur yorumunda dendiği gibi “Cafer bez getir” durumu ise..) Doğu Perinçek’in mevzisi… ülkücülerin kızılelması…erdoğanın dünya liderliği… islamcıların güzel hülyaları… Bayraktarların dronları…TOGG’un fabrikası… erdoğanın ekonomistliği… daha neler neler… hepsi… batan geminin malları yok mu kapanları!

    • İlk önce Rusya vagner savaşı ile ilgili tartışmaları gördüğüm halde olayın ciddiyetini yeni farkediyorum. Vagner rusyada darbe girişimi başlatmış. Herkes bunu konuşuyor.

  6. Fehmi hocam. Bize kılıçdaroğlu’ ndan bahset.
    Sık sık. Meral analizleri de bekliyoruz.

  7. Dünya da eğitime en çok para harcayan ülkeyiz. birileri ekonomiyi öğrensin diye milyarlarca dolar harcadık. Ne fedakar milletiz ama!

  8. NASS I IZRAR

    Yazar ekonomik üzerinden bu sefer hükümeti yıpratma hedefinde. İki günlük başlıklara bakın. Oysa kendisinin en uzak olduğu alan ekonomidir. Lakin futbol gibi ekonomi de herkesin rahatça ahkam kesebileceği bir alan oldu.

    Benim ekonomi ile ilgili bir görüşüm var. Bu görüşüme bu güne kadar katılan kimseyi görmedim. En yakın arkadaşlarımı bile inandıramadım. Cevap veremezlerse bile ellerini boşver anlamında sallayıp, yok yaa diyiveriyorlar.

    Pandemi dahil türkiyede hiçbir zaman ekonomik kriz olmadı. Gerçek anlamda bir ekonomik kriz benim bahsettiğim. Akparti iktidarında esnaf nasıl bir birikim yapmışlarsa pandemide iki yıl dükkan açmadıkları halde krize girmediler. Benim kriz göstergem; piyasanın iş yapamaz hale gelmesi, insanların ekonomik güçlüğe düşüp ikinci evlerini, yazlıklarını, arsalarını, arabalarını yarı fiyatına, yok pahasına satmak zorunda kaldıkları durumdur. Yıllarca yazarın ekonomik kriz ihtarı ile yakında bende yarı fiyatına ucuzlayan yazlık, araba alabilir miyim diye sabırla bekledim. En çokta geçen yıl millet açlıktan ölecek ama neyseki bu sene boğazda balık çok millet balık tutarak karnını doyurduğundan fazla ses çıkarmıyor yazdığı gün umutlanmıştım. Her zamanki gibi umutlarım yine boşa gitti.

    Ben gerçek anlamda bir ekonomik kriz görmedim, siz yazlıkların, ikinci el arabaların, ikinci el dairelerin, arsaların ucuzladığı bir an gördünüz mü?

  9. Faizi indirmekle bindirmekle ekonomi düzelseydi onu ninem de yapardı!
    Fehmi Beyin , yazının son paragraflarında belirttiği yapısal ve demokratik sorunlar halledilmeden yani içiçe girmiş olan ülke sorunları topyekûn ele alınmadan düzlüğe çıkamayız!

  10. Fehmi beyin daha önceki bir yazısına yaptığım bir yorumumda da bahsetmiştim.

    Kanaatime göre Kuran’da bahsedilen ve haram olduğu ifade edilen faiz, enflasyonun kat kat üzerindeki tefeci faizi.
    Bu çıkarımsamayı da Google translate’ten yararlanarak yapmıştım. Translate’te Türkçe’den Arapçaya kısmında faizin arapça karşılığını sorduğunuzda faide, Arapça ربما (riba) kelimesinin Türkçesini sorduğunuzda da tefecilik çıktığından bahsetmiştim.

    Kanaatimce Türkiye’deki dindar camiadaki temel sorun tam da burada başlıyor. Evet nass var, Kuran’da faiz haram diyor, ama enflasyon oranından kat kat yüksek ve fakirin daha çok ezilmesine neden olan ve enflasyonu büyüten tefecilik bağlamındaki faiz haram. Enflasyon oranını geçmeyen miktardaki faizin haram olmadığını düşünüyorum.

    Bu ayrımı bilmeyen/ göz önüne almayan insanlar, haliyle kulağı tersinden tutuyor ve şahıslar arası borç alışverişlerinde döviz veya altın vb. alma-verme yollarına gidiyor. Oysa aralarında enflasyon oranında bir miktarın da borca ilave edileceği konusunda anlaşsalar, bu durum borç vereni de enflasyon karşısında koruyacağı için daha İslami olacak.

    Burada iki kuruma büyük görev düşüyor. Birincisi hükümete- devlete. Enflasyon oranının, topu taca atmadan en doğru haliyle TÜİK tarafından belirlenmesini sağlamak. Devlet/ TÜİK eğer bunu yapmazsa, 85 milyon insanın kul hakkına gireceğini göz önüne almak.

    İkincisi Diyanet İşleri Başkanlığı’na. Devlet tarafından gerçek değeri belirlenmiş enflasyon miktarınca belirlenecek faiz miktarınca bir bedelin/faizin, borç alışverişlerinde kişiler arasında alınıp verilebileceğinin caiz olduğunun Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından belirlenmesinin sağlanması (Böyle bir kararı varsa beni bağışlasınlar).

    Türkiye’deki faizle ilgili sıkıntıların böylelikle önüne geçilebileceğini düşünüyorum.

    Ancak buna itiraz da edileceğini düşünüyorum.

    Ayette geçtiği üzere faiz, وَاَحَلَّ اللّٰهُ الْبَيْعَ وَحَرَّمَ الرِّبٰواۜ (ve ehallallâhul bey’a ve harramerribâ) Allah alışverişi helal, ribayı (tefecilik) haram kıldı şeklinde ifade edilmektedir. Denilebilir ki, içkide olduğu gibi, faizin de azı da çoğu da haramdır.

    Burada da akla şu durum geliyor: Enflasyonun bulunduğu bir ortamda, arkadaşına kendi para birimiyle borç vererek iyilik yapmak isteyen bir kulunun zarar etmesini Cenabı Hak niye istesin ki. İki tarafı da koruyan bir miktarda faiz oranının belirlenmesi işte burada devreye giriyor.

    Yaklaşık 15 yıldır, Ramazan ayında Kur’an-ı Kerim’in 1 kere Arapçasını 1 kere de Türkçesini okuyan, liseden imam hatip mezunu, 30 yılı aşkın akademik geçmişi bulunan bir siyasal iletişimci olarak Kur’an’ı Kerim’den benim çıkarımsamam budur.

    Not. Temkini elden bırakmamakla birlikte, herkesin de Kur’an’ı anlayarak okumasının ve hayatına ona göre yön vermesinin doğru olduğuna inanıyorum.

    kuranmeali.com sitesi, Türkçe veya İngilizce yazılmış pek çok Kur’an-ı Kerim çevirisini istifadeye sunmuş, yararlanilmayi bekliyor.

    Yukarıda ele aldığım faiz- riba ( tefecilik) açıklaması, İsmail Yakıt mealinde de benzer şekilde ele alınıyor.

    Cenabı Hak Kur’an’ı Kerim’de defalarca افلا يعقلون (akletmiyorlar mi?) veya افلا تعقلون (akletmiyor musunuz?) buyuruyor. Bendeniz Kuran’da Cenabı Hakkın istediği, Kur’an’ı okuma, anlama, akletme vazifemi yerine getirmeye çalışıyorum.

    .(الله ورسوله اعلم) Allah ve Resulü daha iyi bilir.

    • “Burada da akla şu durum geliyor: Enflasyonun bulunduğu bir ortamda, arkadaşına kendi para birimiyle borç vererek iyilik yapmak isteyen bir kulunun zarar etmesini Cenabı Hak niye istesin ki. İki tarafı da koruyan bir miktarda faiz oranının belirlenmesi işte burada devreye giriyor.”

      Eskiden Enflasyon yoktu Alınan Şeyde Giyim ve yiyecekti Genelde Trampa yapılırdı. İmam azamın öğrencisi para korunmalı fetvası olacaktı. Bu fark Faiz olmuyor. Yada 10 senelik sana para vereceğim o parayı ya döviz yada altın hesabından veriyorlar.

      Faizsiz Bankacılık (katılım bankalar(Kuveyet Türk……)) var Bunlarda para veriyor Kar payı diyorlar.
      Banka sizin hesaptan (Agrıdasınız) (İstanbulla) para Gönderiyor bunun gibi insanına Hizmetten eden noktaları var Tabiki Bankanın giderleri var(Çalışan ve Kira masrafları) Bunu katılım bankalar masraf parası Diğer bankalar faiz parası diye alıyor.

      Yani Demek istediğim Diyanetten 50 Temiz profosörler bir araya gelip Bu konuyu incelemeli. Bizide Büyük Günahtan kurtarmalı.

    • küçümsediğin İHL ile siyasal ı karşılaştır manız çok cahilce dir.
      meal okumakla hoca olunmaz.
      akademik çalışmanın içinde isen de sadece kendi branşında konuş.
      Senin mantığına göre eline üstarayı alan Berber de olur. Dr. olur ameliyat da yapar.

    • Daha önce Ali Namlı komutan buna benzer bir yorum yazmıştı başka bir sitede, ben de ona bu faiz konusu özel ihtisas gerektiren bir konu olduğu için düşüncelerinizi beyan ederken iddiadan sakınmalısınız çünkü sizin yazdıklarınızı yeterli bulup buna göre amel edecek insanları da yönlendirmiş oluyorsunuz deyip daha fazla söyleyeceklerim olduğu halde üzerinde düşünmeye fırsatım olmamıştı. Çünkü konu çok derin en az iki yıllık AÖF bitirecek kadar okuma yapmak gerekiyor.

      İslam dininin ruhunu kavramadan üzerinde rahatça konuşulabilecek bir mesele değil faiz enflasyon meselesi. Zira enflasyon da İslami prensiplere uyulmadığı durumlarda ortaya çıkar, faiz zaten kesin haramlardan biri.

      Ekonomi üzerine konuşanlar ekonomi dilini kullanıyorlar, ekonomi dili ise seküler düşüncenin ürettiği bir dil. Faiz de seküler düşüncenin ürettiği bir kavram. Ben dil bilmem ama zannımca faizin islam literatüründeki karşılığı riba olmalı veya faizin başka bir kelimeyle ifade edilmesi durumu değiştirmez. Alkol haramdır. Alkolün azı ve çoğu arasında ciddi farklar var. Günde bir bira alışkanlığı olan insanlar var ki yemek için parası olmasa bile o bir tane birayı bir şekilde bulur ve içer. Bir de bunun bağımlısı var ki o da her gün bir şişe ağır alkol içmeden uyuyamaz. Bunun ikisi de haram olduğu konusunda hiç bir şüphe ve tartışma yoktur.

      Faiz de böyledir azı da tefecilik boyutundaki çoğu da haramdır, bunda da hiç şüphe ve tartışma yoktur.

      E o zaman tartışma nerden çıkıyor?

      [Tartışmanın kaynağını şimdi soruyu sorunca buldum yazmaya başlarken aklımda yoktu:)]

      Alkol bireysel bir günahtır. Evinde alkol yapar içersin günahı sadece sana yazılır fakat faiz toplumsal bir günahtır. Zina gibi en az iki kişiyle işlenen toplumsal bir günah.

      Toplumlar faizi alışkanlık haline getirdikleri için kanıksamadan dolayı haram olmadığı fikrine daha yatkın olabiliyorlar

      (Faizin haram olduğu ilk zamanlarda enflasyon var mıydı ben bilebilecek durumda değilim ama erdoğanın ilahiyat şeyhisi erdoğanın kulağına eskiden enflasyon yoğ idi amma faiz var idi deyip “faiz sebep enflasyon sonuç” diye telkin etmiş olabilir netekim. Bunu da ben bilebilecek durumda değilim. Yani başlangıçta tefecilikle başlayan faiz yaygınlaştıkça enflasyonu mu doğurmuş yoksa enflasyon faizden bağımsız olarak ama benzer duyguların ortaya çıkardığı bir şey midir bilemem)

      Konu çok çetrefilli olduğu için uzatmak da istemiyorum ama faiz enflasyona denk olduğunda haram olmaktan kurtulur mu sorusuna cevap bulmak gerekir sanırım. Faiz enflasyona denk olduğu durumda faizi haram kılan sebep ortadan kalkar mı? Bana sormayın ama bence kalkmaz.çünkü ikisi de ortalama ile tespit edilen kavramlar. Yani haram olmaktan kurtulması için her şartta sabit olması gerekir ki bu da mümkün değil.

      Yazarın dediğinde bir çelişki yok, yani enflasyon 50-90-130 ise bunun altında kalan faiz normal faiz gibi değerlendirilemez bu eksi faiz kategorisinde değerlendirilir galiba ki eksi faizin dinen hükmünü bilemem ama eksi faiz durumunda da bankalar kredi vermeyecekleri için gene haram kategorisinden kurtulamaz galiba. Faizsiz bankacılık bu konuların ihtisas sahibi uzmanları tarafından çerçevesi belirlendiği için daha güvenli ama onların da hepsi güvenli değil. Bir de faizsiz ev araba sahibi yapıyoruz diyerek milletten 3sene 5 sene boyunca para toplayıp da yüksek enflasyonu parasını senelerce işlettiği garibanın gözüne sokarak “e be kardeşim senin 5 senedir ödediğin para 100 bin lira en kötü ev ise iki milyon lira ben sana şimdi nasıl ev vereyim” diyenlerin ise yatacak yerleri yok:)) çok üzülüyorum bu helal düşkünü garibanlara! Asgari ücretli biri üç senedir her ay ev hayaliyle düzenli 1000 lira ödediğini ama şimdi hiç bir şey alamadığını motosiklet bile alamadığını söylüyor.
      Gene gevezelik ettim ama asıl söylemek istediğim tek cümleydi aslında; faizin haram olması başka bir şey, haram olan faizin yönetim enstrümanı olarak kullanılması başka bir şey. Benim gibi sıradan vatandaşların bu ayrımın farkında olarak bu konuları takip etmesinde yarar vardır herhalde.

      • “..faizin haram olması başka bir şey, haram olan faizin yönetim enstrümanı olarak kullanılması başka bir şey…”
        Sihirli ana fikri bulmuşsunuz! ama farkında değilsiniz🤗
        İslamın tam da barmak bastığı yer burası zaten.
        Faizi ekmek su gibi ihtiyaç haline getirirsen, fabrikayı satar faize yatırır/ verirler! Onca çalışan ve aileleri işini kaybeder😡.!.
        Yönetenlerin eline geçen koz ve kuvveti
        -önce kamunun parasına faiz oranı ile oynayarak İSTEDİĞİ KESİME! aktarır milletin parasını!!!😡
        -sonra komisyon almalar girer devreye😯!.
        -BAKAR Kİ PARA PARAYI ÇEKİYOR;
        BASABİLDİĞİ KADAR PARA BASAR! YETMEDİ, KATAR KATAR ONDAN BUNDAN BORÇ GETİRİP:
        Hem seni borçlandırır!
        Hemde parasına para KATAR😡

    • Kısaca aşırı yüksek enflasyonun haramlığı faizin haramlığını önemsiz hale getirdi derseniz benim hiç bir itirazım olmaz. Yaparsa akparti yapar der geçerim:))

  11. Parasına para katmak isteyenlere göre mi
    Parası olmayana para basıp vermek mi??
    Borç yapıp yapıp ödeme zamanı çamura yatmak çeşidi aramak mı
    Borcu başka yerden alıp kapatıyor görünmek mi???
    Senin olmayan parayı paranın asıl sahibi ve yükümlüsüne vermek mi
    Biraz daha tırtıklayıp komişınını alıp tüymek mi????
    Benim tespitim ise net:
    -Parası olupta koskoca devleti parmağında oynatan bir kesimle aşık atmaya kalkıp,
    onları durdurmaya çalışmak!!! Ne kadar mümkün olabilir ki?
    -Fakir fukara nın garip gurebanın sırtıntan para kazanıp servet yapmanın, kime ne yararı olur ki?
    -Öksüzün yetimin gencecik çocukların ÂH’ını almaktan korkmamak! kimi ateşten koruyabilir ki? (Yanmayan kefen ve terlik?)
    GELİN BİZ YAZARIN TESPİT VE TALEBİNE KULAK VERELİM EN İYİSİ:
    “…enflasyon üzerinde yoğunlaştırmalı, onun mümkün olduğu kadar aşağıya indirilmesi için..”
    Başka çaremiz de yok gibi🤗.

  12. Faizin 6,5 puan artırılması bundan sonraki dönemlerde de oransal olarak artırılacağını gösteren bir işarettir. Sanıyorum daha önce rasyoneiteden uzak yapılan yanlışlardan da dönülecektir. Peki çözüm olur mu umarım olur. Kısa vade de olması zor tabi bekleyip göreceğiz nasıl olsa alıştı bu toplum deneme yanılma yöntemlerle yaşamını sürdürmeye. Çözüm odaklı rasyonel politikalara dönüş diğer alanlarda da mutlaka gerçekleşmeli ancak bunun zamanını kestirmek epeyce zor görünüyor. Ne diyelim başlangıç için fena sayılmaz. Refaha ulaşma meselesi ise onu konuşmak için henüz çok erken.

  13. Her alanda çöküşü izliyoruz. Artık faiz artışı da istenen beklentiyi yapmayıp doları yani sonuçta enflasyonu artırıyor. Çünkü güven bir kez gitti mi gelmesi zor. Körfezlerde para aramaya gitmiş hazine bakanı. Zor dostum zor.

    Herşeyin başı adalet ve demokrasi yazarın da belirttiği gibi. Gözümüzün önünde adalet her gün katlediliyor ve kimsenin sesi çıkmıyor. Altı yıldır suçsuz yere hapis yatan Kavala, anayasa, kanunlar, uluslarası sözleşmeler gibi her türlü koruma zorla ve zorbaca yok sayılarak bir kişinin emriyle esir tutuluyor. Suçu kesinleşmediği halde, o bir kişi meydanlarda Kavala’yı suçlu ilan ediyor, yargıya emir veriyor, o da yetmemiş şimdi de filmini çektirmiş TRT’ye. Rezaletin boyutu sınırsız. Bu film çekme işini FETÖ’den öğrendiler. Onlar da senaryolarını gerçekmiş gibi sunmak için aynı dalaverelere başvururlardı. Yani sonuçta düzelme ihtimali olan hiç bir şey yok. Halkın yarısının bu kifayetsiz iktidara tekrar yetki vermesi, muhalefetin bu vahim gidişi durdurmakta yetersiz kalışı, ülke için gerçekten büyük aymazlık. Şimdi oturmuş yine başörtüsünü öne sürüyor. Milletin başına ördüğü felaketler yetmezmiş gibi.

  14. HUKUK OLMADAN ASLA
    Hukuk olmadan para politikaları ile ne yapsalar boşuna.
    Hukukun olduğunu kabul etsek bile ekonomi bilimine hâlâ aykırı hareket ediliyor.
    Bir gün önce Maliye Bakanı ne demişti?
    Heteredoks politikalara “kademeli” geçebiliriz.
    Yani daha önce denenerek sonuç alındığı test edilen yöntemlere hemen geçemeyiz demişti.
    Yani bir süre daha “deneme-yanılma” yöntemine devam edileceği diplomatik olarak daha nasıl anlatılabilir?
    Anlayacağınız, deneme-yanılma, milleti de yanıltma yöntemi.
    Bu iktidarın hukuka dönme ihtimali, Kılıçdaroğlu’nun
    CHP genel başkanlığını bırakma ihtimalinden çok daha düşük.
    Zaten bu iktidarın iktidarda kalması, muhalefetin
    ” muhalefet yapıyormuş gibi” yapmasına bağlı.
    Allah için bu rolü bu muhalefetten başkası yapamaz.
    Bu iktidar hukuka döndüğü gün, iktidarda bir gün bile kalamaz.
    Göstermelik olarak, aslında kendi suçları için af teşebbüsünde bulunacaklar.
    Ancak bu kendi aralarındaki fay hatlarının da kırılmasına neden olacak.

    • Sayın yk
      “Bu iktidarın hukuka dönme ihtimali, Kılıçdaroğlu’nun
      CHP genel başkanlığını bırakma ihtimalinden çok daha düşük.” filan diyorsunuz da,
      hani seçimde bunların hepsi gidiciydi, şimdi de ihtimal bile kalmadı diyorsunuz, ne iş?????

  15. Sayın yazar “demokratik zemine geri döndürmek…

    Demokrasi konusunda girilen yanlışlardan dönülmezse,”
    gibi ifadelerle neyi kastediyordur bilemiyorum ama yüksek katılımlı bir seçimden daha yeni çıktık ve 2.turda kıran kırana yapılan bir yarış sonucunda hükümet hemen işbaşı yaptı…
    Bu zeminde ne yanlışlık var da geri dönmeliymişiz biraz daha açar mısınız?
    Son 2 yıldır 6ncı kez genel seçime giden bulgaristan ya da yıllardır hükümetsiz idare olunan ırak ya da lübnanın zeminleri daha mı düzgündür nedir yani?

Yoruma kapalı.