Meral Akşener’in İYİ Parti’den ne zaman ayrılacağı konusunda bahse girildi; ben girmedim…

20
Meral Akşener..
Reklam

Yakın iki dostum önümde iddialı bir bahse girdiler; bahse girmeme konusunda çok önceden belirlenmiş bir kuralım olmasaydı, ben de taraflardan birini tutabilirdim.

İddia konusunu paylaşmadan önce o noktaya nasıl geldiğimizi anlatayım.

Konu dünkü yazımdan açıldı. Her ikisi de yazımı okumuş, oradaki tezlerimi bir de benimle tartışmak istemişlerdi.

Her ikisi de ‘hançer edebiyatı’ adını verdiğim siyasette ihanet konusunu abarttığımı düşünüyorlardı. Liderler bu tür benzetmeleri ardında herhangi bir gerçek ihanet olmasa bile kullanırlar, onlara göre.

Biri, “Kemal Kılıçdaroğlu’na partisinde kim ihanet etti ki?” sorusunu yöneltti. Yeni genel başkan Özgür Özel, sanki lider kendisi değil de hala o imiş gibi, önemli tercihlerde Kılıçdaroğlu’nun görüşünü almaktaydı. Hatta bunu gizlice değil de, alenen, kamuoyuna da açıklayarak yapmaktaydı.

Abarttığım ithamına ses çıkarmadım, üstelik dostlarıma haklı olduklarını da söyledim.

Herhalde bu alttan almamdan cesaret almış olacak ki, biri, İyi Parti’de yönetim kademesinden ve Meclis grubundan ayrılanların, herbirinin kendilerine özel sebeplerle, bu yola başvurduklarını ileri sürdü.

Tıpkı, İYİ Parti sözcüsü gibi…

Reklam

Geride kalanlar, ona göre, parti disiplinine uyacaklar. Bir-iki kişi ayrılsa bile çoğunluk onları takip etmeyecek.

İçeriden aldığı izlenim olarak aktardı bu kanaatini…

“Meral Akşener ayrılsa da, İYİ Parti milletvekillerinin ana gövdesi kendilerine içlerinden birini genel başkan seçerek yollarına devam ederler” de dedi.

Öteki dostum güldü.

Gülerken de “Öyle bir şey şimdilik olmaz, Meral Hanım seçime kadar ayrılmaz” dedi.

İYİ Parti içerisinden bilgi aldığını bildiğimiz dost şaşırdığını belli etti, “Seçime kadar ha” diyerek…

Farklı düşündüğünü anladığımız dost, “Meral Hanım ayrılır, ana gövde ayrılmaz” görüşünün sahibine birbiri ardına bazı sorular yöneltmeye başladı.

“Meral Hanım 2018 seçimine cumhurbaşkanı adayı olarak katıldı. 1990’ların başından beri önce siyasete yakın duran, daha sonra da milletvekili ve bakan olan, DYP’de ve MHP’de ustalaşan biri o. Muhalefetin birkaç cumhurbaşkanı adayıyla yarışa katıldığı bir seçimde AK Parti ile MHP’nin ortak adayı Tayyip Erdoğan’ın kazanacağını bilmez mi Meral Hanım? Nasıl oldu da, hem de ‘Ben kazanacağım’ iddiasıyla aday oldu? Yenileneceğini bile bile?”

Reklam

İkimiz de arkasının geleceğini bildiğimiz için bu soruya cevap vermedik.

Devam etti o dost:

“Gelelim son seçime. Kemal Kılıçdaroğlu Millet İttifakı için ideal kazanabilecek aday olmayabilir; ancak yine de ikinci turda yüzde 48’e yakın bir oy alabildi. Acaba Meral Hanım, Millet İttifakı’nın adayını belirlemek üzere yapılan ‘6’lı Masa’ toplantısından masayı yıkıp kalkmasa, sonrasında ‘kumar masası’ deyimiyle birlikte Kılıçdaroğlu’nun kazanamayacağını ilan etmese, acaba seçim nasıl sonuçlanırdı? Seçmenin ne kadarı, Kılıçdaroğlu’na oy vermeyi düşünürken, Meral Hanım’ın çıkışları üzerine kararını değiştirmiştir?”

Orada da durmadı.

“Bir şey daha var. Meral Hanım kısa süre sonra yeniden masaya döndü, hem de Millet İttifakı’nın adayı Kılıçdaroğlu olmaya devam ettiği halde… Arada, İstanbul ve Ankara’nın belediye başkanları ile cumhurbaşkanı yardımcısı sayısı yediye çıktı. Acaba o kalabalık görüntü de bazı seçmeni sandığa gitmekten uzak tutmuş olabilir mi?”

Şaşırdığımızı görünce yeni sorusunu daha çok öteki dostumuza dönerek sordu:

“Meral Hanım masada kavga çıkaracağına, neden Kılıçdaroğlu’ndan başka bir aday üzerinde ısrarcı olmadı orada? Kazanabilecek bir adayın? Bunu hiç düşündünüz mü?”

Soruları sıralayan dost, “AK Parti iktidarını, Tayyip Erdoğan da ikinci ve üçüncü kez cumhurbaşkanlığını Meral Akşener sayesinde kazandı” diye bitirdi sözlerini…

Bahis de işte bundan sonra gündeme geldi.

Sorularıyla bizleri şaşırtan dost, “Sizlerle bir bahse girmeye hazırım” diye başladı sözlerine. 

Dediği şu: Meral Akşener bu seçime İYİ Parti’yi her yerde kendi adaylarıyla sokmakta kararlı. Partinin önemli isimlerinin itirazlarını da dinlemeyerek… Cumhurbaşkanı yardımcılığında ortaklıklarını kabul ettiği Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş’ı şimdilerde gözü görmüyor. Nedense onlara kızıyor. ‘Hançer’ metaforunu onlar için kullanıyor. 

Bunları sıraladıktan sonra yeni bir soru yöneltti bize: “Bunca yılın politikacısı Meral Hanım her partinin ayrı adaylarla gireceği yerel seçimde muhalefetin zorlanacağını, ittifakla kazanılabilmiş büyükşehirlerin kaybedileceğini bilmez mi?”

Sonra da bahis teklifini duyurdu:

“Meral Akşener partisinin çatısından kiremitler birbiri ardına uçsa bile İYİ Parti genel başkanlığını terk etmez. Bahse girmeye var mısınız?”

İYİ Parti’den sağlam haberler aldığını bildiğimiz diğer dost bahse girdi. Bahse girmeme kuralım olmasa bile böylesine kolay kazanılacak bir bahse girmezdim. 

Hem nasıl olsa kim kazanırsa kazansın ısmarlanacak yemekte ben de olacağım.

ΩΩΩΩ

Reklam

20 YORUMLAR

  1. 2018 de aday olup erdoğana kazandırdı.2023 e masayı önce devirdi sonra döndü cumhurbaşkanı yardımcısı yediye çıktı.
    millet de nerde çokluk orada …………… deyip ya sandığa gitmedi veya erdoğana verdi
    velhasıl akşener ne derse desin erdoğana seçim kazandıran olarak anılacak.

  2. Siyasetin milletin cebinden finans edilmesinden vazgeçilmesi gerekiyor. Lüks binalar, şatafatlı arabalar, vs. Gören de iş yapıyorlar zannediyorlar. Hepsi yürütme peşinde. Parti yardımları minimuma indirgensin. Hatta verilmesin. Yiyiciler beslesinler birbirlerini. Nasıl olsa yolunan yine biziz.

    • Ender beye kısmen katılıyorum, evet partilere hazine yardımı filan yapılmasın, ama yurtdışından da bağış alabilsinler, en azından bizleri bizim paramızla söğüşlememiş olurlar, gavurdan ise kaç kıl koparsan kardır:)

  3. “MASAYA DÖNMEZSEN ..iNSAN İÇİNE ÇIKAMAZSIN”
    Masanın tekmelenmesini mütekip bakanlık da yapmış bir siyasi( Y.O.) şu ifadeleri kullanmıştı:
    “–Biliyorsun ölen abin benim çok samimi arkadaşımdı. Abinin hatırına susuyorum. Masaya derhal dönmezsen, hakkında tüm bildiklerimi açıklarım. İnsan içine çıkamazsın” demişti.
    Masaya da derhal dönülmüştü.
    Öncelikle siyasi olarak milletin geleceğini etkileyecek konumda olan biri hakkında varsa sorunlu durumları “arkadaş hatırına” gizlenemez.
    Yani milletin menfaati arkadaş hatırına feda edilemez.
    Y.O. bildiklerini şimdiye kadar niye açıklamadı ?
    Bi ifade açıklamaya çalıştığım nedenlerle etik yönden çok sorunlu.
    Ancak bu ifade, ilgili şahıs yönünden de
    “yenilir-yutulur” bir ifade değil.
    Mutlaka karşılık verilmesi gerekir idi.
    Herşeye “hodri meydan” çeken biri, bu ifade karşısında “sus-pus” oluverdi.
    Maalesef siyasilerimizin durumu bu.
    Bunların kararları ve siyasi tavırları ile bizlerin, çocuklarımızın ve torumlarımızın geleceği şekilleniyor.

    • Neyini açıklasınlar daha?
      L.erdoğan ve fetönün yeşil soyadlı yazarlar birliği başkanı o dosyada ne olduğunu ve görüntüleri izlediklerini de yıllar önce tvden açıklamadılar mı?
      O zaman da bir itiraz gelmedi, şimdi de…
      Bankasyanın kızılcahamam kaplıcasında halvete çekilen kim varsa, bu türden işler herkesin başına gelebilir, gelmiştir!
      Bıldır yediğin hurmalar, gün gelir adamı tırmalar:)

  4. Sayın yazar “Hem nasıl olsa kim kazanırsa kazansın ısmarlanacak yemekte ben de olacağım.” diyerek kendisini ve yemeği garantiye almış gibi görünüyor ama yine de dikkatli olun!
    Çünkü sizde bu dostlar varken düşmana ihtiyacınız yok,
    politik öngörüşten yoksun bu arkadaşların ağzına bakacak olursanız daha çok şaşırırsınız,
    ancak toplanır toplanır yemek yersiniz,
    orda konuşulanları değil de menüdeki yemekleri anlatın biraz da?

  5. Meral gitmez. O partiden bu partiye gidip gelmesi başka, İYİ Parti’yi bırakıp gitmesi başka. İYİ parti Meral’in son kozu. Kadın akıllı birisi. Ters vuruşları ve ters duruşları oluyor, ama salak değil. Hali hazırda Kılıçdaroğlu gibi rip akıntısına da maruz değil. Partisinden herkes gitse dahi, tabela Meral Hanıma yeter. En azından bir kimlik sağlar. Meral gider sananlar politikayı bilmiyorlar.

    • Meral hn niye gitmez? büyük patron böylesine işe yarar bir parti başkanının gitmesine izin vermez de ondan:)) tek adam yönetimi diye boşuna söylenmiyor millet. Kılıçdaroğlu “inadına herkesi Halil İbrahim sofrasına toplayacağım” demeseydi o da gitmezdi:))

  6. Meral nereye koşuyor? Kılıçdaroğlu niçin iki ofise kira ödüyor ben bilemem.
    Biri CeHaPe zihniyetinin tadını damağından silemiyor, öbürü burayı ben kurdum!😯, burası benimdir!☹️ Diyo olabilirmi?
    Tespitler güzel ve doğru olabilir 🤗.
    Ama fakat, kime ne kazandırdı? Kim ne kazanacak; bundan sonra?
    -büyük şehirleri kazanmaya yarayan taktiğin tam zıddına işler kime ne kazandıra bilir ki?
    (istediğin şehirde git kendi adayını açıkla! Ama, büyük şehirleri kaybettirme! Bedeli çok ağır olur diyebiliriz)
    -bir siyasetçiye, sen büyük şehirlerde bana destek çık, bende sana diğer şehirlerdeki tüm belediyeleri vereyim! Reisler senin, üyeler benim olsun dese mesela?? Kabul eder mi?
    Not:bir bölen siyaseti yaygındır eski siyasetçi kafasında!
    Birinin aday çıkarması, çıkaracağı aday kimden oy kırpacak kafası!…
    TR siyasetinde olağanlaşmış, savunurkende fakat Eco da öyle yapmıştııı…! 123 seçimlerindede böyle olmuştuuu!.. ay motelde aya duble yol yapmışlardıı..!
    Gibi savunmaya kalkmaları yok mu!😡
    Son söz:zeki akıllı siyasetçi arıyor seçmen desem,!..
    Adı Zeki olan adamı, %50,50 kadın kotasından Zekiye isimli birini aday gösterecek!!!
    O kadar çok solucan var kii!..
    (Güncel olayları konuşamıyoruz bu saçmalıklardan😡😡😡.
    TR CB dünyayı sarsan cümleler kuruyor! Cds midi es falan🤔🤔🤔🤔..
    Yazık şu memlekete dee.. insanına daa.. yaa).😡😡😡😡😡

    • Özel, “Kılıçdaroğlu, ofis açsın ama siyasi mücadele için değil, Türk siyasetine katkı için çalışsın” mesajı verdi. Yani bir başka deyişle “artık bize bulaşma, iktidarı yıpratmak için siyaset yap” dedi.
      Ama esas dananın kuyruğu yerel seçimde kopacak.
      Zira İmamoğlu, seçimi kazanıp, İBB Başkanlığı’ndan istifa edip, CHP Genel Başkanı olmayı planlıyor.
      Özel, İmamoğlu seçimi kazanamazsa ben genel başkanlığımı perçinlerim düşüncesinde, hatta sıcak mesajlarla Kılıçdaroğlu’nun desteğini de almayı umuyor gibi görünüyor. Kılıçdaroğlu ise yerel seçimde olası bir hezimet durumunda rüzgârın kendisinden yana dönmesi ihtimalini kolluyor.
      Bu süreçte Özel’in Halk TV ile yeniden gönül köprüsü kurması tesadüf değil elbette. Hatta Kılıçdaroğlu’nun iptal ettiği sözleşmelerin dönem zararıyla birlikte tazmin edilmesi yönünde talimatlar verdiği iddia ediliyor. CHP’li gazeteciler meseleyi açık açık dile getiriliyor. Belli ki yerel seçimde CHP medyasında da güç savaşları yaşanacak. Peki “saflar ne?” diye soracak olursanız ona da cevap verelim…
      Özel, Halk TV’yi yanına almaya çalışıyor.
      KRT’nin başına Sarıgül’e yakın bir isim geçti. Sarıgül, Kılıçdaroğlu ile birlikte
      Sözcü TV’nin ilk günden bu yana İmamoğlu ile yakın olduğu herkesin malumu…
      Akşener’in sözcü ekranlarında sürekli doğranmasının sebeplerinden biri de bu zira İmamoğlu, hem İyi Parti hem HDP’yi aynı safta buluşturamazsa seçimde hiç şansı olmadığını biliyor. Bakalım seçmen tüm bu oyunlara sandıkta nasıl bir cevap verecek.

  7. Fehmi Beyin yazılarına uzun zamandır yorum yazamadım. İki konuyu kısaca yazmam lazım. Kendisi bir duayen olarak bunları biliyor ve biraz ima da ediyor ama ben açık açık yazayım.
    Birincisi New York Belediye Başkanı Türkiye’ye yakın diye terletilmiyor. Amerikalılar da başka ciddi ülkeler de bilirlerki bir yönetici (bu ülkenin başbakanı da olabilir, gümrük memuru da, önemli değil)başka ülkelerden hediye ve daha fazlasını kabul etmeye başladı mı işin rengi değişir. Hani ABD öyle İran Ambargosunu delmek için paraların Banka Genel Müdüründen Bakanına ve daha yukarısına çikolata kutuları ile servis edildiği ve banyo liflerinde saklandığı, sayılması için evlerde para sayma makinaları, saklamak için 5-10 tane para kasası bulundurulan bir Ortadoğu ülkesi olsa anlarım ama şimdilik değil. Birileri Ortadoğu’da Afrika’da hatta Avrupa’da rahatlıkla kullandıkları yöntemleri orada da denemiş olabilir. Görelim ne olacak?
    İkincisi kalemi eline alan A. Gül meselesi. Malumdurki “demir tavında döğülür”. Ülkede hukuk katledilirken sorumlu makamda olup gerekli tepkiyi vermezseniz sonrasında istediğiniz kadar yazın çizin bir işe yaramaz. Kaldıki Beyefendinin hayatta olup olmadığı bile belli değil. Bu saatten sonra ne yapsa önemi yok vesselam.

  8. “Soruları sıralayan dost, “AK Parti iktidarını, Tayyip Erdoğan da ikinci ve üçüncü kez cumhurbaşkanlığını Meral Akşener sayesinde kazandı” diye bitirdi sözlerini…”

    Bunu bilinçli mi yaptı o tartışılır.
    Bir de şu soruyu sormak lazım, CHP belediyeleri kimin sayesinde kazandı?

    • bu tartışmada herkes “öyleyse muhalefet büyükşehir belediyelerini nasıl kazandı” itirazında bulunuyor. büyükşehir belediyelerini iktidar partileri kendileri verdi. neden? Uluslararası siyasetin gereği olarak verdi iktidar. neydi o gereklilik? batılı ülkelerden yükselen diktatör Erdoğan söylemleri artınca Erdoğan o Avrupa ülkelerine “hayır, ben diktatör değilim. bizde Avrupa gibi demokratik seçimler yapıyoruz. diktatör olsaydım muhalefet büyükşehir belediyelerini kazanabilir miydi? mesajını dünyaya vermek için belediyeleri muhalefete verdi, sineye çekmek zorunda kaldı. bunu sadece uluslararası siyasi dengeleri kendi aklınca gözetmek için yaptı. o zamanlar “biz acrupanun bir parçasıyız, ab Türkiye’yi üyeliğe kabul etsin, yönümüz Avrupa” cümlelerini rahatça soyleyebiliyordu.

      ama şimdi saflar daha net olarak belirginleşti. şimdi Avrupa’yı amerikayi cekinmeden eleştirebiliyor. netanyahuya kafa tutabiliyor.

      peki batılı ülkeler bunu yedi mi? bilemem, ama zaten NATO programi gereği Türkiye tam da NATO nün istediği gibi hareket ediyor, Türkiye’nin Avrupa’nın yaninda durmasıdansa Hamas’ın yanında durması NATO’nun tam da istediği bir şey diye düşünüyorum. zaten Türkiye’nin Hamas’ın yanında durmamasi düşünülemez. Türkiye Ortadoğu’da tam olarak NATO’nun arzu ettiği rolü oynuyor bana göre.

      peki bu politika Türkiye’nin arzu ettiği bağımsız politikalar uygulayabileceği konuma taşır mı? bu tamamen Rusya politikalarına bağlı görünüyor. yani amerikadan ve Avrupa’dan kaçarken Rusya ile çin nufuzuna teslim olmadan dik durabilirse o zaman kendi karakterine kavuşabilir Türkiye! Bu tamamen büyük güçlerin kendi aralarındaki kavganın seyrine bağlı. umarım gelişmeler Türkiye’nin lehine olur.

      iç siyasette işler tüm siyasi taraflarca tamamen iktidarın ellerine teslim edilmiş görünüyor. parti tartismalari da bunu gösteriyor. yani siyaset kurumu bütünüyle Erdoğan’ın arkasında hizalanmisti zaten çoktandır.

  9. AKŞENER NE YAPIYOR?

    Herhalde sadece kendisi biliyor.
    İyi Parti eğer gerçekten CHP boyunduruğundan kurtulma çabası içindeyse, bunu çok net ve geri dönülmesi teklif dahi edilemez kesinlikte ilan etmeli. Ne işe yarar?
    Hiç değilse CHP’li gazetecilerin günlerdir Akşener’e yönelik dur durak bilmeyen “yıpratarak boyun eğdirme” hedefli saldırıları biter. Az kazanç mı?

  10. Bahçeli de Meral Hanım da Tayyiib,in iktidarını istiyorlar. Neden acaba?. Nasıl ve hangi proje için? Türkiye’nin büyümesi ve gelişmesi için mi? Yoksa çökmesi ve içine kapanması için mi? Uluslararası bir projeye mi çalışıyorlar. Acaba NATO’nun siyasi parti liderliğine yükselmiş özel harp elemanları mı var ? Küresel güçler mi yerel mafyavari güçler mi istiyor? Bunu da siz bize araştırın Fehmi Bey. Bizim ilmimiz yetmiyor ancak ferasetimizle hissediyoruz birşeyleri.

  11. Akşener’in bir sürü bagajı var ve şantaja açık diye düşünüyorum. Gece yarısı parti ile konuşmadan yaptığı çıkışlar başka türlü düşünmeyi zorlaştırıyor. Türk tipi siyaset çirkef bir iş maalesef. Bel altı çalışan bir sürü aktör var. Dürüst yapılmıyor ve yaptırılmıyor. O yüzden ülkede işler düzgün gitmiyor. Avrupa’da siyasetçiler en ufak şaibede yolsuzluk iddiasında bile istifa ediyorlar. Bizimkilerin yolsuzlukları artık Man adalarına taşmış ama hiç tınmıyorlar. Her şey bilek gücüne kalmış. O yüzden çok kadın siyasetçi göremiyorsunuz. Maço işi siyaset buralarda. Bıyıklı, siyah elbiseli ve yumurta topuk.

  12. Bahse girmeye değmez!
    Madame ve partisi lüzumsuz bir yerde bitmiş faydasız bir ağaç gibi,
    ceplerini doldursunlar yeter…
    Bunların yanında, ecevitin şair olduğunu duyurabilmek için başbakan olmak zorunda kalması bile çok daha anlaşılır bir durumdur:)
    Türk düşmanı haramzadeler kumpanyası!

Yoruma kapalı.