Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayını Cumhur İttifakı’nın adayı belirlerse…

21
Reklam

Sonunda bu da oldu: Cumhur İttifakı adayı olarak seçime katılması beklenen AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, sonunda, Millet İttifakı’nın adayını da kendisi duyurdu.

Kendisinden başka kimsenin duymadığı bir haberi paylaşarak…

Dediği aynen şu:

“Galiba dün bir televizyon programında aday olduğunu açıklamış, herhalde izin verdiler. İzin verdikleri için o da adaylığını Sivas’ta bir yerel radyoda açıkladı. Hayırlı olsun. Bu isabetli bir şey oldu. Türkiye, evet Bay Kemal gibi bir adayı görmekle inşallah nasıl bir cumhurbaşkanlığı yarışını görecek, bunu beraber yaşayacağız.”

Tayyip Erdoğan -yalnız o da değil AK Partili bilinen siyasi kimlikli kişiler ile AK Parti’nin itibar ettiği yazarlar ve yorumcular da- Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nu görmek istediklerini şimdiye kadar hiç mi hiç gizlemediler zaten…

CHP’nin genel başkanının aday olması isteniyor…

Hesapları sanırım şu: Aday CHP genel başkanı olursa, herhalde alacağı oylar, CHP’nin seçimlerde almakta olduğu oylarla sınırlı kalır; Millet İttifakı içerisinde yer alan diğer beş partinin seçmen tabanları bir CHP’liye -özellikle de o partinin liderine- oy vermez; Cumhur İttifakı adayı böylece kolaylıkla seçimi kazanır.

Doğru bir hesap mı bu?

Reklam

Soruma cevabı birlikte araştıralım diyorum.

MetroPoll şirketinin son (Eylül 2022) araştırmasında sorduğu “Cumhurbaşkanlığı seçiminde ikinci tura adaylar mevcut Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Kemal Kılıçdaroğlu kalırsa kime oy verirsiniz?” sorusuna verilen cevaplara bakalım.

Ankete bakılırsa, Kılıçdaroğlu’nun alabileceği oy rakibi Erdoğan’a çok yakın: Erdoğan %44.9, Kılıçdaroğlu 43.9… Arada yalnızca %1 fark var. [Cevap verenlerin %11.2’si iki adaya da oy vermeyeceğini söylemiş. İçlerindeki ‘kararsızım’ diyen %2.8’lik grup sonucu belirleyecek ankete göre.]

Evet, anket böyle söylüyor, ancak siyaseti yakından gözleyenler arasında konuya farklı yaklaşanlar var.

CHP’ye ters bakmayanların buluştuğu ‘politikyol’ sitesinde şu günlerde yayımlanan iki yazı bu açıdan önemli. 

İlk yazı Prof. Fuat Keyman’a ait, başlığı “Anti-Erdoğancı Erdoğan desteği”.

Okuyalım: 

“(..) son dönemde yurt içinde ve dışında katıldığım toplantılarda, okuduğum yazılarda, dinlediğim yorumlarda ortaya çıkan ve dolaylı ya da dolaysız Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın lehine gelişen bir eğilim üzerine yazmak istiyorum. / İlginç olansa; bu eğilim en geniş anlamda bugün Türkiye’yi yöneten Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine, Cumhur İttifakına, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a eleştirel bakan kesimlerden geliyor.”

Reklam

Yazıda, ülkeye dışarıdan bakan çevrelerin Ukrayna işgali sonrasında Türkiye değerlendirmelerinde değişim olduğu ve özellikle muhalefetin durumuna bakıp Erdoğan liderliğindeki Türkiye’yi tercih edebilecekleri, son zamanlarda izlenen geniş açılımlı dış politikanın sadece Erdoğan tarafından sürdürülebileceği, son zamanlarda Kılıçdaroğlu’nu çok sert eleştiren, adaylığını uygun bulmayan muhalif imzalı analizler çıktığı, oyunu muhalefet adayına vereceğini söylerken bunu adayın kim olacağı şartına bağlayanlar bulunduğu tespitleri yer alıyor.

Önemli bir yazı bu.

Prof. Keyman’ın varlığını haber verdiği Kılıçdaroğlu’nu ‘çok sert eleştiren’ yazılardan en belirgini, yine aynı sitede –politikyol sitesinde- yayımlandı.

Soli Özel imzasını taşıyor “Kemal Bey’in adaylığı” başlıklı o yazı.

Muhalif bilinen bir kalemden çıkmasına rağmen bayağı ‘ağır’ bir yazı bu. 

Ağır olmasına ağır ama CHP kademelerinde yer alan siyasiler ve Millet İttifakı’nın belirleyeceği aday olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun isminden başka bir ismi işitmek istemediklerini fazlasıyla belli eden CHP’nin itibar ettiği kalemler ile yorumcuların dikkatle okuması gereken bir yazı…

Sandık başına gidildiğinde, özellikle ilk turda, Soli Özel’in dile getirdiği olumsuzluklar yüzünden Kılıçdaroğlu’na oy kullanmayacak CHP’liler olabileceğini de düşünmek gerekiyor.

İkinci tura kalırsa ve rakibi de anayasal engeli aşmayı başarabilmiş Erdoğan olabilirse, kampanya sırasında AK Parti ve MHP’nin acımasız iddia ve ithamlarına maruz kaldığında ‘kararsız’ seçmen kitlesini kendisine oy vermeye ikna edebilecek midir CHP lideri? 

Cumhur İttifakı adına konuşanların ısrarla Kılıçdaroğlu’nun kendi adayları karşısına rakip çıkmasını istemelerine bakılırsa, onların bu soruyu nasıl cevapladıkları belli.

Erdoğan-Kılıçdaroğlu arasında cumhurbaşkanlığı için geçecek siyasi yarışın hayli yıpratıcı olacağına hiç kuşku yok.

Millet İttifakı adaylık belirlerken herhalde öyle bir yarıştan nasıl bir sonuç çıkacağını iyice gözden geçirecektir.

Seçmenin önüne karar vermede zorlanacakları tek bir isimle çıkmak Cumhur İttifakı için fazla önem taşımasa bile, aynı durum Millet İttifakı için sonuç almada sorun çıkarabilir.

İlk tur bu sorunu aşmak için farklı kullanılabilir.

Daha önceki bir yazımda, her ay değişik bir partinin ev-sahipliğinde buluşan altı liderin durağan görüntüyü zenginleştirmeleri gereğinden söz açmış ve bu amaçla bir teklifte bulunmuştum.

Her liderin toplantıya kendisiyle birlikte cumhurbaşkanı adayı olsa iyi olacağını düşündüğü bir başkasını daha götürmesi teklifiydi bu.

Toplantı yeni yüzler ve yeni fikirlerle daha zengin bir görüntüye kavuşabilir, partilerin kitlelerine farklı seçenekler üzerinde de düşünüldüğü umudu verilebilirdi.

O teklifim duyulmadı bile.

Bundan liderlerin tekliflere açık olmadığı sonucunu çıkarmıştım.

Yine de bir teklifte daha bulunacağım: İllâ tek bir isimle seçmen karşısına çıkma takıntısından vazgeçip seçimin ilk turuna birden fazla adayla gidilmesini sağlasınlar. İsteyen her parti ya genel başkanını ya da belirleyecekleri bir başka ismi aday olarak seçmen karşısına çıkarsın. İlk turda rahatlıkla oyunu kullanabileceği adaya oy verme imkanı bulmuş seçmenler, ittifaktan hangi aday adayı ikinci tura kalmayı başarırsa, ona oy vermekte daha az zorlanacaklardır.

Kampanya sırasında saldırıların tek bir hedefi olmamasını da sağlar bu yöntem.

Daha demokratik bir seçim süreci yaşanması da bu yöntemin artı yararı olur.

İllâ kendilerinden birini -CHP’de liderlerini- aday görmek isteyenler de bu arzularına kavuşmuş olurlar.

Cumhurbaşkanı mümkün olan en demokratik yolla seçilmeli.

ΩΩΩΩ 

Reklam

21 YORUMLAR

  1. Ender bey “Tek istisna CHP’dir.” demişsin de;
    Tkp nin ve vatan partisinin ilk kuruluş tarihlerini bilseydin pek de böyle konuşmazdın kanımca.

  2. Kim aday olursa olsun, kim kazanırsa kazansın atı alan Üsküdar’ı geçti çoktan.

    Muhalefet seçimleri kazanınca övünerek anlatacağı konulardan biri de yabancı yatırımlar olacak.

    Bakın yabancı yatırımların ekmeğini yiyen bir ekonomi yazarı nasıl da iştahla anlatıyor yabancı yatırımların tek bir sektördeki yoğunluğunu;

    https://www.dunya.com/kose-yazisi/japonya-turkiyeden-sirket-satin-aldi/672499

    Yerli lojistik şirketlerine yabancılar için el konulurken alkış tutan muhalefet partileri seçimi kazanırlarsa nasıl da yabancı yatırımcı çektiklerini koltuklarını kabarta kabarta anlatacaklar.

    Lojistik stratejik bir sektördür!

    Ahmet Altan cezaevinde hangi şarkıyı dinleyerek eğleniyordu: “goççum benim goççum benim”

  3. SINIR
    Maalesef muhalefet iktidarın çizdiği sınırlara titizlikle riayet ediyor.
    Bu sınırlara iktidar bile bu kadar dikkat etmezken.
    Hem iç politikada, hem de dış politikada.
    Muhalefetin önümüzdeki seçimleri kazanmasının tek koşulu bu sınırlar.
    Bu sınırlar ile muhalefet seçmene şu mesajı vermiş oluyor:
    “–Ben iktidarın çakmasıyım.”
    Muhalefet bu sınırları kaldırıp atar ise kazanır.
    Şayet aynen devam ederse, seçmen aslı varken çakmasına neden oy versin.
    Sınır olayı sinir sistemlerimizi felç etse de gerçek bu.

    • Ama yine de oyları hdp ye vermeyi ihmal etmeyin sayın yk, ama nafile, 2028e odaklanmak en iyisi.

  4. Faiz tek haneye inecek, faiz lobileri de şimdiden çöküşe geçti !
    Ekonomimiz kanatlandı ,
    uçuyooor !
    Dün bizim de bir nevi teklif içeren iki yorumumuz afaroza uğradı , burada 5N1K uygulaması yok ya !
    O nedenle biz de kısa keselim .
    CB. adayı konusuna gelince ; en iyisi kura çeksinler !!!

  5. sayin koru bu yontem denendi ve denedik olmadi. ince %30 oyu kendisine verildigini sanarak parti bile kurdu. halk kararsiz liderleri sevmiyor. kararli ve dik duracak bir lider cumhur ittifakinin adayi karsinda basarili olur. kazanacak lideri ana karakteri dik kararli ve kendisi olmali. yonlendirmemeli vaatleri saglam ve halka dokunmalidir.

  6. Güzel bir fikir vatandaş kendisini temsil ettiği birini görünce sandığa ilgisi artacak seçime katılanların sayısıda artacak.

    Hem böyle çok adayla gidilirse Erdoğanın gerçek ham oyunuda görürüz.

    Millet partisi 6 adayla gider ve içlerinden yüksek oy alan Adaya, partinin lideri bizim aday az oy aldı Demokrasi için, Tek adam rejimi yıkılsın diye ortağımız adayına verin telkini daha isabetli olacak.

    • İlk turda bu 6’lı adayla gidilirse Erdoğanın oyu bayağı düşecek Çünkü %13-15 şeçime katılmıyor burdan %5 aday katılsa istatikler bayağa değişecek Erdoğan %85 şeçmene göre %30 alıyor %5 seçmen daha katılsa oyu bayağa düşecek.

    • Gelişmeler eğlenceli…
      Kemal Bey’in adaylığını koymak için yanıp tutuştuğu artık iyice biliniyor.
      İmamoğlu, şunun oğlu, bunun oğlu, hepsi hikâye. Ancak basının amigo yazarlarının kafasında mevcut.
      Öte yandan Meral Hanım’ın da aynı özlemle yanıp tutuştuğu yavaş yavaş anlaşılmaya başladı.
      “Ben başbakan olacağım” sözü, gene aynı amigoların önüne atılmış bir lokmaydı…
      Öyle bir makam yok, olması için de birkaç sene devam edecek bir Anayasa değişikliği süreci şart. O zaman bile hanımın başbakanlığı epey kuşkulu olacaktır.
      Meral Hanım geçen seçimde yaptığı gibi gene bir “feyk” atıp şimdi adaylığını koyuverir mi?
      Öyle görünüyor.
      Yüzde 10’dan fazla oy alır mı? Zor. (Bazı şerefsiz anketçiler yüzde 20 bile gösteriyorlar, inanmayınız.) Baksanıza, bütün yorumlar “masadan çoklu aday çıkacağı” yönünde!..
      O zaman biz o zeytinyağlı kerevizleri niçin yedik? Böyle mi diyecekler?
      Hele şimdi Selahattin Demirtaş’ın da adaylığını (gene) koyacağı konuşuluyormuş…
      HDP şu masadan istediği tavizleri koparamazsa…
      Yüzde 10 da ona yazın.
      Böyle böyle, oylar tatlı tatlı bölünecek.
      Erdoğan’ın ilk turda bile kazanma ihtimali artıyor.
      Ona çalışıyorlar, farkında değiller.

  7. – bir CB adayı herhangibir ittifak yada masaya gidip, gel Mu…. diye beni çağırın! demez!
    – bir CB adayı olarak karar verilen kişiye canım kankam vb şekillerle davranılmaz!
    – bir CB adayına ben seni hapisten yada saklandığın delikten çıkarayım, seni ben menşur edeyim, sende bize .. denmez!
    (aday başvurusu olurmu olur!😠)
    – rakip yada mevcut CB na karşı O’nu yenmek, yada devirmek için!!!! bir aday arayıp, birde çıkarıyorsan zaten yarışı baştan kaybettin sen!
    – dışardan birini CB adayı olarak masaya sürüyorsan, arkasında kendi partin, seçmeninde varmı! diye dönüp bir bakacaksın👀
    “..Millet İttifakı içerisinde yer alan diğer beş partinin seçmen tabanları bir CHP’liye -özellikle de o partinin liderine- oy vermez;..” güzel görünen bir tahmin! (sağ siyaset için).
    *ama, ya doğru çıkarsa?!?!
    *daha ötesi şu olabilir mi: “senin X Y Z adayın CB olacağına… (T😊) olsun!!! daha iyi🤗.!.
    SON Söz:
    1-)RTE gitsin diye kimse kuzu kuzu gidip oyunu bir masanın üstündeki oduna oy vermeezzz!!!!
    2-)illaki masada oturanlardan birinin yada partilisinin CB adayı olacağını dikte etmek, 1-0 yarışa yenik başlamak olur!
    (köyden herhangibir çifçiyi getirseler 100bin imzayla aday olaniliyor artık!)
    son bir önerim:
    *en az 10 aday sürülsün, kararı millet 2. turda kendisi versin!
    (cb’nın bu halde bile tek başına birisi!😊 ilk turda seçilebilmesi halinde,
    🤗 demokrasi burası! herkes saygı gösterecek!)

  8. İyi de, Türk seçmen tercihleri aynı seçimi ikinci kez yapmanın -İstanbul seçimi istisna teşkil etmeyebilir- ağırlığını kaldır(a)maz ve ilk turda cumhurbaşkanını seçmiş olursa?..

    İlk tura muhalif partiler kendi adayı ile seçime katılmış olması dağınık görüntüsü karşısında ve adaylardan birinin en fazla alacağı oy oranı yüzde 25 civarında olur ve diğer ittifak partilerinin adaylarının alacağı oy oranı partilerinin aldığı oy oranından az olacağı mukadder iken, ikinci tur seçimine hangi bütünlük/birlik içinde gitmiş olacaklar?

    Sizin de belirttiğiniz gibi bir kaht-ı rical içerisinde debelenip duruyor Türkiye idari/siyasi yapısı. Buna, siyasi bilinç düzeyi demokratik yapı içerisinde artık çok gerilerde kalmış -özellikle ekserisini teşkil eden sağ/muhafazakar kesim- seçmen yapısını da eklediğimizde, mesele, şimdi olduğu gibi içinden çıkılmaz bir hal alıyor.

    İktidar harıl harıl seçim çalışması içerisinde bir çok politika geliştiriyor olduğu halde, seçime ramak kalmış bu hengamda, karşı ittifaktan dişe dokunur bir hamle henüz gözükmüyor; adaylığını pekiştirmek namına birkaç atraksiyon geri tepmiş oldu bile. Batılı başkentleri ziyaretin aynılarını, aynı minvalde(!) iktidar partisi elamanları da yapıyor/yapacak, nedense siyasi gündeme konu bile olmuyor!

    Dışarıdan kim ne kadar referans edinecek, bu, seçmenin ekserisinin oy eğilimlerine çok fazla etki etmeyecektir. Zira, seçmen bu tür konulara çok fazla kafa yormaz; seçimi elde etmenin bir yolu Batı başkentlerini refere etmek olsa da , bu tamamen ikinci yolda, içeride, seçmenin referansına almaya bağlıdır. Çünkü seçmen eğilimlerine göre mezkur başkentler hedeflerini revize etmektedirler.

    Diyeceğim şu ki; Millet ittifakı cumhurbaşkanlığı seçimini almak istiyorsa aklını başına, aritmetiği de eline almalı, her eğilimden oy devşirebileceği bir adayla artık halkın karşına çıkmalı ve seçim startını vermelidir.

    Üsküdar geçilmedi henüz, vasıtalar da çok çeşitli…

    Devir hesap devri.

    • Hasan bey, seçimler bitti abi, adam yine kazandı, bi dahaki bahara artık, 2028e odaklanın, bernar hocanın da kulakları çınlasın.

  9. Muhalefette ısrarla Başkan adayı açıklanmıyor ve bunu dile getirdiğinizde de
    tepki alıyorsunuz .Düşünün ülkeyi yönetecek 6 partinin ortak adayını bilmiyorsunuz.
    Adamın çapı nedir ? Ciddi sorun ile karşılaşınca şapkayı alıp gidecek mi ?
    Veya sıkıştığında anayasa kitapçığını fırlatıp ülkeyi kaosa sürükleyecek mi ?
    hangi partiye daha yakın 6 parti arasında uyumu nasıl sağlayacak ? Bunların hiç biri bilinmiyor.
    Son dakika alsana aday mı denecek ? Madem korkulacak bir aday var neden onu seçiyorsunuz ? YOK aday dört dörtlük ise neden bu çekince anlayamıyorum.
    Düşünün babanız sizi evlendirmek istiyor .Görücü usulu ile nikah masasına oturuyorsunuz
    gelinliği bir kaldırıyorsunuz oda ne gelin adayı Quasimodo gibi bir şey ? ne yaparsınız. ?
    Korkmayın ve adayı açıklayın bizde bilelim çok doğru biri ise neden oyumuzu vermiyelim.
    Takım ve adam tutmak spor musabakalarında olur .Bu adam ülke yönetecek ülke.

  10. Tebrik ederim. En doğrusu bu işte. Partiler adayları ile seçime girsinler. Demokratik bir yarış olsun. İyi olan kazansın. Bu kadar uzatmaya gerek yok. Asıl ittifakın yönetimi nasıl paylaşacağı ve nasıl bir yönetim uygulamaya konacağı önemli. Örneğin millet ittifakı partileri şimdiden yönetim paylaşımını netleştirmeliler. Kim Başkan olacak seçimde belirlenir. Diğer adaylar da Başkan yardımcıları ve bakanlar olarak. Ayrıca parlementer yönetime geçiş de şimdiden takvime bağlanır. Bunlar çok zor şeyler değil. İyi örnekler pek çok. Ayrıca tüm adaylar TV’de tartışmalı ve her konuda görüşlerini almalıyız. Erdoğan katılmasa da olur. Öyle bir demokratik cesareti hiç bir zaman olmadı zaten. Ama millet ittifakı adayları kıyasıya yarışarak cumhurbaşkanlığını almalı. Masa başında aday belirlenmemeli. Yoksa Erdoğan’dan ve Cumhur ittifakından ne farkları olur. Aynı tas aynı hamam. Bu gerici siyaset tarzı artık bırakılmalı. Açık şeffaf bir yarış en doğrusu. Hadi artık demokrasiyi ertelemeyi bırakalım. Erdoğan’a iyi bir demokrasi dersi verelim. Oyunun kurallarını belirlemesine izin vermeyelim. Oyun kurucu olalım.

    • İmamoğlu Yavaş babacan Davutoğlu m.ince Kılıçdaroğlu Gültekin uysal Meral Akşener hatta Abdullah Gül dahil birkaçının sanki bir düğünde karşılaşmışlar gibi sohbetleri baayaaaa reyting yapar!
      kaçıran kanallar bu fırsatı, kafasını sonra duvara vurur!
      NOT: programın adı: hoş sohbet! olsun 😊

  11. Abdullah Gülü de aranıza alın demenin kibarcası, Etyen Mahçupyan ın deyimi ile cevap vermek istiyorum sayın Koru; Biz altı lider beceremiyoruz gel sen bu işi becer demek, yani altı liderin siyaseten intiharı. hafsalanız alıyor mu böyle bir şeyi. çok romantiksiniz ve siyaseten hiç bir şey

    • katılmıyorum.
      (birilrinin hr yazdığı basit görünsede öyle olmayabilir, hemen atlamayın iyi yalınsız anlayın)
      masanın tek işi,
      CB adayı belirleyip RTE’NİN devrilmesiyse amacı.. baştan kaybeder zaten!
      parlamenter sistem..
      CB yetkileri..
      TBMM yetkileri işlevi..
      kurumların kurulların yapısı ..
      birsürü kanuni gereklilikler…
      bak ne önemli şeyler var daha?
      (fakat eninde sonunda bu tür yarışlar sizin tahmininiz gibi tek adaylığa kilitlenir veeee…
      hepsini kaybederler!)

  12. Anketlerin sağlıklı olmayacağı seçim takviminden uzak dönemler sadece bir illüzyondur, Özer Sencar hocanın söylediği gibi bir de sayıların analizine gerekli ihtimam göstermeyen şirketlerin anketleri ise kuyruksuz yalandır. Bu gibi zamanlarda her siyasetçi duymak istediğini duyar, görmek istediğini görür. Biz ise karanlıkta gözlerimiz açık etrafımıza bakarız ihtiyaç şiddetli, hayat pahalılığı ağır, okullar açılmış velilere her akşam okuldan yeni bir liste ulaşmakta, talebeler eğer halden anlamaz ise anne babasını kanırtır. Bu işler millet bahçesine gül ekmeye benzemez, tuzu kuru yandaşlara çanak soru sordurmaya da kimse inanmaz, Amasra’ da 41 emekçinin daha cenazeleri soğumamış iken bir sorumlu dahi çıkmamış olması yakınlarını kaybetmiş acılı halkın kalbinin soğumasına müsaade etmez, zaza kürt diye afişe edilme ile güneydoğu halkının kalbi kazanılmaz, bayat bir fötö jargonu ile susturulmaya çalışılan muhalifler bu şekil korku iklimine artık sokulmaz, boşalmış kamu maliyesi hamasi nutuklar ile dolmaz, matbaanın mürekkep için ayırdığı finansman bu gidiş ile yetmez, hasılı kelam Temel Karamollaoğlu’ nun söylediği şekilde “2022 için de bütçede faiz gideri yaklaşık 330 milyar lira olarak öngörülüyor. Bugün ülkede yapılan yanlış ve doğru her adımdan sorumlu olanların ‘ülkeyi şahlandıracağız’ derken kastettikleri de buymuş meğer. Milletimiz adına soruyoruz; bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!” Hakikat artık susturulamaz. Teemmel

    • Kılıçdaroğlu, adaylık konusunda kendi partisinde konsolidasyonu sağlamış durumda. Bu özgüvenle devam ederse belki altılı masayı da ikna edebilir. Ama şu ana kadar yapılan açıklamalar sürecin büyük ihtimalle çoklu aday bağlamında şekilleneceğini ve her siyasi partinin ilk turda kendi genel başkanını aday göstereceğini ortaya koymaktadır. Muhalefet partileri açısından bu yaklaşımın riskli tarafını ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimi ilk turda kazanabilme potansiyelinin bulunması oluşturmaktadır. Tıpkı 2018’de olduğu gibi. Bu yüzden Bay Kemal çok istese de muhalefet partileri için karar vermek ve açıklamak bir süre daha zor olacak gibi görünmektedir.

Yoruma kapalı.