
Gazeteleri ekonomi mi öldürüyor, gazeteciler mi? Güncel bir konu…
Bir gün beni gazetesine davet edip duran Ertuğrul Özkök‘ü ziyaret için Hürriyet’e uğramıştım. Uzun yıllar önce. Hal hatır sorduktan sonra, Ertuğrul, kendisinin ön ayak olduğu yeniliği

Bir gün beni gazetesine davet edip duran Ertuğrul Özkök‘ü ziyaret için Hürriyet’e uğramıştım. Uzun yıllar önce. Hal hatır sorduktan sonra, Ertuğrul, kendisinin ön ayak olduğu yeniliği

Seçimlere şunun şurasında hepi topu birkaç gün kaldı. Öyle sanıyorum ki, şimdiye kadar tereddüt içerisinde bulunmuş olsanız bile, Pazar günü sandık başına gittiğinizde oyunuzu nasıl

Bir mecliste, siyaseti yakından gözlediğini bildiğim biri, “Medya hiç bu kadar partizan olmuş muydu?” sorusunu bana yöneltince, meramını yanlış yansıttığını anlayacağını umarak, “Ne zaman öyle

Dün de özel gündü bizler için bugün de öyle oldu. “Bizler” dediğim ‘Ocakmedya Ailesi’, ama siz bunu daha geniş tutarak ‘İnternet haber siteleri’ olarak da kabul

Herkes her gün her gazeteyi ve her yazarı okumuyor, bu sebeple medya dünyasında neler olup bittiğini profesyonel okurlar kadar bilemeyebiliyor. ‘Profesyonel okur’ dediğim, olan bitenleri,

Ben düşündüklerimi genişçe bir okur kitlesiyle her gün paylaşıyorum, adımın önüne bir sıfat konulması gerekirse ‘yazar’ olduğum söylenebilir; ancak ondan önce profesyonel sayılabilecek derecede bir

Bir ara fırsat düştüğünde yazmıştım, ama yeniden anlatmakta hiçbir mahzur yok. Olay bir gazete idarehanesinde geçiyor. Ben de o sırada “Hayırlı olsun” demeye giden misafir

Acaba içinde bulunduğumuz bölgeyi kıyamet günü manzaralarıyla tanıştırma istidadı taşıyan son gelişmeyi de ben pompalamış olabilir miyim? Dünya savaşını? Savaş.. sıcak mı olur, yoksa soğuk

‘Özveri’ sözcüğünü sevmesine severim de, ülkemiz siyasi tarihinin en kumpasçı döneminde yaşananlar için, o günlerde belirleyici rol oynamış isimlerden birinin, yine o dönemin isimli kahramanlarından

“Gerçeklerin mutlaka ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır” sözünü sizler de herhalde işitmişsinizdir. Biraz önce okuduğum bir mülakat bana bu cümleyi yeniden hatırlattı. Ankara’da düzeyli
