Ülkede bu kadar çok suç örgütü, yerli-yabancı mafya, halkı dolandıran çete olduğunu bilmezdim

19
Reklam

Ne zaman bir ortamda bulunsam, birileri, değişik yöntemler kullanılarak aldatılmaya çalışıldığına dair kendilerinin veya yakınlarının başından geçen bir olayı anlatıyor.

En son, kızım, kendisine gelen sahte bir telefon mesajıyla bazı özel verilerine erişilmek istendiğini aktardı.

Aynısı birkaç hafta önce benim de başıma gelmişti de kuşkulanıp cevaplamamıştım. Kızım da cevaplamamış.

Cevaplayanlar var ki, sazan avı devam ediyor.

Biraz önce karşıma çıkan bir haber bana bu tür aldatma girişimlerini hatırlattı.

Haber şu:

“İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, bilişim sistemlerini kullanarak nitelikli dolandırıcılık suçuna yönelik İstanbul merkezli 8 ilde ve Kastamonu merkezli 2 ilde düzenlenen Sibergöz-8 operasyonlarında, 25 şüphelinin yakalandığını duyurdu.”

Operasyon, İstanbul, Muğla, Kocaeli, Siirt, Ankara, Antalya, Çanakkale, Erzincan, Kastamonu ve Mersin’de eş zamanlı düzenlenmiş.

Reklam

Madem operasyondan söz ettik, ondan öncekilerin de bir listesini yine bir gazete haberinden aktararak sunayım:

“-Adana’da Bora Toprak Organize Suç Örgütü,
-Antalya’da Hüseyin Şamil Şahin Organize Suç Örgütü
-Samsun’da Eyüp Atmaca Organize Suç Örgütü
-Zonguldak’ta Alihan Keleş Organize Suç Örgütü ve Barış Taşdemir Organize Suç Örgütü
-Bursa’da Ali Kevser Can Organize Suç Örgütü
-Eskişehir’de Ahmet Yalım Organize Suç Örgütü
-Gaziantep’te Burhan Çapan Organize Suç Örgütü
-İstanbul’da Mehmet Basetemür Organize Suç Örgütü
-İzmir’de Ahmet Aktaş Organize Suç Örgütü
-Muğla’da Ömer Kamil Sütlü Organize Suç Örgütü
-Giresun’da Baki Ay Organize Suç Örgütü
-Tekirdağ’da Resul Ağyürek isimli şahsın yönlendirdiği nitelikli yağma faaliyetleri gösteren suç grubu
-Çanakkale’de Kadir Yeşil isimli şahsın yönlendirdiği nitelikli yağma faaliyetleri gösteren suç grubu
-Afyon’da Ahmet Başyiğit isimli şahsın yönlendirdiği nitelikli yağma faaliyetleri gösterenlere yönelik eş zamanlı Kafes Operasyonu gerçekleşti.”

Listenin altında şu bilgi var:

“15 organize suç örgütü, bu suç örgütlerine silah ve elverişli malzeme temini sağlayan 24 farklı suç grubu ile birlikte toplam 39 organize suç yapısı çökertildi. Operasyonlarda 307 şüpheli şahıs yakalandı.”

Liste bana eksik geldi. En başta, Ankara’da, havaalanı yolunda, yere yatırılarak derdest edilmiş bir suç örgütü lideri vardı, Ayhan Bora Kaplan, o bu listede yok.

Dikkat ettiyseniz, bu listede, Sırp ve Hırvat kökenli olup da 250 bin dolarla daire satın alarak TC vatandaşlığı edinmiş uluslararası uyuşturucu mafyası baronlarına yönelik operasyonlar ile, en çarpıcı örneğini güzellik merkezi işleten  ve yasadışı bahis örgütlenmesinin paralarını akladıkları iddiasıyla gözaltına alınan karı-koca ve adamları türü yapılanmalara karşı yürütülen operasyonlar da yer almıyor.

Bu operasyonların hepsi son birkaç ay içerisinde İçişleri bakanlığına bağlı Emniyet birimleri tarafından gerçekleştirildi.

Her birinden sonra açıklamayı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya yaptı zaten.

Reklam

Lütfen biri bana ne olduğunu anlatabilir mi?

Acaba yerli-yabancı suç örgütleri ülkemizin değişik illerinde çeteleşmeyi son birkaç ay içerisinde mi becerdiler, yoksa bunlar uzun yılların ürünü olan ve herbiri bulundukları yerlerde veya son Sibergöz-8 operasyonunda olduğu gibi, değişik illerde oturdukları halde ülkenin çeşitli köşelerindeki insanları dolandırma amaçlı oluşmuş çeteler midir?

Uzun ömürlü çeteler ise bunlar, neden daha önce üzerlerine gidilmedi?

Cevap “Bakan değişti, böyle oldu” ise, eski bakan döneminde bunlara göz yumulduğunu mu düşünmemiz gerekiyor?

Düşünmek istemiyorum ama gel de düşünme.

Operasyonları yürüten devlet görevlileri yakaladıkları çetelerin icraatlarını bir süredir izliyor olmalı. Yıllar içerisinde kimlerin haklarını gaspettiler, kimleri korkutarak normalde yapmayacakları işleri -belki de eylemleri- yapmaya zorladılar, kimlerin işlerine çöktüler, ne kadar uyuşturucuyu ülkeye sokup hangi düzeyde insanlarımızı bağımlı hale getirdiler, kimleri siber yöntemle dolandırdılar?

Alın size bir dizi soru.

Herhalde yargılanmaları başladığında mahkemelerde bu sorular kendilerine sorulacaktır.

Sorulmalı…

Eskiden, böyle bir-iki örgütün üzerine gidildiği dönemlerde, biz takdirimizi “Türkiye bağırsaklarını temizliyor” kalıbını kullanarak ifade ederdik; çeteleşmenin o kadarla sınırlı olduğunu sanarak…

Bu kadarına ne demeliyiz, bilemiyorum.

ΩΩΩΩ

Reklam

19 YORUMLAR

  1. İktidarın en başarısız olduğu yerlerden biri adalet maalesef….suçlu ceza görmüyor..kanunlar suçludan taraf….adam öldüren nerde ise ceza almıyor….suçlu çok az ceza yiyor…Şeriatın uygulanması hem toplum sağlığı geleceği için hemde idari yönetim için nerde ise şart hale geldi..bak bakalım zina yapanı adam öldüreni kısası getir..hırsızın parmak kesme ile başla..bakalım suç oranı düşüyor mu…adam 10-15 sene yatar çıkarım diyor….kısas olsa böyle olur mu?..
    Birde kanun yapanlar rahat…kendi başlarina böyle şeyler gelmediği için bu acıları bilmiyorlar..haksız yere babası eşi öldürülene,onca emekle kazandığı malı çalınana,kızına tecavüz edilip yakılana ,malı gasbedilene dolandırılan insanlara,senelerce ihanet eden kar8sına nafaka ödeyene bence kanun yaptıracan….yani eşekten düşene…yoksa meclistekiler rahat…lokanta ucuz…maaş iyi ..işler tıkırında…başlarında bı sorun yok….bunlar ne anlayacak toplumun halinden.(bu bütün partiler için geçerli)

  2. ben müsaade ederserniz cumartesiden başlayayım,
    iyi partiden.
    iyi partide dramatik şeyler oluyor cidden. bir parti iyi yönetilmezse bir ülke iyi yönetilmediğinde nasıl sefalet listelerinde şampiyon oluyor, nasıl enflasyonda arjantini geçiyor, nasıl ortalık yersiz yolsuz kaynıyor ise,
    işte öyle bir parti de dram yaşar.
    seçimden haftalar öncesine kadar iyi parti en iyi performansı gösteren partilerden biriydi, yeni kurulmasına rağmen neredeyse % 15-16 oyu vardı ve ana muhalefet partisine yükselebilecek potansiyele sahipti ama nasıl türkiye 17. sıradaki bir ekonomiden 10. sıraya yükselmek yerine durmadan geriye düşüyorsa aynı şekilde art arda verilen yanlış kararlar ve liyakatsizlik nedenleri de iyi partiyi bugün yaşanan ibretle izlediğimiz hale getirdi. geçmiş olsun. kendini toparlaması zor görünüyor bundan sonra, oy düşüşü hızla devam edeceğe benzer, oylar nereye gider?
    en yakın aday chp görünüyor. terlik koysan oy verecek yani oyu değişmeyecek bir % 50 var. aslında ülkede her alanda hızla geriliyoruz hiç bir şey yapılmasa yani koltuğa herhangi bir şey koysanız en azından bir şey tesadüfen geri gitmez belki ilerlemese de yerinde kalır diye düşünüyorlar herhalde yoksa terlik bir sembol olmazdı zannedersem. muhalefetin bu durumuyla sadece muhalefet değil,
    hepimiz kaybediyoruz.
    dolandırıcıların, suç örgütlerinin, mafyaların gündemi doldurması yeni bir şey değilmiş. bu 20 yıldır hiç bir şey yapılmıyor anlamına geliyor, bilakis. muhafazakar söylemi olan bir partiyle de hiç bir şeyin değişmediğini görüyoruz böylece. ideolojilerin, davaların içi ne kadar boşmuş değil mi?
    kuşkusuz son zamanlarda bir hareket var, art arda yakalanan çete haberlerini izliyoruz, sayın yerlikayanın çabalarını takdir etmemiz lazım ama bir kişinin çabaları yeterli olabilir mi? bakan değişmiş böyle oldu demek, madem eski bakan üstünde yıllardır neden ısrar edildi? yakalananlar ne olacak peki? iyi hal falan…bir yerlikayada adalet bakanlığına öyleyse….
    liyakat.
    bütün sorunlarımızın temelinde liyakat yok mu zaten?

    • Hakan Çakan 23 Kasım 2023 De 12:01

      hepsi içinde derin tartışmalar barındıran konularla uzun zamandır hiç ilerleyemedik, ben de sitemlerden hiç kurtulamıyorum zaten. yorumunuzdan, her zaman üstünü çizdiğiniz bir konu seçtim, benzer şekilde burada da pek çok yorumcu aynı şekilde paylaşıyor ve bugün siyasette belki temelde bu konu üzerinde şekilleniyor;
      “dindar insanlar 2. sınıf muamelesi görüyor ”
      hakan bey bunu laik-seküler kesimin çıkış ve ithamlarına bağlıyor, acaba öyle mi? bütün dünyada müslüman/dindar olanlara bakış nasıl??
      biz bugün laik ve seküler kesimin ne dediğini ya da dünyanın ne düşündüğünü boş verelim biz ne görüyoruz ona odaklanalım.
      hakan bey dindar insanlara bakıp, ne görüyor?
      münevver bir toplum mu?

      normalde dindar-dinci gibi bazı kavramlara dikkat ederim ama bu defa karmaşa olmasın. kendimi iyi ifade etmeye dikkat edeceğim ama ısrarla yanlış anlamak isteyen olursa, keyfi bilir tabi. dindar olmak, bir melek ya da bir peygamber gibi olmak anlamına gelmiyor elbette ama ortada bir iddia varsa bunun bir temsiliyeti de olmalı, asgari müşterekte bazı davranış kalıplarında mesela.
      bugün müslüman dünyayı kim-ler temsil ediyor ki biz başkalarına sitem etmeden önce kendi mahallemize bakalım. bana kalırsa 2. sınıf bulunan dindarlar değil, onlar azlar, nadirler o nedenle değerliler sorun dindarlık iddiasında dindarlığı temsil eden geniş bir kitlenin bağnazlık, gerilik, yobazlık ve cehalet içindeki temsiliyeti;
      kabukta kalmış bir şekilcilik,
      içi boş pratik ve ritüeller,
      bozuk bir akaid.
      provakatif olmasın diye bazılarını konu etmeyeceğim ama bugün sakal, bıyık, cüppe, beline kuşak bağlanan yerleri süpüren giysilerle temsil edilmiyor mu ne kadar dindarım anlayışı? 1400 yıl önce olduğu gibi giyinmenin insanı mental olarak geri götürmek dışında ne amacı olabilir? yanlış anlaşılmasın ben herkesin istediği gibi giyinmesini eleştirmiyorum bunun dini bir kisveye montelenmesini yanlış buluyorum. bildiğim kadarıyla beyaz giymeye dair bir hadis ve giysini temiz tut diye de bir ayet var sadece. hz Muhammed kendisi gibi giyinenler olduğu için gerçekten mutlu mudur ve razı mıdır acaba? kendisi yaşadığı zamanda hz nuha ya da hz ibrahime benzer mi giyinmiş yoksa içinde yaşadığı toplum nasıl giyindiyse o şekilde mi giyinmiş? 2023 yılında istanbulda yaşıyor olsaydı hz İsa gibi giyinerek mi dolaşırdı taksimde?
      muhafazakarların çoğunun evinde şemaili şerif denilen bir levha oluyor. hz Muhammedin fiziksel özelliklerinin anlatılageldiği bilgiler var onda. dişleri her zaman çok temiz ve beyazmış mesela, bedenine temiz bakarmış. önce ilmi ebdan diyor zaten, eskiler de ilmi ebdan yani bedenler ilmi, ilmi edyandan öncedir diyorlar yani dinler ilminden.
      bugün bu hassasiyetler öne çıkarılsa, cüppeden daha çok faydası olmaz mı? giysiden çok bedene özen gösterilmeli değil mi? antibiyotik ve antidepresan verilerimiz değişirdi muhtemelen.
      ve mesela şemaile göre hz Muhammedin göğsü ile karnı birmiş. bugün müslüman camiaya bakalım, orta yaşlarda ortalama beden 3XL sonra 5XL’a kadar yuvarlanıyor. türkler zaten obezite rekoru kırıyor. O’na benzemeye çalışıyor muyuz gerçekten?
      cüppe giyiyor benzemek için ama cüppe XXXL.
      “benim ashabım acıkmadan sofraya oturmaz, sofraya oturunca da tıka basa midelerini doldurmaz” diyor mesela. neden benzemiyoruz O’na/onlara???
      cüppe giymek kolay, doymadan kalkmak zor.
      bana kalırsa burada bir samimiyet sorunu var,
      dini terminolojiyle söylersek ihlas yoksunluğu.
      sonuçları da ortada zaten.
      pratik ve ritüellerin içini doldurabilirseniz adı ibadet olur yok dolduramazsanız yorgunluk. çok kişiye oruçtan kalan açlık, namazdan kalan yorgunluk diyor mesela. bugün yoldan geçen ve günde 40 defa fatiha okuyan kaç kişi anlamını biliyor ve sorsan kaç kişi 2 defa neden secdeye gittiği hakkında fikri var? temel pratiklerde dahi ne yaptığımız hakkında bile bir fikrimiz yok çoğunlukla. akaidimizde gökten inan bir kitaba, ötelerde bir tanrıya, geçmişte kalan bir nebiye dayanıyor. her şey dışarıda, içeride bir şey yok, içerisi bomboş.
      oysa din bir vesiledir. amacı hatırlatmaktır.
      bizim beşer değil, insan olduğumuzu hatırlamamız gerekiyor sadece.
      insanda her şey vardır, içeridedir, dışarıda değildir.
      peygamberlerde hatırlatmak için gelmiş, nasıl yaşadıkları ile hatırlamamıza yardımcı olmak için. biz nasıl giyindiği üzerinden birbirimizi öldürüyoruz.
      fazla basite indirgedim kimi konuları ama bu basitlik bugün bize ülkemizin ve coğrafyamızın resmini veriyor, samimiyetten, ihlastan uzak, ilimden, bilimden uzak, birbirini dinlemekten, anlamaktan uzak, gelişmekten gönenmekten uzak ama çok uzağız. bunun temelinde samimiyetsiz ve çıkarcı dinle bir alakası olmayan bir din anlayışı var.
      hak, hukuk, adalet, doğruluk, dürüstlük, ahlak, etik, güzel kavramlarının içi bu denli boşken hangi dinden, dindardan bahsedeceğiz, kim masum, kim değil nasıl bileceğiz?
      önce doğru bir anlayış inşa etmek gerekiyor değil mi?
      2. sınıf olmayan bir şeyler.

    • “..bakan değişmiş böyle oldu demek, madem eski bakan üstü..” işte sihirli cümle Didem hn. Demekki bundan sonra:
      Değişim!🙂 anahtar kelime olacak!
      —CeHaPe zihniyeti değişmesede elebaşının değişmiş olması bir kum tanesinin yer değiştirmesidir, bu da bir fikir verebilir 🤔.
      —İktidara gelme mücadelesinin başlangıcının Anamuhalefet olmak! olduğunu hisseden sağ partiler! (İyisi gelmişi geçmişi dertlisi devalısı😊😊😊..)
      “Şu sol görünümlü sağ yandan çarklıdan bir kurtulabilsek AaaaaaHhhhhhhhh!..”
      Ve yerine biz geçebilsek🤗.. hülyasındalar.
      Demem o ki,
      Değişimi herkes kendi penceresinden bakarak anlayıp sağlayamaz!
      !-milliyetçisi beslendiği anti başka rakip milliyetçiyi maşayı bulur, onu yoketmekten KORU!r!!!.
      !-din simsarı kendini besleyecek yandalları neyle besleyeceğini senden iyi bilir!.
      !-diş güçler🙂, zaten 😡😡😡…
      Bir sürü hikaye yazabiliriz..
      Sonuç olarak,
      Bir RECEP TAYYİP ERDOĞAN VAR!
      Bir de karşısında ona rakip olabilecek parti-başganı-ekibi-muhalefet adlı birileri!!🤗.
      Bunu anlayabilen suyun üstünde kalır!
      Annayamayan ise önce birbirine düşer! Sonra birbirini yemeye çalışır (ama yiyemez)!
      Bu arada işi düzgünler 7500 emekli aylığı ile geçinmeye çalışan insanların bulunduğu bir ülkede, 100’üncü yılda yüzbinliklerini dahha ne kadar alabileceklerini hesap edip,
      Bu düzenin süreceği gelecek yılların piskevit hesabını çıkarmakla meşgul olurlar😡

      • Sonuç olarak,
        Bir RECEP TAYYİP ERDOĞAN VAR!
        Bu arada işi düzgünler 7500 emekli aylığı ile geçinmeye çalışan insanların bulunduğu bir ülkede, 100’üncü yılda yüzbinliklerini dahha ne kadar alabileceklerini hesap edip….
        Bu düzenin süreceği gelecek yılların….
        🤢

  3. Bu çetelerin çözüldüğüne mi sevinelim yoksa daha önce kollandigina mi uzulelim sizce hangisi?
    Toplum olarak çöküş yaşıyoruz En popüler insanlarımızın IQ seviyeleri 5 yaşındaki cocuktan daha aşağı.Herkes kolay yoldan para kazanma derdin de bencillik diz boyu.
    Hak hukuk hikaye .
    Dürüstlük diye bir şey kalmamış
    Ayrıca konu dışı geçen haftalarda baş bas bagirip hakem cetelerinden bahseden Türkiye’nin en bilindik en zengin aile bireyi acaba dünkü Karagümrük maçının 54 . dakikası için bir şey diyecek mi
    Demiyecek ise neden böylesi çete varı işlere Kafa yoruyoruz.
    Koyverin gitsin

  4. Reis! diye birinden bahsettiler mi tüylerim diken diken olur hep! Türk filimlerinde rahmetli Kadir Savun baba adam rolünde çıkardı hep🙂. Birgün karşılaşmıştık tam köşeyi dönerken, irkildim karşımda dev gibi bir adamı görünce birden😂.
    Sonra bir mafya babasına!.. daha sonra siyasetçilere bu isim başlanınca verilmeye!.. işteee o güünnndüü.. tükeneceğimiz gün benim için😡😡😡..
    (Öyle mi oldu küpler kasalar mı doldu ben bilemem o kısmısını☹️.)
    Birde baktım ki, “eşkiya dünyaya hükümdar olmaz “ filmini izlemişim, üç yıl boyunca; hemde hiç sektirmeden!😯
    Godot fadır filimi zaten beynini bulandırmıştı tüm dünya milletinin..
    (Not:sonradan yeşiller jitemler Maraşlar Kıbrıslar Gazzedeki Natanyahuca katliamlar bu filimler yüzünden mi başına geldi bu masum insanların diye düşünmeden edemiyorum hep!).
    NERDE YANLIŞ YAPIYOR HERKES???..

    • Atilla bey daha düne kadar Reis! aşağı Reis!
      yukarı diyerek bae lerinden atılan twitleri yalayıp duruyordunuz burda,
      o zaman hiç böyle tüyleriniz diken diken filan olmuyordu,
      seçimden sonra bakıyorum siz de üstteki ahmet arkadaş gibi bir “çöküş” filan yaşıyorsunuz anlaşılan geçmişler olsun:)

  5. İNCİLİ BABA

    ‘Ülkede bu kadar çok suç örgütü, yerli-yabancı mafya, halkı dolandıran çete olduğunu bilmezdim’ demiş yazar. Tamamen kendi kabahati. Oysa ülkemiz her zaman bu suç örgütleri ile birlikte anıldı. Hatta bu bu örgüt liderleri anlı şanlı, devlet kademesinde de itibar gören isimlerdi. İncili baba mesela demirelin adamı olduğu söylenirdi. Kürt idris mesale bu günlerde tartışılan yılmaz güneyin hamisi sayılırdı. Dündar kılıç vardı yine solcuların sevdiği. Bir de alaattin çakıcı yı en azında bilirsiniz. Hasan heybetliyi de mi duymadınız, bergen falan. Çakarlı arabalarla sahillerde cirit atan, polisin görünce selam durduğu karışık tipler galip öztürkler, sedat pekerler yurt dışına kaçmakla kalmadılar, kendi deyimlerin ile burada bile rahat barınmalarına izin verilmedi. Ülkemiz önce itibarlı babalar devrini bitirdi, şimdi de geride kalanları ayıklıyor. Cumhuriyetin seksen yıllık kalıntısı bunlar kolay temizlenmiyor işte.

    • Arkadas fehmi bey turkiyede yaprak kimildasa haberi olur fakat bagirip cagirmaz fazlada kurcalamaz mesajini üstü kapali verir daha dün bu Sedat peker cikip prøføsørleri tehtid etti hemde mitink duzenliyerek. Simdi soruyorum devleti yønetenler o gün buna demedim sen kimsin Benim vatandasimi tehtit ediyorsun ? Demedi reis kursat cikip market sahiplerini tehtit etti ama tek Adam ve onlari serbest birakan adamin giki cikmadi bu Bizim iyi gunlerimiz daha evden cikamaz hale gelecegiz uzun surmez bu icisleri bakanida af diler. Reis koltugunda otursun gerisi hikaye nasil olsa 500 korumasi var

      • sedat peker gerekeni söylediklerini sedat peker her akşam sosyal medayada söylüyor. yeri geliyor tivit bile atamıyor. Ayrıca sedat peker akpartiden önce de vardı. Adamı düzgün dinlemiyorsunuz ki. veli küçük falan..

  6. mideni tırmalar!. Kıvranır durursun akşama kadar.😕 fırsatını bulan fırlar hemen yortık dondan. Bulunur elbet bir Mâhir insan, lakin onun da derdi karlı dağlarda kayak yapmak😁 olur bu havada😊.
    Bu kayakcıların birde kıyakcıları vardır elbet!
    Heleki bunların birbirine düşman!!! Birbirlerini vuran!!! Birbirlerini gördükleri yerde tatava yapan!…
    “HEPSİ HEKAYE!.. HEPSİ YALAN!”
    (Kıyakçıları bulup yargılamaktır aslolan!).

  7. Şahsen ben bir sonuç beklemiyorum bu operasyonlardan. Operasyon var ama sonuç yok. Açılan davalar belli değil. Kim yargılandı kim nereye gitti belli değil. Bir kere yargıda çeteler olduğu bizzat İstanbul’daki bir başsavcı tarafından dilekçe ile şikayet olundu. Var mı o konuda bir gelişme? Erdoğan MİT’e soruşturttu. Bunu yazan gazeteciler içeri alındı. Sonrası fos. Memlekette hiç bir davanın sonuçlandığı bir sonuç elde edildiği görülmedi. Hep sürüncemede, sonra da aklama paklama affetme iyi halden. Bunlar ayrıca ufak çeteler, sağda solda ufak işler yapıyorlar. Sedat Peker’in haber verdiği büyük uyuşturucu çeteleri var, bunların mutlaka siyasi bağlantıları var, onları da belirtti. Güney Amerika’dan tonlarca uyuşturucu getiriyorlar. Kaç defa gemilere el konuyor Türkiye’ye doğru yola çıkmadan. Bunların Türkiye’de alıcı adresleri belli. Hiç operasyon, şu da içeri girdi gibi haber var mı? Yok. Hepsi karartıldı, takip edilmedi. Sedat Peker dosyayı da yazıp savcının eline verecekti. Ama bir tanesi soruşturulmadı. Hepsinin üzerini kararttılar. Demokrasi olmayınca çetelere tam teslim olacaksınız. Başka yol yok.

  8. Ali Yerlikaya göreve geldiği günden beri tam altı aydır akla hayale gelebilecek her konuda neredeyse 7 gün 24 saat operasyon yapılmakta ve yüzlerce, binlerce suçlu
    veya zanlı gözaltına alınmakta , mahkemeye sevk edilmektedir ; Allah ondan razı olsun !
    Peki bütün bunların yuvalanmasina sesini çıkarmayan , görmemezlikten gelen , ülkeyi yolgeçen hanına , Dingo’nun ahırına çeviren o eski anlı şanlı içişleri bakanından bunların niye hesabı sorulmuyor , böyle rezillik olur mu , bu memlekette her şey herkesin yanına kar mi kalıyor !
    Yazıklar olsun !

    • Keşke bir bakanla bu iş bitseydi. Yargıda yuvalanan çeteler bu suçluları temize çıkarıyorlar. Polis topluyor yargıç ve savcılar aklayıp paklıyor. Bir Sinan Ateş cinayetinde dahi, ki herşey göz önünde, koruyan kollayan milletvekilleri belli, dokunamıyorlar. Böyle yargı olduktan sonra polis ne yapsın içişleri ne yapsın. Yapsa ne farkeder. Sistem koordine çalışmıyor. Erdoğan bile yargıdaki çeteleri kendi adalet bakanına soramıyor, MİT’e istihbarat yaptırıyor. Bu kadar kopuk, tamamen birilerinin elinde oyuncak olmuş bir sistem var. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Ama bir taraftan da herşeyin sorumlusu bir kişi var diyorlar. Acaba! Kimse sorumluluk alamadığı için suçlular da ortada cirit atıyor. Olan bu. Dengesiz denetimsiz her sistemin varacağı yer burası. Çürümüşlük ve kokuşmuşluk.

      • Tabii ki dediginiz gibi sadece bir konuda rezillik yaşanmıyor ; sistem dört bir yandan ve dört koldan komple ve kombine bir şekilde bir rezaletin içinde debelenip duruyor !
        Ve ne yazık ki ümit de yok !

    • Bildiğiniz gibi Ülke Gri Listeye alınmıştı.

      Bu çeteler Dünyaya’da zarar veriyor. Ülkeye para gelmesi için Ülke Kara para aklama yeri olmuştu.
      Her halde Gri Listede olduğu için Borç veren Baronlar Gri Listede olan Ülkeye borç para vermiyorlar.

  9. Bunları soruşturup yargılayacak mahkemeler de çetelere teslim. Bizzat İstanbul’dan başsavcı dilekçe ile şikayet etti durumu. Yani tuz koktu memlekette. Erdoğan bile güya konudan habersiz, MİT’e soruşturma yaptırdı. Bunu yazan gazetecileri içeri attı. Adalet Bakanı yok mu bunları soracak diye insan merak ediyor. Ve o bakan neden hala o koltukta oturuyor. Sonuçta ülkenin hiç bir işi düzgün gitmiyor. Başta adalet her alanda kurumlar kurallar zayıflamış, ülkemiz hukuk devleti yapısından hızla uzaklaşmakta. Çünkü demokrasiyi ter etti. Bir kere anayasayı ihlal etmekle bir şey olmaz değilmiş demek ki. Sizi örnek alan ve emrinizden çıkmayan yargı arkada neler pişirir ondan sonra görüyoruz. Sonuç her alan gerileme ve giderek çetelere teslim olma. Bugün Yıldıray Oğur detaylı yazmış futbolcuları dolandıran banka çetesini. Savcıların bankayı ve sorumluları dışarda tutmak için ne laf dolambaçları yaptıklarını. Sonuçta herşey yargıda bitiyor. Suçlular hesap ödemiyor bu memlekette. Yapanın yanına kar kalıyor her türlü yolsuzluk, hırsızlık, dolandırıcılık, ve sorumsuzluk. O yüzden hiç bir iş düzgün gitmiyor. Ve bunların bir sorumlusu var.

  10. Sayın yazar haklı olarak “Liste bana eksik geldi.” diyor,
    nitekim sosyalmedyadan paylaştığı videoları ve kıllı göğüs dekoltesiyle tanınmış, birçokları gibi kendilerinin de gönlünde taht kurmuş karadenizli bir çete liderimiz daha vardı,
    sahi geçen seçimde nerdeyse muhalefetin cb adayı olacak kadar ağzının içine bakılan o tosuncuk şimdilerde ne yapıyor acaba?
    Çete lideri, suç örgütü demişken aklıma geldi de:))))))))))

Yoruma kapalı.