Yalanlanan raporda AK Parti’yi kızdıran ne?

0
Reklam

Dünyada bir partiyle yakın çalışan düşünce kuruluşu sayısı hiç az değil. Demokrasilerde, kuruluşlar yakını oldukları partiye bilgi ve akıl üretir; parti iktidar olduğunda, o kurumlardaki uzmanlardan bazıları hükümette veya bürokraside görev alırlar.

ABD’de Council on Foreign Relations (CFR) bünyesinde hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi uzman çalıştırır; hangi partinin adayı seçilirse seçilsin, yeni başkan yanına CFR’dan uzmanlar alır.

Almanya’da partilerle kurumlar olağanüstü yakındır. Konrad-Adenauer Hıristiyan Demokrat Parti’nin, Friedrich Ebert ise Sosyal Demokrat Parti’nin kurumudur. Anayasa gereği, devlet bu kurumlara her yıl belli bir kaynak da ayırır.

İngiltere’de her kurumun hangi partiye yakın olduğu bilinir, kimse bunu yadırgamaz.

Bizde ise yadırganıyor. Neden öyle algılanıp yadırgandığını anlamakta zorlanıyorum.

Gazete Pencere’den Nuray Babacan AK Parti ile gönül bağı bilinen uzmanların çalıştığı SETA tarafından hazırlanıp Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a da sunulmuş olan bir rapordan söz etti.

Parti yönetimi ile Erdoğan’a sunulan rapordan verdiği başlıklar şunlar:

Toplumda adalet duygusu zedelendi.

Ekonomide gelir dengesi bozuldu.

Partide gruplaşmalar tehlikeli boyutlarda.

Kadrolarda heyecan kalmadı, partinin 23. yılı heyecansız kutlandı.

Toplum psikolojisinde Erdoğan’ın dokunulmazlığı kalktı; sonuçlardan artık bizzat o sorumlu tutuluyor.

Raporla ilgili haber-yorum, bir hayli geç olmakla birlikte, yalanlandı.

Cumhurbaşkanlığı, AK Parti ve SETA’nın açıklamalarından böyle bir raporun söz konusu olmadığı anlaşılıyor.

Günlerdir tartışıldığı için nereye gitsem bana aynı soru yöneltiliyor: “Rapor doğru olabilir mi?” sorusu…

O kadar çok sayıda makam yalanladığına göre raporun var olmadığı anlaşılıyor.

Rapor yoksa da, yalanlanan rapora atfedilen tespitler ile varılan sonuç göz ardı mı edilmeli?

Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının geçersiz sayıldığı günümüzde, yargıya müdahale edildiği suçlaması gerçekleri yansıtmıyor mu?

Uygulanan politikalar, bugün olduğu kadar dün de, zengini daha zengin etmiyor, emekli açlık sınırı altında ne yapacağını bilemez halde değil ve ekonominin dengesi yerli yerinde mi yani?

Partideki hizipleşmelerin varlığı için Mehmet Şimşek’in ne hale getirildiğine bakmak bile yeterli.

Partinin 23. yılı kutlamalarında, dinleyicilerde de konuşmacılarda da heyecan yoktu işte.

Yazıda yalanlanmış rapora atfen verilen başlıkların hepsi doğru olduğu gibi, toplumun, AK Parti genel başkanı da olan Tayyip Erdoğan’a, artık güncel sorunların faturasını çıkardığı da doğru.

SETA veya bir başka vakıf, yakın olduğu AK Parti’ye ilk seçim yenilgisi ile gelecekteki muhtemel yenilgiler üzerine bir rapor hazırlayacak olsa, herhalde onda yer alacak başlıklar yalanlanan raporda ele alındığı ileri sürülenlerden ibaret kalmazdı.

AK Parti tabanından kaçışlar hızlandı ve yanlış üzerine yanlış yapılarak hıza hız kazandırılıyor.

Yanlış icraatlardan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın suçlanması neden yadırgansın ki? Hemen her konuda, toplumun karşısına çıkarak, “Her konudan ben sorumluyum, ben” diyen bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan.

Zaten, MHP ile işbirliği halinde ülkeye getirdikleri ‘cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi’ de, Cumhurbaşkanlığı makamına, dünyada hiçbir seçilmiş lidere nasip olmayan genişlikte yetkiler sunuyor.

Her lider gibi, Cumhurbaşkanı Erdoğan da, döneminde hep iyi icraatlarının öne çıkarılmasını arzuluyor olabilir, ancak iyiler yanında kötü olanların da tartışılması dünyanın bir gerçeği.

Keşke, iktidara en yakın kuruluş olan SETA, hem yalanlanan rapordaki başlıkları hem de daha ileri eleştirileri içeren bir çalışmayla, başka ülkelerdeki benzerlerinin hiç çekinmeden yaptıkları gibi, gerçekleri raporlaştırsaydı.

Çekinilen ve bu sebeple var olmadığı pek çok ağızdan yalanlanan haberde ele alınan türden iktidar eleştirilerini, AK Parti’ye yakınlıkları yüzünden ‘yandaş’ diye anılan bazı yazarlar da son zamanlarda yapıyor.

Zamanının en zengini petrolcü John Rockefeller, iyice yaşlanıp hasta yatağına düştüğünde, oğulları ve yakınları, o rahatsız olmasın diye, yalnız olumlu haberler ve övücü yazılardan oluşan tek nüsha basılmış bir gazeteyi her sabah kendisine sunarlarmış; gerçekmiş görüntüsüyle…

Herhalde öyle pembe bir rapor istenmiyordur.

ΩΩΩΩ

Reklam