Yerel seçim öncesi partiler tavırlarını belirlerken onlara bakarak hazırladığım benim değerlendirmem

36
Reklam

Yerel seçime giderken ortalık biraz olsun aydınlanmaya başladı.

İlk tespitler özetle şöyle:

Partilerin büyük çoğunluğu seçime kendi adaylarıyla girecek.

AK Parti ile MHP bu seçimde de mevcut birlikteliklerini devam ettirecek; pazarlıkta anlaşabilirlerse onlara Yeniden Refah Partisi’nin de katılması mümkün.

CHP bu seçimde işbirliği için kapısını çaldığı İYİ Parti’den red cevabı aldı. İYİ Parti adına konuşanların bu kararı açıklarken benimsedikleri üsluba bakılırsa, seçimde İYİ Parti AK Parti’den daha fazla CHP’ye muhalefet edecek.

CHP şimdiye kadar seçime yalnız başına girdiğinde başarısız olacağını kabul eder bir alçak gönüllükle işbirliği arayışındaydı; bu seçimde adayları o yüzden şimdiden ‘seçilemeyecek aday’ görüntüsünü kazandı.

 AK Parti ve MHP’nin hangi illerde ve ilçelerde kimi aday göstereceği açıklanmadı; ancak MHP liderinin son açıklamasına bakılırsa, iki parti arasında bu alanda da su sızmıyor.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP genel başkanı olarak son ana kadar güvendiği ‘6’lı masa’nın diğer partileri, kendileriyle işbirliği arayışında bulunan parti olmadığı için, bu seçime onlar da kendi adaylarıyla katılacaklar.

Reklam

Bunlar partilerin şimdiye kadar açıkladıklarına, açıklamayanların da tavırlarına bakarak durumdan çıkardığım özet.

[Yanılabilirim, daha doğrusu partiler bundan sonraki dönemde beni yanıltabilirler…]

Partiler neden işbirliği yapmayı değil de kendi başlarına seçime girmeyi tercih ederler?

AK Parti, CHP, HEDEP ve MHP dışındaki ismi dikkate alınmaya değer olanlar, kuruluşları nispeten yeni partiler. Son üç seçimde -2018, 2019 ve 2023- bu partiler kendilerini seçmene içlerinden çıkardıkları adaylarla sunmadılar. Kimi Cumhur İttifakı, kimi de Millet İttifakı içerisinde yer alarak çoğu seçime girdiler. 

İttifak içerisinde bulundukları halde İYİ Parti ve Yeniden Refah Partisi kendi adaylarıyla seçime girmiş olsalar da, yöneticileri, muhtemelen, ittifak içerisinde bulunmalarının kendilerine oy kaybettirdiğini düşünüyor olabilir.

Her parti bu seçime kendi adaylarıyla katılarak gerçek seçmen sayılarını öğrenmek istiyor herhalde.

Yapılan bazı açıklamalardan bu niyet anlaşılıyor zaten.

Acaba bu karar akıllıca mı?

Reklam

Sorumdan bir olumsuzluk sezenleriniz doğru düşünüyor. Yerel seçimlerde, genel seçimlerden farklı olarak, partiler yanında adaylar da önem taşır; hatta bazen partilerden daha fazla önemlidir adaylar. Oy oranı genel seçimde ihmal edilecek kadar az çıkmış partilerin belediye başkanlığı için aday gösterdikleri şahıslarla kazandığı iller ve ilçeler her seçimde görülmüştür.

Özellikle önümüzdeki seçimde adayların kişilikleri daha da önemli unsur olacak.

Eğer bu beklentim seçimde doğrulanacak olursa, partiler, aldıkları oyu yanlış değerlendirecekler demektir.

Kişiliklerin önem taşıyacağı bir seçim öyle bir ortamda yapılıyor ki, partiler bulundukları il ve ilçelerde ‘seçilebilecek aday’ bulmakta zorlanabilirler. Siyaset, parlak insanları cezbetmek bir yana, onların uzak durmayı yeğleyecekleri bir durumda şimdilerde. 

AK Parti, işte görüyoruz, İstanbul ve Ankara’ya aday bulmakta zorlanıyor.

[Muhtemelen adayları bellidir, ancak onları yıpratılmasınlar diye ilan etmekten kaçınıyor olabilir AK Parti. “Yıpratılamayacak aday bulmakta zorlanıyor” da denilebilir.]

Şu sıralarda diğerlerinden daha şanslı görünen yine de AK Parti. Adayları bile henüz belli olmadığı halde böyle.

Muhalefet bölük pörçük ve bu da iktidar partisinin lehine.

Her bir parti kendi adaylarıyla seçime katıldığında, hepsinin adayı gerçekten olumlu özelliklere sahip, halk tarafından sevilen kişiler bile olsa, şimdiki durumda, iktidarın adayının şansı hepsinden daha fazla olacaktır. 

Oylar bölünür ve aradan biri diğerlerinden pek az fazla oy aldığı halde seçilecektir çünkü.

[Tayyip Erdoğan’ın büyükşehir belediye başkanı seçildiği 1994 İstanbul seçiminde, her parti güçlü adaylar çıkarmış, oylar beş parti arasında bölünmüştü. O seçimde İlhan Kesici (%22.14), Zülfü Livaneli (%20.3), Bedrettin Dalan (%15.46) ve Necdet Özkan (%12.38) arasında oyların bölünmesi Tayyip Erdoğan’ın %25.19 oy ile İstanbul büyükşehir belediye başkanı seçilmesi için yeterli olmuştu.]

31 Mart 2024’te yapılacak yerel seçimde de, pek çok il ve ilçede, oylar 1994 İstanbul seçiminde olduğu gibi, partiler arasında bölünürse şaşırmam.

Sizler de şaşırmayasınız.

Bu duruma nasıl geldik?

En son genel ve cumhurbaşkanı seçimi öncesinde muhalefetin ‘6’lı Masa’sını Meral Akşener’in devirmesiyle… 

Türkiye siyasetine 2018 seçimlerinden bu yana damgasını vuran politikacının…

ΩΩΩΩ

Reklam

36 YORUMLAR

  1. Şimdi kabul etmek lazım ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bileğini bükecek bir siyasetçi Türkiye’de şu anda yok. Bu yüzden siyaset yapanlardan bazılarının hesaplarını yerel seçim değil 2028 için yaptığını düşünmek hatalı olmayabilir.

    İYİ Parti Genel Başkanı Akşener bu seçimde ittifak ya da iş birliğinden kaçınıyor. Acaba İmamoğlu ve Yavaş ikilisinin kazanamayacağını CHP’nin oy kaybedeceğini düşünüyor olabilir mi?

    Zira CHP’deki ağır bir hezimet hem Özel hem de İmamoğlu için siyasetinin sonu olabilir. Bu durumda muhalefet açığı ortaya çıkar.

    Böyle bir pozisyonda eğer İYİ Parti’yi gerçekten toplumda karşılığı olan bir parti haline getirip; bir şekilde siyasetini de insanlara kabul ettirebilirse, bir bakmışsınız İYİ Parti Türkiye’nin ana muhalefet partisi olmuş. Yani Akşener kaybederken kazanmış…

    Şimdi içinizden “CHP’nin yüzde 25 kemik oyu var ve bu oy her zaman cepte” diye düşünenler olabilir ama geçmişte Baykal’ın baraj altında kaldığını da unutmamak gerekiyor. O yüzden tüm CHP seçmeninin “çantada keklik” olduğunu düşünmek belki de CHP siyasetinin en büyük hatalarından birisi.

    Çünkü bu durum aynı zamanda belediye başkanlarını da konforlu bir yöne sevk ediyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu’nun balıkçı buluşması, kar tatilleri, İstanbul’u sel alırken tatile gitmesi hep bu bakış açısının bir yansıması. Zaten aklı sürekli cumhurbaşkanlığı seçiminde olduğu için, “İstanbul’u ne kadar ciddiye aldı?” sorusu da gündemde. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in “İzmirliler sadece hizmete değil, laikliğe, özgürlüğe cumhuriyete oy veriyor” açıklaması tam da bu bakış açısının bir tezahürü. Bu yüzden de hizmete, milletin gönlüne girmeye odaklanmak yerine, sırtını HEDEP’e, İYİ Parti’ye yaslama çabası içinde oldular. Ancak gördüğümüz kadarıyla evdeki hesap çarşıya uymadı. Bakalım seçmene uyacak mı?

  2. bir soru da benden olsun;

    ittifak sözcüğü devletler arasındaki iş birliğini tanımlıyordu galiba (ittifak_müttefik devletleri_itilaf devletleri), koalisyon sözcüğü de bir devletin siyasi partileri arasında iktidar olma amacıyla iş birliği yapmasını tanımlıyordu. sonra Erdoğan nereden aklına estiyse ya da kim aklına soktuysa Cumhur İttifakı ifadesiyle uluslararası kavramı iç siyasete taşıma gereği duydu.Yıllardır Amerikayı yıkıp Avrupayı dağıtma hayallerinin tezahürü olsa gerek.

    buna göre sorum şöyle;

    Genel seçimlerde cumhurbaşkanlığını ve 31 Mart yerel seçimlerinde de belediye başkanlıklarını kazanmaktan sorumlu AK Parti genel başkan yardımcısı Meral Akşenerin öncülüğünde millet ittifakının dağınık görüntüsü yani muhalefetin dağılması aynı zamanda batı bloğu ülkelerinin dağınıklığına bir işaret değil mi?

    Putinin Ortadoğuya geri dönmesi olarak ifade edilen müslüman arap ülkelerini ziyareti cumhur ittifakının yerli yerinde kalmadığını güçlenerek ittifakı sağlamlaştırdığı şeklinde düşünebiliriz sanırım.

    şimdi dikkatlerimizi putine mi çevirmeliyiz yoksa batı ülkelerine mi?

  3. Mesele Basit

    Akparti mhp ile birlikte seçimlere girecek. Mhp ege ve akdenizde aldığı bazı belediyeleri ittifak içinde ittifak ile iyi partiye bırakacak, Aydın, izmir gibi illeri alan iyi parti karşılığında istanbul ve ankarada aday çıkarmayacak.

  4. FÜTURSUZCA
    2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde H.C. vak’ası vardı.
    Profil fotoğraflarında bile Erdoğan’ın resmini kullanan yandaş H.C. hararetle Kılıçdaroğlu’nun adaylığını savunuyor CHP’ye danışmanlık yapıyor, o derece ki, bir yanına İstanbul il başkanını, bir yanına İBB başkanını alıp(bu esnada İBB başkanı haklı olarak tırnaklarını yiyor) basın toplantısı yapabiliyor.
    Tam manasıyla “yuh artık dedirtecek bir tablo itina ile çizilmişti.
    Şu anda muhalefetin ortaya koyduğu tablo da böyle.
    Ana muhalefetin yeni başkanı hiç bir toplumsal tepki ortaya koymaması nedeniyle, tamamen eskinin devamı olduğunu görmek isteyenlere gösterdi.
    Yavru muhalefete gelince, “iktidar ortağı” muhalefetten cesaretle kararlar alıyor.
    O da o derece ki, “ülkemizde siyasal daha doğrusu psikolojik deney mi yapılıyor?” dedirtecek cinsten.
    Yada “herkes delirdi de bizim mi haberimiz yok?” dedirtecek boyutta.
    Demek ki, bu derece fütursuzca hareket ettiklerine göre “güç sarhoşluğunun zirvesindeler” .
    “Muhalefet hangi gücü kallanıyor?” diyebilirsiniz.
    İktidardan “devşirdiği gücü kullanıyor.

  5. M.kaya 8 Aralık 2023 De 10:34

    mustafa bey, muhalefete seçim kaybettirenin aslında akşener olmadığını, asıl sebebin millet ittifakına PKK ve kandilin batının gavurun verdiği destek olduğunu düşünüyor.
    geçen seçim iki kişiden birinin oyunu iktidar alırken diğerinin oyunu da muhalefet aldı. sonucu az bir farkla yabancı oylar belirledi.
    yani bu durumda bu ülkede iki kişiden biri pkk ve kandili ve batıyı ve gavuru destekliyor. durum vahim desenize.
    yani iktidar batı desteklemediği için kazanıyor bu durumda?
    yani iktidarın devletin tüm gücünü seçim kazanmak için seferber etmesi bir neden değil?
    popülist yaklaşımlarla seçim öncesi verilen imkanlar?
    dağıtılan paralar?
    ayrılan kadrolar?
    biz iktidarı seçen seçmenin profiline baktığımızda
    daha çok yardımlarla geçinen dar gelir grubunun ağırlıklı olduğunu görüyoruz. batı desteğine kafa yormaktan çok ne aldığına bakıyor sanki. 2022 verileriyle 4.4 milyon kişi devlet yardımı alıyor, aileleriyle kaç kişi eder? parti kanalıyla iş bulan, tanıdık aracılığıyla işe yerleşenler??? muhalefete kandil nedeniyle mi oy vermiyor???
    rakamlar çok açık ve ortada aslında gerçeklere bakarsak,
    kandil desteği, yok batı desteği falan biraz fazla arabesk değil mi cidden???
    ama evet, tencere kıl payı kazanmadı, az yardımı bile muhalefet gelirse kesilir diye düşünerek razı oldular,
    ama evet, peker sallamadı, yolsuzluğu sorun etmediler,
    ama evet, yolsuzluk sefalet diz boyu olmadığını düşünenler varmış.
    fakirlik arttıkça oy oranı artabilirmiş, yeni sosyolojik gerçeğimiz biraz böyleymiş.

    öte yandan
    aslına bakılırsa bugün batı ne istiyor da olmuyor mesela?
    bizim gibi bir ülkede ne olmasını ister bunlar dersiniz?
    ekonominin kötü gitmesini mi?
    sefalet endekslerinde en üst sıralara tırmanmamızı isterler mi acaba?
    enflasyonun yüksek olmasını?
    tarımın ve hayvancılığın gerilemesini?
    yargının sorunlu olması işlerine gelir mi ya da
    halkın kutuplaşması?
    göçmenlerin kendi ülkesine gelmesindense türkiye de olmasını mı ya da kalmasını mı diyelim tercih ederler?
    biz de batının göçmenleri ülkede tutanları değil, hepsini göndereceğiz diyen muhalefeti desteklediğine inanalım!
    coğrafyamıza ve bizim gibi ülkelere baktığımızda çok ortak payda var;
    yoksulluk, yolsuzluk, adil olmayan gelir paylaşımı, işini bilenin, tanıdığı olanın düzeni, makam keyfiyeti, vergi adaletsizliği, mafya bolluğu, kutuplaşma sanki bir elden yönetiliyormuşuz gibi değil mi zaten?
    aslında biraz üzerinde düşünmek yeterli bile olabilir. basit bir iki soru…
    batı neden muhalefeti desteklesin?
    zaten bütün zamanların en kötü günlerini yaşıyoruz.
    açlık sınırı;
    dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 14.025 TL’ye yükseldi.
    yoksulluk sınırı;
    Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarı (yoksulluk sınırı) ise 44,573 TL dir.
    bu ülkede 7.500 tl ile geçinmeye çalışan emekli bir çoğunluk var,
    bu ülkede 11.400 tl ye çalışanların yarısından fazlasını oluşturan asgari ücretliler var.
    meclisin yarısı ise 150.000 civarında alıyor, yönetici kesimin hali ise malum.
    ve sayın kaya
    bu duruma bakıp, batının muhalefeti desteklediğini düşünüyor. ya da kandilin.
    pek akıllıca davranmıyorlar bu durumda öyleyse.
    ya da muhakeme de bir sorun var.

    • Didem hanım “aslına bakılırsa bugün batı ne istiyor da olmuyor mesela?” diye soruyor,
      Mesela “kavala” gibilerini mapustan çıkartmak istiyorlar ama başaramıyorlar, öyle değil mi?

      • bronson çıktı,
        deniz yücel de ve pek çokları.
        kavala pek umurlarında değil galiba…

    • Didem hanımcım ..hakkaten muhakeme sorunu var…%200 enflasyonda ..hayat pahalılığında…ekonominin berbat olduğu bir ortamda…bazı liyakatsızlıklar Peker şu bu gibi bombardımanlarda …üstelik pandeminden çıkılmış ve millet gerçekten tutunacak bir dal ararken…ve üstüne üslük🙂deprem olmuşve 50 bin insan ölmüs 10larca sehir mahvolmuş milyonlarca insan olumsuz etkilenmiş bir ortamda ve 20yıllıkbir yıpranmışlığa ramen ve 10 parti birleşerek yine seçimi kaybettiler…evet burda bu sećim kaybetmelerindeki sebep sizin yüksek muhakemenize göre nedir.. iki adaylı bir seçimde elbette biri yüzde 50 üstünde alacakdigeri biraz altında alacak…birde PKK ve kandilin gavurun millet ittifakını destekledigi yalan mı???bu yüzden kaybetti..haaa milletin demek ki yarısı PKK ve kandili destekliyor çıkarımınız siyaseti bilmediğinizi gösteriyor…insanlar ideolojik saiklerle oy veriyor…bu demek değil ki pkkve kandilin desteklefigi adaya oyveren herkes bunu onaylıyor…işte ideolojik siyasetin sonucu ..
      sizin yüksek muhakemenize göre yukarda saydığım o kadar olumsuzluğa ramen iktidar ne yaparsa kaybedecekti.veya muhalefet ne yaparsa kazanacaktı…

      • bir ülkenin bağımsızlığı ekonomisinden geçer, tarımından, hayvancılığından, sanayisinden, eğitiminden, demografik yapısından
        ve yargısının bağımsızlığından geçer.
        hepsinin hali ortada.
        ama biz koskoca 90 milyonluk ülke böyle bir orduyla bir avuç pkk lı üzerinden parçalanma korkusu yaşıyoruz, çünkü öyle empoze ediliyor, bu bir avuç kandilli de muhalefeti destekliyor, muhalefet te ülkeyi onlara satacak, komik bence. deli saçması.

    • Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarı (yoksulluk sınırı) ise 44,573 TL dir.
      bu ülkede 7.500 tl ile geçinmeye çalışan emekli bir çoğunluk var, evet doğru.
      bu ülkede 11.400 tl ye çalışanların yarısından fazlasını oluşturan asgari ücretliler var.🙂 evet dogruuu
      yoksulluk, yolsuzluk, adil olmayan gelir paylaşımı, işini bilenin, tanıdığı olanın düzeni, makam keyfiyeti, vergi adaletsizliği, mafya bolluğu, kutuplaşma….
      dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 14.025 TL’ye yükseldi..eveeet..doğru…

      şimdi iki basit soru..
      bu kadar olumsuzluğa ramen bu insanlar niye muhalefete oy vermiyor..iktidara oy veriyor…çunki ekonomik olarak muhalef de olsa bundan daha kötü olamaz🙂🙂ama asıl milletimin korktuğu PKK kandil de muhalefeti destekleyince millet devleti koruma parçalanmama korkusu ile iktidara yine oy verdi…
      siz bunu anlamamakta devam edin…zaten erdoganinda eminim istediği bunu anlamamanız 🙂

      • cevap yorumumda var aslında
        seçmen muhalefete oy vermiyor diye bir şey yok, iki kişiden biri veriyor ama iktidar devletin bütün gücünü kullandığı için
        ve yardımlarla hayatını idame ettiren milyonlar olduğu için,
        iktidardan beslenen bir saadet zinciri de olunca
        üstelik yurt dışı oyları sonucu belirlediğinden
        muhalefet yeterli çoğunluğa ulaşamıyor
        yoksa kandil, pkk yok dış güç belki sınırlı sayıda kişiyi etkiliyorsa da seçimi kazandıran saikler böylesi arabeskler değil.
        erdoğanın ne istediğini bilmiyorum ama refah istemediği kesin, ne kadar fakir o kadar oy gibi bir sosyolojik gerçeğimiz var.

        • Hayret yaa! Erdoğan refah istemiyor diyorsun. Refah Erdogan grubuna katılacakmış! Tüm ülkeye erdoğan istemese de refah gelecek😂😂🙂🙂😂

        • muhalefet niye iktidar olamıyoru bulduk…😂yardımlar makarna kömür…saadet zenciri….yurt dışı oylar ….halbuki muhalefet daha fazla makarna verecem deyip açları celbedebilir…saadet zencirine dokunmacam deyip kendi zincirine katabilir…yurt dışı oylar…bunu da herhalde şöyle muhakeme edersiniz. yüro doları iktidar yükseltiyor ya onlarında işine geliyor o yüzden oy veriyorlar..muhalefet gelse yüro yüz düşürür..😂tabi bütün bu iyi niyet ve samimiyet durumunda PKK ve kandil de dahil ki muhalefeti destekliyor.. tamam şindi muhakeme ettim.birde iktidar bizi fakirleştir vardı….

          • muhalefet daha fazla makarna vereceğim diyebilir ama medyanın %90 kadarını iktidar kontrol ediyor ve bunlar gelirse(muhalefet) yardımlar kesilir diyor. saadet zincirine dokunmayacağım dese ki, mümkün değil, kim inanır? her yer üç-beş yerden maaş alanları bırak, şişmiş kadrolarla dolu. üç beş kişilik pkk nın ülkeyi böleceği olacak şey, inanılacak iş mi? ama medyanın % 90 ı bununla korkutuyor.
            fakirlik ise artık elle tutulur bir gerçek değil mi?

      • natanyahu da seçim kazanıyor, sisi de…esad ve diğerleri de…
        devlet imkanlarını kullanan herkes seçim kazanabilir,
        nitekim kazanıyorlar.

        • dediğiniz şey seçim..demekki ortada bir seçim var…insanlar hür bir şekilde iradelerini kullanıyorlarsa ve birilerini seçiyorlarsa burda seçilemeyenler kendilerine bakacak..bizneyi eksik yapıyoruz..nerde bu seçmeni anlamıyoruz.nerde niye çogunluk olamıyoruz…diye…makarna ise makarna… saadet zenciri ise Zencir….işte mesele birlikte olduğun insanlar ve izlediğin siyaset ile bunları millete inandımak..hele de yüzde 200 enflasyon ve hayat pahalılığinda daha kolay..ama PKK ve kandilin desteğini alınca …….Didem hanımcım sen aynı chp zihniyeti gibi makarnaya zencire şuna buna bağla..yine insaflısın…😂😂bize eğitimsiz cahil demedin…

          • eğitimsiz ve cahil olduğunu düşünmüyorum, bilakis.
            neşen de ayrıca değerli bence.
            kişi olarak senle benim aramda bir fark yok sonuçta, sen bir fikirsin ve ben de bir fikirim. paylaşıyoruz. kimseye cahil demem, benim derdim cahillikle, eğitimsizlikle. bu hepimizin derdi olmalı değil mi zaten?
            ben muhalefetin başarısız olduğunu kabul ediyorum yorumlarımda hep yazıyorum
            ama seçim kazanmanın bir başarı olmadığını anlatmaya çalışıyorum, hepsi kazanıyorlar yani devlet gücünü elinde bulunduranların hepsi. burada bir başarı yok, imkanlar var.
            medya aracılığıyla,
            senin deyiminle makarna ve zincirle. bedeli fakirlik. adaletsiz paylaşım. kutuplaşma.
            bir seçim yok burada, şartlar var.
            chp iktidara gelmesin diye akp ye oy veriyor değil misiniz?
            seçim mi bu şimdi?

  6. Eğer Ekrem İmamoğlu bu şartlarda belediyeyi cebine koyarsa ( İYİ partinin desteği olmadan ) yürü ya kulum zaman sana çalışıyor kader hükmünü vermiş olamaz mı .

    • Tahsin bey bu da soru mu şimdi?
      İbb seçimini kaybeden chp adayları gelip partinin başına otururlar zaten, bu bir gelenektir, yürü ya kulumla ne ilgisi var?
      Bir istisnası sarıgül olmuştu(kadrosuzluktan dolayı:) o da şimdi gün sayıyor, giderayak agası onu tekrardan chpye koymuştu hatırlarsanız, arkası gelir yani, yerel seçimleri bir görelim de:)

  7. İstanbul ve Ankara %1-2 ile kaybederlerse Gözler iyi parti üzerinde olacak diyen partililer çoğaldı.

  8. Bu duruma nasıl geldik?
    En son genel ve cumhurbaşkanı seçimi öncesinde muhalefetin ‘6’lı Masa’sını Meral Akşener’in devirmesiyle…
    😂Tam CHP zihniyeti..yani bu duruma bizi getiren Meral aksener.😂seçimin kaybedilmesinin bu durumun hatta marttaki secimlerin bile kaybedilirse sebebi CHP ….yönetimi…..izledigi siyaset……değil…..sebebi aksener😂😂😂😂
    hani tencere götürüyordu…yolzusluklar açlık sefalet diz boyu idi….memur ezilmiş ..işçi perişan …çiftçi yokolmuş ekmeğe muhtactı.128 milyar nerede idi.sedat Peker salıyordu….Davut calut benzetmeleri..millet bıkmış gün sayıyordu…akp inecek iktidar neden değişecegin binlerce sebebi yazılıyordu😂ne oldu……….butün suçlu aksener…CHP değil…CHP nin sırf oy için PKK kandilin onca desteğine gık çıkarmamaşı değil….hala seçime kaybettiren şeyin aksener veya masadan kalkma değil millet ittifakına PKK ve kandilin batının gavurun verdiği destek olduğunu hala anlayamadınız😂😂😂😂anlamayında 😂bu daha iyi..😂

  9. Dün Karar gazetesinde Optimar Hükümete yakın anketci tarafından AKP Aday olacakların Ekrem imamoğlu karşısında aldıkları oyu yayınladı.

    Ekrem imamoğlu En az %15 fark yapıyor.

    Anket firması rahatsız oluyor. İLAN edilmeyen sonuçlara bakmayın diyor. Kelimeyi fark etmeden yanlış kullanıyor. Demek ki böyle anket yapmışsın İLAN edilmeyen diyorsun.

    Ankarayıda Mansur Başkan alıyor. Diğer muhalif partiler buralarda sönük aday veya hiç göstermemeleridir.

    Optimar anketinde gördüğümüz gibi Diğer muhalif parti seçmenleride Bu iki Başkanı destekliyor.

    Dün karar Gazetesine Kemal kılıçdaroğlu, Karar gazetesi adına Güzel Bir yazı kaleme almış.
    Bir sağcı olarak üzülüyorum Böyle donanımlı, ve ülkeyi bir araya getirecek kişinin Cumurbaşkanı olmadığınaa üzülüyorum.

    Kemal beyin Dün kararda çıkan yazısı “ÇÜRÜME”

    • çürütme olaydı iyiydi:)) Okulda demir blokları kesebilmek için önce çürütme denilen yöntemi uygulardık. Bildiğiniz gibi önce matkapla kesilecek çizgi boyunca delikler açıp sonra keski ve balyoz yardımı ile buradan koparırdık. Çıkan çapaklı parçayı daeğele babam eğele. ne saçma yöntemmiş galiba elimiz kırılsın diye aylarca uğraştırdılar. Neyse konuya geleyim. Hani bu şahıs seçimden önce 430 milyar dolar çalanları bildiğini, bunlara “aloo ben kemal ke mal ulan getirin parayı” diyecekti Seçimi kaybetti tıs yok. Seçimde sormadım zira ” seçimden önce açıklarsam kaçarlar, seçimden sonra bizzat ilgileneceğim” der diye korktum. Hadi seçim bitti, tamam kaybettin ama Türk halkının kendisinden 430 milyar dolar çalanları bilmek hakkı yok mu. Bu nasıl fikri takip sayın yazar dahil bu konuda seçimden önce akpartiye vurmak için yüzlerce yazı yazdı, ” Seçimden sonra kim bu 430 milyar doları çalanlar isim isim açıkla” demiyorlar. HAdi solcu kitle müsait kileyebildiğin kadar kitle, 2.500 e atam leblebiyi havada yakalardı kitapları satabilirsin, hiçbir konuda sorgulama yetenekleri olmaz. Ama Bu memlekette solcu olmayanlarda var. Buradan sayın yazara çağrı yapıyorum, kemal onu kırmaz şu 430 milyarı çalanları, kemalin telefon edeceği kişileri isim isim açıklayın. Milyonlarca okur kazanırsın daha ne?

    • Optimar açıklama yapmış;
      MANİPÜLATİF GİRİŞİMLERE KARŞI UYARI
      Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

      “OPTİMAR adı kullanılarak dolaşıma sokulan kamuoyu araştırmaları olduğunu geleneksel ve sosyal medyada görmekteyiz.

      OPTİMAR kurumsal kanalları tarafından ilan edilmeyen araştırma sonuçlarına itibar edilmemesi ve bu yolla kamuoyunda kafa karışıklığına yol açabilecek manipülatif girişimlere karşı dikkatli olunmasını değerli takipçilerimizden istirham ederiz.”

      Kılıçdaroğlu da yüzde 60 ile alıyordu.
      Kılıçdaroğlu emekli oldu, sıra Ekrem de.

  10. “İYİ Parti AK Parti’den daha fazla CHP’ye muhalefet edecek.” Sanrısı yannış🙂.
    -Parti öyle gösterse bile seçmen sağ gösterip sol a verebilir🤗.
    -Cumhur cephesi tam bir birlik içinde!
    Seçmen görüneni okumayı çok İYİ becerir
    (İYİ işte burda kazanır😂).
    Görünmeyen gizli olan:
    İYİ parti bir bölen!! konumu ile tüm il-ilçelerde istediği partiye kazandıra bilir!!
    Bir HAKİKİ GERÇEK OLAN:
    -Cumhur parisinde “adayın kim olduğunun bir önemi” YOHTIR😯.
    -Muhalefet cilik oynayanlar ise,
    Biriniz tramp ı öbürünüz kabe imamını diyeriniz natanyahuyu getirin isterseniz;
    “BU KAFAYLA BİR ARŞIN YOL GİDERSİNİZ”.

  11. Tespit çok yerinde. Akşener belli bir misyonun siyasetini yapıyor. Bunu İYİ partililerin görmüyor olması zor. Bu zikzaklı siyasetin bedelini de ödemiyor. Karşılığını da almıyor İYİ parti. MHP örneğin hiç bir bedel ödemeden iktidarın ortağı. Devlette kadrolar önlerine seriliyor. Peki İYİ parti bu hizmetlerinin karşılığını alıyor mu, yada nasıl alıyor diye soruyorum. Üstelik parti kaynaklarının da bir taraflara götürüldüğü iddiaları var. Almıyorlar üstüne de veriyorlar gibi. Bunlar nasıl partililer. Parti deyince bir yerden nemalanmak anlaşılıyor Türk siyasetinde. Bunlar neden böyle. Ne siyaseten ne maddi manevi hiç bir kazanç yok. Ne kendine ne ülkeye faydası da yok. Bu nasıl bir iş?

    • Ender bey “birlikte iyi salladık”, “dostlarımızla birlikte kazanacağız” günlerini çoktan unutmuşuz bakıyorum?
      Öküz öldü ortaklık bozuldu işte!
      Şimdi daha ballı başka bir rant görmüşlerdir, onun için “müstakil hür, özü başına yiyeceğiz” falan diyorlardır:)
      Başkanlık sisteminin en güzel yanı, tabela partileri bile kıymete bindi, onların da bir fiyatı var artık, bu yüzden muhalefet çok daha oynak bir zeminde yapılıyor, kayan düşer tabii…

  12. akp-mhp iktidarıyla ülkenin bi refah görmeyeceğini, adil paylaşımın gelmeyeceği bilakis mevcut durumu bile arayacağını sağır sultan pardon kör sultan bile anladı artık. ne ekonomi de, ne de diğer alanlarda durumun düzeleceğine dair ortaya konmuş bir reçete yok. yolsuzlukla mücadele edeceğiz denmişti bir kaç çete yakalamak dışında fazla bir yol almış değiliz, o da belli ki kişisel çabalara dayanıyor bir öncesinde bu da yoktu, oysa sistem yolsuzluk ürettiği için ve şimdilerde artık her yerde kustuğu için sistemin düzeltilmesi ve şeffaflaştırılması ve denetime açık olması gerekiyor bu yönde bir adım var mı? yok. neden yok? kimsenin işine denetlenebilir olmak gelmediği için belki de. saadet zinciri tadında herkes kendi makamının getirilerine odaklanmış.
    yazık ki halkın da böyle bir talebi yok.
    öte yandan muhalefetin durumunda da bir iyileşme yok.
    iyi parti, genel seçim öncesi % 15-16 oy oranına sahipti, artış potansiyeli de vardı ve ne oldu? birbirinden yanlış kararlar, tecrübeye yakışmayan davranışlar, partiyi % 10 oranına bile ulaşamayacak hale getirdi. yerel seçim sonrası bence bu oranı da arayabilir, artış potansiyelini gerçekleştiremedi belki düşüş potansiyelini başarabilir. dahası parti bazı iddia ve ithamlarla da çalkalanıyor, partinin kimi ileri gelenlerin vahim iddiaları var. bunlar bir suç duyurusu addedilmiyor ama ne hikmetse,
    ülkenin savcılarının araştırması gerekmez mi?
    iyi Parti ve chp nin yolsuzluk iddialarının araştırılarak, yolsuzlukla mücadele için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi için verdiği onlarca araştırma önergeleri akp-mhp tarafından her defasında ret edilmişti
    bari iyi partide olanlar araştırılsın. değil mi?
    iyi yönetilmezse her şey kötüye gider, meral hanım da partisini iyi yönetemedi, buna rağmen bakarsınız yine başkan seçilmiş. öyledir. biz de ne kadar başarısız o kadar uzun koltukta kalınıyor. bu anlamda kemal beyin gidişi herkesi şaşırttı zannerdersem.
    mevcut iktidar ve muhalefetle belli ki her gün bir önceki günü arayacağız.
    yeni bir oluşum bekleyeceğiz anlaşılan.
    dürüst, ahlaklı ve en önemlisi iyi niyetli insanların siyasette olacağı bir alanın açılmasını bekleyeceğiz.
    “Siyaset, parlak insanları cezbetmek bir yana, onların uzak durmayı yeğleyecekleri bir durumda şimdilerde.” diyor fehmi bey.
    öyle gerçekten.

    • Siyaset beni hala cezbediyor, uzak durmayı yeğleyenler iyi gün dostu çıkarcılardır…

      • Siyaset seni “hala” cezbediyor demek.
        uzak durmayı yeğleyenler iyi gün dostu çıkarcılar,
        yakın durmayı yeğleyenler kötü gün dostu çıkarcılar mı oluyor?

      • Bence de siyasete uzak durmak gerek. HDP adayına oy versem de kayyum gelecek. Ne oluyorsa olsun. Fazla da aralarında fark yok. hepsi Kenan Evren çizgisinde. katı bir milliyetçilik ve kibir.

    • Izdırabını anlıyorum DiDEM hnm, biz en iyisi “adam gibi adam” nitelikli bir “Sentez” Partisi kuralım, bu statükoya meydan okuyan yepyeni bir Parti olsun. Üyelerinin oluşturacağı acil çalışma grupları, eskilerin vadettikleri ama bir türlü yapmadıkları, yapmak istemedikleri ülke-yararlı konulara el atsınlar. Bu “Sentez” partisinin partiler-üstü nitelikli olmasına titizlik gösterelim. AKP/CHP dahil her partiden işinin ehli, kabiliyetli çalışken, genç politikacıları davet edelim. Her zaman derim her partide yetenekli kişiler vardır. Bunları “Sentez” çatısı altında bir araya getirmek önemli (çünkü bunlar bulundukları ortamda pek etkili olamayıp büyük ihtimal “çömez” muamelesine tabi tutuluyorlar)….

      Bu “Sentez” partisi ekonomi, iş imkanları en başta olmak üzere diğer önemli konulara öncelik versin. Mesela, İmam-Hatip okulları pilot birkaç örnekle “Sentez” kolejlerine evrilsin, “hazıflama modunda” değil, aklılları aktive edici, düşünce performanslı, geniş ufuklu, Yaratıcı”dan aldığı ilhamla “yaratıcı modunda” pırıl pırıl gençler yetişsin. Köy Enstitüleri, Anadolu’nun değişik yörelerinde seçilmiş pilot köylerden başlayarak bir seri “Sentez Enstitüleri” kurulsun. Bilim-teknoloji-sanat ağırlıklı, yeniden ağaçlandırma, toprak-su kalitesi, yenilebilir enerji/üretimi türü konularda pratik beceriler öğretilsin. Bunlar devlete önemli mali bir yük olmayacak şekilde sponsorlukla, neyin ne olduğunu, dünya standarlarını bilen sorumluluk sahibi, tercübeli kişilerin yönetim/denetim kadrolarına bırakılmalı… Daha neler yapılır neler… Tabi bütün bunlar “Akıl*İman Sentezi”ne göre böyle……

      ….
      Yepyeni bir ruh lazım, sessiz sakin derinden!
      Sarsmalı statükoyu hemen her yerinden!

      Ne erişilmez hedef, ne de ham bir fantazi
      Gelişmenin yolu şu; “Akıl*İman Sentezi”!

      Budur asıl Devrim! Paradigma kayması,
      Paşamız göremedi, pek yetmedi dehası!

      Onu aşmış olmakla, o da rahatlayacak,
      Herşey bir yana, eminim ruhu şad olacak!
      ……

      • insan üzülüyor gerçekten.
        bu kadar kaynağa, nüfusa, doğal zenginliklere sahip bir ülke,
        sefalet endekslerinde birinciliği zorlasın.
        evet, yeni oluşumlara ihtiyacımız var.
        öncelikli sorunumuz insan yetiştirmek, ahlaklı insan yetiştirmek sorunumuz var, milliyetçi, ülkesini düşünen, kalkınmak isteyen. bizde siyaset hizmet etmek için değil, rant elde etmek için bir araç. koltuğunu korumak isteyenler etrafında küçük çıkarlar için her şeyi yapacak adamları seçiyorlar ve siyaset alanı gittikçe kirleniyor, oysa doğru belli, yanlış belli değil mi gerçekte?
        evet, öncelik eğitim.
        ilk 3 yıl sadece ahlak dersi verilsin, etik, vicdan, sağduyu, tartışma kültürü ve anlayış öğretilsin.
        sonra her iş ehline teslim edilsin.
        hne kadar kolay aslında değil mi?

        • …..
          Zaaftan mustaripler her partide var,
          Rant fırsatı düşünür, hep “Nefs”i çıkar!
          Bazısı biraz, bazısı insafsız tarafından,
          İştahla “Nefs”ini doyurmağa bakar…

          Politika buna elverişli bir araç,
          Kaynaklar sınırlı, oraya buraya saç,
          Nüfusumuz doksan milyona dayanmış,
          Tüm ülke zorlanırken, birçoğu da aç!

          Kaynakları üretmek var, meşru yollarla!
          Anca orantılıysa bu “siyasi çıkar”la,
          Hemen hemen her proje mümkündür,
          Aldıran yok halk çıkarmı o işten karla….
          …..

  13. İYİ Parti önümüzdeki belediye seçimlerine tek başına katılma kararı aldı. İP Genel Başkanı Meral Akşener partisini aldığı kararı, “Medya operasyonlarıyla, baskılarla, iftiralarla, tehditlerle beslenip büyütülen iki kutuplu siyasetin karşısında Türkiye’nin demokratik milli yükseliş yolculuğunu başlatmanın gurur ve mutluluğunu hep birlikte yaşıyoruz.” diyerek savundu.

    Seçime daha 4 ay var, Akşener’in ifadesiyle medya operasyonlarına dayanabilecekler mi göreceğiz.

    Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde masadan kalkan Akşener medya operasyonuna 3 gün zor dayanabilmişti.

    Türkiye’nin ‘en tarafsız, en bağımsız’ gazetecileri İP’den gelen bu kara haberle yasa boğuldular. Yasla birlikte öfke de hâkim. Programlarına çıkardıkları İP yöneticilerine bir gazeteci olarak soru sormuyorlar, âdeta sorguya çekiyorlar. Ellerinden gelse canlı yayında İP yöneticilerini Filistin askısına alıp önce ıslatıp sonra elektrik verecekler. Bunların dert ettiği kadar CHP’nin yöneticileri dert etmiyordur. İşte böylesine Türkiye’nin ‘en tarafsız, en bağımsız’ gazetecileri bu özneler.

    Ak Parti ile MHP’nin belediye seçimlerinde de ittifaka devam edecekleri ve 30 büyükşehirde ortak aday göstereceklerinin açıklanmasıyla Türkiye’nin ‘en tarafsız, en bağımsız’ gazetecileri artık yaslarına yas mı eklerler yoksa intihar mı ederler bilemiyorum. Maaşlarını verenler düşünsün. Acizane tavsiyem, Türkiye’nin ‘en tarafsız, en bağımsız’ gazetecilerine psikolojik destek için ek bir bütçe oluştursunlar. Malum psikolojik destek seanslarının saat ücreti yüksek. CHP’li belediyelerde ücretsiz psikolojik destek veriliyorsa o da olur, ama yine de Türkiye’nin ‘en tarafsız, en bağımsız’ gazetecilerine sormak lazım. Nihayetinde onlar psikologlarını seçecek kadar bağımsız gazeteciler!

  14. Maral ablam parasına bakar,
    seçim yardımı hazine yardımı derken dünyalığı doğrultmuşlar zaten,
    iyiparti içersindek it dalaşı da bunun kanıtıdır…
    Vaktiyle 15 baş mebus transfer ederek üttükleri parayı chp yönetimiyle üleşirken sorun olmamıştı ama kendi içlerindeki adaylık borsası çok baş ağrıtmış anlaşılan:)

Yoruma kapalı.