Yeşil sağ.. Adil Öksüz de.. Öksüz’ü saklayanlar bugün teslim edecekler..

8
Adil Öksüz, Akıncı Üssü'nde...
Reklam

 

Hemen heyecanlanmayın; ‘Nisan 1’

Eskiden gazeteler –sadece bizde değil başka ülkelerde de– yılın bu gününe mahsus şakacı manşetlerle çıkardı. Yabancıların ‘April’s fool’ dediği, şakacılık ve çakma haberlerin meşru görüldüğü güne biz de ‘’Nisan 1’ diyoruz…

Bugün o gün, ben de bu yazının başlığını bu yüzden öyle attım…

“Nisan 1…”

15 Temmuz’un kilit kişiliği

Adil Öksüz’ün bir hayalet olmadığını biliyoruz. 15 Temmuz (2016) gecesinin en önemli figürü o. F. Gülen’in en yakınlarından.. hava kuvvetleri imamı.. darbede sivil kanadın ve Pensilvanya’nın varlığını şahsında o temsil ediyor…

Gülen’in iadesi için Washington’a giden Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a, Amerikalı muhataplarının, “Bulun Adil Öksüz’ü, konuşturun, darbe konusundaki bütün tezlerinizi kabul edelim” dedikleri öğrenilmişti.

Bulunsa ve konuşsa.. “Darbede Gülen’in rolü yok” anlamına gelen Batılı istihbarat raporlarının ve o raporlara dayalı yapılan Batılı devlet adamları açıklamalarının çöpe atılması gerekecek..

Öyle ama Adil Öksüz darbe gecesinden sonra sırlara karıştı.

Reklam

Savcı ‘tutuklansın’ görüşüyle mahkemeye sevk etmiş.. yargıçlar kendisini salıvermiş…

O gün bugündür Adil Öksüz’ün izine rastlanmıyor.

CHP lideri bir ara “MİT ajanı” demişti onun için…

Şimdi de “CIA ajanı” diyenler var…

Telefonunu Amerikalılar aramış

‘CIA ajanı’ denilmesinin sebebi yeni bir bilgi: O uğursuz geceden 6 gün sonra ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu’ndan Öksüz’ün hala sinyal verdiği anlaşılan cep telefonu aranmış…

Amerikalılar, “Türk Emniyeti bizden vizesini iptal etmemizi istemişti, biz de işbirliği anlayışı içerisinde bunu yerine getirdik; bizde rutin olarak vize iptal işlemi vizesi iptal edilen kişiye telefonla bildirilir” anlamına gelen bir açıklama yaptı.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD’den gelen konuğu Rex Tillerson’un yüzüne karşı “Bu açıklama tatmin edici değil” dedi.

Belli ki.. onun da zihninde.. Adil Öksüz CIA’ye yakın bir yerde…

Reklam

‘MİT ajanı’.. “Hayır, CIA ajanı”..

Seçin, beğenin, öyle alın…

Amerika’nın başka ülkelerin demokrasisine dönük sicili temiz değil.

Latin Amerika’da, uzun yıllar boyu, eğitimlerini ABD’de almış subayların gerçekleştirdiği darbeler ülkelerin başına dert olmuştu.

Bizde de hemen her darbenin ruhsatının Washington’dan alındığına dair yaygın bir kanaat vardır.

15 Temmuz gecesiyle ilgili davaların iddianamelerine de geçen, darbecilerin Washington’daki tanıdıklarını aradıklarına dair ayrıntılar yanında, Donald Trump ekibinden birinin, Michael Flynn’in, bir konferansta, “Türkiye’de şu anda bizim tanıdığımız askerler yönetime el koyuyor ve siyasal İslamcı iktidarı yerinden ediyor” dediğinin video kaydı var.

Washington’un, 15 Temmuz’u saat farkı yüzünden gündüz yaşadığını da akılda tuttuğunuzda, darbe girişiminde demokrasiden yana tavır almada hayli geciktiğini de görürsünüz.

‘CIA ajanı’ görüşüne yakın duranlar Adil Öksüz’ün ABD’ye kaçırıldığını düşünüyor olmalı…

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın öyle düşünmemesinin sebebi ne o halde?

Bozdağ, bütün bu tartışmalar arasında, “Adil Öksüz hala Türkiye’de, birileri kendisini saklıyor” açıklamasını yaptı.

Muhtemeldir ki, bakan, Amerikalıların onu ülkemizde sakladıklarını düşünüyor…

Nitekim, hükümete yakın kalemlerden, bunu yüksek sesle ifade edenler de çıktı.

Küçük bir itirazı kayda geçirelim: 15 Temmuz gecesi üstü başı soyularak derdest edilmiş, en az 48 saat Akıncı Üssü’nde tutulmuş ve yasal hukuki işlem sonucu serbest bırakılmıştı Adil Öksüz; gözaltından kurtulmasını CIA ilişkisine bağlamak.. biraz zor değil mi?

Yine de..

Adil Öksüz kişiliği ile bir ilişkileri bulunmuyorsa.. Amerikalı dostlarımızın, bizlere en azından bir açıklama borçlu olduğunu bilmeleri gerekir.

Tabii kafalarımızın karışık kalmasını sağlamak gibi bir dertleri yoksa…

Öksüz ve Yeşil

Konuyu pek çok yazar ve yorumcu ele aldı da, benim dikkatimi Milliyet’te yazan Mehmet Tezkan’ın “Adil Öksüz yeni Yeşil mi?” başlıklı dünkü yazısı çekti.

Türkiye’nin karanlık dönemlerinden birinin en kilit şahsiyetiydi Yeşil. Bildiğiniz tetikçi. Devlet namına ‘devlet düşmanı’ bilinen kişileri ortadan kaldıran bir tip…

Hayli zengin bir ‘yokettikleri’ listesi bulunuyor Yeşil’in…

O da ortalıktan Adil Öksüz gibi kayboluvermişti.

Öldü mü, öldürüldü mü, yoksa kendisine yeni bir kimlik –hatta görünüm– sağlanarak yeni bir hayata mı başladı?

“Yeşil hala sağ” diyenler yanında, benim gibi yıllar öncesinden başlayarak “Öyle birisini sağ bırakmazlar” diye düşünen ve yazanlar da var.

Acaba Adil Öksüz’ün durumu ne?

Bakan Bozdağ “Sağ ve Türkiye’de saklıyorlar” diyor…

Olabilir. Mutlaka bir bildiği vardır bakanın…

Ben ise.. “Yeşil sağ ise.. Adil Öksüz de sağ olabilir” diyorum.

ΩΩΩΩ

Reklam

8 YORUMLAR

  1. Avrupa birliği konusunda acilen referanduma gidilmeli ve çıkmalıyız O kadar.

  2. Ne gazetecilerden ne Milli istihbarattan ne devletin güvenlik kuvvetlerinden en küçük bir araştırma çabası haberi duymadım.
    Neden bu ülkede “bulayım Adil öksüzü en büyük sansasyonu yaratayım” diyecek gazeteci yok? Masabaşı işi hevesi bunlara bulaştı.

  3. Sn.Koru.

    Akıncı üssü iddianamesinde adil öksüzün telefonunun son olarak 18’inde akyazı’dan sinyal verdiği resmi kayıtlara geçti. Abd konsolosluğu aradığında telefonun açık olduğu ve sinyal verdiği havuz medyasının gündem değiştirme yalanı.

  4. İngiltere, Amerika ve Almanya’dan darbenin arkasında Gülen hareketi yok, Ultra-Kemalistler (Akın Öztürk, Adem Huduti, İlhan Talu, Mehmet Dişli vb. gibi) var diyince, hükümet bunlar Kemalist görünümlü Gülenist demeye başladı. Tamam da buna Türkiye’de köprü ve tünel yapıyoruz diye bir kısım insanı inandırabilirsiniz. Ama İngiliz’i ve Alman’ı nasıl inandıracaksınız! Almanya’ya da bir tünel yapın ve diyin ki evet biz tünel yaptık bizim dediğimiz doğru. Yurt dışı haberlerinde Türkiye hükümeti adeta yerden yere vuruluyor. Bu ise bu ülkeye yakışmıyor.

  5. Batililar “Darbede Gulenciler yok” degil “Sadece onlar degil” diyor. Ve gercek de bu yonde bence. Gulenciler ve “Ilimli Ataturkculer” tarafindan yapildigini zannediyorum. Ilk ekip daha organize olabilir ama sayica muhtemelen ikinci ekip agirlikli idi. “Ulusalci Kemalistler” ise darbeyi satip basarisiz olmasini sagladi. Zaten Cuma gunu aksam 21:00’de darbe olmaz. Belli ki planlanan sekilde gitmedi. Bogazkoprusu tiklim tiklim, millet arabadan inmis “Kaza mi var?” diye bakiyor. Bu resim bile olayi ozetliyor olayin garipligi acisindan. Bunlardan “Darbe hukumetin kumpasi” anlami cikmasin. Hukumetin degil ama Avrasya Klik’inin bir isi sanki.

    Bu arada Turk medyasi onemli haberleri atlamaya devam ediyor. Zerrab “Guliani benim icin hakimlerin, savcilarin cok uzerinde kisilerle konusmak icin gorevlendirildi” demis. Bu ABD’den bir mesaj Turkiye’ye: Eger benim tarafima gecmezsen senin adamin kendisi itiraflarda bulunur. Bu referandumdan once olursa bayagi bir etki yaratir. Turkiye mesaji almis gibi gorunuyor. Ibrahim Kalin’in Bagimsiz Kurdistan konusunda soyledikleri bayagi yumusak. Ayni sekilde Disisler Bakani’nin son yapilan gorusme hakkindaki aciklamalari da. Bunlar iyiye isaret bence. Turkiye’nin cikari ABD ile beraber hareket etmektir. ABD’de istikrarli ve guclu bir Turkiye ister. Bir vazgecsek su Rus, Cin sevdasindan.

    Bu arada Karar’daki Ali Bayramoglu yazisi muhtesem. “Neden Hayir’i” cok guzel ve acik bir sekilde yazmis. Herkese tavsiye ederim, sadece okumayi degil ayni zaman da esi dostu haberdar etmeyi.

  6. Savaşın kuralları vardır. Birinci kural, savaşta hangi birlik uyumlu hareket eder, birden darbe yaparsa o kazanır. Savaşın ikinci kuralı ise kim kuraldışı yeni saldırı ve savunma yaparsa o kazanır. Bu iki kuralı uzlaştırma savaşın maharetidir. Bunun dışında savaş psikolojik güçle kazanılır. Savaşın üçüncü kuralı; savaşta tarafsız kalamazsınız. Ya orayı terk edeceksiniz yahut cephelerden birine katılacaksınız. Böylece asıl savaşanların dışında halk, savaş esnasında birilerinin galip geleceğine hükmeder ve onun tarafına geçer. Bu diğer tarafın moralini bozar ve artık direnemez. Teslim olur. Dördüncü kural; galibiyet gidip gelir. Asıl savaşanlarda dayanma gücü hangisinde olursa sonunda o kazanır. Halk cepheyi kesinleştirmeden acele etmez. Savaşın sonunu görmek ister.
    Bugünkü savaşları Sermaye çıkarmaktadır. İki tarafı da kendisi finanse etmektedir. Bilerek ikili çalışan elemanları istihdam etmektedir. Halkın kararına göre savaşı sonuçlandırmaktadır. Hangi taraf kazanırsa o kazanmış olur. 15 Temmuz’da böyle oldu. Referandum AK Parti’yi yıkma oylamasıdır.
    Ne var ki Türklerin bir özelliği vardır. Baştan işi ciddiye almaz hep oyuna gelirler ama sonunda birden uyanır ondan sonra artık onları durduran olmaz. İmparatorluğumuzu yıktılar. Aldıran olmadı. Sevr’i dayatınca o zaman “Dur” dedik. CHP yapmadığını bırakmadı, fırsat kolladı, 50’de “Dur” dedi. Türkiye’yi batıya teslim ederken Batı ile bir olan asker ülkeye hakim oldu. 71’de orduya oyun oynandı. 80’de oyun oynandı. 28 Şubat’ta oynandı, 2002’de oynandı. AK Parti döneminde defalarca oynandı.
    Adil Öksüz veya Fethullah Gülen ele geçse ne olacak ki. Nasılsa çatışanların ikisini de Sermaye arkadan destekledi. Gaye nedir?
    Gaye şudur: yeniden canlanmaya başlayan İslam düzeninin durdurulmasıdır. İslamcıları birbirlerine kırdırmadır. Şimdilik oyuna geliyor. Bir gün aklı başına gelecek ve Adil Dizen ile bu oyunlara son verecektir. Bunların hepsi Adil Düzen’e giden yolda ilerlemedir.
    Adil Düzen’in geleceğinden şüphemiz yoktur. Duamız az zayiat vererek bu savaşı kazanmaktır.

  7. Sayın Yeşil ve Sayın Adil Öksüz..
    Nisan biiir.
    Bu da benim şakam.
    Allah müstahaklarını versin.

    Evet; belki Yeşil ve Öksüz bu gün bize teslim edilmeyecek. Tamam Nisan 1.
    Fakat ikisi de sağ, demek.. pek şaka gibi durmuyor.
    Hadi Öksüz yakın zamanın figüranı sağ olma ihtimali daha yüksek, tedavülde olması henüz işinin bitmemiş ve hayatta olduğunu gösteriyor.. şimdilik.
    …peki Yeşil’e ne demeli?
    Eğer Yeşil sağ ise Öksüz’de selamettedir demek ki.

    Haydi, bu Adil Öksüz olayı ucundan bucağından bir açıklığa kavuşsun artık.
    Kim ne biliyorsa ortaya sersin ki, Öksüz’ü koruyup kollayanlarında yüzü ortaya çıksın.
    Gazeteci-Yazar, kim varsa..
    Sayın Koru bile.

    Yoksa!
    Yoksa; ülkesinden ”dokunulmazlık” isteyen biri.. Michael Flynn, konuşmak üzere.

    O zaman da birileri.. işte, biz de böyle.. falan. filan…

  8. Maşallah bizdede ne kadar CİA ajani varmiş her önlerine geleni CİA ajanı yapiyorlar sonrada o dediklerini unutiyorlar bu seferde terörist ilan edip Amerikadan geri istiyorlar.
    Tıpkı F Gülen gibi. Hani Gülen CİA ajanı’ idi?
    Söylediğinizi untunuzmu? Yoksa milleti aptalmi saniyorsunuz? Senelerdır CİA ajani dediğiniz insan bir odanin içinde yaşiyor yoksa bu iş için cinlerinimi görevlendiriyordu daha sonra cinleri ona kızıp tarafmi değiştirdilerde oda anide terörist olu verdi.
    Şu anki yetkililer dünyadaki herkesi Türkiyede onlara padişahım çok yaşa diğenler gibi zannediyorlar, öğle laflar ediyorlarki insanin akli duriyor.
    Amerikayi ve diğer ülkeleri aptal yerine koyar gibi akilla ve mantikla izah edilemiyecek iddalarda buluniyorlar. Bizdekilerin hali böyle iken, onlarda boş laf yerine icraat yaparlar onun içinde bizimkilerin attığı her adımı görüp aldığı nefesi dahi duyarlar!
    Bunu yaparkende bizde yerleri zindanlar olan bilim adamlarını onlar başlarına tac ederek dünyaya hüküm ediyorlar.
    Biz ” Evet” Hayırla” ile ugraşirken Cuma gunu bizim C Başkanın adide Riza davasina yazıldı. Gerçekden bu ülke halkı bu kadar zülmü haketmiyor yeter artik insanlari hem içerde hemde dışarda birbirine düşman ettiniz oy için bizi dünyaya rezil ediyorsunuz.
    Fehmi bey’in kaleminin aylardır attiği çığlıklari arşi alem duyduda nedense esas duymasi gerekenler bir türlü duymadi ve duymiyorda.Sayın Koru bu bir tuzakdir dedikce onuda nerdeise terörist ilan edeceklerdi hatta tehdit dahi ettile tarafını belirle diye. Ne diyelim!
    Helal olsun Devlet Bahçeliye pilanlari yolunda tıkır tıkır işliyor.

Yoruma kapalı.