Birinci kattan düşenin kolu kırılır, başı yarılır, ama insan sağ kalır. Donald Trump ABD başkanlığından ayrıldığı gün 80. kattan düşmüş gibi olacak.
Amerikan gazetelerini gözlerimi bozacak dikkatle okudukça bir soru beynimi zorlamaya başladı: Acaba Trump ne olup bittiğini anlayamıyor mu?
Garip bir soru sorduğumun farkındayım elbette. Ancak Trump’ın durumu üzerinde düşündükçe onu elinde ortalığı aydınlatmaya yarayacak hiçbir alet bulunmayan bir adam ve kapkara bir ortamda yolunu bulmaya çalışırken tahayyül ediyorum.
Sekseninci kattan düşmüş ve ne olduğunun farkında değil sanki.
Şu satırları birlikte okuyalım:
“Başkan seçilmesinden hemen sonra politik tercihleriyle beni bile şaşırtmıştı. Vergi indirimiyle bana Ronald Reagan’ı hatırlatmıştı. Aldığı kararlarla ekonomiyi canlandırdı, işsizlik neredeyse ortadan kalktı. Yargıya bakın: Yüksek Mahkemeye üç şahane tercih; idare mahkemelerine 54 atama. İsrail büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma ve ilk kez Araplar ile İsrailliler arasında barışı sağlama. Ceza hukukunda reform, fırsat alanları, Paris iklim anlaşmasından çekilme.”
Yukarıdaki övücü satırlar kendisini “Trump’ı politikaya atıldığı ilk günden başlayarak desteklemiş yayın yönetmeniyim” diye tanıtan bir kalemden çıktı. R. Emmett Tyrrell Jr.’dan. Trump’ın gözünü kamaştıran icraatlarından bazılarını böyle sıralamış. Yazar “Artık onu desteklemiyorum” diyor “Güle güle Donald” diyor yazısında.
Başkalarıyla da konuşmuş, yazara “Trump’ın son altı ayının onun ilk üç yılı icraatlarıyla hiç ilgisi yok” demişler.
İyi başlamış, kötü bitiriyor yazara göre…
Trump’ın en sevdiği gazete olan Washington Times’ta çıktı bu yazı.
Washington Times’ın Trump’la yolunu ayırdığını cümle aleme ilan eden tek yazarı Tyrrell değil. Gazeteyi on yıl boyunca Washington’da Beyaz Saray nezdinde temsil etmiş Joseph Curl daha da sivri bir dille Trump’a “Güle güle” demekte.
Yazısı “Trump’ın bütün mirası ebediyyen yok oldu” başlığını taşıyor. O da, önce, Trump’ın başarılarını sayıyor: Ekonomiye çağ atlattığını, milyonlara yeni iş alanları açtığını, ücretlerin artmasını sağladığını, onun zamanında ABD’nin petrol üretiminde Rusya ve Suudi Arabistan’ı bile solladığını, ceza hukukunda reform yaptığını, vergi indirimiyle üretimin artmasını sağladığını belirtiyor.
İç ve dış politikada övülecek başka yönler de bulmuş Curl, onları da sıralıyor, sonra da “Bunların hepsi 6 Ocak 2021 tarihinde buharlaştı” deyiveriyor. Amerikan siyasi tarihine ‘kara bir gün’ olarak geçen 6 Ocak günü yaptığı ve yapması gerekirken yapmadıklarıyla Trump’ın kendisini siyaseten öldürdüğünü hüzünlenerek kayda geçiriyor yazar…
Devamını birlikte okuyalım:
“Trump’ın bütün başarıları -gerçek ve önemli başarılardı onlar- ‘puf’ dedi gitti. 2024’te bir kez daha başkanlık yarışına yeniden katılma planını tahrip etmekle kalmadı, bütün mirası şimdi şu cümleyle özetlenebilecek hale geldi: Amerika’nın Capitol binasına ayaklanma kışkırttı ve olanları seyretmekle yetindi.”
Her iki yazıyı okurken zihnim ister istemez daha yakın yerler ve kişilerle ilgili benzer hayıflanmalara kaydı. Dünyada yaptıkları güzellikleri kendi elleriyle yıkan nice örnek var çünkü.
ABD gibi bir ülkenin başkanı konumuna seçimle gelmiş bir insan için ne hazin bir son.
Trump’ın derdi yalnızca tanıdığı, yaptıklarını sürekli övmüş olan iki kalemin kendisine “Güle güle” demesiyle sınırlı değil; onun buna aldıracağını da sanmam. Haberi olursa “Onlar zaten haindi” diyeceğine kalıbımı da basarım. Yardımcısı Mike Pence’e “Hain” diyebildi adam.
Birikmiş dertler kapıda
Esas derdi Trump’ın, başkanlığı elinden gitmiş olarak Beyaz Saray dışında geçireceği ilk günle birlikte başlayacak.
O ve yakınlarının gittikleri her yerde hüsnü kabul görmeme ihtimali çok büyük. Kızı İvanka bir sonraki seçimde senatörlük yarışına katılmak üzere Florida’ya yerleşme planları yapıyordu; ailenin pek çok yatırımı bulunduğu halde oranın yerel halkı kendisine “Sakın buraya gelme” mesajı verdi.
Babaları ülkeye başkan olunca onun yerini doldurmak üzere Trump İmparatorluğu’nu (the Trump Organization) devralmış iki büyük oğlu, Donald Jr. ile Eric, bütün planlarını ailenin bir dört yıl daha Beyaz Saray’da oturacağı beklentisine dayandırmışlardı.
Hesapları bozuldu.
Grubun bankalara -çoğu Deutsche Bank’a- vadesi gelmiş borcu 400 milyon dolar üzerinde. Babaları başkan diye yanlarına yaklaşmayan bankalar daha şimdiden kapılarına dayanmış bulunuyor. New York’taki Signature Bank “Sizinle işimiz olmaz” deyip paralarını iade ederek hesaplarını kapattı. Bununla da kalmadı, “Trump istifa etmeli” açıklaması yaptı. Deutsche Bank’ta kredi işlemlerini yapan müşteri temsilcisi istifaya zorlandı, ayrıldı. Banka ileride Trump Grubu ile iş yapmama kararı aldı.
Trump ailesine 11.2 milyon dolar kredi açmış Florida’daki Professional Bank kendileriyle bir daha iş yapmak istemediğini ilan etti.
TrumpStore.com adlı online tişört ve mum sattıkları internet sitesinin bağlı olduğu servis sağlayıcı Shopify bile 6 Ocak eylemleri sonrasında onlara hizmet vermeyi durdurdu.
Gelecek yıl Trump’ın New Jersey eyaletindeki tesisinde yapılması çok önceden planlanmış golf turnuvası düzenleyici kurum tarafından iptal edildi. Trump’a ait İskoçya/Turnberry’deki golf kulübünün kullanıldığı İngiltere golf turnuvası da öngörülemeyen bir geleceğe ertelendi.
Adlarında ‘Trump’ markası bulunan dört otel şimdiden kapılarına kilit vurmuş durumda. Yeni otel projeleri rafa kaldırıldı. Washington’daki oteli satma niyetleri ilgilenen emlak şirketi geri çekildiği için suya düşmüş görünüyor. Otelin yerine yapıldığı arsa devlete ait ve ilgili kurum Trump başkan diye usulsüzlüklere sesini çıkarmıyormuş. Washington’da yeni başkan ve yeni yönetimle durum Trump aleyhine değişebilir deniliyor.
Bu bilgilerin çoğu dünkü Washington Post gazetesinden…
Gazete “Trump’ın işleri başkan seçilmeden önce teklemeye başlamıştı, seçilince durum değişti; şimdi ise -özellikle 6 Ocak eylemlerinden sonra- bayağı fenalaştı” demekte.
Dün Temsilciler Meclisi Trump’ın görevinden azli kararını aldı; oylamada Cumhuriyetçi Partili on üye de azil yönünde oy kullandı. Azil kararı jüri görevini üstlenecek Senato’da görüşülecek.
Partisi de arkasından çekiliyor gibi Trump’ın…
Ne kötü bir akıbet…
ΩΩΩΩ