Hafta sonları ne yapılır?
Ben dün futbol maçları izledim.
Dün derbi günüydü, Fenerbahçe-Galatasaray derbisi için ekran karşısına oturdum.
Size ülkemizin bu iki güzide takımının karşılaşmasıyla ilgili söyleyebileceğim fazla bir şey yok.
Bütün oyuncuları, 11’i birden, yabancılardan oluşan bir maç gününün ertesinde, Galatasaray’a, “İsmini değiştirse iyi olur” diyerek takılan Devlet Bahçeli’ye bu defa hak verdim.
Yabancıların çoğunluğu teşkil ettiği iki takımı izlerken, insan, ister istemez yabancı bir ligin maçını izlediği hissine kapılıyor.
Bir FB’li olarak ayıp gelebilir, ama gerçek şu: Bu yıl Göztepe ile idare ediyorum. Gözüm ise Altınordu’da. Birinci Lig’te bir maç eksiğiyle liderin 4 puan gerisinde bulunan Altınordu biraz gayret ederse içinde tek yabancı oyuncu bulunmayan bir takım olarak bu yıl Süper Lig’e çıkabilir.
Her geçen gün Roma’da biraz daha parlayan Cengiz Ünver’in yetiştiği takımdır Altınordu. Yine aynı kökenden Çağlar Söyüncü de Bundesliga’ya (Alman ligi) transfer oldu.
Milli takıma bu ikili yanında kaleci Berke Özer’i de hediye etti Altınordu.
Liverpoollular “Salah yüzünden müslüman olacağız” diyor
İnsanın aklı, tuttuğu takımın (FB) lig lideri (GS) ile yaptığı maçı izlerken bir başka maçta olur mu?
Dün benim için öyle bir gündü: Kadrosunda Almanya doğumlu Emre Can’ı da bulunduran Liverpool dün son haftaların başarılı takımı Watford’la karşılaşıyordu ve ben Mısırlı Muhammed Salah’ın gol resitali için dikkatimi o maç üzerinde yoğunlaştırdım.
Maçı anlatan, attığı her golden sonra secde etmesine İngiltere’nin maden kenti Liverpoollu futbolseverleri alıştıran Salah için, taraftarların maça gelirken, “Bu adam gollere devam ederse hepimiz müslüman olabiliriz” diye tempo tuttuklarını aktardı.
Salah 5-0 Liverpool lehine biten maçın 4 golünü attığı gibi diğer golün de asistini yaptı.
Liverpoollular sahada tam 4 secde gördüler dün.
Oyuncular oyuna nasıl yoğunlaşabilir, sırf bunu görmek için bile Premier Lig (İngiltere) maçlarını izlemek insanın gözünü açıyor. Son dakikaya kadar gol arayışı bitmiyor oyuncularda. Çok iddialı maçlar bile bol gollü bitebiliyor bu sayede.
İngiliz liginde Türkler
Premier Lig’te ilk sırayı 81 puanla açık ara önde götüren Manchester City (aynı kentin öteki takımı Manchester United ikinci sırada ve puanı 65) oynadığı 30 maçta kaç gol kaydetti tahmin edin bakalım?
Tam 85 gol.
Futbol hiç kuşkusuz gol zenginliğiyle seyrine doyum olmayan bir oyun.
Manchester City’de de bir Türk oyuncu var: Almanya doğumlu İlkay Gündoğan…
Fenerbahçe-Galatasaray derbisi dün tek gol kaydedilmeden sona erdi.
İyi ki, bizim ligde hakemler bolca hata yapıyorlar da, teknik yönetmenler, ekran önünde onları suçlayarak sıyrılabilecekleri mazerete kavuşabiliyor.
Ara ara ne dediklerini öğrenmek için kulak verdiğim televizyon yorumcularını dinlerken, özellikle son birkaç haftadır görevlerini kerhen yerine getiriyormuşlar hissini elde ediyorum.
Onlar da mümkün olabilse gözlerini bizim maçlarla yormak yerine daha zevkli başka ligleri izleyecekler.
Bu hisse kapılıyorum.
Arsenal’in haklı olarak ‘futbol sihirbazı’ muamelesi gören oyuncusu da yine Almanya’da yetişmiş bir Türk: Mesut Özil…
Everton’a gitmiş Beşiktaşlı Cenk Tosun’u da unutmuş değilim; son haftalarda güzel oyununu gollerle de süslemeye başlayan (dün rakibini 2-1 yenen Everton’un 2 golü de onun hediyesiydi) Cenk de Almanya doğumlu ve futbolu orada öğrenmiş bir futbolcu.
Neden acaba Almanya doğumlu ve topa ilk tekmeyi orada atmış Türkler bu denli başarılı?
Bizim takımlar etek dolusu paralar ödeyerek yabancıları transfer ederken, Avrupa takımları Almanya doğumlu Türklerin peşinden koşuyorsa, bunda bize dönük bir sorun sezmiyor musunuz?
Seziyorum ve bu sebeple altyapıya önem veren Altınordu’yu bu yıl Süper Lig’e bekliyorum.
ΩΩΩΩ
Gole aç Türk futbol taraftarlarına göz ziyafeti için Muhammed Salah’ın dünkü futbol resitalini sunuyorum:
https://www.youtube.com/watch?v=Y2ENt-QSpu8