Bir futbolseverin hüzünlü notları, ilgilenen okusun…

11
Reklam

Hafta sonları ne yapılır?

Ben dün futbol maçları izledim.

Dün derbi günüydü, Fenerbahçe-Galatasaray derbisi için ekran karşısına oturdum.

Size ülkemizin bu iki güzide takımının karşılaşmasıyla ilgili söyleyebileceğim fazla bir şey yok.

Bütün oyuncuları, 11’i birden, yabancılardan oluşan bir maç gününün ertesinde, Galatasaray’a, “İsmini değiştirse iyi olur” diyerek takılan Devlet Bahçeli’ye bu defa hak verdim.

Yabancıların çoğunluğu teşkil ettiği iki takımı izlerken, insan, ister istemez yabancı bir ligin maçını izlediği hissine kapılıyor.

Bir FB’li olarak ayıp gelebilir, ama gerçek şu: Bu yıl Göztepe ile idare ediyorum. Gözüm ise Altınordu’da. Birinci Lig’te bir maç eksiğiyle liderin 4 puan gerisinde bulunan Altınordu biraz gayret ederse içinde tek yabancı oyuncu bulunmayan bir takım olarak bu yıl Süper Lig’e çıkabilir.

Her geçen gün Roma’da biraz daha parlayan Cengiz Ünver’in yetiştiği takımdır Altınordu. Yine aynı kökenden Çağlar Söyüncü de Bundesliga’ya (Alman ligi) transfer oldu.

Reklam

Milli takıma bu ikili yanında kaleci Berke Özer’i de hediye etti Altınordu.

Liverpoollular “Salah yüzünden müslüman olacağız” diyor

İnsanın aklı, tuttuğu takımın (FB) lig lideri (GS) ile yaptığı maçı izlerken bir başka maçta olur mu?

Dün benim için öyle bir gündü: Kadrosunda Almanya doğumlu Emre Can’ı da bulunduran Liverpool dün son haftaların başarılı takımı Watford’la karşılaşıyordu ve ben Mısırlı Muhammed Salah’ın gol resitali için dikkatimi o maç üzerinde yoğunlaştırdım.

Maçı anlatan, attığı her golden sonra secde etmesine İngiltere’nin maden kenti Liverpoollu futbolseverleri alıştıran Salah için, taraftarların maça gelirken, “Bu adam gollere devam ederse hepimiz müslüman olabiliriz” diye tempo tuttuklarını aktardı.

Salah 5-0 Liverpool lehine biten maçın 4 golünü attığı gibi diğer golün de asistini yaptı.

Liverpoollular sahada tam 4 secde gördüler dün.

Oyuncular oyuna nasıl yoğunlaşabilir, sırf bunu görmek için bile Premier Lig (İngiltere) maçlarını izlemek insanın gözünü açıyor. Son dakikaya kadar gol arayışı bitmiyor oyuncularda. Çok iddialı maçlar bile bol gollü bitebiliyor bu sayede.

İngiliz liginde Türkler

Premier Lig’te ilk sırayı 81 puanla açık ara önde götüren Manchester City (aynı kentin öteki takımı Manchester United ikinci sırada ve puanı 65) oynadığı 30 maçta kaç gol kaydetti tahmin edin bakalım?

Reklam

Tam 85 gol.

Futbol hiç kuşkusuz gol zenginliğiyle seyrine doyum olmayan bir oyun.

Manchester City’de de bir Türk oyuncu var: Almanya doğumlu İlkay Gündoğan

Fenerbahçe-Galatasaray derbisi dün tek gol kaydedilmeden sona erdi.

İyi ki, bizim ligde hakemler bolca hata yapıyorlar da, teknik yönetmenler, ekran önünde onları suçlayarak sıyrılabilecekleri mazerete kavuşabiliyor.

Ara ara ne dediklerini öğrenmek için kulak verdiğim televizyon yorumcularını dinlerken, özellikle son birkaç haftadır görevlerini kerhen yerine getiriyormuşlar hissini elde ediyorum.

Onlar da mümkün olabilse gözlerini bizim maçlarla yormak yerine daha zevkli başka ligleri izleyecekler.

Bu hisse kapılıyorum.

Arsenal’in haklı olarak ‘futbol sihirbazı’ muamelesi gören oyuncusu da yine Almanya’da yetişmiş bir Türk: Mesut Özil

Everton’a gitmiş Beşiktaşlı Cenk Tosun’u da unutmuş değilim; son haftalarda güzel oyununu gollerle de süslemeye başlayan (dün rakibini 2-1 yenen Everton’un 2 golü de onun hediyesiydi) Cenk de Almanya doğumlu ve futbolu orada öğrenmiş bir futbolcu.

Neden acaba Almanya doğumlu ve topa ilk tekmeyi orada atmış Türkler bu denli başarılı?

Bizim takımlar etek dolusu paralar ödeyerek yabancıları transfer ederken, Avrupa takımları Almanya doğumlu Türklerin peşinden koşuyorsa, bunda bize dönük bir sorun sezmiyor musunuz?

Seziyorum ve bu sebeple altyapıya önem veren Altınordu’yu bu yıl Süper Lig’e bekliyorum.

ΩΩΩΩ

 

Gole aç Türk futbol taraftarlarına göz ziyafeti için Muhammed Salah’ın dünkü futbol resitalini sunuyorum:

Reklam

11 YORUMLAR

  1. “Fevzi Zemzem, Lefter, Metin Oktay neredee ; şimdiki haramzadeler nerede!.. Altınordu’ya sporseverler destek olmalı…” Abdurrahman Serdar 21 Mart 2018 at 10:43

    İstisnalar olmus olabilir ama simdikiler kapitalizmin azdırdığı nefslerinin kölesi. Böyle olunca hayatları da kolayca magazinleştiriliyor. Bununla gurur duyanları hava atanları da vardır. Eskilerde ahlak ve sportmenlik bence de daha iyi olmus olmali. Çünkü para tanrısı o zamanlar epey bir çömez durumdaydı, herhalde.

    Altınordu’ya destek meselesi çok onemli. Bu takımı kalkındırıp digerlerıne örnek ve önder haline getirmek milletin elinde. Bu işe sahip çıkar da desteklerlerse çok daha anlamlı olur. Milletin desteklediğini Devlet de bir noktada desteklemeğe başlar. Yardım konusuna özellikle ordu mensupları önayak olurlarsa süper bir başlangıç olur çünkü “AltınORDU” onların da takımı. Emekli olsun olmasın ordunun bütün mensupları da bu işe sahip çıkmalılar….

  2. Merhum Sabahattin Zaim, hatırımda kaldığı kadarıyla, ” Çalışma Hukuku” diye kalın bir Kitap yazmıştı. Küçükyalıda bir sohbette karşılaştığımızda, hocam dedim, şu kısa ömrünüzde bu kadar Emek vermişsiniz, bu kitaba dedim. Eğer, İslam Ekonomik Hayatı ile ilgili böyle bir eser hazırlamazsanız, bunun hesabını zor verirsiniz. Ve de yazdı da yazdı…. Allah rahmet eylesin. Hasan Celal iyi insandı, faziletleri çoktu. Ne yazık ki, O da Burhan Özfatura gibi – Rahmetli Necip Fazıl’ın dediği gibi – İslam’ın kabuğunu delemedi ; bir entelektüel sıfatıyla bu uğurda yol gösterici, İslamı kavrayıcı ve kavratıcı biri olamadı.
    Bir M.Şevket Eygi, bir Sezai Karakoç’tan daha ileri gidebilirdi. İslam’ın mürekkep yalamışları Mezhepleri
    ve Mezhep İmamlarını tanımalı öğrenmeli, asgari bir ilm-i hal bilgisine sahip olmalı. Neden mi ? Yerlerde sürünen ! ezilen, sömürülen, Cemiyetin, hukukun , ahlakın diriliş kaynağı HAKİKİ İslamın metih ve zemme ihtiyacı yok, fakat, HİZMET ve yaşanmasını bekliyor.
    Bütün bu yazdıklarımın Futbol ile ne ALAKASI var ? diyeceksiniz.
    Koru İfade etti ; Hasan Celal’in vefatı ile çevresindekiler Ölüm Meleğinin daha da yakınlarında olduğunu BİLMELİLER. Kısa dünya ömrünün, hep oyun ve eğlenceler ve oyalanmalarla Çook çok uzun (ebedi) hayata nazaran ÖNCELİKLENMEMESİ gerektiğini de bilmeliyiz. Kafamız mezarda, “sapıtma taşı” na değmeden. Yoksa, futbola, gençken biz de ilgi duyduk. Fevzi Zemzem, Lefter, Metin Oktay neredee ; şimdiki haramzadeler nerede!
    Herşeyi yerinde ve zamanında bırakmak gerek.Altınordu’ya sporseverler destek olmalı. C.Başkanı da kafası aydığında, artık, futbola da bir dönüş, bir TEMİZLİK yapmalı.
    Futbol mahdut bir azınlık eliyle kitleleri uyutmanın ve fakirleri soymanın ve rüşvet ve kumar mekanizmaları ve gece yosmaları ile gençleri yoldan çıkarmanın bir tezgahı haline geldi de ondan.
    İnananlar olarak AHİRET Sorgumuzu hatırlamalı, sorumluluğumuzu bilmeli, bu gibi eğlencelere tadında ve zamanında son vermeliyiz. Koru, – hazırlıksız yakalanmamak için – Hasan Celal’e bir soruverse; orada ne gibi sualler çıkıyor ? !

  3. Önadı Muhammed, soyadı Salah
    Ancak İngilizler Mo diyorlar ona
    Ne de hızlı bir futbolcuymus, maşallah
    Süper! belki de yeni bir Maradona!

    Öyle kıvrak ki onda her hareket,
    Savuruyor rakipleri sağa sola,
    Ya o refleksler, yahu ne kabiliyet!
    Doyulmuyor seyrederken futbola..

    Her golden sonra vardığı o secde,
    İnancın degil, imanın bir sembolü!
    Bir güç kaynağı, o yemyeşil seccade,
    İşte bu güçle atıyor her ekstra golü!

    Çalışmakla gelişir her teşekkül,
    Çalışmış belli, hazırlamış kendini
    Böyle olmalı. işte budur tevekkül!
    Çalışmakla yayılır, Allah’ın DiNi…

    Salah kardesimiz bu işin farkında
    Dava edinmiş, bu dava DiN’e ait
    On üzerinden on verilir hakkında
    Alın teri, melekler de buna şahit..
    *****

    (Bizimkiler oturmağa pek alışmış,
    İşleri güçleri laga luga, mavra !
    Üretmek icin elalem hep çalışmış,
    Tüketmege yetiyor çünkü palavra!)

  4. Türkiye dünya kadar paralar harcıyor bu futbol işine. Ancak bir türlü, havanda su dövmekten ileri gidemedi. Yabancı futbolcuya karşı olmak radikal bir hal olur, ancak bu kadarı da fazla… Para ile AB piyasasında yarışmak mümkün değil. Onların ıskartalari, emeklilik yaşına gelmiş (kart) oyuncuları bize geliyor. Bunlarla ne kadar başarılı olunur ki?

    Seyirciler arasına karışan ruh hastalarinın pis tezahüratları milleti stadlarda futbol seyretmekten soguttu. Tesisler kuruldu ama pek ragbet yok. Restore etmek lazım bu işi. Ahlak ve yötetimlerde de iş ahlakı şart.

    Altınordu gibi bir takımımız varsa, ve seyirci milletinde biraz izzet-i-nefis, onur kaldıysa Altınordu takımını mali olarak desteklemeli (yardım kampanyalarıyla). Madem tek takım Altınordu, bu işe önderlik ediyor, bu takıma para destegi yapanlara vergiden düşme şansı vermeli Devlet/Maliye Bakanlığı. Bu paralar da verilirken, Altınordu yönetimine de bu niteliğini muhafaza ettirme şartı koşulmalı.

    Toplanan paralarla Altınordu milli futbol okulu kurulmalı. Gerektiğinde avrupada yetişmiş spor ve insan anatomisi uzmanları getirmeli. Nasıl ki bilim-mühendislik için yurtdışına ögrenci gonderiliyor, belli başlı ulkelerdeki profesyonel spor/futbol okullarına kaliteli egitimci yetiştirmek için öğrenci yollamalı. Ögrenim görecek bu kişiler Avrupa sisteminde dogmuş, kaliteli futbol oynamış ve 30-35 yaşına gelince emekli olmuş, kendi kültüründen kopmamış egitim temeli olan aklı başında insanlarımızdan da seçilebilir.

    Anadolunun dört köşesinde köyler yaylalar arşınlanmalı, yaşları küçük, ciğeri sağlam (sigaranın girmediği evlerden) sağlıklı cocuklar toplanmalı. Yatılı okuyacak bu çocuklar temel egitimlerini bu futbol okullarında tamamlamalı. Ailelerine gerekirse maddi yardım temin edilmeli. On sene içersinde 40 Mesut Özil değil 100 tanesi yetişir. Fazlasını da Avrupa piyasası transfer eder.

  5. “Neden acaba Almanya doğumlu ve topa ilk tekmeyi orada atmış Türkler bu denli başarılı?” diyorsunuz.
    Sebeb bence eğitim sistemimiz.
    Almanlar 2 milyon Türkün içinden 1 Mesut Özil yetiştirebiliyorsa bizim de 80 milyon Türkün yaşadığı Türkiye den 40 tane Mesut Özil yetiiştirmemiz gerekir.
    Ama maalesef Mesut ayarında tek bir futbolcumuz bile yok.
    Diğer taraftan sahadaki 11 oyuncusu da yabancı olan takımın nesini tutacaksın.
    Golü atan yabancı yiyen yabancıı. Bana ne?
    Maçları yayınlayan da yabancı.
    O yüzden geçen sene son verdiğim Süper Lig yayın aboneliğime geri dönmeyi düşünmüyorum.
    Konyasporu tutalım dedik onun da bu sezon tutulacak yanı yok.
    Büyük ihitmal düşer zaten.

  6. Onlar sahada biz cephede

    Yazıya göre herkes oyuncu transfer ediyor. Türkiye’de olması bir sorun mu? Meseleyi sadece futbol olarak yorumlamak eksik olur.

    Biz yabancı oyuncu transfer ediyoruz ama sahada hep onlar kazanıyorlar. Suriye’deki terör örgütleri de asker transfer ediyor ama cephede biz kazanıyoruz. İki durumda da taşıma su ile değirmenin dönmeyeceği açıkça görülüyor. Terör örgütlerinin para ile oluşturulmuş toplama birlikler olduğuna da ayrıca dikkat etmek gerekiyor.

  7. Futbolun da içine ettiler ya fetö,siyaset vs.Ali koç gelecek güneş açacak inşallah.Aziz yıldırım in süresi doldu.Tayyip Erdoğan tarafsiz kalmalı zaten onun zamanında Fenerbahçe kan kaybetti.Bunu şunun için söyluyorum AKP li fenerli arkadaşlar aziz Yıldırım ı destekliyor da.

  8. Yabancı derken? Başka tanrının kulları anlamında kullanıyorsunuz herhalde.

  9. Büyük kulupler Türk futbolcu oynatmamak da ve gol atmamak da haklılar.
    Tedbiri elden bırakmamak gerek, içlerinde az da olsa Türk futbolcular var. Allah muhafaza attíkları golleri yarın kalkar terörist vatan hainlerı kaleye bomba attılar diye idarecilerle birlikte hepsini hapse tıkıp mallarına mülklerine el koyarlar.
    Bizim kulüpler tedbiri elden bırakmıyorlar.
    Bunda da haklılar.?
    Millet olarak AB ve ABD yi hiç sevmeyiz, herzaman onları düşman olarak gõrürüz.
    Ama onlardan domates veya salatalık alır gibi sporcu,silah,cep telefonu,et ve diğer úrünleri alırız ve o ürünler lazım olmasa dahi gõsteriş yapmak için kullanırız.
    Aslında bizdeki insan gücü hiç bir millette yok.
    Örnek doktorlar. Burdakiler hastalara makineler vasıtasıyla zar zor yalan yanlış teşhıs koyarlar zaten ilaçları da tedavi etmek yerine hastalığı iyice ilerletır.
    Bizim doktorlar hastanın yüzüne baksınlar hemen anlarlar.
    Bizim zenginler tedavi için Türkiye’deki gerçek doktorları bırakíp buraya makineleşmış doktorlar için tonlarca para harcıyorlar. Burada geçen yıl hanım bir Türk doktorla arkadaşın evinde karşılaşmıştım, bu konuyu onunla da konuşmuştuk o da aynısını söylüyordu.
    Gerçekten biz bu kadar palavra atmamıza rağmen, neden kendimize ve birbirimize güvenmiyoruz da batıya bu kadar çok gúveniyoruz? Hava atmayı bile batílílardan ithal ettiğimiz malzemelerle becerebiliyoruz.

    • Gittiginiz doktoru değiştirin. Burada da cok iyi doktorlar var. Hatta, ‘on average’ buradaki bir doktor, Turkiye’dekinden hem akademik, hem mesleki, hem de insani olarak daha iyidir. Her meslek gurubu gibi, doktorlar da, ulkenin ortalamasını yansıtırlar.

      • Benim doktorlarla pek işim olmaz fakat çevremden biliyorum.Futbol ortamında bunu pek tartışmak istemiyorum, meslek konusunda Túrkiyedeki doktorlar kadar pıratık bilgiye sahip değiller.
        Birde sağlík sigortalarının reklamlarına ne dersiniz.ABD de sağlık tamamen para kazanmak için çalíşiyor ve halkı sömúriyor.

Yoruma kapalı.