Biraz olsun olağanlaşıyoruz; Şahin Alpay özgür…

12
Reklam

Kendimden biliyorum: Söyleyeceği bir şeyler olduğuna inanan ve yazmaya alışmış biri için yazı hayatından kopmak ve yazmadan durmak dıştan bakanların sandığından çok daha zordur.

Bazılarımız yazan ve görüş açıklayan, bunu yapmaya mahkum varlıklarız.

Şahin Alpay’ı 35 yıldır tanırım

Şahin Alpay’ı çok uzun yıllar önce dönemin en çok satan dergilerinden biri olan ‘İslam’ adına röportaj yapmak üzere kendisinden randevu aldığımda tanımıştım.

Yıl 1983 olmalı.

Cumhuriyet gazetesinde, Hasan Cemal yayın yönetmenliğinde, daha geniş kitlelere ulaşma çabası gösteren gazetenin düzeyli bir ekinin sorumlusu olduğunu hatırlıyorum.

Hafızam beni yanıltmıyorsa, görüşme için, Cumhuriyet’in İttihat ve Terakki’den devralınan ünlü ‘Kırmızı Konak’ının en üst katındaki arşiv bölümüne çıkmam gerekmişti; oraya sığınmıştı Şahin Alpay

‘Maocu’ diye de anılan ‘Aydınlık’ grubunun yolu Filistin’e de düşmüş bir üyesiyken onlardan ayrılarak liberal bir çizgiyi savunur hale gelmişti o yıllarda.

Görüşler çatışma doğuracak kadar farklılaşınca, Hasan Cemal ile ekibi Cumhuriyet’ten ayrıldı ve Şahin Alpay da ‘Entelektüel Bakış’ adını verdiği sayfada yeni düşünceleri duyurmak üzere, önce Milliyet’e oradan da Sabah’a geçti. Bir ara CNN-Türk’te de program yaptığını hatırlıyorum.

Reklam

Kendisini gazetelerden tanımayanlar bile her eğilimden televizyon kanallarında boy göstermesinden onu hatırlıyor olmalı; hiçbir daveti geriye çevirdiğini sanmıyorum.

En başta dedim ya, bazılarımız ‘yazan ve görüş açıklayan varlık’ olmaya mahkumuz.

Onun Zaman gazetesinde ve gazetenin de içinde bulunduğu grubun kanallarında yer almış olması, kendisini ifade edeceği, görüşlerini paylaşacağı başka bir mecra bulamamış olmasıyla ilintilidir.

Yazılarında ve TV programlarında açıkladığı fikirlerle sonradan ‘FETÖ’ olarak anılmaya başlanan grubun olaylara bakışı arasında herhangi bir benzerlik yoktur.

“O da orada yazmasaydı, oralarda görünmeseydi” diyecekler yazı erbabını tanımıyorlar.

Özgürlüğe doğru adım adım

Bu yazıda Şahin Alpay’ı merkeze almamın sebebi, onun dün gece yarısı kısıtlı da olsa özgürlüğüne kavuşmasıdır.

Yoksa yazarlık hayatı ona çok benzeyen başkaları da var: Ali Bulaç.. Nazlı Ilıcak.. Ahmet Turan Alkan.. Mümtaz’er Türköne.. Mehmet ve Ahmet Altan..

Cumhuriyet davasından da tutuklu yargılanan biri var: Akın Atalay

Reklam

Diğer yazarlarla birlikte 30 Temmuz 2016 tarihinden beri tutuklu olarak yargılanıyordu Şahin Alpay. Yaşı ile ilgili sağlık sorunları olduğu biliniyordu; daha önce bıçak altına yatmıştı ve cezaevinde de by-pass ameliyatı geçirmesi gerekti.

Yargılandığı mahkeme kendisinin ‘suçlu’ olduğuna inanıyor olmalı ki, başvurusu üzerine durumunu ele alan Anayasa Mahkemesi (AYM) ‘hakkının ihlal edildiği’ kararı verdiği halde, onu serbest bırakmaya yanaşmadı.

AYM’nin tarihinde ilk kez, bir yerel mahkeme, AYM kararını uygulamaya yanaşmadı. Yürürlükteki anayasanın AYM’nin kararlarının yalnızca mahkemeleri değil, devletin bütün kurumlarını bağlayacağına dair kesin hükmüne rağmen…

Şahin Alpay’ın (ve Mehmet Altan’ın) tutukluluk halleri AYM’nin onlar hakkında ‘ihlal’ kararı aldığı 11 Ocak gününden beri devam ediyordu.

O arada Mehmet Altan AYM kararına direnen mahkeme tarafından ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırıldı. Hem de üç defa.

‘Ağırlaştırılmış müebbet’ ceza kanunundan ‘idam’ kaldırılınca onun yerine konulmuş ceza oluyor.

Hain bir darbe girişimi yaşamış bir ülkeyiz ve OHAL uygulaması hukuk düzeninin doğal akışını da etkiliyor.

Evrensel hukuk normları yine de varlığını belli etti; bu sevindirici.

AYM, bir-iki gün içerisinde bu defa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından başvurusu görüşülecek Şahin Alpay’ın durumunu Strasburg’taki yargıçlardan önce ele alıp Ocak ayındaki hükmünü biraz daha kesin bir dille tekrarladı ve kararını hemen yayınladı.

Yerel mahkeme de bu defa AYM kararına uydu.

Şahin Alpay artık özgür. Yurtdışına çıkma yasağı bulunduğu ve adli kontrola tabi tutulduğu için kısıtlı bir özgürlük bu.

Olsun.

Diğer yazarların da durumlarının yine evrensel ölçüler mihengine vurularak yeniden gözden geçirilmesinde yarar var.

Genel olarak ülkemizin ve özel olarak yargının prestiji açısından yarar var.

Hatayı yazar yaparsa…

Yazarlar ve düşünce sahipleri de hata yapabilir, yanılabilir; onların hataları ve yanılgılarının cezası, günümüz dünyasında, konuşan ve tartışan toplum tarafından veriliyor.

ΩΩΩΩ

Reklam

12 YORUMLAR

  1. Sn. Karagülle diyor ki: 1-“AK Parti 15 Temmuz’dan sonra iyi bir imtihan veremedi. …2- “AK Parti de bütün olağan üstü hal mağdurlarına tazminat ödenmesine karar verir..”

    1- Doğru, ancak bu tur seylerde gelecek korkusu, ve tedirginliĝi hakimdi(r). Bunun icin kararlar acele ve bazen de yanlisliklarla alınir. Icraatlerin adil ve vicdani olmasina dair kaygilari azdir……

    2- Tazminatı, yanlış karar sahipleri (hukukcular) ve aşırı icraatlere girişenlerle birlik olup AKP’liler ödesin (gerci ben de ilk secimlerinde oy verenlerdenim ama partizan olamadim). Nihai analizde, neden bütün millet ödeyecekmis ki (Devletin kasası = Milletin kasasi).

  2. Olgunlaşan bir şey yok. Aihm 20 Martta toplanıp aym’nin etkisiz olduğuna karar verecekti, onun önü alındı. Yani bir süre daha aihm uyutulmaya devam edecek. Olay bu!

  3. Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarında yazar çizer tarafı meslek ahlakını bir tarafa bırakıp takım tutar gibi hareket etmişlerdir.
    Bu tutum soruşturmaları mutlaka sulandırmıştır. Bunun sorumluluğu tamamen yazar çizer takımına aittir.
    Bir Genelkurmay başkanının terörist olduğunu iddia eden adamın yeri savcılık makamı değil her halde tımarhane olması düz mantığında düzüdür.
    Bu davalar sebebiyle hayatını kaybedenleri itibarını kaybedenler ve sağlığını kaybedenler olmuştur.
    Sayın Şahin Alpay bu gün bunun ne demek olduğunu her halde anlamıştır. Bir daha takım tutar gibi hukuki meselede tavır takınmaz.
    Bu sadece Şahin Alpay için değil bütün yazar çizer takımı için geçerlidir.
    Bütün yazar çizer takımı devleti (hukuku) ele geçirmiş illegal bir yapının kumpasından dolayı mağdur olmuş bütün şahıslardan, ailelerinden ve TÜRK MİLLETİNDEN özür dileme erdemini göstermelidir.
    74 yaşındaki Şahin Alpay’ın tahliyesi elbette çok kıymetlidir.
    Lakin sayın Ahmet Turan Alkan ve Ali Bulaç’ın durumu daha farklı değildir.
    Ali Bulaç ve A.Turan Alkan’da tahliye edilmeli, tutuksuz yargılanmalıdır. Türk yargısı mutlaka doğruyu eğriden ayıracaktır.

  4. Aslında bütün mesele itirafçı olmakla halloluyor.
    Eğer Şahin Alpay itirafçı olacağım dese ve 5-10 kişinin ismini verse çoktan salıverilmişti.
    Aynı gazetede GYY liği ve baş yazarlık yapmış adam yandaş gazetede hala yazmaya ve vaktiyle ekmeğini yediği adamlara sövmeye devam ediyor.
    Hem de özgürlüğün tadını çıkara çıkara…
    Bu da gösteriyor ki bu davalar aslında burun sürtme davalarıdır.
    Adaletele filan ilgisi olmayan siyasi davalardır.
    Yıllarca devletin ileri gelenlerinin destek verdiği, ne istedilerse verilen adamlar, gözden düşüp terörist yaftası yediklerinde, vaziyetin geleceği durumu önceden kestirip gemiyi erken terkedenler ve yurt dışına kaçanlar paçayı kurtardılar.
    Olanlar doğrucu Davutlarla şaşkın ve garibanlara oldu.
    Onlar içeride veya dışarıda özgürlüğünden, ekmeğinden veya her ikisinden olmuş vaziyette çile doldururken, kıvırmasını becerebilenler (az önce verdiğim örnekteki gibi) dışarıda, işinde aşında ve özgür.
    Demek ki neymiş?
    Kıvırmasını bilecekmişsin.
    Batan gemiyi herkesten önce terketmesini bilecekmişsin.
    Yoksa Adalet madalet hikaye…
    Bunu herkes biliyor.
    Not: Doğduğum ve çocukluğumu geçirdiğim ilçemde malum yapının başı olan kişi ilk tutuklananlardan.
    Ne var ki adam hemen itirafçı oluyor ve sohbetine gelenleri, himmet parası verenleri v.s. listesini savcıya veriyor ve tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılıyor.
    İsmini verdiği insanlar ise 1.5 yıldan fazladır içeride çile dolduruyor.
    Adamımız mı?
    O bir sahil kentinde normal yaşantısını sürdürüyor.

  5. Başarılı Ordular
    Tarihte uzun süreli hüküm süren devletler, kazandıkları askeri zaferlerden sonra mağlup olanlara davranış şekilleriyle belli olmuştur. Bu konuda ilmi bir araştırma kolayca yapılabilir. Bir grafikte X eksenine zaferden sonraki davranış derecesi, Y eksinine de devlet ömrü konularak bu araştırmanın sonucu kolayca görülebilir. Bu bize daha sağlıklı bir sonuç verir. Kabaca bildiğimiz tarihten de bu yönde çıkarımlarda bulunabilir, önerme oluşturabiliriz. Benim önermem “zaferden sonra mağluplara iyi davranan ülkeler uzun ömürlü olurlar”.
    İslam orduları ve Türk orduları hep bunu yapmış ve uzun ömürlü devletler kurmuşlardır. Mekke fethedilince peygamber onları affetmiş ve valiyi kendilerinden atayarak Medine’ye dönmüşlerdir. Bu davranış bugün bile İslamiyet’i dünyanın en ileri dini yapmaktadır.
    AK Parti 15 Temmuz’dan sonra iyi bir imtihan veremedi. Umulur ki yavaş yavaş aklı başına gelecektir. Yazıda Koru’nun saydığı gazetecilerin hepsi inşallah tahliye edilir. AK Parti de bütün olağan üstü hal mağdurlarına tazminat ödenmesine karar verir ve Türkiye Cumhuriyeti daha uzun yıllar yaşar. Yalnız gazetecilerle alakalı bir durum değil bu. Bütün mağdurları ilgilendiriyor. Bugün hala 28 Şubat döneminde haksız olarak hapsedilmiş insanlar olduğu söylenmekte.
    Esas mesele adil yargı sistemidir. Bir kişi veya gruba yönelik olarak değil, bütün toplumun sıkıntılarını giderecek adil bir yargı sistemi kurulmalıdır.

  6. Evvela Nurdan hanıma bir açıklama yaparak söze başlıyayım. Atatürk Ş.Saracoğlu ile M.Akif’i, Ali Cenani ile Ali Şükrü beyi …. A.Menderes ile Celal Bayar’ı, A.Menderes Tevfik İleri ile Koraltanı, 27 Mayıs İhtilalıni yapanlar-yaptıranlar A.Türkeş ile S.Ulay’ı, “12 Eylul İhtilalini yaptıranlar H.Şahinkaya ile N.Ersini AKP’yi kuranlar Ali Babacan ile Şaban Dişli’yi nasıl bir araya getirebildi ise, terör örgütleri de zıt görüşlü veya öyle bilinen kişileri …… bir arada tutabilir.
    Anayasa Mahkemesi bir Mahkeme olarak kurulmamıştır, yapısından da görüleceği üzere – saf, masum – Millet için bir aldatmacadır. Bir VESAYET Makamıdır. Demokrasi, özgürlük, eşitlik hikayeleri de öyle. Çaktırmadan, kazları kümese tıkabilmekti, maksat.
    Mühim olan “vicdanının sesini duyabilen” ADAM yetiştirebilmektir. Bu sistemler ise, daha kurulurken takiyye ile aldatmaca ile kuruluyor ve okullarda ” süte su katarsam ne kadar kazanç sağlarım”ı öğretiyor. Mesela, “Atatürkçülüğe AND içenler, kullananlar DEVLETİ ve MİLLETİ soymak ve Atatürk’ün getirdiği vergileri”ni ödememek için şeytanın aklına gelmiyen HİLE; hüd’a ve desiseyi elden bırakmıyorlar. Çünkü, bu işin cezasi yok !, kınaması yok. T.C. Anayasası’nın 73’üncü Maddesini okuyan, savunan yok. yok
    Al sana çağdaş bir Yönetim; aldatmaca, aldatmaca. Uğur Mumcu’nun (pek de sevmezdim galiba ama) deyimi ile SUÇLULAR GÜÇLÜLERdir
    Fransız ne demiş: “Adalet KÜVVETLİ, kuvvetliler de ADİL OLMALIDIR”. Nerdee ? Şükür ki, dünya OSMANLIda ne de olsa görmüş bunu.
    Hep söylüyorum : ” kul zulm eder, fakat, KADER (Hakimler HAKİMİ) ADALET eder, bu dünyada da.
    Şahin Alpay, Siyasal Bilgiler Fakültesi ve sonrasında yaptıklarının BEDELİNİ ÖDÜYOR, kADER-İ iLAHİ DİĞER SAYILANLAR DA HESABA çekilmeden, kendilerini Hesaba ÇEKEBİLİR.
    ANAYASA ve DANIŞTAY … Mahkemesinin adil ve tarafsız karar verdiğini mi sanıyorsunuz. l978 yılında verdiğim dilekçenin hala cevabını bekliyorum… Hasan Celal’e yaptıkları az mı idi. Alavere-dalavere…
    Hemen hemen TÜM imtihanlarda girişte 1’inci veya 2. olmama rağmen CHP ve AP dönemlerinde,
    bilahare, kaybetmeme RAMAK bıraktılar. Türkiye’nin hakikaten, hem de sessiz mütfekkiri Sezai Karakoç’un başına gelenler ya. Ya Necip Fazıl’a, Peyami Safa’ya yapılanlar, M.Ş.E…
    Aydinı aydınlanmamış ki, halk aydınlansın.
    Adaleti (veya ZULMÜ) arıyanlar Muh. Recai KÜTAN beyın “KİRAZLIDERE … HATIRALARI” nı okUYARAK bu Memlekette asıl, “SAHİPSİZ İNSANLAR” ın başına gelenleri okuyup şükretsinler. Hatırıma gelmişken belirteyim, haza İNSAN, örnek, RECAİ KUTAN’ın adı Büyük bir Eser’e verilmelidir. Ha, şunu da belirteyim ;
    yakınlarda bir öğretmen meslekten atılmış, tütüklanmış, mahkum edilmiş ve de ÖLMÜŞ, peşinden de beraet ve göreve iade yazısı tebliğ edilmiş ! Dangalak, vicdansız şahit ve hakim. İslama göre, bir adamın “ŞAHİT” olabilmesi için – değil hakim – 20’ye yakın müsbet vasıf sahibi olması lazım. Böylesi bir Hükükun olduğu yerde ZİBİL gib suç işlenebilir mi ? Vicdanlara, gayrimüslimlere SORUYORUM ve aydını aydınlanmıya davet..
    Son olarak, dışarı çıkanlara da, içeride kalanlara (hatta yargıçlarına da) da, bir ricam var : İslamda Adalet Teşkilatı Kitabını ve Mezhep İmamları ile Hadis İmamlarımızın HAYATINI lütfen bir okuyun, sonra, gene, eski yolunuza devam edin. Kandıralı sen de.

    • Abdurahman bey benim için zahmet edip açıklamalar yaptığınız için teşekür ederim.
      Geçmişte yapılan yanlışlardan ders almak yerine, onları kendi çíkarları için kullanarak son 16 yildır Túrkiye’yi hem içerde hemde díşarda aldıkları noktaya rahmet okutacak hale getirerek kabile devletine dönüştürmelerinin sebebini de sizden, yazdıklarınızdan õğrenmiş oldum kin ve nefret..
      Size nacizane bir sorum olacak.
      Dünyanin her yerinde rağbet gören önceki yorumumda özelliklerini yazdığım insanlar nedense darbeyi yapmaya gelince hepsi tam bir geri zekalı oluverdi
      Peki siz 15 Temmuzu gerçekten bunların yaptığına inanıyor musunuz?
      Allahın Lütfü olarak kabul edilen bir olaydan aylar sonra doğan bebekler mi yaptılar da bizim heberimiz yok?
      Gerçekler er veya geç ortaya çıkacaktır.
      Öğle gözüküyor ki önceden yapılan yanlışlardan ders almak değil de öyle gözükerek milletin din hassasiyetlerini de kullanıp mal mevki ve makamlar için kandırdırdıkları ortaliğa saçılmaya başlayınca 15 Temmuz imdatlarına yetiştiği için Allahın Lútfü olu verdi.
      Gerçeklerin ortaya çikmak gibi bir õzelliği var.
      İftira ve yalanla abad olanın sonu berbat olur.
      Ben şahsen cemaatlar ve tarikatların bir çoğunun islam adına milleti bölerek şirke teşvik ettiklerine ve kandırarak soyduklarına inanıyorum ve hiç birisne de güvenmiyorum.Çünku onlar Mezhep İmamlarını dahi birrleştiği ortak noktayi kabul ettiklerini ne duydum ne de gördum.
      İmamların hepisini şunu söylemiş ” siz bizim soylediklerimize değil Kuran ve sünnete itibar edin çünku biz bugün söğlediğimizi yarın değiştırırız, değişmeyen Kuran ve Peygaberin sunnetidir.”
      Sağlıcakla kalın.

  7. „Şahin Alpay için 3 ayrı ağırlaştırılmıs müebbet hapis isteniyor“ (Gazete haberi). Hukukun işlediği ülkelerde yaşayan insanların, Türkiye’deki hukuki durumu değerlendirmeleri için bu haber yeterli. Bir gazeteciye, yazdığı yazılar nedeniyle, 3 ayrı ağırlaştırılmıs müebbet hapis istenilen bir ülkeye, Fetöcülerin neden iade edilmediğinin önemli bir nedeni de bu durum olsa gerek.

  8. Tuccarlar (AKP) tank yedek parcasina ihtiyac duyunca Deniz Yucel i pazarlik konusu yapti ve serbet birakdi. Simdi AIHM 20.03 durusmasi oncesi pozisyon aliyor(Altan v. Turkey (application no. 13237/17) and Alpay v. Turkey (no. 16538/17)). Tabii secimide unutmamak lazim. Tuccarlar iyi hesap yapiyorlar.
    Olan Meric nehrinde hayatlarini kaybeden, ogretmen ve iki cocuguna gibi nicelerine oluyor, onlarin haklarini kim savunacak, siz, biz, hepimiz? nasil? Zor zamanlar, zor sorular, zor kararlar.

    • Almanya meselesi tanklar değil başka bir sebepten dolayı. Ben yabanci bir dergide Almanya’nın isteklerini ”
      ve ABD nin”Türk húkümeti … . … Bu sebepten dolayi istekyerini yerine getirecektır” diye o olayda bir ay önce yaziyordu.
      Okuduğum u buraya yazamayayım nasıl olsa yakında ortaya çikar.

  9. Herseyi bildiginiz halde susuyorsunuz
    Sizin gibi gazezteci veya yorumcu turkiyenin geçmis dönemlerini de biliyorsunuz
    Korkudan hiç biriniz zulüm var adalet yerler altinda
    Haksizlik var diyemiyorsunuz
    Bu demek: bana dokunmayan yilan bin yil yasasin
    Allah’a sizde hesap vereceksin
    Bugunleri gördugumuze cocuklarimiza boyle seyler anlataczgimiz icin çok üzgünüz
    Müsluman muslumani eziyor
    Insan insana zülm ediyor bir hiç ugruna.Türkiyemizi kirlettiler Hakk’a girdiniz
    Çok üzgünüz… çok çok….

  10. Bizim A Y Mahkemesinin kararlarını uygulamak için yerel mahkemeler Beştepe Adalet Sarayı mahkemesinden onay alamadıklarından dolayi uygulamaya korktular daha sonra AİHM in ters yöne giren tırın her tarafi yikarak ilerlemesini yavaşlatmak için karar vereceklerini tahmin edip onlardan önce atak yapan BA Sarayının emri PARDON karari ile Ş Alpaya yarı hürriyet verildi.Sırrını bir türlu çözemedığimiz dünyada ne kadar birbirine zıt fikirler ve ayri ayri dinleri bir araya gelmiş üstelik hepiside tahsili ve kültürlü insanlar adınıda diyalog birliği veya cemmat olarak bildiğimiz Türkiyenin C başkanları ve başbakanlarından tutunda diğer devletin ileri gelenlerinin istisnalar hariç hemen heme hepisi önceleri hasret şarkıları eşliğinde övguler düzdükleri ve yiyip ictikleri ayri gitmeyen ne emirleri var diye soranlar keskin bir viraca gelince kendilerini kurtarmak için onları al aşağı ederek terörist ilan ettiler.
    Maalesef yazdığı yazılarının kalitesini korumak için noktası ve vürgülüne kadar en ufak bir hata yapmamaya özen gõsteren yazarımız o ucuz kelimeyi yazılarının kalitesini düşürdüğünü bildiğ halde yazmaya devam ettiği için, ben de kendisinin bir okuyucusu olarak onların terörist ilan ettikleri insanlar ve bağlantıları hakkında şu soruları bu site aracılığı ile yetkililere sormak istiyorum
    1. Bir terör örgütü bu kadar birbirine zıt inananç(din) ve karşit görüşlerden olan teröristleri nasıl bir arada tuta biliyor? Ayni zamandada bunları tamam zekalı.tahsilli,kültürlü ve makam mevki sahipleri neden terörist olsunlarki?
    2. Onları bitirmek için 2004 de devletin başbakanı ve dişişleri bakanının da altına imza attıkları mucadele ve yok etmek kararına rağmen neden onlarla 2013 çe kadar ayni yollarda yürüyüp yağan yağmur larda beraber ıslandılar?
    3.Onların yanından geçenleri terörist ilan ederek karnındaki bebekleri ile birlikte hamile kadınları zindanlara atanlar kendileri ve yakınlarına neden hiç toz kondurmiyorlar?
    Değerli yazarımız biliyorum onlar bu sorulara cevap veremezler ve kolayına kaçarak soruyu soranıda terörist ilan ederler.
    Birde benim gibi Dünyanın süper gücü olan ülkede sonradan vatandaşlık alanlarını terörist ilan ettikleri zaman hem kendilerini yalanlamış oliyorlar hemde TC nin itibarıni sarsiyorlar.
    Çünkü vatandaşlığa muracaat ettiğimiz zaman TC den kirminal rikort ( temiz kağıdı aliyoruz) Buraların kanunları bir kişiye iftira mi atiyorla yoksa gerçekmi olduğunu çok iyi araştırıp buliyorlar.
    Şahin Alpay gibi bir insani sadece gazeteye mesleği gereği yazi yazdığı için 20 ay sorgusuz sualsız hasta ve yaşli olmasına rağmen zindana mahküm eden diğer bunun gibilerinide ömür boyu ayni akibeti layik gören ve bunlari de vatan haini ilan eden bir zihniyet. Kalkip Reza saraf gibi birisini “HAYÍR” sever iş adami ilan edip devletin bakanlarinin elinde devlet ödülu verilip adina metiyeler düzenleyip onun sağlığından dolayi endişelenen Devlet ABD ye notalar verenn ayni devletin yetkilileri Sahinler, Nazlilar ve diğerlerini terörist ilan ettikleri zaman hangi ülke bunlara inanır ve güvenir?
    Fehmi bey lütfen rıca ediyorum gerçekleri herkesten iy siz bildiğiniz halde neden o kelimeyi bu siteye laik göriyorsunuz.
    Adli kontroool?????

Yoruma kapalı.