Kadınlar denize ne tür mayoyla girmeli? ‘Burkini’ye ne dersiniz?

2
ITV 'This Morning' programından görünttü
Reklam

 

Bizler, 15 Temmuz’dan beri, yok darbe girişimiydi, yok PKK terörüydü, yok siyasilere suikast planıydı gibi olağanüstü konularla meşgul olurken, Avrupa’nın gündemini hangi konu işgal ediyordu dersiniz?

Türkiye’nin dertleri?

Hayır.

Almanya’da, Fransa’da, İngiltere’de başgösteren IŞİD terörüyle nasıl mücadele edileceği?

Ona da hayır.

Fransa kadınlara kısıtlama getirmede başı çekiyor

Fazla uzatmayayım. Avrupa’nın neredeyse bütün ülkeleri “Acaba kadınlar ‘burkini’ ile denize girsinler mi, girmesinler mi?” konusunu tartışıyorlardı.

‘Burkini’ daha çok Müslüman kadınların tercih ettiği, bizde ‘haşema’ diye adlandırılan bir kadın deniz giysisi; mayo…

Fransa’da, son terör eyleminin çok sayıda can aldığı Nice kentinde bir mahkeme, “Kadınlar ‘burkini’ ile denize giremez” kararı alıverdi.

Reklam
Nice polisi plajda burkinili kadın avında
Nice polisi plajda burkinili kadın avında

Ardından, Nice polisi, kentin kıyılarında fink atıp çoğu başka ülkelerden sahillerinin güzelliğini duyarak gelmiş Müslüman kadınların denize girmelerini engellemeye, girenlere üstlerini açtırmaya, denizden çıkmaya yanaşmayanları zorla gözaltına almaya başladı.

İyi mi?

Geçtiğimiz bir hafta Fransa bu olayla meşgul oldu işte.

Yalnız Fransa da değil, mahkeme kararı duyulunca, ardından polisler kıyılarda ‘burkinili kadın’ avına çıkmaya başlayınca, İtalya, İngiltere ve Almanya başta olmak üzere diğer Avrupa ülkeleri de konuyu tartışma gündemine aldı.

İzleyebildiğim kadarıyla belli başlı gazeteler, yorumcular, kanaat önderleri mahkemenin kararını ve Fransız polisinin aculluğunu eleştirdi.

Hemen her ülkede.

Gazetelerde koca bir dosyayı dolduracak kadar haber, yazı ve karikatür çıktı.

Çoğu, Fransızlara ‘Charlie Hebdo’ olayını hatırlatarak bu kısıtlayıcı karara ve uygulamaya karşı çıktı.

Reklam

Özellikle İngiliz basını Fransızları müthiş ‘ti’ye aldı.

Rahibeler denizde
Facebook’ta sorun olan ‘Rahibeler denizde’ fotoğrafı
Facebook’taki denize giren rahibeler

İtalya’nın Floransa kentindeki İtalya İslâm Cemaatleri Birliği’nin başkanı da olan bir imam, İzzeddin Elzir, Facebook’tan, denize elbiseleriyle ve başları kapalı olarak giren bir grup rahibenin fotoğrafını paylaşınca, birileri imam efendinin Facebook hesabını engellediler.

Facebook “Bu hesap sahte” diyerek bir süreliğine de olsa hesabı kapatmak zorunda bırakıldı.

Yasak tartışmalar sonunda kalktı

Burkini yasağını benimseyenler çıkmadı mı? Çıktı elbette, ama ‘olağan şüpheli’ denilecek türden ‘İslamafobya’ mikrobuna maruz kalmış politikacılar…

Zaten Nice’te alınan kararı görüşen bir üst mahkeme ‘burkini’ yasağının kaldırılmasına karar verdi.

Avrupa’yı büyük bir ayıptan, İslâm Dünyası’ndan Avrupa’ya ve Fransa’ya yönelecek itibarsızlıktan kurtarmış oldu.

Lauren Booth Hanım, Tony Blair'in Müslüman baldızı
Lauren Booth Hanım, Tony Blair’in Müslüman baldızı
Tony Blair’in baldızı

Konu bir haftadan uzun süredir gündemde, bizde de yazacak çokça konu var, ama ben yine de kendimi tartışmadan uzak tutamadım.

Beni harekete geçiren, İngiliz özel ITV kanalının bu sabah ‘This Morning’ adlı programında konunun ele alınışı oldu.

Programın sunucuları, James Martin ile Anita Rani, konuyu kimi ekrana çıkararak tartıştı dersiniz?

Üstte fotoğrafını gördüğünüz Lauren Booth adlı hanımı…

Yanına konuk olarak ünlü bir DJ’yi, James Whale’i de alarak…

Lauren Hanım bütün İngiltere’nin tanıdığı biri. Eski başbakan Tony Blair’in eşi avukat eşi Cherie’nin kızkardeşi. Tony Blair’in baldızı yani. Cherie ve Lauren’in babaları Anthony Booth da ismi bilinen bir aktör. Lauren Booth 2010 yılında, ilk eşinden ayrıldığında kendini yeniden aramaya başlayınca, İslâm ile müşerref olmuş…

Onun bir Müslüman olarak 6 yılda aldığı entelektüel mesafe bütün TV izleyicilerini şaşırtmış olmalı.

Hem sunucular hem de diğer konuk bayağı şaşırmış bir haldeydi çünkü.

James Whale, “Ben sizi 20 yıldır tanıyorum, dini gerekçeyle böyle bir kıyafete bürünebileceğinizi aklımın ucundan bile geçirmezdim” dedi de zaten.

Buna karşılık, Lauren Hanım, “Herkes dininin icabı neyse öyle giyinmeli” deyince, James Bey de, “Benim kanaatime göre de bir kadının nasıl giyineceğine, hangi kıyafetle denize gireceğine erkekler karar veremez, vermemeli” diye onu destekledi.

Stüdyoda burkinili konu mankeni
Stüdyoda burkinili konu mankeni

Sunucular stüdyoya ‘burkini’ giymiş bir de konu mankeni getirmişler, sonunda stüdyoda bulunan herkes, “Ne var bunda yasaklanacak” noktasına geldi.

Avrupa bir hafta boyunca bu konuyu tartışıp durdu işte.

ΩΩΩΩ

Reklam

2 YORUMLAR

  1. Bir düzeltme izninizle. ” Nice kentinde bir mahkeme, “Kadınlar ‘burkini’ ile denize giremez” kararı alıverdi.” kısmında yanlış bilgi mevcut.
    Belediye kararı aracılığıyla burkini ile denize girmek yasaklanmıştı. Bu belediye kararına karşı Nice’teki yerel mahkemede itirazda bulunmuştu. Mahkemenin uygulamayı yasalara uygun bulması ardından karar temyize taşınmıştı.

    Temyiz aşamasında mahkeme kararını dün Fransız Danıştayı iptal etti.

  2. Sonradan Müslüman olan insanlarda genellikle şu özellikler görünüyor. Eğer erkekse sakal bırakıyor, çok bol pantolon ceket giyiyor, adını da Arapça bir isimle değiştiriyor. Eğer kadınsa başını saçının tek teli dahi gözükmeyecek şekilde kapatıyor ve oldukça kapalı kıyafetler giyiyor.
    Oysa ben, örneğin büyük Rock müzisyeni Cat Stevens’ın adını değiştirmemesini tercih ederdim (Yusuf İslam oldu). Lady D’arbanville şarkısını besteleyen ve muhteşem çalıp söyleyen Müslüman bir Cat Stevens daha güzel olmaz mıydı ? Adınız : Cat Stevens, Dininiz : İslam !
    Demek ki dışarıdan bakıldığında Müslümanlık böyle gözüküyor. Ve belki de bu nedenle sonradan Müslüman olan insan sayısı oldukça az.

Yoruma kapalı.