You are currently viewing Katar’a Suud-Mısır hamlesi.. İkinci hamlenin hedefi Türkiye olabilir mi?

Katar’a Suud-Mısır hamlesi.. İkinci hamlenin hedefi Türkiye olabilir mi?

Ne yani, Suudi Arabistan ile Mısır, aralarında Körfez İşbirliği Teşkilâtı üyesi bazı ülkelerin de bulunduğu bir cephe oluşturarak, diplomatik açıdan dışladıklarını ilân ettikleri Katar’a karşı bir de savaş mı açacaklar?

Bizim medyamıza bakarsanız iş bu noktaya kadar varabilir.

ABD ile Suudi Arabistan Donald Trump’ın Riyad’ı ziyareti sırasında bayağı yüklü bir silâh anlaşması yapmadı mı? Türkiye de dahil bölgenin güçlü ülkeleri Suudi Arabistan’ın girişimiyle oluşan askeri bir ittifakın içerisinde yer alacakları güvencesini vermediler mi?

Demek ki, arkasında ABD’nin bulunduğu bir hamle bu; eh öyleyse iş Katar’a askeri müdahaleye kadar varabilir…

O kadar kolay değil.

Suudlular İsrail’in de hoşlandığı bir plana sahip

Suudi Arabistan’ın bu hamlesinin ABD ile ilgili bir yönü var elbette, ama galiba Trump’ın şahsen temsil ettiği ABD ile…

Nihai amacı da, Riyad’ın neredeyse her hamlesinde arkasında bulmaya alıştığı Körfez ülkeleri arasında bir süreden beri mızıkçılık yapan tek ülke olan Katar’ı hizaya getirmek…

Ancak Suudi Arabistan’ın, Trump’lı dünyada, bulunduğu bölgenin ağzına bakılan ülkesi haline dönüşme niyetinde olduğu, gücünü ispatlama aracı olarak da İsrail’in 1967 topraklarına çekilmesini sağlayacak bir barışın tesisini kullanmak istediği de mutlaka hesaba katılmalı.

Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdülaziz’in, henüz veliaht iken, New York Times gazetesine verdiği (Şubat 2002) mülâkatta çerçevesini çizdiği ve arkasından bütün Arap zeminlerinde onaylatmaya çabaladığı bir İsrail-Filistin Barış Planıvar; 1967 sınırlarına çekilmeyi kabul edecek İsrail ile onun varlığına itiraz eden bütün ülkelerin barış anlaşmaları imzalamalarını öngörüyor bu plan…

Kurulacak Filistin Devleti’nin başkentinin Doğu Kudüs olacağı ayrıntısını da içerdiği için sahiplendiği hissini vermese de, İsrail’in de bu plana çok fazla karşı çıkmadığı görüldü.

Bilin bakalım o plana en şiddetli tepki nereden geldi?

Evet bildiniz: Müslüman Kardeşler (MK) örgütünün Filistin şubesi olarak görülen Hamas’tan…

Riyad tarafından ültimatom üzerine ültimatom verilerek, Katar’ın özel olarak Hamas’la, ama genel olarak da MK örgütü ile bütün ilişkilerini koparması istenmesinin en önemli sebebi, o ilişkilerin Suud Barış Planı’nı engelleyici etkisidir.

Mısır.. Katar.. İran.. ve Türkiye..

O planın en güçlü destekçisinin bugün Mısır olması da sürpriz değildir.

Arap Baharı sürecinde MK’nin siyasi gücünü denediği, onun içinden çıkmış Muhammed Mursi’nin cumhurbaşkanı seçildiği ülkedir Mısır; ancak kısa süreli o dönem Org. Abdülfettah el-Sisi‘nin askeri müdahalesiyle sona erdiğinde ortaya farklı bir tablo çıktı:

MK, Mısır yönetimi tarafından, ‘terör örgütü’ olarak ilân edildi ve Suudi Arabistan yeni yönetime en keskin desteği verdi.

Suudi Arabistan, Mısır’ın askeri yönetime geçmesiyle birlikte oluşturduğu yeni ikili cepheyle birlikte, önce Arap Dünyası’nda sonra da İslâm Dünyası’nda sözü dinlenir hale gelme mücadelesi başlattı.

Katar’ı diplomatik ablukaya almak o mücadelenin yeni bir adımı.

Onunla savaşı değil, Katar’ı da cephesine katmayı hedefliyor o adım.

Her 20 yılda bir aile içi yönetici değişikliğine alışmış bir ülke Katar: Şimdiki emir yönetimi babasından 4 yıl önce devralmıştı; o da 1972’de amcaoğlunu yerinden etmiş olan babasının yerine 1995’te emirliğe gelmişti zaten…

Yine yönetimde aile içi bir devir-teslime oynuyor olabilir Suudlular…

Denklem içerisinde İran’ın da bir yeri var elbette; ancak yorumlarda ileri sürüldüğü gibi Katar İran’ı kollayan bir ülke olduğu için değil… Böyle bir durum yok çünkü.

İran’a yakın gibi ele alınması, sanıyorum, İran’ı hizaya getirme derdi de olduğu bilinen Suud-Mısır cephesine Katar’ın sıcak bakmamasından kaynaklanan bir yanlış değerlendirme. Yoksa, Katar yönetimi için önemli ittifak ülkesi Türkiye; İran değil…

Hatta Hamas’a hâmi gibi görünmesi bile, Katar’ın Türkiye hatırına katlandığı bir jest olarak görülebilir.

Suud Planı’na karşı AK Parti Filistin barışı planı

AK Partili yönetimiyle Türkiye, Filistin sorununu çözmek için kotarılmış Suud Planı’na, yeterince âdil olmadığı gerekçesiyle sahip çıkmıyor; buna karşılık İsrail’in karşısına eşit bir örgüt olarak çıkabilmesini sağlamak amacıyla Hamas’ı daha mülâyim bir dil benimsemeye teşvik ediyor.

Kısmen başarılı oldu da bu teşvik. Hamas geçtiğimiz ay yenilediği anayasasında daha önce kabule yanaşmadığı bazı radikal değişiklikleri gerçekleştirdi.

Doğru anladınız: Suudlular’ın son hamlesi.. Ortadoğu’yu yeniden dizayn için çaba gösteren iki farklı cepheden birinin (Suud-Mısır cephesinin).. Türkiye ile birlikte hareket eden Katar ve ‘Hamas’lı Filistin’ cephesine karşı girişimidir.

Hamle Katar’a karşı yapılsa da Türkiye’yi zor duruma düşürüyor.

Katar’a desteğe devam etse de.. Suudi Arabistan’ın yanına geçse de.. bir bedel ödeyebilir ülkemiz.

Ankara’nın bu aşamada üzerinde durması gereken iki soru şudur: Washington ile İsrail bu tablonun neresindedir.. Suud’un hamleleri Türkiye’ye de Katar muamelesi çekmeye kadar varabilir mi?

ΩΩΩΩ