Teknolojiyi hafife almayın; sorunları ancak demokrasi ile çözebilirsiniz, bunu da unutmayın

41
Reklam

 

Dün yetkililer interneti yavaşlattı; sosyal medya genel başlığı altına giren ne kadar program varsa hepsine erişimi engelledi. Twitter, Facebook, YouTube, hatta WhatsApp kullanıcıları sabahtan akşama kadar nafile bir çaba içinde debelendiler…

Böyle durumlarda VPN denilen kolaylığı kullandığım için yasaklar beni pek etkilemedi.

Yine de kısıtlamaların bu siteye her gün girenlerin bazısını bile bir süreliğine tedirgin ettiği belli.

Aynı yetkililer VPN kolaylığını kullanılamaz hale getirmenin yollarını arıyorlar.

‘Yetkililer’ diyerek bürokratları kast etmeme bakmayın, akşama doğru Başbakan Binali Yıldırım şu sözlerle yapılanın siyasi sorumluluğunu üstlendi:

Güvenlik açısından zaman zaman bu tür tedbirlere başvurulabilir. Arkadaşlar güvenlik açısından bu tip tedbirler alabilir. Bunlar geçici tedbirlerdir. Tehlike bertaraf edildikten sonra her şey normale döner…”

Yunus Emre: Uyarmıştı
Yunus Emre: Uyarmıştı
Ne demişti Yunus Emre?

Daha önce çokça denediğim bir uyarıyı yine tekrarlamanın zamanı: Teknolojinin geldiği nokta, alınan her türlü tedbiri geçersiz bırakıyor; kısıtlamalar yoluyla erişimi engellediğini zannedenler, sonunda tedbirin işe yaramadığını görünce hayal kırıklığına uğrayacaklardır.

Yunus Emre “Dağ ne kadar yüce olsa, yol onun üstünden aşar” demişti; teknoloji de yol gibidir, her türlü engelin üstesinden gelmeyi bilir.

Reklam

Netflix ve Hulu gibi abonelerine dünyanın film ve TV dizilerini izleme keyfi sağlayan Amerikan firmaları, telif haklarını ileri sürerek VPN’leri işlevsiz hale getirmeyi becerdiklerini düşündüler; hala düşündüklerini sanıyorum. İngiliz BBC televizyonu ‘iPlayer’ servisini dünyaya kapattı; ya da kapattığını sanıyor…

Sözüme inanın, meraklısı, bu şirketlerin koyduğu engelleri aşmanın yolunu buldu, buluyor…

Hem siyasilere, hem de yetkili bürokratlara söyleyeceğim şu: “İnternete veya sitelere erişimi engellediğinizi hiçbir zaman sanmayın…”

VPN servisi sunan ve kapatılması düşünülen firmaların isimleri de yer alıyordu konuyla ilgili haberde; orada isimleri geçmeyen en az iki servisi ben biliyorum. ‘Tunnel’ deniyor önüne engel çıkartılan sitelere erişim sağlayan teknolojiye… Adamların işi bu: Devletlerin kısıtlamalarını işlevsiz kılmak…

Birini yasaklarsınız, 10’u, engellenen insanların yardımına koşar…

Harcadığınız maddi imkânlara yazık.

Niye harcanıyor o imkânlar; kısıtlamalar ve yasaklamalarla neyin önüne geçilmek isteniyor?

Dün HDP eş-başkanları ve bazı milletvekillerinin gözaltına alınmasıydı öğrenilmesi istenmeyen… Herhalde buydu.

Reklam

Çıkabilecek olayların önüne geçmek umuduyla…

Oysa…

Einstein uyarmıştı
Einstein: Uyarmıştı
Ne demişti Einstein?

ABD, diplomatlarını, bir hafta önceden aile fertlerini ülkelerine göndermeleri için uyarmıştı…

Tedbir diyorsanız, tedbir budur.

Neden acaba böyle bir tedbire ihtiyaç duydu ABD?

İstihbaratı mı zorladı bu tedbiri almasına?

Cumhuriyet gazetesine yönelik ‘operasyon’ olunca, bunu HDP’ye yönelik başka bir operasyonun izleyeceğini mi öngördüler?

IŞİD lideri el-Bağdadi’nin “Türkiye’yi işgal edin” talimatının neler doğurabileceğini hesap etmiş olabilirler mi?

Yoksa, zaten dışarıda iki cephede asker yığınağı yapacak kadar yoğun meşguliyeti bulunan, ABD ve Almanya’dan düşmana söylenecek türden tepkiler alan bir ülkenin, Cumhuriyet ve HDP operasyonları olmadan da içinin karışacağını mı düşündüler?

Kendileri bizzat iç karıştırma işine girme niyetindeler de ondan mı?

Ha, ne dersiniz?

Amerikalıların en çok kullandıkları özlü sözlerden biri Einstein’a aittir. Böyle durumlarda, Aynı şeyi defalarca yapıp farklı sonuç almayı ummayın” derler ve geçmişten ders almanın önemini böylece vurgulamış olurlar…

Yukarıda birbiri ardına sorduğum soruların cevabı Einstein’ın sözünde gizli.

Orhan Doğan.. Leyla Zana.. Hatip Dicle.. Selim Sadak.. 10 yılları cezaevinde geçti.
Orhan Doğan.. Leyla Zana.. Hatip Dicle.. Selim Sadak.. 10 yılları cezaevinde geçti.
1994’ten bugüne hep aynı hikâye

Türkiye bugüne benzer bir ortamı 1994 yılı mart ayında yaşadı.

2-3 Mart 1994 günleri yoğun bir mesai harcayan TBMM, sonunda 13 DEP milletvekilinin dokunulmazlıklarını kaldırdı. O günün HDP’si olan DEP’nin milletvekilleri yargılandı ve DEP başkanı Hatip Dicle, milletvekilleri Orhan Doğan, Leyla Zana ve Selim Sadak ‘PKK örgütü üyesi olmak’ suçundan 15 yıl hapis cezası aldı.

10 yıl cezaevinde yattı bu isimler….

Sonra ne oldu?

Olan şu: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Türkiye’yi bu dava nedeniyle mahkûm etti.

Ülkemiz 14 Nisan 1987 tarihinde, devlet bakanı Ali Bozer’in sunduğu başvuruyla, TC vatandaşlarının AİHM’ne bireysel başvuru hakkını kabul etmişti çünkü.

Yanlış yargılandığına inananlar, ülkemizdeki yargılama süreci tüketildikten sonra, AİHM’ne başvurabiliyorlar.

Kaldı ki, 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan halkoylaması sonrasında Anayasa Mahkemesi’ne de bireysel başvuru hakkını kazandı TC vatandaşları…

Einstein’ın sözü bugün için daha fazla geçerli.

“HDP” dendiğinde…

Biliyorum, biliyorum, ‘HDP’ sözcüğü ve bazı HDP’lilerin isimleri gündeme geldiğinde bazılarınız hemen rahatsız oluyor. Rahatsızlık için pek çok sebep var. En başta da, HDP’nin PKK terör örgütüyle arasına duvar örmemesi geliyor sebep olarak… Bazı lâfları batıyor HDP yöneticilerinin…

İyi de, silâhların bırakılmasını sağlayacak ve etnik terörün sonunu getirecek bir gelişme yaşanacaksa, bu, ancak demokratik alanda yer alan HDP gibi bir parti ve HDP’li politikacılar eliyle sağlanabilir.

Onlar da bulunmazsa PKK ile karşı karşıya kalınır; bu hoş bir şey midir sizce?

Hep unutulan bir gerçeği hatırlatayım: Eline silâh verebileceği ölümü göze almış birilerini bulmaya devam ettikçe, terör örgütlerinin sonunu getirebilmek mümkün olmuyor.

PKK da dünyanın çok daha önce keşfettiği bu gerçek üzerinde yürütüyor menfur uğraşını…

Sözün kısası: HDP’yi kapatsanız, milletvekillerini cezaevlerine tıksanız bile, sonunda HDP gibi bir partiye ve Selahattin Demirtaş ile arkadaşları gibi politikacılara olan ihtiyacınız sürecektir…

Aynı durum Cumhuriyet gazetesi için de geçerli.

Bir gazeteyi okuyanların sayısı onun varlığını sürdürmesine müsaade eden satış rakamından aşağıya düşmediği sürece, öyle bir gazeteye olan ihtiyaç devam eder.

Kapattığınızda yenisi çıkar, hem de daha güçlü biçimde…

DEP ile HDP arasında, 1994’ten bu güne, aynı çizgideki kaç parti kapandı, sayısını hatırlamak için kitap karıştırmak gerekiyor…

[Deneyeyim bakalım: DEP’ten sonra HADEP, ondan sonra DEHAP, daha sonra DTP; bunların hepsi Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı… Arada ihtiyaten kurulmuş ve kendileri tarafından feshedilerek siyasi hayatlarına son verilmiş birkaç parti var.]

HDP kapatılırsa mutlaka bir yenisi çıkacaktır.

Çıkarsa sevinin; terörü demokrasi içerisinde bitirme umudu hâlâ devam ediyor diye sevinin…

ΩΩΩΩ

Reklam

41 YORUMLAR

  1. Kendisini unutanın yalnızlığı uzar. Fehmi Bey; yakın zamanın yalnızlığına mahkumdur. Yazdıkları, anlamını kuşanmıyor. Yazıyor sadece… Karşı mahalleden gelen yankısı, yazdıklarının anlamını boğuyor. Gerçek, gerçek olmaklığı bakımından kendini ele vermiyor, alabildiğince kaçıyor yazıdan. Gerçeğe yalnızca gerçeğe ulaşmak kaygısı yerini malumatfuruşluğa bırakıyor. Sayın Koru, yarının Türkiye’sindeki yerinin bir başkasına satılmış olduğunu görmek üzüyor gerçekten. Mesele internet, sosyal medya değildir. VPN meselesi hiç değildir. Olayları bu pencereden yorumlamak sizleri sıradanlaştırıyor. HDP tutuklamalarına gelince sayın Koru, hala hiç bir şeyin eskisi gibi olmadığını anlayamadınız mı da önceki tutuklama çıktılarıyla bugünü eşitliyorsunuz. Biz sizin ayrıksı, üzerinde inceden inceye düşünülmüş, özenle yazılmış ve bir şey söyleyen yazılarınızı özledik. Yarınınıza, yaralarımıza sahip çıkın. Devamlı hissiyatını yitirmiş yapay zeka ürünü yazılar yazmanız inanın beni çok üzüyor. Tabi üzüntünün yapay zekadaki karşılığı nasıldır onu da bilmiyorum. Fehmi Bey, kaleminizi bileyin ve parmaklarınıza kan çıkan kadar batırın. Gerçekliği hissedin. Tabii içten içe gülüyorsunuz… Kalemi bırakalı yıllar oldu, yazılarınızı tablette elektronik klavyede yazdığınızı göz ardı ettim diye… Nedense kalem hep asil gelmiştir bana. Yazılarınızı kalemle yazmalısınız. Kalemle yazılan yazının insan kavrayışı daha sıcak geliyor. Sanki kaleme dokunmak duygulara dokunmak gibi. Evet bunların hepsi bana öyle geliyor. İçimden geçenlerdir Fehmi Bey.

    • Sn Özkan Tekin, Yorumunuza bayıldım, çok keyif aldım. Gaibten gelen bir dostum oldu. Ne olur ara sıra sizden katkı alalım. Hürmetlerimle,

  2. 15 Temmuz herkesin dengesini bozmuş görünüyor. Demokrasiye gerek olmadığı kanaatine ulaşmış bazı okurlar nihayet. Herhalde buna çalışıyordu iktidar da, tramvay durağa geldi nihayet demek ki. Etrafımızda da görüyoruz, her gün havuz medyasından bunun propogandası yapılıyor. Bu demokratik ülkeler de fazla oluyor, bize ayar vermeye çalışıyorlar, işlerine baksınlar falan. Başkanlık olsun, bir kişi bizim adımıza karar versin, yedi düvele karşı savaşsın falan. Yalnız iktidarla aynı görüşte olmayan bir %50 var. Onları ne yapmayı planlıyorsunuz? Demokrasi, hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı olmadan bu iki ayrı grubu nasıl bir arada yaşatmayı planlıyorsunuz. Ortadan kaldırmayı mı tercih ederdiniz yoksa? Boyun eğmeyecekleri belli çünkü. Demokrasi yoksa barış da yok, huzur da yok. Bunu anlamak istemiyor olabilirsiniz şimdi, ama bu noktaya eninde sonunda geleceksiniz.

    • Sn Fatih, ‘Merdi kıpti şecaat arzederken sirkatin söyler’. Demokrasi anlayışınızı iktidar yanlısı % 50 için ne güzel ifade etmişsiniz: ‘Bunu anlamak istemiyor olabilirsiniz şimdi, ama bu noktaya eninde sonunda geleceksiniz’. Dayatmacı demokrasi anlayışı, sadece kendine demokratlık. Biz buyuz, demokrasi gömleği bizim bedenimize uymuyor. Sanki bu ülkede demokrasi, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı hep olageldi de mevcut iktidar demokratik rejimi ortadan kaldırdı. Demokrasi bir zihniyet meselesi. Sosyolojik olarak bir toplumda makes bulması İngiltere örneğinde olduğu gibi yüzyılları alan bir süreç. Amerika da demokrasi olmadığını Amerikan entellektüelleri yazıp çiziyor. O batılı demokratlar Sovyet rejiminin yıkılışını müteakip Rusya’yı talan ettiler. Allah’tan ki Putin imdada yetişti Rusya’yı ayağa kaldırdı. Yoksa demokrasi hülyası Rusyayı oligarklar yönetiminde batı uydusu palyatif bir ülke yapacaktı. Aynı süreç 1953’ten beri Türkiye’de yaşandı. Batı NATO ve benzeri kurumlarıyla Türkiye’yi ipotek altına aldı. Ancak 15 Temmuz kalkışmasıyla uyandık, anladık ki bu ülke Türk toplumuna ait değilmiş, ordumuz sanalmış, yıllık 18 Milyar Dolar kaynağımızı tüketerek bizi batılı demokrasilere peşkeş çekiyormuş. Hiç unutmam, 80’li yıllarda bir İran’lı diplomat Türkiye gerçeğini şöyle ifade etmişti: ‘İran Tahran’dan yönetiliyor, Türkiye’nin Ankara’dan yönetildiğini söyleyeyebilir misiniz? Sn Fatih, yaşadığımız süreçte demokrasi vurgusundan çok tam bağımsızlığa vurgu yapmamız gerekiyor. Tam bağımsızlığımızı elde edebilirsek, toplumsal dinamikler demokratik sürece evrilme kabiliyetini sergileyebilir. Sağlıcakla kalın!

  3. Sn Fehmi Koru, köşenizi sürekli izliyorum. Okura bir türlü anlat(a)madığınız gerçek; Türkiye’nin topyekün bir savaş ortamında olduğu ve beka mücadelesi verdiği. Halbuki, sizin çapınızdaki bir aydının bu olguyu görmemesi mümkün değil.Topluma bu gerçekleri anlatmak yerine hala demokrasi havarisi edasıyla apolejetik argümanlar üretiyorsunuz. Sizi suçlamıyorum, benim de içinde olduğum nesil demokrasi hülyalarıyla büyüdük. Siz de demokrasi beşiği İngiltere’de ve Amerika’nın en seçkin eğitim kurumu Harvard’da eğitim gördünüz. Sanırım bilinç altınız bu iki ülkenin bugün Türkiye’nin yaşadığı tüm olumsuzlukların müsebbibi olmasını kaldırmıyor. Ama artık uyanın Sn Koru, kral çıplak! Bugüne kadar bize yutturulan demokrasi masalları sanal gerçeklikler ve sadece bizi uyutup gerçek düşmanlarımız karşısında gardımızı düşürmeye ve gerçek düşmanlarımızın sinsi emellerini gerçekleştirmelerine hizmet ediyor. HDP ve Cuhuriyet Gazetesi ile ilgli yorumlarınız çok naif ve gerçeklerle bağdaşmıyor. Merak etmeyin bu ülkedeki devlet aklı bu savaş koşullarında ülke ve millet için doğru icraatı yapıyor. Size düşen bu icraatı sahiplenmek ve bu icraatın haklı gerekçelerini topluma anlatmak. Kolay gelsin!

  4. Fehmi bey, bu hdp kürtlerin hangi hakkını savunuyorda ona ihtiyacımız olsun.Hergün bir sürü kürt vatandaşımız terör eylemleri yüzünden hayatlarını kaybediyor. Bu hdpliler (baskı ve tehditle seçilmiş) halkın vekilleri olarak, ölümleri engelleyecek ne yaptı veya söyledi ki, “devlet silah bıraksın”dan başka. Bölücü terör örgütünün eylemlerini sona erdirmesi için onların ağababaları ile görüşmeliyiz bence. (abd, uk,ab ). Baksanıza hepsi aynı anda nasıl bağırmaya başladılar. Bizde bu devletleri, safça “türkiyenin iyiliğini isteyen cici müttefiklerimiz” kategorisine koymaktan vazgeçmeliyiz. Devletimiz de hukuk ve demokrasi konusunda ne kadar duyarlı olduğunu ilgili devletlere resmi ağızdan oyun kuralına (çünkü onların kafalarındaki demokrasi, tamamen oyun ve illizyon) göre anlatıyor. Bu da yeter. Biz de vatandaşlar olarak, abdnin ve avrupanın, insan hakları , demokrasi, özgürlük ve hukuk konusundaki “duyarlılıklarını!” ırakta, suriyede ve bunlara bağlı mülteci göçlerindeki aldıkları tavırlarda yakinen gördük. Bunların sevmeyeceği eşeğin önüne ot koymayacaklarını artık hepimiz biliyoruz. Eğer diyorsanız ki en az onlar kadar bizde “mış gibi” yapıp, görüntümüz on numara beşyıldız olsun, bu dertlere derman olacak birçözüm olmayacaktır. Hdp konusunda da bukadar üzülmeyin, amaç kürt kardeşlerimizin veya kendini farklı kimlikle tanımlayan vatandaşlarımızın haklarının savunulması ise bunu sağlayan başka partiler de kurulur, başka vekiller de seçilir. Belki de o parti ve o vekiller zaten vardır. Kötü propoganda örneği demeyecek olsanız, zaten iktidardalar diyeceğim. einsteinin “Aynı şeyi defalarca yapıp farklı sonuç almayı ummayın” sözü yerinde bir söz. Yine bu bağlama ilaveten şu hadisi şerifi de kullanabilirdik mealen “”Mü’min aynı delikten iki defa sokulmaz”. Bunların insan hakları, hukuk, demokrasi soslu zehirlerine daha ne kadar tahammül etmeliyiz.

  5. Avrupa Birliği, 15 Temmuzda kinama bile yapmazken HDP olayindan sonra hemen aciklama yapmasi dusundurucu.. Islerine gelince susuyorlar islerine gelince ic islerimize karisiyor demokrasi dersi veriyorlar. Bir kisim gazetecide su dusunce var. Erdogan gitsinde nasil giderse gitsin bunun icin her yol mubah. Fehmi abi sizin gibi yapici elestirmiyorlar lutfen yanlis anlamayin. Devletin Basindaki insani devirmek indirmek icin yapmis olduklari haberler su soruyu aklima getiriyor, Bende soruyorum abi; Bunlar kime calisiyor?..

  6. Yaşım 42. 30 senedir okurum Fehmi KORU yu. Gündemdeki HDP, Cumhuriyet Gazetesi ve bunların destekçisi CHP ne zaman Türkiye Cumhuriyeti’nin birer unsuru olup; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne zarar vermeye çalışan (çok iyi bildikleri) A.B.D. ve A.B. ülkelerine karşı politika geliştirecekler? Sorumun bir diğer hali: Ne zaman mandacılığı bırakıp bağımsız politika sahibi olacaklar?

  7. Ülke içindeki etnik sorunların silahla ve zorla çözülemeyeceğini anlamak istemiyoruz.

    Yıllar önce büyüklerimizin Türkiye’de Kürt yoktur dedikleri zamanlarda ebeler Kürt anneleri ile tercümanla konuşuyordu. Türkiye’de Kürt çocukları okulda anadillerini öğrenemezken biz Almanya’da çocuklarımız anadillerini öğrenecek ve asimile olmayacak diye mücadele veriyorduk. Adalet Bakanı Türklerin Almanya’da hiç bir hakları yok diyor. Evet Almanya’da bir çok şey daha iyi olabilir. Ama bir örnek vereyim. Salafistler 2011 yılından beri Alman şehirlerinde milyonlarca kuranı bedava dağıttılar, hala da dağıtıyorlar. Bizde incil dağıtılsa ne olurdu diye düşünmek bile istemiyorum?
    HDP milletvekillerinin ifade vermeye gitmeyişlerini doğru bulmuyorum. Ama devletin ve devleti yönetenlerin yangına körükle gitmemeleri gerekir.

    Sayın Koru seçtiğiniz konuları ve üslubunuzu takdirle karşılıyorum.

  8. bir de şunu gerçekten merak ediyorum pkk terörü hdp milletvekilleriyle çözülebileceğine inanılabilinir mi… uluslar arası bağlantıları olmayan kürt kardeşlerimizin içinden gelen barışçıl vizyonu olan bir kürt parti ile umutvar olunabilir belki, o da iyi niyetli DEMOKRATİK görüşmeler açısından. sonuç sanki pkk ya yada hdp partisine bağlıymış gibi…yularları kimin tuttuğunu herkes biliyor.

    yularları tutanların buna izin vermeyeceğini hepimiz bildiğimiz halde neden sanki onlarla bir çözüm olabilir miş gibi durumu gösteriyoruz. Öcalan teröristi bile Demirtaş için uluslar arası bir proje olduğunu söylediği halde kim neden bunlarla bir çözüm umuyor…

    cumhuriyet gazetesi de aynı şekilde yanlış ellere geçmiştir. durum son derece açıktır. yaptıkları iş hükümete muhalefet değil bal gibi devleti hedef almak ve en hafifi devlete zarar vermeye teşebbüs etmektir. buna alet olmamalıyız. demokrasi adına devlete zarar vermeye çalışanları arkalamak demokrasiyi kendimize dönük bir silah yapmaktır….

    • sayın didem hanım kimse terörü savunmuyor libya ya uluslararası müdahalenin nasıl yapıldıgını da gördük hdp lilerin hendek siyasetinde dünyaya nasıl seslendigini biliyoruz ve daha kötüsü ıraktaki 36. paralel hikayesinide bizi savunacak birisi çıkarmı sizce peki biz ne kadar güçlüyüz

      • uluslar arası müdahele için sebeb oluşturmayalım diye düşünüyor iseniz bu asla problem olmaz. sebeb bulurlar olmadı yaratırlar. fakat türkiye onlar için bile büyük lokmadır. yutamazlar.

  9. “Onlar da bulunmazsa pkk ile karşı karşıya kalınır; bu hoş bir şey midir sizce? ” Ne yani şimdiye kadar pkk ile karşı karşıya değil miydik her gün ayrı bir yerde bomba ile silah ile saldırı yapanlar kimlerdi acaba? Hiçbir geçerli sebep ortada kalmadığı halde açıkca teröre destek veren insanlara terörü bitirmek için mi muhtacız?.Peki bu hoş bir şey midir sizce?.

  10. artık kafamız karıştı. şöyle mi anlayalım biz gazeteci ve siyasetçi teröristlere sesimizi çıkarmayalım demokratik gibi gözükmüyor zaten bunlar gitse yeni hainler gelmeyecek mi… kesin yanlış anlıyorum. kim böyle bir şey der ki..

    • Didem Hanım merhabalar,

      Terörist tanımınızı yapabilir misiniz (sizin şahsi tanımınızı merak ettim)? Eline hiç silah almamış, ama fikirleri marjinal olan birisi terörist midir? Örneğin, bir böceği bile ezmemiş, ama “IŞİD eylemlerinde haklı” diyen, Kocaeli’de yaşayan bir birey (hayal ediyorum), terörist midir?

      Tanımınızı yaptıktan sonra, içeri alınan bütün Cumhuriyet yazarları terörist tanımınızın içine giriyor mu? Her isim için bunu söyleyebilecek misiniz?

      Fikrinizi açmanız ve bir fikir tartışma ortamı oluşturmak için soruyorum bunları.

      Saygılarımla.

      • Ahmet bey merhabalar,
        terörist tanımı size veya bana göre olabilir mi. şahsi bir tanım getirilebilir mi… ortak payda da buluşulan bir tanım benimkisi…
        sizin böcek ezmemiş Kocaelili, birisinin eline böcek ilacını verip toplu böcek katliamı yaptırıyorsa ekolojik dengeyi bozacak faaliyetleri maddi manevi destekliyorsa kendisi gibi düşünmeyen böcek severleri de sevmeyenlere hedef gösteriyorsa kendisi bir böcek ezmemiş olduğu halde teröristtir…
        aynı kocaelili bir kenarda oturup şu böcekler olmasaydı ne de iyi olurdu diyorsa cahil olarak tanımlanabilirse de tabii ki terörist diyemeyiz…
        tanımımı yaptığıma göre cumhuriyet yazarları için ne düşündüğüm anlaşılmış oldu..bir iletişim fakültesi mezunu olarak düşünce ve basın hakkını elbette savunurum ama onlar bu çizgide kalmadılar . ülkenin birliğine aleni kastedenlerin safında durup düşünceleriyle değil eylemleriyle desteklediler. sözün ve yazının gücü ateşli silahın gücünden çok fazladır zararı çok daha yıkıcıdır ve onlar bu gücü kendi devletlerine karşı kullandılar. hükümeti devirmekle devleti devirmek ( destek vermek ) arasında hiç fark görmediler. örnek vermeye gerek var mı..hemen hemen bütün devletler açıktan ve gizliden diğer devletlere hatta terör örgütlerine silah gönderirken hangi ülkenin vatansever gazetesi gizli gideni bırakın açıktan verileni bir terör örgütünün ele geçirdiği belgeleri kullanarak haber yapıyor. hükümeti zora düşürmek eleştirmek anlaşılabilir ama devlete karşı yapılanlar kabul edilemez.
        bütün cumhuriyet yazarları mı diye soruyorsanız bu trenin lokomotifinin nereye gittiği belli. vagonların durumu raydan çıkıp çıkmayacaklarına bağlı.

        • Didem kuz bravo
          Bazilarina maalesef terorist in sadece eline silah alip adam olduren olmadigini ayni zamanda silagi verenin, hedefi gostereninde terorist faaliyetlere rtak oldugunu iyi anlatmissiniz.

      • Kocaeli’de ISID haklidir diyen bir “birey” eline silah almamissa terorist degildir. Ama bu bireyin soylemleriyle baska insanlar etkileme gucu varsa ve bu gucunu bu amac icin kullaniyorsa o zaman teroristtir. Ornegin sizin ve yanilmiyorsam babanizin da anlayamadigi ya da anlamak istemedigi yurtdisinda fedakarlik falan edip hizmet ettigini sanan insanlarin 17-25 Aralik sonrasi Fetoye bagliliklarini surdurmesinin terorist eylem olmasi gibi…

  11. yasin börüyü unutmadık unutanı da allah afetmez
    herkes yargı önünede çıkacak bunda da sorun yok
    peki sorun ne
    sorun şu dogru işi yanlış zamanda yapmak tıpkı kalecinin çıkması gerekirken çıkmadıgı çıkmaması gerekirken çıkması nedeniyle gol yemesi gibi durum

  12. Merhaba, Oncelikle bu is iyi niyetle olmuyor kardesim hukumet o kadar iyi niyetli davrandiysada bu adamlar pkk ile arasina mesafe koyamadi koyamiyor. Ustune ustelik dalga geciyorlar. Cok gec kalinmis bir operasyon. Fehmi abi sen sen emektar bir gazetecisin olmuyor abi hic bir hukumetin yapmadigini yapti c.baskani ve hukumet sonuc ne oldu? yahu abi kurt kardeslerime karsi bir baski mi var ne var devlet in en ust makamlarina gelmisler bir ayrimcilik yok. Bunlarin amaci belli ulkeyi bolmek yazik agizlarindan sag duyulu bir soz konusma duydunuz mu Allah askina.. ben hukumet savunucusu degilim.. uye bile degilim ama benim dusuncerim bu sekilde. Ben onlarin iceriye alinmalarindan hosnut da degilim.. Dikkat edin devamli tahrik ediyorlar. Burda yorum yapan arkadaslardan ricam lutfen ulkemi kotulemeyin.. Ulkem bir tanedir. Yoneticiler gecicidir.. Biz vatandas olarak elimizden gelen dua etmektir en azindan onu yapalim ve son soz Umudumuz, acimizdan daha buyuk olmali.. A.Cahit Zarifoglu.

  13. Yorumlarda çok güzel olmuş…
    Fehmi beye katılan da var katılmayan da…
    Bence işin özü burada herkezin fikrini açık söyleyebildiği özgür bir ülke özlüyorum…

  14. HDP’li vekillerin pkk’lı teröristleri her platformda sözleriyle açıklamalarıyla desteklemeleri, canlı bombanın ailesini falan ziyaret etmeleri, sırtlarını pyd ypg bilmem neye yaslamaları ve en önemlisi pkk’yı terör örgütü olarak görmemeleri (pkk da terör örgütü değilse dünyada terör örgütü yoktur herhalde) dünyanın hiçbir yerinde kabul edilemez. Ama operasyonun Bahçeli ile Erdoğan görüşmesinden sonra yapılması, muhalif gazetelerden belki de en büyüğü ve etkilisi olan Cumhuriyet Gazetesi yazarları ve yönetici kadrosuna yapılan operasyonla aynı günlere gelmesi, 15 Temmuz sonrası kafalar daha allak bullak iken ve soru işaretleri daha giderilmemişken (misal adil öksüz nerede, onunla beraber bazı sivillerin görüntüleri yayınlandı ve bunlar zaten tutuklanmış bu adamlar neci vs..) yapılması zaten iktidardan hoşlanmayan kesimin operasyonun terör operasyonu olmayıp muhalif sesleri kesme politikası olduğunu söylemelerine yol açıyor. Ve bunda da ikna edici oluyorlar. Dolayısıyla HDP’li vekillerin terörü öven konuşmaları tartışılmıyor, iktidarın baskısı gündem oluyor (HDP ve diğer isimleriyle bu parti yeni yeni pkk’yı sahiplenmiyorlar ki).. Ayrıca denenmiş denenmez. Zaten sonuç da alınanamış. O zaman çözüm ne? Bu soru beni aşar. O yüzden cevabı bulmak için bu siteye takılıyorum. Yazınız için teşekkürler..

  15. Kaleminize sağlık usta.. maalesef biz böyleyiz.. bir ülkede gelişme topyekün olmalı.. bizim yöneticilerimiz tepeden tırnağa ya acemi yada vizyonsuz insanlar maalesef.. Çünkü pek çoğu bulunduklari yeri hak etmeyen güncel tabirle liyakatsiz kişiler..

    Örneğin ben calistigim okulda(ki bu ilkokul) yaşadığım bir olaydan bahsetmek istiyorum:
    Çalıştığım okulda ülkedeki pek çok okulda olduğu gibi 2.3.4. sınıf öğrencilerine deneme sınavları yapılıyordu.. ben bir rehber öğretmen olarak bu durumun yanlış olduğunu bilimsel bilgileride kullansam hiçbir öğretmen ve idareciye anlatamadım..

    Sonunda bu işin anlatmayla olmayacağını, öğretmen ve idarecilerin eğitime bakışını ancak somut çalışmalarla gosterebilecegimi düşündüm ve bir proje geliştirdim..

    okulda çeşitli atölyeler (drama,zeka oyunları, tasarım vs.) yapacaktık ( şükürler olsun yaptık..çokta iyi sonuçlar elde ettik)

    Bu konuda mekan sorunu yaşıyorduk..milli eğitim müdürlugune gittik ve ilgili şube Müdürüne konuyu anlattıktan sonra şu ibret verici cevabı aldık;
    hocam keşke daha önce görüşseydik..biz milli eğitim olarak 2.3.4. sınıf öğrencilerine deneme sınavı yapmak için ihaleye girdik..

    Halbuki kendisi liyakat sahibi bir yönetici olsaydı geçelim gelişmiş ülkelerdeki uygulamaları, ilk öğretim kurumları Yönetmeliği aykırı olan hatta bu uygulamayı yapabilir miydi..çünkü yönetmeliğe göre 2. ve 3. sınıf öğrencilerine bırakın deneme sınavını yazılı sınav yapmak bile yasaktı..

    Bu bir örnek sadece..bu bi örnek sadece..Ülkemizde buna benzer pek çok yanlış iş yapılıyor her gün ve hiç kimse garipsemiyor.. maalesef usta..

  16. Valla fehmi bey her zamanki gibi sorulariniz mukemmel
    Yaziniz harika
    Akp ismini degistirip hdp olsa erdogan ve arkadaslari da selahattin ve arkadaslari nin
    Izlerini takipetse turkiyede teror kalmaz
    Fetoda rahatlar, muhalif basinda rahatlar
    Bir onceki yorumumu lutfen okuyun arkadaslar
    bu pkk sevicileri sanki pkk ve hdp halki temsil ediyormus gibi pkk yi ve hdp yi turk milletine sanki masum, barisin tek umudu imis gbi lanse ettiler.
    Bu is sol basin tarafindan yapiliyordu simdi de gizli elin diger ayagi kripto sag basin ayagindan servis ediliyor.
    “Korkma sonmez., diye baslayan ve arkadas! Yurduma alcaklari ugratma sakin diye devam eden marsimiz sanki bugunler icin yazilmis.
    Ben su satten sonra artik kimin ne olduguna cokta itibar etmeyin arkadaslar derim.
    Feto bile hain cikti bakin. Cogu yazar gizli elin turkiye uzantisi, tipki hdp ve pkk gibi.
    Oyun buyuk bugun pkk, dun asala idi yarin masala olur bunlar. Bizim demokrasi avaneleride demokrasi dusmani bu teroristleri masum gostermek icin her turlu maskaraligi yaparlar.
    Bakin irakta bir generasyon kaybuldu demek utanc verici, yarim asir kaybetti irak halki.
    92 de universite deiken calisma ekonomisi sosyalist hocam ozal iraka ilk ziyatetini yaptiginda imrenmisti ve turkiyeyide irak gibi yapmak.istemisti derdi
    Nedenmi? irak o zaman ortadogunun isveci derlerdi.
    Ne oldu iraka
    Insan kalmadi
    Herkes cahil
    20 yildir her dogan cocuk savasa, bombaya, silaha, kitliga acliga doguyor,
    Suriyede yeni bir surec basladi
    Libya oyle
    Sira turkiyede su an icin dik duran tek ulke turkiye, cantada keklik olanlara dokunmuyorlar su an misir, s arabia, iran gibi
    Ama hepsinin de zemini oynak
    Bugun kendilerini en saglam zeminde zanneden kurtler bile filistinlilerden daha kucuk ve kotu bir yem.olacaklar; zionist yahudi emparyali ile hacli ermenisinin arasinda sikisinca.
    Bunlar bugunun planlari degil
    Yabanci uzun donemli yatirim yapar
    Filistin yatirimi 1900lerden bile once tohumlandi.
    Benim kurt ve dogulu kardesimi hdp ile pkk ile uyutmaya kalkmayin sakin.
    Aksine hdp ve pkk nin kesinlikle onlari temsil etmediklerini, amaclarinin tamamen doguyu ermenilere ve yahudilere teslim etmek oldugunu buyuzden bolge halklarini hep goce zorladiklarini kesinlikle aklimizdan cikarmayalim; bizde bir irak olma yolunda ilerlemeyelim.yarin kurdumuz de turkumuzde cok cekeriz
    O hdpliler ve borozancilari tipki fetocular gibi verelini avrupa kacarlar. Yine olan alttaki garibana olur.
    “sonunda tedbirin işe yaramadığını görünce hayal kırıklığına uğrayacaklardır”
    Bir bu soze bakiyorum, birde “devlet darbeyi onceden biliyordu:” neden mitin haberi yoktu vs sucamalara
    Hem tedbirin sonuclari degistirmeyeceginden bahset hemde neden tedbir alinmadi diye sorgula.
    Sizce ne yapmasi gerekirdi devletin?
    Yuruyun aslanlar dayayin sirtinizi pyd ye
    Iside hasdi sadiye saldirilara devam mi edin demeliydiler
    Yada feto gibi kilicdaroglu hdp akp ittifakimi yapmaliydilar.

    Internete ulasim olaganustu durumlarda kapatilmamali diyorsunuz
    Peki kanmi dokulsun kiskirtmalarla?
    Misirda oldugu gibi?
    Ic savasmi ciksin suriyede oldugu gibi
    Selahattinin kiskirtmasiyla 50 masum vatandasimiz oldu daha ne kadar olsun istiyorsunuz.
    Acaba turkiyeye mehmet barlas gibi yazarlar ne zaman gelecek
    Su an hukumet borazancilarida fetocu yazarlarda, kendini liberal zanneden gizli elin uzantilarida var gucuyle ulkenin bolunmesi icin calisiyorlar, fetocular devletin dogrusunada yanlisinada yukleniyor .
    Onlara gore su an hersey yanlis.
    Hatta s& p nin not artirmasi bile.
    Faizlerin dusmesi bile yanlis.
    $ 3.16 olmasi bile yanlis
    Onlarin istedigi $ in 5 olmasi, faizlerin%20 olmasi, turkiyenin acilen feto, chp, hdp iktidarin a gitmesi, zaten darbenin de amaclarindan bi tanesi buydu sanirim basarisizligina uzulenler o yuzden uzuluyorlar.
    Pkk teror orgutudur bile diyemeyen insan mi benim kurdumu temsil edecek
    Hulki cevizkabugu kadar delikanli olsa herkes keske.
    Uyanalim arkadasar benim dogudaki kurt kardesimin problemi asla ve asla batilinin umrunda degil. Onlarin derdi dunyanin ilk hristiyan kavmi ermenilere doguda istedikleri topraklarini vermek, yahudileri vadedilmis (nedemekse) topraklari kolayca alabilmeleri icin bolgeyi hep zayif tutmak.
    1. Dunya savasi ile alakali bir ansiklopedide gormustum dogudaki kurt atlilarin ermenileri katletttiklerinden bahseden ve ermenileri masum gosteren haberi.cok ilginc osmanli yada turk kelimesi gecmiyordu.
    Halkimizda olayin farkinda ama malesef devletimiz o kadar guclu olmadigi icin halk bir yerde mahkum edildi pkk li terore belkise satilmis insan lar yuzunden.
    Imla hatalari ve cumle dusuklukleri icin ozur dilerim.

    • sevgili vatansever
      hangi yanlışını sayayım bilmiyorum evet pkk terör örgütüdür hdp de bu örgütün siyasi uzantısıdır.
      1) sultan abdulhamit selanikte sürgünde iken efendim balkanlarda savaş çıktı istanbula gitmemiz gerekiyor denilince bunların ittifak kurmasına nasıl müsadde ediniz dedigini biliyoruz
      2)sultan abdullhamid beylerbeyi sarayında iken yanılmıyorsam enver paşa talat paşa yanına gidiyorlar efendim savaşa almanya saflarında katılıyoruz diyorlar abdullhamit bir dünya haritası istiyor ve masaya açtırıyor evladım bana ingilterenin sömürgelerini gösterin diyor işaretliyorlar birde almanyanın sömürgelerini soruyor hepsi donup kalıyor çünkü almanyanın sömürgesi az
      3) israil mısır ve güney kıbrıs levanten diye bildigim akdenizdeki bir bölgede dogalgaz arıyorlardı biz de tepki koyduk sayın erdogan bizde arama yapacagız dedi ve piri reis gemisi arama için denize açıldı bende kelli felli bir gemi bekliyordum çıkarta çıkarta taka dan biraz büyük bir şey çıkartık
      4) suriye meselesine gelince sanki ortadoguda herkes demokrattı bir esad zalimdi devlet adamı lastikli konuşur buna diplomasi deriz şamda namaz kılacagız dersen seni öne yem diye sürenlerin oyununa gelirsin ve geldik her şeye ragmen allah milletimize ve devletimize zarar zeval vermesin demekten başka çaremiz yok hdp liler yargıdan muaf degiler tabbi hele hele yasin börü kardeşimin şehadetti ortada dururken .
      ancak hendek siyaseti ile iyice çöken hdp yi magdur pozisyonuna da ellimizle sokmayacaktık çünkü girmedigimiz yada giremedigimiz bir kandil varken öncellik hdp degil terörün ana karargahı olmalıydı kandil olmasa bunlar zaten konuşamazdı

  17. Her şeyi OHAL koşullarında tartışmak lazım. OHAL yürürlükte olduğu müddetce yapılan eleştiriler hedefine varmaz. 15 yıllık bir yönetim sonunda neden OHAL şartlarına gelip otağ kurduk bunu düşünmek lazım. Mevcut hükümetin OHAL mantığına karşı olduklarını hep söylediler önceleri duyduk. Güneydoğu Anadolu bölgesindeki 17 yıl sürmüş OHAL yönetimini hep eleştirmişlerdi, iktidara gelince OHAL e derhal son vereceklerini söylemişlerdi. Bu söylemleriylede oldukca hatırı sayılır oy aldılar Güney bölgemizde. Ne varki o günkü mantık bu gün ülkeyi OHAL kanunlarıyla yönetiyor. Bence acı reçete budur ve bu reçeteyi kim yazmıştır bunun üzerinde durulması gerekmezmi?

  18. Demokrasiyi kimse kimseye bağışlamıyor. Demokrasi mücadele gerektiriyor. Bugün internetinizi, yarın meclisinizi, diğer bir gün milli iradenizi keserler siz de sesinizi çıkarmazsanız daha fazlasına da layıksınız demektir. Güney Kore’de 100 binler bir yolsuzluk sıkandalı için nasıl sokaktalar izleyin derim (internetiniz varsa hala). Bizim havuz medyası bu tür haberleri vermiyor elbet.

  19. Dünkü uygulamada hedef gözaltıların öğrenilmemesi değildi, hdp pkk taraftarlarının organize eylem yapmasını engellemekti. Yanı dediğiniz gibi öğrenilmemesi istenen bu değildi. Her konuda aynışeyi yapıp çarpıtıyorsunuz. O imkanlar neden mi harcanıyor? Gezi parkında olduğu gibi insanlar ölüp yaralanmasın diye alınıyor. Hdp Kürtler demokrasi eski Türkiye yeni Türkiye hepsini birbirine katmışsınız. Bence siz muhalif olacağım diye yazı yazmaktan başka birşey yapmıyorsunuz. Dünkü yorumumda da yazmıştım Batı’ya şirin gözükme ya da maymun gibi onları taklit etme Sevda’sından vazgeçelim.

    • s.a hakan bey hdp yada pkk her kim olursa zaten onlarla gönül bagı olanlar sms ve başka yollardan organize olur

      örnek benim kardeşime darbe gecesi akp üyesi kardeşime onlarca mesaj geldi
      bu ben otoriteyim istedigimi yaparım demek
      keşke onuda becerebilseler

  20. Anlamakta zorluk çekiyorum
    Türkiye yıllardır Nato üyesi ABD’nin de müttefiki buna rağmen;
    -Nasıl oluyor o malum zat la aynı kefeye koyuluyor, PYD veya adı neyse bir örgütle kıyaslanabiliyor bunu izah edilebilir bir yanı varmı ?

  21. Dünyada ana akım politika değişiyor ve bu politika değişiminin en çok hissedildiği yer de Türkiye’dir. Değişen politikaya uyum gösterenler yoluna devam ederken değişime ters düşenler tasfiye olmaktadır. FETÖ üyelerine Cumhuriyet Gazetesi ekibine , HDP yöneticilerine yapılan operasyonlar ile değişime ters düşenler tasfiye edilmektedir. Bugün gözaltına alınanlar veya tutuklananlar ana akım politika değişikliğinden önce kraldı ve her yerde sözleri geçerdi. Dünya’daki değişimi anlamamış ve eski tas eski hamam misali bildiğini okuyanlar bu süreçte meydanı başkalarına terk etmek zorunda kalmaktadır. Merak etmeyin tabiat boşluk kabul etmez o nedenle gidenlerin yerine yepyeni bir anlayışla başkaları gelir doldurur.

  22. Kimsenin HDP yi kapattığı yok, ifade vermeye gitmeye bile tenezzül etmeyen, demokrasi lafını ağzından düşürmeyip Meclis’te oy aldığı insanları temsil ederek onların hakları için mücadele etmek ve silahli mücadeleyi devre dışı bırakmak varken sırtlarını silahlı mücadeleye dayayan bu siyasilerin Meclis’te olup olmaması Türkiye’ye birşey de kaybettirmez.

    Esasında Türkiye cumhuriyeti Kürt meselesi için her yöntemi denedi. Barış, açılım, şiddet, müzakere. Esasında mesele çok basit Kürt milleti karar verecek, ben devletin artık sabrının kalmadığını zannediyorum. Kürtler de yaşadıkları kimlik sorununu atlatmalı yoksa hem kendilerini hem Türkleri Ortadoğu’nun kanlı girdabına çekecekler ve bunun sonu kesinlikle Kürtler için de iyi olmayacaktır.

  23. Bir bilgisayarcı olarak düşüncelerinize katılıyor ve ekliyorum. istisnasız tüm vpn servislerini kapatsalar bile yine de yol var 🙂 ve bu hizmetleri devlet kendi eliyle veriyor ! farkında değiller.. yok eğer kesinlikle engellemek istiyorlarsa ve sıkıyorsa ülkedeki tüm elektiriği kesebilirler ancak onunda çözümü var . :-)))) İngiliz atasözü: where there is a will there is a way. ( istek-hedef varsa çözümde vardır)

  24. ……………………..
    Hep, sil baştan..
    Sil baştan..
    Olmadı, yeniden sil baştan..
    Şu ne idüğü belirsiz demokrasiyi rayına oturtacağız ya..
    Olmadı gitti..
    Bir türlü beceremiyoruz işte..

    Niye ki..?
    ………………….
    Yahu, Amerika’yı yeniden mi keşfedeceğiz..?
    Amerika keşfolunalı taa yıllar oldu..
    Hala, neyin peşindesiniz.?
    ……………
    Ardı arkası kesilmeyen sorular, sorular..
    Herkesin kafası karışık..
    Herkes, birbirine bakıyor..
    N’olacak şimdi..?

    Zekamızla alay ediyorlar güya..
    Kendi kafaları basmıyor, aslında…
    İşin gerçeği bu..

    Fehmi Koru, bu işi çok güzel özetlemiş ya..
    Sayın “devletlü erkan”ımızın bu yazıyı dikkatice okumalarını tavsiye ederim..
    Abdullah Öcalan’ın mektubu üzerinden “devletlü rica”sıyla İmralı ile yapılan görüşmeler sürecinde “Biz çözüm için her yola başvururuz. Baldıran zehri içmekse, biz o baldıran zehrini de içeriz” diyen kim yada kimlerdi bir hatırlayalım..?
    Madem doğru yoldaydınız da,
    Bu çözüm süreci için, “Baldıran Zehiri” içerdiniz de..
    Abdullah Öcalan’ın hazırlamış olduğu 10 maddelik mutabakat metni üzerinden anlaşmalar yapmıştınız da..

    http://www.hurriyet.com.tr/10-madde-diyor-ki-28334292

    “Yalnış yapıyorsunuz” diyerek, günlerde sizleri az mı uyarmıştık..?
    Şimdi, ne oldu..?
    Vardığın yer neresi..?
    Sil baştan..

    Yalnışlık nerede biliyor musun..?
    Sende, be kardeşim..
    Bunu hala göremiyorsan,
    Ben ne yapayım..

    Anladığım kadarıyla Fehmi Koru’da bundan şikayetçi..
    Bunu anlatmaya çalışıyor..
    “Aynı şeyi defalarca yapıp farklı sonuç alamazsınız” demiş ya Einstein..

    ………………
    Şu, yaşadıklarımıza bir bakın hele..
    Geldiğimiz, getirildiğimiz yere bir bakın..
    Bu güzelim ülkeyi ne hale getirdiniz..
    Sorun “sistem”de değil..
    Sorun sizde…

    ………………
    İnterneti yasaklayın, Twitter, Facebook, YouTube gibi sitelere de erişimi engelleyin..
    Nereye kadar..?
    “Dağ ne kadar yüce olursa olsun, yol onun üstünden geçer” demiş ya Yunus Emre..
    İşte, asıl “milli irade” vurgusu budur..
    Zira, ne yaparsanız yapın, insanların “hür irade”sini aşamaz, halehazırdaki teknoloji karşısında yenik duruma düşersiniz.
    Bu işe, kargalar bile güler..
    ……………………
    Bakın, Ahmet Hakan, bu trajikomik hal-i manzarayı nasıl özetlemiş..
    Kargaları bile güldüren,
    Ama, düşündüren bu yazıyı okumak için alttaki linke dokunabilirsiniz..

    http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/ahmet-hakan_131/megri-megri_40268905

    Fehmi Koru’nun bu anlamlı ve muhtevalı yazısına iki cümle de ben ekleyeyim dedim..
    Görüyorsunuz ki, konu uzuyor..
    Uzadıkça uzuyor..
    Yazılacak, konuşulacak o kadar çok şey var ki..
    “Vida, yalama olursa tutmaz” demiş atalarımız..
    Tutmuyor işte, niye ısrar ediniyorsun..
    Zorbalıkla dayatıyorsun..

    Unutmayalım ki,
    Herşey bir yere kadar…
    “Gömleğinizin ilk düğmesini yalnış iliklerseniz, diğer hepsini de yanlış iliklemiş olursunuz”..
    Hiç kimse vazgeçilmez değildir.
    Hiç kimse de erişilmez değildir..
    “Mezarlıklar ise, nice kendini vazgeçilmez sananlarla doludur”….
    İbret alana..
    Ve, sözümüz anlayana..
    Vesselam..
    …………………….

    Lucian M. Baylan

  25. Evet teknoloji bazılarının elini kolunu bağlıyor. Kısıtlama çalışmaları bir işe yaramıyor. İnternet hem faydalıya hem zararlıya ulaşmayı çok kolaylaştırıyor. (Bu bağlamda henüz zihni olgunluğa erişmemiş çocuklarımız için çok büyük tehlike arz ediyor. Bunu da belirtmekte fayda var.)
    Bürokrasinin bu tarz engelleme çabaları boşuna çünkü hedef kitle zaten bu engelleri nasıl aşacağını biliyor. Bilmeyenler ise zaten öğrenmesinde beis olmayanlar diyebilirim. Yasak, yasaklanan şeyi daha çekici hale getiriyor. Tunnel programları, siteleri dünkü yavaşlatmaları anlamsız kıldı.
    Şimdi gündeme geleyim. O kanatta siyaset yapan bir partiye ihtiyaç o kanadın insanları kalkışmaya çağırmasına göz yummamızı gerektirecek kadar çok mu?
    Yüz bin insan işinden olmuş, Sn. Cumhurbaşkanı da ” At izi it izine karıştı. ” demişken, yani aralarında masumlar varken ne yapalım, HDP’ liler tutuklandı diye yas mı tutalım?
    Ayrıca HDP’lilerin tutuklanması bence kendi arzularıydı. Karar verdiler ve adalet mekanizmasını mecbur bıraktılar. Stratejileri buydu.
    Allah milletimizin yanında olsun.

  26. Dost her zaman aci söyler. Neden acaba? Cevap, gerçekleri söylediği için.Fehmi Koruda gerçekleri yaziyor ve tehlikeyi önceden haber veriyor bu da bazı insanları rahatsiz ediyor.Fehmi Korunun günlüğu yazı hayatının 50.yılı. Fehmi Korunun bazı yazılarından hoşlanmiyanlar sadece sitenin girişindeki bu yazıyı bir düşünseler, bu yazar 50 yılını araştırma yapark ve tabiri caizse kılı kır yarark birilerine yaranmak için değil insanliğa faydalı olmak için maddiata önem vermeden biz okurlarına tarafsız bir şekilde gerçekleri olduğu gibi duyuriyor.Dünyayı gezmiş bir kaç dil biliyor dünyanın en iyi üniversitelerınde mastir doktora yapmiş dört dörtlük bir yazar,onun yazilarının her biri bir hazine gibidir. Sayın Koru iyki varsiniz ellerinize ve kalemınize sağlık.Allahu taala Aileniz ile birlikte szleri iki cihandada mesut,mutlu,ve bahdiyar eylesin.Amin. Hoşca kalınız.

  27. Suç işleyen bir milletvekilini içeri alınca, yerine başka biri geldiğine göre, en iyisi, önceki suç işlemeye devam etsin demek devlet ciddiyeti ile bağdaşmaz. Her suçun bir müeyyidesi vardır. Demokrasi suç işleme özgürlüğü tanıyan bir rejimin adı değildir.

    Demokrasi, seçimle gelen belediye başkanlarına, belediyeye ait iş makinalarını hendek kazmaları için teröristlerin hizmetine sunma hakkı da vermez. Böyle yapanlar dünyanın her tarafında cezalandırılırlar.

    “PKK sizi tükrüğü ile boğar” diyen milletvekili elini kolunu sallayarak ortalıkta dolaşmalı mıdır? ABD’de, İngiltere’de, Fransa’da bir siyasetçi “Elkaide sizi tükrüğü ile boğar” diyebilir mi?

    Siyasi partiler bir toplum kesimini temsil etmek, onlara hizmet etmek için kurulurlar. Diyarbakır’da hendek kazanlar, Diyarbakırlılara
    hizmet mi etmişlerdir? Yoksa hayatı zindana mı çevirmişlerdir?

    HDP bölge halkından niçin bu kadar oy alıyor? denebilir. Bölge halkının kendine bu zulmü reva görenlere gönüllü olarak oy verdiğini hiç zannetmiyorum. Halkın oyları PKK baskısı ve yıldırması ile alınıyor. Bu sebeple, Devletin varlığını çok net bir şekilde hissettirmesi, vatandaşlara baskı uygulayanlara haddini bildirmesi şarttır. Bunun için de millet olarak her türlü fedakarlığı yapmalıyız.

    HDP iki yıl süren çözüm sürecinde herhangi bir fonksiyon icra edemedi.Varlığı ile yokluğunun bir farkını göremedik. Eğer terör örgütü ile devlet arasında bir aracıya ihtiyaç varsa bunun bir siyasi parti olması şart değil.

    Fehmi Bey’in kağıt üzerinde pek güzel duran bu yazısındaki parlak fikirler pratikte pek bir işe yaramıyor; bölge halkının derdine de merhem olmuyor.

    “Dağ ne kadar yüce olsa, yol onun üstünden aşar” şeklindeki söz, benim bildiğim bir ata sözüdür, Yunus Emre’ye ait değildir.

  28. İletişim çağında engel demek sudan meydana gelen surlar demektir. Hiçbir şeyi engelleyemez ,saklayamazsınız. Devlet olarak siz toplumunuz için özgür ortam hazırlanmadıkça , toplum kendi özgür ortamını hazırlar ve içinde yaşar. Devlet vatandaşının haklarını savunmaz ise AİHM gibi kuruluşlar savunur. Yani güneşi takip eder ,insan oğlu. Ne demiş Peygamberlerin Şahı ‘ Güneş batıdan doğmadıkça , kıyamet kopmaz…” Doğruluğu tartışılsa bile bu söz bu günler için doru bir söz..
    EYY..! Müslüman yöneticiler sizler Müslümanlar için topraklarınızda ,coğrafyanızda nasıl bir hayat sağladınız da bugün Müslümanlar batıya göç ediyorlar… Hemde ölümü göze alarak… Sonrada batının tavrını görünce “Kininiz , nefretiniz artıyor…” .. Siz insanları çaresiz bırakırsanız göç de eder, AİHM de gider.. Müslümanların başındaki belaların sorumlusu sadece batı değil.. İslam dünyasının Basiretsiz yöneticilerininde hiç payı yok mu
    Bu günlerde yaşadığımız şeyler ülkemizin gelecekteki üç, dört yılının portresi için temel oluşturmakta… Şovenist , ırkçı söylemlerle bu ülke yönetilemez.. HDP gibi partiler , Ülkemizdeki kürt kardeşlerimiz için Erbil. Süleymaniye seçeneğinin yerine İstanbul , Ankara seçeneğini tercih etmeler için büyük bir şans ve gerekli…. Yani insanı yaşat ki devlet yaşasın…. vesselam..

  29. Temel’le İdris sinemaya gitmişler. Filmde bir at yarışı sahnesi varmış. Bizimkiler hemen iddiaya girip at yarısı oynamaya karar vermişler.
    İdris’in tuttuğu at birinci gelmiş. Temel’den parayı almış ama film çıkısı kalbi razı olmamış, parayı geri vermeye çalışmış;
    – Temel al paranı. Ben filmi daha önce görmüştüm, hangi atin kazanacağını piliyordum uşağım.
    Temel parayı kabul etmemiş;
    – Önemli değil İdris. Pen de görmüştüm bu filmi. Bu sefer sürpriz oynadım daaa.

Yoruma kapalı.