You are currently viewing “Türk olmak kolay değil” klişesi hiç bu günlerdeki kadar geçerli olmamıştı

“Türk olmak kolay değil” klişesi hiç bu günlerdeki kadar geçerli olmamıştı

Dün futbolseverler akıl almaz bir matematik hesabına dönüşen şampiyonluk muammasına kilitlenmişti. Beşiktaş ipi önde göğüslemeye yakındı; ancak Göztepe gibi dişli bir takım karşısında mağlubiyet alırsa maç öncesinde aynı puana sahip Galatasaray’ın da şampiyon olma şansı vardı. Her ikisi rakipleri karşısında yenilgi tattığı takdirde, galip gelirse, Fenerbahçe de şampiyon olabilecekti.

Her üç takım da yenilmedi, şampiyon fotofinişle Beşiktaş oldu.

Kutlarım.

Maçlar seyircisiz stadlarda oynandı.

FA kupasını kazanan Leicester takımı oyuncuları Filistin bayrağı ile.. Arka planda seyircili tribünler..

Oysa yine dün İngiltere’de iki takım arasında oynanan kupa maçı finalini 20 bin taraftar Wembley Stadı’nda tribünlerde izleyebildi.

Normale dönüşmenin adımlarından biri olarak…

İngiliz gazeteleri dün ülkenin çeşitli köşelerinden normalleşme görüntülerini sunan fotoğraflarla doluydu.

ABD’de virüsle mücadeleyi sürdüren kurul daha önce aldığı kapsamlı tedbirlerin çoğunda değişiklik yaptı ve bunu ilan etti. ABD de normalleşiyor.

Biz ise…

THY İngiltere uçuşlarını durdurmak zorunda kaldı. Bu ülkeye ülkemizden gidenler 15 gün karantinada kalmak zorundaydı zaten. Türkiye İngiltere’nin vatandaşları için yayınladığı ‘tatile gidilemeyecek ülkeler listesi’nde yer alanlar arasında.

Bu işte bir tuhaflık var

Adına ‘tam kapanma’ dense bile istisnalar yüzünden yarım uygulanan tedbirler için yarın son gün. Ondan sonra nasıl bir yol izleneceğini bilen yok. “Tedbirler kademeli olarak kaldırılacak” deniliyor; ancak her gün açıklanan korona tablosuna bakıldığında durumumuz tedbirsizliğe müsait değil.

Buna karşılık, tedbirlerin sürdürüldüğü ortamda hizmet sektörünün ve ticari hayatın içerisinde yer alan çalışanların, esnafın dayanacak gücü kalmadı.

Her yıl ülkemize gelmeye alışmış yabancı konuklar döviz rezervlerine 40 milyar dolar katkıda bulunuyorlardı; geçen yıl bu rakam 11 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu yılı kurtarabilmek için ‘turiste muhatap olan herkesi aşılama’ yöntemi bulundu. Ancak Türkiye’ye turist gönderen ülkelerin ilan etmeye başladığı kısıntılar 2021 yılını da turizm için ‘kayıp yıl’ haline getireceğe benziyor.

Geriye dönüp baktığımızda hemen görebileceğimiz tuhaflık şu: Türkiye korona ile mücadelede başlarda en başarılı ülkeler arasında sayılıyordu. ABD ve İngiltere’de vaka ve ölüm sayıları yükselmeye devam ederken bizde düşüşler yaşanmaktaydı. Bugün ise pek çok başka ülke ile birlikte ABD ve İngiltere normale dönerken Türkiye o noktadan hayli uzakta.

Arada ne oldu da bu tuhaflık oluştu?

Bu sorunun cevabını aslında herkes biliyor. Bilmeyenler de dünkü şampiyonluk kutlamalarında karşılaşılan manzaralarla cevabın bir bölümüyle yüz yüze geldiler.

Devlet adına ilan edilen tedbirler aynen devam ettiği halde bireylerin onlara uymasında ciddi gevşemeler yaşanıyor. 

Maske-mesafe duyarlılığı dünkü kutlamalara katılanlarda yok hükmündeydi.

Toplumun duyarlılığını sakatlayanın, tedbirleri koyanların en netameli günlerde kendilerinin kendi koydukları kurallara uymamaları olabilir mi?

Lebalep ve tıklım tıklım sözcükleriyle tanımlanan kongreler?

Kalabalıkların kaldırdığı cenazeler?

Futbolsever kitlenin dün akşamki kutlamalarda tedbirler konusunda sergiledikleri gevşeklikte en önemli unsurun bu olduğunu düşünmek için pek çok sebep var.

[MetroPoll araştırma kurumu konuyu vatandaşlara sordu. Alınan cevabın özeti şu: “?Vatandaş pandemi döneminde kongrelerini ve toplantılarını yapmaya devam eden siyasi partilere tepkili. Toplumun %79 gibi çok büyük bir çoğunluğu pandemi döneminde siyasi partilerin kongre ve toplantılar yapmasını doğru bulmuyor. Geçen ay içinde kongrelerini yapan AK Partililerin %68’i ve MHP’lilerin %78’i de böyle uygulamayı doğru bulmadığını söylüyor.]

Esas tuhaflık aşı konusunda

Ancak Türkiye’yi başka ülkelerin gerisinde bırakan yalnızca tedbirlerin uygulanmasında başgösteren gevşeklik değil.

Ondan da önemli olan bir başka konu var: Aşı…

ABD’de Joe Biden’in uygulattığı sıkı mücadelede aşılamaya özel önem verildi. Bugün ABD’de ‘vatandaş-vatandaş değil’ ayrımı bile yapılmaksızın herkes aşılanıyor. Aşılamada yaş 12’lere kadar inmekte. 

Biz bu alanda hayli gerideyiz. Hala aşı gelmesi bekleniyor. Günde iki milyon insanı aşılayabilecek altyapımız olduğu biliniyor, ancak her gün pek az sayıda insan aşılanabiliyor. Beklenen aşılar bir türlü gelmediği için…

Tercih edilen Sinovac aşısının etkisiyle ilgili olumlu haberler medyada yer alırken, bizim dışımızdaki ülkeler o aşıyı yeterince etkili bulmadıklarını belli eden kararlar alıyorlar. 

Daha önce de yazdığım bir başka tuhaflığı tekrarlayacağım: 

Son ‘tam kapanma’ sırasında ülkenin çalışan nüfusu uygulamada istisna kabul edildi; izinli olarak işlerine gidebildiler. 

Evlerinden burnunu bile çıkartmaları yasak olanlar kimlerdi? 

Genellikle yaşı ileride olanlar, emekliler…    

Oysa yaşı ileride olanların hepsi aşılanmış durumda.

Aşılananlar tedbir olarak evde tutuluyor, buna karşılık genç ve aşısız olanlar sokaklarda.

Dün akşam takımlarının şampiyonluğunu maske-mesafe tedbirlerine uymaksızın kutlayanların büyük ihtimalle hiçbiri aşılı değildi.

Ne kadar garip.

Acaba aşının etkisinden devlet düzeyinde de kuşku duyulduğu anlamına mı geliyor bu tuhaf uygulama?

En az bunlar kadar tuhaf başka gündem konuları böyle bir zeminde kendilerini daha kolay belli eder; nitekim öyle de oluyor.

ΩΩΩΩ