Toplantıdan dışarıya sızanlar ya gerçeği perdeleme amaçlı ise… Ya, farklı bir pazarlık söz konusu ise?

60
Reklam

Altı liderin Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayını belirleme amaçlı dünkü toplantısından nasıl bir sonuç çıktı?

Toplantıya katılan partilerden birinin sözcüsünden “Kamuoyu kimi bekliyorsa o isim olacak” mesajı duyuldu.

Bir başka partinin önemli bir ismi, toplantının ardından, sonradan sildiği “Millet beşten büyüktür” mesajını kamuoyuyla paylaştı.

Süreci yakından izleyen gazetecilere göre, Meral Akşener dışındaki liderler, masa arkadaşları CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını destekleyeceklerini açıklamışlar, Akşener CHP’den seçilmiş İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanlarından birinin aday gösterilmesini karşı teklif olarak ileri sürmüş… Diğerleri “Partimin yönetimini ikna edemem” diyen Akşener’e, itirazcılarla konuşup iknaya çalışması tavsiyesinde bulunmuşlar…

Acaba gerçekten böyle mi oldu, yoksa böyle olduğunun sanılması mı isteniyor?

Politikacılar söz konusu olduğunda zihnimde geçmişe ait taraflardan bizzat dinlediğim olaylar hemen zihnimde canlanır.

İşte biri: İki Musevi işadamına ait Alarko fabrikasında grev çıkmıştır. Dönem, milli cephe diye anılan Süleyman Demirel’in MSP ve MHP ile kurduğu koalisyon hükümeti dönemidir. Fabrikadaki grevi kısa adı MİSK olan Türkiye Milliyetçi İşçi Sendikaları Konfederasyonu başlatmıştır. MİSK üzerinde MHP’nin ve lideri Alparslan Türkeş’in etkisi bulunduğu bilinmektedir.

Olayı çok sonraları bana aktaran Alarko’nun sahiplerinden Üzeyir Garih Ankara’ya gidip Türkeş’i makamında ziyaret eder ve ona grevin ülke sanayii ile ekonomisine verdiği zararı etraflıca anlatır. Ondan grevin sona erdirilmesi konusunda yardım talep eder.

Reklam

Türkeş sanayiciyi dinledikten sonra konuya müdahil olabileceğini söyler. İki gün sonra İstanbul’a gelecek ve fabrikaya da uğrayacaktır.

Gerçekten de söz verdiği gün, sabah erkenden, grevci işçilerin şaşkın bakışları altında fabrikaya gelir MHP lideri. Derhal patron katına çıkartılır. Üzeyir Garih ve ortağı İshak Alaton’la konuşur, onlardan yaptıkları üretim konusunda bilgi alır. Sohbet 10-15 dakika sürer. Konular bitince Türkeş muhataplarından o günkü gazeteleri kendisine getirmelerini ister, getirildiğinde de bir köşeye çekilip hem kahvesini içer hem de uzunca bir süre gazetelere göz gezdirir. 

Aradan bir saatten fazla vakit geçince kalkar Türkeş, çıkarken de kendisini uğurlayan İshak ve Üzeyir beylere, “Hemen çıksaydım grevci işçiler görüşmemizi fazla önemsemezlerdi, onun için gazeteleri mütalaa ederek vakit geçirdim” açıklamasında bulunur.

O ziyaretten sonra MİSK Alarko fabrikasındaki greve son verir.

Benzer bir olay koalisyon pazarlıkları sırasında Süleyman Demirel’e de atfedilir. O da, kısa süren bir pazarlıktan sonra ziyaret ettiği partiyi hemen terk etmez, kendisine getirilen gazetelerle bir köşeye çekilerek vakit geçirir. O ziyaret üzerine gazetelerde ertesi gün içeride çetin pazarlıklar geçtiği yollu haberler  çıkar.

Verilmek istenen izlenim de budur zaten.

Ne dersiniz, dünkü altı lider buluşması da dışarıya yansıyan türden izlenim verme niyetiyle sonlandırılmış olabilir mi?

Kuşkumun temelinde, baştan beri zihnimde yer eden İYİ Parti genel başkanı Meral Akşener’in Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adaylığı belirleme sürecini, kendisinin “Ben aday değilim, sistem değişip yeniden başbakanlı parlamenter sisteme geçildiğinde başbakan olacağım” açıklaması istikametinde bir sonuç için değerlendirdiği düşüncem yatıyor.

Reklam

Başbakanın olmadığı geçiş döneminde de başbakanmış gibi bir işlevi üstlenebilmek için bir pazarlık yürütüyor olabilir…

Aday gösterilmesi kamuoyu tarafından beklenen isim –Kemal Kılıçdaroğlu– masanın diğer katılımcılarına cumhurbaşkanlığı yardımcılığı verme niyetindeydi; Akşener, onun bu niyetini kendisine verilecek tek başkan yardımcılığına dönüştürmek istemiş olabilir diye düşünüyorum.

“Diğer liderlere onurlu başka görevler düşünülsün, ben tek cumhurbaşkanı yardımcısı olayım ve günlük işlerin yükünü ben üstleneyim” pazarlığı…

Olabilir mi böyle bir pazarlık? İlk buluşmadan itibaren yaptığı açıklamalar ve onlarla verdiği izlenimleri yürüttüğünü sandığım bu pazarlığa hazırlık amaçlı olarak değerlendiriyorum.

Tek cumhurbaşkanlığı yardımcılığı görüşüne masanın konuklarından Gelecek Partisi genel başkanı Ahmet Davutoğlu itiraz etmiş olabilir. Son birkaç gün içerisinde önce liderlerin en kıdemlisi Temel Karamollaoğlu‘nun, daha sonra da müstakbel aday Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ahmet Davutoğlu’nu ziyaretlerini onu itirazından vazgeçirme girişimleri olarak okuyorum.

Yanılıyor olabilir miyim?

Elbette olabilirim.

Sonuçta bir pazarlığın döndüğü ve Meral Akşener’in pazarlığın merkezinde bulunduğu bir gerçek.

“Acaba” diyorum, “Akşener’in 2018’de yapılan son cumhurbaşkanlığı seçiminde, önceleri çatı aday projesine olumlu bakar ve o yolda açıklamalar yaparken, birdenbire farklı bir görüşle ortaya atılıp ‘Seçilebilirim, ben aday olacağım’ ısrarıyla projeye karşı çıkması da bir pazarlıkla mı ilgiliydi?”

Politik deneyimleri Akşener kadar eskilere gitmeyen, dolayısıyla Alarko ve koalisyon pazarlıklarında dönen ince taktikleri bilmeyen muhatapları, onun niyetini doğru okuyamadıkları için mi, iş o zaman sarpa sarmıştı?

Öyleyse ve o zaman doğru okunamamışsa, acaba şu son dönemeçte, Akşener’in benzer yöntemle yürütmek istediği pazarlık da, masanın diğer katılımcıları tarafından benim anladığım şekilde algılanmıyor olabilir mi?

Yanlış anlama yeniden yanlış sonuç getirebilir…

Tıpkı 2018 yılında olduğu gibi, bu kez de sandıktan AK Parti-MHP lehine bir durum ortaya çıkabilir.

Bu soruları zihnimden atamadığım halde, şimdiki tabloya bakıp masanın bileşenlerinin bu defa Akşener’in niyetini doğru okuduklarını çıkarmak da mümkün.

Zaten ortamın bu defa yanlışlığa izin vermeyecek özellikleri de ortada.

Millet İttifakı’nı bozan, bunu hangi amaçla yapıyor olursa olsun, hem cumhurbaşkanlığı hem de milletvekili seçimlerinde zaferi Cumhur İttifakı’na hediye etmenin sorumluluğunu da üstüne alacaktır.  

Geçmişte tarafların birbirini doğru anlamadığı bir ortamda, onlar adına yaptığım zihinleri okuma temrini türünden birkaç yazım işe yaramıştı.

Umarım, bu defa da bu yazım işe yarar.

ΩΩΩΩ

Reklam

60 YORUMLAR

  1. çok komple teoricisiniz masa dağılmamış olsaydı bile seçim sonucu MACARİSTANDAKİ GİBİ OLURDU

  2. ERDOĞAN karşısında kim aday olsa kazanır gerçeğinin farkında olan CHP’lilerin ve KILIÇDAROĞLU’nun adaylık ısrarı, selden kütük kapmak, yangından mal kaçırmaktan başka bir şey değil. Bizim sözde solcuların ülkeyi ve milleti tanımazlığının yeni bir örneğiyle karşı karşıyayız. 2010’dan beri CHP’ye oy veriyordum. Bugün İYİ partiye on-line üyelik başvurusunda bulundum.

  3. Su akar yolunu bulur, çok güzel bir atasözü. Bugün Türkiye’de siyasetin normalleṣmesi bakımından önemli bir geliṣme yaṣandı. Siyaset doğru yolunu buldu. Millet Ittifakı’nın önü açıldı. Cumhur Ittifakı elindeki önemli bir kozu kaybettti.

  4. Sayın Fehmi bey bu serzenişim size!
    Bir yazar baskı nedeniyle köşesinde yazı yazmayı bırakı(tırılı)yor, sessiz sedasız köşesine çekiliyor. Fakat meslekdaşlarından hiç bir destek yok. Bu meslek böyle bir şey midir? Herkes kaderine mi terk edilir?

  5. TARİH TEKERRÜRDEN İBARETTİR
    Yıl 2001 Rahmetli Başbakan Bülent Ecevit kameralar karşısına çıkıp kriz var der ve zaman içinde gerçekten de kriz olur. O yılları yaşım itibariyle çok iyi hatırlarım, aklımdan hiç çıkmayan krizden sonra evde kullandığım mutfak tüpün değiştirmeye gittiğimde yedi bin lira olan tüp on dört bin deyince tekrar sordum tekrar sordum cevap değişmedi ve birçok ürün iki veya iki katından fazla. Peki neden olmuştu bütün bunlar, yen kırıldı içinde kalmadığı için, evet yen kırıldı içinde kalamadı ama milletin kolu kırıldı yen içinde kaldı. Gün geldi yen içindeki kol bir çok siyasi partiyi ve siyasetçiyi siyaset çöplüğüne attı.
    Yıl 2023 Yine kol kırıldı yine yen içinde kalmadı…

  6. yıpratmak için bekliyorduk.
    Ağız tadıyla yıpratacak birşey bırakmadılar.

  7. Amerika’nın çaktığı, Avrupa’nın cilaladığı tüm masalar er geç çöker.

    Muhteris baylar ve bayanlar,
    Şimdi sizi Türk marangozlarına havale ediyoruz….

  8. Herkes aslına rücu eder.
    Ne işiniz var oralarda.
    Sıra Davutoğlu, Karamollaoğlu ve Babacan da.
    Kendi aranızda birleşin kardeşim.
    Bırakın Chp ve Hdp birlikte yola devam etsinler.

  9. Bu hafta leş gibi menfaat savaşları ve ekranlardan birbirlerine laf sokmalarını izlemekle geçti.

    Faydası koalisyon dönemlerini bilmeyenler için uygulamalı bir ön gösterim olması sanırım.

    Tek farkla: Bu daha ülkeyi yönetmeden geldikleri hal..

  10. 6 benzemez bir terör yardakçısı masa nın her biri bir punduna getirip karlı çıkma kayıkçı kavgasını aylardır süslü laflarla gözlerden kaçırmak için türlü takla attı sayın yazar ve birçoğu yurtdışı kaçacağı malum yorumcular.
    siz bu algı operasyonları yaparken herhalde gerçeklerin ortaya çıkmayacağını zannettiniz.
    hani adayın öenmi yoktu.
    ne oldu daha aday çıkarmadılar.
    Bu adamlarla ülke yöntilsin diye neler neler yaptınız.
    Dosdoğru olacaksın ;gerisini mevlam zaten güzel eyliyor.

  11. Türkiye’de mevcut siyasetçilerin (delegeler dahil) hiç birinin ülke ve halk ne durumda, nereye gidiyor, daha iyi için ne yapabiliriz derdi yoktur. Yalnızca biraz da biz yiyelim, nasıl yiyelim derdi vardır. Tv lerde ve köşelerde gördüğümüz çok bilmişlerin siyasetçilerden farkı yoktur. Biz burada yazanlar onlardan farklı olmayabiliriz; ancak bizlerin ülkeyi yönetmek, bu yolla semirmek, dediklerimizi herkese kabul ettirmek gibi bir derdimiz olmadığından tüm siyasetçilerden, tüm çok bilmişlerden daha değerliyiz. Korkarak, sesimizi çok yükseltmeden bir şeyler anlamaya, anlatmaya çalışıyoruz.

  12. Sayın yazar ….tansiyon falan inş iyisinizdir😊artık masa ne masası olur ….efkar masası falan..chp de var…bolca rakı…….ama saadetci din kardeşlerimizde var masada ama onlarda artık ne içerler bilemedim….

    • Bir tarafta masasının dağılan üzgünlerin gecesi diğer tarafından dağılan masaya sevinenlerin gecesi. Bu gece felekten bir gece mi olacak?

  13. BİR BİLDİĞİ VARMIŞ
    “Ekonomi krizlerden kriz beğenirken, kamuoyu araştırmalarında partsinin ve ittifakının oyu dip yapmışken birisi neden bu kadar rahat, bir bildiği mi var?” deniyordu.
    Evet bir bildiği varmış.
    Rakip ittifakı kimin ne zaman dağıtacağını biliyormuş.
    Ancak herşeye rağmen kaybedecekler.
    Seçim bile yapamayacaklar.

    • Asıl şimdi seçim %’de bin kesin belirlenen “en erken tarihte” yapılır, kesin.😊
      Hatta yeni yeni civ civ gibi kabuğundan fırlayan partiler bile gündemde üst sıralara fırlayabilir.

  14. Bayan Sağ aslına döndü, belkide doğru yolu buldı. Masayı devirdi.
    İYİ’ mi yaptı? kendi öyle diyo.
    Cehape yi iktidar yaptıramazsınız! bana dedimi ben bilemem.
    Çayım demlendi, galetam yanımda tırtıklıyorum şimdi. siyasetçilerin derdi germesin sizi. fazla meşgul etmeyin beni.
    Saraydan çay kaşığının sesi geliyor!
    benim çay soğudu onlar bardağı dipledi🤗.

    • Fuat kim bilmiyorum ama keyfi kaçmıştır, meral ablası boşa çıktı, koltuk sallantıda!

  15. Avrupa’daki geliṣmiṣ demokrasilerin hemen hepsi koalisyonla yönetilir ve hepsinde de koalisyon görüṣmeleri seçimden sonra baṣlar.

    Tek adam kendi koalisyon ortağı ile görüṣmelerini kapalı kapılar arkasında yaptığı için nelerin, ne zaman ve hangi ortamda konuṣulduğu bilinmiyor. Görüṣmeler sonunda bir açıklama da yapılmıyor. Tek adamın ve ortağının iṣi ṣimdilik kolay.

    Millet Ittifakının durumu farklı. Akṣener baṣbakan olmak istiyorum diyerek seçimde rakip olduklarını çok önceden dile getirdi. Her parti seçimden güçlü çıkmak ister. Kılıçdaroğlu’nun güçlenmesi ise Akṣener’in gelecek planlarını bozabilir.

    Artık alternatif aramak için vakit geç. Ittifakı bozan büyük bir bedel öder.

  16. İMAMOĞLU VE YAVAŞ’TAN AÇIKLAMA BEKLİYORUM
    Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’tan bir açıklama bekliyorum.
    Hem de derhal.
    Kemal Kılıçdaroğlu kendisi Cumhurbaşkanlığına adaylığını açıkladığı taktirde kendilerinin aday
    olup-olmadıklarına dair.
    Yani Kemal Kılıçdaroğlu’na rağmen aday
    olup- olmadıklarını açıklamalarını bekliyorum.
    Çıkıp;
    “-Biz partimiz kanalından partimizin genel başkanının adaylığının gündeme geldiğini öğrendik. Bu nedenle adaylığımız söz konusu değildir.” demeleri, tüm tartışmaları sona erdirir.
    Kamuoyundaki, CHP’deki ve son olarak İYİ partideki tartışmaları.
    Aday olup-olmamaları kendi taktirleridir.
    Duruşlarını değerlendirmek ise seçmen olarak benim taktirimdir.

    • Sadece senin oyunla seçildiler galiba. Ya da %25’lik CHP’nin? Niye mesela Murat KARAYALÇIN değil de Mansur YAVAŞ aday gösterildi? HDP’lilerin ve bir kısım MHP’lilerin bile oy verdiği dünün MHP’lisi, muhalefetin ortak adayı Mansur YAVAŞ, ne vakit CHP’li Mansur YAVAŞ oldu? Anketlerde 3. sırada olan KILIÇDAROĞLU’nun adaylık dayatmasını değerlendirmek de benim takdirimde olan bir şey.

  17. BUGÜN YADA PAZARTESİ İSTİNAF
    İstinaf mahkemesi bugün yada pazartesi Ekrem İmamoğlu dosyası hakkında esastan “beraat” kararı verirse ne olacak?
    Tabloyu nasıl okuyacağız?
    Abdullah Gül’ün adaylığı söz konusu olduğunda Akşener ne demişti?
    “-Abdullah Gül adaysa ben de adayım”
    Bu şekilde Abdullah Gül’ün adaylığını engelledi.
    AKPli bir belediye başkanı bana “Abdullah Gül aday olduğunda kesin seçiliyordu” dedi.
    Zaten seçilme ihtimali olmasa bahçesin helikopterle İbrahim Kalın ve Hulisi Akar gönderilmezdi.
    Pekâla Abdullah Gül aday oladığı halde niye aday oldun?
    Millet yanılır da Muharrem İnce’seçer diye mi?
    Hiçbir makul açıklaması yok.
    Bugün bir açıklama daha bekliyorum:
    Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaştan:
    “Genel başkanımızın aday olduğu Cumhurbaşkanlığına aday değiliz” şeklinde.
    Bu açıklamayı yapıp – yapmakla aslında
    “kalibrelerini” de ortaya koymuş olacaklar.

  18. Bu saatten sonra altılı masayı dağıtmaya hiç bir parti lideri göze alamaz. Masadan ilk önce kalkan hesabı da öder. Çok bir düşük ihtimal de olsa yaparsa bir tek Meral Akşener yapabilir bunu 2018 de yaptığı yaptığı için, fakat yaparsa da partisinin tabelasını indirme pahasına yapmış olur ki göze alamaz, alırsa da karşı taraf dan daha iyisini almak için yapar. Bu durum siyasetin doğasında var.

    • Bir Siyasetin doğası daha geçekleşti….
      Altılı masanın yumuşak ayağı kırıldı, Bu ayak iyileşecek mi yoksa kangıren mi
      olacak, iyileşme ihtimali çok düşük olsa da bir ümit deyip bekleyip göreceğiz….
      Altılı Masada oturup da masadan kalkan hesabı öder diyen, hesabı ödeyip kalktı, hesabı öder ödemesine, asıl hesap, milletin ödeyeceği hesabı nasıl öder?

  19. sayın koru geçmişteki gül-akşener meselelerinden hanımefendiye biraz mesafeli, anlaşılabilir bir tutum tabi ama durumun ben tek başkan yardımcısı olayım hesabı kadar basit olmadığını düşünüyorum.
    kemal beyin adaylığının her aday gibi güçlü dayanakları olduğu gibi zayıf tarafları da var. bazı konuların üzerinde duralım.
    kemal bey geçmişte çok sayıda seçim kaybetti gerçi bütün büyük şehirleri alarak bir şekilde telafi etti ama hanesine yenilgiler yazıldı, sonrasında istifa etmemiş olması da bence büyük bir zafiyettir gerçi ülkeyi sefalet ve enflasyon şampiyonu yapan, paramızı pul eden iktidar partisi lideri erdoğan utanıp istifa etmedikten sonra, ana muhalefet partisi liderinden ne yüzle beklenti içinde olabiliriz değil mi?
    kemal beyin chp nin bagajı ile ilgili bazı sıkıntıları var gerçi elinden geldiği kadar toplumsal bir mutabakat ve helalleşme için çok çaba harcadığını ve kindarlar için değilse de dindarlar adına belli bir mesafe kat ettiğini söyleyebiliriz. elbette kemal beyin hayli yıprandığı da söylenebilir gerçi erdoğan gibi çok daha yıpranmış bir ismin karşısına çıkacak olduğu için bunu kolaylıkla tolare edebiliriz.
    kemal beyle ilgili sanırım meral hanımın da en çok tereddüt ettiği konu, böylesi kritik bir seçimde kitleleri heyecanlandıracak bir isim olmayışı. iyi parti daha popüler isimler üzerinde duruyordu ama sonuçta ortada bir masa var değil mi?

    kemal bey, ülkenin ana muhalefet partisinin lideri, chp neredeyse 100 yıllık bir geçmişe ve geleneğe ve tecrübeye sahip. iyi partiyi de bir şekilde sayacağımıza göre ana muhalefet liderlerinin desteğini almış durumda. bu seçimde kilit seçmen hdp seçmeni. kemal beyi destekleyecekleri yönünde bir izlenim var, meclisteki tip, sol parti ve benzeri diğer küçük partilerden de destek alacak görünüyor. beyefendi, nazik ve en önemlisi sade biri. seçildiğinde tır dolusu paraları kendisinin itibarına harcayacağını ummadığımız biri.
    sonuç olarak, kılınçdaroğlu rahatlıkla bu seçimi kazanabilir.
    oy oranları büyük bir değişiklik olmazsa diyelim,
    geçen seferlerde de bu ifadeyi hep korudum ve cidden büyük bir felaket yaşadık ve pek çok hesap değişmek zorunda kaldı,
    partilerin alacakları oylar belli, deprem olan illerde ölçüm henüz yapılmadı ama iktidar aleyhine özellikle deprem sonrası organizasyon ve kızılay rezaletinden sonra bir kaç puanlık düşüş ön görebiliriz, mayısa olan sürede telafi edebilir mi göreceğiz, ettiğini düşünsek bile,
    iktidarın seçim kazanacak bir sıçrama yaşaması artık imkansız.
    hepimiz ektiklerimizi biçeceğiz sonunda.

    • Mustafa Veli Nazif 3 Mart 2023 At 09:21
      ben partilerin kabul edilmiş oy oranlarını paylaşırken
      mustafa bey bizimle son veri diyor bazı anket sonuçları paylaşıyor
      kim yapmış, hangi şirketin anketi,
      kaç kişi arasında yapılmış,
      hangi illerde çalışılmış belirtmiyor.
      büyük ihtimalle “oylarımız depremden etkilenmedi” telaşındaki iktidara yakın şirketlerin çırpınışları bu anketler.
      ciddiye almamızı beklemeyin lütfen.
      partilerin paylaştığım oranlarına itirazınız varsa onu tartışalım.

      türk milleti depremde yaşadığı sıkıntı ve zorlukta yanında belediyeleri, stk ları ve yardım için çırpınanların kim olduğunu gördü, depodaki çadırların ihtiyaç sahiplerine ivedilikle göndermek yerine satıldıklarını öğrendi, rüşvet ve yolsuzluk ağının nelere mal olduğunu da anladı. erdoğandan vazgeçmek devletten vazgeçmek değildir belki tam tersi. depremden etkilenmemiş olması mantıklı değil ama uzun hanedanlıkların yardım alan, maaş alan, ihale alan bir % 30 u her zaman olur akp nin oyu da zaten % 30-35 dolayısıyla depremden çok etkilendiğini düşünmek gerçekçi olmadığı gibi, depreme rağmen erdoğanın bırakılmayacağını düşünmek te gerçekçi değil kaldı ki depremden önce de erdoğan ve akp geçmiş yıllardaki oyunun yarısından fazlasını zaten kaybetmişti değil mi?

      • Bu afet neyi gösterdi?
        Muhalefete Erdoğan’ı devirme imkânı mı verdi?
        Hayır!
        Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan vazgeçmemek gerektiğinin önemini bir kez daha ortaya çıkardı.
        Millet, afet anında devletin olmamasının en az deprem kadar büyük bir felaket olduğunu gördü.
        Altılı masa ve arkasındaki küresel gücün nihai amacı zaten Erdoğan’ın ayağa kaldırdığı devleti çökertmektir.
        Türkiye’yi işgale açık hale getirecek birinci adım Erdoğan’ın devrilmesiyse, ikinci adım da merkezi devlet otoritesini çökertmektir.

        • bu afet size ne gösterdi bilmiyorum ama bize ne kadar kötü yönetildiğimizi,
          “türk milleti depremde yaşadığı sıkıntı ve zorlukta yanında belediyeleri, stk ları ve yardım için çırpınanların kim olduğunu gördü, depodaki çadırların ihtiyaç sahiplerine ivedilikle göndermek yerine satıldıklarını öğrendi, rüşvet ve yolsuzluk ağının nelere mal olduğunu da anladı.”ğını gösterdi.

          altılı masanın arkasında küresel güç olsaydı eğer,
          masadan iyi parti ayrılmazdı, değil mi?
          onları bir arada tutardı.
          ekonomiden yargıya, tarım hayvancılıktan eğitime gerilemediğimiz hiç bir alan yok, sefalet birinciliği ülkeyi işgale açık hale getirmiyor altılı masa pardon şimdilik 5′ diyelim getiriyor?
          https://www.youtube.com/watch?v=3cZM8-kvXcY
          paramız bütün zamanların en değersiz halini yaşıyor mustafa bey, paramız pul oldu, hiperenflasyon tehdidi altındayız,
          ülkenin gücünü, itibarını, bağımsızlığını simgeleyen paramız.
          siz erdoğan güzellemesi yapıyorsunuz.

          • Gördüğünüz gibi karşımızda hâlâ siyasi ayak oyunlarıyla toplumu oyalayan bir masa var ve o masadakiler tarihin en kırılgan noktasında Türkiye’yi yöneteceğini sanıyor. Bu mümkün mü?
            Üstelik seçimlere de şunun şurasında -Başkan Erdoğan bir kez daha altını çizdi; seçim 14 Mayıs’ta- 2 ay 12 gün var ve hâlâ ortada bir aday yokken…
            Bu tablo bana Macaristan seçimlerinin sonucunu hatırlattı. Tesadüf mü değil mi siz karar verin; Macaristan’da da 6 partili bir ittifak vardı ve o ittifakı ABD ile AB açık açık destekliyordu. Buna rağmen ezici farkla kaybettiler.
            Bu merkezler şimdi aynı şeyi Altılı Masa’ya destek vererek yapıyor. Bunun için de aylardır bütün Batı medyasında, tek bir merkezden düğmeye basılmış gibi sabah akşam Başkan Erdoğan ve Türkiye karşıtı haberler çıkıyor. Araya “Türkiye’nin önü açılacak” gibi “havuç” sıkıştırmayı da ihmal etmiyorlar. Neyin karşılığı?
            Onu da; Hugo Dixon imzalı Reuters analizinden okuyalım:
            “Yeni bir hükümet hem AB hem de ABD ile daha yakın ilişkiler kurmak için iyi bir konumda olacaktır. Demokrasiye olan bağlılıkları, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliklerini onaylamaları da bu yolu kolaylaştıracaktır.”

  20. İçerde bir tiyatro oynanıyor da …. bunlar iktidara gelirse ALLAH cc muhafaza neler görecez neler

  21. Bu kadar uzun sürüyor mu yazıyı değerlendirip yorumlara koymak? Hakaret içerikli olduğunu düşünmüyorum. Yoksa burada da mı demokrasi, özgürlük, baskı vs. Var?
    Bu yazıyı koymaya bilirsiniz ama ilk attığımı fikri takip yapacağım. Olmazsa sizi adres gösterip yayınlamadığınızı açıklayacağım. İNSTAGRAM SAYFAM: @mustafa.simsekkkk
    Biraz daha bekleyip burada yayınlayacağım. “sevgi, içimizde” “demokrasi mi, içimizde”

    Olmazsa siz fikri takip yaparsınız.

  22. O zaman içeriye baya gazete gitmesi gerekiyor. bu sefer de hangi gazeteden okumaya başlayacaklarına bir kaç haftada karar verirler herhalde :)😊 Seçimden bir kaç yıl sonra adaylarını açıklarlar

  23. 2018 seçiminde “seçilebilirim, ben de adayım” dedi ve seçilemedi; cumhurbaşkanlığını cumhur ittifakına altın tepside sundu da bir siyasi bedel mi ödedi Akşener, aksine gücünü artırdı ve halen 6’lı masa bileşenlerinin en etkili aktörü durumunda.

    Zaten Akşener’inde içinde bulunduğu, Kılıçdaroğlu’nun da Cumhurbaşkanı adayı olduğu seçimi kazanamayacak millet ittifakı, – büyük ihtimal- Akşener’in kendi adayı -Yavaş- ile girdiği seçimi de hiç kazanamayacak.

    ‘Büyük ihtimal’ dediğim, Akşener, 2018 seçimini kazanamyacağını bildiği halde aday oldu, siyaseten kazançlı çıktı; 2023 seçiminde de aynı yolu tutar ve yine kazançlı çıkar…

    Sn. Yazarımızın; “Millet İttifakı’nı bozan, bunu hangi amaçla yapıyor olursa olsun, hem cumhurbaşkanlığı hem de milletvekili seçimlerinde zaferi Cumhur İttifakı’na hediye etmenin sorumluluğunu da üstüne alacaktır.” tezi bu yüzden bence tutmayacaktır ve Akşener bildiğini okuyacaktır.

    2018 seçiminde Akşener’i o tutumuna sevk eden saik ne ise, 2023′ de de aynı saik onu bu yola itecektir. Bunu nereden mi biliyorum: “Kazanamayacak bir aday” olarak millet ittifakının cumhurbaşkanı adayı olarak Kılıçdaroğlu’nun olması istenmesinin o “saikin” sahiplerinin ısrarıdan. Bu “ısrarı” başından beri gündemden hiç düşürmüyorlar.

    Akşener için 2018 seçiminde olduğu gibi önümüzdeki seçimin de hiç önemi yok, hep kendine “yontmanın” derdinde o. O, meseleye hep vizyoner! bakış açısıyla baktığı için, 2023 sonrası onun vizyonuna takılmış; Erdoğan/Kılıçdaroğlu sonrası siyasetin lokomotifi ben olurum diye.

    Ben son kertede Akşener’in Cumhur ittifakının “ekmeğine yağ süreceği” kanaatini taşıyorum, 2018 seçimindeki tavrından ayrılabileceğini(!) hiç sanmıyorum.

    6’lı masanın diğer bileşenlerinden CHP dışındaki dördü, elini erkenden açık ettiğinden bu Akşener’in elini şu açıdan güçlendirdi: Akşener istediğini alamaz ise masadan ayrılır, kendi adayı ile seçime katılır ve bu durumda diğer “dörtlü”nün de gideceği başka kapı kalmadığından masa dağılmaz/devrilmez, belki sadece adı değişir.

    Her iki durumda da; 6’lı masanın cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu olduğu halde de,Akşener’in kendi partisiyle seçime girmesi durumunda da seçimi cumhur ittifakı alacaktır. Bu kanaatimi 6’lı masanın ya da ittifakın başlangıcından beri hep dillendirdim, dillendiriyorum.

    Hep bir sürpriz beklentisi içinde oldum, hala olur mu bilmem ama vakit çok daraldı.

    Masa, 6 Mart’ta cumhurbaşkanı adayını açıklayacağını bildirdi.

    Sürpriz bekliyor muyum?

    Ne diyeyim bilmiyorum!

  24. İyi p. önceki karar ve itirazları neticesi bugün bu masada etkili ve kararlı oturabiliyor olabilirmi?
    “Diğer liderlere onurlu başka görevler düşünülsün, ben tek cumhurbaşkanı yardımcısı olayım ve günlük işlerin yükünü ben üstleneyim” pazarlığı…”
    talebi de; bugünün:”gelecekte ülkenin kaderini belirlemede söz sahibi olabilme”
    olabilir belkide🤗.
    Sonsöz:Meral hn’ın masa devrilirse devrilsin!
    yada, benim olmayan ejdermeyvesi kara toprağın olsun!!
    kafasında olmadığını,
    Siyasetçi gözüyle geleceği “Nİ” (partisiyle beraber) dizayn ve sağlam temellere oturtuyor görünüyor!!!.😊🤔

  25. Seçmen masadan şunu istiyor mu:
    -RTErdoğan ve partisini istemiyoruz, sizi istiyoruz!
    -Suriyedeki Iraktaki politikadan tamamen vazcayın ve otursun herkes oturduğu yerde!
    -Hapse atılanları çıkarın yargılamadan! ve herşeyi yapın silbaştan!
    -Enflasyonu düşürün hızla gerilesin faiz kur kendi sınırına!
    -Mütahitlik mesleğini lağvedin, bu yıkılan binaları yapanları affedin!
    -Liyakatsiz durumları deşifre edin ve hepsini analarından doğduğuna pişman edin!
    Bütün bunlar absürt sayılabilecek işler🤗
    Ama, lakin…
    masanın altıda boş ve üstünde örtü var!
    son söz:masanın altını masada oturan değil, masayı gözleyen görür!!!!

  26. 50 bin insanın öldüğü bir deprem bile siyasetin hızını kesmedi. Üstelik bu felaketin sorumlusu iktidar koalisyonu hiç sıkılmadan hala siyaset yapabiliyor. Utanma yok, pişmanlık yok, hesap vermek hiç yok. Ölenler öldüğü ile kaldı. İstifa da hiç akıllarına gelmiyor bile.

    Financial Times uzaktan incelemiş durumu. Hatay’daki Rönasans Residans’ı ele almış. 250 kişi ölmüş. Resimleri görmüşsünüzdür. Binalar olduğu gibi yan yatmış. Yeni binalar ve yıkılmamış, resmen yan yatmış. Temeller bozuk demek ki, zemin sağlam değil. Cennetten bir köşe diye satmışlar.

    Bu iktidarın resmi bu işte. Dışardan bir şeymiş gibi, ama ne temel var, ne kök var, ne derinlik var. Sığ, yapmacık, göz boyamacı, ve sahte. Ülkeyi de aynı kendisine benzetti her alanda. Kızılay’ın durumu gibi. Yurt dışına para transferinde kullanmışlardı daha önce. Şimdi de afette çadır satışı yapan bir holding olarak ortaya çıktı. Başkanı, kurdukları 10 şirkette yönetici ve maaş üstüne maaş alıyor.

    Ortaya çıkan bu kadar rezalete rağmen iktidar hiç tınmıyor. Yola devam. Yüzsüzlük, utanmazlık haddini aşmış. Yandaşlar da hala savunabilyorler bu acayip görüntüyü.

    • Gerçekten Ender rastlanacak bir insan ve zeka😀hala bu ortamda millet niye iktidar diyor muhalefet demiyor diye kafa yormuyor irdelemiyor ..niye hala iktidar 1.parti ve bunca şeye ramen hala niye muhalefetin adayi yok diye sorgulamiyor…işi gücü iktidar.sizin kafada muhalefet oldugu müddetce bu iktidarı kimse yıkamaz…..

  27. NAMUSLU GAZETECİLİK

    Bir mafya liderinin manevi abisi kaynağı henüz açıklanmayan bir sermaye ile televizyon kurmuş yada kurulmuş bir televizyonun başına geçmiş. Namuslu gazetecilik falan deyip duruyor. Dün de tarafsız bir eski foks tv sunucusu kılışdarın resmini basmış altına 13. cumhurbaşkanı yazmış. İsmail saymazın da ağzı kulaklarına varıyor; mutabakat metnini yayınlamış.

    Bu nasıl bir dünya, bir muhalefet lideri hakkında diğer ortağının vekili “masadan asla kalkamaz, kalkarsa kılçtaroğluna bir dosya verdim. o dasyayı açarlarsa insan içine çıkamaz” diyor ve hiçbir gazeteci o dosyada ne var diye sormuyor. Kılışdaroğlu da ben böyle bir dosya almadım diyebiliyor. Gerçekten siz yaşar okuyanın yalan söylediğine, kılışdara böyle bir dosya vermediğine mi inanıyorsunuz. Türkiyenin geleceği oylanıyor, gelecek cumhurbaşkanı bir masada belirleniyor ve masaya oturmak zorunda kalanlardan en önemlisi en azından bir eski bakan tarafından “bir dosya” ile zorlandığı iddia ediliyor. Mangalda toz bırakmayan namuslu gazetecilerden biri bu dosyada ne vardı diye sormadığı gibi yaşar okuyan yalan söylüyor bile diyemiyor.

    Allahın kahhar sıfatı ile ıslah etmesi yönündeki talebim yadırganmış, oysa bu bir derviş kıssasıdır. Yani “Çakalın ıslahı böyle olur”

    • Gasteci- siyasetçi- hukukçu gibi alanlarda namuslu namussuz deyip, yada
      “Öbür dünyada!..” kandırmacalarıyla işin içinden sıyrılmaya avunmaya gerek yok!
      SADECE KENDİNİ KANDIRIR BÖYLESİ İNSANLAR!
      Kanununu kuralını önceden bilecek, koyacaksın. teknoloji gelişmeden olay olmadan: YAPTIRIMINI CEZASINI BELİRLEYECEKSİN! geç kalırsan, ATI ALAN ÜSKÜDARI GEÇER SEN DAHA YARIYOLDAYKEN😂.
      Meral hn/partisi masadan kalkma şansı yoktur. Heleki dosya mosya olsa şimdiye çoktaannn😂😂😂.
      Siyasetçi 5 yıl meydanda. bişey olmamışsa hala, avut dur sende kendini masallarla.
      (çakallarla dans, çadır taytrosu, 10bin dolar aylıklılar, Dereleri ıslah etmekmi geç bunları, denizi doldur dik gökdeleni, hadi gari😂).

  28. “Seçilecek adayın kim olacağının önemi yok. Çünkü altı parti başkanı süreci yönetecek… ” gibi retorileri olan bu ittifakın hala aday belirleyememesi – yıpratılmaması kaygısıyla- aslında feraseti güçlü olan bu halka aptal muamelesi yapmaktır, gülünçtür, güldürmektedir hatta acı acı. Ülkenin kaybedecek zamanı yok artık.
    Tek adam suntası deniliyor, diyorsunuz. Parti başkanlarının mutlak gücü; milletvekillerinin üstünde kurduğu baskı; seçilmesine ve meclisteki verilecek kararlarda tahakkümü vs. vs… Hani seçim sistemi ve parti içi demokrasi… Eee içeride yoksa ülkeyi yönetirken nasıl olacak. Bak bir gülünçlük daha… Çoğalır yığınla bunlar. Siz yazar üstadımız, ne güzel de sıralarsınız dizi dizi, “yazar”kimliğinizle… İşte, bu halkı kandıramadıkları için – yığınla hata yapmış olmasına rağmen- hala güçlü bir aday ve önümüzdeki beş yılı, uluslararası konjöktürü en iyi yönetecek adaydır Cumhurbaşkanı.
    Güçlendirilmiş parlamenter sistem de nedir?.. 100 yıldır ne yaptı bu sistem. Dolayısıyla halkın oylarıyla değiştirildi.
    İnandırıcı olmak istiyorlarsa, istiyorsanız, Cumhurbaşkanlığı sistemini güçlendirsinler. Halka rağmen halkı küçümsemesinler. Hiçbir parti lideri Cumhurbaşkanı dahil. Babamızın oğlu değil. Haliyle, havanda su döven değil hizmet üreten adaylar lazım bana yani vatandaşa. Yığınla edilecek laf var, yukarıdaki kelimelerin dizilmiş hali ve barındırdıkları “anla”şılır sanırım.

  29. aday kilicdaroglu ise secim 14 mayistadir. istenilen adaylar kozlarini paylasacak. yalniz burada secmen yani hakem eski hakem degil cok agir sureclerden gecmis bir secmen var. nasil bi karar verecek gorecegiz…

  30. Aman aman , iyi saatte olsunlar ; anlaşıldı ki bunlardan bir cacık olmaz !

  31. Tek cumhurbaşkan yardımcısı olamazsa ittifaktan ayrılıp milliyetçi ülkücü ittifak kurup seçimlere öyle girmeyi düşündüğü konuşuluyor Meral akşenerin! 6’lı masada söz söyleme hakkım olsa yolun açık olsun der giderdim.

    Devlet Bahçeli artık iyice yaşlandı, ülkücü milliyetçi kesimi Meral Akşener tek çatı altında toplayabilir. Ülkücüleri iyipartide toplayamasa bile toplanıp MHP liderliğinde bir ittifak kurulmasını sağlayabilir. Böylesi de milletin menfaatine olabilir.

    İyi partinin millet ittifakından ayrılması millet İttifakını etkileyeceğini hiç sanmıyorum!

  32. Millet İttifakı’nın karşısında satrancı iyi oynayan bir ekip ve kurt bir politikacı olarak sn. Erdoğan var.

    Cumhur ittifakının yerinde olsam, Millet İttifak’ının – Kemal Kılıçdaroğlu olarak açıklanır ise- adayını açıklamasından sonra çıkar,

    -“Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Anayasa’mızın ilgili maddeleri gereğince üçüncü defa seçilmesi mümkün olmadığı için adayımız, Abdullah Gül kardeşimizdir” derdim. (Tabii sayın Gül’ü ikna edebilirlerse).

    Sn. Kılıçdaroğlu’nun Millet İttifakı’nca aday olarak gösterilmesi durumunda, böyle bir risk var. Cumhur İttifakı’nca Sn. Kılıçdaroğlu’nun karşısında Sn. Abdullah Gül’ün aday gösterilmesi, pek çok KHK’linin bile kafasını karıştırır ve kanaatimce Sn. Kılıçdaroğlu bu durumda seçilemez.

    Bir siyaset bilimci/ siyasal pazarlamacı olarak bu durumun da göz önünde bulundurulmasının doğru olacağını düşünüyorum.

    Bunu en baştan engellemenin yolunun, Millet İttifak’ının adayının Sn. Abdullah Gül olmasını ısrarla öneriyorum. Tabii ki Millet İttifakı, kendi gösterdikleri adayın seçilmesini samimiyetle istiyorlarsa..

    Umarım her iki ittifak için de, ülkemiz/ milletimiz için en hayırlı aday(lar) belirlenir.
    Çünkü ülkemizin mevcut durumu itibariyle kaybedecek tek bir dakikası bile kalmadı.

    • Hala Gül’den ümidi olanlara şaşırıyorum, ya bu memleketi denenmişlere ihtiyacı yok, başka insan mı yok memlekette. Hem KHKlıların asıl bir özgül ağırlığı var ki kafalarını karıştırması önemli olsun, onların sadece probleminin önemi var, dahası kafalarının Erdoğanın karşısındaki herhangi bir adaya oy verecek kadar da net olduğunu sanıyorum.

      • “Bazen gerçek komutan olmak için, apoletlerden vazgeçmek gerekir.”
        Dediği şu: “Ben cumhurbaşkanlığı adaylığından (apoletinden) vazgeçtim, şimdi sıra sende.”
        İyi de bunu neden Kılıçdaroğlu’nun yüzüne söylemiyorsun?
        Eğer apoletlerin sökülmesinden söz edilecekse, bunun bir gereği de “açık konuşmaktır”. Kılıçdaroğlu’nun yüzüne karşı o cesareti göstermeyen, açık açık “Benim adayım şudur” diyemeyen birinin kalkıp apoletlerin sökülmesinden söz etmesi hiç inandırıcı değil. Bu tavırdan ne komutan çıkar ne de lider… O yüzden Akşener de liderini arıyor!
        İşin daha hazin tarafı, aynı ruh haline Kılıçdaroğlu’nun da sahip olması… Sanki ona değil de havaya söylenmiş gibi davranıyor. Eee… Tabii, kurmaylarına “geri zekâlı, ahmak” muamelesi çekilirken “dedikodu” deyip geçiştiren ya da içine sindiren biri daha fazla ne söyleyebilir ki…
        Bu yüzden Altılı Masa’dan “lider” çıkmadı, çıkmayacak da. Laik sosyoloji hayal kırıklığı yaşamak istemiyorsa önce bu “liderlik” meselesini sorgulamalı.

  33. Meral Akşener, Erdoğan ve Bahçelının tuzaklarından Kılıştaroğlunun sayesinde kurtardı. Millet vekillerini ona ödünç veren ve onun partisini meclise sokan Kılıçtaroğlu olduğunu unutacak kadar nankör olamaz.

    Millet itifakı ilk günden (İstediği taktirde) Kılıçtaroğlunun Cumhur başkanı olmasi için çabaliyor.
    Meral Akşener adamını tanır. AKP kuruluş aşamasında
    Erdoğan Akşenerinde Kurucu olmasi için ikna ettiğini zannetmış fakat Akşener vaz geçince, yıllar sonra, Erdoğan “bu kadın bizi sattı demişti.

  34. Onlar masada ne konuşuyor bilmiyoruz ama konuşulup millete açıklanması, sunulması gereken okadar çok şey varki bunlar neden konuşulmuyor anlamıyoruz.Deprem öncesi sıkıntılar nasıl aşılacak bunlar konuşulacakken birde deprem çıktı 11 il nasıl ayağa kaldırılacak bunların çalışmaları , projeleri konuşulması gerekiyor, bilmem kaç sene de bir ADAY BELİRLEYEMEYEN bu işleri nasıl çözecek ????
    Konuştuğumuz halk bunu soruyor.Çıkarsın ben bu memleketin ana muhalefetiyim ve 20 yıldır hazırladığım çözümleri projeleri uygulayacağım dersin
    Bir program verirsin 100 günde şu olacak 6 ayda şu olacak 1 yılda bu olacak sonunda HERŞEY GÜZEL OLACAK 5 YILDA ÜLKEYİ RAYINA OTURTUP ESKİSİNDEN DAHA İYİ HALE GETİRECEĞİM DERSİN.
    YOKSA DİYEMİYECEKMİSİN ?????

    • Fazla düşünme Ahmet, Büyükşehirleri CHP yönetiyor ve bütün Engelemelere rahmen çok iyi çalışıyor. Kılıçdaroğlu daha donanımlı dahada iyi olacak Diploması Gerçek.

      Fehmi bey Kılıçdaroğlu açıklandığında Geçmişi ve Hesap uzmanı olduğunu Belirtirse yazılarında halk Eğitimli olduğunun farkında olur.

      2 Günönce Ekrem İmamoğlu HaberTürk kanalında İstanbulda Depreme nasıl hazırlandığını Anlattı Herkes sus bus Nagihan Alçı bile imamoğlunu takdir etti.

  35. Bu ülkede muhalif yazar olmakta zor azizim.Ya yaklaşık bir senedir ekonomik krize ve muhaliflerin iddia ettikleri gibi 😊hukuksuzluğa liyakatsızlığa çifticin bitip memurin ezildigi herşeyin berbat oldugu ve milletin kurtulmak istedigi bir iktidara karşı şöyle gümbür gümbür muhalefet geliyor işte aday diye bi yazı yazamıyolar.ne büyük acı….

  36. Meğer Meral Akşener İttihatçıymış da kimsenin haberi yokmuş. Yıllarca saman altından su yürüterek, sağ gösterip sol vurmayı politika ve maharet bilmiş.
    Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığı konusundaki ısrarını gördü; onun bu makama seçilemeyeceğini bildiğinden, Kılıçdaroğlu tarafından temelleri sarsılan ve çığırından çıkarılan CHP’nin tabanına talip oldu.
    Meral Akşener, oluşturduğu bu dumanlı hava içerisinde ana muhalefete oynuyor. Demek ki başbakan olmakta ısrarlı; darbeyle olamayınca, belli ki bu yolu deneyecek.
    Halbuki Meral Akşener’i ve partisini kuvveden fiile çıkaran; ona 20 CHP’li vekili ödünç veren ve seçimlere girmesine sebep olan Kılıçdaroğlu idi. Bu saatten sonra Kılıçdaroğlu, ‘Besle kargayı, oysun gözünü!’ deyip hayıflanacak mı, yoksa ‘Emir yüksek yerden geldi!’ deyip sineye mi çekecek, hep birlikte göreceğiz.
    Bize göre; Sayın Akşener Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da olabilir.
    Zira deprem, CHP’nin yönetim kadrolarında oldu; partinin tabanı kemik olma hüviyetini her daim koruduğu gibi bundan sonra da koruyacaktır. CHP’li taban kerhen de olsa Kılıçdaroğlu’na oy verse bile, bir Meral Akşener’e asla oy vermez.
    Denemesi bedava; 2023 seçimlerinden sonra, bu fakir için, dediydi dersiniz!

    • Muzaffer bey beyaztoroslu madam marala “20 CHP’li vekili ödünç veren ve seçimlere girmesine sebep olan Kılıçdaroğlu” diyorsunuz ama o işler ödünç olmaz, parası peşindir(bkz güneş motel)

  37. Akşener bir bayan olarak direk olarak söylemeyip partnerinin tahmin etmesini istiyor 🙂 Ah şu bayanlardan cektiklerimiz Yaradan yardımcımız olsun

    • koskoca parti genel başkanını, kurullarını, yetkililerini, istişare mekanizmalarını bir “bayan” lafına indirgemek de, ne bileyim galiba idrak yolları tıkanıklığı.

Yoruma kapalı.