Amerikalı senatörün parayı basıp serbest kalması bana ülkemizde yaşananları hatırlattı

18
Bob Menendez ve eşi Nadine Arslanian..
Reklam

ABD Senatosu’nun bizim ülkemizde en tanınan isminin şu sıralarda başı dertte; o sebeple de hemen her gün gazetelerimiz ile televizyonlarımızda haber oluyor.

New Jersey eyaleti senatörü Bob Menendez’in konu olduğu son haber, rüşvet suçlamasıyla önüne çıktığı mahkeme tarafından 100 bin dolar kefaletle serbest bırakılması… Hemen her haberde serbest bırakılmasına takılınıyor senatörün, en fazla kullanılan kalıp “Bastı parayı, serbest kaldı” oluyor…

Kefaletle serbest bırakılması bizde hoşa gitmedi Amerikalı politikacının…

Menendez bazı şirketler ile yabancı ülkelerin işlerini kolaylaştırma karşılığı onlardan rüşvet almakla suçlanıyor. Kendisi Senato’da dış ilişkiler komisyonu başkanı olduğu için etkili; o etkisini dar bir çevre için kullandığı iddiasına muhataptı; evinde yapılan aramada kiloluk külçe altın, birkaç yüz bin nakit dolar ve pahalı hediyeler bulundu.

Türkiye-Amerikan ilişkilerinde gücünü ülkemiz aleyhine kullanan biri Menendez; F-35 projesinden Türkiye’nin çıkartılmasında en önemli rolü o oynadığı gibi, Joe Biden’in son NATO zirvesinde sözünü verdiği F-16 modernizasyonuna Senato’da engel çıkaran da yine o…

Küba asıllı Menendez’in Türkiye hakkında olumsuz hislere sahip olmasında eşi Nadine Arslanian’dan etkilendiği düşünülüyor…

Senatöre yapılan suçüstü gibi bir şey. Külçe altın, nakit para ve pahalı hediyeler konusunda kendisini savunması fazla inandırıcı değil; buna rağmen kefaletle serbest bırakılması, olaya Türkiye’den bakarak yaklaşanlarca garip karşılanıyor.

Oysa onun başına gelen ABD’deki hukuk sistemi açısından olağan bir davranış.

Reklam

Kefaletle serbest bırakılması mahkeme tarafından suçsuz bulunduğu anlamına gelmiyor. Daha henüz yargı sürecinin en başında Menendez; yargısı mahkeme salonuna taşındıktan, kamuyu temsilen savcının, kendisini temsilen avukatlarının suçlama ve savunmaları sonrasında durum açıklığa kavuşacak.

Suçlu bulunduğu takdirde cezasını çekmek üzere hapishaneye girecek.

Daha önce -2011’de, Temsilciler Meclisi’nin New York üyesi -milletvekili- Anthony Weiner çok daha farklı bir konuda benzer bir yargı süreci geçirmiş ve sonunda mahkeme tarafından 21 ay hapis cezasına çarptırılınca cezasını bir başka eyaletin hapishanesinde çekmişti.

Cezası yüzüne okunana kadar o da serbest kalmıştı.

Senatör ve Temsilciler Meclisi üyesi politikacıların ülkeden kaçmak yoluna başvurmayacakları düşünülerek ve savunmalarına daha iyi hazırlanmaları için bu kolaylık kendilerine gösteriliyor.

İş dünyasından veya ismi bilinen kişiler de bu tür kolaylıklara muhatap olabiliyor.

Rıza Zarrab gibi, Sezgin Baran Korkmaz gibi ABD yargısının eleğine takılan isimlerin, mahkeme safhasını cezaevinde geçirmeleri, kendilerinin yabancı olması ve bu yüzden de ülkeden kaçma ihtimalinin bulunması yüzünden…

Menendez de yargı sürecinin sonunda muhtemelen suçlu bulunacak ve cezaevine girecek ama o zamana kadar serbest kalacak.

Reklam

Bunda şaşılacak bir durum olmadığı gibi, olması ve istenmesi gereken de, herkese Menendez’e uygun görülen muamelenin yapılmasıdır.    

Türkiye’de de…

İşin tuhaf tarafı, şimdilerde ABD’li senatöre kefaletle serbestlik uygulamasının uygun görülmesinin, bizdeki tam tersi uygulamalara zaman zaman karşı çıktıkları görülen bazı medya organları tarafından da eleştirilmesi.

Medyada veya sosyal medyada paylaştıkları görüşleri sebebiyle haklarında dava açılmış, aralarında gazetecilerin de bulunduğu pek çok insan, tek bir gün bile hakim karşısına çıkartılmadan günlerce, haftalarca ve bazen aylar ve yıllarca cezaevlerinde gün dolduruyorlar. 

Aynı durumda olan siyasiler ve iş insanları da var.

Selahattin Demirtaş’ın, Osman Kavala’nın cezaevinde geçirdikleri süre yılları buldu.

Can Atalay son seçimden Hatay milletvekili olmaya hak kazanarak çıktığı ve TBMM’de milletvekili olarak kaydı bulunduğu halde hala cezaevinde; hem de hakkında hüküm de verilmiş değil. Hükümlü değil tutuklu ve cezaevinde…

Bu insanların ve burada isimlerini anmadığım benzerlerinin, ABD’de kefaletle serbest bırakılmış Menendez’den geri kalır bir tarafları yok; tam tersine, adi bir suçtan yargılanmadıkları için durumları onunla mukayese edilmeyecek kadar lehlerine.

Ancak bizde ne hikmetse mahkemeler sanıklara kolaylık göstermek yerine, yargılama sonunda suçsuz bulunduklarında yalnızca sönük bir “Pardon” denilmesini tercih ediyorlar.

“Pardon” çekilenler hiç de az değil.

İktidar kim bilir kaçıncı kez yeniden anayasa değişikliği peşinde; aslında ilk atılması gereken adım, tutukluluk halinin ön-ceza olarak yaygın biçimde uygulanması alışkanlığına son vermek olmalı. Bunun için anayasa gerekmiyor, Anayasa Mahkemesi’nin bunu sağlayacak eski-yeni kararları uygulansın yeter.  

Menendez gibi hakkında her gün haberler okuduğumuz Amerikalı politikacının, rüşvet gibi uğraş alanına ters düşen bir suçla ilintilenen bir politikacının, ülkesinde yargıdan gördüğü kolaylık bana bunları hatırlattı.

ΩΩΩΩ

Reklam

18 YORUMLAR

  1. Ordunun subaylarinin bilgisayarinda “hayvan pornosu bularak” hapse atan, eski genelkurmay baskanini iceri alan, devletin kozmik odasina giren, su an kacak yasayan eski yargi mensuplari varken mi yargi daha iyi durumdaydi. Artik cin siseden cikti, eski masallarla algi olusturamiyorsunuz.

  2. Türkiye’de Amerikan yasaları mı uygulansın? Zanlılar ABD yasalarına göre mi yargılansın?

    • Abd yasaları bizde de uygulansaydı bu kadar darbeci teröristi beslemezdik, en fazla biraz elektrikli sandalye faturası gelirdi, hepsi o kadar!
      Sorun değil, faturası benim vergilerimle de ödense olur, helali hoş olsun devletimize:)

      • Muhalefet;”geçmediğimiz köprülere, yatmadığımız hastanelere para ödüyoruz” diyor.
        Biz de oy vermediğimiz partilere para ödüyoruz. (Hazine yardımı)

  3. ABD. de parayla serbest kaldı yargılanıyor.Bizde parayla aklandilar şerefli bir vatandaş oldular.Bilirsiniz pazarlar kuruldu babalar ve paralilar için.

  4. Adalet birgün herkese lazım olacak.O günü bekleyeceğiz!!!
    Dün adaletin aştığını bugün törenle anıyoruz.
    Adalet yoksa hiçbir şey yok.

    • Bunların hiçbirini ciddiye alamayız. Çünkü alayı, Moğultay ve Seyfi Oktay döneminde yargının nasıl CHP zihniyetine teslim edildiğini, bir mezhepçi yapılanmanın yargıyı nasıl esir aldığını, FETÖ’nün Yüksek Yargının bütün kurumlarını nasıl kontrol ettiğini, kürsü hâkim ve savcılarının üçte birini nasıl ele geçirdiğini hiç dile getirmediler. Bunlar samimiyetsiz ve çifte standartlıdır. “Hak, hukuk, adalet” çağrıları sadece kendi zihniyetleri, ideolojileri/mezhepleri ve Amerikan menfaatleri içindir…

      • Adalet siyasi partilerin anlayışlarına bırakılamaz çünkü, siyasi partiler özelliikle mezhepçi olmak zorundalar, adalet ise mezhepler üstü bir kurum olmak mecburiyetindedir.

  5. ABD’deki uygulamaları getirip gözümüze sokmaları midemi bulandırıyor artık!😡
    Onlar seçimin finans yöntemini de,
    Hukukun üstünlüğünü de,
    Vatandaşının ne zaman nerde korunup kollanması gerektiğini de bellemiş tecrübe etmişler🤗.
    -Bir acanını geri alabilmek için para matbasını kapattı adamlar😯 (branson)
    -afganda şurda burda bir askerini kurtarmak için vietnamı yaktı birzamanlar
    -İrana ders vermek için kanun çıkarıp:yiyecek ekmeğe muhtaç ediyor icabında!..
    Bizim buralarda dersen:
    önce aşıyor, sonra yargılıyorlar😡😡😡.

  6. KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇU
    Türk Ceza Kanununun 109. maddesi ” Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu”nu düzenliyor.
    Bu dönem geçtiğinde en çok konuşulacak suç ve kanun maddesi bu olacak.
    Daha doğrusu bu suçun “nitelikli halleri”
    Yani cezayı ağırlaştıran halleri.
    Kamuoyu en çok “yargılanmama garantili soygun projelerini” biliyor.
    Ancak bu dönemde en çok ve en fütursuzca işlenen suç, hürriyeti tahdit suçu.
    Ancak korku sistemini kurabilmek ve devam ettirebilmek için bu şuçu işlemeye mecbur ve mahkûmlardı.
    Ancak tabii ki, bu gerekçeleri yasal bir mazeret değil.
    Küresel kapitalistlerden cesaret madalyası hiç değil.

    • Sayın yk “Bu dönem geçtiğinde en çok konuşulacak suç ve kanun maddesi bu olacak.” demişsiniz ama sıradan gidelim isterseniz,
      önce idam cezasının niçin hemen geri getirilmediği konuşulacaktır,
      ikincisi de,
      15temmuzdan sonra tc meb kadrolarına doluşturulan fetö mensubu dersane öğretmenleri ve yine örgütün kapatılan üniversitelerinde okuyan tosuncukların hangi devlet üniversitelerine neye dayanarak yerleştirildikleri konusu. ..

  7. Senatöre her seçimde PKK ve FETÖ’den de on binlerce dolar para bağışı yağdı.
    ABD’deki FETÖ’cü Pionner Akademisi, Samanyolu Eğitim Merkezi gibi kuruluşlardan çuval çuval parayı sırtlanıp götürdü.
    ABD’de PKK destekçisi olup, FETÖ’cülerin her toplantısına giderken, yanında başka senatörleri de götürüp, Türkiye’ye saldırmaktan zevk alıyor, azgın bir Ankara düşmanı olarak sahneye çıkıyordu. Ağzından salyalar akan bu herifi, Türkiye düşmanlığı ülkesinde rezil edip, görevinden uzaklaştırdı. Adeta bitirip, rezil edip, yerin dibine soktu. Ermeni eşi Nadine’nin, Mısırlı işadamından maaş bile aldığı, hatta evindeki jimnastik aletlerini dahi aldırdığı ortaya çıktı. Eşiyle birlikte 45’er yıl hapse mahkum olacakları konuşuluyor. Türkiye ile uğraşmak Bob’a pahalıya patladı. Erdoğan’ın ABD’ye gideceği tarihlerde, Bob ve jimnastik aleti rüşvetçisi karısının rezilliklerini ortaya döken akıl, bunu boşuna yapmadı. Hiçbir şey tesadüf değildi. Türkiye’ye şirin gözükmek, F-16’ları verip, Ankara’yı yanına almak için, Erdoğan ziyaretinin hemen öncesinde kullanışlı eleman Bob’u hediye olarak sundular adeta. Çünkü artık “Peki”ci eski Türkiye yoktu.

    • Kadın hala trump’ın partisine üyeymiş. menendezle tanıştıktan sonra uluslararası danışmanlık şirketini kurmak için gerekli evrakları tamamlamaya çalışırken evine aniden haciz memurlarını gönderivermişler. kadın da evine gelen haciz işlemlerini durdurabilmek için bir miktar paraya ihtiyaç duymuş.

      Erdoğan dediydi ama bu menendez daha Erdoğan’ı tanımıyor diye:))) Erdoğan diyeceğini dedi adam mahkemelik oldu. Bir de diyorlarki Erdoğan’ı kim dinliyor, Amerikalı Savcılar bile erdoğanın bir dediğini iki etmiyorlar:)))

  8. AIHM.nin , FETO itisakı suçlamasıyla mahkûm ettiği eski bir öğretmenle ilgili olarak Türkiye ‘ yi tazminata mahkum eden kararın gerekçesinde şunları soruyor :
    Bu öğretmenin, o zaman yasal olan cemiyete üye olması , o cemiyetin yine o zaman suç olmayan bir programını tlf.na yüklemesi ve yine o zaman bütün bankalar gibi yasal olarak faaliyetini sürdüren Bankasya’ya para yatırması sonradan niye suç oluyor ve kişiye bundan dolayı ceza veriyorsunuz !
    Işte adaletimizin hali budur !
    Kral çıplak !

Yoruma kapalı.