Amerikan yargısına bakın, darbe girişimcilerine ne yapıyor?

69
Adaleti temsil eden genç kadının gözlerinin bağlı olduğuna dikkatinizi isterim..
Reklam

Türkiye olarak geçtiğimiz hafta aynı hükümette yer alan iki bakanın sözlü atışmasını şaşkınlıkla izledik. 

İlk bakan ülkenin güvenliğinden sorumlu. İçişleri bakanı Süleyman Soylu. Adamın biri ona kızmış, ama nedense annesine hakaret etmiş. Belli ki, terbiyesiz biri. Adam hakkında suç duyurusunda bulunulmuş. Konuyu üstlenen savcı ifadesini aldıktan sonra kendisini tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakmış. 

Bakan da annesine hakaret eden kişinin serbest bırakılmasına isyanını adalet mekanizmasını eleştirerek dile getirdi. 

Adalet mekanizmasının başı olan bakan Abdülhamit Gül ise, ülke güvenliğinden sorumlu bakanın isyanını hoş karşılamadı. Cevabı sertti. Bu arada, hakaret suçunun cezası iki yıldan az olduğu için adamın yasa gereği serbest bırakıldığını belirtme ihtiyacı duydu bakan. 

“Kol kırılır yeni içinde kalır” anlayışının hüküm sürdüğü siyaset ortamı bu atışmayla hareket kazandı. 

Konu benim için ayrı bir ilginçliğe sahip. Aklım hala bizim 15 Temmuz hain darbe girişimine benzettiğim ABD başkentindeki 6 Ocak darbe girişiminde olduğu için, bakanlar arası atışmayı izlerken gözüm oradaki adalet mekanizmasının nasıl çalıştığına kayıyordu. 

Bir bizdeki yargıya bakın, bir de ABD’dekine

Sizlerin de gelişmeleri merak ettiğinizi düşünerek ABD‘deki yargı girişimi sonrası haberlerini daha yakından izlemeye çalışıyorum. 

Reklam

Biliyorsunuz, bizde 15 Temmuz (2016) sarsıntısının yargıya yansıyan etkileri hala devam ediyor. Darbe girişimiyle doğrudan veya dolaylı ilgisi bulunduğuna inanılan onbinlerce kişi cezaevlerinde. Hemen her gün bir yerlerde operasyonlar ve yeni tutuklamalar yapılıyor. Mahkemeler darbenin içinde yer almışlar ile darbenin gerisinde bulunduğu kabul edilen FETÖ örgütü mensubu olduğu gerekçesiyle yargılananlara ağır cezalar veriyor. 

ABD’nin 6 Ocak darbe girişimi sonrası yargısı çok farklı çalışıyor. Amerikan Kongresi ortak toplantı halindeyken Capitol binasına baskın yapıp güvenli yerlere götürülmüş Temsilciler Meclisi ve Senato üyelerini fellik fellik arayan bazısı silahlı binin üzerindeki kişiden 125 kadarı güvenlik güçleri tarafından belirlendi ve gözaltına alındı.

Gözaltına alınanlardan pek azı tutuklandı; çoğu bütçelerine göre takdir edilen kefalet ücretini yatırınca denetimli olarak evlerine gönderildi. 

Örnek olsun diye dün gazetelerinde okuduğum iki haberi aktarmak istiyorum. Her ikisi de Philadelphia Inquirer gazetesinden… 

Gece de gündüz de silahlı bu ikili..

Seçimin yapıldığı 3 Kasım günü sonrasında ellerinde silahlarla oy sayma merkezinin önünde nöbet tutan iki Trump taraftarı mahkeme tarafından kefaletle serbest bırakılmış. Aynı iki kişi 6 Ocak günü yine ellerinde silahlarla işgal için Capitol binasına girmişler ve bu durumları video ile kayıt altına alınmış. 

Kefalet şartlarını çiğnemiş oluyor bu ikili. Bu yüzden de önüne çıkarıldıkları yargıç önceki kefalet ücretlerini biraz artırmış. İşgal sırasında Trump’ın başkan yardımcısı Mike Pence için “Hain” hakaretini yapanın 10 bin, diğerinin de 1.500 dolar ödemesini karara bağlamış yargıç. 

Haberde ikilinin avukatının kefalete itiraz ettiği ayrıntısı var. Avukat, “Müvekkilimin Capitol binasında söylediği görüşü paylaşmıyorum, ancak onun o sözleri söyleme özgürlüğü var; eğer ifade veya bir araya gelme özgürlüğümüzü kaybedersek bu felaket bir şey olur” demiş gazeteye. 

Düşünün diye yineliyorum: Bu iki insan bir ay önce ellerinde tabancalar, AR-15 tipi bir tüfek, yedeklerinde 160 kurşun ve Samurai kılıcı olduğu halde tehdit etmek için gittikleri oy sayım merkezinde yakalanmış, 6 Ocak günü de yine ellerinde silah olduğu halde Capitol binasında görülmüşler… 

Reklam

Ve yine de serbestler…

Yargıç mahkemeye çıkana kadar bu iki adama gösterilere katılmayı ve sosyal medya kullanmayı yasaklamış ama… 

Amerika’da yargı hayli tuhaf sizin anlayacağınız… 

Daha tuhaf olanı 22 yaşındaki bir genç kızla ilgili haber. 

Pelosi’nin bilgisayarını aldığı iddia edilen genç kız…

Genç kız Capitol binasına giren işgalcilerden. Onun da video kayıtları var. Binaya girmiş ve birlikte olduğu kişileri Temsilciler Meclisi başkanı Nancy Pelosi’nin makam odasına doğru yönlendirmiş. İçeri girdiklerinde “Pelosi’nin hard disklerini aldım” dediği duyuluyor. Zaten daha önce de makam masası üzerinde duran dizüstü bilgisayarına dokunan birine, “Eldivensiz olmaz” uyarısında bulunan da oymuş… 

Pelosi Hanım’ın bilgisayarı ile ortalıktan kaybolmuş kız; annesi bir TV kanalına “Kaçtı” demiş onun için. Kendisi sosyal medya hesabına “Beni canlı yakalayamazlar” mesajını yazmış. Bu arada eski nişanlısı fotoğrafından tanımış kızı. Kızın Pelosi’nin bilgisayarını Ruslara satma hazırlığı içerisinde olduğunu FBI’ya o bildirmiş. 

Kız sonunda kendisi teslim olmuş. 

Buraya kadar olanları bir gün önce okumuştum; yargı önüne çıkarıldığında ne olduğu merakıyla dünkü habere yaklaştım. 

Yargıç kızı serbest bırakmış. 

Mahkemeye çıkarılacağı güne kadar kıza denetimli serbestlik tanıyan yargıç, “Trump yanlısı güruhun eylemleriyle ortadan kaldırmaya çabaladığı anayasa var ya, işte o anayasa sayesinde seni serbest bırakıyorum; ne yapayım ki, anayasaya uymak zorundayım” demiş… 

Genç kız serbest bırakıldıktan sonra avukatıyla birlikte kalabalık kameralara selam çakıp mahkeme binasının karşısındaki, annesinin kendisini beklediği Pizza Hut’a girmiş. 

ABD yargısı böyle çalışıyor. 

Bizden son haber: İki bakanın birbiriyle atışmasına sebep olan terbiyesiz şahıs vardı ya, sonunda aynı adamın Cumhurbaşkanına hakaret içeren bir sosyal medya mesajı bulunmuş ve kamu görevlisine hakaretin cezası iki yıldan fazla olduğu için adam nihayet tutuklanmış.

ΩΩΩΩ

Reklam

69 YORUMLAR

  1. Feto diye benim gibi insanlari suçlanip bir yil hapse atiliyorum ya işte bem bu duruma şaşırıyorum. O zaman bu adalet sistemiyle berat ve ekibi simdi bir suç islemislerse ve şimdi açığa çıkmışsa ; Ak partiye oy veren herkesin soruşturma geçirmesi ve Ak partiyi destekleyen herkesin tutuklanması gerekir.

  2. yani diyorsunki bizde selahattin ve diğerleri neden tutuksuz yargılanmıyorlar……

  3. 1- Amerikan Kongresi’ni basan kişilerin üye olduğu bir terör örgütü var mıdır?

    2- Bu insanların emir aldıkları Fetullah Gülen gibi bir liderleri var mıdır?

    3- Böyle bir örgüt varsa, bu örgüt 40 yıldan fazla Amerikan kurumlarına sızmak için çaba harcamış mıdır?

    4- Mesela Amerikan ordusuna sızmak için sınav sorularını çalmışlar mıdır?

    5- Örgüt liderleri 22 yıl önce başka bir ülkeye gidip o ülkenin istihbarat örgütü referans olduğu için oturum hakkı almış mıdır?

    6- Bu örgütün Amerika’da okulları, dershaneleri, medyası, bankası, sayısız holdingi ve şirketi var mıdır?

    7- Örgütün Amerika’da eyalet imamları, bölge imamları var mıdır?

    8- Örgüt içinde hücre yapılanması şeklinde askerlerden, polislerden, yargıçlardan vs sorumlu imamları var mıdır?

    9- Amerikan Kongresi’ni basan insanlar Bylock gibi gizli yazışmalarla mı birbirileriyle görüşmüşlerdir?

    10- 6 Ocak baskını yaşandığı gün Amerikan üslerinde talimatlar veren sivil kişiler olmuş mudur?

    11- Amerikan Kongresi’ni basmaya tankla, uçakla mı gitmişlerdir?

    12- Tankla gitmişlerse, tankların içinden sivil kişiler çıkmış mıdır?

    13- Aynı kişiler devletin kanalını basıp darbe bildirisi okumuşlar mıdır?

    14- 6 Ocak baskını başarılı olsaydı eyaletlere sıkıyönetim komutanları atanacak mıydı?

    15- Asker askere silah çekmiş midir?

    16- Baskını yapanlar arasında Amerikan ordusuna ait bir helikopterle Meksika’ya, Kanada’ya kaçıp sığınan asker olmuş mudur?

    17- Amerikan Başkanı’nı öldürmek için giden özel birlik var mıdır?

    18- 6 Ocak baskını yapanlarla örgütsel bağı olan asker, polis, hâkim, savcı, vali, kaymakam vs kamu çalışanı tespit edilmiş midir?

    • Bunları “hayırsever Rıza’ya” sorsan sanırım cevap verir. En az bu sorulardaki iddialar kadar hayırseverdir kendisi.

  4. *******
    Adaleti temsil eden bayan örneği,
    Adil olamaz! çırılcıplak üst çeyreği!

    Adalet ne ki, böyle çıplak bir kişi mi?!
    Çıplaklığını teşhir eden bir dişi mi?

    Aşikar ki kapanacak yerleri belli,
    Öncelikli iş bu, gözlerinden önemli!

    Adalet dinlerde Allah kadar objektif,
    Çünkü Allahtandır bu önemli direktif!

    Gözü kapalı yapın, herkesin işidir,
    İşin püf notası şu ayette gizlidir:

    “Ey iman edenler! Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa Allah için şahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun. (Şahitlik ettikleriniz) zengin veya fakir de olsalar (adaletten ayrılmayın). Çünkü Allah bu ikisine de daha yakındır. Öyle ise adaleti yerine getirmede nefsinize uymayın. Eğer (şahitlik ederken gerçeği) çarpıtırsanız veya (şahitlikten) çekinirseniz (bilin ki) şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.” (Nisa, 4/135)
    *******

  5. Dallı budaklı konuya alttan devam….

    Bizde, Tanrıya güven/Allah’a iman işleri lafta kalır, çünkü bu iş evel ezel “EZBERE”dir. İşin özüne yeterince varılamadığından pratikte güvensizlik, imansızlığa dönüşür (inançsızlığa demiyorum-arada önemli bir fark vardır). Bu da nefse yenik düşme cinsinden çeşit çeşit kötü amelleri doğurur. Yani, toplumda olmadık çelişkiler ortaya çıkar (anadan doğma değil sonradan olma müslüman Yusuf İslam’ın sözünü ettiği konu anlamlıdır, bilen bilir). Bu haliyle Türkiye’de algılama olarak ezbere dayandığı için nihai analizde din ve diyanet başarısızdır (bu sonucun vebali çok büyüktür). Bireysel istisnaları olsa da “salla başını, al maaşını” türü bir meşgale halinde düzenlenmiştir.

    Sorunlar temel konulara girdiği için ister istemez uzuyor. Din konusu milleti millet yapan temel bir konudur. Bu işin ayrıca “The cemaat” ve çeşitli türevleri konusu vardır. Bunların herbirinin “yiğidin ayrı bir yoğurt yeyişi vardır” kapsamında “Tavan” ve “Taban” kutuplaşmasında kendine has birer yeri vardır. Kutuplaşma “kurucu baba”mızın yanlışlarından biridir, neticede büyük hayallere rağmen küçük bir devlet olarak kaldık (ona da zeval vermesin deyip “alçaktan sürünme” modunda gidiyoruz). ABD ve Türkiye’deki “darbevari” olaylar 1 e 1 mukayese edilecek şeyler olamasa da, akabinde buna gösterilen reaksiyon dozları açısından yorumlamak gerekirse, durum şöyle özetlenebilir:

    Büyük devlet küçük endişe! Küçük devlet büyük endişe!

  6. Sayın yazar, türkiyeyi dünyanın süper gücü ABD ile kıyaslıyorsun da bir de Türkiye yi eğitim de bilimde ilimde ekonomide kültürde sanatta sağlıkta sporda ahlakta kaçıncı sırada olduklarına bakın. Başka şeylere bakmaya gerek kalmaz. Onlar da ilerlemeyi sağlarsak biz zaten gelişmiş oluruz. HERKESİN GÖRÜŞÜNE SAYGILAR

  7. Size bir katkı olsun..

    Hdp esenyurt ilçe örgütünün elektriklerini kesmişler. Bakın işte muhalefeti susturmak için iktidarın bir girişimi daha. Üstelik haber gerçek. Siz gerçekdışı şeyleri haberleştiriyorsunuz ben size gerçek bir haber veriyorum. Üstelik sizin işinize yaraması için.

    • Biliyorsunuz sizin gözünüzde ben trolüm. Tabiki umurumda değil hakkımdaki düşünceniz. Elektriğin kesilme sebebi kaçak elektrik kullanmalarıymış muhaliflik değil söyliyim de. Hani yanlış anlamayın. Aynı zamanda binanın bütün odalarında örgüt malzemelerinin olduğu gib. Hadi bunun da demokratik bi tarafını söylesin geçenlerde “Türkiyedeki en demokratik parti hdp dir” diyen şahıs.

  8. Rusya daki gösteriler darbe mi? yoksa turuncu devrim mi?.
    Bizdeki darbe ile benzerliği var mı?
    Kime soruyorum?
    Bilmem öyle ortaya sordum.
    Ne kadar sulansa o kadar iyi

  9. Bizdeki darbe girişimi işleri ile ABD’deki son olaylar ve bunlara bu ülkelerde reaksiyon dereceleri çok farklıdır. Gelişmiş ve sistemi kararlılığa yüz yılı aşkın bir süredir kavuşmuş bir ABD’yi bu işler ırgalamaz. Toleranslarının fazla olması geleceğe ait güven (ve paralarına geçirerek sloganlaştırdıkları Tanrıya-güven/In God we trust) kıtlığı olmamasından kaynaklanır. Bu 6 Ocak olayını tehdit görmeleri mümküm değildir. Bu olayın ABD’ye utanç getirdiğini ifade edenler olmuştur. Bir-iki günkü kaostan sonra gerekli tedbirleri almışlar daha fazla utanç ve zaiyat olmaması için emniyet gücü polis ve askerleriyle olay bölgesini gözlem altına alarak günlük işlerine bakmışlardır.

    Bizde ise durum bunun tam tersidir. Ezeli kutuplaşmadan ötürü kararlılık (ve tolerans oldukça azdır). Güvensizlik hissi çok fazladır. Tanrıya güven/Allah’a iman işleri bizde lafta kalır, çünkü bu iş evel ezel “ezbere”dir. Eğiten/öğreten de o, öğrenmeğe çalışan/eğitilen de hevesliler de o. Örneğin, İmam-Hatip okulları! Bunlar milletin/ülkenin çocuklarıdır. Ezbere eğitimle Allah rızasına uygun, yaratıcı/kritik düşünen, çalışkan/üretken bir toplum meydana gelmez.

    • Bizde ezbercilik almış yürümüş iken yaratıcı/üretici kritik düşünceyi genel anlamda yabancı gelişmiş ülkelerde görmek mümkündür. Küçük ama anlamı büyük bir örnek vereyim, sembolik önemi var. Hemen hemen her ülkede, bilgi yarışma programları olur. Bu iş “dizi”lerden çok daha önemli bir konudur. Çeşitlidir, örneğin, değişik seviyelerde okul öğrencileri yarışır. Bunlar, yetişkinler için de olur. Seyretmeğe değer bulur seyrederim. Gelen sorular düşündürücüdür. Her konuda ilgi çekicidir. Şahsen ben, bizde Kuran’dan (Tanrı buyruğu da denir) Allah kelamına ve anlamına dair bilgi yoklayan soru örneklerine hiç ama hiç rastlamadım. Ancak gelişmiş Batı ülkelerinde İncil’den soru örneklerine şahit oldum (ABD buna dahildir). Bu iş bu tür bilgilerin toplum içersinde yaygın ve aktif olduğunun, bilinmesi gerektiğinin bir işaretidir. Her ne kadar İncil’de baskı hataları olmuş olduğu bilinse de ortak değerler (ortak payda da diyebiliriz ki bu da Allah (Al İlah=The God)’a gider). Neticede, bunlar evrensel denilen değerlere de temel teşkil etmiştir.

  10. Hz. Ömer’in hilafeti döneminde Şam valisi olan Amr Bin As , cami külliyesini genişletmeye karar verir , Ancak bir Yahudiye ait olan bitişikteki bir arsa konusunda sorun çıkar. İnadı tutan Yahudi hiç bir ücreti kabul etmez ve sonuna kadar arsayı vermemekte direnir.Bunun üzerine vali,değerinin çok üstünde bir meblağ ödeyerek arsayı kamulaştırır.
    Çaresiz kalan Yahudi kara kara düşünürken karısı imdadına yetişir ve bir teklifte bulunur,
    – Beyim , bunların Medinede Ömer denilen ve adaletiyle tanınan bir halifeleri var , beni dinle ve git Ona durumu anlat!
    Adam teklife çok sıcak bakmaz , ancak başka da çaresi yoktur . İstemeye istemeye yola koyulur.Günlerce yol katettikten sonra nihayet Medine’ye varır. Sağa sola Hz. Ömeri sorar , nihayet birisi ‘ şu sokağın içindedir ‘ diyerek yerini tarif eder. Sokağın içine giren Yahudi , üç beş kişinin arasında giyimi kuşamı halifeye benzeyen kimseye rastlamaz, nihayet en yakınındaki kişiye sorar. Ancak o kişi tesadüfen Hz. Ömer’in ta kendisidir ! Hz. Ömer, ‘ buyrun , benim , derdiniz nedir ‘ demesine rağmen Yahudi inanmakta güçlük çeker Hz. Ömeri baştan aşağı şöyle bir süzer ! Hz. Ömer , adamın tereddüt ettiğini anlayarak sözlerini tekrarlar.
    Adam artık yapacak bir şey kalmadığı için çaresiz bir şekilde başından geçenleri olduğu gibi anlatır. Adamı sonuna kadar dinleyen halife geniş bir kemik parçasına kısa bir not yazar ve bunu valiye götürüp vermesini söyleyerek Yahudiyi uğurlar.
    Olan bitene pek akıl erdiremeyen Yahudi nihayet Şam’a evine döner ve karısına da yaşadıklarını anlatarak ‘ boşuboşuna oralara kadar gidip geldiğini, bundan bir şey çıkmayacağını ‘ söyleyerek dert yanar. Ancak karısı ümidini korumaktadır ; bu levhayı mutlaka valiye götürüp göstermesini ister ve ısrar eder . Adam da karısını kırmamak için dediğini yapar .
    Yahudi valiye olan biteni anlatır ve elindeki levhayı da kendisine uzatır. Levhayı dikkatle ve tekrar tekrar inceleyen vali , Yahudinin ellerine kapanır ve adeta yalvara yalvara ‘ ben ettim sen eyleme , ne olur beni affet ‘ diye rica minnette bulunur , ‘ arsa senindir, sen nasıl istersen öyle olsun ‘ der !
    Hayretler içinde kalan Yahudi doğrusu büyük bir şaşkınlık yaşamakta , olup biteni anlamakta güçlük çekmektedir !
    Levhada ‘ Ey Amr Bin As , ben Nuşirevan’dan daha az adil değilim ‘ ifadesi yer almaktadır.
    Not: Nuşirevan , Peygamber döneminden önce , adaletiyle dünya çapında şöhret sahibi olan meşhur Fars hükümdarıdır . Yahudi de bu engin adalet karşısında valiyle anlaşarak arsasını devreder , kendisi de müslüman olur .Ayrıntılar internet bloklarında mevcuttur.
    Herkese selamlar saygılar.

  11. İki tane göstericiye darbeci deyip darbe işini sulandırıyorsunuz
    Nerede başka bir ülke tarafından yönlendirilen ordunun yarısı

    • dünyanın hiç bir ordusu ve onun hiç bir askeri başka bir ülkenin isteğiyle darbe yapmaz, yapmak istese de yapamaz. hiç kimseyi darbe yapmaya ikna edemez çünkü. bütün darbeler içerden tezgahlanır.

      • Eminim konuşmalar şöyle geçiyordur.
        -Bir darbe yapmayı planlıyor x çocuklar!
        -Hımm, başaramazlar but, y kişisine de bir aayar olur zannımca!
        -But sör, onlar bizim..
        -Get len, nerden bizimmiş! Get oouut!

      • O yüzden mi her yapılan darbe sonrası Centcom a Nato ya bağlıyız mesajı verilir.
        veya darbe yapılırken dahi müttefiklerimiz şu an yönetime el koyuyor diye açıklama yapılır.
        veya darbe yapılanlar içeri alıırken mürrefkleimizi içeri alınıyor diye ağlanılır
        kesin o açıklamayı da RTE yaptırmılştır.
        Hayor yağan da yağatıran da ABD nin yaptırdığını bilir
        sadece ibadet tayfası Alah rıazası için yaptığını zanneder ama aslında ABD rızası için yola çıkılmıştır bile

  12. Sitenizi basıp hep aynı ezberi haykıranlarla Amerikan Kongre binasını basanlar aslında aynı tip insan modelleri.En belirgin ortak özellikleri de cehaletleri.Cahile söz anlatmak ta imkansıza yakındır.Takipçiniz olan Allah’ın verdiği beyin ve vicdan melekelerini işleten çoğunluğun yanında bu az sayıdaki anlayış özürlü grup,dinleyicilere fındık,fıstık,leblebi fırlatarak ortamı gırgıra boğmaya çalışsalar da,farkındalığı olanların feraset nazarlarında ancak çoluk-çocuk muamelesine muhatap kalarak görmezden gelineceklerdir.Onlar büyüyene kadar da bu böyle devam edip gidecektir.Büyürler mi?Pek umudum yok.Her doğan büyür büyümesine de,bilmeyenler büyürken de cehaletlerini büyütmeyi başarırlar da ondan çünkü.

  13. Başka ülkelerde ne nasıldır, bayrağını don yapıp mı giyer ben bilmem.
    Benim ülkem insanları, bayrağı, sancağı, hatta haritası, marşı önemlidir.
    Peygamberi, Atatürk’ü, Devlet başkanı, kutsal kitabı hatta cami imamı dahi elin papazından daha değerlidir.
    Kanunla korunmasını istiyorum! Bitti.
    “Bayrağa uzanan eli kır, birine sövdü diye onu altı ay hapse at, ben senin kitabına inanmiyom deyip eline baltayı al heykele dal, inancına küfretti diye tüfekle vur!”
    Demiyor kimse!
    -Sosyal medyada yazdığı şeyi merkezinden bir saat içinde bloke et, silmesi için uyardığın halde silmediyse hesabı kapat. İkiledi, bir daha ona hesap açma. Arkadan dolandı yine yazdı: işte orda dur! Belgele ve mahkemeye ver. Diyor.
    -Bir kutsala dair bilmeden bir şey yazdı. Uyar, silmez, özür dilemezse. Hesabı kapat.
    -Birileri planlı bir şekilde birşeyler yapıyor, saldırıyor. Hemen herkesin bir birliği kurumu odası, partisi var, kanunen oraya yetki ver, onlar üyelikten atsınlar.
    (Diyeceksinki ya oda komple muhaliflik yapıyor ise, cevap onun kişiden ne farkı varki?)
    İllaki ceza verecek sen ver çalışsın ödesin emeğiyle bedeniyle bir yerde.
    Bunlar basit işler, bu kadar ekonomi, işsizlik, seçim meçim konuları içinde bunları konuşuyorsan, kusura bakma daha atı alan sakaryayı da geçeerr, üsküdarıda.
    Amerikan filimlerinde adamı idam edecek, trişkadan bir halk meclisi kurmuş, asıp kesiyor. Sözde! Demokrasi havarisi ülkeye bak!
    Bizde on cm İP atmışlardı, iP parti oldu.
    Usulü nasıl olmalıdır, kural nedir bunu yapacak uğraşacak ben değilim. Yetkilisi var bileni var.
    Onun için herşeyi bir kurala kanuna bağlamakta, ayrıntılarıyla yazmakta duyurmakta yarar var diyorum.
    Sizleri Allah’ a emanet ediyorum. Mutlu günlerimiz olsun yarınlar.

    • Zaten bayrağı, Başkanı, bildiğin bütün kutsalları kanunla koruyorlar bu ülkede. Peki bir faydası var mı? Bak Amerika’nın birinci kutsalı ifade özgürlüğü. Anasaya yazmışlar kapı gibi bunu. Saydıklarının hepsini yapmakta, kendini serbestçe ifade etmekte sonsuz özgürsün. Her gün kongrenin önünde o bayrağı yakıyorlar. Amerika’nın büyüklüğüne hiç bir şey de olmuyor. Ama bütün dünya onları kıskanıyor. Her bakımdan. Demokrasi susturarak olmuyor. Olmaz. Olmayacak. Millet bunu anlamadığı sürece de bir yere var olamayacak. Asırlardır bu böyle.

  14. 17 gündür Amerkadaki darbe ile Türkiyedeki darbenin tıpatıp benzer bir darbe olduğunu anlatıyorsunuz.Ordaki yargı ile ülkemizdeki yargının farklarını belirtiyorsunuz.
    Amerikadaki darbecilerin Trumpın davasına hizmet ettiğini, senato baskınına katılan kişilerin özellığinı anlatıp duruyorsunuz.Türkiye de yaşıyorsunuz da ülkenizdeki darbecileri, özelliklerini Fetullah Gülen bağlantısını, Fetö ile ilişkilerini niye gözlerden kaçırıyorsunuz.  Fetöcülerin bütün devlet birimlerini nasıl ele geçırdiğini, 15 Temmuzdan sonra da faaliyetlerinin durmadığını, kriptoların bitmediğini, ortalığı karıştırmak için fırsat beklediğini, askeriyede yargıda emniyette diğer devlet kurumlarında kendini belli etmeyen saklayan kişilerin niye hala var  oldugunu sorgulayamıyorsunuz veya niye görmek istemiyorsunuz.
       
    Ben de inanıyorum Khk ve yargılamalarda mağdur olan insanların varlığına. Onların mağduriyetinin uzamasına.
    Hadi siyasetçileri anladık oy kaygısı ile Fetöyü hiç görmüyorlar. Devlet ise hantal yapısıyla hepsini aynı torbaya koyuyor. Fetöcüler zaten magdurların çok olmasını istiyor kendilerini aradan sıyırmak için sürekli magdur edebiyatı yaparak gerçek magdurların önünü kesiyorlar.
    Siz gazetecilerin Magdurları ve fetöyü birbirinden ayıracak yazılarınızı göremiyoruz. Üstelik birbirine karışmasına neden oluyorsunuz. Amerikayı derinlemesine inceliyorsunuz ama Fetönün derinine hiç bulaşmıyorsunuz.
    Sizler bu yapıyı bizlerden çok iyi biliyorsunuz.Geçen sormuştum size bir defa daha sorayım.
    Size göre Fetö nedir, kimlerdir. Yol göstermiş olmaz mısınız?
    Gerçi bu sorulardan önce “FETÖ diye bir örgütün olduğuna inanıyor musunuz?”
    Eğer FETÖ diye bir örgütün olduğuna inanıyorsanız, bankası, medyası, dershaneleri, on milyarlarca dolar maddi gücü, devletin içine yerleşmiş sayısız insan gücü vs. olan bu örgütün üyesi olmak için gereken şartlar nelerdir?
    Size göre FETÖ devletin tüm kurumlarına sızmış mıdır?
    Sızmışsa, devlet örgüt üyeleri için ne yapmalıdır ve hangi yöntemi uygulamalıdır?

    • At izi it izine karışmıştır artık. Buradan sağ salim bir yol bulmak gerçekten zor. Yazarımız bir süre bu örgüte ait gazetelerde yazdı. Sırf bu sebeple ve tabi muhalif yazılar da yazdığı için bugün medyadan iktidar zoruyla uzaklaştırılmış bulunmakta. 5 yıldır çalışamıyor. Buyrun siz buna bir açıklama getirin iktidarı savunuyorsanız. Hukuksuz bir şekilde iltisaklı suçu uydurdular. Her istedikleri muhalifi bu suça dahil ediyorlar. Örneğin Can Dündar, Ahmet Altan, Kavala ve niceleri. Örgüt üyesi olmadan örgüte yardım gibi saçmalıklar. İktidar eğer demokratik bir çözüm peşinde olsaydı başta kendisi bu örgütle yatıp kalkmaz ve her istediklerini vermezdi. Açık ve şeffaf olurdu. Kumpasların savcısı olmazdı. Örgütü örgüt yapan iktidarın ta kendisidir. Bunu da ne istediniz de vermedim diye itiraf etti. Tüm kumpasları, hukuksuzlukları, adaletsizlikleri bilerek ve isteyerek korudu kolladı. Sonra da aynı ekibe darbe yaptırıp iktidarını perçinledi. Daha doğrusu Perinçek’e mahkum oldu. Şimdi saray ve hapishane yapmakla meşgul. Millet kuru ekmeğe muhtaçmış umurunda değil.

      Son tahlilde sorularınız güzel. Örgüt neydi, nasıl böyle oldu, suçlu ve suçsuz nasıl ayrılmalı şeffaf bir şekilde ortaya konmalıdır. Şu anda siyasi iltisaklılar ve parası olanlar korunuyor, sahipsizler sürünüyor.

  15. Kıytırık bir gösteriyi (bizim gezi ,Hendek,15 Temmuz yanında ) darbe diye niteleyip
    Bizim darbeyi sulandırıp durduk
    Onlarda saldılar bizde niye salmıyorlar
    Ellerinde silah varmış (ABD de silah olmayan yok )
    Nerde bunun binlerce üyesi Olan dış destekli ordusu
    Mesala ordusunun yarısı Rusya nın emrine girse ABD nin ne yapardı acaba

    • “amerika da silahı olmayan yok” diyorsun da peki nasıl oluyor da bu amerikalılar bakkaldan ekmek alır gibi silah alabiliyorlar diye hiç sormuyorsun? tabi bu soruyu sorup cevabını bulmayınca da kolayca şu cümleyi kurabiliyorsun:
      “Nerde bunun binlerce üyesi Olan dış destekli ordusu” diyebiliyorsun.

      diyorsun da n’oluyor, oluyor mu yani! bence hiç olmuyor. senin gibi yüksek bir münendise yakışmıyor.

      • Ordu nerde darbe yapan .başka ğlkenin müttefiğimiz darbe yapıyor diyeceği
        Bir gösteriyi darbe diye gösterip daha sonra buradaki darbeyi sulandırma kurnazlığı
        yemezler

      • Ben Rusya bizim emrimize girdi diye biliyordum ama olsun .
        size herhalde ABD emrinden çıkması koymuş.

  16. Yazar dahil hepimiz yeni hukuk ve ekonomik reformları bekliyoruz. Yakın bir zamanda çıkacak ve göreceğiz. Müzmin muhalefetimiz herşeye itiraz edecek o kötü bu olmaz dağ fare doğurdu diyecek.
    Oysa niyet iyi olsa ve kafası çalışan gerçek vatansever bir muhalefet olsa , hazırlar bir taslak .EY iktidar bak ülkenin hukuk alanında şu şu reformlara ihitiyacı var
    a) Hakimlere savcılara coğrafi teminat
    b) HSK da düzenleme ve iktidarların etkisini sıfırlama
    c) Hakime emir verememe
    d) Silahsız eylemsiz düşünceye suç isnat edilmeme
    e) basın özgürlüğü
    …….
    …….
    Bunları içeren 5—10 maddelik bir çözüm önerirsin ve iktidarın önüne atarsın Ey iktidar hadi yap bakalım bu reformları dersin ve onu köşeye sıkıştırırsın .Sonradan ise cak cuk etmezsin .Ama nerde var mı bunu yapabilecek mangalda kül bırakmayan avukatlar odası , CHP si İYİ partisi üniversitelerinin hukuk fakülteleri . Neden bir çözümle bir reform paketiyle ortaya çıkmıyorsunuz.
    Varsa yoksa o kötü bu kötü. Bir laf var tencere dibin kara seninki benden kara.

    • İki laf edeni içeri atıyorlar ve susturuyorlar. Muhalefet konuşuyor öneri de yapıyor, ama duymak isteyen kim. Bütün kanalları kapatmışsın, nereden duyursunlar seslerini.

      • Nasıl kapalı ekranlar halk TV si tele 1 Fox daha sayayım mi internet siteleri artık eskisi gibi gazete filan yok her şey internette .Adamlar anayasa çalışması yapmışlar bunu bile aciklamayamadilar yazdik diyemediler.Beceriksiz kendi saltanat larını sürdüren bir muhalefetle kişiliksiz sivil toplum kuruluşları ve çıkarcı bencil kamu gorevlileri sorun bu

    • Ahmet bey!!
      Demek bu dediklerinizi yapmamak, hem parti programında olan, hem de 18 yıldır iktidarda olan partinin sorumluluğunda değil, muhalefetin sorumluluğunda.
      Çok değişik bir sorumluluk anlayışı.
      Bu anlayışa göre asıl sorumlu Trump.
      Bir twit ile olayı çözebilirdi.
      Söylediklerinizi sıralayıp bunları yapmazsanız ekonominizi çökertip, malvarlıklarınızı açıklarım diye bir twit atsaydı, twitin mürekkebi kurumadan resmi gazetede yayınlanırdı.

      • Ben iktidar suçsuz demiyorum hadi o hatalı ,isteksiz beceriksiz peki onun yerine gecmeyi düşünen ümit bağlanan muhalefet , sürekli şikayette bulunan sivil toplum bunların görevi yok mu sizce.Her kes yan gelip yatsın öyle mi

  17. Avukatıyla birlikte kış günü soğuk olan yere….
    Derdini avukat müvekkiline, müvekkil avukatına anlatabilsin diye.

  18. abd vatandaşı görünümündeki bir grup abd ordusunun savaş uçaklarıyla meclisi bombalasaydı, abd askerleri masum vatandaşları katletseydi siz o zaman görürdünüz abd yönetimi bu grupla bağlantılı ve hala desteklemeye devam edenlere neler yapıyor. yeryüzünde izlerini bırakmazdı.

  19. ABD de yapılan girişim ile, 15 temmuzdaki uçak ile tank ile yapılan alçak darbeyi aynı cümle içerisinde kullanmak bir milim benzerlik göstermeye çalışmak akıl tutulmasıdır.Bu yazıyı okuyan insanların zekasıyla alay etmektir.

    • Benzerlik şurada: her iki darbe de oturan başkanların iktidarlarını sürdürmek için yaptırdıkları darbeydi. 15 Temmuz başarılı olmuştur bu anlamda. Bugün ülkemizde Anayasa ve yasalar uygulanmamakta, Meclis ve millet iradesi de yokedilmiş bulunmaktadır. Ayrıca saray üstüne saray ve hapishane üzerine hapishane inşa edilmektedir.

      • Yani sarbeyi Tayyip yaptı
        Ordunun yarısı ise o top tüfeği tarla almak için yola koyuldu
        ABD de 40 yıldır ABD emrindeki papazda 180 ülkeye islamı yaymak işin besleniyor

        • Yaptı değil, yaptırdı. Şu an yürürlükteki darbe anayasası bile askıya alınmış durumda. Meclis yok hükmünde. Anayasaya ve yasalara aykırı pek çok işlem yapılıyor. Bunlar ancak bir darbe döneminde olurdu. Kaldı ki bir de buna Allah’ın lütfu bir darbe denildi. 250 kişinin öldüğü bir darbe kime lütuf ve nasıl lütuf?

          • Laf camazlaama da üstünüze yok.
            ABD ye müttefiğimiz yönetimi ele geçiriyor açıklamasını da Tayyip mi yaptırdı
            Peki ABD papazı islama hizmet için mi besliyor birde ona cevap verin.

    • Sayin derman, oval ofisteki eski eşyalar atılmadan odada inceleme yapılsaydı,
      Masanın üstündeki kutuda kirmizi düğme üzerinde parmak izi her ikisinde de aynı iz çıkardı muhtemelen:))
      Her neyse, basan basmış kaçmış zile basan yaramaz çocuklar gibi.
      Biz sonuca gelirsek, birinde elde var boş bir koltuk, birde ofis,
      Diğerinde neler yok ki? Onu da sen bul.

  20. Sayın Fehmi Bey, şikayet ediyorsunuz lakin bu zihniyetteki kişilere desteklerinizle bu hale gelindi. Zamanın da basbas bağıra bağıra uyaranlar vardı. Ama geç anladınız. Yine de tebrikler

  21. Namık Kemal , padişaha yapılan bir takım jurnaller neticesinde 6 Şubat 1877 tarihinde tutuklanır.Yargılamayı yapacak olan mahkemenin başkanı Abdüllatif Suphi Paşadır. Bir gün Çamlıca’daki evine , Sultan Abdülhamit’in eniştesi olan ( ablasının kocası ) Mahmut Celalettin Paşa ziyaretine gelir.Kendisine ; Sultanın , ” san-ı sadakate uygun bir karar ” beklediği mesajını iletir . Paşa cevaben,
    – Hünkarımız , merak buyurmasınlar , en adil karar verilecektir, müsterih olsunlar !
    Ancak yargılamalar sonucunda ” görevsizlik ” kararı verilerek Namık Kemal aklanmış olur !
    Abdüllatif Suphi Paşanın kızı bir gün babasına böyle bir karar verirken korkup korkmadığını sorar ; Paşa şöyle cevap verir ,
    – Korkulacak olan, yarın Hünkarın da benim de birlikte huzuruna çıkacağımız ilahi adalettir !
    Not: Sayın T.Akyol’dan alınmıştır.
    Herkese selamlar , saygılar

  22. Lort birine küfretmiş,o da onu mahkemeye vermiş mahkeme beş lira ceza vermiş lort hakime on lira vermiş neden on lira verdin deyince lort böylesine bir daha küfredecem de ondan
    memleketin istikbal ve istiklali için kurulan mahkemeler
    halen devam etmekte
    seçimlerin bir manası millet ordusunu,devletini silahını,hakimini,memurunu seçilenlere emanet etmesi demektir
    işler ters gidince önce emanet edilenler sorgulanmalı

  23. Maalesef ülkede çok acayip bir sistem uygulanıyor. Kardeşi yüzünden işten çıkarılan var, başka biri kardeşi ihraç ama kendisi ihraç iları inceleme komisyonunda görevli. Aynı mahkeme heyeti aynı gerekçe ile farklı ceza veriyor yada vermiyor. 21 kişinin yargılandığı bir davada dosyayı ikiye ayırıp, 8 kişiye zamanında yasal olan konular yüzünden cezalar verdiler, haklarında ceza verecek birşey bulamadıkları diğer kişilerin davası 4.5 yıldır bitmedi. Gerekçesiz 3-4 ay ileri tarihe atıp duruyorlar. Adalet olsa bunun tersi olmaz mı? Masumları bir an önce aklayıp işine bak denmez mi? Bunların uygulamaları ne insani ne de islami…
    Lanet olsun darbeye, teröre, darbecilere ve teröristlere…

  24. Yargı, “Sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor” yargısıdır. 1960 yılından beridir de hiç ilerleme kaydetmemiştir.

    Hukukun temel ilkeleri kolaylıkla ihlal edilir. Aynı fiili işleyenin biri hakkında dava bile açılmazken diğeri ömür boyu ceza yiyebilir. Kanunsuz suç ve ceza vardır. Kanunlar geriye yürür. Masumiyet karinesi bazı kesimler için geçersizdir. Tabii hakim yerine özel olarak seçilmiş yargıçlar davaya bakarlar.

    Bundan dolayı kararlarının uluslararası mahkemelerde incelenmesinden rahatsızdırlar.

  25. Bizim yargı medyanın etkisinden bir türlü kurtulamıyor. Etki-Tepki belirleyici oluyor.
    Ne kadar güçlü tepki o kadar etki…..
    Adaletin Üstünlüğümü yoksa Üstünlerin Adaleti mi diye düşündükçe kafası karışıyor insanın ….
    Adalet elbet de var ülkemizde ama kimlere….
    Bizim ülkemizin yüzde on u ne enflasyondan Ne doların artmasından etkilenmediği. gibi Adaletten de etkilenmiyorlar …..

  26. Yazı Fehmi Koru’ya yakışmadı.ABD’deki kalabalık ile 15 Temmuz darbesinin arasındakiler nasıl mukayese edilir.Biri,kuru bir kalabalık,diğeri örgüt.Birnde günübirlik bir eylem yapildi ve aynı kalabalık bir daha bir araya gelmez,diğeri planlı ve organize bir eylem yaptı ve tekrar yapabilir.ABD’dekilerin devleti ele geçirme gibi bir amacı yok.Kuru bir kalabalık.Benzetilse belki GEZİ kalabalığına benzetilebilir.Lakin Türkiye’deki kerim devleti ele geçirme ve yeni bir devlet yönetim biçimi getirme hedefleri var.Devam da ediyor.Fehmi bey bunu en iyi bilen olarak bu mukayeseyi nasıl yapar?Böyle bir muksyese okurlarına hakaret,FETÖ’culere ödüldür.

    • “.ABD’dekilerin devleti ele geçirme gibi bir amacı yok.Kuru bir kalabalık.Benzetilse belki GEZİ kalabalığına”

      Siz bu bildiklerinizi gidip havuzda yasaníz sizin için daha iyi olur!

      ABD’deki darbe emrini veren başkan trump ve o emri yerine getirmekle görevli teröristler’i Canlı yayında sadece ABD değil bútún dúnya izledi.
      Adamlar Amerika Birleşik Devletleri’nin her eyalete ait húkúmet binalarí ve genel devlete ait Hükümet binasını tek bir fire dahı vermeden üyelerin tam kadro gõrev başínda olduklar toplantı halinde iken meclis başkanlarını öldürüp anayasa mahkemsi hakimleri de dahíl hepsini birlikte kelepçeleyip tutuklamya gitiklerini canlí izleyenler sizemi yoksa kendi kulakları ve gõzlerinemi! İnanr?

      15 Temmuz darbesini yapanlar ve onları savunanlar sülalece bütün Dünyaya rezil olmadan ölemesinler

      Aslında siz 15 Temmuz darbesı ile abd darbesi’nin birbirine benzememe konusunda haklısınız! 15 temmuzcular darbeyi Ankara yerine Ístanbulu! TBM Meclisi yerine kõprüyü tek yõnlú ele geçirmek saraya,ve TBMM binalarına değil bahçelerine kuru sıkı bombalar ile bobalandí.

  27. Sayın yazar 15 temmuz darbe teşebbüsü ile uzaktan yakından bir alakası olmayan, ömründe bırakın silahı çakı bile taşımayan benim gibi yuzbinlerce insan işimizden atildik, cezaevlerinde hic yoktan yattik. 5 yildir her gün adalet ne zaman gelecek diye bekliyoruz Türkiyede adaletin zerresi olsa benim gibileri birakin isten atmayi 3 gun gorevden bile uzaklastiramaz Yasal sendika üyeliği, gazete aboneliği, çocuğunu dersaneye yollama gibi saçmalıklarla ınsanlar işten mi atılır? Ki bana devletin savcıları takipsizlik kararı da vermiş ama mahkemeler ne beraat ne de takipsizlik kararlarını ciddiye alıyor

  28. Bizde adı “Anayasa” fakat, gerçek olan zalim ve Güçlüler yasası.. onun için hak verılmez alınır! Bunu yapmak için sıradan vatandaşlar anayasal haklarını, iyi bilmesi lazım.

    Başörtü, atom bombası olduğu dõnemde benim işyerinde epeyce başını açanlar oldu.
    Açmak istemiyenler ben hariç ağliyordular.

    Bir gün, bizi(albaylar ve yarbaylardan oluşan) müdür ve yardımcıları başımızı, açmadığımız için toplu halde yargílayacaklarını zennederek toplantiya çağırdılar,
    Hemen nutuk çekmeye başladılar “başınızı açmak zorundasınız yoksa elimizden birşey gelmez biz kanunlarí uygulamak zorundayız,sizin iş hakkınızı fes edeceğiz.”

    Ben, hemen onlara, “o kanuni göterirmisiniz” diye sorunca hepsi kızgin ve şaşkın, yüzüme baktílar.
    Ben hemen yanımda taşıdığım anayasa kıtabını çıkardım ve onlara değiştirilmeyecek ilk madelerden bir kaçtansini okudum.
    Devletin adı T.C, Dini Yoktur Yõnetim şekli laiklik.
    Din, kişi, vijdan hürriyeti anayasa ile garantı altına alınmış” olduğunu, kendilerine hatırlatım, ve “Aayasa bana bu hakkı vermiş, hiç kusura bakmayın, ben inancımı sizin emirleriniz ile değıl, yaratanın emirleri ile yaşarım..
    Lútfen beni birdaha bu tip toplantılara çağırmayın! Siz bildiğinizi uygulayın bende Anayasal hakkımı kullanmaya devam edeceğim.
    “Bu úlkede Din kişi vijdan hürriyeti var..” dedim odadan çıktım.
    Bir kaç adım attíktan sonra birde ne göreyim o ağlayan yalvaran bayanlar her birsi birer avukat olmuş!
    Ben çıkınca onlarda benim gibi sõlemiş çıkmişlar.
    O zaman ben kapanalı 1 yıl olmuştu.80 ihtilalinden 8 ay sonra kapanmıştım.
    İnsanlar heklarını aramasını bilecekler ve birlik olacaklar yoksa aradan hemen hemen 5 sene geçmış 16 Temmuz 2016 Allahın lútfünden 2 saat geçmeden sabahın 3
    de on binlerce süçlu yakaladılar.

    Bir tane siyasetci çıkıpta Baş pehlivanlara hesap sormadı. Hesap sormak şöle dursun onların peşine takıldılar.
    Túrkiyeyi bu hale getirenler AKP, CHP, MHP, de gõrev yapmış ve gõrev başinda olan bütún siyasetciler, Top yekün Erdoğan’ın .arkasına takıldılar.
    Oysaki, başta hesap vermesi gerekenlere siper olmak yerine hesap sormaları lazımdı.

    Fehmi bey, her ne kadar 15 Temmuz’a darbe girişimi olarak yazsa’ da! Aslında 15 Temmuz geçmişte yapílmış darbelerden çok daha başarılı bir darbe olduğunu bütün dünya gibi sayın, yazar’da iyi biliyor.

    Türkiyeyi Hapis haneler ülkesi yaptılar.
    Muhalefet adam olsa! Oy kaygısından! Korkmaz, Cami adı altında dünyaya yaptıkları yatırímların hesabını sorar.
    Faiz ile borç aldıklarí miliyarlarca doları dìşarıda yatıım yapiyorlar.

    Sahi, bu sitedeki savunma avukatlığı gõrevi yapanlar! Dişarıya yapılan miliyarlík camilerı oralara eş dost akrabalar’dan oluşan İmamları kimler içi gõnderiyor?
    Úlkede millet açken gavur dediklerinden yüksek faizle borç aldíğı dolarları neden halkı için harcamiyor’de! YURT DİŞİNA OSMANLİ KASABALARI YAPTIRIYOR?

    • Ülkenin kıymetini , değerini , büyüklüğünü bilmeyenler yurt dışına yapılan cami gibi yatırımların veya hastanelerin veya su kuyularının değerini ölçemezler. Türkiye cumhuriyeti kendi vatandaşına da yardım yapıyor yurt dışındaki garip gurabaya da yapıyor. Gayri safisine oranla dış ülkelere yardımda türkiye açık ara liderliğini koruyor. Aynı yardımı ülkesine sığınanlara da yapıyor.Kapısına dayanmışları tel çitlerle engellemiyor. 4 milyon garip suriyeliyi aldığı zaman sordunuz mu ABD ye kaç suriyeli mülteci aldı veya kaçbin dolar yardım yaptı .Yoksa petrol kuyularına mı çöktü.HAYDUT DEVLET GASBETTİĞİ petrolün parasını onlara verseydi gene yardım etmiş olurdu.
      Sorun bakalım avrupalılara kaç suriyeli aldılar , yoksa işe yarar yaramaz testiyle sadece iş yapabilecek suriyelileri mi aldılar. benim ülkem kimin ihtiyacı varsa onu aldı ve ona yardım ediyor yurt içinde de yurt dışında da .AMA SİZ ANLAMAZSINIZ onların ekmeğini yiyip suyunu içmişsiniz.

      • Almanya 1 milyon Suriyeli aldı. AB her yıl Türkiye’ye milyarlarca dolar yardım yapıyor Suriyelilere baksın diye. Türkiye parasını alamazsa hemen Suriyelileri sınıra sürüyor, AB’yi tehdit ediyor, Ege’de boğulsunlar diye salıyor sulara. En ufak bir olayda Suriyeliler toptan mahallelerden kovuluyor. Linç ediliyor. En kötü şartlarda çalıştırılıyor ve sömürülüyorlar. Söyledikleriniz gerçeklerden kopuk.

        • Ender bey söyledikleriniz doğru değil. Biz bu ülkede yaşıyoruz Ab nin rakamlarıyla-suriyeliler için TR ye verilen toplam rakam 5 milyar euro bile değil. Her yıl değil başladığından beri verdikleri toplam rakam. Üstelik devlet ve stk lar aracılığıyla berilen rakamların tamamı. Bir de soru neden doğru rakamları yazmayıp yalan yazıyorsunuz direkt. Üstelik bilmediğinizi de sanmıyorum. Neden yalan yazıyorsunuz.

          • 2016 da yapılan anlaşma ile Türkiye’ye 6 milyar Euro verilmesine karar verilmişti AB tarafından. Yalan söylüyorsunuz diyeceğinize açıklayın ne olduğunu. İktidar ayak üstü yüz yalan söylüyor. Enflasyondan aşı sayısına tarihine kadar. Ona hiç laf yok ama. Korkmayın bu kadar.

            Kaldı ki benim asıl itirazım AB’nin Suriye krizine duyarsız olduğu iddiasındaydı, öyle değil. Türkiye’de bu işi hayrına yapmıyor. Kaç defa gördük en ufak krizde göçmenleri kapıya yığdı. Türkiye’de bu göçmenlerin hangi şartlarda yaşadıklarını ve nasıl sömürüldüklerini de her gün görüyoruz.

      • Hiç bir devlet diş ülkelere ibadethane yaptırmiyor.
        İbadet edenler kendi paraları ile cami, kilise, tempo, sinagog yaptırıyor ve imamların, rahiplerin, hahamların maaşlarınıde gene
        herkesin kendi cemaatlarí ödüyor.
        Hayír severlere bakí! Asgarı ücretten vergi aliyor ve vatandaşını açlığa mahküm edip onun vergisi ile yurt dışına hanlar hamamlar yaptırıyor.
        Utanmadan kalkmış bana ve benim gibi vatandaşlardan gasp ettikleri paralarla yaptırılanlar ile öğüniyor..

  29. Günlerce ABD seçimleri üzerinde yorumlar yazıldı .Fakat burada çok önemli bir detay gözden kaçırılıyor.Bu gözden kaçırma ise bizim TUM SORUNLARIMIZIN KAYNAĞI aslında.
    Trump seçimi kaybeder ve yardımcısı Mike Pence den seçim sonuçlarının kongrede onaylanacağı oturumda sonuçlara itiraz etmesini talep eder fakat PENCE tek taraflı davnanamayacağını ifade ederek anayasaya bağlı kalacağını ifade eder ve öyle yapar.
    Şimdi seçimlere itiraz bizde de oldu .Sonuç emme basma tulumbacı SN yöneticimizin yardımcıları itiraz etti mi hayır yangına körükle gittiler ve seçim yenilendi. Orda omurgalı biri çıkıp bu yanlış olur deyip inanmadığı bir yola neden başvurur.Gerçi bu yanlışı milletimiz düzeltti.
    Şimdi sorunlarımızın özünde bu var. İster hukuk ister belediye işleri ister eğitim ister sağlık sektörü olsun insanımız yanlış emirlere hatalı isteklere korkarak karşı gelmez. Oysa omurgalı davransa bu yanlışların hiçbiri olmaz.Yönetim , başkan yanlış yapar ama uygulayıcılar yanlışı gördüklerinde itiraz edecekler.
    Örneğin bir hakime baskı mı yapıldı EY HAKİM vicdanınla karar vereceksin yoksa dönüp arkadan hukuk işlemiyor demiyeceksin. Coğrafi teminat filan hepsi hikaye .Butun iş insan faktöründe yatıyor. Yapılan yanlışlarda emri veren hatalıysa o hatayı uygulayan da en az onun kadar hatalı ve suçludur.Sistem mistem hikaye tek faktör İNSAN.

    • istediği kararı vermeyen hakim veya savcıyı sorusturanlara ne dersin yandaş ahmet bir şey ifade ediyormu senin için korkunç miktarlarda tazminat davaları açılıyor ve o hakim nasıl karar versin ülkenin en başının avukatı davaya giriyor ve hakim nasıl hukuki karar verebilir biraz beyni olan insan bunu anlayabilir.lütfen bırakın yozlaşmış korumacılığı bu günlerde geçecek ve sizde iktidardan ineceksiniz bir gün sizede lazım olacak şeyler için biraz daha kapssayıcı konuşun

  30. KHK lılara vicdanları yaralayan çok ağır yaptırımlar uygulanmakta. Masum insanlar işinden, sosyal çevresinden, akrabasından koparılmış açlığa ve sosyal ölüme terkedilmiş durumda. Bırakın ABD de deki adalet uygulamalarını en temel insan haklarının bir çoğu kullanılamaz durumda. Her türlü araştırmasına, hukukun mevcut haline rağmen mahkemelerin bile terörist diyemediği insanların hakları iade edilmiyor.

    Toplum adalette birleşemeyince sefalette birleşme noktasına doğru hızla ilerlemektedir. Yazar gazetesinde yazamaz, televizyona çıkamazken, toplumun büyük kısmı evine ekmek götüremez hale gelmekte. Üniversiteyi bitiren işsiz gencin ülkesine dair bir umudu kalmamakta ve ülkesine aidiyet hissi taşımayan geniş kitleler yaratılmaktadır. Bu tablodan huzur da refah da çıkmaz.

    Ya adalette birleşip herkesin hakkına saygı duyacağız ya da daha acınası durumlara düşeceğiz. Allah sonumuzu hayretsin.

  31. ABD deki senato işgalini 150 genaralin katıldığı hava kuvvetleri uçaklarının meclisi ve bir çok devlet birimini bombaladığı bir darbeye benzetmek ilginç bir fantezi

    • Hatice’ye değil neticeye bak Fatih. İki darbenin de amacı oturan başkanın iktidarını sürdürmesiydi diye okuyor muhalifler. 15 Temmuz başarılı olmuş bir darbedir bu anlamda. Bugün ülkemizde hukuk, meclis, milletin iradesi, kanunlar ve anayasa askıya alınmıştır. Bizzat başkan mahkemelere AYM ve AİHM kararlarını tanımama emri veriyor. İçişleri bakanı emir veriyor. Sosyal medyada küfreden içeri alınıyor. İçişleri bakanı AYM üyesini sokağa çıkamazsın diye tehdit ediyor. Muhalifler dövülüyor, hapse atılıyor. Ötesi var mı? Hani kanla canla korunan demokrasi?

  32. Son cümlenizde bir hata var. Bir bakan değil, direkt Cumhurbaşkanına hakaretten ceza yemiş.
    Türkiye’de yargı reformu konuşuluyor ama; yerel mahkeme, Anayasa mahkemesi kararını tanımıyor. Bu yerel mahkemenin yaptığı hareket Yargıya ihanet ve Türkiye için bir utançtır. Eğer Türkiye yasalarla yönetiliyorsa, Anayasa mahkemesi kararı da bağlayıcı olmak zorundadır. Enis Berberoğlu serbest bırakılmalıdır.

    • Kavala’ya AİHM serbest bırakın yargılayın kararı verdi. Hemen casusluk davası uydurup tekrar tutukladılar. Utanç verici bir durum. Hukuk ve adalet yok kısaca. Meclis de yok artık bunlara dur diyecek. Milletin iradesi de. 15 Temmuz darbesi ile Meclis’in de anayasa ve yasaların da, millet iradesinin de hükmü kalmamıştır. İktidarın tek derdi saray üstüne saray, hapishane üstüne hapishane inşa etmek ve iktidarını sürdürmektir.

      • AIHM babamızın kararlarına uymamak ne ayıp ne ayıp.
        Kavala diye birine takmışlar hiçbir suçu yok ama koca bir devlet daha 5 yıl evvel kimsenin tanımadağı bir adama takmış ve suç uyduruyor
        AB de acayip bir şekilde hukuğa saygıılı ve çok sever o yüzden Kavala nın peşini bırakmıyor
        Terörü suçlamıyor diye ispanya da partileri kapatırken ,tutukmala yaparken herşey hukuksal ama bizde şehirleri kaz,insanları öldür demirtaş serbest .
        Yok ya AIHM babamız ne der sonra

Yoruma kapalı.