Bu bir Kulis yazısıdır: Ramazan geldi hoş geldi.. Bizde ve dünyada Ramazanlar…

19
Reklam

Arkadaşlar bugünkü yazımda siyaset olmayacak; ne iç siyaset ne de dış… Bugün ilk haftasını geride bıraktığımız Ramazan ayı içerisinde dünya Müslümanlarının neler yaşadıklarını kendi gözlemlerimden aktarmaya çalışacağım.

Bir ‘Kulis’ yazısı bu.

Konuyu bana ilham ettiren dünkü -9 Nisan tarihli- Arab News gazetesinde karşıma çıkan Afshan Aziz imzalı haber-değerlendirme oldu.

Hayatımın neredeyse dörtte birini, uzunca süreli ikamet ettiğim birkaç ülke ile gazeteci kimliğimle gittiğim kısa süreli ziyaretlerde uğradığım sayısız ülkede geçirmiş sayabilirim. Şam’dan (Suriye), Londra’dan (İngiltere) ve Boston’dan (ABD) sürekli gönderdiğim yazılar o dönemlerde Yeni Devir gazetesinde geniş yer buldu. [Yurtdışı gezi izlenimlerim sonradan ‘Tabana Kuvvet’ adlı bir kitapta toplanmıştır.]

Yaşadığım veya ziyaret ettiğim ülkelerde kültürlerine yabancı olmadığım iklimlerin insanlarıyla yakın sayılabilecek ilişkilerim oldu. Cuma namazlarında, Ramazan iftarlarında değişik ülkelerin Müslümanlarıyla birlikte olduk, aynı mekanları paylaştık, dostluklarımızı perçinledik.

Batı ülkelerinde farklı bölgelerden benzer hassasiyetlere sahip insanlarla dirsek teması için en uygun zemin cuma namazlarıdır. 

Londra’da Regent’s Park’taki büyük camiye giderdim cuma namazı için. En yakın metro istasyonu adresi ‘221B Baker Street, London NW1 6XE’ olarak verilen Sherlock Holmes’in evine ait adrese yakın olduğundan, neredeyse her hafta o evin önünden geçerdim. 

Namazdan çıkışta, cemaatten birilerinin büyük kazanlarda hayır için getirdiği sıcak çeşitleri de bulunan yemekler veya hoş aromalı sandviçler ikramı olurdu. Ülkesine gidemeyen kitap dostu bir Filistinli ile o caminin avlusunda tanışmış, aylar boyu onunla kitap değiş-tokuşunda bulunmuştum.

Reklam

Orada yaşadığım sırada, Londra’da, bir keresinde bir dostumun yönlendirmesiyle Kıbrıslı Şeyh Nazım’ın öncülüğünde Tottenham bölgesine yakın bir semtte kurulmuş bir camiye bayram namazına gittiğimi hatırlıyorum. Namaz sonrasında yeni yüzlerle özel ilgilenme adeti varmış Şeyh Nazım’ın; bize de ilgi gösterdi. Arkadaşıma ertesi gün okunacak mevlide beni de getirmesi görevini verdi. Mevlitte çoğu Kıbrıslı kadınlı-erkekli bir kalabalık en doğal halleriyle yer almıştı camide.  

Cuma namazı, aynı ülkeden, hatta aynı çevreden oldukları halde eğitim veya iş yoğunluğu yüzünden başka türlü birbirlerini görmeleri imkansız olan insanlar için bir-iki saatliğine de olsa bir araya gelme vesilesiydi.

Ramazan’da ise iftar için birbirimizin evine, yurduna gider veya kentin değişik yerlerindeki iftar menüsü sunan lokantalarda buluşurduk.

Arap ülkelerinde bir aylık Ramazan yıl ortasında dinlenme ve yeniden donanım kazanma işlevi görür. Sıcak ülkelerde gün boyu ortada kimse görünmez, mesai saatleri kısaltılır, mağaza ve iş yerlerinin çalışma saatleri günün serin dönemine kaydırılır. Teravih sonrası genellikle kentlerin uzak mahallerinde kurulan çayhaneler buluşma mekanları olur.

Şam’daki ünlü Emevi Camii’nde her vakit namazı gibi cuma namazları da cemaatle iki kez kılınır. Önce Şafii mezhebinden imam öne düşer, namazı kıldırır, sonra Hanefiler kendi mezheplerinden bir başka imamın arkasında saf tutarlar.

Cuma namazları da yine aynı şekilde iki kez ayrı cemaatler halinde ifa edilir.

Emevi Camii’nde Ramazan’da teravih namazı hatimle kılındığı için uzun sürer. Namazı kıldıranın 20 rekatta bir cüz -20 sayfa- okuyarak namazı eda ettirmesine ‘hatim’ deniliyor. Bizde de belli camilerde hatimle kıldıran hocalar vardır; her akşam onun arkasında saf tutarak Kur’an-ı Kerim’i baştan sona okumuş gibi olur cemaat. Son gün de hatim duası edilir.

Bizde hatimle kılınan teravihlerde öne düşen hocalar hafızdırlar ve her gece ayrı 20 sayfayı belleklerinden okurlar. Ancak Şam’da namazı kıldıran hoca, ezberine güvenmediği için olacak, sayfalar tutan Kur’an ayetlerini belleğinden değil, mihrabın görebileceği bir yerine yerleştirilen mushaftan okurdu.     

Reklam

Hatimle kılınan teravih namazı orada uzun sürdüğü için dört rekatta bir çay molası verilir, o arada sohbetler edilir, sonra salavat getirilerek yeniden dört rekat için namaza durulurdu.

İşi olanların veya birkaç saat süren hatimli namaza güçleri yetmeyenlerin sekiz rekattan sonra camiden ayrıldıkları görülürdü.

ABD/Boston’da MIT ve Harvard üniversiteleri uzun bir caddenin –Mass Avenue– iki ucunda yer alır. İkisi arasında 2,5 km mesafe vardır. Bazı haftalar birinde, bazı haftalar ise diğerinde cuma namazına yürüyerek giderdim. 

MIT’de faaliyet gösteren Müslüman Öğrenciler Derneği’nin (MSA) yerel şubesine cuma namazı için üniversitenin spor salonu tahsis edilmişti. Harvard’ta ise kampüs içerisinde geniş bir salon aynı amaçla kullanılıyordu.    

İki yıl önce yolum cuma günü bir başka Amerikan üniversitesine düştüğünde, namazın, üniversitenin değişik dinler ve felsefi düşüncelerin farklı derslerde okutulduğu bölümünün işgal ettiği binanın zemin katında kılındığını söylediler.

Orası da çok geniş bir salondu. 

Üniversitenin bulunduğu kentin minareli camiine ertesi hafta gittiğimde, cuma namazı sonrasında cemaate yemek ikramında bulunma adetinin orada da sürdürüldüğünü görmüştüm.

İkram edilen yemekler, ikram sahibinin yetiştiği ülkenin zevkini ve damak tadını yansıtır.  

Afshan Aziz makalesinde şu notu düşüyor: Filistin’de iseniz Ramazan sofrasında firik çorbası ve fettuş salatası bulunmasa olmaz. 

Firik çorbası ile fettuş Arap lokantalarının menülerinde her zaman yer alır.

Hint-Pakistan-Bangladeş bölgesinin yemekleri bizdekinden çok daha baharatlı olur. O sebeple de sofraya oturur oturmaz mutfaktan salonun her köşesine kokular erişir. Bazılarına ağır gelir o kokular, benim gibi acı sevenlere ise misk gibi keyif verir.

Ramazan sadece ibadet ve açlık sonrası ziyafet anlamı taşımaz; kovidin araya girmesiyle kopan dostluk ve arkadaşlık bağlarını tamir etmesi de beklenir. Okuma fırsatıdır da aynı zamanda; iftar ve sahur öncesi ve sonrasındaki bir bölüm vakti o amaçla değerlendirmek akıllıca olur.

Okuyarak ve ardından düşünerek değerlendirilen geceler Ramazan ayının ruhuna uygundur.

Umarım bu ay içerisinde edilen dualar makbul olur.

ΩΩΩΩ 

Reklam

19 YORUMLAR

  1. Allah kabul etsin. Fehmi bey. Mevlâ hayırlı bereketli ömürler versin. Yetmişinizi aştığınıza göre iki defa ramazan ayının mevsimleri turladığına tanık oldunuz. Belki ömrünüzün geri kalan süresinde bu tür yazılarınız ahiret için daha hayırlıdır. El mevtu hakk.

  2. Fehmi bey, Son asrın İslam aleminin güzel olan taraflarını anlatmış.
    Ellerine sağlık kendisinden Allar Razı olsun.
    Bende çok değişik ülklerin müslümanları ile karşılaştım. Sadece çok DINDAR ve bilgili genelde Arapçayi çok iyi bilen ve bazı Araplar hariç,
    Allah CC yasaklamasına rağmen insanlar sahtakarların sözlerine inanmakta ve uygulamakta fanatikler.
    Türkçe tevsir
    ×××××××
    “Zira Yüce Rabbimiz Rum Suresinin 31 ve 32. ayetlerinde de bununla ilgili olarak bizlere şu ikazda bulunmuştur: “Hepiniz O’na yönelerek O’na karşı gelmekten sakının, namazı kılın; müşriklerden olmayın. Dinlerini parçalayan ve bölük bölük olanlardan (Olmayın. Bunlardan) her fırka, kendilerinde olan ile böbürlenmektedir.
    Zira Yüce Rabbimiz Rum Suresinin 31 ve 32. ayetlerinde de bununla ilgili olarak bizlere şu ikazda bulunmuştur: “Hepiniz O’na yönelerek O’na karşı gelmekten sakının, namazı kılın; müşriklerden olmayın. Dinlerini parçalayan ve bölük bölük olanlardan (Olmayın. Bunlardan) her fırka, kendilerinde olan ile böbürlenmektedir”

    Buda İngilizce
    ×××××××
    “Turn ye back in repentance to Him and fear Him: establish regular prayers and be not ye among those who join gods with Allah, 3543
    32
    Those who split up their Religion and become (mere) Sects each party rejoicing in that which is with itself! 3544
    33”
    ×××××××
    İslam Alemi 1 ileri 10 geri gitmesinin sebebi Bilmiyerek sahtakarlara inan Müslümanlar’dır.

  3. Selamünaleyküm Fehmi abi çok güzel bir yazı yazmışsın keşke hep böyle yazı yazsan.

      • Endercim böyle siyaset olmaz olsun:
        “Musa
        10 Nisan 2022 At 13:58
        40 yıldır millete kurşun atan PKK nın siyasi ayağına oy vermek ne kadar bana yakışmayacak bir şerefsizlikse , millete bu kadar ihanet yapanlara da oy vermeyi kendime zül sayarım. Sen git kime oy verirsen ver. Herkes hür iradesiyle iister oy kullanır,ister kullanmaz. Burada yazımda herşey açıken ortalığı bulandırman hiç hoş değil H.Gayret bey veya bayan her kimsen. HDP yi meşru bir siyasi parti olarak görmüyorum. Teröre bulaşan siyaset yapamaz.”

      • Endercim siyaset demişken fransada seçimler var, bugün oy veriyorlar, hayırlısıyla le pen ablam kazanacak gibi,
        Nihayet gelişmiş batı demokrasilerine yakışan((gerçi sen daha iyi bilirsin de:)
        bir cumhurbaşkanı geliyor;
        hem kadın, hem faşist hem otokrat!
        Siyasete biraz kadın eli değsin değil mi, iyi gelir, ne dersin?

      • Endercim dün yine “Batı demokrasileri bu işi yıllar önce çözmüşler. Halk yönetime nasıl katılır, devleti ve yerel yönetimleri nasıl denetler, nasıl hesap sorar, nasıl yönetimi indirir…” diyerek böyle coşmuşsun ama fransada le pen in zaferiyle ilgili ne diyorsun, biraz daha açarsan müstefid oluruz?

    • Siyaseti kim yazacak o zaman.

      Ezberinden hatimle namaz kıldıran farklı milletlerden de imamlar çoktur muhtemelen ben bir Pakistanlı bir de Kafkasyalı iki hafız biliyorum sadece ama Türk hafızlarının Kuran’ı ezberlemeye gösterdikleri ihtimam diğer milletlerden daha fazla olduğu da bir gerçek. Hafızlık yarışmalarında da dikkat çekici bir şekilde Türk hafızlar dereceye giriyorlar.

      Hatimle teravih kıldıran imamlardan da rusçu çinci olanlar var mıdır acaba? Ben olduğunu sanmıyorum. Ama varsa da şaşırmam. Ortalık rusçu çinci kaynıyorken bunlardan etkilenen hafızlar da olabilir.

      Ben bu siyasi atmosferden etkilenip de batının günahlarını nazara verip rusçu çinci olan hafızlar da gördüm ama onlar hatimle teravih kıldırmıyorlardı.

      Ben de Kuran kursuna gittim ama hafızam çok zayıf olduğu için hafızlık yapamadım. 60 kişi hafızlığa başladığımızda bizden 5-6 yaş büyük bir öğrenci geldi, doğrudan hafızlığa başladı 6 ay içinde de hafızlığını bitirdiğinde sayı 40’a düşmüştü.

      Yaşı bizden büyük olduğu halde biz günde bir sayfa ezberlemekte zorlanırken o günde iki sayfa bazı günler de üç sayfa birden ezberliyordu. Biz ilkokulda adımızı yazmayı öğrenip kursa gelmiştik o ise ortaokulu bitirince başlamıştı bu ona bir avantaj sağlıyordu ama yeteri kadar açıklayıcı değildi. Ben daha önce keşfedenlerden öğrendiğim yöntemle ezberliyordum bir sayfayı ama o aynı yöntemi üç sayfa dört sayfa ezberleyeceği günlerde uyguluyordu.

      Fakat onda dikkat çeken en önemli husus hepimizden daha fazla saygı ve hürmet gösteriyordu Kuran’a ve hocaya. Hoca da sert mi sert, falaka adamın günlük antrenmanıydı. Hoca şehrin en büyük camisine sınavı geçen üç hafızdan birinci olarak atanmış.

      Hocanın gelişini haber alır almaz alelacele rahlelerin başına geçer çalışmaya başlardık. Bizden büyük olan bu başarılı hafız da telaşla ayağını kapıya vurup kanatmış abdesti bozulmuştu. Ben de patavatsızım ya hafız hafız abdest gitmiş, Kuran’a dokunuyorsun deyince, ” ne yapayım, hocadan dayak mı yiyeyim” dedi. Hoca korkusu yanıtta başka korkular mu Allah korkusu mu sorusu yıllarca aklıma hiç gelmedi. Çok sonra başkalarından duydum bu soruyu.

      Ama eğer Türkiye bu sıkıntılı günleri atlatıp normale dönebilirse Allah korkusunu başka hiç bir korkuya değiştirmeyen, Ezberine güvenerek hatimle teravih kıldıran hafızlar eliyle olacağına inanıyorum. Bu hafızlardan çok var ülkemizde çünkü.

      • Enbaşta din eğitimi alandan ateist deist çıkıyor, din iman diye başlayan günahı derinlemesine sorgulayıp araştırdıkça işin inceliklerine vakıf! Oluyor olmalı ki,
        Açıkları iyi bilmekten bir fırtta..
        Her neyse.
        Konumuz: dönüp dolaşıp geliyor “eğitim”e.
        Bir çocuk sayısalcıdır, diğeri sözelci!
        Sayısalcıdan hukukçuda olmaz hafızda.
        Zorlarsan olur işte dediğin tam da!
        Ha bu arada, hafızlık olursa nolur? Yarış olur beğeni olur gurur olur!
        Hafızlık yarışması yapmaz san ne yapar bu çocuk?
        “Erovosyyon yarışmasına ses kaseti gönderir, hayat mecmuasına renkli çeşitli fotoğraflarını gönderir.”
        Biraz kaslı mı💪🙂
        Sorfayfır yarışlarına katılmaya çalışır🤗
        Bir laf vardı: “tercih senin”.

  4. Sayın yazar “Umarım bu ay içerisinde edilen dualar makbul olur.” diyerek bitirmiş, amin!

    Putperest puttan istediğini aldı da allahtan isteyen almadı mı?

    Daha çok dandik kurumların veya kimi üniversite kampüslerinin bodrum katı ya da ter kokan spor salonlarında tahsis edilen geçici namazgahlardaki(meditation room) anılarınızı paylaştığınıza göre şimdi bir de hemen yanıbaşınızda yeni yapılan dünya güzeli çamlıca camisi ve bünyesindeki islam medeniyetleri müzesi hakkında da bir gezi gözlem yazısı bekleriz; zevkle okuruz, istanbulun bir semti acem mülküne bedeldir:)

    Bir de arabistan bu yıl hac kotasını mı ne açıklamış, yaşını başını almış ve evlilik işlemi filan yaptıracak gazetecilerin dikkatli olmasında fayda var!
    Yani herkes kendi ülkesinde kalsa bence daha iyi olur, hele de bu döviz kıtlığında, öyle değil mi?

    Nice mutlu ramazanlara inşallah…

    • Sayın yazar nasıl yazar sana cevabı bilemem ama, benim yazacağım şu sana:
      Hac kotasından da müzik notasında önemli olmasada, boğazında açlıktan yutkunanları her ne kadar çoğumuz anlamasak ta,
      İstanbul boğazının sağı solu üstü altı girişi çıkışı altın değerinde bizim için.
      Hem altın boynuz var ortasında🤗
      Geçerken gemiler boğazdan bakar bakaar bir daha dönüp bakar,
      Bir sağa bir sola sonra yukarıya tekrar bir sağa hemen arkasından sola😂
      Keşke tüm yamaçlar villalar yerine müze, değerli eser, şaheser dolu olsa😠
      Ordan gelecek gelirler karstaki ağrıdaki hakkarideki kadime çocukla Naime ananın da cebine girse.
      Camileri minareleri gören yabancı inip gemiden Ayasofya ya Süleymaniye ye koşsa.
      Keşke cuma namazını hergün çöp kamyonunun geçtiği sokaklara seccadesi yerine karton seren esnaf memet usta her semtte katbe kat camilerimizde kılsa😓 (birgün gelir bunlarada inşallah sıra).
      (Belkide ne gerek var bunlara, nasıl olsa biz kılıyoruz Ayasofya’nın önündeki betonda ya).

  5. Sayın Koru ,
    Geçmiş zaman olur , hayali cihan değer demişler.
    Geçmişte kalmayalım. Seneye ramazan umresinde bu güzellikleri tekrar yaşayalım inşallah, ne de olsa baki kalan bu kubbede bir hoş seda imiş !

  6. Bilgilendirici ve değerli bir yazı.

    Emevi Camii’ndeki durum ҫok güzel.
    Inṣallah baṣka yerlerde de örnek alınır.

    Yazı iҫin ҫok teṣekkürler.

  7. Fehmi Beyin bu günkü yazısı ; yaşadığı/gezdiği yerlerdeki , özellikle ramazan ayına mahsus ibadetler ve camileri kapsayan nostalji ağırlıklı güzel bir sohbet olmuş.
    Yazıda, Emevi camiinde , Şafilerle Hanefilerin vakit ve cuma namazlarını ayrı cemaatlerle kılmalarını , doğrusu bu güne kadar hiç duymamıştım ve gerçekten hayretler içinde kaldım!
    Ne yazık ki bu gün dünyada mevcut 57 müslüman ülkesindeki islamiyet anlayışının , hemen hemen hiç biri bir diğerine benzemez .Bu durum haliyle insanların zihniyetine , tutum ve davranışlarına da yansıyor , sonuç olarak durmadan anlaşmazlıklar, çatışmalar yaşanıyor .
    Aslında bu değişikliklerin , bir kültürel zenginlik olarak , bir kolaylık olarak, bir güzellik olarak kabul edilmesi gerekir ancak biz işte onu beceremiyoruz , o anlayışa , o medeniyete , o
    hoşgörüye sahip değiliz ve hem tarih boyunca ve hem de bu gün birbirimize saldırıp duruyoruz .
    Tabii ki işin en önemli başka bir boyutu ise ; islam aleminin her konuda yani ekonomide, bilimde, sanayide, hak/hukuk ve adalette, insan haklarında , eğitimde, teknolojide vs. diğer dünya ülkelerinin hep gerisinde nal toplamasıdır !
    Bu gün ülkemizde yaşananlar yani türlü türlü cinayetler, dolandırıcılıklar, sahtekarlıklar, her türlü kavga gürültü, adalette olan bitenler , ekonomideki rezillikler, hırsızlıklar ,arsızlıklar, siyasette yaşanan yalan dolanlar , saldırılar velhasıl ne kadar kötülük varsa bütün hepsi , gerçekten müslüman olan bir ülkede nasıl olabilir !
    Her şeye rağmen ben de herkesin ramazanını kutlar , sağlık, iyilik ve güzellikler dilerim.
    Selamlar, saygılar

    • Nal toplamak ne İslam nede başka dinlere inançlara yakıştırılamaz. Binlerce yıl içinde 300 500 800 yıllar okadar kısa [(.)] birsüre sayılabilir ki, Göbekli tepe, mayalar hatta hristiyan mezheplerinin yıllarca birbirlerini….
      Daha şunun şurasında 1500 yılcık bir İslam varken!
      Bakın slavlara iki ayrı mezhep savaştıroyorlar belkide😯
      Bir kaşıkta boğaz suyu kattılar mı çorbaya😠
      Haliç in girişine zincir çekmek!
      Hııııımmmm.

  8. Her Ramazan yeni bir hayat başlangıcı (doğum gibi), her bayram doğum günü partisi (emekliler içinde ayrı bayram artık🤗) sanki..
    Ne güzel bir duygu şükür Rabbim e.
    Anadolu’nun bir köşesinde söhüre kadar nüfusun oranına göre hayli fazla sayıda olan kraathanelerde oyun oynarlardı insanlar bir zamanlar. Şimdi millet kıraathanesi açılıyor.
    Sigara içilirdi heryerde. Yıllar sonra çıktı bizim nesilde: KOAH akciğer kanseri astım…
    Şimdi açıkhava da bile yan masada içilen bir sigara dumanından nefesim tıkanıyor nefes alamıyorum boğuluyorum.
    Otobüste uzun yolculukta hele😠..
    Rahmetli Erbakan zamanında yasaklar başladı diye hatırlıyorum. Bir nebze olaya merhem olanlardan Allah razı olsun.
    Cumalar iyidir. Bir erkek Bir kadın yaratmış Allah gereklidir. Birini zengin birini fakir yaratmış bir bildiği vardır. Birini hırlı hırsız satılık katil kötü, öbürünü
    Namuslu dürüst hassas mükemmel
    Mütedeyyin mü’min dindar inançlı
    Vatanperver milliyetçi
    insanlar için çabalamayı kendine vazife edinen
    Yaratmış.
    Hep derim, vardır bir bildiği herşeyi bilen yüce Rabbim’in.

    • Amin,cümle İslam alaminin Ramazani mubarek ve hayırlara vesile olsun

      Rabbim gerçek İslamı yaşayıp yaşatacak nesillerin gelmesini nasip eder InşAllah.

Yoruma kapalı.