CB Erdoğan ekonomi yönetiminden sonra bütün devlet mekanizmasını yeni atamalarla değiştirdi.. Bunun anlamı ne? 

21
Reklam

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kültür ve Turizm ile Sağlık bakanları dışındaki bütün bakanları, genel başkanı olduğu AK Parti’den milletvekili seçilmelerini sağlayarak, görevlerinden uzaklaştırdı.

Pek çok gözlemci İçişleri bakanı Süleyman Soylu ile Hazine ve Maliye bakanı Nureddin Nebati’nin, milletvekili seçilmelerine rağmen, seçimden sonra da eski görevlerine devam etmelerini bekliyordu. O da olmadı.

Kabine ikisi dışında yepyeni bakanlardan oluşuyor.

Böylece yeni döneme yeni bakanlarla başlandı. 

Yeni bakanlardan Hazine ve Maliye’nin başına getirilen Mehmet Şimşek, son birkaç yıldır uygulanan ‘yerli ve milli’ olma iddialı ekonomik modeli benimsemediği bilindiği için, özellikle dikkat çekti.

O da, Merkez Bankası’nın başına profesyonel hayatı bütünüyle ABD’de geçmiş Hafize Gaye Erkan’ı getirdi.

Ardından bu ikilinin görev alanına giren bürokraside bazı taşlar yerinden oynadı.

Buraya kadarı anlaşılabilir değişiklikler: Ekonomide işler yolunda gitmiyordu, seçimle ortaya çıkan ve bakanların değişmesiyle başlayan yenilenmeye ihtiyaç vardı. 

Reklam

Anlaşılması zor bir gelişme iki gün önce yaşandı: Önceki gün, hemen her bakanlıkta uzun yıllardır değişik kademelerde görev yapan bürokratları görevden alan, yerlerine yeni yüzleri atayan bir cumhurbaşkanlığı kararnamesi Resmi Gazete’de yayımlandı.

Çarşaf çarşaf uzayan bir liste halinde…

Doğal bir gelişme değil bu.

Seçim yeni bir cumhurbaşkanı ve Meclis’te yeni bir iktidar ortaya çıkarsaydı, yeni cumhurbaşkanı ve onun kabinesine atayacağı bakanlar eski bürokratları görevden alabilir, yerlerine kendileriyle daha iyi çalışabileceklerini düşündükleri yeni yüzleri getirebilirlerdi.

Zaten bunu sağlayacak yasal zemin de ‘cumhurbaşkanı hükümet sistemi’ ile birlikte oluşturulmuştu.

Ancak şimdi böyle bir durum yok. Seçim sonrasında, MHP destekli AK Parti iktidarı devam ediyor. Seçilen cumhurbaşkanı da –Tayyip Erdoğan– aynı göreve üçüncü kez yeniden seçilmiş oldu. Durum bu iken, şimdi yapılan kadar köklü bir değişiklik pek anlaşılabilir bir şey değil.

Geçmiş 20 yıl boyunca iktidarı taşımış yüzlerce bürokrat birdenbire kendilerini görevsiz hale getiren bir oldu-bitti ile karşılaştılar.

Başarısız oldukları için mi onlara bu muamele yapıldı?

Reklam

Öyle olmalı.

Ekonomi alanında yaşanan değişiklikler daha önce izlenen politikaların ülkeyi yanlış yöne sürüklediğinin bir tür ilanıdır. Tarihi rekorlara erişmiş olan enflasyon ve yabancı paralar karşısında pula dönen TL o politikaların sonucuydu. Enflasyonla beraber kurun da başını alıp gitmesiyle mücadele edilmiyor, faizi aşağıda tutmakla ekonominin kendi kendine düzeleceğine inanılıyordu.

Hiç değilse Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Hazine bakanı olarak atadığı Nureddin Nebati’nin öyle inandıklarını biliyoruz.

Mehmet Şimşek ve Hafize Gaye Erkan’ın iş başına getirilmesi, o inanışın yanlışlığının kabul edildiği anlamına geliyor.

Peki, sözgelimi içişleri, dışişleri ve adalet alanlarının gözetiminden sorumlu önceki bakanların -ve onların talimatlarını yerine getirmekle görevli bürokratların- icraatları da başarısız mıydı?

Sadece bakanlar değişseydi bu soruyu sormak gerekmeyebilirdi; ancak bütün bakanlıklara şamil bir bürokrat değişimi, bu soruyu sormayı gerektiriyor.

Özellikle bu üç bakanlığın izlediği politik çizgi en az ekonomide biriken sıkıntılar kadar ülkeyi zor duruma düşürüyor.

Avrupa Birliği’ne (AB) yeniden duyulan ilgi, dışişleri, içişleri ve adalet alanlarında uygulanan politikalar yeni dönemde de devam edecekse, hedefine ulaşamayacaktır. Hak ve özgürlükler noktasında ikmale kalan öğrenci görüntüsünde bir ülkeysek, yargıya güvensizlik had safhada ise, şeffaflık ve hesap verilebilirlik özelliklerinden mahrumiyet yaşanıyorsa, AB ile ilişkileri yenilemek herhalde ham bir hayaldir.

Yeni göreve getirilen bakanlar ve onlarla birlikte çalışsın diye atanan yeni bürokratlar kendilerinden beklenenin geçmişe ait politikaları devam ettirmek değil de, tıpkı Hazine’de ve Merkez Bankası’nda yaşandığı gibi, yeniden ele alınan hedeflere uygun bir yol izlemek olduğunun herhalde farkında olmalılar.

Farkındalar mıdır dersiniz?

Eski dönemden iki bakanın –Fahrettin Koca ile Mehmet Nuri Ersoy’un- yerlerinde tutulması, bana, onların izledikleri politik çizginin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından başarılı bulunduğunu düşündürüyor. Bu düşünce doğruysa, milletvekili yapılsalar bile, diğer bakanların ve izledikleri politikaların başarısız görüldüğünü varsayabiliriz.

İki gün önce yayımlanan atama kararnamesiyle yenilenen devlet mekanizması politikaların da yenilenmesini getirmezse, ülke, bir kez daha hayal kırıklığına sürükleyecek yanlışlıklara hazır olmalı.      

Ekonomide bile… Hatta özellikle ekonomide…

ΩΩΩΩ 

Reklam

21 YORUMLAR

  1. makam değişikliği ile politika değişikliği oldu hem içişleri hem de ekonomi bakanlarından anlaşılabilir. umutlumuyum? değilim. arkasından başka bir menfaati için yelkenleri suya indirmiştir.

  2. Başlıktaki sorunun cevabı gayet basit. Bu değişikliğin sebebini ne inanışın yanlışlığının kabulünde ne de başka bir sebepte aramalı.

    Bu değişikliğin sebebi, kötü ekonomik gidişat ve hemen her alanda kendini hissettiren can yakıcı fiyat artışları nedeniyle karamsarlığa kapılan halka umut vermekten ibaret olmakla birlikte bu anlamda gayette başarılı olunduğu kanaatindeyim.
    Umut fakirin ekmeği çünkü..

  3. KABİLE REİSLİĞİ HÜKÜMET SİSTEMİ
    –Ülkemizin 2018 yılındaki tüm borcu 876 milyar TL.
    –Tüm bocumuzun sadece bu yılın “Haziran ayında”artan miktarı 882 milyar TL.

    • Erdoğan:))) ya kim yazdıracak başka😅😅

      Mesela;

      Erdoğan iktidarının devamlılığını sağlamak ve tabanın hayallerini canlı tutmak için sık sık bakanları ve bürokratları değiştirir. Fakat değiştirdiği adamları bir kenara itip unutmaz bir kısmını geçici bir süreliğine dinlendirirlken bir kısmını da oyalanacakları bir meşgalede görevlendirir ta önemli işleri için tekrar lazım oldukları güne kadar bir şekilde oyalar ve lazım olduklarında tekrar kullanır.

      Zaten erdoğanın görevden aldığı bürokratlar da Erdoğan’ı çözdükleri için görevlerinden alındıklarında vakit kaybetmeden eğer akparti üyesi değillerse bile derhal kendilerini akpartiye üye yazdırırlar ki böylece Erdoğan’a “reyiz bak bir yere gitmedim ne zaman işin düşerse ben burdayım” mesajını bizzat yaygın medya aracılığıyla bir şekilde iletirler. Bakınız cihat yatçı da böyle yapmıştı:)) pasif görevi sindiremeyince bir sitemle istifa etmişti de hemen “sitemim sana değil reyizim yanlış anlama her zaman kapında bekleyeceğim” manasına gelen bir şeyler söyleyerek reisine sadakatini ilan etmişti😇😇😅😅 her neyse..!

      İşte böyle görevden alınan akpartiye yazılır tekrar görevlendirilir derken döngü böylece döner durur.

      Bazen de reyiz elinin altında tuttuğu adamlarını her işinde kullanamaz, bu durumda da diğer partilerden adam getirir partisine yazdırır, zaten bütün partiler feyizinden😅😅😅 marjinal Kemalist CHP’lilerden partisine yazdırdığı adamları hatırlayınız.

      Mesela böyle bir şey yazsaydı o zaman ben yazdırmışımdır diyebilirdiniz ama tövbe haşa benim kimseye böyle şeyler yazdırdığımı söyleyemez kimse😅

    • Ben de gerçekten neyi merak ettiğinizi merak ediyorum; yazının neresi anormal geldi de böyle diyorsunuz? Gayet üsluplu cuk oturan ve gayet çarpıcı cümlelerden ibaret bir yazı. Var mı böyle yorumlayabilen başka biri?

      Anormalliklere öyle alışmışız ki normali kabullenmekte zorlanıyoruz!

  4. Muhaliflik böyle bir şey ……makamlarda değişiklik yapmaz bu sefer “bu makamlar bu kişiler ile mi kaim?denir , başka kabiliyetler de gelsin yeni yüzler de görelim diye muhalefet eder eleştirir..nerde ise ahbab çavuş dan bile dem vurulur…..değişiklik yapar bu sefer bu normal degil der…bunun da altında bir buzağı arar…illada bi sorun görmek ister ve muhalif olunacak bir durum hayalinde belirler.makam değisim derken esas konunuz muhalefeti ve makamlarındaki değişimsizliği yazsanıza…by kemal yenildi..makaminda …aksener yenildi makaminda….temel yenildi makaminda…%49 oy aldim diyen davutoglu makaminda…bunlarin hepsi KAYBETTİ ve makamlarında değişim yok..ekonomi dahisi!!!!makamında……..siz tutmuş bürokratik noktada sıradan normal olan bir seyi gündem yapmışssınız..üstelik normal bir durum…değisebilir..ama çoook önemli bir seçimi kaybeden muhalefeti…..değişimi ….konu almamak …

  5. Bakanlıklarda yapılan Değişiklikler yeni bir yol izleneceği için değil altan bürokratlara yol açmak için olabiliri mi? Ne kadar değişiklik yaparsan yap kimi getirirsen getir sonunda Cb deşiği olmayacak mı, o nedenle bu değişiklikler sadece göz boyama için olmasın? Nasıl olsa çok iyi bir alıcısı olduğunu çok iyi bildikleri için çok rahat piyasaya sürebiliyorlar.

  6. Maddiyet konusu önemli, fakat Türkiye öğle bir bozulmuşki yülzerce yıl geçse dahi düzelemiyecek ahlak çökmüş insanlar insan olmaktan uzaklaşmış. Buda kesinlikle düzelmez. Nasıl bu kadar yalan söyleyip iftira atabiliyolar. Iki kişi gaztecimi oluyor bilemedim bir TV kanalında dinlerken midem bulandı,ve kapattım.
    Ülke aşırı derecede cahilleştirilip bölünmüş. Tam ortadoğulu olmuşuz. Ben eşim ile 51 yıl önce tanıştığımda ırak halkı şu an bizim kadar olmasada bölünmüş birbirlerine düşmandılar. Yalnız hepsi zengindi, ve geçim sıkıntıları yoktu.
    Allah öyle bir bela verdiki yemeye ekmek bulamadılar.
    Şu anki bizim dirumumuz onlardan çok daha vahim.
    Böl parçala yönet. 600 millet vekili 5 yıl vekillik yaptımı. Emekli maaşı aliyor. Bu adeletmi. Milleti bölmeyi biliyorlar amaa kendilerine zerre kadar dokunmiyorlar. Bu kanun çıkarken sadece Rahmetli Adnan Kahveci karşı çıkmıştı.
    Diğer hepsi evet demıştı.
    Zaten adamide yaşatnadılar. Nasıl kazaydi ise?

  7. 1) Türkiye’nin 100’üncü Yıl Kabinesi, Ordu’su ve teknotrat-bürokrat tahkimatı yapıyor.
    2) TAHKİMATLARINI 15 TEMMUZ hassasiyeti ile sürdürüyor.
    Erdoğan, şifrelerinin arka planında neler var?
    Başkan Erdoğan-Türkiye, 2016 yılında Derin ABD-NATO APARATI-gladyosu FETÖ darbesini önledikten sonra muhteşem JEOPOLİTİK hamleler yaptı.
    Küresel güçlerin DERİN OYUN ve projelerini tek tek paçavraya çevirirken, yeni dünya masasının bölgesel ve küresel oyuncusu olduğunu net biçimde gösterdi.
    Irak, Suriye, Doğu Akdeniz, Kıbrıs, Libya, Ege Adaları, Karadeniz, Azerbaycan’la beraber Karabağ Zaferi, 21’inci yüzyıl aktörü olacağımızı ilan etti.
    Bu gerçekler ışığında Başkan Erdoğan, 14-28 Mayıs’ta AZİZ MİLLETİMİZ’in desteğini kazandıktan sonra 100’ÜNCÜ YIL KABİNESİ’ni kurdu.
    İstihbarat tecrübeli Hakan Fidan’ı Dışişleri Bakanlığı’na, Dünya jeopolitiğini iyi okuyan İbrahim Kalın’ı MİT Başkanlığı’na, 15 Temmuz kahramanı Yaşar Güler paşayı da Milli Savunma Bakanı yaptı.
    Türkiyemiz’in yakın coğrafyasında gelişmeler kaygı verici. Özellikle bizi yakından ilgilendiren Suriye, Irak, Doğu Akdeniz, Ege ve Karadeniz’deki gelişmeler, ileride çok daha sıcak bir gündemin bizi beklediğine işaret ediyor.
    Kahraman ORDUMUZA her zamankinden çok daha fazla ihtiyaç duyulduğu gerçek önümüzdeki süreçte.

    • Ordu kahraman da C.başkanının vizyonu bununa alakalı değil. Kafasına göre deneme yanılma yapıb duruyor. Ekonomi depremle birlikte kötüleşti. İşsizlik olmasın diye enflasyon çıkarıldı. Ama böyle devam edemez. İhracat beklenildiği gibi yükü alamadı tam tersine ithalat patladı. İthalat artmasının tek olumlu tarafı sermaye malı olması. Altın , otomobil vs…Tüketim olsa tam felaket. Ekonomin kötüyse askerin kahramanlığı kendi hafızalarında kalır işe yaramaz.

    • Fahrettin Altun yorum yazdığına göre hala görevinin başında demekki Erdoğan Fahrettin de başarılı buluyor yazar bunu unutmuş galiba:))

  8. Aşiret reisliği düzeni devam ettiği sürece hiç bir yama dikiş tutmaz, bu bir sistem meselesidir.Nokta !

    • Ülkemizin mevcut durumu ile ilgili bir fıkra anlatayım.
      Sekreterlik için başvuran ve patrondan torpilli olduğu için usulen imtihan edilen bir hanım kız, sorulanları bilemez. Hesap bilip bilmediği sorusuna ‘biraz biliyorum’ cevabı verince, imtihan heyetinden birisi sorar: ‘Yedi lira elli kuruşa bir mal alıp, 6 lira yetmiş beş kuruşa sattık. Karda mıyız, zararda mı?’ Uzunca bir süre düşünen torpilli sekreter adayı, ‘liralarda zarardayız, ama kuruşlarda kardayız’ cevabını verir…

  9. Sayın yazarın içi rahat olsun, bürokratlar değişti diye işler değişmez, mahkeme kadıya mülk değil, biri gider öbürü gelir, eski hamam eski tas…

Yoruma kapalı.