Günlerdir konuşulan kazada ölen kurye konusu, eskiden yaşansa, nasıl sonuçlanırdı?

10
Reklam

Nedense son zamanlarda ülkede meydana gelen biraz -veya hayli- tuhaf olaylar bana “Acaba bunun benzerleri eskiden de yaşanır mıydı?” sorusunu sorduruyor.

Cevabı almayı kimden bekleyeceğim? Elbette kendimden. Neredeyse bütün hayatım boyunca siyaseti ve toplumsal olayları olabildiğince yakından gözledim, son 50 yıldan fazladır da hemen her gün izlediğim olaylarla ilgili yazılar yazıyor veya yorumlar yapıyorum. Eskiden ne olup ne olmadığını bilebilecek durumdayım.

Hangi tür olayların?

Örnek olay şu: Birkaç gün önce bir motorsikletli kuryeyi arkasından aracıyla çarpan bir yabancı ülkenin cumhurbaşkanının oğlu, olayın üzerinden bir saat bile geçmeden, poliste ifadesi alınarak savcılığa sevk edildi, oradan da serbest bırakıldı. 

Kurye, aldığı yaralardan hayatını kaybettiğinde, yabancı ülkenin cumhurbaşkanının oğlu çoktan ülkemizi terk etmişti.

Artık kadınlar da hak aramayı öğrendi. Kazada hayatını kaybeden kuryenin eşi, o gün bugündür, elinden gelen her şeyi yaparak adalet talebinde bulunuyor. Kaza sonrasında araç şoförünün ifadesini alan iki polis ile onu serbest bırakan savcı hakkında suç duyurusunda bulunduğu gibi, hemen her gün kanallara çıkıp yaşananlar hakkında ayrıntılı bilgiler de veriyor.

Olayın arkasını bırakacağa da benzemiyor.

Acaba bu olay eskiden nasıl yaşanır, nasıl gelişirdi?

Reklam

Kadınlar eskiden kayıpları için hak aramazlardı. Arayanlar da kendilerini dinleyecek bulmakta zorlanırdı. Dinleyen bulunsa da, geniş kitlelerin yaşanandan pek haberi olmazdı.

Şimdi farklı bir çağda yaşıyoruz. Kadınlar cesur ve seslerini duyurabilecekleri mecralar var.

Peki ya olayın devlete dönük tarafı?

Adalet bakanı, polisler ve savcı, eğer gelişme yukarıda yansıttığım gibi yaşanmışsa, nasıl bir dönemde görev yaptıklarının pek farkında değiller demektir.

Bakan sözgelimi, konuyu kendisine soru olarak yönelten ilk gazeteciyi paylayıp Gazze’deki katliamı hatırlattı. Beklediği, bu terslenmeyi işitenlerin bir daha kaza konusunu açmayacakları olmalı.

Gazeteciler herhangi bir sebeple konuyu gündeme taşımasa bile böylesine ciddi bir olay gözlerden saklanabilir mi? Eskiden olsa belki. Bugün ise konunun arkasını bir kesim medya mensubu ve onların yayın organları aramasa bile, başka gazeteciler, onlar da suskun kalsa, sosyal medyayı kullanabilecek akıllı telefon sahipleri bir yolunu bulup göz önünde tutarlar.

Nitekim her geçen gün daha da büyüyen bir şekilde konu gündemde.

Konuya değişik mecralarda dokunduran yorumlar yapanlar, bu olayla ilgili olarak, devlet mekanizmasının çalışma biçimiyle ilgili değişik senaryolar yazıyorlar.

Reklam

Bazısı sorunlu bu senaryoların…

Kazayı yapanın telefonla babasını aradığı, onun da hatırını kırmayacağını düşündüğü Türkiye’deki birilerine ulaştığı, o kişi veya kişilerin de, Emniyet ve Savcılık üzerinde baskı uyguladığı en çok inanılan senaryo.

Her şeyin bir saat içerisinde olup bitmesi bu senaryoyu zayıflatıyor.

Bana karar verme zinciri içerisinde yer alan görevlilerin durumdan vazife çıkartarak bu sonucu doğurdukları daha makul gelen bir senaryo.

“Cumhurbaşkanı oğlu bu, bize bu yolda bir işaret gelmeden, hazır ölen de yokken, kazayı yapanı bırakalım” düşüncesi görevlilere hakim olmuşsa şaşırmam.

İster tepeden gelen baskıyla bu sonuç doğmuş olsun, ister görevlilerin kendi kendilerine durumdan vazife çıkarmaları ile şoför olay yerinden gönderilmiş olsun, farketmez; bu işten en büyük zararı yaranmaya çalışılan yönetimden yetkililer görecektir.

Algı hiç de lehlerine değil çünkü.

Peki de böyle bir olay eskiden yaşansaydı nasıl gelişir ve nasıl sonuçlanırdı?

Somali ülkemiz için önemli bir ülke. Oranın geçmiş cumhurbaşkanı döneminde imzalanmış bir anlaşmayla Türkiye’nin bir üssü ve orada askerleri var.

Dolayısıyla sonuçta muhtemelen çocuğun cezasını ülkesinde çekmesi yoluna gidilirdi; ancak doğru tutulmuş ifade tutanakları, savcılığın karşısına gelenin kim olduğuna bakmadan sanığı gözaltında tutması, ölüm gerçekleşince cezaevine göndermesi ve mahkemenin de ölüme sebebiyet söz konusu olduğuna göre uygun cezayı vermesinden sonra…

Adalet mekanizması, aksattırılmadan, olması gerektiği gibi çalıştırılır, cumhurbaşkanı oğlu cezaevinde iyi ağırlanır, sonrasında Somali’nin “Cezasını bizde çeksin” talebi üzerine neden sonra ülkesine gönderilirdi. 

O arada, iktidarın şimdi olayı gözlerden saklamaya çalışan propaganda aygıtları, iki ülke arasındaki ilişkilerin önemini hatırlatan yayınlar yaparak kuryenin acılı ailesinin de itiraz etmeyeceği bir ortamı hazırlardı.

Eskiden bu işin böyle yapıldığını düşünmem için sebepler var.

Bugünlerde de böyle yapılmalıydı.

Yarın da benzer bir olayla karşılaşılırsa, konuya böyle yaklaşılırsa iyi olur.

ΩΩΩΩ

Reklam

10 YORUMLAR

  1. Turkiyenin somalier bir borcu Yok aksine somaliye biz elden buldugumuz parayla yardim ediyoruz neden? Guya somalide. Petrol ariyoruz birde yol su yapiyoru hastahane Okul. Ki verdigimiz parayi kendi sirketlerimiz hizmet karsiligi aliyoruz asker bulundurmamiz temamen osmanlicilik oyunu katarda da var. Kimden koruyacak katari ? Yoksa isrelin etrafinimi sariyoruz ? Reis guya abd ile yarisiyor

  2. M.Kaya 15 Aralık 2023 De 23:14

    muhalefetin alternatif olmadığı konusunda bir itirazımız yoktu zaten.
    dileyen alternatif görür, dileyen görmez, burada sorun yok.
    ben sizin de bir dayanak noktanız olmadığını anlatmaya çalışıyordum ki kabul ettiğiniz gibi, kimsenin filistin üzerinden başkalarına satacak bir insanlığı ya da hdp üzerinden verecek bir bir milliyetçilik dersi yok.
    öte yandan hangi dini yaşıyorsunuz?
    müslüman ülkelerin halini görüyorsunuz işte,
    çoğunda ortak payda yoksulluk, yolsuzluk, yasaklar, zengin yönetici elitler, onların arta kalanlarıyla yetinenler, saadet zincirine tutunan bir son halka işe yerleşen, yardımla geçinen milyonlar…dinin yaşandığı yerler mi burası şimdi?
    ortaçağdan sahneler mi?
    din eşittir ahlaktır. elçisi böyle tanımlıyor.
    medeniyetin, ahlakın, etiğin, iyiliğin, doğruluğun, adaletin, eşit paylaşımın yaşadığı ve yaşattığı yerlerdir dinin yaşandığı yerler,
    bu prensipleri yaşamıyor ve yaşatamıyorsan dinini yaşadığını nasıl söyleyebilirsin?
    islamın yükseldiği zaman sadaka verecek insan bulunmuyordu.
    bugün islami öğretiler ile islam
    toplumlarının uygulamaları arasında büyük farklar var müslümanlık dini ile müslüman ülkelerin gerçekleri örtüşmüyor hatta derin bir zıtlıktan ve kopukluktan söz etmek mümkün, demokratikleşme, hukuk devleti ilkesi, eşit haklar, adil paylaşım, düşünce özgürlüğü ve çok kültürlülük gibi bugün mumla aradığımız
    pek çok konu başlığı islam inancında prensipler ve yasalar olarak var, dinini böyle yaşayabilirsin, yoksa bu az gelişmiş ve geri kalmışlıkta, ticaretin merkezi olduğu topraklarda, ticaretle uğraşan bir peygamberin geldiği yerde her geçen gün yoksullaşarak, enerjimizi birbirimizi tüketmeye harcadığımız, yaşanan yozlaşmayı kabul ettiğiniz bir ortamda hangi dini yaşıyorsunuz?

  3. “Bakan sözgelimi, konuyu kendisine soru olarak yönelten ilk gazeteciyi paylayıp Gazze’deki katliamı hatırlattı”…..

    Bunlar doğruysa Diplomasi/Siyaset/Üslup o kadar! Ehliyet o kadar. Duyarlılık o kadar!.. ..

    …..
    Yerinde olsa da makam…..
    Üslup kıtlığı var, adam!
    Ehliyet ille de ehliyet,
    İşi ehline ver der İslam!
    …..

  4. Böylesi olaylar şu minvalde süregider:
    -arkadan çarpan yyüz suçlu!
    -öndeki araç arkadakini yanıltıyor!
    -bak bak bak!.. öndeki araç yolun ortasında durdu!😮
    -vah vah vaaAH! çokta genç çocukmuş!
    -2 yaşında evlat babasız! anası dul kimsesiz!
    ☹️☹️☹️!!!!!
    Halbuki bu arada çarpan vın turizm😡!
    Yollarda bekleme noktaları var mı? YOK!
    Yan yollardan ana yollara (veye tersi) geçişler tam doğru ve kolaylık sağlayıcımı?
    Değil! Kazalara açık mı? EEEEVVVVVEEEET!
    SON SÖYLENEBİLECEK:
    Ordan geçen motokuryeler anında olaya müdahale ederdi (eskiden gereksiz çıkışlarda dahil) belkide sözde! şööföörr ün o anki dumanlımı ayakta duruyormu vb kameraya çekerlerdi!
    Acaba böylesi bir durum vardıda çevredekileri birilerimi uzaklaştırdı?

  5. gazzede olanlar bir işleyenler için bir insanlık suçu,
    seyirci kalanlar için ise insanlık ayıbı.
    öte yandan dünyanın her yerinde acı var.
    2023 yılında afrikada hala insanlar açlıktan ve sıtmadan ölüyorlar,
    arakan da budistlerin soykırımı devam ediyor, rohingya müslümanları, dünya üzerinde en çok eziyet gören etnik gruplardan biri.
    uygurlara yapılan çin işkenceleri de öyle. arakan on yıllardır zulüm altında, insanlar dinlerini bırakmak zorunda bırakılıyorlar, moro müslümanlarına yapılanlar ya da rusyanın çeçenistanda ve kırımda tatarlara yapmakta oldukları aslına bakarsan coğrafyanın her yerinde büyük acılar yaşanıyor ama gündemimizde sadece filistin var. bunun nedeni israil zannedersem. onun bizde nefret objesi olarak daha popüler bir yeri var. israilin karşısında konumlanmanın da bir getirisi oluyor, çin ya da rusyanın karşısında konumlanmaktan daha fazla. ama ne kadar samimi???
    yol kenarında ölmüş kendi insanımız dururken sayın bakanın filistin katliamını hatırlatması ne alaka?
    seçim öncesi kamu vicdanını rahatsız eden meselelerde daha duyarlı işler olabiliyor bazen. belki bu olayda da bazı sonuçlar almak bakarsınız mümkün olur,
    iktidarımızın pragmatist yaklaşımları sayesinde…

  6. Ben Fehmi Beyin bu konuyu daha farklı ve kapsamlı bir şekilde ele almasını beklerdim , biraz yüzeysel olmuş.
    Bu olaydan bir hafta sonra Ankara’da
    hakeme saldırı olayı meydana geldi.Iki olaya karşı devletin tutum ve davranışı arasında dağlar kadar fark var. Hakeme saldırı olayında devlet adeta ayağa kalkmış, bütün kademeler süratle harekete geçmiş, bir devlete yakışacak şekilde gereken her şey yapılmıştır, şahsen bazı nedenlerden dolayı ben
    biraz abartılı bulmakla beraber takdir ettiğimi, gurur duyduğumu belirtmek isterim.
    Aynı devlet kurye kazasında ise her yönden , her kademede ve kelimenin tam anlamıyla adeta kabile devleti durumuna düşmüştür ! Vatandaş olarak yüzümüz kızardı , gururumuz rencide oldu !
    Bu olayın bir de bu güne kadar olan boyutu var ; bildigim kadarıyla Özgür Özelden başka kuryenin evine yani karısına ziyarete giden olmamıştır , bir yetkili
    başsağlığı ziyaretine gidemez miydi , hatta devlet adına özür dilenseydi şeref ve haysiyetleri mi zedelenirdi , tam aksine yükselirdi !
    Hatayı kabul etmek de bir erdemdir!
    Yani bunlar kelimenin tam anlamıyla üstüne tüy diktiler !
    Ayıptır , bir devlet böyle davranmaz !

    • …..
      Özgür Özel gitti ise,
      Yunus Emre bahanedir,
      Tercihi bir siyaset bu,
      Genel huyu “Bana Ne”dir!

      Vurup kaçan “Batı” olsa,
      Acaba hiç gider miydi?
      Mucip Beyim, siyaset bu…
      Siyaseti güder miydi?
      …..

  7. Türkiye’nin Somali’de neden askeri üssü var? Buna meclis ne zaman karar verdi? Ne kadar bütçe harcıyoruz bu işe cebimizden. Somalili vatandaşlar dış güçlerin ne işi var burada, niye üs kuruyorlar diye itiraz etmiyorlar mı? Madem dışarıda üs kuracak kadar büyüdük buradaki dış güçlere ait üsleri niye kapatmıyoruz? Herhalde kendimizi korumayı aşmış başkalarını korumaya gitmişiz. Yada amaç koruma değil mi? Aldığımız milyonlarca mülteci üzerine bir de dışarılarda koruculuk mu yapıyoruz? Yoksa bir koruma değil tür işgal mi bu? İşte sorular soruları getiriyor. Muzaffer, bunlara ancak sen cevap verirsin diye düşünüyorum asıl sözcü olarak. Tek tek lütfen.

Yoruma kapalı.