Muhalefetin durumu yeni arayışları zorlarken, iktidar tabloya bakıp kendini rahat hissediyor

18
Reklam

‘‘Ne olacak bu ülkenin hali?’’ sorusu her dönemin merakını yansıtır. Ben bildim bileli hep bu soruya cevap aranır.

Şimdilerde durum hafifçe değişti; yukarıdaki soru her zaman olduğu gibi yine gündemde, yalnız bu defa onunla birlikte yeni bir soru daha soruluyor: ‘‘Ne olacak bu muhalefetin hali?’’ sorusu…

Aslında ‘muhalefet’ genel başlığı altına giren siyasi yapılar her zamankinden daha belirgin günümüzde. 

Yaşı bu yıl ‘dalya’ çekecek olgunluğa ulaşmış CHP anamuhalefet partisi… 

Bir bölgeyi aşarak bütün ülkeden oy alma yolunda hayli mesafe katetmiş yeni ismiyle Demokratik Halklar Partisi (DHP) Meclis’te kalabalık bir gruba sahip.  

Son seçimde beklediği ilgiyi göremese de siyasi gelişmeleri etkileme gücünü elinde tutan İYİ Parti de var.

İttifak arayışının ürünü Saadet, DEVA, Gelecek partileri ile DP de Meclis’te ihmal edilmeyecek sandalyeyle temsil ediliyor.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) ile iktidar ittifakının bir parçası olduğu halde seçim sonrası muhalif söylem kullanan Yeniden Refah Partisi de (YRP) muhalefet tablosuna eklenebilir. 

Reklam

Durum bu, ama geniş kitleler yine de o soruyu sormadan duramıyorlar… ‘‘Ne olacak bu muhalefetin hali?’’ sorusunu…

Soran da sorulan da bu soruya günümüzde tatmin edici bir cevap olmadığının bilincinde. 

Görüntüye bakarak çok partili muhalefetin hayatiyete kavuşmasını imkansız sayanlar hayli fazla. Eminim, muhalefet partileri içerisinde önemli görevleri bulunan, bazısı milletvekili sıfatı da taşıyan isimler arasında bile, aynı soruya muhatap olduğunda ne diyeceğini şaşıranlar azımsanmayacak kadar çoktur.

‘Muhalefet’ denildiğinde akla ne geliyorsa, ülkemizdeki mevcut muhalefet partileri, o anlama pek uygun bir görüntü vermiyor. 

Bir arayış var.

Ya mevcutlar titreyip kendilerine gelecek ve aklı başında değerlendirmeler eşliğinde kendilerine iktidar yolunu açacak bir farklı söyleme ve iddiaya sahip hale gelecekler, ya da onların başaramadığını başarabilme ihtiyacını karşılayacak gelişmeler yaşanacak…

Hangisinin olma ihtimali daha güçlü dersiniz?

Var olanların derlenip toparlanarak gerçek ve güçlü bir muhalefet haline gelmeleri mi, yoksa yeni bir oluşum mu?

Reklam

Bu soruyu durup dururken soruyor değilim; arayış var ve kendini son zamanlarda daha fazla belli etmeye başladı. Partilerin içleri kıpır kıpır ve parti sadakati her düzeyde giderek gevşiyor. Partili olanların gözleri dışarıda; var olan kurumların beceremediğini kotaracak birileri gelir mi beklentisi giderek yayılıyor.

Yeni, ama nasıl bir yeni?

Akla gelen genellikle siyasetin içinden -halen görevde veya kenarda- isimler oluyor. 

‘‘Onlar olsun, ama yanlarına gençleri alarak’’ tarzı temenniler kulaklara geliyor.

Kıdemliler yanlarına gençleri alacaklar ve yeni bir çıkış öyle başlatılacak…

Olabilir tabii, neden olmasın?

Fakat formüldeki ‘gençler’ nerede?

Görebildiğim kadarıyla, siyasi hayat içerisinde bulunsalar hiç kuşkusuz önemli işlevler görebilecek gencimiz az değil; iyi yetişmiş, ülkeye siyasi hayatta da yararı dokunabilecek sayısız gencimiz var. Ancak, siyasetin aldığı biçim onları uzakta durmaya yönlendiriyor. Heves kaçıran bir atmosfer var siyasi hayatta.

Fırsat bulan kapağı dışarıya atmaya bakıyor; çoğu o fırsatı yakalıyor da…

Dışarıda bulunan gençler ise güncel karmaşaya girmeyi düşünmüyor…

Her kafadan ayrı bir ses çıkıyor ve sonrasında hevesler kırılıp ortalık yine mevcutlara kalıyor…

Kısır döngü…

AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan katıldığı bir programda, ilk yerel seçimde İzmir’in de partisi adayını belediye başkanlığına taşıyacağını söyledi.

AK Parti çevrelerinin bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçiminde Tayyip Erdoğan’ı yeniden aday göstermenin formulünü aradıkları haber konusu oldu.

İktidar bugünkü tabloya bakarak kendisini çok daha rahat hissediyor…

Nasıl öyle hissetmesin?

ΩΩΩΩ

Reklam

18 YORUMLAR

  1. Sayın yazar “Muhalefetin durumuna bakıp, iktidar kendini rahat hissediyor” filan diyor ama durum pek öyle değil!
    Evet milletimiz de enayi değil,
    en iyi hizmeti verebilecek olan bir seçenek yoksa kötüler arasından bir tercih yapıyoruz,
    nihayet her parti aklını başına toplasın,
    hiçbir seçim kimse için çantada keklik değildir!
    Umudumuz MHPdir, veminallahittevfik!

    • İyi de zaten iktidarda büyük patron MHP değil mi. Patronlar onay makamıdır, Erdoğan her önemli icraatını onaylatmak için Devlet bey köşküne gidip Bahçeli’nin özel evinde onaylatmıyor mu?

      Bu yüzden de gazeteciler büyük patron devlet bahçeliye emeklilere maaş zammını sormuşlar, patron cevap vermiş: “Cumhurbaşkanı bu konuda çalışıyor, bakanlar da çalışıyor”

      Tam bir büyük patron cevabı değil mi😂

  2. ….ülkeye siyasi hayatta da yararı dokunabilecek sayısız gencimiz var. Ancak, siyasetin aldığı biçim onları uzakta durmaya yönlendiriyor. Heves kaçıran bir atmosfer var siyasi hayatta.
    Fırsat bulan kapağı dışarıya atmaya bakıyor; çoğu o fırsatı yakalıyor da…
    İktidar yanlısı biri olarak okuyunca bunu iktidarı eleştiriyor nazarı ile anlamıştım..😂biraz dikkatli okuyunca yazara hak verdim..düsünsene adam 11 secim kaybeymiş hala koltukta…aksener 3 secim kaybetti hala kurtarici😂😂😂diger muhalefet de kimler oldugu belli.chp lilerin deyimi ile akp artığı…tabi gençler bu siyasi ortamda bi fırsat bulamazlar.😂😂😂😂muhaliflerde bi umutsuzluk 😀tabi gider muhalif kafalar……bide bu açıdan bakın😂😂

  3. VATANIMIZ SATILMAMIŞ MI?
    Şayet;
    “Vatanı satmak:
    –Yüksek faizle;
    –Yüksek enlasyonla;
    –Kamu kaynaklarını heba etmekle olur”
    ( Asrın-Ümmetin lideri)
    Cümlesi doğru ise daha nasıl satılacak?
    Ortada sadece irsaliyeli fatura yok.
    Aslında fatura “üstün cesaret madalyası” şeklinde verilmemiş mi idi?
    Bu kadar ucuza bu kadar değerli malvarlığını satmak gerçekten üstün bir cesaret gerektirir.

  4. akp nin truva atı akşener 2018 seçimleri gibi 2023 ü de akp ye ve erdoğana ikram etti.
    kılıçdaroğlunun da buna katkısını görmemek olmaz.
    akşener ve chp şimdi istanbul ankara ve izmiri de akp ye ikram etmek için var güçleriyle çalışıyorlar.Arasıra bir kaç tweet atıp muhalefet yaptıklarını zannediyorlar.
    pazar market akaryakıt yangın yeri muhalefetin umurunda değil.
    muhalefet küçük olsun benim olsun kıvamında.
    muhalefet bu kafada olursa atı alan üsküdarı devamlı geçer.

  5. “Murat
    30 Eylül 2023 De 09:20
    Ben ek mtv yi siyasi düşünerek değil insani ve vicdani düşünerek depremzedelere konut yapılması için ödedim. ek mtv iptal edilse de geri almayacaktım. aynı deprem felaketi senin benim herkesin başına gelebilir bir gecede Allah korusun evimizden yurdumuzdan hayatımızdan olabiliriz olabilirdik. böyle durumlarda siyasi hesaplar yapılmamalı.

    Yorumu Cevapla
    Adalet
    30 Eylül 2023 De 23:33
    Şayet Allah ve Resulüne inanıyorsanız Hz Ömer’in devleti nasıl yönettiğini okuyun.

    Yorumu Cevapla
    Murat
    1 Ekim 2023 De 02:34
    Hz. Ömer vergi almıyor muydu?

    Yorumu Cevapla
    Adalete
    1 Ekim 2023 De 09:48
    hz. Ömer de vergi alıyordu. istersen git araştır sor ilahiyat profesörlerine. mahkemelerin verdiği kararlarda günün hukuki sosyal şartlarına göre değişebilir. ama ben olsam senin paranı iade ederdim senin parandan hayır gelmez”

    Niyeymiş o?
    Herkes murat bey gibi düşünse, dayanışmacı olsa, asıl o zaman hz.Ömerden de yüce bir mertebeye erişmiş olurduk, öyle değil mi?

  6. ………ülkeye siyasi hayatta da yararı dokunabilecek sayısız gencimiz var. Ancak, siyasetin aldığı biçim onları uzakta durmaya yönlendiriyor. Heves kaçıran bir atmosfer var siyasi hayatta.
    Fırsat bulan kapağı dışarıya atmaya bakıyor; çoğu o fırsatı yakalıyor da…
    😉😂😂😂tamda seçimden önce chplilere ezberlettiren hatta bizim deyimle vird haline getirttirilen chp kafa ezberleri….her tv programında her yerde bu virdlerini okuyorlar..ama olmuyor işte..😂demekki ya ihlaslı okumuyorlar bu virdi…yada halk neznide kabule karin değil…😂neyse ilk önce muhalefet kendi ezberlerinden vazgecip gercek hayata halkin sorunlarina yönelmesi gerekli…buda olur mu😂😂😂imkamsiz gibi..en mantikli bir noktada insafli ve muhalafzakar görüken yazar bile bu virdden etkilenip meded umuyorsa 😂😂anla artık…

    • Türkiye’de muhalefetin göze alamadığı şey, hani bir emekli askerin her mikrofona konuşurken söylediği bir cümle var ya “vatanın bütünlüğü milletin birliği için ölürsem şehit kalırsam Gazi anlayışıyla durmaksızın çalışıyoruz” işte bu cümleyi en az eski asker kadar sık kullanamıyor oluşları. Erdoğanın da benzer bir cümlesi var o da olur aslında; “biz bu yola kefenimizi giydikte çıktık” bence bu da aynı işi görür ama muhalefet partilerinde yenemeyecekleri bir korku var. Erdoğan da muhalefetin bu korkaklığını biliyor ve gece gündüz korkutuyor zavallıları. “Allahtan korkmayanlar her şeyden korkar” en çok da erdoğanın şerrinden😂😂😂😂

      İnsanları korkutan mı olacaksın yoksa güven veren mi; ikincisi bir müslümanın öz tarifi. Yoksa Nedim Şener’i semt semt ilçe ilçe konferans konferans dolaştırıp da seçim propagandası amacıyla “Türk kime denir? Türk, kafire düşman olan kişiye Türk denir” seçim nutukları attırmak Müslümanlık değil yani.

  7. “İktidar bugünkü tabloya bakarak kendisini çok daha rahat hissediyor…

    Nasıl öyle hissetmesin?”

    “Kendisini çok rahat hisseden” kim acaba iktidar mı yoksa muhalefet mi?

    Sosyal medyayı takip eden herkes açıkça görür ki, muhalefet partileri o kadar rahatlarki, onların her birinin her bir ferdinin o konfor alanlarındaki rahatlarını bozmaya kıyamazsınız, aman ses çıkarmayalım da rahatsız olmasınlar dersiniz. Zaten çoğunluk muhalefetin rahatını bozmamak için azami dikkat ediyor. Medya mensupları, yorumcular yazar çizer takımı herkes herkes.

    Yahu adam liseyi bile dışardan bitirip imam olmuş bir garibanın cami kürsüsündeki sadece kendi alanına dair bir meseleyi anlatırken verdiği ve hiç kimseyi hele de hiç bir siyasetçiyi asla ilgilendirmeyen tamamen anlattığı dini bir konuyla alakalı bir cümlesini faşizan bir ırkçıkta kullanabiliyor, o kadar rahatlar yani. Hepsi yapıyor bunu. Rahatlık milli sporumuz bizim.

    İktidar ne yapıyor peki, o da yandaş candan medyasından şu manşetle bas bas bağırıyor:

    “Müstafi amiral Cihat Yaycı: vatanımız, milletimiz ikinci ve çok daha tehlikeli başka bir boyutta darbe tehdidi ile karşı karşıya.

    Sığınmacı ve düzensiz göçmen kışkırtmasının da karanlık odakların elindeki son koz olduğunu belirten Yaycı: kışkırtmalar çok uluslu bir proje. Karanlık ittifak yalan,yanlış ve çarpıtılmış haberlerle iç savaş çıkarmayı, devleti yönetilemez hale getirmeyi ve nihayetinde yönetime el koymayı hedefliyor.

    Bu sefer 15 temmuz’dan çok daha tehlikeli geliyorlar. Cumhurbaşkanı’mızın “fetö” ile mücadele iradesi maalesef siyaset, bürokrasi, ekonomi ve yargı çevrelerinde tam karşılık görmüyor. Özellikle silahlı bürokrasideki görevlerine tekrar dönüyorlar. Bu durum ciddi bir zaaf doğuruyor.

    Yeni mücadele yöntemleri geliştirilmeli. Hukuk, emniyet, askeriye, ekonomi, diplomasi, siyaset, yargı ve bürokraside çok özel yöntemler geliştirmek zorundayız.

    Şu anda hukukta buldukları boşluklardan çok iyi yararlanarak idare mahkemeler yoluyla özellikle silahlı bürokrasideki görevlerine tekrar dönüyorlar. Bunu devlet erki görmek zorunda.

    Deprem sürecini de bir isyan aracına dönüştürmek istediler. Lgbt örgütünü de kullanıyorlar. Türkiye’nin mali dengesini yaralayıp, sosyal dokuyu zedeleyip sokakları savaş alanına çevirmeyi hedefliyorlar.

    Kurumlar içindeki “fetö” artıkları temizlenmedi.

    Siyaset ve bürokrasi başta olmak üzere bazı sembol isimler görevden alınmalı. Zira örgüt yöneticiliği ile bilinen bazı isimler halen siyasi partilerde üst düzey yöneticilik yapmakta.

    15 temmuzda mücadele edenlerle mücadele dönemi başlatıldı algısı hakim.

    Örgüt, kurumlardaki çoğu en kadrolarını muhafaza ediyor ve yeni bir kalkışma için işaret bekliyorlar” dedi.

    İktadardaki serbestiyet konforu da böyle.

    Biz vatandaşlara düşen de milli sporumuz olan bu konfora uyup keyifli keyifli gülmekten başka yapacak bir şeyimiz var mı? Bence yok😅😅😅😅

    Gülene de 5. Kuvvet diyorlar iyi mi, ne yapacağımızı şaşırdık. 12 Eylül tekerlemesinden başka çıkar yol yok;

    “Ne sağcıyım ne solcuyum, misir ekmayınan böyümüş bi köylüyüm ben gardaş”

  8. 876 –882 MİLYAR TL
    2018’e kadar toplam borcumuz “876”milyar TL.
    Sadece bu yılın Haziran ayında borcumuzun artan miktarı “882” milyar TL.
    Buyurun size sistem!
    Buyurun size Kabile Reisliği Hükümet Sistemi!
    2,5 milyon oy sahtekarlığının-hırsızlığının olduğu, soygun sistemini kurumsallaştıran 16 Nisan 2017 referandumunda, ana muhalefet partisinin de olaya nasıl göz yumduğunu, haliyle işin nasıl içinde olduğunu en son Atilla Kart açıkladı.
    Muhalefetin belediye seçimlerine asılıyormuş gibi yapması, sadece soygun sistemini meşrulaştırma gayretidir.
    Boş yere milleti oyalamasınlar.
    Bence muhalefetin yapacağı en iyi hamle İmamoğlu ve Yavaş’ın istifalarıdır.
    Soygun sisteminin en net ifşası bu şekilde olur.
    Ancak bana göre”Demokrasi Tiyatrosu” nu sahnelemeye devam edecekler.
    Bir kaç belediye kazansa ne olur?
    Ankara ve İstanbul’u kazandı da ne oldu?
    Bu kez İzmir’i kazanmakla mı övünecekler?
    Muhalif seçmenin psikolojisini yerle bir etmek için Özdağ-Kılıçdaroğlu görüşmesinde hiçbir şekilde olmayan pazarlık senaryosu ürettiler.
    Bu kez de “adamlar İzmir’i bile kazanacak” senaryosu oynanıyor.
    Ne diyordum?
    –Alayı gidecek.
    –Gitmeli de.
    Zira alayının bu çorbada tuzu-biberi var.

    • Demokrat Amca İzmir’den aday olsun. Bari hayatında bir kerecik seçim kazansın.
      Şölen gibi, karnaval gibi, şenşakrak bir seçim izleyeceğiz.
      Demokrasi rayına oturuyor.
      Hazır mısın ey davul?
      Hazır mısın ey fasıl?
      “Mihrabım” diyerek.

  9. Seçmenin ve halkın partilerin mevcut durumlarından pek bi şikayeti yok aslında🤗
    İYİ si mi aklını başına toplar, eczacısı mı derde Deva bulur?.. vallaa hiçkimsenin değil:UMURUNDA🤔.
    Büyük çoğunluk olmasada, mutlu bir (ve en tepedeki kaymak yiyenler) azınlık durumunda görünen ama, tüm ülkenin kaderini belirleyen kesim var karşımızda!
    -ortadirek yok oldu ya!.. oHh OH!😯diyen şakşakçıları bile var yanlarında😡😡😡
    Ortadireği diken (binayı ayakta tutan deprem direğidir aslında) Özal’ın kemikleri suzlıyordur mezarda☹️.
    Rahmetli o kadar uğraşmıştı ki;
    Onca emek heba oldu bir çırpıda.
    -RTErdoğan iyi başlamıştı aslında:
    “Fakir fukara garip guraba” edebiyatını ortadireğe katacak iken!…
    Kesti attırdı birileri (gel ben sana Amerikan pesilvan ağacından iki ağaç buldum demiş olabilşr mi acaba?😡) iki ağaç neymiş, asıl mesele ağaç değil dedi birileri😡😡
    Ve geldik bu günlere.
    Şükürler olsun Rabbim’e🤲.
    Amin.

    • Toplumun hiç bir kesiminin HİÇBİR DURUMDAN! şikayetçi olmadığı ispatlı kanıtlı değil mi? Sayın yazar.
      (Korkum, tarikat cemaat Feto yada terörör örgürlerinden bile!.. demek olurdu; inşallah öyle değildir:( ).
      Altın koza festivalinde (Allah uzun ömürler versin) hâlâ K.İnanır ve T.Şoray ödül alıyor
      Antalyada bir filim yüzünden!!! Koskoca organizasyon iptal ediliyor
      Yeni ve GENÇ!!! müzisyenler çıkmış,
      çocukluğumun bestelerini okuyor!!! (Yeni gençler yetişmiş!!!), …
      Yani demem o Kİ:
      Aynı hamaaaammm aynı tas.
      Siyaset dünyası niye değişsin ki?

      • Bence kafanızı o kadar da yormayın!
        “Toplumun hiç bir kesiminin HİÇBİR DURUMDAN! şikayetçi olmadığı ispatlı kanıtlı değil mi?” diye sorduğunuza da bakılırsa pek de yorgun sayılmazsınız:)
        Sokaklarda her gün başıboş köpekler tarafından yenilme riskiyle yaşıyoruz, kuduz vakalarında dünya şampiyonuyuz, sen de şikayet eden yakınan filan yok mu diyorsun?
        Kulağınızı açın kulağınızı, belki duyarsınız!!!

  10. KKILIÇTAROĞLU öyle bir filimde actör😂 oldu ki, esasoğlan (karaoğlan diye yutturmayalım!) kendisi, figüranlar felan..
    CeHaPe zihniyeti nasıl kurtulur? Sorusunun cevabı bende yok🤗. Kimsenin de umrunda değil de; HİÇKİMSE DİLE GETİRMİYOR.
    (Manisa galip gelir de, illerde kan akıtmadan “değiştir” oyununu kazana bilirler ise,
    CHP için “birşey olmayacak isede yine birşeyler olabilir” diyebiliriz en azından😂).
    -Burda filimin koptuğu yer “yeni meclis dağılımı!” İşte tam da burası olacak yeni dönemin Nirvanası!
    -erikler toplanacak, domatesler 🍅 çıkacak kavanozlardan🤗. Silahlar gömülecek toprağa (umarım betona) ..
    -hökümat mı dediniz?
    Ukraynaya sefere, yanında laz mütahitler, kentsel dönüşümcü belediyeler…
    Gelirken uğrarlar herhalde Azerbaycan’a da bir ara, malum çok iş var orda da.

    • İlk önce Azerbaycan’a varıp zengezur yolunu döşeyeceklermiş Türkiye’den Bakü’ye oradan da Hazar gölğnü vapur ile geçip ver elini ulan Batur yapacaklarmış. Bu politika NATO’nun da işine gelen bir politikaymış rusyayı böyle adam edeceklermiş sonra sıra Çin’e de gelecekmiş. İran uyanmış da erkenden kalkıp zengezur yoluna düşen taşları temizliğe koyulmuş.

      Her şey plana uygun ilerliyormuş da planı bozmaya çalışan hayın iç güçler varmış.

      Sen Türk devletlerini birleştiren bir yol yaptın da yoluna taş koyan mı oldu, 2 milyonluk islam dünyasına Halife olmak istedin de zinhar seni Halife yaptırtmayız diyen mi oldu?

  11. İmamoğlu Cumhurbaşkanı adayı olma hevesine kapıldı.
    İşi gücü bıraktı.
    Reklam peşinde koşmakla vakti tüketti.
    İstanbul’un 5 yılını heba etti.
    Şimdi ne lazım?
    AK Parti, yerel seçimler öncesinde kapsamlı ve gerçekçi bir “100 günlük acil eylem planı” hazırlığına şimdiden başlamalı.
    İstanbullu ne kaybettiğini ve 2024 sonrasında ne kazanacağını net görmeli.
    Kuru siyaset, faydasız polemik ve boş beleş tartışmalarla buraya kadar!
    İstanbul yeniden hizmet ve eser siyasetine kavuşmak için gün sayıyor.
    AK Parti döneminde alınan otobüslerin bakımını yapamayan, büyük emeklerle kurulan raylı sistemlerin merdivenlerini bile çalıştırmayı beceremeyenlerin gündemde kalma çabalarına prim verilmesin yeter!

  12. önceki yerel seçimlerde İYİ Parti ve CHP, aşkın gözü kördür mantığı ile muhalefetin başını belaya sokan Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan kurtulma heyecanıyla ittifak yaptılar. CHP, birçok büyükşehir belediye başkanlığını alırken İYİ Parti siyaseten yaya kaldı. Cumhurbaşkanlığı seçimi kaybedilince altılı masanın öne sürdüğü her siyasal iddia sonuçsuz kalmış oldu. Bütün olup bitenler İYİ Parti’yi kendi pozisyonunu sorgulamaya itti.
    İYİ Parti, CHP’den parti iç dengelerini bozacak düzeyde bir talepte bulundu. CHP ise bu ağır talebe cevap veremiyor. İki parti arasında orta boy polemikler devam ediyor. İttifak olmadığı takdirde iki taraf da ne kaybedeceğini biliyor.
    CHP’nin birçok belediyeyi kaybetme ihtimali var. Buna karşılık İYİ Parti’nin siyasi geleceğini kaybetme riski var. Her iki partiye birden yararlı olacak bir formül yok gibi. Bakalım iki parti, aralarındaki bu gerilim sürecini nasıl aşacak? İYİ Parti ya kırk katır ya da kırk satır diyecek. Tarih yazma ve tarih olma ikilemi de belleklerdeki yerini korumaya devam ediyor.

Yoruma kapalı.