Ne zaman Rusya-Ukrayna savaşından söz açılsa birilerinin aklına Türkiye geliyor…

21
Kiev (Ukrayna) harap oluyor.. (Fotoğraf New York Times'tan)
Reklam

CIA adına 25 yıl sahada çalışmış Paul Kalbe’nin, şimdilerde başında bulunduğu Harvard Üniversitesi’nin bir bölümündeki görevinin de hatırlatıldığı Wall Street Journal (WSJ) gazetesi tarafından yayımlanmış makalesi orada kalmadı.

New York Times (NYT) gazetesinin tam dört muhabirinin imzasını taşıyan bir geniş haberde de aynı iddia tekrarlandı.

İddiayı WSJ’da çıktığının ertesi günü sıcağı sıcağına burada okudunuz:

ABD’nin hoşuna gitmediği için Rusya’dan satın alınmış S-400 füze savunma sistemi Türkiye tarafından Ukrayna’ya sevk edilecek… Buna karşılık ABD Türkiye’ye uyguladığı ambargoları kaldıracak, S-400 yerine kendi ürettiği Patriot sistemini ülkemize verecek ve parasını da ödediğimiz halde kızdığı için teslim etmekten vazgeçtiği F-35 jetlerini de gönderecek…

WSJ yazısı ülkemizde fazla dikkat çekmedi; yazıyı görenler oldu olmasına, ancak önem veren çıkmadı. NYT’nin konuyu ele almasıyla durum biraz olsun değişti. Meğer ABD dışişleri bakan yardımcısı Wendy R. Sherman iki hafta önce kapsamlı görüşmeler için Ankara’ya uğradığında bu konu gündeme gelmiş. 

Gazete Wendy Hanım’a ulaşmış, fakat kadın konuşmak istememiş. Dışışleri bakanlıkları görüş vermeyi reddetmiş. Washington büyükelçiliğimizi de teyit için aramış muhabirler, ancak mesajlarına cevap alamamışlar. 

Herhalde haber dallanıp budaklanacaktır. NYT, “Türkiye Ukrayna’ya kendi ürettiği insansız hava uçakları satıyor zaten, ama S-400’ü Ukrayna’ya verirse Rusların öfkesini üzerine çekmekten de çekiniyor” diyor.

Bu yan gelişme yaşanırken dikkatimi daha önce burada andığım bir başka ismin sebep olduğu bir tartışma çekti.

Reklam

Francis Fukuyama’nın…

İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşmuş global düzenin 1989’da Berlin duvarının yıkılıp Sovyetler Birliği’nin varlığını yitirmesi sonrası eskidiği ve yenisine ihtiyaç duyulduğu görüşünü teze dönüştüren birkaç isimden biriydi Fukuyama.

Bernard Lewis ilk başlatmıştı o huzursuzluğu; onun ardından Fukuyama ile Samuel Huntington zuhur etmişlerdi.

Huntington 2008’de 81, Lewis de 2018’de 102 yaşında öldü. Fukuyama henüz 69 yaşında ve sağ.

“Nerede, ne yapar, son gelişmeler hakkında ne düşünür” derken karşıma kendisinin yönettiği ‘americanpurpose.com‘ sitesinde yayımlanmış ‘Yenilgiye hazırlık’ başlıklı makalesi çıktı. 

‘Kalkınma için Liderlik Akademisi’ kapsamında kurslar vermek üzere Makedonya’nın başkenti Üsküp’te bulunuyormuş. Ukrayna’ya bayağı yakın bir noktada. 

“Cesaretimi toplayıp bazı kehanetlerde bulunacağım” diyerek Rusya’nın Ukrayna’yı işgali üzerine görüşlerini açıklıyor Fukuyama.   

Daha en başta ilk kehaneti şu: “Rusya Ukrayna’da kesin bir yenilgiye uğrayacak.”

Reklam

Rusya’nın, ordusunun oraya girmesiyle birlikte Ukrayna’nın derhal düşeceğini planladığını, Rus askerlerinin yanlarına ek silah, teçhizat ve gıda malzemeleri yerine tören üniformaları aldığını, bu yanlış plan yüzünden zararlı çıkacağını yazıyor Fukuyama

İyi niyetli arabulucular var, bu arada savaşanlar da bir yandan savaşıp bir yandan da barış için çaba gösterir gibi yapıyor ya, bunun boşuna olduğunu söylüyor. Diplomatik çözüm bulunmadığını, iki taraf şu ana kadar bayağı kayıplar yaşamışken Rusya ile Ukrayna’yı uzlaştırmanın imkansız olduğunu da. 

Biri çıksa da yazının bütününü dilimize çevirse iyi olacak; ben birkaç görüşünü daha aktarmakla yetineceğim.

Putin’in kalkıştığı işgalin en büyük tahribatının popülist liderlerin imajına olduğu kanaatinde. Aralarında Trump’ın da bulunduğu o tür liderlerin isimlerini anıp, “Savaş politikası onların açık otoriterlik eğilimlerini dışa vurmalarına sebep oldu” diyor. 

Çin’i de ihmal etmemiş; “Bu savaş, ordusu deneyimsiz Çin için iyi bir ders teşkil ediyor; Çin yönetimi herhalde Tayvan’a benzer bir operasyon düşünmez” görüşünü seslendiriyor.

Bu arada bizim ülkemizin ismi de “Türk dronları çok satanlar arasına girdi” diye geçiyor yazıda.

Yazısını aktardıklarımdan çok daha fazla ilgilendiren ‘yeni dünya düzeni’ boyutunu ele aldığı bir bölümle bitirmekte Fukuyama: 

“Rusya’nın yenilgisi ‘özgürlüğün yeniden doğumu’nu mümkün kılacak ve demokrasinin içine düştüğü durumdan dolayı kapıldığımız endişeden bizleri kurtarabilecek. Bir grup cesur Ukraynalı sayesinde 1989 ruhu yaşamaya devam edecek.”

Neymiş?

Bir grup cesur Ukraynalı sayesinde 1989 ruhu yaşayacak ve “Özgürlüğün yeniden doğumu” gerçekleşecekmiş…

Fukuyama’nın yazısını okuduktan hemen sonra radarıma tarihçi Niall Ferguson’un İngiliz Mail on Sunday gazetesinde dün çıkan, belirli tarihleri simgeleyen rakamlardan oluşan  “1066, 1914, 1989, 2022?” başlıklı yazısı takıldı.

Pek çok güncel tarih kitabı olan Ferguson uzunca makalesinde savaşın olumlu sonuçlar doğuracağı beklentisini yansıtan Fukuyama’nın yazısına cevap veriyor.

Okuyunca ikili arasındaki farkın Ferguson’un vermeye çalıştığı kadar devasa olmadığı anlaşılıyor. O da sonunda savaşın kalıcı etkileri olacağına inanıyor. Ancak Putin’in her türlü deliliği yapabilecek kişiliğine takılmış o. Savaşın kendi sonunu getireceğini anlayınca, ilk işitildiğinde kulağa ‘blöf’ olarak gelen nükleer opsiyonu tehdidini gerçek hale dönüştürebileceği görüşünde. 

Bir de Batı ülkelerinin yeterince sert karşılık vermediğini, Batı insanının da bir süre sonra savaşa ilgisinin tavsıyacağını düşünüyor.

Yazısının “Neler yapılmalı?” tavsiyelerini içeren son bölümünün hemen girişinde şöyle bir cümlesi var Ferguson’un:

“İlk önce, Ukrayna’ya silah tedariki sağlanmalı ve silahların kalitesi artırılmalı. Özellikle, Ukrayna’nın hava saldırılarına karşı kendisini korumaya alabilmek için üstün karadan-havaya füzelere ihtiyacı var.”

“S-400’e” mi demek istiyor?

Fukuyama dronlarımızı övmüştü, Ferguson S-400 hatırlatmasında bulunuyor, Wendy Hanım Ankara’da ver-al pazarlığı yapıyor, Türkiye ise kendisini ihtilafta arabulucu -hatta garantör- yapma çabasında…

‘Yeni dünya düzeni’ne doğru hızla yol alıyoruz. Her zaman olduğu gibi yine bize “Gel, gel” çekiliyor…

ΩΩΩΩ  

Reklam

21 YORUMLAR

  1. S400’lerin son tetiklemesi Ruslar komutasinda remote olarak yapiliyor. Ukranya’lilara verildiginde kullanilmasi mumkun degil!

  2. Zayıflamış Rusya Türkiye için tarihi fırsat.
    Bu savaş Avrupa’yı da bir ölçüde yıpratacak.
    Acele etmeden, iş birlikleri içinde bu fırsatı kullanabilmeliyiz.
    Hamasetten, dar kimlikçi siyaseten uzak durup, oyunu kuralı göre uyanabilsek keşke

    Ben bu sefer umutluyum.

  3. Yazarimiz, bugunku yazisina kapak olarak kullandigi resim icin, “Kiev (Ukrayna) harap oluyor.. (Fotoğraf New York Times’tan)” seklinde kaynak gostermis. Bu ilerlemeye ne kadar sevindim, bilemezsiniz.

  4. Sn.Yazarın, savaş konusunda yazdığı yazıları bu nesil anlamiyor, inşAllal gelecek nesiller anlayabilir.
    Ukrayna ve Rusya savaş başlamadan Joe Biden ABD Ukrayna’ya her türlü yardımı yapacak fakat savaşa kesinlikle mudail olmayacağını defalarca söyledi. Savaş başladığında gazetecilerin Neden mudahele etmiyorsun diye sıkıştırıca Biden kızgın bir tonla “Rusyaninda Bizimde yükleher silahımız var deyince Putin ABD yi vurabilirmi sorusuna evet çok rahat vurbilir diye kızgınca cevap verdi.ABD mudahele etmekten çekinmiyor.. Putinin dünyayı zehirlrmesinden korkuyor.

    Putin eski Kominist Rusyanin azılarından biri. Putin’den boşanmış eşi onun nasıl bir canavar olduğunu 2011 yılında bir gazeteciye anlatmıştı. Kadın tam bu günleri o zaman söylemiş ti.

    Birde burdaki bazi çok bilmiş yorumcular “ABD Ukrayna’ya neden S-30 vermiyor da Türkiyeden Rus füzelerini istiyor.” diye yaziyorlar. Savaşı takip ediyorladami bu soruyu soruyorlar yoksa havuzdanmi kopileyip yapıştıriyorlar? Ukrayna C Başkanı Pilotlarının sadece Rus savaş ucakları kullana’bildikleriden dolayı Polonyadan rus yapimi savaş uçağı istedi.

    Ayrıcada Fehmi bey dün rusyanin teknoloji si ve S-30 lar hakkında’da neden ABD türkiyeden s- 400 leri istediğıni yazmìştı…!!!

    • Kendi vermeye çekindiği silahı diğer ülklerin vermesini nasıl istiyor bide ona kılıf bulsana.
      Polonya sana vereyim sen ver diyor Hayır ben veremem nükleeer silahı var sen direk ver diyor.
      Bu ABD ve ABD gönüllüleri neye nasıl kılıf bulacağını şaşaırdı.
      ABD Ukranyaya gazı verdi sonra geri çekildi .(Bakınız Ukranya nın açıklamalrı ).
      Çünkü Rusya için ikinci Afganistan oluşturma idi planı.
      Şimdi kendi girmeden diğer ülkeleri de işin içine katmaya çalışıyor.
      Ben vermiyorum silahı sen ver başına bela al .Savaş genişlesin ki Rusya yıpransın .
      sizde bana mecbur kalın

      Olay bu kadar net ve herkes mutabıkken ABD nin bile aklına gelmeyen açıklamalar Papazın müritleri tarafından canla başla savunuluyor.

      • Siz gidin kominist Çini savunun ve onlara UYGURLARİ GAMBAZLAYIN. sizin bilgilerinizide tavuklar veya sizin gibi Erdoğan’ın emir erleri ile paylaşın.Çünkü sizin isminizi görünce abone olduğunuz havuz TV de bir zamanlar hiç tanimadığıníz (kendiniz yazmıştınız) Uygur Kültürünú anlatığiniz kanalínızda kendi reklamınızí yapín. Nasıl olsa millette helal MORTGAGE ile evler mevler satiyorsunuz. ve Rantlarda yararlaniyorsunuz.

        • ABD boys ları kendi pisliklerine örmek için Çine söyleyin.Buna onu diyin bıdıdı

          Siz sabah kalkın ve andınzı söyleyin “Haçlılar sizin namusunuza dokunmaz”

          Bu lafı şeref madalyası olarak devamlı tekrar edin .

          Bu şeref size yeter

  5. Ahmet 20 Mart 2022 At 21:38
    Yani bütün diktatorle yönetilen ülkelere yalan bahanelerle girilmeli mi ülke tarumar mi edilmeli.
    bence de edlmemeli.
    ama bu soruyu
    batının kuyruğuna takılıp emevi camiinde namaz kılmaya kalkanlara sormalı değil mi?
    milyonlarca insan öldü, milyonlarca insan vatanından, evinden, malından oldu, binlerce erkek, kadın ve çocuk kayboldu.
    ya bizim ödediğimiz bedeller
    gencecik askerlerimiz öldü.
    ülkeye milyonlarca mülteci doldu,
    milyar dolarlarımız heba oldu.
    en yakın komşularımızla düşman olduk.

    uluslararası ilişkilerin ne kadar ciddi olduğunun, ne denli ağır bedeller ödeneceğinin, yepyeni bir dünya düzenine geçildiği, sınırların yeniden kanla çizildiği bir sırada ülkenin ekonomisinin ne kadar güçlü olması gerektiğinin önemi görülüyor değil mi? kimsenin gözünün yaşına bakılmayan bir zamandayız, boşuna mı elin adamı s-400 lerin derdine düşüyor?
    iktidar da bu silahlardan kurtulmak istiyor mu?
    girit modeli düşünülüyordu sanki, yanlış mı hatırlıyorum?
    kiev modeli söz konusu olmaz umarım,
    rusya düşman olmak isteyeceğimiz bir ülke değil sonuçta.
    bizim basında aklı başında, uluslararası ilişkileri derinden takip eden, geleceğe dönük öngörü ortaya koyabilen fazla düşünür-gazetecimiz yok maalesef, bizimkiler ancak putinin oligarklarının çökülen mallarına ağlaşıyorlar,
    oysa hayy-dan gelen, huu-ya gider.
    haksız kazanç kime kimin yanına kar kalmış?

    • Öncelikle geçmişi iyi analiz edip ona göre değerlendirme yapmalıyız.
      Suriye iç savaşı başladığında başta ABD olmak üzere tüm batı Suriye’ye girmediğimiz için bizi esadci olarak algı operasyonları yaptı.Cunku genlerinde yalan dolan entrika var bunların.peki hükümet bu dolduruşa gelmelimiydi hayır.Ama girmek zorunda bırakıldı Bunu iyi analiz etmeli.
      Oligarklara gelince Onların mallarına cokenler kim ki haksız elkoymalar yapıyorlar.Hani hukuk hani adalet.
      Peki bunlar haksız kazanç hukuksuz kazanç sağladılar ise neden bugüne kadar bunların etinden sütünden yararlandilar.
      İşine gelince hukuk gelmeyince guguk.Yok böyle bir düzen.
      Sıra onlara da gelecek yataklarında gece uyuyamayacaklar.Etme bulma dünyası.Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste.

      • öncelikle geçmişi iyi analiz ettiğimizde yanıldık, aldatıldık ve suriye politikamız baştan beri yanlıştı itiraflarından başka ne var?
        onlarca şehidimiz, milyonlarca göçmenimiz, milyarlarca dolar kaybımız dışında.
        “Yani bütün diktatorle yönetilen ülkelere yalan bahanelerle girilmeli mi ülke tarumar mi edilmeli” sorusu nerde,
        “peki hükümet bu dolduruşa gelmeli miydi hayır.
        Ama girmek zorunda bırakıldı” yanıtı nerde?
        bunca ağır tablonun yanıtı ” dolduruluşa gelmek” olabilir mi?

        evinden, işinden, yurdundan, ailesinden, çoluğundan, çocuğundan, vatanından haksız hukuksuz müdahalelerle ayrılmak zorunda kalan
        ve kalacak olan milyonlarca masum insan, yetim kalan milyonlarca masum çocuk dururken nasıl kazanıldığı belli olmayan servetlerinin ufak bir bölümüne “el konulmuş” diye onların hakkının hukukunun mu derdine düşelim,
        bunu mu konu edelim,
        onlara mı ağlaşalım yani???
        onlara gelene kadar hani hukuk, hani adalet diye soracak yer mi yok???

  6. Türkiye’ nin garantör devlet olmasını Zelenski ile birlikte Abd körüklüyor. Abd nin çakalları çakallıklarına devam ediyor.
    Barışı sağlamak için çalışmak güzel, arabuluculuk iyi, ama atacağımız adımların sonunu da düşünmek gerekiyor. Türkiye’yi bağlamadan önce iyi düşünmeli.

    Neye garantör olacağız; Rus ordusu çekilecek, buna karşılık Ukrayna da tarafsız kalacağını, özellikle NATO’ya girmeyeceğini taahhüt edecek.
    Garantörlük deyince işin boyutu değişiyor. Çünkü anlaşmanın uygulanmasını koruyup kollayacaksın.Diyelim ki Rusya yeniden saldırdı ya da Ukrayna, NATO’ya yamandı. Müdahale etmek zorundasın. Tıpkı Kıbrıs’ta olduğu gibi.Diğer garantörler kıllarını kıpırdatmasalar bile (İngiltere’nin Kıbrıs’ta yaptığı gibi) sen sessiz kalamazsın.Aksi takdirde o garantörlük sıfatı lafta kalır, “göstermelik” olduğu ortaya çıkar. İtibar kaybedersin. Bir de aksini düşünelim: Ukrayna küt diye NATO’ya girdi. Ne yapacaksın? Rusya “Garantörlük marifetini yerine getir, bana yardımcı ol” diye dayatır NATO ortaklarına posta mı koyacaksın?
    Saf değiştirip Rusya’nın yanına mı geçeceksin?Neresinden bakarsan bak, sakat iş.
    Ukrayna yanmaya ve yıkılmaya, kadınlar ve çocuklar ölmeye devam ediyorlar.

  7. S-400 ler sıradan bir füze sistemi değilki Rusya bunları bize satarken kendisine karşı kullanılmayacağı konusunda bir madde koymuştur sözleşmeye. Ayrıca bu savaş ahlakına da sığmaz. Ukrayna yı gaza getiren abd neden patrıot vermiyor f35 lerini göndermiyor. S400 leri ukraynaya gönderin demek Türkiye yi Rusya karşısında hedef konumuna getirmektir. Böyle bir aptallık yapmayız herhalde.

  8. NATO’CU KADROLAR
    Öncelikle NATO’cu ne demek?
    NATO malumunuz bir savunma paktı.
    Şu anki Rusya’nın evvelki Sovyetler Birliği karşısında bu tehtid nedeniyle ülkemiz bu pakta üye oldu.
    Türkiye şu anda bu pakta “kanuna eşdeğer” hatta Anayasaya aykırılığı iddia edilememesi nedeniyle fiilen kanunların üstünde bir pozitif metin olan “uluslararası sözleşme” ile taraf.
    Kanun ile onaylanan bu sözleşme Resmi Gazete’de yayımlanmış durumda.
    NATO 24 Ağustos 1949 kuruluyor.
    Türkiye’nin katılma protokolü 22 Ekim 1951 de imzalanıyor.
    18 Şubat 1952 tarihli 5886 sayılı kanun ile TBMM NATO anlaşmasını onayladı.
    Bu yasa 2 Temmuz 1954 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı.
    NATO üyeliğimize dair anlaşma mevzuatımızda durduğu sürece hiçbir kamu görevlisi özellikle askeri personel:
    1– Kesinlikle NATO’culukla suçlanamaz.
    2– Bu personeli bu suçtan suçlu ilan eden bir kamu görevlisi ise, en az “görevin suistimali”suçunu işlemiş olur.Organize bir eylemin parçası ise başka suçlar da gündeme gelebilir.
    Yasal olarak kamu görevlileri, görevlerinde NATO’cu olmak zorundadır. Bu yasal bir mecburiyettir.
    Bir kamu görevlisi Türkiye’nin çıkarları kadar NATO ittifakının çıkarlarını da savunmak mecburiyetindedir.
    Haliyle kişisel tercihlerine karışamazsın.
    Kişisel tercih olarak da, kimse NATO’culukla suçlanamaz.
    NATO sözleşmesini usulüne uygun şekilde fesh edersin.
    Sonra buna aykırı hareket edenle ilgili gereğini yaparsın.
    Özellikle basında uzun süredir NATO’cu söylemi fütursuzca dile getirildi.
    Bu iddia, iddianamelere de yansımış olabilir.
    Olabilir diyorum.Zaten önce basın işaret ediyor sonra arkası geliyordu. Bir de o kadar absürt iddianame gördüm ki, sıralasan ansiklopedi olur.
    Rusya’nın da içinde olduğu bir proje ile NATO’cu suçlaması ile tasfiye edilen binlerce personel ne olacak?
    NATO’dan çıkarsın.
    Varşova ‘ya mı gidersin, Avrasya’ya mı gidersin, Ay’a mı gidersin, Mars’a mı gidersin kimse karışamaz.

  9. Rusya ; I.Dünya Savaşında 2 milyon asker ve iç savaş da dahil olmak üzere 10 milyondan fazla sivil insanını kaybetmiştir .
    II. Dünya savaşında ise bu sayılar daha korkunç ; 8 milyon asker ve maalesef 19 milyon da sivil ölmüştür !
    Bu Put’in denen eli kanlı zalim ve vahşi diktatör hiç bunları düşünmez mi !
    Vallahi bu adamın vampirden farkı yok!
    Ve bütün bunları , yaptırımlardan başka bir şey yapmadan seyreden dünya da bir o kadar hain, acımasız , merhametsiz !
    Barış olsa ne olacak; bütün bu yakılanlar, yıkılanlar ve özellikle ölen ,sakat kalan insanların hayatı geri mi gelecek !
    Yarabbim bir mucize !
    Selamlar, saygılar

  10. Popülist liderlerin imajlarındaki tahribat geçici bir durum olsa gerek.

    Putin’in Ukrayna saldırısı, Tek Adam rejiminin ülkeyi ne gibi bir felakete sürükleyebileceği yönünde somut bir örnek.

    Kimisi ülkesini savaşa, kimisi ekonomik yıkıma götürebiliyor.

    Her toplumda tek adam olmak isteyen bol sayıda hevesli olabilir.

    Bunları seçen toplumlar var, seçmeyen toplumlar var.
    Neden?

    Uzun vadeli çözüm bu sorunun cevabında yatıyor gibi…

    • ABD nin Irak a saldırıs da tek adam rejimi saldırısı mıydı.
      Ya afganistan saldırıs .
      İşiniz gücünüz uysa da uymasa da algı,takiye

      • Erdoğan Irak saldırısında ABD ile iṣbirliği yapmaya ҫok hevesliydi ama meclis 1 Mart 2003 tezkeresiyle izin vermedi.

        O zamanlar meclis milletin meclisiydi.

        Ṣimdi Reisinizin U dönüṣlerinden sizinde baṣınız dönüyor galiba.

        • Sora cevap vermek yerine poleimik oluşturmata çalışıyorsun.
          ABD saldırıları da tek adam saldırısı mı ?.Irak,Afganistan,..
          Ne oldu zortladın mı ?
          Cevap veremeyince “Reis de desteklemişti ” .
          sanki kim desteklemişti diye sordum.
          abuk subuk kara propagnda yorumlarının saçmalığını gör diye yazdım ama nerde .Bu atlet bu kadar mı etkili

  11. Maalesef Ülkemiz taraf olmaya zorlanıyor, bu durumda çok uyanık olup ön plana çıkmamak gerekir, birileri gaz verip öne sürmeye gayret edebilir hatta zorlayabilirler. Taraf olduğu takdirde bir taraf tam destek verir ama diğer taraftan kayıp daha çok olur. İkinci dünya savaşında olduğu gibi savaşa girmeden yenik sayılır ve yeni dünya düzeninden dışlanmış olur.

  12. Aeropaya çin duvarı ören kafa, bir plan dahilinde hareket ediyorsa TR yi de bu bataklığa çekmeden durmaz😠
    Potinin hesabı sadece kendini korumak için alınan tedbirlerle alakalı ise eğer, maraştan çekilir biter😆
    Yok Karadeniz dünya arenası oldu ise asıl konu buna evrilecekse..
    Allah sonumuzu hayreyleye😟.

  13. ZAMANLAMA

    Bazen hayatta planladığınız şeyler istediğiniz gibi olur ama bir farkla. Zamanı tutturamazsınız. ABD muhtemelen Erdoğanı indirip muhalefeti ikitidara getirme planını bu zor günler! için yapmıştı ama iktidar ısrarla erken seçimden kaçıp seçimleri 2023 e taşıyınca plan suya düştü anlaşılan. ABD dekiler planlarının her devirde tıkır tıkır işlediğini bildikleri için bu konuda da Türkiye için düşündükleri iktidar değişikliği sanki gerçekleşmiş gibi fikir yürütmüşler. Yukarıda aklımızı yerinden oynatan saçma ötesi plan muhalefet partilerince; “Zaten kullanmıyoruz gönderelim gitsin” “Kime karşı kullanacağız” “Depoda çürüyor” gibi argümanlarla havada kapılacak bir öneri. Allah bizi korumuş ne diyim. İnşallah 2023 sonrası meral canan iktidarında de böyle vahim tercihlerle başbaşa kalmaz Türkiye.

Yoruma kapalı.