Partilerde çatıdan kiremitler uçmaya başlayınca liderlerin kimyası bozulur

10
Reklam

Türkiye’de siyasetin en dalgalı olduğu dönemlerden birine tanıklık ediyoruz.

Sistem değişikliğinin öncesini hatırlayın; 2017 öncesini… O günlere damgayı 15 Temmuz (2016) hain darbe girişimi vurmuştu. Ardından kısa süre öncesine kadar birbirine hiç de hoş gözle bakmayan partiler arasında yaklaşımlar dikkate çekmeye başladı.

AK Parti ile MHP arasında.

MHP genel başkanı Devlet Bahçeli şiddetle karşı olduğu ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni benimsediğini, o konudaki ısrarından vazgeçmiş AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a, “Gelin, birlikte ne gerekiyorsa yapalım” teklifiyle belli etti.

Ardından anayasa değişikliği için, AK Parti ile MHP, önce Meclis’te işbirliği yaptılar, oradan  değişikliği çıkartamayınca halkoylamasına gidildi ve o tarihe kadar Parlamenter Sistem ile yönetilen Türkiye’ye yeni sistem geldi.

İki partinin anayasa değişikliği sürecinde yaşadıkları birliktelik, bir yıl sonra yapılan genel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de devam etti.

Siyasi hayatta değişiklik iktidarda meydana gelen bu gelişmeyle sınırlı kalmadı, muhalefette de taşlar yerinden oynamaya başladı.

Önce İYİ Parti kuruldu.

Reklam

Anayasa değişikliği halkoylamasının tarihi 16 Nisan 2017.

İYİ Parti’nin kuruluş tarihi 25 Ekim 2017.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi uygulamasının başlayacağı erkene alınmış genel ve cumhurbaşkanı seçiminin tarihi de 24 Haziran 2018. 

Seçim tarihinin erkene alınmasının en önemli sebebi, kuruluşuyla birlikte önemsenecek bir seçmen kitlesine -özellikle kadın seçmenlere- sempatik geldiği görülen İYİ Parti’nin gerekli şartları yerine getirememesini sağlamaktı.

Yasaya göre, seçime katılabilmesi için, partilerin, belli sayıda ilçe ve ilde teşkilatını tamamlaması, ilk genel kongresini toplaması veya Meclis’te grup kuracak sayıda milletvekiline sahip olması gerekiyordu. 

Bu şartların hiçbirini tamamlayacak durumda değildi İYİ Parti.

Kemal Kılıçdaroğlu devreye girdi ve CHP’li 15 milletvekilini ödünç vererek İYİ Parti’nin grup kurarak seçime girebilmesini sağladı. 

[Meral Akşener’in ‘6’lı Masa’yı terk etmesi sonrasında “En büyük pişmanlığım” dediği olay CHP’nin ödünç milletvekili verme teklifini kabul etmesidir. Neden öyle dedi, anlamakta zorlanırım.]

Reklam

İYİ Parti, seçimlere katılma hakkı kazanınca, MHP ile AK Parti’nin kurduğu ‘Cumhur İttifakı’ karşısında CHP, Saadet Partisi ve Demokrat Parti ile ‘Millet İttifakı’nı oluşturdu. Girdiği ilk seçimde -2018- %10 barajını aşamadı -oyu %9.96’da kaldı- fakat ittifak içerisinde yer aldığı için aşmış sayıldı ve o sayede 43 milletvekili çıkarmayı başardı. 

[Arada kamuoyu yoklamaları İYİ Parti’nin oylarını artırma eğiliminde olduğunu gösteriyordu. Bir ara bazı anketlerden oyunun %20’ye varabileceği işareti alınmaya başlamıştı. Seçimde oyu eski oranın biraz altında -%9.69’da- gerçekleşti ve milletvekili sayısı yine 43 oldu.]

Daha yakın zamanda yaşandığı için son seçim öncesi ve sonrasında tanık olunan gelişmeler hafızalarda henüz taze.

Şimdilerde yine bir anayasa değişikliği talebi var. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bu defa Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sitemi’nin temel şartı olarak takdim edilmiş, seçilebilmek için ‘%50+1’ oy alabilme şartından vazgeçilmesini, en çok oyu alanın seçilmesi esasının kabul edilmesini istiyor. Anayasa değişikliği ile…

O taleple birlikte siyasette yeniden taşlar yerinden oynamaya başladı.

Hedefte İYİ Parti var. Kurulmasının üzerinden sadece altı yıl geçen İYİ Parti’nin içi karıştı. Çatıdan kiremit uçar gibi partiden istifalar oluyor. Suçlayıcı parmaklar doğrudan Akşener’i ve yakınlarını gösteriyor.

Acaba Meral Hanım bu gelişmeyi nasıl değerlendiriyor? Partisini karıştıran el/leri tam ve doğru teşhis edebiliyor mu? Yoksa sadece kendisine ve çevresine dönük ithamlarda bulunanları mı suçluyor?

Kendisine en baştan tanınan vadenin beklediğinden erken sona ermesini anlamakta zorlanıyor olabilir İYİ Parti lideri.

Liderlerin böyle ortamlarda sağlıklı düşünme yetenekleri zayıflar çünkü.

Süleyman Demirel 1970’de parti-içi isyanla karşılaşmıştı, sonrasında iktidarı kaybetmesi kaçınılmaz oldu.

İki yıl sonra, CHP’de İsmet İnönü’yü kurucusu olduğu partiden istifaya sürükleyen gelişmeler yaşandı.

Necmettin Erbakan da, 1977’de, kendi eliyle seçtiği Milli Selamet Partisi milletvekillerinden önemli bir grubun istifası sürpriziyle karşılaştı.

Her üç lider de partilerini sarsıntılara sürükleyen elleri zamanında tam teşhis edememişti.

Bakalım Meral Akşener de aynı akıbete mi uğrayacak?

ΩΩΩΩ

Reklam

10 YORUMLAR

  1. ne olursa olsun ben hiç bir partiye ve hiç bir adaya oy vermeyeceğim. bağımsız adaylardan başkasına benden oy yok.

    • Alman halkı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un ortak basın toplantısında yaptıkları açıklamaları dikkatle dinledi. İki liderin açıklamaları arasındaki bariz farkı, özgür bir ülkenin cumhurbaşkanıyla esir bir ülkenin başbakanının açıklamaları olarak yorumladı. Sadece Almanya değil Batılı devletlerin çoğu Siyonistlerin esiri olmuş durumda. Kimse Filistin direnişinin bu denli büyük sonuçları olacağını tahmin edemezdi. Artık yeni bir çağ doğuyor.

  2. Ortada MHP varken MHP rolü, CHP varken CHP rolü ile siyaset yapılmaz. Akşener in kimyası baştan bozuktu. masayı devirip giderken iyice ortaya çıkmıştı bu bozukluk. o da benzerleri gibi tarihin tozlu raflarında yerini alacak.

  3. Klavuzluk bizim işimiz değil elbette. Lakin, ülkenin siyasi durumu herşeyi (ekonomi başta) etkiliyor! İhracat çıyı çifçiyi emekliyi!.. ((birtek vekil ve emeklisi işidüzgün sınıfmış gibi😯 lanse ediliyor) bunlar hep o KKILIÇTAROĞLU varyaa onun tezgahı😂. Adam ortalığı karıştırdı gitti😡
    Bu makus talihi yenmenin, oyunu bozmanın tek bir yolu var: YEK YOL DEVRİM! (Pardon o gomonist lerin oyunuydu)🤣
    Ne’tçek bu millet şimdi? Ümidimiz Ecevit idi rahmetli oldu. Ümit isimli liderdi gizli saklı protein ile kenarda durdu. Meral abla yı şimdi doğrucu Davutoğlu (pardon o şimdi bir parti ile birleşir mirleşir neme lazım😊) davut luklar yüzyıllık çirkin siyaset yapısına sokmaya kalkıyor çomağı😯😯😯.
    DE GEDİN LEEENNGGG!!!!…

  4. Meral Hanımın derdi seni fena gerdi. Meral Hanım da gergin. “Boynundan-kalbinden hançerlerim” derken yüzündeki ifade Meral’in sağlığı konusunda derin endişe yaratacak kadar kötü idi. Dedikodu kazanı kaynatanları onaylarcasına kendisini o kazanın içine attı. “Asarım keserim…”le liderlik olmaz. Demirel kendisinden ayrılanları ihanetle suçlamıştı. Hain dediği siyasetçilere 1975’te neredeyse yalvardı. Hayatının en büyük siyasî hatasını da bu ihanet suçlaması ile yapmıştı. Şimdi evet, “kendisine en baştan tanınan vadenin beklediğinden erken sona ermesini anlamakta zorlanıyor olabilir İYİ Parti lideri.” Kimler neden çelme atıyor anlamıyor olabilir. Çelme atanlar FETÖ iltisaklı etki ajanları olabilir mi? Her neyse, Meral Hanımı evine göndermek için şartların biraz daha olgunlaşmasını bekleyenlerin hiç sesi çıkmıyor. Demek ki pusudalar. Biliyorlar ki, Meral Hanım feriştah olsa artık partiyi toplayamaz.

  5. Şimdilerde yine bir anayasa değişikliği talebi var. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bu defa Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sitemi’nin temel şartı olarak takdim edilmiş, seçilebilmek için ‘%50+1’ oy alabilme şartından vazgeçilmesini, en çok oyu alanın seçilmesi esasının kabul edilmesini istiyor. Anayasa değişikliği ile…
    O taleple birlikte siyasette yeniden taşlar yerinden oynamaya başladı.
    Her üç lider de partilerini sarsıntılara sürükleyen elleri zamanında tam teşhis edememişti.
    bu günki yazıyı yine hayretle gülerek okudum.türkiyede muhalefet gibi yazarlarındanda hiçbir şey olmayacağını,zaten olmadığınıda anladım.😂
    yazara göre iyi partideki teşhis……. bu olayları nerde ise akp ye yıktı.😂😂güya iktidarın iyi partiye ihtiyaci var falan filan uyusunda büyüsün….teşhise bak…
    ben sayın yazara. koyamadığı teşhisi deyim.. bütün mesele Mart seçimlerine iyi partiinin CHP ile itifak yapması..Meral bu ittifak kapısını kapattı..ve miadı doldu😂CHP için yeni bir heyecan başlangıç lazım…ama Meral buna engel…birde HDP ile CHP olmazsa chpbir hiç…iyi parti de HDP ye kapıları kapattı…yeni CHP iyice çuvalladı.
    şindi merali gönderip yerine geçecek iyi parti lideri ile yeni bir heyecan başlangıç birliktelik algısı ile seçimlere girmek..yeni bir heyecan yaratmak😂.
    peki tuvalet terliğine oy verecek derecede fanatik CHP seçmenini kandırırsınızda bizi😂😂😂millet o kadar uyanık ve siyasi ki..yüzde 200 enflasyona ramen yine oyunu gördü ülkesine ve iktidara sahip çıktı…
    millet olanları ibretle izliyor..accık bu muhalif kafaların insan içine ,çarşı pazara çıkmalarını öneririm😂😂😂

  6. Türkiye siyasetinde ideolojik spektrumun merkez sağına talip olarak 2017 yılında kurulan İYİ Parti, iddiasını taşıdığı hedefleri gerçekleştirmekten uzak bir görüntü çiziyor. 2023 seçimlerinin akabinde peşi sıra yaşanan istifaları “skandal” niteliği taşıyan suçlamalar takip ediyor. Son gelişmeler, İYİ Parti’nin kendi kendine sönümlenmesine ve Türkiye siyasetinden silinmesine sebebiyet verebilecek bir sürecin başladığına yönelik ipuçları sunuyor. Daha açık bir ifadeyle son bir yıl içerisindeki gelişmeler, İYİ Parti için sonun başlangıcı gibi görünüyor. Nitekim 25 Eylül ile birlikte başlayan yaprak dökümü, yönetmesi zorlaşan bir sürece girildiğini kanıtlar mahiyette.

    Başkan Erdoğan, 11-12 Temmuz 2023 tarihlerinde Litvanya’da düzenlenen NATO Zirvesi dönüşünde “14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimleri uzun yıllar konuşulmaya, üniversitelerde ders olarak okutulmaya devam edecektir. Millet olarak nasıl bir badire atlattığımız, nasıl bir uçurumdan döndüğümüz zamanla anlaşılacaktır.” ifadelerini kullanmıştı. Seçimlerden sonra muhalefet kanadında beliren buhranlar Başkan Erdoğan’ı haklı çıkardı. Bu bağlamda CHP’de “doğru aday”, örtük ittifaklar, gizli pazarlıklar ve sözler, tabanı olmayan partilere sunulan milletvekili kontenjanları ve liderlik tartışmaları başlarken İYİ Parti’nin III. Olağan Kurultay’ı bir hayli sert geçti. Nihayetinde Bay Kemal, büyük oranda kendi belirlediği delege oylarıyla CHP’deki liderliğini kaybetti. İYİ Parti ise çözülmeye devam ediyor ve kriz giderek derinleşiyor. Dahası bu olumsuz iklimde partisini yerel seçimlere hazırlayan Bayan Akşener, ittifak kurmayarak kendi adaylarını ilan etme kararında ısrarcı olursa kamuoyunu nasıl ikna edeceği sorusu cevaba muhtaç bir anlam ihtiva ediyor. Altılı Masa’da “ortak aday” belirle(yeme)me krizinin başrolü Akşener, tıpkı 72 saat içerisinde masadan kalkıp tekrar dönüşü konusunda kamuoyunu tatmin edemediği gibi, yerel seçimlere kendi adaylarıyla girdiği tabloda seçmen kitlesini konsolide etme noktasında büyük bir hüsran yaşayabilir.

  7. Seçimin en büyük kaybedeni İyi Parti ve Akşener’dir. Ardı ardına istifaların gelmesinin sebebi de bu. “Noter, masa, kumar, git-gel, Kandil, bir oy Meral’e bir oy Kemal’e.., vesaire ile geçen proje ittifak çok kötü patladı…

    Parti tabanının yarıdan fazlası Akşener’e güvenmiyor.

    Akşener de bugünlerde CHP’ye vurup duruyor.

    “Bütün kabahat CHP’de” diyor. Ama kimse yemiyor. Partililerine de inandıramıyor. (“Başbakan olacağım” masalına inananlar bile inanmıyor artık!..)

    İstifalar devam ederken İyi Parti Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır’ın iddiaları-ifşaları partiyi daha büyük sallayacak gibi duruyor.

    Akşener’in oğlunun, her birinin içinde 200 bin lira olan parti poşetiyle kendi ekibine para dağıttığını iddia ediyor İyi Partili vekil Dikbayır.

    İyi Parti’de ‘kasadaki 132 milyon nerede?’ tartışması yaşanıyor.

    Kesin ihraç talebiyle disipline sevk edilen Dikbayır hakkındaki iddiaların soruşturulması için savcılığa suç duyurusunda bulunuyor. Ayrıca Meclis’e dilekçe göndererek dokunulmazlığının kaldırılmasını talep ediyor.

    ‘İp’in ucu tutuştu, diyim ben size!..

  8. İyi Parti’ye yönelik “abla siyaseti” de aynen devam ediyor ve hemen devreye de sokuldu. Bu siyaseti Akşenerİmamoğlu muhabbetinden hatırlıyoruz. Aralarında bir “abla-kardeş” ilişkisi vardı. Akşener, o günlerde miting meydanlarında İmamoğlu’nu “Fatih” seviyesine çıkarıyor, ablasının söylediği “Yüzünde Rabbi Yessir var” sözüyle öve öve bitiremiyordu. Gerçi Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu arasında da “baba-oğul” ilişkisi vardı ama oğul, babayı bir kalemde harcadı.
    Aslında Akşener de “Gel aday ol” dediğinde gelmedi ve onu da harcadı. Herhalde bu yüzden Akşener, İmamoğlu’na çok kızgın. Bu kızgınlığı geçip, CHP’nin ittifak değil “işbirliği” teklifine “evet” der mi bilemem ama buna yanaşmasa Muharrem İnce’ye yapılan “itibar suikastı”nın daha beterine hazır olmalı. Karşısında pragmatistler değil, Makyavelist ve post truth yeni kuşak siyasetçiler var.
    “Abla” siyaseti bu işin sevimli yüzü, öteki yüzünü Allah kimseye göstermesin. Yıkılmaz denilen Kılıçdaroğlu’nu alicengiz oyunlarıyla devirenler, Akşener’e neler yapmaz ki…

  9. ÖZGÜR ÖZEL DE ‘ABLA’ DEMEYE BAŞLADI

    İyi Parti’deki istifaların, patlayan skandalların sebebi, Meral Akşener’i yerel seçimlerde CHP ile ittifaka zorlamak mı?
    Olabilir.
    Zira düne kadar Akşener’e “Ablam” dedikleri hâlde bugün hançere sarılan kullanışlı isimlerin bir bir harekete geçmesi tesadüf olamaz.
    Dün de Özgür Özel, Akşener’e “Abla” diye seslenmesin mi?
    İnsan ister istemez şüpheleniyor değil mi?
    Aman Meral Hanım dikkat edin.

Yoruma kapalı.