Seçime doğru: Cumhur İttifakı gibi Millet İttifakı da seçim sonrasında kalıcılık kazanabilir mi?

15
Reklam

Seçimlere partiler genel hatlarıyla dört blok halinde katılıyor. Cumhur ve Millet ittifakları yanında bu seçimde HDP ve kendilerini sol olarak tanımlayan partilerin oluşturduğu ‘Emek ve Özgürlük’ adını taşıyan bir ittifak ile daha sağda yer alan partilerin ‘ATA’ adlı bir ittifakı da bulunuyor..

[Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılma tehdidi altındaki HDP bu seçime Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi amblemi altında katılacak.]

Tabloya biraz daha yakından bakalım.

Cumhur İttifakı içerisinde yer alan partiler: Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), Büyük Birlik Partisi (BBP) ve bunlara şu yakınlarda katılmış Yeniden Refah Partisi (YRP) ile HÜDA-PAR…

Millet İttifakı çatısı altında buluşan partiler: Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Saadet Partisi (SP), Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA), Gelecek Partisi, Demokrat Parti (DP)…

Emek ve Özgürlük İttifakı partileri: Emek Partisi (EMEP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Halkların Demokratik Partisi (HDP) veya Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi, Emekçi Hareket Partisi (EHP), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF)… 

[Daha solda konuşlanan 4 parti -Türkiye Komünist Partisi (TKP), Türkiye Komünist Hareketi (TKH), Sol Parti (SOL), Devrim Hareketi (DH) ve Türkiye Sosyalist İşçi Partisi (TSİP) de ‘Sosyalist Güç Birliği’ adı altında bir ittifak oluşturdular, ancak bu partiler seçime kendi logoları ve ayrı aday listeleriyle katılacaklar.]  

ATA İttifakı partileri: Zafer Partisi (ZP), Adalet Partisi (AP), Ülkem Partisi (ÜP), Türkiye İttifakı Partisi (TİP)…

Reklam

Kamuoyu yoklamalarında varlığı görülen Memleket Partisi ittifaklar dışı kalmayı yeğledi. Bu arada seçime kendi logolarıyla katılacak bazı partilerin kendilerini bazı ittifaklara yakın hissettikleri de biliniyor.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde Cumhur İttifakı Tayyip Erdoğan’ı, Millet İttifakı Kemal Kılıçdaroğlu’nu, ATA İttifakı Sinan Oğan’ı destekliyor. Memleket Partisi genel başkanı Muharrem İnce 100 binden fazla imza toplayarak cumhurbaşkanı adayı olabildi. Emek ve Özgürlük İttifakı, milletvekili seçiminde ittifaklarına oy verecek seçmenlerin Kılıçdaroğlu’nu desteklemeleri beklentisiyle cumhurbaşkanı adayı çıkarmadı.

Özet tablo bu.

Tescilli parti sayısının 100’ün üzerinde olduğu bir ülke Türkiye; bunlardan 36 partinin isterse seçime katılabileceği Yüksek Seçim Kurulu tarafından açıklandı. 

40 gün sonra yapılacak seçimin en önemli özelliği partilerin gruplaşarak seçmen karşısına çıkacak olmaları.

İttifaklar…

Acaba bu gruplar varlıklarını seçime kadar mı sürdürecekler, yoksa ittifaklar kalıcıya dönüşebilir mi?

Taraflardan gelen açıklamalar niyetin kalıcılık taşımadığı yolunda. 

Reklam

Gerçek niyete uyacak mı?

Aslında ‘Cumhur İttifakı’ adını taşıyan oluşum sürekliliği üzerinde taşıyor. AK Parti, MHP ve BBP, bir anayasa değişikliği halkoylaması, bir cumhurbaşkanlığı ve genel seçim, bir de yerel seçim dönemlerinde birlikte hareket ettiler.

Daha da önemlisi, ittifak oluşana kadar birbirlerinden farklı tarafları çok belirgin olan bu üç parti, süreç içerisinde birbirlerine daha fazla benzer hale geldiler.İktidardaki partinin -AK Parti- aldığı kararlardan itiraz etmeleri beklenenleri ve en son HÜDA-PAR’ın ittifaka alınmasında olduğu gibi bazı stratejik kararları, MHP ve BBP içlerine sindirebildi. AK Parti de, MHP ve BBP birlikteliğini koruma amacıyla, kendisinin geçmişinde temsil ettiği varsayılan ilkelere ters düşen bazı kararları alabildi.

MHP ve BBP iktidar partisiyle birlikte olmaktan yararlanıyor, iktidar partisi de oylarının düşmesine rağmen onların yanında bulunmaları sayesinde iktidarını koruyabiliyor.

İktidar partisini sistem değişikliğine teşvik edip başkanlık sistemine geçişi sağlayan MHP, bununla parlamenter sistemde yüzde 30-40 diliminde kalınsa bile iktidarını koruyabilecek AK Parti’yi ‘%50+1’ eşiğini aşmaya ve bu yüzden kendisine dayanmaya zorlamış oldu. 

Cumhur İttifakı iktidarın devamına bağlı bir kalıcılığa şimdiden sahip.

Ya Millet İttifakı?

Millet İttifakı’nı oluşturan partiler ilk bakışta birbirine pek -hatta hiç- benzemiyor. ‘Milli Görüş’ çizgisindeki Saadet ve farklı kimliklere sahip olsalar da Saadet’le ortak noktaları bulunan DEVA ve Gelecek partilerinin, tek parti döneminin gururlu sürdürücüsü CHP ile uyuşabilmesi ancak birlikteliğin ‘geçici’ olması halinde anlaşılabiliyor.

Kendisini yeni kurulmasına rağmen sağın her rengini çatısı altında toplayıp en güçlü parti haline dönüşebilecek biçimde kurgulayan İYİ Parti için de durum pek farklı değil.

İYİ Parti seçim olsun, birlikteliğin amacı -iktidar- gerçekleşsin ve sonrasında her parti kendi yoluna gitsin diye gün sayıyor.

Ya da dışarıdan bakana öyle bir izlenim veriyor.

Seçimde sandıktan Millet İttifakı’nın iktidarı çıkarsa ittifak bozulur mu?

MHP ile BBP’nin AK Parti’ye devleti yönetme görevi verip iktidarın nimetlerinden yararlanma yoluna gitmeleri benzeri bir görev bölüşümü ile yetinir mi Millet İttifakı içerisinde yer alan partiler?

Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı, diğer beş partinin genel başkanları onun yardımcısı formulü uzun erimli bir geleceği garantiye alır mı?

Hazır ellerinde uzun sürmüş bir çabanın sonucu olarak iktidar sonrası için ortaya çıkardıkları bir ilkeler metni varken?

Hiç değilse parlamenter sisteme geçişi sağlayana kadar?

Emek ve Özgürlük İttifakı’nın Meclis’e hangi güçle katılacağını görmek gerekiyor bu soruya cevap verebilmek için…

Bir de muhafazakar partilerin ittifak içerisinde gördükleri/görecekleri -aday listelerine de yansıyacak- itibarın onlar sayesinde getireceği muhafazakar oyların ne kadar kalabalık olacağına…  

Aritmetik olarak Millet İttifakı’nın sandıktan iktidar olarak çıksa bile anayasa değiştirecek çoğunluğu elde etmesi kuşkulu; bunu ancak Meclis’e sayısal açığı giderecek sayıda milletvekiliyle girmesi halinde Emek ve Özgürlük İttifakı’nın desteğiyle sağlayabilir Millet İttifakı.

Seçime kendi adaylarıyla gireceği anlaşılan İYİ Parti’nin seçmenden ne oranda destek göreceği de sonrasıyla ilgili hesaplar bakımından önemli.

Üzerinde düşünülmesi gereken pek çok ayrıntı bulunuyor.

Erken demeden her türlü ihtimali şimdiden hesaplamakta yarar var.

ΩΩΩΩ

Reklam

15 YORUMLAR

  1. Seccade olayı Millet Ittifakında Saadet Partisi, DEVA ve Gelecek Partisi’nin olmasının ne kadar önemli olduğunu gözler önüne serdi. Bu üç partinin ittifakta olması, CHP’ye din üzerinden saldırıları büyük ölçüde anlamsız kılıyor. Bu bakımdan ittifakın kurulmasında büyük emeği geçen Kılıçdaroğlu’nu ve Millet Ittifakını CHP seçmeninin güçlü bir ṣekilde desteklemesi lazım.

    Millet Ittifakı devlet kurumlarını normal iṣler hale getirir ve siyasete, daha da önemlisi dilimize hakettiği üslubu tekrar kazandırırsa görevini baṣarıyla tamamlamıṣ olur.

    Türkiye’de demokrasi iṣlemeye baṣladığında Millet Ittiafakındaki partiler de kendi siyasi proğramlarına döneceklerdir.

    • İnancın heleki islamın Türkiyede korunmaya savunulmaya ihtiyacı yok aslında.
      Fakat birileri tarikat cemat hurafe yobaz saldırılarla,
      Faiz çoluk çocuk kadın üzerinden istismarın en arsızlaşmış haliyle topyekun saldırıyorlar tüm insanlığa. Zarar veremezler belki dine ama, inanan çok yara alabilir pekala.
      İnancı korumak için ne demeleri lazım bu saydığın partililerin sayın almanyalı?
      Yada devlet kurumları! cümlesinden yassah gardeşim herşey mi çıkmalı?
      Bu partiler: “cumhuriyet bayrak vatanın bölünmezliği” ve birçok gerekli hususlarda en azından,
      “TARTIŞMAYA BİLE..” cümlesi kurabileceklermi seçimden önce mesela???
      Ya birileri,
      Tüm tu kaka ilan edilenleriii
      tüm dağdaki hapistekileriii…
      tüm müsibetleriii…
      getirip milletin başınabela etçez derlerse???

      • Beni ilgilendiren yazdıklarınızın içeriği.

        Sade, kolay anlaṣılabilir bir dille yazmayıṣınızın bir nedeni olsa gerek.

    • Halk o ayakkabıların altında PKK bayrağı görmek istiyor seccade değil! Pardon o sizin kutsalınızdı değil mi ?

  2. Yıllardır iktidar da kalıcı muhalefet de, kalmaya da devam ederler kanımca:)

  3. KAFAMDAKİ TEK SORU PARLEMENTER SİSTEME GEÇİLİNCE MİLLET İTTİFAKI PARTİLERİ NE YAPACAK NASIL BİR YOL HARİTASI İZLEYECEK ?
    BU SEÇİMİN SONUCUNDAN DAHA ÖNEMLİ BİR GELİŞME BENİM İÇİN
    SONUÇTA DEMOKRASİ VE ADALET VURGUSU YAPANLARIN İTTİFAKI UMARIZ BU DEĞİŞİKLİĞİ YAPTIKTAN SONRA DA EN AZINDAN İLKELER BAZINDA DEVAM EDER
    YOKSA İLK DÖNEMEÇTE ERKEN SEÇİM VE CUMHUR İTTİFAKI İKTİDARI TÜRKİYEYİ BEKLİYOR DEMEKTİR
    İNŞAALLAH BU SEFER KALICI BİR DÜZEN VE SİSTEM GELİR…
    SELAM VE DUA İLE

    • Münzevi arkadaş allahtan inzivadasınız, ya bir de dünyayla kafayı bozmuş olsanız kim bilir daha ne sorular soracakmışsınız?

  4. “Cumhur İttifakı iktidarın devamına bağlı bir kalıcılığa şimdiden sahip.“ tespiti erken ve birçok bilinmezi içindebarındıran hatalı bir tespit-cümle bana göre.
    -Mhp nin tek başına!.. olayı başka,
    -İyi parti nin bambaşka!
    Şuda benim tespitim:
    -Seçimden önceki koalisyon daha iyidir!
    -Seçimden sonraki koalisyon daha iyidir!
    Bu tespitinde hatalı! olduğu çıkıyor ortaya.
    gomonis yöntem mi, faşist dictatorluk mu sorusu gibi aynen ve tıpkısı😡.
    Son tespit:
    Cb ve mv sayılarına göre,
    HERŞEY YENİDEN DEĞİŞEBİLİR, KARTLAR YENİDEN DAĞILABİLİR.
    Denemenin bir zararı mı var?
    Vallaa.. ekonomik yönden de hırlı hırdız çalma çırpma yönündende battı çıktı hikayeleri yönündende…
    pek bişey umurumda değil bazı ve birkısım cancağızlarımın.
    Evin çürük olabilirmi diye sorduğum yakınım (larım) rahmetli oldular!
    Bu seçmene de meydanlarda gösterilen seccadeden bir bulsam!..
    (5yıldır kandilli kabe resimli bir seccade aradım çin malından başka seccade bulamadım!
    Bir tane almışım, şeytan resmi çıktı ortasında iyi mi😡tıpkı bu resim gibi aynen).

  5. Sözlük anlamı ile Türkiye’de mevcut hiç bir siyasi kişi, parti, ittifaklar kalıcı değildir. Olamazlar. İstisnasız tümü siyaseti kariyer (kişisel çıkar) amaçlı yapmaktadırlar. Parti ve ittifak değiştirmede dile düşüp görünenler bir anlamda daha omurgalılar; çünkü onların yerinde olmak isteyen siyasilerin oranı % 50 in üzerindedir.

  6. Ne abidik gubidik partiler varmış , hepsi de iyi saatte olsunlar !

    Kılıçdaroğlu ; bir gaflet sonucu yanlışlıkla olduğunu söylemesine ve özür de dilemesine rağmen seccadeye ayakkabıyla bastığı için linç edilmeye çalışılırken milletin gözünün içine baka baka anayasayı ihlal edip RTE. nı üçüncü defa aday gösteren YSK. na hiç kimsenin gıkı çıkmıyor !
    Öyle ya YSK. nın kararları kesindir ve yargı denetimine tabi değildir ; böyle hak hukukun, adaletin , demokrasinin gözünü seveyim , zil takıp oynayabiliriz !
    Ha bu arada , öfkesini yenemeyip durumu eleştiren , belki de eleştirirken biraz ipin ucunu kaçıran , hızını alamayıp varış çizgisini aşan vatandaşların da derhal yakalarına yapışılıyor , burunları sürtülüyor , ümüğü sıkılıyor !
    Aslında bunun mücadelesini yapması gereken ana muhalefet lideri de ‘ Ben YSK. ya ne yapabilirim ‘ diyerek zaten baştan havlu atmıştı , şimdi de hiç oralı değil, seçim için habire
    peşrev çekmekle meşgul !
    Seçimmiş, demokrasiymiş, ‘ He de geç canım ‘

  7. Birbirine benzemeyen, bir araya gelmesi imkânsız görünen onca partiyi aynı çatı altında birleştiren bir güç, bir plan, bir teşebbüs olduğu giderek daha fazla görünüyor.
    İlk etapta görünen şey, bütün bu partilerin CHP’nin birer şubesi haline gelmesi. Bu şu anlama geliyor. 1923 yılında kurulduğu andan itibaren Türkiye’yi 27 yıl boyunca “tek parti” olarak yöneten CHP bugünün şartlarında kendini yeniliyor. CHP markası altında tek parti yönetimini sürdüremeyeceği yerde aynı işlevi yerine getirecek farklı markalarla seçmenin karşısına çıkmayı deniyor.
    Aslında 1950 yılından sonra iktidardan düştüğü halde kendi parti programını resmi ideoloji haline getirmiş olduğu için çok partili hayatta bile diğer partileri başka türlü yönetme hırsından ve çoğu zaman başarısından hiçbir zaman geri durmadı. Bugün şartlar epey değişmiştir ama CHP’nin tarz-ı siyasetinde bir değişiklik olmadı. Bugün bu tarz-ı siyaset önünde doğmuş yeni fırsatları kurnazca değerlendirmeye çalışıyor.
    Görüntüde altı, yedi parti var karşımızda ama hepsinin içinde CHP programları var.
    Bu CHP tarz-ı siyasetinin genetiğinde ise iktidarı ele geçirdiğinde yoldaştır, müttefiktir, ortaktır hiç tanımamak, hepsini tasfiye edip yine “tek parti” ve en diktatöründen “tek adam” olmak vardır.
    Bunun da tasasına yedili masanın ortakları düşsün artık.

      • Bu seçim, Erdoğan için bir güven oylaması niteliğindedir… Ya da güvensizlik.
        Yani halk’a sorulacak:
        – Erdoğan’a hâlâ güveniyor musun?
        Evet ya da hayır.
        İşte o kadar.
        Yani, Türkiye’yi bu kuşatmadan, bu seri kötülükler zincirinden, doğal veya yapay bu felaketlerden, bu yabancı veya yerli her türlü tuzaktan, bu kin ve nefret dalgasından, bu enflasyon canavarından, bu açgözlü ticaret terbiyesizliğinden, bu sevgisizlikten ve saygısızlıktan… Daha sayayım mı? Velhasıl Türkiye’yi hiç de müstahak olmadığı bu tehlikelerden ‘yine’ Erdoğan mı kurtarır, yoksa artık kim olursa olsun mu?
        Güven’den veya güvensizlik’ten kastım budur.
        Çok kolay.
        – Evet veya hayır.

          • Arif bey, bilakis halkımız güvendiği için 20 yıldır iktidarda!..inşallah 14 Mayıs 2023 ve 2028’de de Başkan Erdoğan’ı iktidar da görürüz!..

Yoruma kapalı.