You are currently viewing Taşlar yerinden oynayınca değişimin nereye kadar varacağı ortalık durulmadan belli olmaz

Taşlar yerinden oynayınca değişimin nereye kadar varacağı ortalık durulmadan belli olmaz

Karar gazetesi bugün ‘‘Sıra Sisi’de’’ manşetiyle çıktı.

Kinayeli bir manşet.

Manşeti atanlar, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 2017 yılından bu yana ilişkilerin buz soğukluğunda olduğu Suudi Arabistan’ı ziyaretinden dün medyaya yansıyan fotoğraftan etkilenmiş olabilirler.

O fotoğrafta Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Suudi Arabistan’ın fiili lideri Veliaht Prens Muhammed bin Salman (MbS) kucaklaşırken görülüyor…

Tam sayılmayacak bir kucaklaşmanın fotoğrafı bu. 

Fotoğraf ve o fotoğrafın çekilmesini sağlayan ziyaret dün Batı gazetelerinde de yer buldu.

Ziyarete gereken önemi vermeyen Arap basını, özellikle de Suud gazeteleri…

Dünkü Suud gazeteleri ziyaretin ikinci gününe dair haberi ilk sayfalarından vermedi; Şark’ul Avsat gazetesinde ziyaretle ilgili haberi birinci sayfasında göremeyince gözlerim içeri sayfalara kaydı, orada da çok arandım. Gazete dün Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerine değil, Türkiye ile Yunanistan arasındaki ihtilaflı konulara geniş yer vermişti.  

Şark’ul Avsat’la aynı gruptan İngilizce Arab News gazetesi de, muhtemelen bir gün önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ülkeye gelişi ve Mekke valisi tarafından havalimanında karşılanışını ilk sayfasında değerlendirdiği için olacak, MbS ile kucaklaşma fotoğrafını kullanmadığı görüşme haberini 7. sayfasına layık görmüştü.

[Gazetede ilk gün ziyaretle ilgili hiçbir köşe yazısı yoktu; kendisine sürekli katkıda bulunanlardan Sinem Cengiz’in ‘Suudi Arabistan ile Türkiye’nin saatlerini ayarlama zamanı’ başlıklı yazısını ziyaretin ikinci günü -dün- değerlendirdi Arab News.]

Belli ki, Suudi Arabistan, iki ülke yönetimleri arasındaki buzları eritme amaçlı ziyareti fazla önemli gösterme niyetinde değil.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyarete başlamadan önce ve hareket ettiği gün yaptığı Suudi Arabistan’la ilişkileri onarma ve yeni dönemde işbirliği alanlarını genişletme amaçlı sıcak mesajları, Arab News’de, gazetenin Türkiye muhabiri Menekşe Tokyay imzalı haberde kendisine yer bulurken, ev sahibi ülke yöneticilerinin yeni dönemle ilgili ne düşündüklerini öğrenmemize yol açacak bir bilgi gazetede yok.

Muhammed bin Salman’ın gelişme hakkında ne düşünüyor olabileceği ancak yarı-kucaklaşma fotoğrafına bakılarak çıkartılabiliyor.

Haberde ülkemiz ekonomisinden ‘nakit sıkıntısı çeken’ diye söz edilirken, bu ziyaretle başlaması beklenen önümüzdeki dönemde Suudi Arabistan’ın ‘Vizyon 2030’ projesi kapsamında Türk müteahhitlik firmalarına yeni iş imkanları açılması ihtimali ile ülkenin Türk savunma sanayiinin ürünlerine pazar teşkil edebileceği beklentisi öne çıkartılıyor.

[Menekşe Tokyay, iki hafta önce de, Türkiye’nin Washington büyükelçisi Murat Mercan’ın İsrail’de yayımlanan bir yazısından hareketle, AK Parti hükümetinin İran politikasının farklılaşmaya başladığına dair izlenim alındığını Arab News’da haberleştirmişti. Ben de Türkiye-İsrail ilişkilerini ele aldığım bir yazıda o haberi değerlendirmiştim.]   

Neyse, Birleşik Arap Emirlikleri [Cumhurbaşkanı Erdoğan oraya da gitmişti] ve İsrail [Cumhurbaşkanı Erdoğan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’u ülkemize davet etmiş, Herzog da Ankara’ya gelmişti] ile yakınlaşmadan sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suudi Arabistan’la yakınlaşma amaçlı üçüncü önemli hamlesi de bu son ziyaretle gerçekleşmiş oldu. 

Gerçekten de sıra Mısır’la ve darbeyle iş başına geldiği günden beri ilişkilerin hiç de iyi olmadığı Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi ile yakınlaşmada.

Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan Ortadoğu politikasını revize ederken üçüncü adımı bu alanda atmaya kararlı görünüyor; ancak aynı kararlılık mesajı şimdiye kadar Mısır’dan alınamadı.

Filistin’de Hamas’a bakış ve o örgütle araya mesafe konulması İsrail ile yakınlaşırken gündeme gelmiş, ziyaret öncesinde İstanbul’da katledilen gazeteci Cemal Kaşıkçı’yla ilgili açılmış davanın dosyası Suudi Arabistan’a gönderilmişti. Mısır’a ve Cumhurbaşkanı el-Sisi’ye bir jest olarak da, ülkemizde Arap dünyasına dönük yayınlar yapan bazı özel televizyon kanallarının yayınlarını engelleme işlemi başlatıldığı biliniyor.

İstanbul’u mesken tutmuş TV kanallarının Arapça yayınlarıyla Müslüman Kardeşler örgütü propagandası yaptıkları iddiası Mısır tarafından ifade edilmekteydi.

‘Arap Baharı’ diye adlandırılan Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri rejimlerini sarsma istidadı gösteren gelişme, Mısır’da 1950’lerden beri devam edegelen askeri ağırlıklı rejimi de sarsmış, Hüsnü Mübarek sokakların etkisiyle devrilince yapılan ilk seçimde Müslüman Kardeşler ağırlıklı bir yönetim ülkede iş başına gelmişti.

Cumhurbaşkanı seçilen Muhammed Mursi de Müslüman Kardeşler mensubuydu.

Abdülfettah el-Sisi kendisini savunma bakanı atamış Mursi’yi devirdi, iş başına gelir gelmez de Müslüman Kardeşler örgütünü yasadışı ilan etti. 

El-Sisi’nin Türkiye’den beklediği, Körfez’deki Arap ülkeleri gibi Türkiye’nin de Müslüman Kardeşler’i ‘terör örgütü’ olarak gördüğünü açıklaması.

Bunu yapana kadar Türkiye ile ilişkilerini yumuşatmaya istekli görünmüyor Mısır.

Türkiye ise, bu kadar ileri bir adım atmak yerine, Müslüman Kardeşler ile irtibatlı oldukları iddiasına muhatap kişi ve kurumların ülkemiz topraklarındaki faaliyetlerinin alınan tedbirlerle kısıtlanmasına razı olunması beklentisinde.

Galiba Kahire’den bir büyükelçi için agreman talep edildi, ancak onayı için Mısır fazla istekli değil.

Ne olabilir?

Ortadoğu’da İsrail, Körfez ülkeleri ve Mısır arasındaki mevcut sacayağına dördüncü olarak Türkiye’nin katılabilmesi için bu adımın da atılması gerekli ve diğer üçüyle kurulan ilişkilerin Türkiye’nin çoğu ekonomik ağırlıklı beklentileri istikametinde sonuç verebilmesi de Mısır’la ilişkilerin iyileşmesine bağlı.

Hiç değilse öyle görünüyor.

Karar gazetesinin kinaye kokan manşeti yakında meydana gelecek gelişmeyi haber veriyor.

ΩΩΩΩ