Yargıtay kararı için “Bu bir darbe girişimi” deniliyor; iyi de darbeler iktidarlara yapılmaz mıydı?

35
Reklam

Siyasetin içinde bulunan, siyasete ilgi duyan, ekmeğini siyaset üzerinde düşünerek, yazarak ve yorumlayarak kazanan herkes şaşkın. 

Nasıl şaşkın olunmasın: Yargıtay’ın bir dairesinin, kendisine başvuran yerel mahkemeye, “Bize sunduğunuz dava Anayasa Mahkemesi kararıyla nihai hükme bağlanmış bulunuyor; işi uzatmayın, kararı uygulayın” demek yerine, “Anayasa Mahkemesi kararını dinlemeyin” demesi ve üstüne üstlük kararın altında imzası bulunan Anayasa Mahkemesi’nin dokuz üyesi hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunması, yalnız bizim ülkemiz için değil dünya için de bir ilk. 

Anayasa Mahkemesi kararları kesindir; yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar. (Anayasa m. 153).

Yorumlar neredeyse tek sesli: “Bu bir darbe girişimidir” deniliyor…

İyi de, darbeler iktidarlara karşı yapılır. Yargıtay dairesinin üyeleri böyle bir kararın altına imzalarını koyarken herhalde iktidarı hedef almış değiller…

Karar Türkiye İşçi Partisi’nden milletvekili seçilmiş ve halen cezaevinde yatmakta olan Can Atalay’ın Meclis görevine başlayabilmesi için serbest bırakılmasıyla ilgili. Yargıtay “Milletvekilliği düşsün, cezaevinde kalsın” demekle muhalefete ait milletvekili sayısını bir azaltmış oluyor.

Muhalefete karşı ‘darbe’ yapıldığı nerede görülmüş?

Zaten muhalefet sözcüleri “Bu bir darbedir” derken iktidarı suçluyorlar. İktidar sözcüleri ya suskun, ya da çevir kazı yanmasın modunda… Yargıtay’ın kararını -gerekçesiyle birlikte- yalnızca Cumhurbaşkanlığı başdanışmanlarından biri savundu.

Reklam

Bu ‘darbe girişimi’ ise ve gelişmenin ardında bazı yorumcuların iddia ettiği gibi iktidarın parmağı varsa… Bu da pek akla yakın gelmiyor…

Ne yani, iktidar durduk yerde ortalığı karıştırmayla gelişecek bir olayı isteyebilir mi?

Özellikle de, anamuhalefet partisinde lider değişikliğinin gerçekleştiği ortamda?

CHP’deki değişim son zamanların en önemli gelişmesi. Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerine seçilen yeni genel başkan Özgür Özel nispeten genç bir politikacı. Kurultay konuşmasında şimdikine benzer ortamlarda çok daha radikal bir tavır takınacağının ipuçlarını vermişti. Nitekim, Yargıtay kararının çıktığı önceki gün, gecenin bir vakti, parti grubunu toplayıp konuya gerekirse sokakları hareketlendirerek tepki vereceklerini açıkladı.

Sokakların hareketlenmesi iktidarın işine gelmez.

Gezi’de yaşananlara AK Parti ile MHP’nin verdikleri tepkiyi gördük. O hareketlenmeyi iktidara dönük bir ‘darbe girişimi’ olarak gördü AK Parti ve sorumlu gördüklerini cezaevine girene kadar takibi altında tuttu.

Yargıtay’ın kararı sokakları hareketlendirmeye yol açarsa, iktidar, ona da Gezi’ye verdiği türden bir tepkiyle mi mukabele edecek?

Hadi canım siz de…

Reklam

Az da olsa, Anayasa Mahkemesi üyelerine karşı ‘suç duyurusu’ yapan Yargıtay dairesinin girişimini kurumlar arası çatışmaya bağlama eğiliminde olan yorumcular da var.

Yargıtay ve karşısında Anayasa Mahkemesi…

Olabilir mi?

Pek mantıklı görünmüyor ama bizde meydana gelen bazı gelişmelerin zaten mantığı bulunmuyor.

Bu olayda benim anlamadığım nokta, bu iki yüksek yargı kurumundan hangisinin daha yüksek bir yerde durduğu…

Anayasa Mahkemesi üyelerinden bazıları Yargıtay üyeleri arasından seçiliyor; buna karşılık Yargıtay üyeliği için Anayasa Mahkemesi’nden aday olunması söz konusu değil. Anayasa Mahkemesi bizim sistemde sanki en yüksek mahkeme…

Daha önce ABD’de de oradaki Anayasa Mahkemesi’ni -onlarda mahkemenin adı ‘Supreme Court’, Yüce Mahkeme- tartışmalı hale getiren bir gelişme yaşandı.

Supreme Court’un 1973 yılında aldığı kürtajın bütün eyaletlerde serbest bırakılmasıyla sonuçlanan ‘Row v. Wade’ kararı, Trump’ın başkanlığı sırasında atadığı muhafazakar kimlikli üyelerin zorlamasıyla, yeni bir kararla eyaletlerin takdirine bırakıldı.

Kadın hakları savuncularını ayağa kaldıran bir karardı bu da.

Yani?

Fırsat yıkaladıklarını düşünenler, yargı yoluyla, zihinlerindeki projeyi uygulamaya koyabiliyorlar.

En sağlıklı tepkiyi 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül T24 sitesinden Murat Sabuncu’ya vermiş…

Okuyalım

“Yüksek yargı organlarının yetki ve sorumlulukları Anayasamızda sarih bir şekilde belirtilmiş olmasına rağmen Yargıtay’ın dün aldığı kararın izahı mümkün değildir. / Vaktiyle Anayasa Mahkemesi’nin özgürlük karşıtı vesayetçi kararlarını tenkit ve reddetmiş ama Anayasa’ya uyarak gereğini yerine getirmiştik. Anayasa Mahkemesi’nin İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uygun özgürlükçü kararlarını ve bu kararı alan üyelerini Yargıtay’ın hedef yapması çok yanlış olmuştur. / Hukuk sistemi ve adalete olan güvenin kaybolmaması hayati derecede önemlidir. Ayrıca ekonomi ve dış politika uygulamalarında Türkiye’nin itibarını zedeleyecek ve hükümeti zor duruma sokacak bu hukuk kaosunun hızlı bir şekilde, olgun bir demokrasi anlayışı ve anayasal çerçevede çözümü bir zarurettir.” 

Umarım, taraflar Cumhurbaşkanı Gül’ün uyarılarına kulak verirler. [Gezi’de dinlememişlerdi.]

ΩΩΩΩ

Reklam

35 YORUMLAR

  1. Adalet mülkün temelidir demiş atalarımız.
    Burada mülk den kasıt devlettir.
    Deprem ileri sürülerek çıkarılmaya çalışılan yeni yasa ile halkın anladığı manadaki mülk ve mülkiyet hakkı da ortadan kalkacakmış gibi görünüyor.
    Allah hakkımızda hayırlısını versin.

  2. hayli konu birikmiş oldu, biraz geç takip edeceğim artık bu aralar.
    29 ekim 100. yılımız kutlu olsun öncelikle. nice 100 yıllara.
    yazık ki ilk yy da pek çok şeyin kıymetini bilemedik, değerlerimize sahip çıkmak yerine o atatürkçü bu abdülhamitçi kutuplaşmayı tercih ettik, gelişmeye, gönenmeye enerji harcamak yerine hizipleşmeye, didişmeye evrildik. yazık oldu cidden.

    chp de genel başkan özgür özel oldu. hayırlısı olsun.
    değişim muhalefette başladı. kaçınılmazdı. kemal bey pek çok seçim kaybetti ama koltuğunu bırakmak hiç istemedi. başarısızlık koltuk bırakmak için yeterli ve gerekli sebep görülmüyor zaten bu ülkede. bütün zamanların en başarısız iktidar ve muhalefetine sahip bir döneme denk geldik yazık ki. tl cumhuriyet tarihinin en değersiz günlerini yaşıyor, dünyada değersizlik rekorları kırıyor. sefalet endekslerinde de ve enflasyon endekslerinde de dünyada başarısızlık rekorlarına koşuyoruz.
    sayın erdoğan bir zamanlar
    https://www.youtube.com/watch?v=3cZM8-kvXcY
    diyordu, ülkenin itibarı şimdi ne durumda peki?
    FATF türkiye’yi ekim 2021’de kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanını engellemede eksikleri olduğu gerekçesiyle gri listeye almıştı, geçen yıl yapılan değerlendirmeler sonucunda gri listede kalma durumunun da devam etmesine karar verilmişti, zimbabve de listedeydi mesela, onlar çıkmış.
    sayın mehmet şimşek;
    “Bugün FATF tarafından paylaşılan raporda Ülkemizin 40 FATF standardının 39 adedinden uyumlu olduğu tescil edilmiştir. Bu durum kara para aklama ile terörizmin finansmanı ile mücadeleye verdiğimiz önemin açık bir tezahürüdür. Ülkemiz bu kapsamdaki çalışmalarını artırarak devam ettirmeye kararlıdır. Uygulamada sağlayacağımız etkinlik ile ülkemizi gri listeden çıkartmaya kararlıyız.”
    diyordu, iş bu listelere girmeden neredeydik/ne yapıyorduk pardon ne yapmıyorduk değil mi?
    sayın erdoğan; ” Körfez ülkelerinin Türkiye’den belirli ‘asset’leri alma durumları var” diyor, asset nedir? bilenler bilmeyenlere anlatsın. mehmet bey çıktığı gezilerde henüz para bulamadı. durum böyle işte.
    her gün gazetelerde bir/bir çok skandal çıkıyor, bir yolsuzluk patlıyor, her köşeden mafya fırlıyor. medya da eski siyasilerin aldıkları astronomik villaları okurken vatandaşında bırakalım barınma sorununu artık temel gıda maddelerini bile alamadığını okuyoruz. gelir adaletsizliği hiç olmadığı kadar arttı.
    ama kimse koltuğunu bırakmıyor.
    başarısızlık bir kriter değil bu ülkede.
    öyleyse yoksulluk, yolsuzluk, yasaklarla ve adaletsizliklerle yaşamakta kader olamaz, bir tercih olabilir bu durumda ancak.

    bugünün konusuna gelirsek,
    cüppeli lakaplı ahmet efendi, yargının, eğitimin vs vs kadrolarının tarikat gruplarına paylaş edildiğini açıklamadı mı defalarca kanal kanal gezerek. daha dün parası olan davasından yakasını kurtarıyor iddiaları çıkmadı mı? geçenlerde benzer fetö rahiçleri konuşuluyordu, parası olan kaçtı iddiaları da her iki tarafta da konuşulmuyor muydu? eşini yan baktı diye öldüren kocalar ceza indiriminden faydalanıp serbest kalıyor değil mi? çocuk istismar davalarında verilen cezalar karşısında kamu vicdanı zedelendi diye manşetler atılmıyor mu?
    en basit sade sıradan bir dava bile ortalama 5 yıl sürmüyor mu?
    şimdi bugün olanlara şaşırmalı mıyız?
    bence iyi günlerimiz.

    • Nisan 1 şakası yapıp… siyaset dünyasında bir devrimin yüzyılının başlangıcı olacağını tahmin ediyorum 🤔.
      TR siyaset dünyasını bilimum dünya milleti de yakiînen tanıdığı için artık, olan olacak hiçbirşeye Kimsenin şaşıracağını da sanmıyorum 😊.
      -Bir binada güvenlik görevlisinin binanın müdürünü kovduğunu farzettim dün🤗.
      -Bugün ise ast bir mahkemenin üst mahkemeyi xxx (bilinmeyene) şikayet ettiğine şahit olduk😯.
      -Yarın içişlerinin mafyadan topladığı (elkoyduğu diyebilirmiyiz acaba😂) servetin hükümetin ekonomiyi uçurmasının baş sebebi🤣😂🤣😂 olduğu söylense..
      -Ertesi gün birinin çıkıp, EEEYYYYTTT ULEYNNN… hepinizi kovdum🤣🤣🤣🤣
      güççük seçime kadardı tümüsü numaraydı!…
      dese mesela…:)))))))))))))).
      ŞAŞIRIR MIYIZ???🤔🤔🤔

    • Özgür Özel ne vaat ediyor? İlk vaadi “sokağa çıkın” olan birinin parti lideri olma ihtimalini bırakın, siyasetçi olma ihtimali bile yoktur. Özel ne partisine hakim ne de kadrolara. Daha ismini bilmediği birçok partili ile çalışmak zorunda. Bu restleşmeyi bakalım onlara yapabilecek mi? Örnek vermek gerekirse, dün Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk vefatının 85. yıl dönümünde anıldı. Taksim’de düzenlenen törende siyasi partilerin çelenk sunmasında ise bir skandal vardı. Hangi parti sizce? Evet CHP.
      Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanlığı çelengi alana getirmeyi unuttu. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, törende çelenksiz selamlamada bulundu. Özgür Özel, sokağa çağırırken meydana çelenk getirmelerini anlatmayla işe başlamalı.
      CHP asla değişmez. Genel başkanının isimleri değişir ekolleri aynı kalır. O nedenle CHP’nin yapacağı değişmeyecek. HDPKK ile yan yana duracak. Türkiye’yi büyütecek her projeye karşı çıkacak. Bir de Atatürkçülüğün arkasına sığınarak yapacak tüm bu adımları. Peki bunları yapın da, bari alana gelirken çelenk getirmeyi unutmayın. Sözde Atatürkçü olduğunuzu ilan etmeyin. Hem de 10 Kasım’da…

  3. 1- Sayın Koru Fetö kalkışması kime karşı yapılmıştı, zaten iktidardaydılar. 2- Yargıtay’a en büyük destek AİHM kararlarını bile uygulatmayan CB dan geldiğine göre bazı yorumcular sizin gibi yanılmıyor, parmağı sizden önce anlamış olmalılar. 3- TC’de ele geçirilen tüm kurumlardan sonra sıra en üst yargı makamına gelmiştir. Yersiz yargı afları, verilen komik yargı kararlarıyla zaten hukuk adalet sağlamayı bırakmıştı. Bahçeli’nin çemkirmesinden sonra sıra AYM ve anayasayı yok etmeye gelmiş olmalı. Hukuk ve adalet biterse devlet diye bir şey kalmaz. 4- BOP adım adım ilerliyor. TC’nin yok edilmesi BOP’nin başlıca amacıdır. Mülteciler artık nüfusumuzun % 20 si. Filistinlileri kabul edeceğiz. (İsrail’in isteğinin bu olduğunu bile bilemeyecek bir körlükle) Çok uzak olmayan bir gelecekte AB, ABD, NATO mültecilere kötü davranıyor bahanesi ile TC’ne asker gönderdiğinde belki anlarsınız olan biteni. 5- TC’ni yıkmayı henüz açık açık dillendiremediklerinden Selçukluların, Osmanlıların devamıyız edebiyatına başladılar.

  4. ÖÖ’e hoşgeldin partisi yapılıyor. Ne eğleniyorlardır ama……
    cuppa cuppa…. üçyüssz beşyüssz… üçyüssz beşyüssz…

    Kanunsuz suç olmaz, Anayasa net, CA MV’dir, Yargıtay üyeleri yorumla atılı suçu başka bir torbaya atıp engelleyemezler. Bu iş Anayasaya madde eklenerek bile çözülse, kanun geriye yürümez. Her halükarda CA MV’dir. Havanda su dövmek, ipe un sermek bu iş.

    AYM, anayasanın lafzına ve ruhuna göre en üst yargı merciidir. Dünya üzerindeki sistemlerde böyledir. Görülmüş şey mi ayakların başları yargılaması.

    AG’nin beyanatı makul olabilir ama etkisi var mıdır?

    Bu yaşadığımız ülke 28 şubat kararları 367 krizi doğrultusunda baktığımızda aynı ülkedir. AKP ile hiçbir şey değişmemiştir. AKP kınadığına benzemiştir.

  5. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşları ile bizler için bu toprakları vatan yapan tüm şehitlerimizi rahmet, minnet ve özlemle yadediyorum.
    Tümünün mekanları cennet olsun.

  6. GÖRMEZDEN GELİN
    Buyurulmuş ki;
    “–AYM Yargıtay’ı hafife almamalı”
    Evet emr-i hümayun aynen böyle.
    İster inanın, ister inanmayın.
    Şu denmek isteniyor:
    –Hiçbir şekilde Yargıtay karaları ile ilgili ihlâl kararı vermeyeceksin.
    –Yargıtay kararını gördüğün an Noterlerden bile hızlı tastik edip geçeceksin.
    (Hak ihlâlini bir kez görüp, ihlâl kararı vermez isek arkası çorap söküp gibi gelir.Ha bir, ha bin. Yargıtay’ı görmezden gelirsek Danıştay’ı nasıl göreceğiz? Yargıtay’ı ve Danıştay’ı görmez isek Ağır Ceza Mahkemellerini nasıl göreceğiz? Bunları gömezsek diğerlerini görsek ne olur, gömesek ne olur? diye kazık bir sorunun cevabını promter de yazamaz)
    – Maaşlarınızı Anayasa ve kanunları uygulamanız için değil, kurduğumuz sistemi ayakta tutmak için veriyoruz.

  7. Bunca dert bunca sıkıntı varken birde böyle komik ve düşündürücü işlerle uğraşıyor bu canım devlet.Sokaktaki okuma yazma bilmeyen adama sorsanız yasa mi önde ANAYASAMİ önde deseniz o bile bilir.Peki neden bu kadar açık ve seçik en son karar mercii Anayasa mahkemesi ise bu karar niye ??
    Bunlar Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük beka sorunudur.Ne PKK sı ne ABD sı vız gelir tırıs gider ama sistemi içten çürüten bu darbeler kanser hücresi dir.Yapilacak tek şey bu kanser hücrelerini temizlemek başka yolu yok.Yok mu yetkili SAVCİLAR.
    Sürekli dediğim sistem yasa masa önemli değil önemli olan O sistemi uygulayanlar.Bizler bunu çözmeden hiçbir şeyi cozemeyiz

  8. Ya arkadaş atalay mahkum olmuş .. yargıtay tarafından onanmış ondan sonra milletvekili adayı yapılmış .. yanlışlık onu milletvekili adayı yapanlarda değilmi , iyi ya o zaman abdullah öcalan ı da aday yapın nasılsa bi şekilde kazanır .. çıkar dışarı … di mi ama … YEMEZLER

    • Adaylığı YSK onaylamamış mı? Kesin hüküm yok demek ki, diğer türlü başka sorular üretebiliriz… O zaman verdiği tüm kararlar örneğin 3. defa adaylık vs. ne olur!!!

  9. Bahçeli’nin Anayasa Mahkemesini “tenzil” eden açıklamaları hala kulaklarımızda; CHS’ye geçiş sürecini de Bahçeli’nin katkılarıyla başlatmıştı iktidar partisi ve çok kısa zamanda büyük bir sistem değişikliği yaşadı Türkiye. Bu sistem değişikliğine paralel olarak köklü kurumlarda da bir revizyona mı gidiliyor acaba…

    Ya da; uluslararası gelişmeler ve bölgemizi/coğrafyamızı tehdit eden ABD/İsrail yayılmacılığına yönelik “yeni sistemsel yapılanma” mı gerçekleştirilmeye çalışılıyor?..

    Yeni “Başkanlık Sistemi” yakınlaşan dış tehditlere karşı karar alma sürecinde, muhalefetin direncini yeni oluşturulacak, Anayasa Mahkemesini lağvedip yerine yüce mahkeme sıfatıyla Yargıtay’ı ikamet edecek ve iktidara bağlı “yeni yargı sistemi” ile bertaraf etmek gibi bir devlet politikası mı geliştiriyor acaba?

    Doğrusu ben, Türkiye’nin “eksen kayması” tezinin işlenmeye başlandığı 2000’nin başlarından bu tarafa Türkiye’de sistemsel köklü değişikliklerin gerçekleştiğini ve bunun tamamen “yeni dünya düzeni” ile ilgili olduğunu; kutuplar arası salınım yaşayan, yaşamak zorunda kalan devletin refleks geliştirdiğini, uzun vadede ön almaya çalıştığını düşünüyorum.

    Sonu nereye varır bilmiyorum, ülkemizde cereyan eden demokrasi uygulamalarına aykırı gelişmeler diğer dünya ülkelerinde de gerçekleşiyor ve sanırım büyük bir dünya kargaşasına yol açacak gelişmeler bölgemizde başat rol üstleniyor.

    Büyük kargaşa ortamlarında hukuk ile demokrasi biraz rafa kalkar ya da dondurucuya bırakılır.. Bu, en bana demokratik hukuk devlet(ler)inde de böylece olur.

    Değil mi yani?

  10. Özgür Özel, çarşamba günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde partisini olağanüstü toplayıp halkı sokağa çağırdı. Sebebi ise, Batıcı Gezi Ayaklanması davasından 18 yıl hapse mahkûm olan Can Atalay. Atalay “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan cezaevinde. 2023 genel seçiminde Atalay Türkiye İşçi Partisi’nden Hatay milletvekili seçildi.

    Anayasa Mahkemesi Atalay’ın serbest bırakılması yönünde karar alırken, Yargıtay hapis cezasının devam etmesi kararında ısrar ediyor.

    Özgür Özel, Demirtaş ve Kavala gibi Atalay’ın da serbest bırakılmasını istiyor. Yargıtay’ın mezkûr kararına karşı da halkı sokağa dökme derdinde. Batıcı Gezi ayaklanmasında kursaklarında kalan ‘devrim’ hayallerinin peşindeler!

    İnsanları galeyana getirip sokağa dökmek kolay da, ya sonrası?..

    Özgür Özel Selahattin Demirtaş’ın halinden ibret almalı. Demirtaş da 2014 yılında kitlesini sokağa dökmüştü. Çıkan hadiseler de, başta Yasin Börü olmak üzere 35 kişi ölmüştü. Hadisenin sorumlusu Demirtaş kan ter içinde kitlesini sokaktan çekmek zorunda kalmıştı. Tabii ki bu kışkırtma Demirtaş’ın yanına kalmadı. Demirtaş tam 7 yıldır cezaevinde!

    Özgür Özel de altından kalkamayacağı işlerden uzak durmalı. Kendini Demirtaş ve Kavala’ya selam yollamaktan beraber volta atma aşamasına getirmemeli.

    İşgalci İsrail’e karşı Filistin halkının izzetli mücadelesini veren mücahitlere “terörist” diyen Özgür Özel, cezaevinden “Ben terörist değilim” mektupları yazmak istemiyorsa yeni bir ayaklanmayı aklına bile getirmemeli.

    İnsan ibret almak istese çevresinde ne ibretlik vakalar var; görene!..

  11. Gül lü güler sümüklü salyasını salarak ağlar.
    Bir küçücük Anayasa kitapçığı tüm ekonomiyi mahvede bilir😯😯😯…
    Bu işlerde man tık tik tuk cak cuk olmaz!
    “Bir mahkeme kararını başka mahkeme tanımaz uygulamaz! uygun bulmaz!”
    Lakin… anti kararını yapıştırır alnına🙂.
    Dier mahkeme kararı ve sahiplerini şikayet etmek!..????… kimse bişey annamadı🤔.
    (Neticede en son karar mercii.. AYM olduğuna göre,
    -AİHM’ne gidip muz cumhuriyeti olduğumuzu tescil edelim mi diyenler varmıdır bilemem-
    bekleyip göreceğiz sadece seyrederek👀)
    Ekonomide batak gezide hırgür ihtilalde ölümler sistemi değiştirelim krallık için hafif kalır bu bahane😡.

    • Sayın CB AYM üyelerinin 12 sini, TBMM’de 3’ünü atıyormuş.
      Atayan:CB ve TBMM
      Yani AYM üyeleri kiracı🙂.
      Peki net’cekler? Var olan tesisatlardan gelen enerji suyu kullanacaklar🤗.
      Demem şu ki: aym kitaba bakar ve yazar!
      O kitapta yazan yazıyı TBMM hazırlar oylar ve okeyler!
      (CB’da öyle diyo🙂).

  12. Hitler’in Reichstagsgebäude yanmasını banhane ederek muhalif partileri yasaklaması da bir darbedir. Bugün bütün Alman okullarında da böyle okutulur,ve iktidara karşı yapılmamıştır.

    • burası türkiye…(aynı dönem 1930__40 yıllar) saltanatı kaldırıp cumhuriyeti ilan edip halk egemenliğini sağladığımızı iddia edip 1923 ten 1950 ye kadar bütün muhalif partileri yasaklamalar ülkeyi tek parti ile yönetmek ne olarak anlatılıyor okutuluyor……çağdaşlaşma…padişahın iki dudağı arasından kurtulma… özgürlük ..halk egemenliği…(🙂 CHP li yazarları oku başka bir sürü vasıf öğrenirsiniz).

  13. Gezi, iktidarı ve devleti ele geçiren çetelerin gözünü çok korkuttu ve bu korkuyu bir türlü aşamıyorlar. Nasıl aşsınlar. Demokrasiye izin verselerdi despot iktidarlarını sürdüremeyeceklerdi ve tabii yargılanacaklardı. Bunu göze alamayacakları için de iktidardan inemiyorlar. Bir kere iktidara bu kadar uzun mühlet verdiğinizde olacak olan da bu. Yolsuzlaşacak, çürümeye başlayacak ve iktidardan inmemek için her türlü dalavereyi yapacak. Peki kurtaracak mı. Elbette hayır. Her iktidar inmeye mahkum, her canlı ölmeye mahkum olduğu gibi. Sonuçta iktidardan inileceğini bile bile neden bu yolu tercih ettiler. Çünkü bir kere yolsuzluk yoluna girdiniz mi çıkış yok. Sonuna kadar asılacaklar. Kendilerini de ülkeyi de aşağı çekecekler. Akıllı bir ulus böyle yapmazdı. Ama bizimkiler yapıyor maalesef. Demokrat ülkeler ve bilinçli seçmenler bu yola asla girmiyorlar. Fazla uzatmadan iktidarın ömrünü bitiriyorlar. Biz de bunu becermeye başladığımızda demokrasi de geri gelecek. Beklemekten ve itiraz etmeye devam etmekten başka seçeneğimiz yok. Gezi 2 demek isterdim ama demokrasiyi fena hırpaladılar. O fırsatı vermeyecekler. Kendi kendilerini yavaş çekim bitirecekler. Olan da herkese olacak.

    • Bu gerçekten ender bir zeka ve bakış açısı yorumu okumak sabahlarımı neşelendiriyor..
      gezi, iktidarı ve devleti ele geçiren çetelerin gözünü çok korkuttu 😂🇹🇷ve bu korkuyu bir türlü aşamıyorlar.(geziyi sanki normal bir olay ..ama çok partili bir sistemde halkın oyu ile iktidarı almıs bir yönetime çete demek😂😂😂😂😂😂😂🇹🇷)

      Demokrasiye izin verselerdi despot iktidarlarını sürdüremeyeceklerdi (🇹🇷😂😂😂😂girdiği her çok partili seçime demokrasi dememek ve halkın çoğunlugu i tekrar tekrar seçilmeye despotizm demek😂😂😂😂)

      Bunu göze alamayacakları için de iktidardan inemiyorlar.(😂🇹🇷haklınçok partili bir siyasi ortamda defalarca seçime girip halkın teveccühü ile iktidarda kalmasına iktidardan inemiyorlar demek😂😂😂😂😂)

      Bir kere iktidara bu kadar uzun mühlet verdiğinizde (😂🇹🇷🇹🇷😂😂😂😂çok partili siyasi ortamda halkın özgür oyu ile bir yönetimim tekrar tekrar seçilmesine …sanki devletin demokrasinin herseyinsahibi onlarmıs gibi İZİN VERİLMESİ 😂😂😂😂diye görmesi)
      daha çok da anlayın artık😂😂😂😂
      bizim muhalefet bu işte😂😂😂😂😂😂😂😂bu kafa sityin sene iktidar olamaz..üstelik bunlar kendilerini demokrat insan hakları hukuk esitlik adalet savunucuları olarak görür..ah güzel ülkemin muhalefeti ah…

      • Bir demokraside halkın haber alma özgürlüğü olur ki demokrasi işlesin. Bir başsavcının yargı çeteler elinde diye haber verdiği dilekçeye bile yayın yasağı geldi. Nerede özgür medya, nerede demokrasi, halk nasıl serbest karar versin seçmeye. Çeteleri inkar etmek için kör olmak lazım, bütün bu baskıya rağmen. Yargıtay da aynısını yapıyor. Çetelere teslim olmuşlar. Emir altında karar veriyorlar.

        • İtiraf edeyim..komediye kabiliyetin var…bunu daha da süsleyebilirsin…biraz millet cahil eğitimsiz …..ile falan😂😂😂 artık bu kadar kopya yeter….

  14. 1.darbe Gezi.2. Darbe 17/25/Aralık,2013.
    3.Darbe 15 Temmuz, 2016. 4. Darbe 8 Kasım 2023.
    Bizim Dünya ve Ümmet liderimize helal olsun. Darbeleri önlemekle kalmadi darbecilerinde inlerine girip sülalece yok etti.

    O değilde, ben Micheal Rubin’den iyce şüphelenmeye başladım. Neyimi? Bu darbeleri aylar hatta yıllar önce den biliyor, fakat bizim Dünya lideri ona teşekür etmesi gerekırken onu mahkemeye veriyor ve kırmızı bülten’le aratiyor. Herhalde ona cinleri haber veriyor veya kendisi
    Cin.

  15. Evet , bu hukuka , adalete , anayasal düzene indirilen bal gibi bir darbedir ; bunun illa iktidara karşı ve silahlı yapılması gerekmez , o kadar dar açıdan bakmaya hiç gerek yok.
    Bu durum birden bire meydana gelmiş de değildir, sarı öküz fıkrasında olduğu gibi adım adım gelmiştir.
    Başta AMY ‘nın kendisi , anayasaya uygun olmayan veya kendi kararlarıyla çelişkili siyasi kararlar vererek itibarını iyice zedeledi , bir yandan da CB. ve yandan destekçisi ortağı bazı kararlarından dolayı çok ağır eleştirerek kararları reddettiler , buna zaman zaman alt mahkemeler de dahil oldu ve nihayet Yargıtay da heveslendi , bir adım daha öne çıkarak , suç duyurusuna kalktı!
    Işin başka bir ilginç tarafı bütün bunlar olurken AYM. dut yemiş bülbül gibi sustu !
    Ve neticede işte bu hale düştü , bir bakıma müstehaktı!
    Ama kabile devletinde de bunlar gayet normaldir , üzülmeye gerek yok !
    ‘He de geç ‘

    • Mucib bey tarih bilginiz biraz sığ olabilir ama yargıtay yaşça aym den çok daha eski bir kurumdur! Kabile derneği neyim değil yani, aym gibi darbe ürünü de değil, herkes yerini bilsin!

  16. Anayasa mahkemesi de suç duyurusunda bulunsun, Yargıtay anayasaya aykırı olarak darbe yapmaya çalışıyor diye. Tabii ki AB’ye. Başka şikayet edecek yer kalmadı. Yargının tamamını eline geçirdi bu çete ve artık ne yasa ne anayasa tanıyor.

    Sokaklara gitmek de elbette bir yöntem. Ama iktidarın ve bu çetelerin buna nasıl cevap verecekleri yapılanlardan belli. Her türlü anayasal hakkı despotça ortadan kaldırdılar. Demokratları hapse attılar. Anayasaya aykırı olarak da esir tutuyorlar.

    Ülkenin darbelerle makus talihi değişmiyor. Demokrasiden uzaklaştıkça da daha fazla darbelere ve kaosa gidecek durum. Birileri kendi iktidarları ve çetelelerinin ikbali için demokrasiyi toptan yok ettiler.

    Bu kaostan bizi sadece demokrasi kurtaracak. Bunun için tüm demokratların var güçleri ile bu darbeye karşı çıkmaları gerekiyor.

    Maalesef ülkenin yarısı hala bu anayasaya aykırı iktidarı destekliyor. Yok pahasına, yarı aç yarı tok kalma pahasına, ekonomik yıkım pahasına. Asıl acı olan da budur. Ülkeyi tam yarıdan ikiye böldü bu iktidar ve bu bölücülük üzerinden iktidarlarını sürdürüyorlar. Anayasası takmama, kanun nizam tanımama, keyfi olarak insanları hapsetme gibi her türlü despotluğu da yapıyorlar. Bu insan haklarına, demokrasiye ve vatandaşlık haklarına aykırı yönetime karşı eliniz kolunuz bağlı. İsrail’in Filistin’e zulmünden bir farkı yok bunun elbette.

    • TÜRKİYE Anayasa Mahkemesi’nin neden olduğu bir yargı krizi ile başbaşa. Mahkeme bireysel başvuru hakkını oldukça keyfi yorumlayarak sahip olmadığı bir yetkiyi kullanıyor. Adeta temyiz mahkemesi gibi hareket ediyor. Son örnek HDP’li Can Atalay meselesi.
      Atalay mahkeme tarafından Gezi Kalkışması davasında suçlu bulunmuş. Yargıtay da cezasını onaylamış ve kesinleştirmiş. Sonra Atalay HDP listelerinden milletvekili oluyor. Seçildiği halde hapiste olmasını gerekçe göstererek Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunuyor ve mahkeme Atalay’ı haklı buluyor. Bu şu anlama geliyor; Anayasa Mahkemesi aldığı kararla yerel mahkemenin ve yargıtayın vermiş olduğu mahkumiyet hükmünü bozuyor ama böyle bir yetkisi yok! Bunun üzerine ilgili Yargıtay dairesi Can Atalay kararını değiştirmiyor ve Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında yetki aşımında bulundukları iddiası ile suç duyurusunda bulunuyor.

      • AYM ye bireysel basvuru hakki ozgurluklerin genisletilmesi icin verilmisti. can atalay suclu ve hukumlu ise nasil mv adayi olabildi. mv adayi olabildiyse mv sartlari gecerlidir. onlarda belli. bir meseleyi tek bir yolla ile cozmeye calismak akillica degil. can atalay cezasi kesinlestiyse tbmm mv ligini dusurur adam hapse girer. bu olay siyasi olarak kullaniliyor. olan guzelim ulkeye olacak. genclere cocuklara guzel bir ulke birakmak lazim.

      • AYM evet bir temyiz mahkemesi. Oradan sonuç alınmayınca insanlar AİHM gidiyorlar. O da bir temyiz mahkemesi. Anayasaya göre her ikisinin kararlarını da mahkemeler tanımak zorunda. Ama zorbalara anayasa işlemediği için tanımıyorlar. Bu maalesef anayasal düzene çetelerce yapılan bir darbe. Yargıya, idareye ve medyaya çöreklenmiş çeteler tarafından tezgahlanıyor. Aynen İstanbul başsavcısının dilekçe ile şikayet ettiği gibi.

    • Diyorlar ki: “Anayasa Mahkemesi kararları, herkesi bağlar..”
      Anayasa maddesini de önümüze koyuyorlar:
      “Madde 153: Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.”
      Diğer taraf da diyor ki:
      Yargıtay adli yargılamada son mercidir.
      Anayasa maddesini de önümüze koyuyorlar:
      “Madde 154 – Yargıtay, adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adli yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.”
      Haydi bakalım, darbe anayasasının, iki maddesi arasında istediğiniz tercihi yapın.
      İsterseniz kıldan tüyden gerekçelerle tercihde bulunun. İsterseniz tombala çekin, isterseniz yazı tura atın.. İsterseniz, “Onlar çağdışı oldu. Biz makine ile artık bu işi yapıyoruz” deyin..
      İki madde var. Birbirlerini nakzediyor..
      Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcığı da Anayasa’da yazılı.
      Yargıtay’ın da son karar mercii olduğu, Anayasa’da yazılı..
      Olayı şöyle özetleyebiliriz:
      Anayasa Mahkemesi, bağlayıcı kararını verdi..
      Yargıtay da o kararı inceledi, son merci olarak reddine hükmetti.
      Var mı itirazınız?
      Haydi bakalım, ikileyin..

      • Hukukçu olmayan! biri gözüyle bakıyorum:
        -AYM “bir konunun (kararın) Anayasaya uygun olup olmadığına” BAKAR!👀 (Anayasa yazılı metin).
        -Bir hakim savcı avukatlı mahkemede ise,
        Girişte dilekçe ile başlar, en üst katta yargıtay dan mühürlü evrak olarak çıkar! (Senin yazın bunu annatıyor!).
        -Ensonunda çıkan karar da bir sorun görülür ve ….!….
        Bu karar kokuyor!
        Bir hile var!
        Hakkım yendi!
        Bu böyle değil şöyle dir!
        Kayırma var ama ispat edemiyorum lakin,!!… (hukuka aykırı karar ve ben bunu ispatlarım!🤗)
        Diye düşünüyor ise veee…
        Anayasa maddelerinin birine de giriyor ise senin konun;
        YAZ KIZIM!… der AYM ve iş biter!🤗.
        (Bunun lamı cimi yoktur, sonrası AİHM!)
        Not:AYM kararı amme tarafından sorunlu mu bulundu? (Durum bu gibi geliyor bana)
        Çözüm yeri:TBMM dir!
        (Sadece yasanın eksik tuğlası varsa onu koyarak!!!!).🤔
        (Önceki karar geçti geçmiş olsun adamı çıkarın)

  17. ÖZEL’E ÖZEL FIRSAT MI?
    Özgür Özel çok açık ve net ifade etmese de, haksızlıklara karşı duruyormuş gibi yapmayacağı anlamına gelen vaatlerde bulunmuştu.
    Özel’e Yargıtay’dan müthiş bir asist geldi.
    Söylediklerinde “zerre samimiyet varsa” bundan daha güzel bir fırsat düşünülebilir mi?
    Buyurun size Allah’ın lütfu!!!
    Özel’ in ne yapıp yapamayacağını çok kısa sürede anlaşılacağını söyemiştim.
    Aklımdan geçen süre 10-15 gündü.
    Bu süreyi Yargıtay vak’asından sonra iyice kısaltıyorum:
    –En fazla 5 gün.
    Hukuk devleti ortadan kaldırılmıştı. Kanun devletinin de ruhuna Fatiha okutan son hamle karşısında tarihi bir eylem-ptotesto için bu hafta sonu
    “özellikle bu pazar günü” de pas geçilirse Özel’den özel hiçbir şey beklemeyin

Yoruma kapalı.