Herhalde 15 gün olmamıştır. Telefonuma çok garibime giden bir mesajı düştü. Mesajda sağlığının bozulduğunu otomatik olarak bildirilecek kişi olduğum, mesajın bu sebeple bana gönderildiği yazıyordu.
Akıllı telefonların böyle bir özelliği var. Sağlık durumunla ilgili bilgileri yüklediğinde senden herhangi bir sorun yaşadığında kime haber vermen gerekiyorsa onun telefonunu kaydetmen de bekleniyor. Hele bir de o telefonla irtibat halinde bir saat kullanıyorsan, nabzının veya kalbinin sinyal verdiği bir durumda kaydettiğin kişi cihaz tarafından uyarılıyor.
Gelen mesaj onun uyarılacaklar listesine kaydedeceği ilk isimlerden olamayacağım için tuhafıma gitti.
Aradım, hiç bekletmeden açtığında, “Taylan abi, hayrola, sorun mu yaşıyorsun?” sorusunu yönelttim. Her zamanki yumuşak ses tonuyla endişemi giderecek bir şeyler söyledikten sonra yine her zamanki adetiyle benim hatırımı sordu.
Telefonu eş-zamanlı kapattık.
Dün gazetelerde vefat duyurularıyla karşılaşınca çok şaşırdım.
Kısa süre önce sağlık ‘SOS’ mesajı üzerine kendisini aradığım ve beni cevabıyla herhangi bir rahatsızlığı bulunmadığına inandıran Taylan Bilgel aramızdan ayrılmış…
Taylan Bilgel siyaset, medya ve sosyal çalışmalar alanlarından kişilerin iyi tanıdıkları biriydi. Merhum babasının (Fazıl Bilgel) Ankara/Sıhhıye’deki Gül Palas Oteli 1960’lı-1970’li yıllarda sağ politik zeminde siyaset yapanları ağırlardı.
Süleyman Demirel ile vefatına kadar hep yakın oldu Taylan Bilgel.
Cenaze fotoğraflarına bakıldığında, onu son yolculuğuna uğurlayan siyasi kimlikli dostlarının tek eğilimden olmadığı görülecektir.
Herkesle iyi geçinirdi çünkü. Pek çok kişiye de bir biçimde iyiliği dokunmuştur.
Medyada tanımadığı tanınmaya değer hiç kimse yoktu. Bir zamanlar ülkemizin en çok satan gazetelerinin, en fazla izlenen televizyon kanallarının sahibi olan Aydın Doğan’ın en yakınıydı. Aydın Bey’e bir şeyler duyurmak isteyenlerin ilk başvuracağı kişiydi. Sanıyorum, kendi ailesi fertlerinden daha fazla gün ve saati Aydın Doğan’la geçirmiştir.
Aydın Bey’le bir dini bayram günü Rodos’a gittiğimizde o da yanımızdaydı.
Hemşehriydik
Benimle ilişkisi siyaset ve medya bağlarının hayli ötesindeydi. Kosova kökenliydi, bu sebeple ilk tanıştığımız çok eski yıllardan beri birlikte bulunduğumuz her ortamda benden “Hemşehrim” veya “Akrabam” diye söz ederdi. Akrabalık bağımız olduğunu söylerdi. Bizim sülalenin Ankara uzantısı olan herkesi benden iyi tanırdı. Dayım Selahattin Ütin’i ve ailesinin fertlerini bütün özellikleriyle bilir, zaman zaman eski günlerde ortak yaşadıklarından söz ederdi.
ABD’nin en iyi üniversitelerinden birinde (Duke Üniversitesi) okumuş, yüksek lisans (Yale Üniversitesi) ve doktorasını (Chicago Üniversitesi) yine orada yapmış, siyasetle ilgilenen ve Deva Partisi kurucuları arasında yer alan kızı Yasemin Bilgel ile gurur duyardı.
Onu her aklımdan geçirdiğimde tarihin ne kadar tek yönlü yazıldığı kanaatim bir kez daha pekişirdi.
Sebebi şu: Türkiye siyasi hayatında, ismini herkesin bildiği, ancak bilinmese de olabilecek pek çok kişi yanında pek az kişi tarafından tanınan, ancak en kritik dönemeçlerde ufak tefek dokunuşlarla olayların gittiği istikameti etkilemiş insanlar vardır.
Karar alınacak ortamlarda kilitlenmiş kapılar onlar araya girince açılır, birbirleriyle görüşemeyen devletlularla o tip insanlar aracılığıyla irtibat kurulur, mesaj alış-verişleri gerçekleştirilir, onlar bunu kendileri için reklam vesilesi yapma ihtiyacı duymadıklarından etkileri pek bilinmez. Tarihler de onlardan söz etmez.
Taylan Bilgel öyle biriydi işte. [Bu yazıyı biraz da 1970 sonrası Türk siyasi hayatını araştıracakların dikkatini ona çekmek için yazıyorum.]
Ben onun bu özelliğini bilen sayıları pek az kişilerdenim.
İyi bir insan olarak gözümde ve öyle de kalacak.
Rahatsızlığının telefonundan otomatik olarak gönderilen mesajla hatırlatılması o mesajı aldığım günkü kadar şimdi bana tuhaf gelmiyor.
Allah rahmet eylesin.
Taylan Bilgel’in resmi biyografisini Vikipedia’dan aktarayım:
Taylan Bilgel (d. 1942, Ankara, Türkiye – 12 Mart 2021[1]) Türk iş insanı. Doğan Holding yönetim kurulu üyesi, Anadolu Otomotiv şirketinin kurucusu ve yönetim kurulu başkanı olarak görev yapmıştır.
1963 yılında Ankara Koleji‘nden mezun olmuştur. Üniversite eğitimine Ankara İktisadi ve Ticari Bilimler Akademisi‘nde devam etmiş ve 1971 yılında mezun olmuştur. İş hayatına Türkiye‘nin başkenti olan Ankara‘daki Gül Palas Otelini işletmeye başlayarak atılmıştır. 1983 yılından itibaren ise kurucusu olduğu Anadolu Otomotiv‘in yönetim kurulu başkanlığını yapmıştır. Ayrıca Doğan Holding yönetim kurulu üyesiydi.
ΩΩΩΩ