İmamoğlu Türkiye’yi değiştirmek niyetinde, benim oyum ise şehir suyunu içilebilir hale getirecek olana…

22
Reklam

Evinizde içmek için damacana suyu mu kullanıyorsunuz? Biz öyleyiz. Kullandığımız markanın bu hafta suyuna yüzde 20 zam yaptığını ödeme sırasında öğrendik. Bir haftalık su ihtiyacımız için 120 küsur TL ödemeye başladık; bu da ayda 500 TL’ye yakın bir meblağ tutuyor.

Birileri hesabını yapmış; son zamdan sonra damacanayla evlere alınan suyun bir bardağının maliyeti 60 kuruş olmuş.

Neden evlere verilen musluk suyunu, pek çok ülkenin İstanbul benzeri kentinde olduğu gibi, içmek için de kullanmıyoruz?  

Sağlıklı olmadığı için mi?

İçindeki klor miktarı yüzünden içimi ağır geleceği için mi?

Doğrusu sorduğum sorunun cevabını bilmiyorum; ancak bildim bileli kaynak suyu iddialı markaların damacanaları eve alınıyor ve günlük ihtiyaç için o suyu kullanıyoruz.

Oysa oturduğum semt İstanbul’da suları ile şöhret bulmuş bir ilçesinde. Pek çok mahallesinin ismi ya ‘su’ sözcüğü ile başlıyor veya ‘su’ sözcüğü ile bitiyor. Hatta en işlek caddelerinden birinin köşesinde halka açık bir çeşme var ve gece-gündüz araçlar yanaşıyor, insanlar bagajlarda getirdikleri küçüklü büyüklü damacanaları çeşmeden doldurmak üzere sıraya giriyorlar.

Bazen sıra olmuşlar arasında Mercedes’ler bile görüyoruz çeşmenin bulunduğu yerden geçerken…

Reklam

Son zamanlarda suyu bedava çeşmenin müşterileri çoğaldı.

“Acaba ben de ilginin nispeten azaldığı ileri bir saatte kuyruğa mı girsem?” diye düşünmüyor değilim. 

Bunun bir alternatifi de eve su tasfiye sistemi taktırmak.

Vaktiyle günde birkaç kez arandığımı hatırlarım su tasfiye konusunda uzman şirketler tarafından; arayanın yüzüne telefonu kapattığım da olmuştur. Şimdilerde arasalar da bu iş bana kaça patlayacak sorusunun cevabını öğrensem memnun olacağım.

Pahalı bir alternatif olduğu biliyorum…

Sular şehri İstanbul’un büyükşehir belediye başkanının siyasi işlerinin çokluğunun farkındayım; Ekrem İmamoğlu ülkemizin değişebilmesi için partisi CHP’nin değişmesi gerektiğini düşünüyor ve bunu gerçekleştirmek için çaba gösteriyor.

Oysa, başkan seçildiğinden bu yana geçen dört yıl içerisinde musluktan akan suyu içilebilir hale getirseydi, İstanbul için en önemli değişim bu olurdu ve eminim pek çok İstanbullu kendisine yeniden oy vermekte zorlanmazdı.

Oyumuza talip olacak belediye başkanı adayları arasında “Suyunuzu içilebilir hale getireceğim” vaadinde bulunanın benim oyumu alacağı kesin.

Reklam

Ankara’dan İstanbul’a trafiğin hayli yoğun olduğu bir şaşırmışlıkta geldiğimizin ertesi günü bizim semtin pazaryerine gittim.

Bizim semtin pazarı Cumartesi günü kuruluyor.

Her hafta müşterilerinin tıklım tıklım ilgisine alışkın olduğumdan, dün benim için orada gördüğüm tenhalık, gerçek bir sürpriz oldu.  

Pazarda satışa sunulan sebze ve meyvalar önceki haftadan daha pahalı değillerdi.

Oysa oraya giderken, bir gün önce açıklanan, hemen her şeye iğneden ipliğe yüzde 20 ve üzeri zam getiren kararnamenin gölgesinin pazara da düşmesini bekliyordum. Pazardan, “Acaba her zamanki ilgiyi görmeyen esnaf etiketleri öğleye doğru değiştirmiş olmasın?” düşüncesiyle ayrıldım. 

Aklıma, geçmiş dönemlerde gerekli-gereksiz yüksek zamlardan sonra yazılarına Nasrettin Hoca zekası ürünü güzelliklerin tadını katmayı seven eski üstadların anlatmayı sevdikleri padişah ve veziri fıkrası geldi.

Hani padişah ekonomide kötüye giden işleri düzeltmek amacıyla vergileri her artırdığında vezirine tebdil-i kıyafet edip sokakları denetlemesi görevini verirmiş ya. Her seferinde, “Merak buyurmayın asaletmeabım, irade buyurduğunuz yeni vergi ahalinin umurunda değil” raporunu veren vezir, son vergi artışı üzerine “Haşmetlüm, yeni vergiden sonra hiç beklemediğim bir durumla karşılaştım, millet işi gücü bırakmış, gülüp oynamaya başlamış” deyince padişahın rengi atmış. “İşte şimdi yandık” dediği duyulmuş yüce devlet adamının…

Bir gün önce hemen her şeye yüzde 20 zam gelmesi üzerine bizde millet gülüp oynamaya başlamış değil, ama milletin önemli bir bölümünün haftalık nevalesi için mutlaka uğradığı pazaryerini terk ettiği anlaşılıyor.

Nedense bu haftanın pazar alışverişinde karşıma çıkan manzara bana bir şeylerin ters gittiğini duyurmuş oldu.

Sebep zamlar mıdır, bilemem elbette ama esnafın aşırı zam haberlerine rağmen sattıkları zerzevatın fiyatlarını artırmaması beni dalgın düşüncelere sevk etti.

Her hafta pazardan köy ekmeği de alırdım, o dalgınlıkla onu almayı unutmuşum.

ΩΩΩΩ

Reklam

22 YORUMLAR

  1. Yukarıda ki pazar yerine baktım İstanbulun o kalabılığı pazar yerinde yok.
    Herşey planlı hareket etmeli. Hükümetin Beceriksiz olan Devletlerde bir başı bozukluk vardır.
    50 Tl satılan Kiraz halde belkide 20 tl üzerine çok kar konulmuş gibi ama öyle değil Pazarcı yarısını bile satamamakta Gelecek haftaya belki 20-25 tl ‘ye Çürümüş olarak satılıyor Ekonomide istikrar olmazsa mal ve ürünlerde fiyatlarda hep köpük olur.

    Bursa şeftalisini Ecevit gitiğinden beri özlemekteyim.

    Her şey organize olmaktan geçe.r Şu an Ülke başsız hareket etmekte Sanki Mevcut Hükümet yok gibi.
    Şeftali üretici Bir zaman Avrupaya mal satamadı Çiftçide hemen Eline hızar aldı şeftali ağaçlarını kesdi pazarda Artık o eski kalite şeftali bulmak zor şimdi döküntüler geliyor
    Bence Bu millete bu döküntüler Bile çok fazla.

    Bir ara ırakla aramız açıldı Türk yumurtası almadılar 15 milyon tavuk kesime gitti. İşte bunlar Ülkede hükümetin olmadığını gösterir nasıl seçimda b,c planın varsa bir ülke ile aran bozulsa o ürünü başka bir yerde değerlendirmeli. Bir ülke ile aran açılsa ilk Tüccarı vurur.

    Kurtsuz, çürümemiş Kiraz 70-80 tl Geçen sene kutusunu 25 tl aldığım en basit dondurma 80 tl olmuş.
    HALA BU HÜKÜMETTEN KURTULUŞ BEKLEYENLERE HAYRET EDİYORUM 25 SENE OLMUŞ YAPAMIŞDA ŞİMDİMİ YAPACAK.
    Mehmet şimşeki Dinleyelim Bütçe açığını Deprem hariç Dünya standartlarına çekeceğiz. Yani sorunu öteleyeceğim çözmeyeceğim diyor Almanya gibi neden ihraç fazlası vermeyeceksin. 1 ekonomist yerine 10 ekonomist olan 6’lı masayı çok ararsınız.

  2. sayın fehmi koru 30 yıldan bu yana yapmamışlarda 2 yıllık adamamı yaptırmaya çalışıyorsun yenimi uyuandın

  3. İyonizerli arıtma su filitreleri 25.000 ile 75.0000 arasında reklam değil örnek vermek için
    https://www.hepsiburada.com/prime-701-r-alkali-su-iyonizeri-pm-HBC000003HJFK

    Yabancı belgeselde idrarı bile arıtıyorlar sonra içiyorlar. Doğa dostu Hükümetlere verin.
    dünyadada iyi yöneticiler desteklenmeli. 3. Dünya savaşı çıkarsa bu sefer Dünya taşımaz.
    Bu Belediye Şecimlerde AKP’yi Perişan edin. Şehirleri gerçekten Çok mahvettiler. yine Ekrem bey Boş gördüğü yere ağaç dikiyor Erdoğanın ihaneti ile istanbul taşı toprağı bina olmuştu Ekrem beyin dokunuşu ile her yer yeşermeye başladı.

  4. Su hatlarındaki kayıp kaçaktan bir yorumcu söz etmiş. Bunun dışında en temel sebep metropollere barajların suyunun yetmemesi. Bu sebeple belediyeler kuyular açarak şebekeye su basıyor. Kuyu suyu karışan baraj suyunun tadı kötüleşiyor. Yaşadığım şehirde yapılan bu. 25-30 sene evvel suyumuz hem lezzetli hem de depolama tesisinde soğutularak gönderildiği için buz gibi olurdu. Şimdilerde şehrin çoğu yerinde apartmanların üst katlarına şebeke suyu hidroforsuz çıkmıyor ve suyun tadı da iyi olmadığından arıtma cihazı kullanmak zorunda kalıyoruz. Şehirler kalabalıklaştıkça bu mesele daha da içinden çıkılmaz bir hal alabilir.

  5. Su önemli, bulunduğum şehir pınarlarıyla ünlü ve belediyenin uzun yıllar şehrin muhtelif yerlerinde arıtılmış içme suyu hizmeti mevcut. İçme suyu olarak damacana, kireç oranı düşük ve yumuşak olduğu için yemekler ve çay demleme de belediyenin suyunu kullanıyoruz. Böyle olmasına rağmen geçenlerde bir arıtma sistemleri firması beni ikna etti ve eve arıtıcı taktırdım hem de çok uygun bir fiyata fakat ilk bir kaç gün içtiğimiz suyun içinde siyahlık ve kömür parçacıklarına benzer maddeler olduğunu farkettik. Firmayı aradığımda o siyahlık ve parçacıkların hindistan cevizi kabuğundan üretilmiş karbon olduğu ve kaliteli suyun bu sayede alındığını sağlığa zararı olmadığını söyledi ve yinede filtre değişikliği yaptı. Fakat sonuç değişmedi ben de iptal ettim ve bu suyu kullanmaktan vazgeçip yine eskiye döndüm. Firma, bu cihazdaki teknoloji sayesinde suyun kalitesinin alkali, Ph seviyesinin en ideal ve iyonizer canlı su aldıklarını, bazı japon bilim insanlarının bu konudaki araştırma sonuçlarını içeren dökümanlar göndererek bigilendirdi ve bu sayede ikna olmamı sağlamıştı. Söyledikleri doğruydu fakat Japonlar 1970 li yıllarda başlayan çalışmalarını 1990 lı yılların sonunda bitiriyor ve ilk olarak hastanelerde kullanımına başlanıyor. Canlı iyonizer ve suyun Ph seviyesinin 11.5/2.5 aralığında istenilen seviyede almayı başaran japon firması yılda belli bir miktar üretebildiği cihazı satışa sunuyor. Ancak cihaz benim için çok pahalı olduğu için hatta yıllık filtre değişimine bile ekonomik gücüm yetersiz kalıyor malesef. ilgilenenler biraz araştırırlarsa bu bilgilere kolayca ulaşabilir. Son olarak bugün dünyada içilebilecek en iyi su tartışmasız zemzem suyudur.

  6. Ecevit zamanında hangi pınarlara varsam Hepsi gürül gürül akıyordu şu an su akan pınar bulmak çok zor.

    AKP Ağzıyla dedi şehirlerin içine Tükürdük diye.

    Bizim şehirde bir tane yapılması gereken barajı 3 yaptılar. 3 göl sehrin havasını ısıttı. Şimdi şehir sıcaklıkla boğuşuyor. birde üstüne doğalgaz santralı yaptılar oda tuz biberi oldu.

    Yağmur yayıyor Kaldırımlar su gölü, yola iniyon yol gölden geçmiyor. Bunların sebebi altına beton dökülen kaldırımlar, önceden Arnavut kaldırımları vardı araları boşluktu su buradan toprağa akıp gidiyordu.
    Dile kolay 25 yıl, çeyrek yıl Ülkenin, Şehrin içine ihanet etmek için büyük zaman.

    Deprem bölgelerinde Köylüler bağırıyor duyan yok. ürün veren ve üzerindeki ürünlü yok edip bina yapıyor diyorlar gıkını çıkaran yok.

    Yabancı belgesellerde şehir yapımına bakıyorum Şehirde rüzgar koridoru olmalı burdan rüzgar esip şehri temizlemeli diyor. Bizimkiler her yere bina yapıyor.
    AKP Doğayı bozdu ormanları yok edip maden aradılar Turist gelsin diye karadeniz Uzun göle Binalar yaptılar, imar affı çıkardılar yaylalar bina ile doldu (hani Besi hayvanları nerde otlasın) bazı yandaşlarda Şehir efsanelere inanıp Doğal Küçük gölün altında altın var nedeniyle kuruttular neler neler Daha anlatsam Kusarsınız.

    Yağmurun pınarlar için hiç faydası olmaz Kar yağmalı Dağ azar içine emmeli o zaman pınarlar akar Bu sene o doğudaki kar sahnelerini Görmedik Doğu dağları çok nehrin doğuş yatağı desenize ırmakta kuruyacak.

    • “Dede koruk yer, torununun dişi kamaşır” Olaylar birbirine bağlıdır Zincirleme gider.
      Geçen sene Beceriksiz Hükümet yüzünden Koca orman yandı.
      Bilim adamları der ki ormanlar yazın 2 dereceyi havayı soğutur yazında 2 derece havayı ısıtır derler.
      Orman Bölgesinde çam ağaçları vardı Burda bulunan Tüm arılarda yok oldu Balcılığı, Tomruk elde etme, Köylünün mantar toplama …………..gibi ne ekonomiler yok oldu Burda ki halkın acısını hiç Hissetmediniz Ne yuvalar yıkıldı Size zarar dokunmadığı için Kulaklarınızı kapattınız Burda ki sorunları duymadınız.
      Deprem Bölgesinde verimli topraklara Bina yapıyorlar Köylü Çığlık atıyor.
      olaylar Zincirlenme Hareket eder SIRA SİZEDE GELECEK ARABESKE TAKARAK “BATSIN DÜNYA” diyeceksiniz. Geliyor Gelmekte olan.

  7. Olur mu, olur! Niye olmasın?
    Ukraynayı NATO ya katarsın,
    TR’ye de boğazları kapat dersin al sana dünya savaşı.😡
    Bir şırınga pandemi ile dünyayı temizleyen,
    Bir derecelik sıcaklığı artırıcı allame kallame filim çevirip,
    Ağustos böceği gibi telef eder seni;
    SEN KENDİNE GELİP MELEKLERİN CİNSİYETİYLE ONUN BUNUN DONUNUN İÇİYLE SAÇIYLA BACAKLARIYLA ilgilenmeye devam ettiğin sürece!😡😡😡
    Vaizci cennet terlikcisi sümüklüsü şeyhi şohını bırak,
    İmamın oğlunu değil kabe imamonı getirsen no’lcek???
    Para altın mı çıkaracak demlikten?
    Cennete giderken (kesin gidiyonuzda) duble yol tunel ve köprü mü yapacak?
    Daha her ilin birer ŞEHİR HASTANESİ YOK BE!!!!☹️
    (Bu hastaneler vb yapılmadan, her köyün okul sağlık ocağı gibi zorunlu sorunları halledilmeden:
    Gençler iş bulup evlendirilmeden!
    HACCA DAHİ GİTMET CAİZ DEĞİL !
    Bilesiizzz!!!!

  8. Musluklara takılan su arıtma cihazları , bana hiç mantıklı gelmiyor, zira suyu arıtırken içindeki bütün vitamin ve minerallerin de canına okuyor , hem kimyasal yoldan arıtılan su ne kadar sağlıklıdır, o da ayrı bir mesele !
    Tabii damacanayla satılan suların da ne kadar hijyenik olduğu tartışılır , güvenilen markaya itibar etmek gerekiyor , velhasıl her konuda olduğu gibi bu konuda da işimiz zor !

  9. İmam efendiye soylenecek tek şey cin olmadan adam çarpmaya kalkıyor. Yahu sen şu güzelim istanbula hangi katkıda bulundun , yarın bir belediye başkanı vardı dediklerinde hangi icraatını veya eserini hatırlayacaklar. Bir tane ekmek fabrikası ile % 80-90 lara gelmiş metroları tamamlamak mı marifet.
    Sen hiçbir iş yapmafdan birde ülkeyi yönetmeye kalk. Sen bu seçimin en ön saflarında değilmiydin, sen her yerde miting yapmadın mı? demek ki olmadı halk sizlere güvenmedi
    ve topunuzun istifasını istedi .sen ne yaptın KIlıç bey yenildi değiştirelim .peki sen yenilmedin mi.Bu ne kepazelik bu ne yüzsüzlük .Allah ülkemizi bunların iktidarından korumuş verilmiş sadakamız varmış.

    • Belediye meclisinde Cumhur çoğunluğu olduğundan, seçim sonuçları açıklandıktan sonra bizzat Erdoğan tarafından “topal ördek” tanımlaması yapılarak İmamoğlu’na icraat yaptırmamak üzere cephe alınmasından da söz etmek lazım değil mi? Bak meşru seçimi iptal ettirme kısmına hiç girmiyorum bile.

  10. Bu sene iyi kötü geçer ancak önümüzdeki sene ne olacağı meçhul.
    Çiftcimiz geçen sene 7 TL den sattığı arpayı bu gün için 5 TL ye peşin satamıyor. Ancak vadeli olarak 5 TL ye satabiliyor. Bu durumda borcu olup da vadesi gelenler ürününü maliyetinin altında bir fiyata elinden çıkarmak zorunda kaldı.
    Muhalefet ise bunları dile getirip çiftcinin hakkını koruma yönünde hiç bir varlık göstermiyor.
    Demokrasilerde muhalefet ne için var?

  11. Belediye başkanı önce şehrini ihya etmeli! Başka iller kıskanmalı😂.
    Metro hafif raylı sistemler her şehre gerekli. Bunu yapmak merkezi yönetim imzası ile oluyorsa onunda bir kuralı limiti konmalı yasalara ve kişi keyfine bırakılmamalı!😡
    Pazarlardaki giderleri (tabla fiyatı vb) düşürülüp kullanana gerçek fiyatından maledilmeli.
    Çevre köylerden gerekirse belediye araçları küçük bir ücret karşılığı pazara köylüyü getirip götürmeli.
    Burada maliyete bakılmaz! Ülke ekonomisi ve fiyatlar genel düzeyi, enflasyon vb ÖNEMLİ dir!
    Bunların dolaylı etkisi vardır.
    Tarım koop olmasa bakliyatı 100~150 liradan da yiyebilirsin mesela!
    Bu bile marketlerin fiyatını dengelemeye YETER, ithalat baş gardiyanı🤗.
    (Ama ithalatçı senin emmoğlu değilse😡).
    Sonra geç başa namaz kıldır İmamoğlu 🤗.

  12. Karpuz kiraz mevsiminde bile düşünemiyeceğimizi sanan doktor kardeşime karpuz ve kiraz ye demiş. Kardeşim de doktor dedi ciddiyetiyle kiraz almaya markete gitmiş. Pazarda 40-50 lira olduğunu bildiği için gönül rahatlığıyla 40 liraya kiraz almış akşam sağlamlarını kurtlu ve çürüklerinden ayıklıyordu;)) zincir marketlerin en büyüklerinden olan markette bütün meyve çeşitleri olduğu halde 50 liralık kiraz yokmuş. Hiç olmazsa pazarda her kalitesi bulunuyor.

    Ben bir şirkette sebilden su içtim, içimi çok güzel geldi. bu su çok farklı, hangi marka su bu diye sordum. Güldüler, musluk suyuymuş, filtreleme sistemi takmışlar sebile, filtrelenen su da cam damacanalarda birikiyor. Her birimde de cam damacanaların takılı olduğu küçük sebil bulunuyormuş, suyu biten filtreleme sistemi takılı büyük sebilde dolan damacanayı alıp yerine boş damacanayı takıyormuş. Nisan ile Eylül aylarında olmak üzere yılda iki defa filtreleri yenisiyle değiştiriyorlarmış. Filtreleme sistemi olmadan önce günlük 40 damacana suyu satın alıyorlarmış.

    Piyasada yaygın olan sistemlerin fiyatları 2000 lira ile 7 bin lira arasında değişiyor. 5.500 liraya filtreleme sistemi satan biri siparişlere yetişemediği için servis alanını daralttığını söylüyor. İstanbul’da kaç konut ve iş yeri varsa çarpı ortalama 5.500₺. rant çok büyük!

  13. Sayın yazar,
    Biz de suyu maalesef musluktan içemiyoruz ve aylık su giderimiz, iki kişi olduğumuz halde, sizinkinden biraz az.
    Ülkemizdeki hemen hemen bütün belediye başkanları musluktan içilebilir kalitede su akıtma konusunu yıllardır nedense pek önemsemediler.
    İşin kötüsü su kesintileri olduğunda borulara negatif basınç nedeniyle pis su dolma ihtimali olması.
    Zamlar konusunda, bir emekli olarak, ülkemize gelen avrupalı emeklilere kıskanarak baktığımı söyleyebilirim.
    Son olarak şunu diyebilirim: “Merak etmeyin. Ekonominin başında ekonomiyi bilen ekonomistler var.”

  14. Bizde de “su sorunu” (sorun) olmaya başlamışsa bütün dünya su sorunu yaşıyor ya da yaşayacak demektir.

    Bizde dediğim; mukim bulunduğum yeşil mi yeşil, bu mevsimde hala dağının başı karlı, kenarında derya mı derya, devasa, adına deniz denen bir göl bulunan kadim yerleşim yerinin suyu, dağın eteklerinden hiç bir maliyet ödenmeden kendi cazibesiyle akıp gelen bir yerde, şu sıralar suya hasret kalmaya başladık. Değil içmeye, afedersiniz def’i hacet ettiğiniz mekanda bile su bulunamaz hale geldi…

    Yağışlı bir mevsim yaşanmasına rağmen su kaynaklarında azalma var ve bizimkisi öylece devasa bir kaynak ki, hem küçük çaplı bir hidroelektirik santralini besliyor, hem bahçe sulamasında kullanılıyor ve hem de içme suyu olarak… İnanmayacaksınız ama, arta kalan ve boşa akan su da var ve bir nebze olsun kenarındaki gölü de besliyor desem abartı olmaz.
    Buna rağmen ilçeye, dışarıdan her hafta veya ay onlarca tır hazır içme suyu giriyor. Siz bu işten ne anladınız?

    Peki sorun nedir diyeceksiniz?

    Sorun, yetersiz, yenilenmeyen su şebekesi ve isale (taşıma) hatları. Böyle olunca da istisnasız her (müstakil) hanenin bahçesinde kayıtdışı bulunan bir musluk, yanıbaşında onlarca metre uzunlukta bahçe hortumları, gece/gündüz su şebekesini boşaltan su akımı. Yetmiyor, adam, mahallenin su hattını oluşturan boruyu bir kaç yerden delerek damlama sistemi oluşturduğu bahçesinin su ihtiyacını(!) borudan (ç)alarak karşılıyor, diğer insanların susuz kalması pahasına.

    Yerel yönetim mi?..İktidar partisinden; muhalif olsa anlayacağım. Denetim, kontrol hak getire. Neyse.

    Sadece su sorunu mudur yaşadığımız, ülkemizde yaşanan onca sorunun çetelesi tutulsa, çeteleyi rulo yapma gereği duyarız.

    Hayat pahalılığı.

    Geçim DARLIĞI!

    Boşa giden gereksiz harcamalar, İSRAF!

    Ruhi problemler, MUTSUZLUK.

    Saygı/sevgi eksikliği, MANEVİ GIDASIZLIK.

    Kendisi için istediğini kardeşi/başkası için de istememe, DİĞERGAM(SIZLIK).

    Varlık içinde yokluk çekilmesi hali, PAYLAŞAMAMA.

    Bence sorunların temeli insan; sorun insanda, insanımızda: “Başına kötü, olumsuz olan ne hâl geliyorsa, hep kendi eliyle yaptıklarındandır.” Başka söze gerek var mı bilmem?

    He? Var mı?

    • Hasan bey “Yerel yönetim mi?..İktidar partisinden; muhalif olsa anlayacağım.” diyorsunuz ama yıllardır tüm sahil kentlerinde chp belediyesi var öyle değil mi? Ya da niye hemen yanıbaşınızdaki bir chp belediyesine taşınmıyorsunuz?
      Seçim haritasına bakılırsa bulunduğunuz bölgede bir tek balıkesir belediyesi iktidarın, onun da sahil kasabaları chp ye aittir! Edremit altınoluk filan yani… YALAN SÖYLEMEK AYIPTIR!

      • evet; “yalan söylemek ayıptır”…
        ya yanılıyorsanız?

        yani ben yalan söylemiyorum ama siz yanıldığınız için iftira etmiş gibi oldunuz. Buna ne demeli Hedef 2028?

  15. İbb şehremini imamzade ekrem çelebi chp yi değiştirebilir mi bilmem ama içilebilir şebeke suyunu murdar ettiği gibi hamidiye marka şişe suların üzerine de çoktan HMD yazdırmış(“hamud”un kısaltması olsa gerek:)
    Kuyu suyundan dolum yaptırdığı damacanalar için kaç kere zam yaptığını ve son fiyatını ise hiç sormayın!
    Bahsettiğiniz sebil pınara gidip bidonlarınızı ordan doldurun daha iyi, hem daha sağlıklı olur, hem de bedava:)
    İstanbulda her şey çok daha güzel olacak,
    bu daha başlangıç:)))))))))

Yoruma kapalı.