“Özgür Özel nasıl oldu da seçilebildi?” sorusuna cevabım: Kurultayın havası zaferi getirdi…

35
Reklam

Yazımın başlığındaki soruyla gün boyu çok karşılaştım.

CHP’deki lider değişiminin delegeler eliyle gerçekleşmesi elbette üzerinde durulmayı hak ediyor. Özgür Özel yalnızca Kemal Kılıçdaroğlu’nu yerinden etmekle kalmadı, siyasi hayatımızın çok uzun zamandır mahrum kaldığı bir özelliğini hatırlamamıza da sebep oldu.

Siyasi hayatın içerisinde dirsek çürütmüş bir dostumla konuşurken onun yönlendirmesiyle daha iyi hatırladım: Eskiden partilerin kongreleri siyasetin nabzının en canlı attığı yerlerdi.

Tıpkı önceki gün CHP kurultayında yaşandığı gibi.

Gidenler yerinde gördü: Salon tıklım tıklımdı.

Salondaki heyecan ekranlara da yansıyordu.

Partinin öndegelenleri, milletvekilleri, delegeler, çeşitli illerden partilerinin bu önemli gününde yaşanacaklara tanıklık etmek için gelenler…

En önemlisi gerçek anlamda rakipler arasında bir yarış vardı kurultayda.

Reklam

Konuşmak isteyen herkes kürsüye çıkabildi. Kürsüye çıkan herkes, zülfü yare dokunmaktan çekinmeden, destekledikleri adayı överken de, rakibini eleştirirken de asgari nezaketi elden bırakmadan konuştu.

Siyaset en üst düzeyde kurultayda kendisini ifade imkanı buldu.

Dostum, biraz da hayıflanarak, “Bu tür kongreleri özlediğimi fark ettim” dedi bana.

Partilerin kongrelerine hazırlık aylar öncesinden başlardı.

Babam 1960 sonrasında İzmir’de Adalet Partisi’nden uzun yıllar il genel meclis üyeliği yaptı. Parti il delegesiydi. Milletvekilleri, senatörlerden yeniden seçilmek isteyenler il kongresinden bir süre önce dükkanına mutlaka uğrar, hal hatır sorarlardı. 

Bir oy bile değerliydi onlar için; milletvekili ve senatörlerin kimler olacağına partilerin il delegeleri oylarıyla karar verirlerdi çünkü.

Parti merkezleri belli illerde bir-iki kontenjan kullanmakla yetinir, diğer adaylık sıralarını bütünüyle il delegelerinin değerlendirmesine bırakırdı.

Heyecanın ilçelerden illere, oradan Ankara’ya taşındığı bir süreçti partilerin kongreleri… 1980 askeri darbesine kadar…

Reklam

Darbeci askerler, kendileri yönetime el koyana kadar varlığını sürdüren bütün partileri kapattılar. Yeniden siyasi hayata geçiş için izin verirken de, kurulacak partilerin kurucu listeleri üzerinde oynamayı hakları gördüler.

İstedikleri iki partili bir siyaset alanıydı. Bir sağ parti, bir de sol parti. Sağ partiyi başında bir emekli orgeneral –Turgut Sunalp– olarak kurdurdular, sol partinin başına da vaktiyle İsmet İnönü’ye özel kalem müdürlüğü yapmış bir bürokratı –Necdet Calp– getirdiler…

Turgut Özal ne yapıp etti, birkaç kurucusu veto edilse bile partisinin seçime katılmasını ve kazanmasını sağladı.

Siyaset alanı Özal tarafından heyecanı az tutulacak şekilde belirlendi.

Önseçim kaldırıldı, adayları parti merkezleri -genellikle liderler- belirler oldu.

Yeni kurulan partilerin delegelerini parti merkezleri belirledi, onların belirlediği delegeler de lideri ve parti yönetimlerini seçtiler. Lider ve yöneticilerin karşısına rakip çıkması bu yüzden imkansız hale geldi. Liderler tarafından belirlenmiş delegeler doğal olarak kendilerini delege yapan lider ve onun seçilmesini istediği yöneticiler için oy kullandılar.

Kongreler ortaokul müsamerelerine döndü. Kürsüye lider tarafından konuşmakla görevlendirenler ile kendilerini lidere beğendirmek isteyenler çıktı, liderler uzun mu uzun konuşmalarla delegeleri bayılttılar.

Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adayı olmak üzere genel başkanlığı ve başbakanlığı Ahmet Davutoğlu’na bırakmak için topladığı 2014 yılı AK Parti kongresini düşünün. Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığında son günü toplanan o kongrede her şey vardı ama heyecan yoktu. Uzun konuşmalar sıcak havayı daha da sıkıcı yapmıştı.

İyi biliyorum, oradaydım çünkü.

CHP’nin kurultayları da farksızdı. 

Kemal Kılıçdaroğlu kendisinden önceki lider Deniz Baykal’ın bir kasedi çıkmasının ardından doğan boşlukta genel başkan seçildi ve o da aynı sistemi uygulayarak son kurultaya kadar geldi. Karşısına çıkan rakipleri de, atadığı delegelerin her halükarda kendisine vefa hissiyle sadık kalacağı güvencesiyle fazla önemsemedi.

Son kurultayda, “Değişim diyorlar, partideki kalıcı tipleri göndererek ilk değişimi ben gerçekleştirdim” diye bir cümlesi oldu. Doğrudur. Yüzlerce partili arasında kendisini arayıp bulan ve genel başkan seçilmesini sağlayan partinin ileri gelenlerini kısa sürede işlevsiz ve sandalyesiz bırakan odur.

Nasıl oldu da bu kurultayda istediği sonucu alamadı ve rakibi karşısında yenildi?

Galiba bunu kurultayın dışarıya da yansıyan havasına bağlamak gerekiyor.

Kılıçdaroğlu’nu eski günlerdeki heyecanlıları hatırlatan kurultayın havası yenilgiye uğrattı.  

Umarım, muhalefetin CHP’deki bu başarısı başka partilerde ve hatta diğer platformlarda da yansımasını bulur.

ΩΩΩΩ

Reklam

35 YORUMLAR

  1. Siyasi partilerin genel başkanlarından siyasette etkin insanlara bakarsanız uzun zamandır ilk defa EGE’den birinin, helaliyle, böyle bir koltuk kazandığını görmek beni sevindirdi. ÖÖ belki de buna oynamalı, her yer karadenizli her yer doğulu ülkenin hali de ortada!
    Paradigmal Değişim böyle gelmeli

    • Dostum manisa egede olabilir ama seçmen kitlesinin çoğu doğulu olsa gerek ki tarzan ilk iş selocanı selamladı:)

    • Özgür Özel memleketinden iki kez belediye başkanlığına aday oldu ama kazanamadı!
      Özel’in Manisa’da bile karşılığı yok!
      Türkiye’yi nasıl kazanacak?
      13 yıldır kaybeden ekip de aynı ekip, bir Bay Kemal eksik!
      Bugün Özgür Özel’i omuzlara alanlar yarın Ekrem’i yalamaya başlayacak! Görünce iğreneceksiniz!
      PKK’lı Selahattin Demirtaş’a selam çakmadan duramadı!
      Osman Kavala’yı diğeri gibi baş üstünde tuttu!
      İnsan bir kendine bir de Reis’e bakar be!
      Hem mesele sıklet meselesi, bu iş lamlum yapmakla olmaz!
      Ekrem İmamoğlu’nun doymaz ve vefasız bir kişiliği var!
      Amcasının intiharına sebep olan bir vicdansızdır o!
      Kemal Kılıçdaroğlu’na gelince, o da Baykal’a çektirdiklerini çekiyor! Allah’ın adaleti bir başka oluyor!
      Baykal’ı arkadan hançerleyen de oydu.
      Herkes bu dünyada yaptıklarının bedelini ödemeden öbür dünyaya gitmeyecek!

  2. KRİZİN 4. EVRESİ
    İliklerimize kadar hissettiğimiz,
    ” siyasal, sosyal ve anayasal kriz”in son aşamasındayız.
    Yani “eve götür” aşaması.
    Bu krizi iktidar kadar muhalefet de yaşıyor.
    Zaten ortaklaşa sebep oldular.
    Artık hiçbir hamle en küçük bir karşılık bulamaz.
    Özgür Özel’in seçilmesi zemheride yani kışın ortasında yapılmış bir aşıdır.
    Bu aşının tutma ihtimali de sıfırdır.
    Bitkisel hayatın teknik tarifi şu:
    –Hayat fonksiyonlarının geri döndürülemiyecek derecede yitirilmesidir.
    Açık bir soru sorayım:
    Özgür Özel 10 gün içinde iktidara hergangi bir konuda geri adım attırabilecek mi?
    Yada daha net bir soru sorayım:
    –Özgür Özel 2,5 milyon oy sahtekarlığının yapıldığı
    16 Nisan 2017 referandumunda ne yaptı? Sahtekarlığa ne tepki gösterdi?
    Sahtekarlıktan haberi yoksa, CHP genel başkanı seçildiğinden de haberi yoktur.

    • CHP Genel Başkanlığı’nın, partinin kurulduğu günden bu yana hep daha düşük profilli bir kimseye devredilme geleneği devam etti. Atatürk, İnönü, Ecevit, Baykal, Kılıçdaroğlu (Emanetçi parantezleri saymıyorum) derken, Özgür Özel’in koltuğa oturması, kendinden daha düşük profilli bir genel başkan olma geleneğinin sürdüğü anlamına geliyor. Hatta denilebilir ki, bu yokuş aşağı gidiş, Özel ile radikal bir ivme kazandı. Evet, genç, dinamik, yakışıklı, muhteris bit karakter; velakin Kılıçdaroğlu’nun sahip olduğu pek çok şahsi özelliğe sahip değil. Evvela Kılıçdaroğlu’na nazaran çok beyaz. Kolejli çocuk kokusu var üstünde. Hem Kemal Kılıçdaroğlu’nun sahip olduğu sosyolojik tabana da sahip değil. Ve belki de en önemlisi, Kılıçdaroğlu gibi büyük bir rüzgârı arkasına alarak gelmiyor. Aksine Kılıçdaroğlu karşıtlarının “İmamoğlu olmadı, kim olursa olsun” adayı olarak o koltuğa oturdu. Bu durum, Kılıçdaroğlu’nun ne kadar yıprandığını ortaya koyuyor. Yine de kati olan şey şudur; Özgür Özel, Kılıçdaroğlu sonrası daha düşük bir profile tekabül eder.

  3. şöle bı muhalif yazar çizerlere baktım..hepsi çok umutlu….ÖÖ.ile (önceden KK idi😀 ) çok basarılı olacaklarını hatta iktidar olacaklarını falan hayalindeler…ben artık şu kanaate vardım..bu muhalif yazar çizerler menfaat gereği muhaliflik yapiyolar..ya bunlarda biliyolarki CHP iktidar olamaz..CHP HDP ye ve ne olursa olsun sağ seçmene %51 lik sistemde mecbur…bunu bilebile hala umut satmaya çalışiyolar…bunu köydeki çoban bile biliyo…ama adamlar hala algı pompalama derdindeler..bunu bile bile yapmak bana ilginç geliyor….hala …kazanacagız ..bu iş tamam…göreceksiniz ……gündem de kalmak gündem olabilmek için herhalde….

    • Kandil tepelerinden Pensilvanya düzlüklerine kadar dünyanın tüm coğrafyalarının desteğini arkasına almasına rağmen Başkan Erdoğan dağını devirmeyi başaramayan Bay bay Kemal’in eksik bıraktığı ne vardı ki, Özgür Özel o boşluğu doldursun?

  4. “İLK GÖRÜŞME
    İstanbul Büyükşehir Belediyesi(İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP’nin yeni Genel Başkanı Özgür Özel’i ziyaret etti.

    İkili görüşme sonrası açıklamalarda bulundu.

    Özel, İmamoğlu için, “Aramızda kardeşlik ilişkisi var, bizi iktidara taşıyacak” dedi.

    Kaynak: Gerçek Gündem”
    VALLA DERSİMLİ KEMALLE DE ARALARINDA BABA-OĞUL KUTSAL RUH İLİŞKİSİ VARDI AMA SONUÇ ORTADA! BU MANİSA TARZANIYLA ARALARINDAKİ AHBAP ÇAVUŞ İLİŞKİSİ DE UZUN SÜRMEZ(bkz. Abdullah gül kardeşimiz:)

  5. CHP ülkenin en demokratik partisidir. bunu daha önce de yazdım burada. Kılıçdaroğlu na söylenen lafların onda birini bir başka partide birisi genel başkanına söylese o saat kendini kapının önünde bulur. örnekleri çok.
    keşke diğer partiler de CHP yi örnek alsalar.

    • “CHP ülkenin en demokratik partisidir.” buyurmuşsunuz da, elhak öyledir,
      yalnız pollayancılığın da alemi yok,
      Kılıçdaroğlu na söylenen laflar sebebiyle de kendini kapının önünde bulan bulana. örnekleri çok.
      “keşke diğer partiler de CHP yi örnek alsalar.” filan da demişsiniz ama siz bunu isterseniz bir de daha yeni chp den atılan balıkesir belediye başkanına bir atlatın:)
      Tövbe tövbe…

  6. “Türk Silahlı Kuvvetleri, 15 köylüyü helikopterden attı. Türk Silahlı Kuvvetleri, köyleri yaktı, bombaladı.” diyen Sezgin Tanrıgül yine PM listesinde.
    Demirtaş ve Kavala’ya selam yine çakılmış.
    Ne değişti. KK gitti ÖÖ gitti. Sadede harf olarak geriye gitti o kadar.
    Bu arada İmamoğlu’nun işi iyice zorlaştı.
    “Kılıçdaroğlu yüzünden kaybettim. Kılıçdaroğlu’nun liderliğinde seçime girdiğimiz için kaybettim.” diyecekti yerel seçimlerde. O mazaret kalmadı artık. Daha eğlenceli günler geliyor. Bakacazz.

    • Sen asıl bomba haberi bilmiyorsun Fatih..
      Siyah sancak çekilmiş,
      Komtanlar tepeye mevzilenmiş..
      Karşıdan en az 10 bilemedin 20 gemi geliyor!.. (uçak!!.. tank!.. hele ki F ile başlayan 35 falan deme sakın işinden olma😊)..
      Bil bakalım sonrası:
      “Kılıç çekil memiş kınında kalmış😯.”
      Yani Kılıçtaroğlu damdan düşünce..
      Kılıç yamuk kalmış çıkmamış kınından😂
      Eğer Kılıç taroğlu başta kalsaydı varyaa
      İktidardan önce o giderdi taa.. Kudüs’e.
      Gelirdi teskere meclise,
      Ondan sonasını anna işte😂. (Vekillerin çocukları edebiyatı da yapmaya gerek kalmazdı.. tüh!).

  7. Yazarı heyeacanlanmış gördüm. Şu muhalefetin en sevdiğim özelliği hiç umutları tükenmiyor. Yoksa yazar gazeteci gibi yorum yapsa imamoğlunun chp ye kayyum atadını falan yazar.

    • Sayın ddn “Şu muhalefetin en sevdiğim özelliği hiç umutları tükenmiyor.” buyurmuşsunuz,
      elhak doğrudur, fitne ateşi sönmez, her dem bakidir, keşke ehlimümin de ehlifitne kadar sıdkıbütün durabilse:)

  8. Bu başarıda 18 milyonluk istanbullunun payı var. İmamoğlunun deyimi ile hep birlikte başardık. Ödediğimiz vergiler, ispark paraları nereye gitti sanıyorusunuz.

    • İstanbul Belediyesinin imkânlarına karşı Kılıçdaroğlu tutunamadı. Memur maaşı ile koskoca İstanbul Belediye bütçesine karşı dayanamazsınız. Nitekim öyle oldu. Herkes biliyor ki İmamoğlu destek vermeseydi Özgür Özel aday bile olamazdı. Kabul edelim Özgür Özel bu kadar büyük bir operasyonu maddiyat olmadan yapamazdı.
      Kılıçdaroğlu paraya karşı kaybetti. Yeni yönetimin ülkemize vereceği bir şey yoktur. Değişim diyenlerin sadece koltuk değişimi önerdiklerini yakında göreceğiz. Kuvayı Milliye’den, bağımsızlıktan bahseden Özgür Özel’in Selahattin Demirtaş’a selam göndermesi, TSK’ya katil diyen Sezgin Tanrıkulu’yu Parti Meclisine alması ikiyüzlü bir tutumdur. Kongreyi kazanmak için Atatürk, Cumhuriyet, Bağımsızlık diyeceksin. Bitince bu ilkeleri terk edeceksin. Olmaz. CHP siyaseti artık HDP’ye rehindir. HDP kimi isterse o isim CHP’ye Genel Başkan olacak gibi duruyor.

  9. Muhalefetin diğer partilerine de yansıması olumlu olmalı ki, o partilerde varlıklarını sürdüre bilsinler🤔.
    Bu sistem daha uzuuunnn bir süre (en az 2030) devam eder! O zamana kadar bir İmamoğlu birde Erbakanın oğlu kalır siyaset te🤗. (Sol niye yok? Onu sol’cuyum diyenlere soracaksın☹️).
    Onun için partiler “halka rağmen..!” Kafasını kesip atmalılar🙂.
    (Bak👀, kuzular koyunlarının peşinden!..🤣🤣🤣🤣🤣).
    Not:umarım CeHaPe zihniyetinin değişimcileri,
    TR seçmeni ve halkı üzerinde oynanan: ETNİSİTE İNANÇ SOROS FETÖ TARİKAT CEMAAT oyunlarını tez zamanda ifşa edip,
    Ülkenin makus talihini yenerler ve muasır medeniyet seviyesine ulaşma yolunu aya giden duble yolu kamulaştırarak kalka bedava yapabilmeyi🤗..
    Aklederler!.. amaç edinirler🙂.👏👏👏

  10. -Burdaki bizim yorumlarımızda ne yazdıysak! Ö.Özel onu söyledi🤗 (bunu farkettiniz mi bilmem🙂).
    -Bir ülke ki, 25 yıl üst üste kazanan!!! bir parti ve lideri var🤔!
    Karşısında: hep kaybeden😡, ama koltuğunu kaybetmeyen!!😯 sözde liderler ve adı sadece muhalefet 😡 olan partiler var!!!! (Atatürk kurmamış olsa… neler söylerdim ammaaa… boş ver😡).
    -bir partinin başındaki zat!😂 hep kazanıyorsa; niye değişsin? ki????
    Ama fakat, kazanamayan? (Hemde hiç!).
    -X kişisi niye kaybettiği halde.. çekilmediii.. hâla ayar çektii.. durmadı bombaladı adetaa..?
    Eeee.. daha öncede söyleyen oldu: küfür tek millettir (pardon onu 2053 te söyleyeceklerdi😂).
    “Lider tek aşına evde değildir, arkasında mutlaka birsürü kırıntı toplayanlar, avaneler, sebeplenenler, hüpletenler, sinsice işi götürenler!… vardır “ da ondan.

    • Özgür Özel’in dikkatine

      Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir projesi vardı:
      “Tarihi İpek Yolu’nu Canlandırma Projesi.”
      Fakat… Projede yol Azerbaycan’dan geçmiyordu.
      Azerbaycan… İncinmiş… Kırılmış… Üzülmüş.
      Ünal Çeviköz… Emekli Büyükelçi… Kılıçdaroğlu’nun Dış Politika Danışmanı idi.
      Çeviköz… Dağlık Karabağ Savaşı sırasında… “Türkiye, Azerbaycan’a silah yardımı yapıyor… Hatta cihatçı gruplar gönderiyor” demişti.
      Azerbaycan… Öylesine gücenmiş… Öfkelenmiş ki.
      Özgür Özel’in ilgisine ve bilgisine… Partisinin Azerbaycan politikasını mutlaka revize etmeli.

  11. Umarım, muhalefetin CHP’deki bu başarısı başka partilerde ve hatta diğer platformlarda da yansımasını bulur.😂😂😂😂😂😂
    Girdiği her seçimi kaybetmiş birinin kurultayda değistirilmesini BAŞARI gören bir muhalefet yazarı ….niye ülkede bunca olumsuzluğa ramen muhalefet basarılı olamıyorun cevabı😂😂😂 zavallı byby Kemal’in dediği gibi bu sonuç aklın bilimin mantığın gereği😂adam her seçimi kaybetmiş ….ama sayın yazar bu değişimi Başarı sayıyor…..ahh Erdoğan..ne şanslı insansın😂😂😂😂😂😂

  12. Kurultayın havası mı, yoksa belediyelerin parası mı zafer getirdi, şimdilik soru havada. Belediye meclisi üyeliği, ihale, mevzii imar planı değişikliği… belediyelerde imkan gani. Kemal’in tutarsız yalanları delegenin iş bağladığı kurultayda boğuldu gibi. Öyle görünüyor.

    • Hep birlikte başardık,tüm istanbullular elini taşın (pardon) altına koydu. :)))))))))))

    • Asansör ihalelerinden yüz milyonlarca liralık trol ordularına kadar pek çok iddia bizzat CHP’liler tarafından kendi partilileri için ortaya atıldı. İstanbul Kongresi’nde İmamoğlu’nun adayının kazanması için belediye kaynaklarının seferber edildiği televizyonlarda dile getirildi.
      Son olarak kendisini Kemal Kılıçdaroğlu gönüllüsü olarak tanımlayan Tolgahan Erdoğan’ın sosyal medya açıklamalarına göre, Özgür Özel’in kazandığının kesinleşmesinden sonra 4 döviz bürosu açtırılarak toplam 1.500.000.000 (1 milyar 500 milyon Türk Lirası) lüks araçlara konularak dağıtıldı. Ve bu döviz büroları “bir belediye başkanının talimatıyla” açıldı. Bu kadar paranın konuşulduğu bir kongre sonrası CHP’de suların durulacağını beklemek hayalcilik olur. Bu paraların gerçekten dağıtılıp dağıtılmadığı, dağıtıldıysa kimin neden dağıttığı ve karşılığında ne alınacağı sorusu ise araştırılmayı bekliyor.

  13. CHP bildiğimiz anlamda normal bir siyasi parti olsaydı Özgür Özel’in genel başkan olmasının çeşitli anlamları olabilirdi.
    Öncelikle Özel dönem dönem CHP’ye hakim olan radikal sol, elitist ve siyasal Alevici çizgilerin aksine tipik bir Anadolulu Atatürkçüdür. Bu yönüyle Baykal, İnce çizgisinin devamıdır. Ulus devletin imkanları ile okumuş, Manisalı bir eczacıdır. Babası, dedesi azınlıkların malına konarak zengin olan bir cumhuriyet eliti, diplomat/bürokrat çocuğu, militan bir solcu veya mezhepçi değildir. Bu profil diğerlerine nazaran daha popülist bir Atatürkçülüğün takipçisi olur. Bakmayın siz kurultay konuşmasında Kavala’ya, Demirtaş’a selam gönderip, Hamas için teröristtir dediğine. Özel’in ilk mektep Atatürkçülüğünün bu sözlerin ne anlama geldiğine vakıf olacak bir entelektüel birikimi yoktur. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşısında konumlanıp, CHP’deki siyasal Alevici delegelere de hoş gözükmek umuduyla söylenmiş sözler olarak değerlendirilebilir.
    Diğer taraftan Özel tipi Atatürkçülüğün İYİ Parti ve AK Parti’de barınamamış diğer isimlerin kurduğu partilerle ittifaka yönelmesi de pek mümkün değildir. Çünkü yapay da olsa herhangi bir topluma açılma çabasının ilk mektep tipi Atatürkçülüğün sonu yani CHP’nin kendisini inkar etmesi anlamına geldiğini gayet iyi bilirler. Daha doğrusu entelektüel bir bilişle değil de daha çok içgüdüsel bir karşıtlıkla bunu istemezler.
    Kendi küçük dünyalarında Atatürk, laik, çağdaş ezberlerini tekrarlamayı, arada buna ülkeyi sattılar, Büyük Ortadoğu Planı gibi safsataları eklemeyi tercih ederler.
    Ancak CHP normal bir siyasi parti değildir. Özgür Özel de hakikatte kongrede kazanmış bir genel başkan değildir. Özel’in seçilmesi aslında en çok Kılıçdaroğlu muhalifleri için sürpriz oldu. Kılıçdaroğlu muhalifi hizipler kongreyi kazanma umutları olmadığı için perde önüne çıkmadılar. Gayet heyecanlı ve çocuk tabiatlı olan Özel’i öne sürdüler.
    Bir nevi nasıl olsa kazanamayacağı bir yarışta eğlenmesi işlerine geldi.
    Şimdi ise Özel, Kılıçdaroğlu’ndan çok daha kolay mağlup edilebilir bir genel başkan olarak koltuğa oturdu.
    Eminim dün gece Özel’in kazandığının kesinleştiği andan itibaren bir sonraki olağanüstü kurultay için zihinlerini işletmeye başlamışlardır. Yerel seçimlerden sonra kuvvetle muhtemel olan İstanbul ve Ankara kayıplarının hemen akabinde düğmeye basacaklar. Özel’in partiyi toparlayamadığını, belediyelerin kaybedildiğini, yenilenmeye ihtiyaç olduğunu hatta Özel’in Erdoğan karşısında yeterli liderlik vasıflarına sahip olmadığını söyleyerek harekete geçecekler.
    Aynı şeyler Kılıçdaroğlu’nun da başına gelmişti. Kimse onun genel başkanlıkta kalıcı olacağını düşünmüyordu. Ancak Kılıçdaroğlu’nun yıllarca genel başkanlık yapmasını sağlayan iki avantajı oldu.
    Birincisi parti içerisindeki siyasal Alevici kesimler Kılıçdaroğlu’nu canı gönülden destekledi. İkincisi ise Kılıçdaroğlu’nun yabancı ve özellikle okyanus ötesi mihraklarla kurduğu bağlılık ilişkisi kendi çapının çok ötesinde siyasi tahkimat sağladı Kılıçdaroğlu’na. Özel ne yaparsa yapsın bu desteklerin birincisine Kılıçdaroğlu kadar sahip olamayacak. İkincisine gelince bakalım Anadolulu Atatürkçü altyapısı buna ne kadar müsaade edecek. Buradan bakınca Özel’in CHP genel başkanı olarak ömrünün çok uzun olmayacağı gözüküyor.
    Ama bu siyasettir. Bekleyelim, görelim.

    • Nazif beyin yorumu doğrudan realiteye tekabül ediyor ve gayet gözaçıcı, paylaştığı için kendisine teşekür ederiz, yazarımız da çok şanslı, çünkü bu platformun yorumcuları oldukça donanımlı, köşeyazısının üstüne tatlı niyetine yorumları okuyoruz, ama sözde muhalif olanlar ise maalesef çerçöp yazıyorlar…

    • Halk dediği chp li kitle. Biz vatandaş oluyoruz. Yoksa liyakat sıralaması yapılsa 18 milyonluk istanbulda 18 milyonuncu gelecek birini niye sevelim.

    • Özgür Özel’i kazandıran İmamoğlu’dur. İmamoğlu’nun İBB’nin imkanlarını sonuna kadar kullanması, İmamoğlu’nun arkasındaki bazı Boğaziçi Baronları, 28 Mayıs gecesi genel seçimleri kaybeden Kılıçdaroğlu’na karşı önceden hazırlanmış DEĞİŞİM PROJESİ’NİN İmamoğlu tarafından devreye sokulması sonucu Kılıçdaroğlu’nun devrilme hikayesi yazılmaya başlamıştı. İmamoğlu genel başkan adayı olacaktı.
      Cesaret edemedi. İmamoğlu cesur değildi. Ama genel başkan adayı olmak için çırpınan Özel ile projeye Rumelihisarı’ndaki belediye köşkünde ivme kazandırdı.
      İmamoğlu, Selin Sayek Böke ve Özgür Özel ile bir anlaşma yaptı.
      Bu gizli anlaşmaya göre İmamoğlu, Özel’i destekleyip genel başkan yapacak. Özel’in sağ kolu olarak Böke görev yapacak. İmamoğlu’nun İBB seçilme veya seçilmeme durumuna göre İmamoglu istediği taktirde Genel başkanlık koltuğunu Özel’den alacak. Özel, İmamoğlu’nun 2028 cumhurbaşkanı adayı olması için garanti verecek.
      İşte bu anlaşmadan sonra İmamoğlu, önce büyük sermayenin sesi Oksijen gazetesine ilk çıkışı yaptı. Ardından Özel aday oldu. Özel’in arkasındaki kadronun önemli kısmı İmamoğlu’nun medyası. Akademisyen, reklam uzmanı isimlere bakınız.

      • Delege sistemi nedeniyle kılıçdarolunun kaybedeceğine kimse inanmıyordu fakat ben ilk baştan biliyordum. yenilikçiler o kadar ümitsizdi ki adaya bile çıkaramadılar başta.
        ABD kılıçdaroğluna bir görev verdi ve başaramadı. Abd bu başarısızlığı affetmez.
        Bu azletmeden daha önemli olan ve abd parmağını gösteren sonuç bu kongrede hdp ile kürsüden imzalan sözleşmedir. Hdp ve chp kaderi orta abd de kıyılan nikahla birleşmiştir.
        İyi parti bu oluşuma destek vermek zorundadır, hiç boşuna çabalamasın.

  14. parti liderinin delege atamasi maalesef siyasetin tabanda genislemesinin onlemekte ve bu durumda partinin tabanin genislemesini onlemekte. bu nedenlede partilerin oylari fikirleri guzel olsada sabit kalmaktadir. umarim ozgur ozel ve diger parti liderleri bu durumun farkinda olur. yoksa siyasette taban ve tavan uyusmazligi devam.edecek ve siyaset uretkenligini kaybedecektir. ve kabettide de degisim.olcaksa ulke siyasetinde bu noktada degisim olmalidir. bir de baraj kalkmalidir

  15. Sayın yazarın
    “Umarım, muhalefetin CHP’deki bu başarısı başka partilerde ve hatta diğer platformlarda da yansımasını bulur.”
    temennisine katılmamak elde değil,
    çünkü son 13 yılda 12 seçim kaybetmiş başka parti liderlerimiz de var öyle değil mi?

Yoruma kapalı.