Saldırdılar da ne oldu, işte bugün hiçbir şey olmamış gibi karşınızdayız.. Kervan her şeye rağmen yürüyor…

37
Reklam

Herhalde farkındasınızdır, ama bir de ben büyük bir keyifle buradan da duyurayım: Her gün yazılarımı okumak üzere uğradığınız fehmikoru.com sitesini bütünüyle geri aldık. Önce arşivsiz yayın yapmak zorunda bırakıldık, üç yılı aşkın bir süre boyunca burada yazdıklarıma ulaşma konusunda ben bile mahrumiyet çektim, dünden itibaren ise yeniden -arşivimiz de dahil- bütün sitemizle karşınızdayız.

Şimdi sıra, aynı server üzerinden yayına soktuğumuz, bu yüzden bu siteyle birlikte onun da varlığına kast edilmiş olan OcakMedya sitemizin arşivini geri almakta. Bunun için de fazla beklemeyeceğinizi bildirmek istiyorum.

Bilen şunu da biliyor: Sitemize ağır bir siber saldırı oldu. Kısa süreliğine de olsa yayınlarımızı durdurdular, bizleri yayın yapamaz hale getirdiler. Uzun süreyle de geçmişe dönük hafızamızı yok etmeyi başardılar. 

Geldiği gibi geçti ama.

Bu tür saldırıların hedefi, yayınların durdurulması yoluyla, varlığında görev almış insanları yılgınlığa sevk etmek, yollarından çevirmektir. Hele bizim gibi yazı yazanların herhangi bir maddi karşılık görmedikleri, yayını sürdürenlerin ise kendisinin -ve bizim örneğimizde en yakınlarının- parasal katkılarıyla sürdürülen yayınlarda umutsuzluğa düşmenin daha kolay olacağı düşünülebilir.

Öyle olmadı. Ben birkaç saatliğine “Artık durmalı mıyım?” ruh haline bürünsem bile, aile fertlerimden başlayarak yakın dostlarıma kadar uzanan “Durmak yok, yola devam” desteğiyle kendime getirildim.  

Daha da önemlisi, OcakMedya’ya yazılarıyla değer kazandıran yazar kadromuz, hepsi birden, “Yapabileceğimiz bir şey olabilir mi?” tavırlarıyla güven tazelediler.

Yakın-uzak çevreden gelen, saldırıyı işlevsiz kılmada profesyonel destek tekliflerine muhatap olmak da beni mutlu etti.

Reklam

Saldırıyı tam anlamıyla olmamış hale getirmeyi kendi kısıtlı kadro imkanlarımızla sağlayabildiğimizin de bilinmesini isterim.

Profesyonel bir ilgiyle belki daha kısa sürede sorunun üstesinden gelebilirdik; ancak kendi imkanlarımızla konunun üzerinde durma yolunu tercih etmemizin, nereden darbe aldıysak orayı bir kez daha saldırılamaz hale getirebilmek ve yine de bir daha aynı sorunla karşılaşırsak onu en kısa zamanda geride bırakabilmek kolaylığını bize sağlayacağını düşündük.

İşte bugün bu site, muhtemelen fazla uzak olmayan bir gelecekte de OcakMedyamız, saldırıya hiç muhatap olmamış gibi bir bütün halinde karşınıza çıkıp yoluna devam edebilecek.

Kim bizi yolumuzdan döndüreceğini sanmış ve onu gerçekleştirmek için saldırıya geçmişse bunu başaramadı.

Olayın üzerimdeki etkileri tazeyken kendimi kalabalık bir ortamda çırılçıplak hissettiğimi kayda geçirmiştim. Zaten arzulanan da, o hissi saldırılanlara duyurmak, insanları çaresizliğe sevk edip sindirmektir. 

Aynı hissi birkaç yıl önce “Artık gazetemizde yazamayacaksınız” tebligatıyla karşılaştığımda da duymuştum. Ülkemizde o tür tebligatlar, son yıllarda devreye sokulan bir deyimle, ‘medeni ölü’ haline getirilmek anlamını taşıyor. Susturuluyorsunuz ve bunun neden, kim tarafından size yaşattırıldığını merak ederek günlerinizi geçiriyorsunuz.

Neden gazetelerde yazdırılmadığımı, bunu kimin arzu edip talimatıyla sağladığını emin olun bugün bile yüzde 100 emin olarak biliyor değilim. Bana tebligatı yapana sorduğumda da tatmin edici bir cevap alamamıştım. Tahminlerim var, ancak benim tahminlerimin sizlerin tahminlerinizden bir farkı yok; sadece tahmin işte.

Bugün de sitelerimize neden saldırıldığını bilmiyorum. Siber saldırının hemen öncesinde bir siyasi parti liderinin beni hedef alan incitici ve karalayıcı ifadelerinin geri planında ne yattığını da bilmediğim gibi. Onunla ilgili de sadece tahminlerim var.

Reklam

Hedef haline gelmek hiç de istediğim bir şey değil; tam tersine, herhangi bir konuyu burada ele aldığımda, mümkün olduğu kadar bilgilendirici, yapıcı ve yol gösterici bir üslupla düşüncelerimi okurlarla paylaşmaya çabalıyorum. Galiz ifadelere muhatap edilerek hedef haline getirilmek bu yola başvuranların tercihidir, benim değil.  

Başınıza musallat olan her dert sizi öldürmüyorsa daha da güçlendiriyor; bu gerçeği siber saldırı sonrası bizzat yaşarak bir kez daha öğrenmiş oldum. Bir ay önce hangi kararlılığa sahipsem, bugün ondan misliyle daha fazla kararlıyım.

Okurlar, yazar olarak OcakMedya’ya katkıda bulunanlar, yazılarımızı okuyup yorum yazma zahmetine katlanarak tartışmaya katılanlar ve birlikte düşünce üretme yürüyüşümüze ilgi duyan her düzeyde insan bizi takip ettiği sürece, ne tür dertlere muhatap edilirsek edilelim, yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz.

İlk günden bugüne ve özellikle saldırı sonrasında desteklerini esirgemeyen herkese teşekkürü bir borç biliyorum.

ΩΩΩΩ

Reklam

37 YORUMLAR

  1. Gerçekleri yazın sn koru.İktidar bütün kazanımları bitirdi. Bahçeli Perinçek le aynı gemide ne kadar gidecekler, umarım bunlar gemilerini batırmazlar ,fakat gemileri su almaya başlamıştır.

  2. Çeşitli basın yayın organlarinda beğenip, farkli bulup okumaya değer dediğiniz ve link verdiginiz bölümü tekrar yayinlamanizi çok isteriz

  3. Devlet Bahçeli Fehmi Koru’yu neden eleştirdi ?

    Sözlerindeki hakaretamiz ve tehditkar üslup ayrıca bir sorun. Fakat bu üslup o kadar çok tekrarlandı ki artık herkes alıştı ve kanıksadık.

    Benim esas merak ettiğim ağır eleştirisinin gerekçesidir. Bahçeli öyle konuşuyor ki hep konuşmasının başını kaçırdığım için neden öyle konuştuğunu anlayamadığımı sanıyorum. Fakat kimi zaman denk geliyor ve bu tarz konuşmalarını en baştan izleme imkanım oluyor ama yine aynı şey oluyor ve yaptığı suçlamaların nedenini anlayamıyorum. Demek ki herkesin bildiği aşikar bir gerçek var ve Bahçeli onu açıklamaya gerek duymadan şunu demek istiyor : “Biz Türkiye için doğru olanın yanındayız, o halde siz bizim yanımızda değilseniz Türkiye için yanlış olanın yanındasınız, yani bir çeşit vatan hainisiniz”. Seçim döneminde Cumhur İttifakı’ndan yana olmayanlara illet-zillet gibi ağır hakaretler edilmesini de bu kapsamda değerlendirmek gerekiyor demek ki.

    Daha önceki bazı yorumlarımda da belirtmiştim. Fanatik taraftarı olduğum bir siyasi parti ve lider hiçbir zaman olmamıştır. Eğer Sayın Bahçeli ağır suçlamalarının gerekçesini açık bir şekilde açıklarsa ve bu kafama yatarsa ben kendisini desteklemeye ve Fehmi Koru ile benzerlerini eleştirmeye hazırım. (Hani, üslup da tamamen önemsiz sayılmaz!).

  4. Azərbaycandan salamlar. Youtube-da Medyascope gibi proqramlar yapa bilirsiniz; konuklar davet ederek filan. Aynı zamanda yazılarınızı bu kanalda sesli mekale formatında da yerleşdire bilirsiniz. Taha Kıvançı da görmek istiyoruz.

  5. Hayatın temel dinamiklerine meydan okuyanlar daha doğrusu bu dinamikleri kabul etmeyen/içselleştiremeyenler kaybedecek.Örneğin yer çekimine meydan okuyanlar er yada geç tuz-buz olacak.Hayatın en temel dinamiği FARKLILIKtır.Allah bile hayatın başlamasını farklılık üzerine bina etmiş.Kadın-erkek farklılığı üzerine.+ – kutup ile elektrik üretiyoruz.Dünya uzay boşluğunda, kütle çekim-merkezkaç(savrulma) güçleri ve her şeyden önemlisi bu güçlerin birbirini dengelemeleri üzerine duruyor.Farklı olanı düşman, farklı düşüneni vatan haini kabul edenler kaybedecek.Farklılıktan enerji/sinerji yerine anarşi üretenler kaybedecek.Şu ana kadar çoktan kaybetmemelerinin nedeni maalesef Dünyada çoğunlukta bulunmaları.Temel kurallardan biri de karpuzun ne kadar yüksekten düşerse o kadar paramparça olduğudur.(Kaynak göstermeden, telif ücreti ödemeden kullanılabilir)

  6. sitede yeni yeni isimleri görüyorum. bu iyi birşey. eskiler birden bire yok oldular sanki. nurdan hanım hergün yazıyordu. bir süredir göremedim. umarım herşey yolundadır. yazmayan diğer arkadaşlar için de aynı temennim geçerli.

    • Nurdan hanıma selam.Bernar beye de.F.K.T bey de taşlamalardan etkilenmesin.Malum,meyva veren ağaç taşlanırmış…

  7. Devleti yönetenler devleti yapip-etikleri ile korunaklı duruma getiremeyince bir takım değerler üzerinden siyasi projeler ürettiler.
    Türkçülük
    İslamcılık
    Batıcılık
    Osmanlicılik gibi…
    Şimdi gözlemliyoruzki hem bu değerlere hem devlete hem millete zarar vermişler.

  8. Dunning ve Kruger’e göre;

    1-Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.
    2-Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir.
    3-Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler.
    4-Nitelikleri, eğitimle artırılırsa, aynı niteliksiz insanlar, niteliksizliklerinin farkına varmaya başlarlar.

    Yani sizler yazmaya devam eddikce insanlar kendi durumlarının farkına varacak. Farkına varmak istemeyenler yine de olacaktır.
    Onlar için de “Allah ıslah etsin” deyip yola devam etmek gerek.
    Gün gelir onlar veya onların takip edenleri farkına varır inşallah.
    Kalın sağlıcakla…

  9. Gelecekte hatta yakin gelecekte gelmis ve gecmis butun bilgiler meydana dokulecek.
    Gizli sakli hicbir fikir kalmayacak.
    Herkes secimini yapacak.
    Yalanlar ve dogrular ,kara ve ak gibi ortada gorunecek.
    Artik insanlari aldatmak eskisi kadar kolay olmayacak.
    Bilgi kirliligide bir muddet sonra etkisini kaybedecektir.
    Zannedersem gunumuzde ve yakin gelecekte dogrulari iyiniyetle daha cabuk ogrenecegiz.
    Yalancilarin isi daha zor olacak galiba.
    Herkes takip edilebilecek ancak belki engellenemeyecektir.

  10. Bir takipçiniz olarak,uzun yıllardır izliyorum.Sizin bazı sözleriniz hep kulağımda kaldı.Medya konusunda yazdıklarınız,dünyadaki haber konusunda yazdıklarınız bir de derdiniz gerçekler bir gün mutlaka ortaya çıkar derdiniz, özellikle medyadaki yazar çizerler kendi yazdığına inanmadan yazıyorlar.Bizim ülkemizdeki medya benim şahit olduğum şu 25-30 yıllık dönemde çok yanlış yazan ve yalan söyleyen çok oldu.Acaba bir gün onlar geriye dönüp baktıklarında yaptıklarından hiç pişman oldu mu?Bir de eski bir politikacı derdi ki demokrasi ve insan hakları bu yüzyılın en büyük yalanları.DÜnyadaki kurulu sistem insanları kandırma ve yalan üzerine kurulmuş.Bundan da bizim ülkemiz mutlaka kendine düşen payı alacaktır.Sen aldırma Fehmi Abi bu dünya hak ile batılın hep çatıştığı bir yer.Mücadeleye devam,haklıların yanında olmaya devam Allah sizi mücadelesiz ve okursuz bırakmasın.Teşekkürler…

  11. Güçlüyüz
    Almanya’da fabrikaları geziyorduk. İnce işleri Almanlar Türklere yaptırıyorlardı. Dediler ki “İçki içmedikleri için daha hızlı hareket ediyorlar.” Teknik Üniversite’de hocalarım “Şoförlerin refleks müddeti dünyada bir saniyedir, Türkiye’de ise yarım.” dediler. Mustafa Kemal “Türk halkı zekidir, çalışkandır.” demiştir. Bunu laf olsun diye söylenmiş bir söz sanırdım. Almanya’da gördüm ki Türk halkı zekidir ve çalışkandır.
    Türkiye’de ilgili okula gitmeyenler bile bilgisayar kullanmada çok başarılıdırlar. Ne yazık ki Türkiye bunlara imkan sağlamıyor, cezalandırıyor, yurt dışına kaçırtıyor.
    Gelecekte savaş elektronik olacak. Bilgisayarla uçan füze kazandım derken bilgisayar geri çevirip düşürecek, onu da çeviren olacak. Banka sistemi çöktüğü zaman insanlar sallanamaz hale gelir.
    Bu savaş Ocak Medya’da başladı. Yakınlarım bilgisayarda başarılı kadro oluşturuyor. Akevler’de çok başarılı şekilde bilgisayar kullanan kimseler vardır. Akevler bir bilgisayar kadrosunu oluşturmalı ve savaşına daha güçlü devam etmeli. Saldırıları de def edecektir, kuşkum yoktur.

  12. Sn Koru, Bir takipçiniz olarak sitenizin ilgi duyduğum bir bölümü de farklı yayın organlarında yazılan seçkin yazılardı. Örneğin Şarkul Asvat yazarlarını sayenizde tanıdım ve memnun oldum. Umarım sözkonusu bölümü daha da çeşitlendirerek yayınlarsınız. Böylelikle saldırıyı düşünenleri ve gerçekleştirenleri yapılanların yanlışlığına ikna etmiş olursunuz.

  13. bugünün haberi:
    “AKP Kocaeli İl Gençlik Kolları Kongresinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı asker üniformalı gençlerle karşılayan Kocaeli İl Gençlik Kolları Başkanı Emre Kahraman, bedelli olarak yaptığı askerliğini tamamladı.”
    herkes tanısın bu ikiyüzlü sahtekarları. insanları ölüme gönderip, kendileri 18 günlük bedelli askerlik yapan riyakarları.

  14. Seksenli yılların başlarında çocukken okuduğum bir makalede o zaman için bir oda büyüklüğünde olan büyük bilgisayar hafızalarının ilerleyen yıllarda tırnak büyüklüğündeki küçük bir çip boyutunda olacağını yazıyordu.Doksanlı yılların başında yazılan makalelerde ise birkaç yıl içinde her türlü alışverişin dahi internet üzerinden yapılacağı yazılıyordu.Şimdilerde ise Allah’ın yarattığı cansız hava unsurları içinde artık her türlü görüntü,ses, yazı, iletişim ulaşımı yapılabildiği gibi,levh-i mahfuz timsali olan bunların hafıza sistemi de aynı kanun içerisinde muhafaza ediliyor.Sürekli büyüyen bilgi havuzları daha küçük alanlarda zaptedilerek yeni yeni bilgilere,teknolojiye ulaşma imkanı sağlıyor ve insana ait hiçbir şey de yok olmuyor.Birşeyleri yoketmeye çalışan da boşuna uğraşıyor yani.Allah kötü iş sahiplerine tövbe nasip etsin…

    “Evladım, yapılan iş; bir hardal tanesi kadar küçük olsa, bir kayanın içinde saklı da olsa, yahut göklerin veya yerin herhangi bir noktasında bile bulunsa, mutlaka Allah onu meydana çıkarır. Allah öyle latîf, öyle habîrdir. “Lokman suresi 16.

    Bakalım,ömrü olan şu dünyada daha neler görecek.

  15. İnsanı öldürmeyen darbe, onu daha da güçlü hale getirir. Başarılarınızın devamını dilerim.

  16. Tekrar geçmiş olsun.
    Sizin gibi kıymetli ve dürüst yazarlara ihtiyacımız olan bir dönemdeyiz.
    Kervan yürüyormuş gördük.
    Selam ve dua ile.

  17. Sayın Koru,
    Azminiz, donanımınız harika.. Ancak kendiniz için kullandığınız iki tabiri ben sizlere yakıştıramıyorum..
    1. Medeni ölü..
    2. Sizlere, dolayısıyla bizlere ve okuyucularınıza yapılan siber saldırıdan dolayı kendinizi meydanda üryan hissetme duygunuzu…
    Kim ne yaparsa yapsın ve ne söylerse söylesin ve nasıl bir saldırı yaparsa yapsın, o kişinin hissettikleri o saldırıdan ve söylenenlerden daha ağır etki ve iz bırakır..
    Dolayısıyla ben sizlerin bu tür saldırılardan olumsuz etkilenmek yerine daha güçlü olarak çıkacağınıza inanıyorum..
    Bizler de aynı inanç, duygu ve heyecan ile sizleri okumaya devam ediyoruz..
    Yalnız değilsiniz..
    Selam ve muhabbetler..

  18. Sayin koru yandas medyada yazmaya devam etseydiniz sizi ukumayi birakirdim emin olun yalnis giden islere ses cikaran sayili yazarlardan birisiniz allah yolunuzu acik etsin

  19. Sayin Koru sizden tarihi, siyasal,dini, islami vs derin analizler bekliyoruz. Günlük siyasal konular ve gelismelerden ziyade kalici ve ana akim gidişatı etkileyici derin analizler ve fikir yazıları. Gençlik bir bocalama devri yaşıyor. Kim doğru kim yanlış, hangi düşünce yapilari ve akımlarının ne gibi hatalari ve dogrulari var bilmek istiyor. Toplumlar ve fikirler surekli evriliyor. Günümüzde de çok önemli bir kırılma noktasinda. İslâmî gerçekler yeniden rafine edilip gençliğe ve insanlığa sunulmalıdır. Islâmi kesim kendi cocuklarini dahi yetistiremedi maalesef. İkna edemiyoruz çocuklarımızı. Çünkü tutarlı ve sağlam bir inancımız yok. Her kafanin farklı bir islam anlayisi var. Cocuklarimiz hangisine i nanacagini şaşırıyor. Bir de çağın internet, cep telefonu gibi aletlerinin ve yeme icme eglenme kültürünün ve hazircilik aliskanliginin esiri oldular.Çocuklarımıza hangi islami ögretecegiz? Geleneksel islâm ile çağdaş anlayışlar arasinda büyük bir fark var ve ara giderek de açılıyor. Fikrî düzey olarak Tanzimat dönemi ve sonrasindan daha aşağılarda sürünüyoruz. Ülkemizde fikir ve edebiyat adina ciddi bir şey üretilmiyor. Çok yazan çizen var ama bilimsellikten ve derinlikten uzaklar. Karar Gazetesi yazarlari nispeten güzel yazilar yazmaya basladilar. Sizden de benzeri yazılar bekliyoruz. Bol kaynaklı, delilli ve derinlikli tarihi ve sosyal ve siyasal yazilar. Bir aydınlanma devri yasatin ülkemiz ve gençliğine. Yol gosterin yollarini aydinlatin. Okuma aşkı uyandırın. Okumaktan, seviyeli tartismaktan zevk alan entelektuel bir okuyucu kitlesi oluşturun. Okudugunuz yeni ve eski eserlerden örnekler verin bize. Tarihi, siyasal, sosyal ve dini gercekler ışığında, yapilan yanlışları ortaya koyun. Size de bu yakisir zaten. Selam ve hurmetlerimle.

    • Değerli arkadaşım,bu okuduğum ikinci yorumunuz.Yazdıklarınızdan bu yorum sayfasının entellektüel seviyesine ciddi katkılar sağlayacağınız kanaatindeyim,devam ediniz.Yazarların yolunu çizen biraz da okurlarıdır.Saygılar sunarım.

    • Doğru tesbitler, ağzınıza sağlık.
      Fehmi Koru beye de geçmiş olsun. İnşallah böyle olumsuzluklar yaşanmaz bir daha.

  20. Geçmiş olsun, dileklerimizle.
    Şirin Annemizin başarı dilekleriyle.
    Saygı ve Sevgilerimizle.

  21. Tekrar geçmiş olsun.
    Böyle dönemlerde mücadele kolay değil maalesef.
    Ülkemiz yaşadığımız krizlerden en kısa zamanda kurtulur inşallah.

  22. Fehmi bey, Tekrar hoşgeldiniz. Çok önceden bir ” roman” projeniz vardı. Merakla bekliyordum. Eminim benim gibi başka bekleyenler de vardır. Unutmadık..

  23. Tekrar geçmiş olsun, “insana doğruluk yaraşır görse de ikrah, yardımcısıdır doğruların Hazreti Allah”

  24. Muhafazakar bir okur hiç değilim. Ama sabah kalktığımda ilk okuduğum makale sizinki oluyor.
    Neden sizi okuyorum?
    1.bilgilisiniz
    2.iktidarı iyi tanıyorsunuz
    3.dış dünyayı iyi biliyorsunuz
    4.mağdursunuz

    Fakat mağduriyet öncesi dönemlerde sizi okumadığım için kafamın karışık olduğunu da söylemeliyim.
    Neyse…şimdi yazdıklarınızın çoğuna katılıyorum. Uğraşınıza da hayranım. Başarılar diliyorum..

  25. “İşte bugün bu site, muhtemelen fazla uzak olmayan bir gelecekte de OcakMedyamız, saldırıya hiç muhatap olmamış gibi bir bütün halinde karşınıza çıkıp yoluna devam edebilecek.” FEHMİ KORU
    SEVİNDİK…
    GEÇMİŞ OLSUN…
    ALLAH YARDIMCINIZ OLSUN…
    SELAM DUA HÜRMET MUHABBETLERİMLE…

  26. Allah’a şükürler olsun ki sizin gibi değerli bir yazar var. Verdiğiniz bunca emek boşa gitmez. Her sabah yazınızı sabırsızlikla bekliyoruz. İyi ki varsınız ve iyi ki bize yorum yapma şansı tanimissiniz.
    Selam ve dua ile..

    • Tekrar geçmiş olsun.
      Böyle dönemlerde mücadele kolay değil maalesef.
      Ülkemiz yaşadığımız krizlerden en kısa zamanda kurtulur inşallah.

Yoruma kapalı.